Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Cuma, 29 Eylül 2017 19:46

İzaha Çağırlacak Mükellefler

 

1-GİRİŞ

İşverenlere, bazı sosyal yönleriyle birlikte  istihdamı da arttırmak amacıyla hem SGK Kanunu hem de İş Kanunu ve İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamında çeşitli teşvik uygulamaları yapılmaktadır. Devlet, Sosyal Hizmet modellerinden faydalanan kişileri çalışma hayatına kazandırmak politikalar üretmektedir.

09.02.2017 tarih ve 29974 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 687 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir. Yapılan değişiklikle[1] 31.12.2017 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak üzere, 01.02.2017 tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince Kuruma kayıtlı işsizler arasından işe alınanların; işe alındıkları tarihten önceki üç aya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları ve 2016 yılı Aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısına ilave olmaları kaydıyla işe alındıkları tarihten itibaren 31.12.2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere sigortalının aylık prim ödeme gün sayısının 22,22 TL ile çarpılması sonucunda bulunacak tutar, bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödeyecekleri sigortalı hisseleri dahil tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle işverene destek ödemesi yapılır ve destek tutarı Fondan karşılanır, hükmü yer almaktadır[2].

Bahse konu destek ödemesinden yararlanabilmek için gerek sigortalılar yönünden, gerekse bu sigortalıların çalıştığı işyerleri yönünden bazı şartlar aranıldığından, bu yazımızda, 31.12.2017 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak üzere işverene getirilen destek ödemesinden ne şekilde yararlanılabileceği, destek ödemesinden yararlanma süresi, ilave sayının nasıl belirlendiği ve karşılanacak olan sigorta prim desteğinin hesaplanmasına ilişkin hususlara yer verilmiştir

II- YENİ İSTİHDAM TEŞVİKİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME

687 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesi[3] ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na geçici 17. madde eklenmiştir[4] Buna göre;

“31.12.2017 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak üzere, 01.02.2017 tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince Kuruma kayıtlı işsizler arasından işe alınanların; işe alındıkları tarihten önceki üç aya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları ve 2016 yılı Aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısına ilave olmaları kaydıyla işe alındıkları tarihten itibaren 31.12.2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere sigortalının aylık prim ödeme gün sayısının 22,22 TL ile çarpılması sonucunda bulunacak tutar, bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödeyecekleri sigortalı hisseleri dahil tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle işverene destek ödemesi yapılır ve destek tutarı Fondan karşılanır.” denilmektedir.

III- PRİM DESTEĞİNDEN YARARLANMA ŞARTLARI

Yasal düzenlemeyle uygulamaya konulan 01.02.2017- 31.12.2017 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak üzere verilecek olan sigorta prim desteğinden işçi ve işveren yönünden yararlanma şartları farklılık göstermektedir.

A- İŞVEREN YÖNÜNDEN YARARLANMA ŞARTLARI

- İşyerinin Özel Sektör İşverenine ait olması,

- İşyerinin çalışanlarına ait Aylık prim ve hizmet belgesini (APHB) ve Muhtasar Beyannamenin yasal süresi içinde verilmesi,

- Sosyal Güvenlik Kurumu’na yasal süresi geçmiş prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması, Prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu varsa bunların 6183 sayılı Kanun’un 48 maddesine göre tecil ve taksitlendirilmesi veya diğer kanunlar uyarınca yapılandırma yapmış olanların yapılandırmalarının devam etmesi,

- İşçinin 2016/Aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısına ilâve olarak işe alınması,

-Yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişilerin sigortalı olarak bildirdiği tespit edilmesi,

- Bildirilen sigortalıların işyerinde fiilen çalıştıklarının tespit edilmesi,

B- İŞÇİ YÖNÜNDEN YARARLANMA ŞARTLARI

- Türkiye İş Kurumu’nda kayıtlı işsiz olması,

- 01.02.2017 tarihinden 31.12.2017 tarihine İşe alınması durumunda işe başladığı tarihten önceki üç aya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması,

- Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalışan olmaması,

- Yurt dışında çalışan sigortalı olmaması, Şartları aranmaktadır.

IV- ORTALAMA SİGORTALI SAYISINA İLAVE İŞE ALINMIŞ OLMASI NASIL HESAPLANMAKTADIR?

İşyerinin teşvikten yararlanması için en önemli şartlardan birisi Sigortalının işe alındığı işyerine ait 2016 yılı Aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısına ilave olarak çalıştırılması gerekmektedir.

A- 2016 YILI ARALIK AYINDA KURUMA BİLDİRİM YAPILMIŞ OLMASI HALİNDE

4447 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesinde öngörülen destekten yararlanılabilmesi için maddede aranılan diğer şartların yanı sıra, sigortalının işe alındığı işyerine ait 2016/Aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerindeki kayıtlı sigortalı sayısına ilave olarak işe alınması gerekmektedir.

Örnek: 4447 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesinde öngörülen şartlara sahip   olan
(B) sigortalısının, (Ç) Limited Şirketine ait işyerinde 03.04.2017 tarihinde işe alındığı ve bahse konu sigortalının işe alındığı işyerine ait 2016/Aralık ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinde kayıtlı sigortalı sayısının 4 olduğu varsayıldığında; Sigortalının işe alındığı ay ve takip eden aylarda 5 ve üzerinde sigortalı çalıştırılması ve Kanunda aranılan diğer şartların da sağlanmış olması kaydıyla söz konusu sigortalıdan dolayı bahse konu destekten yararlanılacaktır. İlgili ayda sigortalı sayısının 4 ve altında olması halinde ise bu sigortalıdan dolayı destekten yararlanılamayacaktır.

B- 2016 YILI ARALIK AYINA İLİŞKİN KURUMA BİLDİRİM YAPILMAMIŞ OLMASI HALİNDE

2016/Aralık ayında sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle Kuruma bu aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinin verilmemiş olması halinde, bu destekten yararlanabilmek için sigortalının işe alındığı işyerinden 2016 yılında Kuruma bildirilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak çalıştırılması gerekmektedir.

Ortalama sigortalı sayısı, sigortalının işe alındığı işyerinden Kurumumuza 2016/Ocak ila 2016/Kasım aylarında bildirilmiş olan toplam sigortalı sayısının, aynı dönem aralığında Kurumumuza bildirim yapılmış ay sayısına bölünmesi suretiyle bulunacaktır. Sigortalıların, ortalama sigortalı sayısına ilave olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının tespiti sırasında, ortalama sigortalı sayısının küsuratlı çıkması halinde, yarıma kadar kesirler dikkate alınmayacak, yarım ve üzerinde olan kesirler ise tama iblağ edilecektir. Buna göre, ortalama sigortalı sayısının küsurat kısmı 0,01 ila 0,49 arasında ise 0 (sıfır) olarak dikkate alınacak, 0,50 ila 0,99 arasında ise tama iblağ edilecektir.

Örnek: 4447 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesinde öngörülen şartlara sahip  olan
(K) sigortalısının, 2016 Aralık ayında Kuruma bildirimi olmayan (M) Limited Şirketine ait işyerinde 16/2/2017 tarihinde işe alındığı ve bu işyerinden 2016 yılı Ocak ila Kasım aylarında 2016/Ocak  5, 2016/Şubat 5, 2016/Mart 6, 2016/Nisan 8,  2016/Mayıs  8,  2016/Haziran 5 2016/Temmuz ayında    10, 2016/Ağustos: Bildirim yapılmamış 2016/Eylül: Bildirim yapılmamış 2016/Ekim: Bildirim yapılmamış 2016/Kasım: Bildirim yapılmamış olduğu varsayıldığında,

Baz alınan takvim yılındaki toplam sigortalı sayısı: 5+5+6+8+8+5+10= 47 Ortalama sigortalı sayısı: 47 / 7 = 6,7 = 7 olacaktır.

Bu durumda, bahse konu sigortalıdan dolayı 4447 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesinde öngörülen destekten (8) ve üzerinde sigortalının çalıştırıldığı aylarda yararlanılabilecektir.

Dolayısıyla, anılan maddede aranılan diğer şartlara sahip olan sigortalı, ortalama sigortalı sayısına ilave olarak işe alınmasa dahi, sonraki aylarda işyerinde çalışan sigortalı sayısı ortalama sigortalı sayısının üzerine çıktığı takdirde, bahse konu sigortalıdan dolayı ilgili aylarda 4447 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesinde öngörülen destekten yararlanılabilecektir.

C- 2017 YILINDA TESCİL EDİLEN İŞYERLERİ DESTEKTEN YARARLANABİLECEKLER Mİ?

2017 yılında ilk defa tescil edilmiş olan işyerlerinde 2016/Aralık ayında Kuruma bildirim yapılmış olamayacağından, 2017 yılında tescil edilmiş olan işyerlerinde 01.02.2017 ila 31.12.2017 tarihleri arasında işe alınan ve destek kapsamına giren sigortalılardan dolayı destek tutarının yarısı kadar, Kanunda öngörülen diğer şartların da sağlanmış olması kaydıyla işyerinin tescil edildiği tarihi takip eden üçüncü aydan itibaren bu destekten yararlanılabilecektir.

Bu durumda, en geç 30.09.2017 tarihine kadar 5510 sayılı Kanun kapsamında tescil edilecek işyerleri bu destekten yararlanabilecektir.

V- ALT İŞVEREN OLAN İŞYERLERİ DESTEKTEN YARARLANABİLECEKLER Mİ?

4447 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesinde öngörülen işveren desteğinden alt işverenlerce çalıştırılan ve kapsama giren sigortalılardan dolayı da yararlanılabilecektir.

Ancak, kapsama giren sigortalılardan dolayı söz konusu destekten    yararlanılabilmesi için

- Asıl işverenin, hem kendi çalıştırmış olduğu sigortalılardan hem de alt işverenlerin çalıştırmış olduğu sigortalılardan kaynaklanan; her bir alt işverenin ise yalnızca kendi çalıştırmış olduğu sigortalılardan kaynaklanan yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,

- Gerek asıl işverence, gerekse alt işverenlerce çalıştırılan ve kapsama giren sigortalının 2016/Aralık ayında bildirilen toplam sigortalı sayısına/2016 yılı ortalama sigortalı sayısına ilave olması gerekmektedir.

VI- YARARLANILACAK TEŞVİK TUTARI

Yapılan düzenlemede Yararlanılacak destek tutarı ile ilgili İşveren tarafından işe alındıkları tarihten itibaren 31.12.2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere sigortalının aylık prim ödeme gün sayısının 22,22 TL ile çarpılması sonucunda bulunacak tutar, bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödeyecekleri sigortalı hisseleri dahil tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle işverene destek ödemesi yapılır ve destek tutarı Fondan karşılanır, denilmektedir.

Örnek: 2017/Nisan ayına ait aylık prim ve hizmet belgesinde destek unsurundan faydalanacak işçi sayısı 1 kişi ise ve işçinin 30 gün çalışması varsa destek tutarı 22,22 x 30 gün= 666,60 TL olacaktır.

Örnek: 2017/Kasım ayına ait aylık prim ve hizmet belgesinde destek unsurundan faydalanacak 30’ar gün  çalışması olan 3 kişi var ise 22,22x30x3= 1.999,80 TL destek uygulanmış olacaktır.

VII- TEŞVİK KAPSAMI DIŞINDAKİ İŞVERENLER

Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Kamu kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile bu işyerlerinin yaptırdığı her türlü alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılardan dolayı bu destekten faydalanamayacaklardır. Destekten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti halinde, yararlanılan teşvik tutarı gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte işverenden tahsil edilmektedir.

VIII- DİĞER TEŞVİK VE DESTEKLER KARŞISINDAKİ DURUM

687 sayılı KHK’daki hükmüne baktığımızda bu düzenleme ile destek unsurundan yararlanmakta olan işverenlerin aynı sigortalı için aynı dönemde diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamayacağı açıklanmıştır.

687 sayılı KHK kapsamında destek sağlanan işçi için işveren aynı anda 5510 sayılı Kanun’un % 5’lik prim indiriminden faydalanamayacağı gibi 6111 sayı Kanun teşvikinden veya diğer kanunlar ile uygulanan teşvik, destek ve indirimlerden de faydalanamayacaktır. Keza işçi ve işveren primlerinin tamamından dolayı bu destekten faydalanıldığından diğer kanunlarca uygulanacak teşvik, destek ve indirimlere herhangi bir indirim payı kalmamaktadır.

IX- DİĞER HUSUSLAR

Aylık prim ve hizmet belgelerini 687 kanun numarasını seçerek Kuruma gönderen işverenlerin, anılan maddede öngörülen şartları taşıyıp taşımadıkları, ünitelerin sigorta primleri servislerince her ay düzenli olarak kontrol edilecek ve söz konusu destekten yararlanmaması gerektiği halde yararlanmış olan işverenlerle ilgili olarak yersiz yararlanılan prim tutarları gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenlerden tahsil edilecektir.

4447 sayılı Kanun’un geçici 17. maddesinde öngörülen destekten yararlanmakta olan bir işyerinin farklı bir sosyal güvenlik merkezine nakli halinde, anılan maddede öngörülen destekten nakil tarihinden önce yararlanılmış sigortalılardan dolayı, nakil tarihinden sonra da yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

X- SONUÇ

687 sayılı KHK’nin 3. maddesi ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 17. madde ile 01.02.2017- 31.12.2017 tarihleri arasında işe alınan her bir sigortalı için diğer şartları taşıması halinde işverenlere ödemeleri gereken sigorta primleri konusunda sigorta prim destek uygulaması getirilmiştir. Desteğin uygulama esasları yazımızda açıklayıcı bir şekilde belirtilmiştir. Gökhan BEDİR E-Yaklaşım / Eylül 2017 / Sayı: 297

T.C.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü
İşverenler Daire Başkanlığı

Tarih: 20/09/2017

Sayı : 35158785-202.99-E.4740848

Konu : 7020 sayılı yapılandırmada peşin ödeme süresinin uzatılması

GENEL YAZI

Bilindiği üzere, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 27/5/2017 tarihli ve 30078 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Söz konusu Kanun ile Kurumumuz tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen, 2017/Mart ve önceki aylara ait olup Kanunun yayım tarihi veya Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan Kurumumuz alacakları ile takip ve tahsili Kurumumuza verilen alacakların anılan Kanunun öngördüğü biçimde yapılandırılarak tahsil edilmesi hususundaki usul ve esaslar 07/06/2017 tarihli, 2017/21 sayılı Genelge ile teşkilatımıza duyurulmuştur.

Kurumumuza olan borçlarını taksitle ödeme seçeneğini seçen işverenlerin gerek 6736 ve gerekse 7020 sayılı Kanunlarda öngörülen ilk iki taksitinin ödenme şartını yerine getirmemiş olmaları nedeniyle yapılandırmalarının bozulmasının ve mağduriyetlerinin önlenmesi, ayrıca Kurumun alacaklarını bir an evvel tahsil edebilmesi maksadıyla Başkanlık Makamının 18/07/2017 tarihli, 9.139.122 sayılı Olur’una istinaden işverenlerce yapılacak ödemelerin ne şekilde mahsup edileceği yönünde herhangi bir düzenlemenin bulunmaması ve Kurumumuz alacakları yönünden anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesinde Kurumumuzun yetkili olması nedeniyle, yapılan ödemelerin ilgililerin iradesi doğrultusunda mahsup edilebileceği dikkate alınarak, cari ay primleri yönünden bir takvim yılı içinde ikiden fazla ihlal şartına girmeyecek olması koşuluyla cari ay prim borçlarına ilişkin yapılan ödemelerin aylık taksit tutarlarına mahsup edilmesi uygun görülmüş ve bu husus 21/07/2017 tarihli, 3881087 sayılı Genel Yazı ile ünitelerimize duyurulmuştur

7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasında “ Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

Anılan kanundan yararlanmak üzere müracaat eden ve borçlarını taksitle ödemeyi seçen işverenlere ilk iki taksitini ödemesi koşuluyla bir takvim yılında iki ihlal yapmaları halinde ödenmemiş olan taksitlerini son taksitin ödenmesi gereken ayı takip eden ay sonuna kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödeme imkanı verildiği dikkate alınarak, peşin ödeme seçeneğini seçen ancak herhangi bir nedenle bu yükümlülüğünü vadesinde yerine getiremeyen işverenler bakımından da, bundan önce 6111 sayılı Kanunla getirilen yapılandırma uygulamasında yapılmış olan benzer uygulamanın bu defa 7020 sayılı Kanundan peşin ödeme seçeneğini tercih etmek suretiyle yararlanmak isteyen işverenler için de uygulanmasının hakkaniyet kurallarına uygun olacağı değerlendirilmiştir.

Kanunun yukarıda belirtilen hükmü Gelir İdaresi Başkanlığınca 3/6/2017 tarihli, 30085 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7020 Sayılı Kanun Genel Tebliğinde de yer almış bulunmaktadır.

Bu itibarla, 7020 sayılı Kanun kapsamında borçlarını yapılandırıp peşin ödeme seçeneğini seçen işverenlerin mağduriyetlerinin giderilebilmesi ve Kurum alacaklarının bir an evvel tahsili bakımından 31 Ağustos 2017 son ödeme tarihinin bilahare alınan karara istinaden uzatılarak vadesi 5 Eylül 2017 tarihinde dolan ödeme yükümlülüklerinin, anılan Kanunun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca 30 Eylül 2017 tarihinin tatil olması nedeniyle 2 Ekim 2017 tarihine kadar 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla yapılandırmalarının bozulmaması uygun görülmüştür

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Savaş ALIÇ
Kurum Başkanı a.
Genel Müdür V.

26 Eylül 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30192

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, çalışanlar için Meslekî Yeterlilik Kurumu Meslekî Yeterlilik Belgesi zorunluluğu getirilen meslekleri belirlemek ve yayımını sağlamaktır.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 21/9/2006 tarihli ve 5544 sayılı Meslekî Yeterlilik Kurumu Kanununun Ek 1 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Belge zorunluluğu

MADDE 3 – (1) Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, Meslekî Yeterlilik Kurumu tarafından standardı yayımlanan ve ekteki listede belirtilen mesleklerde, Meslekî Yeterlilik Kurumu Meslekî Yeterlilik Belgesine sahip olmayan kişiler bu Tebliğin yayım tarihinden itibaren on iki ay sonra çalıştırılamazlar.

(2) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre ustalık belgesi almış olanlar ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı meslekî ve teknik eğitim okullarından ve üniversitelerin meslekî ve teknik eğitim veren okul ve bölümlerinden mezun olup, diplomalarında veya ustalık belgelerinde belirtilen bölüm, alan ve dallarda çalıştırılanlar için birinci fıkradaki belge şartı aranmaz.

İdari yaptırımlar

MADDE 4 – (1) 3 üncü maddeye ilişkin denetimler iş müfettişlerince yapılır. Bu Tebliğ hükümlerine aykırı davranan işveren veya işveren vekillerine Çalışma ve İş Kurumu il müdürü tarafından her bir çalışan için beş yüz Türk lirası idari para cezası verilir. Bu Tebliğ hükümlerine göre verilen idari para cezaları tebligattan itibaren bir ay içinde ödenir.

Yürürlük

MADDE 5 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Tarih: 07/09/2017

Sayı : 71256087-010.06-E.4521044

Konu : Genel Sağlık Sigortası Sağlık Aktivasyon İşlemleri

GENELGE

2017/ 26

Yürürlükte bulunan güncel mevzuatta yapılan değişikliklere göre 2011/50 sayılı Genelgenin sağlık hak sahipliği ile ilgili bölümü ve çeşitli zamanlarda yayımlanan farklı genelge ve genel yazıların yeniden gözden geçirilmesi, güncellenmesi ve konu bazında tekleştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Yürürlükte bulunan güncel mevzuatta yapılan değişikliklere göre 2011/50 sayılı Genelgenin sağlık hak sahipliği ile ilgili bölümü ve çeşitli zamanlarda yayımlanan farklı genelge ve genel yazıların yeniden gözden geçirilmesi, güncellenmesi ve konu bazında tekleştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda (bundan sonra Kanun olarak anılacaktır), genel sağlık sigortası; kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigorta, genel sağlık sigortalısı ise Kanunun 60 ıncı maddesinde sayılan kişiler olarak tanımlanmıştır. Genel sağlık sigortalısı sayılanlar ve sayılmayanlara Genel Sağlık Sigortası Tescil, Prim Ve Müstehaklık İşlemleri Yönetmeliğinde yer verilmiştir.

Genel sağlık sigortası aktivasyon işlemi; genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin, genel sağlık sigortası hak ve hizmetlerinden yararlandırılması amacıyla söz konusu kişilere ait bilgilerin Kurum kayıtlarıyla elektronik ortamda eşleştirilerek aktif hale getirilmesini ifade etmektedir.

Buna göre yapılacak işlemler aşağıda açıklanmıştır.

BOLUM 1

  1. GENEL SAĞLIK SİGORTALISI SAYILANLARIN KAPSAMA ALINIŞ TARİHLERİ

Genel sağlık sigortalısı sayılanların genel sağlık sigortası kapsamına alınış tarihleri; kendileri ile bakmakla yükümlü olduğu kişilerin Kurum sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmalarında çeşitli hak ve yükümlülükler getirdiğinden söz konusu kişilerin kapsama alınış tarihlerinin belirtilmesine ihtiyaç duyulmuştur.

Buna göre;

Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (4) ilâ (8) ve (10) numaralı alt bentleri ve (f) bendinde sayılanlar 01/07/2008, (c) bendinin (1), (3) ve (9) numaralı alt bentleri hariç diğer bentlerinde sayılanlar 01/10/2008,

  1. a) Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında sayılanlar 15/01/2010 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan askeri ve sivil personeller 15/10/2010,
  2. b) Kanunun;

(1)5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar,

(2) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında sigortalı olanlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar,

(3) 60 ıncı maddesinin yedinci fıkrasında sayılan ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa göre üniversitelerde yüksek öğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler,

(4) 60 ıncı maddesinin sekizinci fıkrasında sayılan ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre staj yapanlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar, 25/02/2011,

  1. c) Kanunun ek 5 ve ek 6 ncı maddesine göre sigortalı olan kişiler 01/03/2011,

ç) Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün açmış olduğu kurslara katılanlar 26/08/2011,

  1. d) Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (3) ve (9) numaralı alt bendinde sayılanlar 01/01/2012,
  2. e) Uluslararası koruma başvurusu veya statüsü sahibi kişiler 11/04/2013,
  3. f) 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerine göre hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişiler 29/05/2013,
  4. g) Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde (POMEM) polislik eğitimine tabi tutulan adaylar 02/08/2013,

ğ) Ek 9 uncu maddesinde belirtilen şartlarda ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar 11/09/2014,

  1. h) Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında sigortalı olanlar bakmakla yükümlü olunan kişi olup olmadıklarına bakılmaksızın 6645 sayılı Kanun ile 23/04/2015,

ı) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler 01/03/2016,

  1. i) Mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimi gören öğrenciler 09/12/2016,
  2. j) Kanunun 60 ıncı maddesinin;

(1) Onikinci fıkrasında sayılan Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar, yedek subay öğrencileri ve adayları, askeri öğrenci adayları ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi öğrenci adayları,

(2) Onüçüncü fıkrasında sayılan Uluslararası Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmaları kapsamında Türkiye’de eğitim ve öğretim gören yabancı uyruklu misafir askeri personel,

(3) Ondördüncü fıkrasında sayılan Uluslararası Eğitim İşbirliği Anlaşmaları kapsamında Türkiye’de Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığında eğitim ve öğretim gören yabancı uyruklu misafir personel, 01/03/2017,

  1. k) Kanunun ek 13 üncü maddesi kapsamında olanlar 01/04/2017,

tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır.

  1. l) Kanunun ek 15 inci maddesine göre 442 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince güvenlik korucusu olarak görevlendirilenler, 01/05/2017 tarihi itibariyle 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacak ve haklarında bu kapsamda genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır.

Kanunun ek 15 inci maddesinin yürürlük tarihinden önce 442 sayılı Kanunun mülga ek 16 ncı maddesi kapsamında aylık bağlananlar Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (9) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılmaya devam edeceklerdir.

GENEL SAĞLIK SİGORTALISININ BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİŞİLER

Bakmakla yükümlü olunan kişiler, Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde tanımlanmıştır.

Kanunun 60 ıncı maddesine göre genel sağlık sigortalısı sayılanlar, bu madde kapsamındaki genel sağlık sigortasından yararlanma haklarının sona erdiği tarihten itibaren, Kanunda aranan şartları taşımaları halinde, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişisi sayılır.

Buna göre;

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci, sekizinci ve onikinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;

  1. a) Eşi,
  2. b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocukları,
  3. c) Geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babası,

bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır.

Ancak, çeşitli tarihlerde mevzuatta yapılan düzenlemeler ile söz konusu kimseler bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına alınmış veya çıkarılmıştır.

Buna göre;

(1) 01/07/2008-24/02/2011 tarihleri arasında,

Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinin dışında kalan, genel sağlık sigortalısının sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;

  1. a) Eşi,
  2. b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde mesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış evli olmayan çocukları,
  3. c) Yaşına bakılmaksızın malul olduğu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilen evli olmayan çocukları,

ç) Her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirler toplamı yürürlükte bulunan asgari ücretin net tutarından daha az olan ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve babası,

(2) 25/02/2011-31/12/2011 tarihleri arasında;

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan,

  1. a) Eşi,
  2. b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde mesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış evli olmayan çocukları,
  3. c) Yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malul olduğu tespit edilen evli olmayan çocukları,

ç) Geçimi genel sağlık sigortalısı tarafından sağlanan, her türlü kazanç ve irattan elde ettiği
gelirler toplamı yürürlükte bulunan asgari ücretin net tutarından daha az olan ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve babası,

(3) 01/01/2012-23/04/2015 tarihleri arasında;

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalıları ve Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamındaki sigortalılardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayan genel sağlık sigortalısının;

sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan,

  1. a) Eşi,
  2. b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde mesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış evli olmayan çocukları,
  3. c) Yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malul olduğu tespit edilen evli olmayan çocukları,

ç) Geçimi genel sağlık sigortalısı tarafından sağlanan, Genel Sağlık Sigortası Kapsamında
Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca yapılan gelir testi sonucunda Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi ve aynı fıkranın (g) bendi kapsamında olup da aile içinde fert başına düşen gelir miktarı asgari ücretin brüt miktarı kadar olduğu tespit edilen ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve babası,

(4) 24/04/2015 tarihinden sonra;

Kanunun 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve

(7) numaralı alt bentleri ile yedinci, sekizinci ve onikinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalıları ve Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamındaki sigortalılardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayan genel sağlık sigortalısının; sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan,

  1. a) Eşi,
  2. b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocukları,
  3. c) Geçimi genel sağlık sigortalısı tarafından sağlanan, Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca yapılan gelir testi sonucunda Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi ve aynı fıkranın (g) bendi kapsamında olup da aile içinde fert başına düşen gelir miktarı brüt asgari ücrete kadar olduğu tespit edilen ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve babası,

bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır.

(5) 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalıların eş ve çocukları ile ana ve babaları, 25/02/2011 tarihinde 5510 sayılı Kanunun geçici 12 nci maddesinin onuncu fıkrasında yapılan düzenleme ile Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi kapsamında bakmakla yükümlü olunan kişiler olarak tanımlanmıştır.

23/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren 6645 sayılı Kanunun 44 üncü maddesi ile yapılan değişiklik ile 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamındaki sigortalılar bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamından çıkarılmıştır.

20/08/2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanunun 81 inci maddesiyle 01/10/2016 tarihinden itibaren 4857 sayılı Kanunun 13 üncü ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışıp, çalıştığı saat karşılığında ücret alanlar ile bu Kanunun ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına tabi olarak çalışanlardan primlerini 30 güne tamamlamayan ve son bir yılda 30 gün primi bulunmayanlar, Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde belirtilen şartları taşımaları halinde bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmetlerinden faydalanacaktır.

1.1. Bakmakla Yükümlü Olunan Kişiler İle İlgili Diğer Hususlar

Bakmakla yükümlü olunan kişilerin, ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi olan ya da olmayan ülkelerde; sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olmaması, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması gerekmektedir.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bağımsız ve Hizmet Akdi ile Çalışanlar Tescil ve Hizmet Daire Başkanlığı

İŞVERENLERE ÖNEMLE DUYURULUR

2016 yılı Eylül ayından itibaren 5510 sayılı Kanunun (4/a) kapsamında sigortalı çalıştıran işverenler sigortalı işe giriş bildirgesini e-sigorta uygulamaları içinde yer alan “Toplu ise giriş ve ayrılış bildirge girişi” menüsü aracılığı ile Kuruma verebilmektedir.

Toplu işe giriş bildirgesi ile yapılan işe girişlerde; emekli olup kamu işyerlerinde (4/a) kapsamında çalışmaya başlayanların 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi kapsamında emekli aylığı kesileceği bilgisi verilmekte, maddenin istisnalarına giren sigortalıların işe giriş bildirgeleri kamu kurumlarınca istisna kapsamında olduğuna ilişkin bilgi ve belge ile Kurumumuza yasal sürede kağıt ortamında düzenlenerek verilmesi halinde idari para cezası uygulanmamakta, istisna kapsamına giren sigortalıların emekli aylığı kesilmeden sosyal güvelik destek primine tabi çalışabilmektedirler.

Emekli olup kamu işyerlerinde çalışan sigortalılar için aynı kontrol e-sigorta yapılan tek kayıt girişleri içinde programlara ilave edilmiş olup bu durumda olan kamu işverenlerce “8-Sosyal güvenlik destek primi” sigortalılık kodunun seçilmesi halinde “Kamu işyerinde sosyal güvenlik destek primi yönünden aylık kesilmeden çalışılamaz. İstisna durumlarda sosyal güvenlik il müdürlüğüne müracaat ediniz” uyansı verilmektedir.

5335 sayılı Kanunun 30 uncu, maddesi kapsamı istisnaları içinde yer almayan sigortalılar için kamu işverenlerince “0- Mecburi sigortalı” sigortalılık kodunun seçilmesi halinde yaşlılık ve emekli aylığı alan sigortalıların emekli aylığı önceden olduğu gibi kesilmektedir.

Kamu işyerlerine önemle duyurulur.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Tarih: 11/07/2017
Sayı : 12151965/551
Konu : Yersiz Ödemelerin Tahsili

GENELGE

2017/25

Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı 96 ncı maddesi;

“Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

  1. a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
  2. b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır… ” hükmünü amir olup, bu maddeyle Kurumumuzca yapılan yersiz ödemelerin ne şekilde tahsil edileceği düzenlenmiştir.

Söz konusu maddeye istinaden hazırlanan Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İlgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışlarından doğan fazla veya yersiz ödemeler” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (e) bentlerinde;

“b) Örneği Kurumca hazırlanan belgelerle bildirilmesi taahhüt edilen durum değişikliklerinin bir ay içinde Kuruma bildirilmemesi”,

“e) Gelir ve aylıklarının kesilmesi gerektiği halde durumun gizlenmesi ve/veya bildirilmemesi”

durumlarının ilgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışlarını oluşturacağı belirtilmiştir.

Aynı Yönetmeliğin “Kurumun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemeler” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise, ilgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışları dışında kalan, Kurum çalışanlarının kasıtlı veya kusurlu davranışı, ihmali, dikkatsizliği ve bilgisizliği gibi sebeplerden kaynaklanan yersiz ödemelerin, Kurumun hatalı işlemlerine bağlı ödemeleri oluşturduğu düzenlenmiştir.

Öte yandan, Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 23/06/2017 tarihli ve 30105 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yapılan değişiklikle anılan Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının sonuna, “Ancak, sigortalılıklarının (b) bendinde belirtilen süre içerisinde bildirim yükümlüleri tarafından Kuruma bildirilmesi halinde ya da Kurum tarafından yeni gelir veya aylık bağlanması durumunda ilgililer (b) ve (e) bentleri kapsamında kasıtlı veya kusurlu sayılmaz.” hükmü eklenmiştir.

Yönetmelik değişikliği öncesinde durum değişikliğine ilişkin (sigortalının emekli olduktan sonra yeniden çalışmaya başlaması veya sigortalıya yeni gelir veya aylık bağlanması durumu) bildirimin yersiz ödeme yapılan tarafından Kuruma yapılması zorunluluğu aranmakta ve durum değişikliğinin gizlenmemesine veya bildirim yükümlüleri tarafından bildirilmesine rağmen ilgililer tarafından taahhüt edilen 1 aylık süre içerisinde Kuruma bildirilmemesi nedeniyle, borç çıkartma işlemlerinde 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmakta, durumun tespit edildiği tarihten geriye doğru en fazla on yıllık süre içinde yapılan fazla veya yersiz ödemeler kanunî faizi ile birlikte tahsil edilmekteydi.

Ancak, yapılan Yönetmelik değişikliği ile 5510 sayılı Kanunun 7 inci maddesinde tanımlanan sigortalılık başlangıç tarihlerinden itibaren 1 aylık süre içerisinde Kurumumuza durum değişikliğini bildirmemiş olduğu tespit edilenlerden; Kanunun 8 inci maddesinde sayılan bildirim yükümlüleri (işverenler, kamu idareleri, kanunla kurulu meslek kuruluşları, vergi daireleri, esnaf ve sanatkâr sicil müdürlükleri…) tarafından söz konusu 1 aylık süre içerisinde Kurumumuza bildirilmiş olanların kasıtlı ve kusurlu sayılmayacağı kabul edilmiştir. Böylelikle, Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının sonuna eklenen hüküm ile bildirim yükümlüleri tarafından 1 aylık süre içerisinde bildirim yapılması ya da Kurum tarafından yeni gelir veya aylık bağlanması halleri kasıtlı ve kusurlu davranış kapsamında yer almayacağı için, yersiz ödemelerin tahsilinde 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereği durumun tespit edildiği tarihten geriye doğru en fazla 5 yıllık süre içinde yapılan fazla veya yersiz ödemeler dikkate alınacaktır.

Buna göre, 23/06/2017 tarihli Yönetmelik değişikliği sonrası yersiz ödemelerin tahakkuk ve tahsili işlemlerinde;

1) Gelir veya aylık almakta iken çalışmaya başlayan sigortalıların, öncelikle durum değişikliğini Kurumumuza bildirip bildirmediğine ilişkin kontrol yapılacak, bildirimin yapılmadığının tespit edilmesi halinde bu defa bildirim yükümlüleri tarafından resmi yazı veya 4/1-(a), 4/1-(b) ve 4/1-(c) sigortalılarının tescillerine ilişkin programlar vasıtasıyla belirtilen 1 aylık süre içerisinde bildirim yapılıp yapılmadığının tespiti yoluna gidilecektir. Bu itibarla, söz konusu sigortalıların sigortalılık başlangıç tarihi ile Kurumumuza bildirim yapılan tarih arasında 1 aydan az süre bulunması halinde Kuruma yapılması gereken bildirim yükümlülüğünün yerine getirildiği kabul edilecek ve borçları Kurumumuzun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemeler kapsamında değerlendirilerek 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (b) bendi kapsamında işlem yapılacaktır.

Örnek 1: Kurumdan 4/1-(c) kapsamında aylık almakta iken 18/09/1998 tarihinden itibaren kamu kesiminde görev yaptığının 27/03/2015 tarihinde tespit edilmesi üzerine sigortalının Kuruma yapması gereken bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile ilgili hakkında 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (a) bendi gereğince tespit tarihinden 10 yıl geriye gidilerek 01/04/2005-31/03/2015 tarihleri aralığında yersiz ödenen 138.929,03 TL aylık tutarı ve 55.457,03 TL faizi olmak üzere toplam 194.386,06 TL borç kaydedilmekte iken, Yönetmelik değişikliği sonrasında ilgiliye ait kayıtların incelenmesinde; ilgili kamu idaresince sigortalının bildiriminin 25/09/1998 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (b) bendi gereğince tespit tarihinden 5 yıl geriye gidilerek 01/04/2010-31/03/2015 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkları 83.731,69 TL esas alınarak borç tahakkuk ve tahsil işlemleri yapılacaktır.

Örnek 2: Kurumdan 01/01/2009 tarihinden itibaren 4/1-(a) kapsamında yaşlılık aylığı almakta iken 12/04/2016 tarihinde 15/10/2010 tarihinden itibaren kamu işyerinde 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine göre 4/1-(a) kapsamında çalışmaya başladığı tespit edilen ve tahsis numarasının son rakamı “8” olan sigortalıya 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (a) bendi gereği tespit alomaliye.com tarihinden 10 yıl geriye gidilerek 22/10/2010-21/04/2016 tarihleri arasında ödenen tutar faizli olarak borç kaydedilmekte iken, yapılan Yönetmelik değişikliği ile kamu işyerinin sigortalının işe başlatıldığı tarih olan 15/10/2010 tarihinden itibaren 1 ay içerisinde sigortalının bildirimini yapmış olması koşuluyla 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (b) bendi gereği tespit tarihinden 5 yıl geriye gidilerek 22/04/2011-21/04/2016 tarihleri arasında yapılan ödemelerin faizsiz olarak tahsili yoluna gidilecek ve bu çerçevede borç tahakkuk işlemleri düzeltilecektir.

Örnek 3: Kurumdan 4/1-(b) kapsamında ölüm sigortasından hak sahibi kız çocuğu olarak 01/11/2008 tarihinden itibaren aylık almakta iken 05/04/2017 tarihinde 15/12/2008 tarihinden itibaren 4/1-(c) kapsamında çalışmaya başladığı tespit edilen ve tahsis numarasının son rakamı “9” olan sigortalının çalışmaya başladığı işyerince işe girdiği tarihten itibaren 1 aylık süre moc.eyilamola içerisinde bildiriminin yapıldığının tespit edilmesi halinde 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (b) bendi gereğince 05/04/2012-05/04/2017 süresi için işlem yapılarak 25/04/2012-24/04/2017 süresi yersiz ödenen aylık miktarlarının faizsiz olarak tahsili yoluna gidilecek, söz konusu bildirimin 1 aylık süre içerisinde yapılmadığının tespit edilmesi halinde ise 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (a) bendi gereğince 25/12/2008-24/04/2017 tarihinde ödenen miktarlar faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

2) Gelir veya aylık almakta iken yeni bir gelir veya aylığa giren kişilerin durumları 5510 sayılı Kanunun 54 üncü maddesine göre yeniden değerlendirilmektedir. Yeni bir gelir veya aylık bağlanması nedeniyle önceki gelir veya aylığı kesilmesi gereken kişilerden bu gelir veya aylığı kesilmeksizin ödenmeye devam edilenlere yapılan ödemelere ilişkin borçlar Kurumumuzun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemeler kapsamında değerlendirilerek 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (b) bendi kapsamında işlem yapılacaktır.

Örnek 4: Kurumdan 5510 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı ve Kanunun 4/1-(b) bendi kapsamında eşinden ölüm aylığı almakta iken yine Kanuna göre 01/05/2010 tarihinden itibaren de 4 1-(a) statüsünden sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanan sigortalı için Kanunun 54 üncü maddesine göre gelir ve aylıklar karşılaştırılıp eşinden dolayı aldığı ölüm aylığı kesilmesi gerekirken ödenmeye devam edilmiş ve bu durum 01/08/2017 tarihinde Kurum tarafından tespit edilmiştir. Buna göre, sigortalıya Kanunun 96 ncı maddesinin (b) bendi kapsamında işlem yapılarak tespit tarihinden itibaren 5 yıl geriye gidilerek ödenen aylıklar borç çıkartılacak ve faiz uygulanmayacaktır.
3) Gelir veya aylık almakta iken yeniden sigortalı olmasına rağmen Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede adına herhangi bir bildirim yapılmadığı tespit edilen kişilerin, durum değişikliğine ilişkin Kuruma yapması gereken bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği kabul edilecek ve borçları ilgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışı olarak değerlendirilerek 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin (a) bendi kapsamında işlem yapılacaktır.

4) Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (e) bentleri kapsamında fazla ve yersiz ödeme yapıldığı değerlendirilen dosyalardaki tahsil süreci devam eden borçlar, söz konusu Yönetmelik değişikliği ile 5 inci maddenin birinci fıkrasına eklenen hükümler dikkate alınarak yeniden hesaplanacak ve bu tarihe kadar tahsil edilmiş tutarlar ve bu tutarlara ilişkin faiz miktarları hesaplamada dikkate alınacaktır.

Tahsil edilmiş tutarın yeniden yapılan hesaplama sonucu belirlenen tutardan fazla olması halinde aradaki fark iade edilmeyecek, bu maddenin yürürlük tarihinden önce tamamı tahsil edilmiş borçlar ise bu maddeye göre yeniden hesaplanmayacak ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmeyecektir.

Örnek 5: Örnek 1’deki sigortalının borcunun tahsil sürecinin devam etmesi halinde, Yönetmeliğin yayım tarihi olan 23/06/2017 tarihine kadar 40.000,00 TL anapara, 10.510,00 TL faiz olmak üzere toplam 50.510,00 TL tahsil edilmiştir. Buna göre, sigortalının ödemesi gereken 83.731,69 TL yersiz ödeme tutarından tahsil edilen 50.510,00 TL tutarın çıkarılması sonucu kalan 33.221,69 TL’nin tahsilatına devam edilecek ve ilgilinin borç tahakkuku düzeltilecektir.

Örnek 6: Örnek 1’deki sigortalının, yeniden hesaplanan ve tahsil süreci devam eden 83.731,69 TL toplam borca karşılık Yönetmeliğin yayım tarihi olan 23/06/2017 tarihine kadar 87.325,00 TL tahsil edilmiştir. Bu durumda tahsil edilen tutar yeniden hesaplanan tutardan fazla olduğu için bakiye borç terkin edilerek borç kapatılacaktır. Fazla tahsil edilen tutar ilgiliye iade edilmeyecektir.

Bilgi edinilmesi ve gereğini rica ederim.

Dr. Mehmet Selim BAĞLI

Kurum Başkanı

T.C.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

DUYURU

Ülkemizde bazı il ve ilçelerde yaşanan terör olaylarının halen devam etmesi nedeniyle bu bölgelerde ekonomik faaliyetin son derece azalmasına ve vatandaşların günlük yaşamlarını normal şartlarda sürdürememelerine sebep olduğundan mücbir sebep halinin devam etmesi nedeniyle;

Şırnak ve Hakkari illerinin tamamı, Siirt ilinin Eruh ilçesi, Mardin ilinin Nusaybin, Derik ve Dargeçit ilçeleri, Diyarbakır ilinin Sur ve Silvan ilçelerinde ikamet eden 5510 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılar, genel sağlık sigortalıları ile söz konusu il ve ilçelerde faaliyet gösteren 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran özel sektör işyeri işverenlerinin 5510 sayılı Kanun gereğince;

23/12/2016-31/12/2017 tarihleri arasında verilmek zorunda olunan her türlü bilgi ve belgenin yasal süreleri içinde Kurumumuza verilmesi kaydıyla;

2015/Ekim ve öncesi dönemlere ilişkin mevcut prim borçları ile 2015/Kasım, Aralık 2016/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2017/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık prim borçları ve ödeme vadesi 1/12/2015 ila 31/12/2017 tarihleri arasına denk gelen her türlü yapılandırma ve taksitlendirme taksitlerinin,

Kilis ilinin tamamı için, anılan ilde ikamet eden 5510 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılar, genel sağlık sigortalıları ile anılan ilde faaliyet gösteren 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran özel sektör işyeri işverenlerinin 5510 sayılı Kanun gereğince;

23/12/2016-31/12/2017 tarihleri arasında verilmek zorunda olunan her türlü bilgi ve belgenin yasal süreleri içinde Kurumumuza verilmesi kaydıyla;

2016/Ocak ve öncesi dönemlere ilişkin mevcut prim borçları ile 2016/ Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2017/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık dönemlerine ilişkin prim borçları ve ödeme vadesi 1/3/2016 ila 31/12/2017 tarihleri arasına denk gelen her türlü yapılandırma ve taksitlendirme taksitlerinin

5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 31/01/2018 tarihine kadar (31/01/2018 dahil) ertelenmesine, karar verilmiştir.

Kamuoyuna önemle duyurulur.

Özet

İşveren ile sigortalılara barınma maksatlı olarak tahsis edilen konut ve bu konutların sahipleriyle işveren arasında yapılan sözleşme gereği mülk sahibine yapılan kira ödemeleri sigortalılara nakdi olarak doğrudan bir ödeme yapılmadığı, işveren tarafından mülk sahibinin banka hesabına yatırıldığı sürece sigorta prime esas kazanç kapsamında İşveren ile sigortalılara barınma maksatlı olarak tahsis edilen konut ve bu konutların sahipleriyle işveren arasında yapılan sözleşme gereği mülk sahibine yapılan kira ödemeleri sigortalılara nakdi olarak doğrudan bir ödeme yapılmadığı, işveren tarafından mülk sahibinin banka hesabına yatırıldığı sürece sigorta prime esas kazanç kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumunun genelge ile yapılmış herhangi bir düzenlemesi yoktur. Ancak 5510 sayılı yasanın 80. Maddesi ile Sosyal Güvenlik Kurumunun mütalaaları ile uygulama bu yönde yürütülmektedir.

SİGORTALIYA TAHSİS EDİLEN KONUT İÇİN ÖDENEN KİRA YARDIMININ PRİME TABİ OLUP OLMAYACAĞI İLE İLGİLİ MEVZUAT

  1. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre Sigorta Primine Esas Kazançlar;

Hak edilen ücretlerin,

Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,

  • İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,
    brüt toplamından oluşmaktadır.
  1. Sigorta Primine Esas Kazanca Tabi Olmayan Kazançlar

Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmamaktadır.

Belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler sigorta primine tabi tutulmaktadır.

  1. Kira Yardımının Primine Tabi olmayacağının değerlendirilmesi

Yapılan ödemelerden prim kesilebilmesi için bunların ücret ve ücretten sayılan kazançlar niteliğinde olması gerekmektedir.

Genelde, sigortalı işçinin kazancı, işverenden almış olduğu ücrettir. Sigortalının çalıştıkları ayda almaya hak kazandıkları ve ücret kavramına giren her türlü ücretleri prim hesabına esas alınmaktadır. Ayrıca, prim uygulanabilmesi için hak kazanmış olmak yetmemekte, prim hesabı yapılacak ay içinde de ödenmesi gerekmektedir.

5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin (c) bendinde ” her ne adla yapılırsa yapılsın tüm 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin (c) bendinde ” her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur ” hükmü yer almaktadır. Kanun hükmünün düzenleniş amacına bakıldığında, karşılığı nakit ödeme biçiminde yapılan ve yukarıda (B.) bölümünden sayılan sigorta priminden istisnalar dışında kalan tüm ayni yardımların prim matrahına dahil edilmesi gerekmektedir.

Ancak, “ayni yardım” deyiminin anlamını göreceli bir kavram olup, yargı kararlarıyla belirlenmiştir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 05/02/2007 tarihli ve 2006/4180-2007/1193 sayılı kararında ” …Ayni yardımlardan amaç, sosyal ve kişisel bir ihtiyacın karşılanması yolunda yapılan bir yardımdır. Yardımın ayni veya para olarak yapılmasının önemi bulunmamaktadır….” denilmekte ve önemli olanın yardım niteliği olduğu, yoksa bunun para olarak ya da mal olarak yapılmasının yardım niteliğini değiştirmeyeceğini belirtmiştir.

Buna göre işveren tarafından çalışmakta olan sigortalılara barınma maksatlı olarak tahsis edilen konut ve bu konutların sahipleriyle işveren arasında yapılan sözleşme gereği mülk sahibine yapılan kira ödemeleri ile ilgili olarak; sigortalı çalışanlara nakdi olarak doğrudan bir ödeme yapılmadığı, işveren tarafından mülk sahibinin banka hesabına yatırıldığı, dolayısıyla 80 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında prime esas tutulacak bir kazanç elde edilmemesi nedeniyle, sigortalılar için işveren tarafından mülk sahibine yapılan ödemeler, sigortalıya doğrudan yapılan bir ödeme olmadığı için Sigorta Primine Esas Kazanca tabi tutulmamaktadır. Kaynak: TÜRMOB

Danıştay 9. Daire,

E:2014/4977,

K:2014/4573

Sahte Belge Kullanımının Vergi İncelemesi Yerine Takdir Komisyonuna Dayanarak KDV İndirimlerinin Reddi Yasalara Aykırıdır.

  • Davalı İdare, İstanbul Vergi Mahkemesinin Kararını Temyiz Etmiştir
  • Danıştay, İdari İşlem Ve Tasarrufların Yetki Kapsamında İncelenmesi Ve Yapılan İşlemlerin Hukuk Sınırları İçerisinde Kalması Gerekmektedir.
  • Takdir Komisyonlarının Görevi Matrah Takdiri Olup, KDV İndirimlerinin Reddi Yönünde İşlem Tesis Edemezler.
  • Mahkeme Kararı Onanmıştır.

 

Ali Çakmakcı

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Yeni Yayımlanan (Kurumlar Vergisi) Özelgeler 2024/4 Tarih Öğe Başlığı 30 Nisan 2024 Kooperatif Ortak Dışı İşlem…
  • Dul ve Yetim Aylığı Alanlara Kurban Bayram İkramiyesi Ödemesi Nasıl Yapılacak? Vefat eden sigortalılardan dolayı gelir ve/veya aylık almakta olan hak…
  • İşçi Suç İşlerse Neler Olur? İşçilerin herhangi bir suçtan gözaltına alınması veya tutuklanması halinde iş…
Top