Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

38258795-105[328-2019-11]-24324

26.05.2021

Konu

:

Ferdi işletmenin limited şirketine dönüşmesi halinde faturanın hangi ünvanda verilmesi gerektiği hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 1/4/2018 tarihinde … ferdi işletmenizi … Ltd. Şti'ye devrettiğiniz, şahıs firması olduğunuz dönemde … Orman İşletme Müdürlüğü'ne borcunuz karşılığında teminat mektubu kullandığınız, vadesinin … Ltd. Şti. olduğunuz döneme denk geldiği, teminat mektubunun vadesi geldiğinde uzatma talebinde bulunduğunuz ve bunun sonucunda uzatma faizi adı altındaki faturanın şahıs firmanız olan …'a düzenlendiği belirtilerek, … adına düzenlenen faturanın … Ltd. Şti. kayıtlarına alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde, kazancı bilanço esasına göre tespit edilen ferdi bir işletmenin bilançosunun bir sermaye şirketine aktif ve pasifiyle bütün halinde devrolunması, devralan şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve devredilen ferdi işletmenin sahip veya sahiplerinin şirketten, devir bilançosuna göre hesaplanan öz sermayesi tutarında ortaklık payı alması (Bu ortaklık payını temsil eden hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.) halinde değer artışı kazancı hesaplanmayacağı, vergileme yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, ticari kazancı bilanço esasına göre tespit edilen bir şahıs işletmesinin aktif ve pasifiyle bir limited şirkete devredilmesi ve söz konusu maddede yer alan koşulların sağlanması durumunda bu devir nedeniyle değer artışı kazancı hesaplanmayacak ve vergilendirme yapılmayacaktır. Ayrıca, ferdi işletmenin devir tarihi itibarıyla sonuç hesapları çıkartılmak ve kapanış işlemleri yapılmak suretiyle tespit edilen ferdi işletme bilançosu, aktif ve pasifiyle bütün halinde sermaye şirketinin bilançosuna aynen geçirilmesi gereken bilançodur.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 161 inci maddesinde, "Vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade eder.

İşlerin her hangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulması işi bırakma sayılmaz." hükümleri yer almaktadır.

Bu hükme göre, bir şahıs işletmesinin aktif ve pasifiyle bir limited şirkete devredilmesi durumunda şahsi sorumluluk altında yürütülen faaliyet son bulacağından bu durumun şahıs işletmesi açısından işi bırakma olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise esas itibariyle mezkûr Kanun ve ilgili ikincil mevzuatta düzenlenen belgelerden uygun olanı ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikine ilişkin belgelerin mükellef adına düzenlenmesi icap etmekte olup, aksi halde yapılan harcamanın/giderin gider/maliyet olarak dikkate alınabilmesi veya kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesini teminen kayıtların tevsikinde kullanılabilmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan, sermaye şirketi tescil ile tüzel kişilik kazandığından sermaye şirketi tüzel kişilik kazanıncaya kadar geçecek süredeki faaliyetlerin şahıs işletmesi adına düzenlenecek belgelerle tevsik edilmesi ve şahıs işletmesinin kanuni defter ve belgeleri üzerinden yürütülmesi, dolayısıyla, tescil tarihine kadar olan döneme ait işlemlerin şahıs işletmesinin defterlerine kaydedilmesi, tescil tarihi itibarıyla da sermaye şirketi adına mükellefiyet tesisinin yapılması ve tescil tarihinden sonra yapılan işlemlerin, sermaye şirketi adına düzenlenecek belgelerle tevsik edilerek sermaye şirketine ait kanuni defterlere intikal ettirilmesi icap etmektedir.

Bu bağlamda, ferdi işletmeden limited şirkete dönüşme işleminde ferdi işletme açısından işi bırakma gerçekleştiğinden ve bu dönüşme nevi (tür) değişikliği olarak kabul edilemeyeceğinden, bu kapsamda … adına düzenlenen, uzatma faizine ilişkin faturanın şirketiniz kayıtlarına intikal ettirilerek ilgili dönem kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 (*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Bilindiği üzere, 7262 sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması, dağıtılması ve devri açısından 01.04.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bazı değişiklikler yapılmıştır.

Değişikliklerin temeli hamiline yazılı pay senetlerine ilişkin Merkezi Kayıt Kuruluşu’na (MKK) bildirim yükümlülüğünün getirilmesidir.

MKK’ya bildirim yükümlülüğünü şu başlıklarda özetlemek mümkündür:

  1. Nisan 2021 tarihinden önce ihraç edilmiş hamiline yazılı pay senetlerinin ve bunlara sahip olanların MKK’ya bildirilmesi, 
  1. Nisan 2021 tarihinden sonra ilk defa ihraç edilecek ya da bastırılacak hamiline yazılı pay senetlerinin pay sahiplerine dağıtılmadan önce MKK’ya bildirilerek oradan alınacak tekil bir numara ile pay sahiplerine verilmesi ve bunun takibinin yapılması, 
  1. Şirketler tarafından pay sahiplerine dağıtıldıktan sonra, pay sahipleri tarafından yapılan devirler sonrası devralan tarafından MKK’ya bu senetlerin ve kendilerine ilişkin bilgilerini bildirilmesi.

Şirketler tarafından bugüne kadar, hamiline yazılı pay sistemi kabul edilmiş olmasına rağmen değişik gerekçelerle pay senedi bastırılmamış olabilir. Yönetim kurulu kararı alınmış ancak tescil ettirilmemiş ya da üç aylık süre geçmesine rağmen veya TTK’ya uygun şekilde pay senedi basım yükümlülüğü yerine getirilmemiş olabilir. Bilindiği üzere senede bağlanmamış hamiline yazılı paylar, senede bağlanmamış nama yazılı paylar ile aynı hükümlere tabidir.

Öncelikle, henüz hamiline yazılı pay senedi basılı olmayan durumlarda şirketler tarafından TTK m. 486 hükmü gereği pay senetlerinin bastırılması gerekecektir.

Payların kime ait olduğu pay defterinden kolayca tespit edilebilecektir.

İkinci husus da MERSİS ile MKK arasındaki kayıtların birbiri ile uyumlu olması gerekliliğidir. Herhangi bir uyumsuzluk olması halinde şirketlerin bağlı bulundukları ticaret sicili müdürlüğü ile iletişime geçip bunu da düzelttirmesi gerekmektedir.

 Sonrasında MKK bildirimi gerçekleştirilebilecek ve işlemler 31.12.2021 tarihinden önce tamamlanabilirse herhangi bir idari para cezasına maruz kalınmamış olunacaktır.

01.04.2021 tarihinden sonra kuruluş, sermaye artırımı ya da hamiline yazılı pay senedi sistemine geçiş dolayısıyla bastırılan payların öncelikle MKK’ya bildirilmesi zorunlu olduğundan bu paylar açısından sonradan gerçekleştirilecek devirler hariç geçiş süreci ile ilgili ayrıca bir bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

31.12.2021 tarihine kadar, genel kurulu toplantıya çağıranlar, MKK’ya bildirilmek üzere şirkete başvuruda bulunan ancak henüz MKK’ya bildirilmeyen pay sahiplerini de genel kurula katılabilecekler listesine dâhil edecektir.

31.12.2021 tarihinden sonra ise, MKK’ya bildirimde bulunulmaması halinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanların bu tarihten sonra yapılacak genel kurullara katılabilmeleri bildirim yapılıncaya kadar mümkün olmayacaktır.

Hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgilerini, pay senetlerinin devirlerini, senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce MKK’ya bildirmeyen şirketler açısından idari para cezası söz konusu olacaktır.

Söz konusu idari para cezalarını verme yetkisi mahallin en büyük mülki amirine aittir. Mahallin en büyük mülki amiri; illerde vali, ilçelerde ise kaymakamdır.

Yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde idari para cezalarının yanı sıra, 31.12.2021 tarihinden itibaren pay sahiplerinin ortaklık payından kaynaklanan haklarını kullanamayacağı veya payların başkasına devri imkânının kısıtlanabileceği göz ardı edilmemelidir.  Hatırlanacağı üzere ticaret şirketlerinde pay sahibi veya ortak olunmasından dolayı kâr payı, tasfiye payı, bedelsiz pay edinme ve rüçhan hakkı gibi  , genel kurul çağrısı ve gündeme madde konulmasını talep, genel kurula katılma,  oy hakkı, vb. ile dava hakları gibi yönetsel hakları bulunmaktadır.

Kanunla verilen geçiş süresi kanuni bir düzenleme ile uzatma yapılmaz ise  31.12.2021 tarihi itibariyle tamamlanacaktır.

https://www.capitaldenetim.com.tr/2021-120-hamiline-yazili-pay-senetlerini-31-aralika-kadar-merkezi-kayit-kurulusuna-bildirim-yukumlulugunu-hakkinda-hatirlatma

GİB Manisa VD Başkanlığı Özelgesi

Tarih : 31.05.2021

Sayı : 53445970-105[27-9-605]-52239

KDVK Md. 29, 34

VUK Md. 232

ORTAK ADINA DÜZENLENEN ADİ ORTAKLIK FAALİYETİNE İLİŞKİN FATURANIN GİDER KAYDI, KDV İNDİRİMİ VE Ba BİLDİRİMİ DURUMU

1- Adi ortaklığın faaliyetine ilişkin olsa da ortaklar adına kesilen faturalarda gösterilen KDV’nin ortaklık tarafından indirim konusu yapılamayacağı,

2- Adi ortaklıkların kendi adlarına düzenlenmeyen belgeler muhteviyatı tutarları gider veya maliyet unsuru olarak kayıtlara alması mümkün olmadığından, ortak adına düzenlenen faturanın adi ortaklık olarak verilen Ba bildirim formuna dahil edilmemesi gerektiği, ancak ortak adına düzenlenen faturaya konu ürünlerin; ortağın, 213 sayılı Kanun’un 232. maddesinde belirtilen ve fatura düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olması halinde, ortak tarafından adi ortaklık adına fatura, ortağın 213 sayılı Kanun’un 232. maddesinde belirtilen ve fatura düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olmaması halinde ise, adi ortaklık tarafından ortak adına gider pusulası düzenlenmek suretiyle ortaklık kayıtlarına intikal ettirilmesinin mümkün olduğu hk.

Özelge talep formunda, adi ortaklık olarak nargile ve kafe işletmeciliği faaliyetinde bulunduğunuz belirtilerek, tütün ürünleri piyasası düzenlemeleri gereği TAPDK lisansı adi ortaklık adına verilemediğinden ortaklardan biri adına lisans çıkartıldığı ve tüm tütün ürünlerinin bu lisansla tedarikçilerden temin edildiği, ancak ürün temini sırasında tedarikçi firmaların TAPDK lisansı sahibi kişi ve onun T.C. kimlik numarasına lisans numarası da belirtilmek suretiyle fatura düzenlemeleri nedeniyle ortaklar adına düzenlenmiş faturaların kayda alınıp alınmayacağı, KDV’nin indiriminin ve Ba formu ile bildirimin nasıl yapılacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun;

- 29. maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

- 34. maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği, 53. maddesinde ise, bu Kanun’da geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (I/B-7) bölümünde, KDV uygulamasında adi ortaklıkların bağımsız işletme birimleri olarak ayrı vergi mükellefiyetine sahip olduğu, adi ortaklıklarca defter tutma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz gibi vergi ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi mükellefiyetlerin ortaklardan ayrı olarak yerine getirilmesi, ortaklığın KDV ile ilgili hesaplarının, ortakların varsa şahsi işletmelerindeki işlemlerden ayrı yapılması gerektiği açıklanmıştır.

Buna göre, adi ortaklık adına düzenlenen belgelerde gösterilen KDV’nin ortaklık tarafından KDV Kanunu’nun 29 ve 34. maddeleri çerçevesinde indirimi mümkün bulunmaktadır. Ancak ortaklığın faaliyetine ilişkin olsa da ortaklar adına kesilen faturalarda gösterilen KDV’nin ortaklık tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;

- 227. maddesinde, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecbur olduğu,

- 229. maddesinde, faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

- 231. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,

- 232. maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları,

- 234. maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia içinde tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu

hükümleri yer almaktadır.

Diğer taraftan, mezkûr Kanun’un 148, 149 ve mükerrer 257. maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile, mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğüne yönelik uyulacak usul ve esaslara ilişkin  396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin;

- (1.1.4) bölümünde, “Kollektif şirketler ve bilanço esasına göre defter tutan adi ortaklıkların Ba-Bs bildirim formları ortaklık veya şirket adına bunların vergi kimlik numaraları kullanılarak verilecektir. Ortaklık veya şirket adına verilmesi gereken bildirimlerin ortaklardan herhangi birinin vergi kimlik numarası kullanılarak verilmesi halinde bildirim formları hiç verilmemiş kabul edilecektir.”,

- (1.2.1) bölümünde, “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir”,

- (1.2.2) bölümünde, “Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)”nun Tablo II alanında bildirilecektir.

açıklamaları yer almaktadır.

Bunun yanı sıra, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620. maddesinde iki ya da daha fazla kişinin bir sözleşmeye dayanarak ortak bir amaca erişmek üzere emek ve mallarını birleştirmeleri olarak tanımlanan adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığı gibi, gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları da mümkün bulunmamaktadır. Ancak, adi ortaklık olarak faaliyette bulunulması halinde, ortaklığa stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmekte, adi ortaklıkların ortaya çıkan kâr veya zararı ise, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dâhil edilerek vergilenmektedir. Ayrıca, adi ortaklığın defter tutma, belge düzenleme, kayıtların tevsiki gibi yükümlülüklerinin ortaklardan bağımsız olarak yerine getirilmesi zorunluluk arz etmektedir.

Buna göre, adi ortaklıklar tarafından ilgili mevzuat dahilinde kendi adlarına basımını yaptırmış veya tasdik ettirmiş oldukları belgelerin ve defterlerin kullanılması icap etmekte olup, kendi adlarına düzenlenmeyen belgeler muhteviyatı tutarların gider veya maliyet unsuru olarak kayıtlara alınması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, ortak adına düzenlenen faturanın adi ortaklık olarak verilen Ba bildirim formuna dahil edilmemesi gerekmektedir.

Öte yandan, ortak adına düzenlendiği belirtilen faturaya konu ürünlerin;

- Ortağın, 213 sayılı Kanun’un 232. maddesinde belirtilen ve fatura düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olması halinde, ortak tarafından adi ortaklık adına fatura,

- Ortağın, 213 sayılı Kanun’un 232. maddesinde belirtilen ve fatura düzenleme yükümlülüğü bulunanlar kapsamında olmaması halinde ise, adi ortaklık tarafından ortak adına gider pusulası

düzenlenmek suretiyle ortaklık kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü 

Sayı: E-11395140-105[VUK3-377]-515807

Tarih:02.07.2021

Konu: e-Arşiv Fatura kullanıcısının internet üzerinden satışını yaptığı ürünün müşteri tarafından iadesi 

İlgi : 09/06/2021 tarih ve ... evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; internet aracılığı ile kozmetik ürün satışı faaliyeti ile iştigal ettiğiniz ve nihai tüketici olan müşterilerinize e-Arşiv Faturası düzenlediğiniz belirtilerek müşterinin, kargo yolu ile gönderdiğiniz ürünleri almaması ve kargo evrakını imzalamadan ürünü direkt firmanıza iade etmesi veya kargo ilgili adrese gittiğinde herhangi bir alıcı bulunmaması nedeni ile kargonun firmanıza geri gelmesi durumlarında bu satışlarınıza ilişkin düzenlemiş olduğunuz e-Arşiv Faturaları,  ilgili dönem beyannamelerinizi onaylamadan iptal etmenizin mümkün bulunup bulunmadığı, yapılması gereken işlemlerin neler olduğu hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların, esas itibariyle, mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

- 229 uncu maddesi, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

- 232 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: 

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara; 

2. Serbest meslek erbabına; 

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara; 

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere; 

5. Vergiden muaf esnafa. 

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.",

- 234 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin: 

... 

3. Vergiden muaf esnafa; 

Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zâti eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir."

hükümleri yer almaktadır.

Bu bağlamda, malın iadesi, işlemin gerçekleşmemesi, fatura içeriğine ilişkin itiraz gibi durumlarda, esas itibariyle, alıcının mükellef olması durumunda alıcı tarafından iade faturası, mükellef olmaması halinde ise satıcı tarafından gider pusulası düzenlenmesi suretiyle işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte, Vergi Usul Kanununun mükerrer 242 nci maddesinin 2 numaralı fıkrası, 227 nci maddesinin birinci fıkrası ile mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) ve (4) numaralı bentlerinin verdiği yetkilere dayanılarak, 19/10/2019 tarihli ve 30923 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde konu ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş olup söz konusu Tebliğ ile bu tarihe kadar Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu olan belgelerin elektronik ortamda düzenlenmesine yönelik olarak yayımlanan tüm Tebliğlerin gözden geçirilmesi, tüm tarafların tek kaynaktan bilgilenmelerinin temin edilmesi ve elektronik belge uygulamalarında bütünlüğün sağlanması amaçlanmıştır. 

Anılan Tebliğin "IV.2.4.5. Elektronik Ticaret Kapsamında Düzenlenen e-Arşiv Faturalara İlişkin Usul ve Esaslar"  başlıklı bölümünde; 

"e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olup internet üzerinden mal ve hizmet satışı yapanlar, yaptıkları satışlara ilişkin e-Arşiv Faturaları elektronik ortamda iletmek zorundadır. Söz konusu satışlarda irsaliye yerine geçen; e-Arşiv Faturanın kağıt çıktısı, ÖKC fatura bilgi fişi ya da sevk irsaliyesinin sevk edilen malın yanında bulunması gerekmektedir.

e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olan mükellefler tarafından elektronik ticaret kapsamında gerçekleştirilen mal ve hizmet satışlarına ilişkin düzenlenecek e-Arşiv Faturalarda aşağıdaki bilgilere yer verilmesi zorunlu olup, ayrıca fatura üzerinde "Bu satış internet üzerinden yapılmıştır." ifadesi yer almalıdır.

1. Satış işleminin yapıldığı web adresi.

2. Ödeme şekli.

3. Ödeme tarihi.

4. Mal satışlarında gönderiyi taşıyanın adı soyadı/unvanı ve VKN/TCKN bilgisi.

5. Satışa konu malın gönderildiği veya hizmetin ifa edildiği tarih. 6. İade bölümünde; malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası, iade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutarı.

Müşteri malı iade etmek isterse elektronik ortamda kendisine iletilen faturanın kâğıt çıktısını alır ve iadeye ilişkin bölümü doldurup imzalamak suretiyle mal ile birlikte malı satana geri gönderir. Bu suretle malı satana geri gönderilen bu belge satıcı tarafından düzenlenen gider pusulası yerine geçer....." denilmekte olup; söz konusu Genel Tebliğ kapsamında elektronik ortamda mali mühür/elektronik imza ile imzalanarak düzenlenen e-Arşiv Faturaları üzerinde sonradan herhangi bir değişiklik yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bununla birlikte oluşturulan e-Arşiv Faturada yer alan "alıcı ad-soyad/unvan", "vergi kimlik numarası" bilgilerinin hatalı olduğu veya ürünün alıcısına gönderilmesine rağmen alıcısına ulaşmadan geri döndüğü durumlarda; bu durumların tevsiki için gerekli belge ya da dokümanların (kargo iade belgeleri vb. tevsik edici belgeler) bulunması ve aynı hesap dönemi içinde olması şartıyla ilgili e-Arşiv Faturaya ait iptal bilgilerinin e-Arşiv Raporunun "iptal" elemanına(alanına) eklenmesi ile e-Arşiv Faturanın teknik olarak iptal edilmesi mümkündür.

Buna göre; alıcısı tarafından iade faturası düzenlenmesi veya vergi mükellefiyeti olmayan nihai tüketiciye gider pusulası düzenlenerek iade işleminin yapılabildiği durumlarda; e-Arşiv Faturaların iptal edilmesi veya değiştirilmesi mümkün bulunmayıp söz konusu faturalar geçerli olup, bu belgelerin muhasebe kayıtlarına, beyanlara konu edilmesi gereken hasılat belgeleri olarak dikkate alınması, iade işlemine ilişkin düzenlenen iade faturaları veya gider pusulasının da muhasebe kayıtları ve beyanlar açısından hasılat düzeltici belgeler olarak kullanılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 175 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak; muhasebenin temel kavramları, muhasebe politikalarının açıklanması, mali tablolar ilkeleri, mali tabloların düzenlenmesi ve sunulması, tekdüzen hesap çerçevesi, hesap planı ve işleyişine ilişkin açıklamalar, 26.12.1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır. Dolayısıyla, mükelleflerin yukarıda belirtilen işlemlere ait muhasebe kayıtlarını; muhasebenin temel kavramlarına, muhasebe politikalarının açıklanması ve mali tablolar ilkelerine, tekdüzen hesap planı ve işleyişine ilişkin yapılan düzenlemelere ve kayıtların kanuni sürelerinde yapılması hususunda mevzuat hükümlerine uygun olarak yapmaları gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

1- Giriş

Yılın sonuna yaklaştığımız bu günlerde, mali gündem konularından biri de: elektronik defter ve elektronik belge uygulamalarına kimlerin ve hangi tarihlerde başvurularını yaparak uygulamalara geçmek zorunda oldukları?

Neredeyse her ilde bugünlerde bilgilendirme seminerleri, konferanslar, toplantılar muhasebe meslek odaları tarafından tertip edilmekte ve yoğun bir şekilde katılım sağlanmakta. Bu toplantı, seminer ve konferanslarda; mükellefler ve mali müşavirler pür dikkat “Acaba benim mükellefim e-Defter Uygulamasına geçmek zorunda mı?”, “Mükellefim e-Defter’e geçerse e-Fatura uygulamasına da geçmek zorunda mı?”, “Mükellefimin e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunmuyorsa e-Defter uygulamasına geçebilir mi?”, “Süresinde başvurular yapılmazsa hangi müeyyideler uygulanır” gibi soruların cevabını edinmeye çalışmakta.

Bu yazımızda kimlerin hangi tarihlerde e-Defter ve e-Belge uygulamalarına dahil olmaları gerektiği hakkında tekrar bilgi vermek yerine (bu hususta kapsamlı bir yazımızı “E-belge ve e-defter uygulamalarına geçin rahat edin…” başlığıyla 4.12.2021 tarihinde bu köşeden paylaşmıştım), e-Defter ve e-Belge uygulamalarına neden geçmeliyiz? ve Bizlere ne gibi avantajları bulunur? konularında bilgi vermek ve nihayetinde zorunluluk kapsamında olunmazsa dahi E-Defter ve E-Belge Uygulamalarına Geçerek Maliyetlerde Önemli Avantajları Nasıl Elde Edebiliriz ? sorusuna cevap bulmaya çalışacağım.

2- Kağıt defter ve kağıt belge döneminde hangi maliyetlere katlanıyoruz?

Ticari ve mali uygulamalarda kanuni defter ve belgeler uzun bir zaman sadece kâğıt ortamda tutulabilmekteydi.

Bu dönemde, defterlerin kâğıdı, ciltlenmesi, noter tasdik işlemleri, yazdırılması, arşivlerde muhafazası, talep eden yetkili birimlere ibrazı, teslimi süreçlerinde; kağıt, cilt, tasdik, mürekkep, yazıcı, toner, depolama, taşıma-nakliye, teslimi için bir taraftan önemli maliyetlere katlanılmakta bir taraftan da önemli düzeyde kağıt kullanımı gerçekleşmekteydi.

Defterler dışında ayrıca mali ve ticari belgeler olan, fatura, sevk irsaliyesi, müstahsil makbuzu, gider pusulası, serbest meslek makbuzu, döviz alım ve satım belgesi, bankacılık işlemlerindeki dekont, sigorta poliçeleri, sigorta komisyon gider belgeleri de uzun bir dönem sadece kâğıt belge olarak ve çoğunluğu anlaşmalı matbaalardan bastırılması gereken belgeler olarak kullanılması gerekmekteydi. Bu belgelerin de, bastırılması, yazdırılması, müşteriye verilmesi (gönderilmesi), işletmede ve muhasebe birimlerinde muhafazası, ilgili birimlerce talep edildiğinde teslim edilmesi süreçlerinde de defterlerde olduğu gibi, kağıt, yazıcı, toner, mürekkep, zarf, klasör, koli, depo, muhasebeleştirme vb. önemli ve çoğunluğu kağıda bağlı operasyonel süreçler yürütülerek bu maliyetlere katlanılmaktadır.

3- Elektronik defter ve belge uygulamalarına geçince hangi maliyetlerimiz ortadan kalkıyor?

Elektronik defter uygulamasına dahil olan mükelleflerin kâğıt ortamda defter tutması gerekmediğinden, defterler için kâğıt, tasdik işlemleri için notere tasdik ücretleri ile kâğıt defter nedeniyle oluşan diğer ciltleme, yazdırma, muhafaza ve ibraz etme süreçlerinde kâğıda bağlı olarak oluşan maliyetler tarihe karışıyor. Elektronik defter uygulamasına dahil olarak artık kanuni defterinizi tamamen elektronik ortamda tutabilir ve elektronik saklama ortamlarında muhafaza ve ibraz edebilir hale gelirsiniz. Böylece büyük arşiv depoları tutmaktan ziyade dijital ortamda ve her an erişebilir bir yapıya kavuşursunuz.

Elektronik belge uygulamalarında da yukarıda saydığımız ticari ve mali belgeleri elektronik belge olarak elektronik ortamda düzenleme ve büyük çoğunluğu ile de elektronik ortamda iletme ve muhafaza etme imkanı sağlanmakta ve böylece matbaa baskı ücretleri ile bu belgelerin oluşturulması sürecinde ortaya çıkan, toner, mürekkep, yazıcı maliyetleri ile bu belgelerin taraflarca muhasebeleştirilmesi, muhafazası ve ibrazı için katlanılan arşivleme, posta veya kargolama ücretleri ile kağıda dayalı operasyonel işletim maliyetleri çok büyük ölçüde tarihe karışmaktadır.

4- Dijital dönüşüm sürecine “zorunluluk” yerine “isteğe bağlı olarak” da her zaman geçmek mümkündür!

Elektronik defter ve belge uygulamalarının yukarıda sağladığı avantajları düşündüğümüzde zorunluluk şartlarının oluşmasını mı bekleyelim? yoksa dijital dönüşüme isteğe bağlı olarak mı geçelim? Dijital dönüşümün kaçınılmaz hali geldiği ve hayatımızın her anına temas ettiği günümüzde bu sürece, sağladığı maliyet avantajlarını da dikkate aldığımızda “isteğe bağlı olarak geçelim” cevabını benim gibi pek çoğunuzdan da duyar gibiyim.

“Debisi çok yüksek hızla akan dijital dönüşüm nehrinde ya dijital dönüşüm gerçekleştirerek can yeleğimizi giyip hayatta kalacağız ya da bu yeleği giymeksizin hayati tehlikelerle baş başa kalacağız.”

5- e-Defter ve e-Belge uygulamalarına nasıl dahil olunur?

Gelir İdaresi Başkanlığı dijital dönüşüm çalışmalarında önemli yer tutan e-Belge ve e-Defter uygulamalarına başvuruları da elektronik imza veya mali uygulamalar için özel olarak geliştirilen mali mühür sertifikası ile elektronik ortamda alıyor.

Gerçek kişiler elektronik imza veya mali mühürden herhangi birini kullanarak, tüzel kişiler ise mali mührü kullanarak elektronik uygulamalara başvurularına elektronik ortamda gerçekleştirebilmektedir. Başvuru ekranlarına ebelge.gib.gov.tr ve edefter.gov.tr internet adreslerinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Başvurularınız sonrasında Gelir İdaresi Başkanlığınca duyurulan UYUMLU YAZILIMLARI siz veya çoğunlukla da mali müşavirleriniz kullanarak defterlerinizi elektronik ortamda e-Defter olarak tutmaya başlayabilirsiniz.

e-Belge uygulamalardan yararlanmanız için Gelir İdaresi Başkanlığı size üç yöntemi de sunuyor. ister Başkanlığın ücretsiz olarak sunduğu Portal uygulamasını kullanın, ister Başkanlıktan izin alan yazılım sektöründe faaliyet gösteren özel entegratör kuruluşların bilgi işlem sistemleri ve sundukları programlardan yararlanın ya da belirtilen güçlü bilgi işlem standartlarına sahipseniz kendi bilgi işlem sistemlerinizi GİB sistemleri ile entegre ederek uygulamaya dahil olun, takdir sizin…

6- Sonuç olarak;

e-Belge ve e-Defter Uygulamalarına isteğe bağlı olarak ta geçerek yukarıda belirtilen maliyet avantajlarını elde edebilir ve ayrıca daha az kağıt kullanarak daha az ağaç kesilmesine ve çevreye katkıda bulunabiliriz. Zorunluluğu beklemeye gerek yok. e-Belge ve e-Defter uygulamalarına dahil olarak rahat edebiliriz. ABDULLAH KİRAZ YMM 

https://www.dunya.com/kose-yazisi/e-defter-ve-e-belge-uygulamalarina-gecerek-maliyetlerde-onemli-avantajlar-elde-edebilirsiniz/643256

ÖZET: Teklife göre, asgari ücretle çalışan hizmet erbabından gelir ve damga vergisi alınmayacak.

Brüt ücreti asgari ücretin üzerinde olan ücretlilerin, ücretleri üzerinden yapılan vergi kesintisi nedeniyle ücretlerinin, asgari ücretin net tutarının altında kalmaması için ilave asgari geçim indirimi getirilecek.

Bu düzenlemelere uyumlu olarak Gelir Vergisi Kanunu’nda yer alan diğer ücret gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin hükümler yürürlükten kaldırılacak. Söz konusu düzenlemeler, 1 Ocak 2022’den itibaren yapılan ücret ödemelerine uygulanacak.

Yenilenebilir enerji üretiminin teşvik edilmesi için muafiyet sınırı olarak öngörülen, meskenlerin çatı ve cephesine kurulan güneş enerjisi santrallerinin kurulu gücünün 10 kilovat olması şartı, 20 kilovat olarak değiştirilecek.

Savunma Sanayii Başkanlığınca yürütülen savunma sanayisi projelerine ilişkin bu kuruma ilgili projeler kapsamında yapılan teslim ve hizmetler, katma değer vergisi istisnası kapsamına alınacak.

BOTAŞ’ın nakit yönetiminin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi için şirketin Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine, yapılandırılmış borçları dahil ödenmeyen her türlü vergi, fon ve paylar ile idari para cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizlerinden oluşan borçları, Hazineden görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık mahsup edilerek terkin edilecek.

2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkili olacak. İlgili kanunları gereğince genel bütçe gelirleri karşılığı yapılan ödenek eklemeleri bu tutardan düşülecek.

Türkiye’de yerleşik sigorta şirketlerince düzenlenen kefalet senetleri de güvenli elektronik imza ile düzenlenebilecek.

Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere, nüfus, hattın uzunluğu ve hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi yapabilecek.

Kamu üniversite hastanelerinin finansal sürdürülebilirliğinin desteklenmesi için kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularının, 2021’de verdikleri sağlık hizmet bedelinin, götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması durumunda aradaki fark terkin edilecek. Terkin edilen bu tutar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine bu amaçla tahsis edilecek ödenekten karşılanacak. (TBMM)

MADDE 1– 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendinde yer alan “10 kW’a kadar (10 kW dâhil)” ibaresi “20 kW’a kadar (20 kW dâhil)” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“18. Asgari ücretli olarak çalışıp ücret ve ücret sayılan ödemeleri toplamı aylık brüt asgari ücret tutarını aşmayan hizmet erbabının ücretleri (Şu kadar ki asgari ücretli olarak çalışmadığı veya asgari ücret üzerinde ücret aldığı halde anılan istisnadan yararlanıldığının tespiti halinde, istisna nedeniyle ödenmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte işverenden tahsil olunur.).”

MADDE 3– 193 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Asgari ücretin üzerinde ücret almakla birlikte net ücretleri, asgari ücretliye ödenen net ücretin altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgarî geçim indirimine ayrıca ilave edilir.”

MADDE 4- 193 sayılı Kanunun;

a) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Diğer ücretlerde, gezici olarak çalışanların” ibaresi “Gezici olarak çalışanların” şeklinde değiştirilmiş, bentte yer alan “ücret ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

b) 64 üncü maddesi, 108 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi, 109 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile ikinci ve üçüncü fıkraları, 110 uncu maddesi, 118 inci maddesi ve 122 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 5– 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Müsteşarlığı” ibareleri “Başkanlığı” şeklinde değiştirilmiş ve bende “bakım-onarım ve modernizasyonuna ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler” ibaresinden sonra gelmek üzere Savunma Sanayii Başkanlığınca yürütülen savunma sanayii projelerine ilişkin olarak bu Kuruma ilgili projeler kapsamında yapılan teslim ve hizmetler” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 6– 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 6- Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketinin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Ticaret Bakanlığına bağlı tahsis dairelerine vadesi geldiği halde ödenmemiş olan her türlü vergi, fon ve paylar ile idari para cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizi borçları ile 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında yapılandırılmış borçları (vadesi gelmemiş taksitler dâhil); adı geçen şirketin Hazineden, 31/12/2021 tarihine kadar oluşan görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık, merkezi yönetim bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin mahsup suretiyle, Ticaret Bakanlığınca terkin edilir. Bu kapsamda mahsuba konu olacak borçlara bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra fer’i alacak hesaplanmaz.

Bu madde kapsamında şirketin Hazineden olan görevlendirme bedeli alacağı tutarını tespit etmeye, mahsup suretiyle yapılacak terkin işlemlerini belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanı yetkilidir.”

MADDE 7– 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 23- 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. İlgili kanunları gereğince genel bütçe gelirleri karşılığı yapılan ödenek eklemeleri bu tutardan düşülür.”

MADDE 8– 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına “mektupları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından düzenlenen kefalet senetleri” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 9– 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Büyükşehir belediyeleri, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere, nüfus, hattın uzunluğu ve hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi yapabilir.”

MADDE 10– 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Belediyeler, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere, nüfus, hattın uzunluğu ve hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi yapabilir.”

MADDE 11– 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCÎ MADDE 86 – 2021 yılında götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi yapılmış kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularının Kuruma 31/12/2021 tarihine kadar bu sözleşme kapsamında verdikleri tedavi hizmetlerine ilişkin toplam tahakkuk tutarının götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması durumunda, aradaki fark terkin edilir. Terkin edilen tutar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine bu amaçla tahsis edilecek ödenekten karşılanır.

Bu maddeye ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir.”

MADDE 12- Bu Kanunun;

a) 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri 1/1/2022 tarihinden itibaren yapılan ücret Ödemelerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 13– Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

Tamamı pdf olarak Tıklayınız

187 Aralık 2021 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 31693

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:

YATIRIMLARA PROJE BAZLI DEVLET YARDIMI VERİLMESİNE İLİŞKİN KARARIN UYGULANMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ (2019/1)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(2021/1)

MADDE 1 – 28/12/2019 tarihli ve 30992 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (2019/1)’in 12 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 13 – (1) Sigorta primi işveren hissesi desteği uygulamasına, kısmen işletmeye geçildiğinin tespit edilmesi veya tamamlama vizesinin yapılmasını müteakip yatırımcıya ait bilgilerin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesini takip eden aydan itibaren başlanır ve uygulamanın ilk başladığı ay esas alınarak yatırım teşvik belgesinde belirtilen süre kadar yararlandırıldıktan sonra uygulamaya son verilir.

(2) Kısmen işletmeye geçişe istinaden sigorta primi işveren hissesi desteğinden yararlanılabilmesi için kullanıcılar tarafından E-TUYS uygulamasında yer alan tanımlı alanların doldurulması ve Bakanlıkça talep edilmesi halinde ilgili belgelerin sisteme yüklenmesi gerekir. Kullanıcı talebini müteakip kısmen işletmeye geçildiği ve ilave istihdam sağlandığı Bakanlıkça görevlendirilen en az iki eksper tarafından yatırım yerinde tespit edilir ve tespite ilişkin ekspertiz raporu onaylanarak birinci fıkrada belirtilen şekilde sigorta primi işveren hissesi desteği uygulaması başlatılır.

(3) Kısmen işletmeye geçişe ilişkin tespit işlemi azami yılda bir defa yapılabilir.”

MADDE 3 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.

Tebliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

28/12/2019

30992

Tebliğde Değişiklik Yapan Tebliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

28/7/2020

31199

Bilindiği üzere 16.12.2021 tarihinde asgari ücrete 50% zam geldiği ve ayrıca işveren maliyetlerinin 450 TL aşağı çekildiği açıklandı.

Bu açıklamanın akabinde hesaplamanın nasıl yapıldığı, işveren yükünün yüzde kaç arttığı, asgari geçim indiriminin uygulamadan kalkıp kalkmadığı, Devletin vazgeçtiği verginin ne kadar olduğu, asgari ücretin üzerinde ücret alanlarda uygulamanın nasıl olacağı soruları gündeme gelmiş bulunmaktadır. Aşağıdaki asgari ücretin hesaplanmasına ve bunun ayrıntılarına yer verilmiştir.

2021 2022 Artış
İşveren Maliyeti 4,203,56 5.879,70 0,40
SGK Primi İşveren (15,5%) 554,51 775,62
İşs. Sig. İşveren (2%) 71,55 100,08
Brüt Asgari Ücret 3.577,50 5.004,00
Prim ve Kesintiler 536,63 750,60
SGK Primi İşçi (14%) 500,85 700,56
İşs. Sig. İşçi (1%) 35,78 50,04
Vergi Kesintileri 483,28
Gelir Vergisi (Matrah *15%) 456,13 (638,01)
Damga Vergisi (0,759%) 27,15 (37,98)
Net Asgari Ücret 2.557,59 4.253,40
AGİ 268,31  
AGİ Dahil Net 2.825,90 4.253,40 50,5%

BRÜT VE NET ASGARİ ÜCRET HESAPLARI

Tablodaki hesapta baz alınan bağımsız değişken Brüt Asgari Ücret olup, tüm hesaplamalar bunun üzerinden belirli oranlar veya kalanlar şeklinde yapılmaktadır. Günlük 166,80 TL asgari ücret 30 gün ile çarpılarak 5.004 TL aylık brüt asgari ücret bulunmaktadır. Brüt asgari ücretten işçinin ödemesi gereken vergi ve SGK işçi kesintileri hesaplanarak 4.253,40 TL net asgari ücrete ulaşılır. Brüt asgari ücrete SGK işveren kesintileri toplanarak da 5.879,70 TL işveren maliyeti hesaplanır.

İŞVEREN YÜKÜ DEĞİŞİM ORANI

Yukarıda açıklandığı üzere işveren maliyeti 5.879,70 TL’dir. SGK borcu bulunanlar için işveren sigorta primi 15,5% değil 20,5% hesaplanacağı için toplam işveren maliyeti 6.129.90 TL olur. Tablodan görüleceği üzere asgari ücretin net tutarına %50,5 oranında zam gelmiş olmasına rağmen, işveren maliyeti ise 40% artmıştır. Oranın aynı olmama nedeni gelir vergisi ve damga vergisi kesintisinin yapılmayacak olmasıdır.

DEVLETİN VERGİ KAYBI

İşverenin vergi yükü nün 450 TL düşmesi ile ifade edilmek istenenin 2021 yılı için ödenen 456,13 TL gelir vergisinin artık ödenmeyecek olmasını anlıyoruz. Aslında 2022 yılı için işverene sağlanmış olan destek 638,01 + 37,98 = 675,99 TL’dir. Tablodan da görüleceği üzere yeni asgari ücret hesaplamasında Asgari Geçim İndirimi (AGİ) bulunmamaktadır. Zira AGİ olarak verilen kısmi vergi desteği Asgari Ücret için tüm gelir ve damga vergisine istisna vermek suretiyle sağlanmış olmaktadır. Bu kapsamda işverene verilen vergi desteği aslında 638,01 + 37,98 -268,31= 407,68 TL’dir.

ASGARİ ÜCRET ÜSTÜNDE GELİR ELDE EDENLERİN DURUMU

Asgari ücretten biraz veya çok yüksek gelir elde edenlerin durumu hakkında Bakanlık tarafından bir açıklama yapılmadan net bir şey söylemek mümkün değildir. Örneğin brüt geliri 5.100 TL olan bir kişiden veya 20.000 TL olan bir kişiden vergi tevkifatı yapılacak mıdır? Yapılacak ise ne kadar tevkifat yapılacaktır? Burada birkaç alternatif vardır. Brüt geliri 5.100 TL olan bir kişiden vergi kesintisi tam yapılarak net gelirinin 4.250 TL altına düşmesi pek olası değildir. Yüksek gelirliler dahil tüm gelir vergisi mükelleflerinin ilk 5.004 TL’ye isabet eden ücret gelirine ilişkin vergi istisnası gelmesi ihtimal dahilinde olsa dahi, biz bu ihtimali yüksek görmüyoruz. Bizce sadece net geliri 4.253,40 TL altına düşenlere, bu bedelin altındaki kısım kadar vergi istisnası uygulanması daha olasıdır. Bu da vergi istisnası olarak yapılabileceği gibi, istisna yapmadan farka isabet eden tutar kadar Asgari Geçim İndirimi eklenmek suretiyle de yapılabilir. Zira geçmişte buna benzer örnekler uygulanmıştır. Örneğin yılın son aylarındaki vergi dilimi artışı nedeniyle belirlenen net asgari ücretin altına düşülmemesi için aradaki fark kadar asgari geçim indirimi sağlayan düzenlemeler yapılmıştır. Bununla birlikte yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, bu konuda net bir şey söylemek için Bakanlığın açıklamasını beklemekte fayda vardır.

Ferit TAŞ
Yeminli Mali Müşavir
VDK Başkan Yardımcısı (E)
Maliye Müfettişi (E)
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2021/12/17/asgari-ucret-isveren-maliyet-degisimi-ve-asgari-ucret-uzerindeki-gelirlerde-vergileme/?utm_source=mailpoet&utm_medium=email&utm_campaign=alomaliye-ebulten

Kaptan! Sancak tarafından dolar dalgası geliyor… Kaptan! İskele kıç omuzlukta büyük bir ÜFE kayası var. Kaptan, çapa COVID-19’a takıldı çekemiyoruz.  Kaptan! Yoksa batıyor muyuz?

Gemime binmiş, mis gibi havayı içime çekip, yelkenler fora demenin hayalini kurarken, o da ne? Hava birdenbire kararıyor, kendimi kur artışı, enflasyon ve pandemi ile mücadele ederken buluyorum. Hayda, nasıl bir rüya bu? Ama pes etmek yok, miçolar hazırlanın, mücadeleye başlıyoruz. Önce gemimdeki delikleri kapatacağım, sonra da bilançomda neleri etkileyebileceğini değerlendireceğim.

Bakalım bu ekonomik dalgalanmalar gemimde nerelere hasar verebilir?

Varlıklarda değer düşüklüğü

Makinelerim, binalarım, lisanslarım, baş tacım şerefiye, yatırım amaçlı gayrimenkul olarak tuttuğum arsalarımın değer düşüklüğüne (impairment) uğramış olup olmadığını değerlendirmek için TMS 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü Standardına bakmam gerekiyor. Varlıkta herhangi bir değer düşüklüğü belirtisinin bulunup bulunmadığını değerlendirirken, işletme dışı bilgi kaynaklarını da dikkate almam gerekir. Kurlardaki artış, tüketici ve üretici fiyat endekslerindeki artış ve pandeminin olumsuz etkilerini üst üste koyduğumuzda… Dilim söylemeye varmıyor.

Miço 1, şimdi sana yapacaklarını söylüyorum: Bütçeleri gerekirse revize edecek, iskonto oranlarını, varlıkların tahmini ömürlerini tekrar gözden geçireceksin.

Miço 2, şöyle yakınıma yanaş bakalım. Hemen stok, erzak tespiti yapacaksın. Hasarlı, satılamayacak, piyasada değeri düşmüş ne varsa çıkar. TMS 2, Stoklar Standardına göre stoklarımı maliyet değeri ile net gerçekleşebilir değerin düşük olanı üzerinden (net realisable value) ölçmeliyim. Stok değer düşüklüğü zararı kar-zarar tablosunda giderleşecek.

Miço 3, yardımcı kaptan Turner’a söyle, ertelenmiş vergi varlığını da gözden geçirmemiz gerekecek. Şapkamızı önümüze koyup, ileride bu vergi varlığını kullanabileceğimiz kadar kar elde edip edemeyeceğimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekecek. Aksi takdirde kullanamayacağımız kadar kısmı ertelenmiş vergi varlığından azaltıp, giderleştirmeliyiz.

Alacaklarıma neler oluyor?

Kara kaplı defterimi açıp, alacaklarımı tekrar gözden geçirmeliyim. Hmm, Jack Sparrow’dan yüklüce alacağım var. Bu ekonomik dalgalarla başa çıkamamış olabilir. TFRS 9 Finansal Araçlar Standardı gereği daha alacağın vadesi gelmeden beklenen kredi zararı (expected credit loss) karşılığı ayırmalıyım. Zaten onu gözüm hiç tutmamıştı.

Riskten korunma (hedge)

Fırtınalı rüzgarlarda kendimi güvenceye alırım diye bağladığım halatta kopmak üzere. İleride elde edeceğim sözleşmeye dayalı gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel (highly probable) nakit akışlarım kur dalgalanmalarından etkilenmesin diye türev işleme girip nakit akış riskinden korunma muhasebesi yapmıştım (cash flow hedge). Bu muhasebeye devam edebilmek için şimdi işlemin etkinliğini tekrar gözden geçirmem gerekecek. Eğer ki riskten korunma işleminin etkinliği sonlanmışsa, diğer kapsamlı gelir tablosunda gözümün nuru gibi sakladığım kur etkisi kar-zarar tablosuna gidecek.

Kredi sözleşmelerindeki güvence koşulları (covenant)

Kaptan kabasakal ile yaptığım kredi anlaşmamızda 31 Aralık bilanço tarihinde uymam gereken “covenant”lar vardı, aksi takdirde ona olan borcumu hemen ifa etmemi isteyebiliyordu. Tüh tüh tüh! Bilanço tarihi itibariyle bu covenant’ları sağlayamıyorsam kredileri kısa vadeye sınıflamam gerekecek. Tüh tüh tüh! Hemen enseyi karartmayayım. Kabasakal ile aram iyidir, hemen öde demez. Ocak ayında gidip kendisiyle konuşurum. Konuşurum konuşmasına da TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu paragraf 74 bilanço tarihinde veya öncesinde Kaptan Kabasakal ‘dan böyle bir feragat (waiver) yazısı almazsam, uzun vadeye sınıflamama izin vermez.

İşletmenin sürdürülebilirliği

Gemici kuralları ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları “Yönetim finansal tabloları hazırlarken, işletmenin sürekliliğini (going concern) devam ettirebilme gücünü değerlendirir.” diyor. Bir de üstüne üstelik, işletmenin sürekliliği varsayımının geçerli olup olmadığının değerlendirilmesinde yönetim, bununla sınırlı olmamak kaydıyla, raporlama döneminin sonundan itibaren en az on iki aylık dönemi kapsayacak şekilde gelecek hakkında elde edilebilen bütün bilgileri dikkate alır, diye de not düşmüş.

Tüm tayfa, sancak tarafında toplanın. Gemimiz bir yıl daha tüm zorluklara dayanır mı değerlendireceğiz.

Rahmetli Sadun Boro’nun dediği gibi “Rüzgarınız kolayına, denizleriniz sakin, neşeniz daim olsun”.

Aslı GEDİK 

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/ekonomik-dalgalanmalarda-kaptanin-seyir-defteri/643112

İHALE MEVZUATINDA SGK VE VERGİ BORÇLARI (01.01.2022 - 31.12.2022)

 

İsteklinin
Niteliği

İhale Tarihi İtibarı İle Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Prim Borcu Sınırı
(01.01.2022 – 31.12.2022)

 
 

Tüzel Kişi SSK Borç Sınırı (Alt İşvereni Yok)

112.590 TL

 

Tüzel Kişi SSK Borç Sınırı (Alt İşvereni Varsa)

225.180 TL

 

Gerçek Kişi SSK Borç Sınırı (Alt İşvereni Yok)

112.590 TL

 

Gerçek Kişi BAĞ-KUR Borç Sınırı

15.012 TL

 

VERGİ BORCU

5.000,00 TL

 

İHALE MEVZUATINDA DİKKATE ALINACAK KESİNLEŞMİŞ VERGİ BORÇLARI

Kamu ihalelerine katılan gerçek veya tüzel kişilerin "yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel iletişim ve banka ve sigorta muameleleri vergileri, gelir ve kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar ve geçici vergiye ilişkin vergi asılları ile bu vergi türlerine ait vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleri bağlamında toplam 5.000 TL ‘yi aşan tutarlardaki borçlar vergi borcu olarak kabul edilecektir.

Toplam 5.000 TL’ yi aşmayan tutarlardaki borçlar ise vergi borcu olarak kabul edilmeyecektir.

Yukarıda sayılmayanlar dışında kalan vergilerle ilgili 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen borçların türü ve tutarı ne olursa olsun, başka bir ifadeyle 5.000.- liranın altında kalan veya üzerinde olan kesinleşmiş vergi borçları hiçbir şekilde ihaleye girmeye engel teşkil etmeyecektir.

Bu bağlamda şirketlerin kesinleşmiş vergi borcu sebebiyle gerçek kişi ortakların, ya da ortakların vergi borçları nedeniyle şirketlerin ihaleye katılmasında herhangi yasal bir engel bulunmamaktadır. Mehmet Özdoğru, SMMM, Bağımsız Denetçi

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Lokanta Ve Kafe Gibi İşletmelerde Satılan Gıda Maddeleri İçin KDV Oranının Yüzde 10 Uygulanması Kesinleşti; Tartışmalar Sürüyor! Tebliğde yer alan ve geçen yıl yapılan oran artışlarına ilişkin…
  • Enflasyon Düzeltmesi Sonrası Tevsi Yatırımlarda İndirimli Kurumlar Vergisi Giriş Kurumlar vergisi mükelleflerinin kurumlar vergisi beyannamelerini vermeleri için kalan…
  • Yiyecek İçecek Sektöründe KDV Oranı Meselesi 27 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 51 seri numaralı…
Top