Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Yatırım ortaklıkları ile Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) düzenleme ve denetimlerine tabi fon ve bu fonlara benzer yabancı fonlar sermaye şirketi olarak kurumlar vergisi mükellefidirler.

KVK’nın 5/1-d bendine göre ise Türkiye’de kurulu girişim sermayesi yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Bununla beraber, bu istisna anılan fon ve ortaklıkların söz konusu kazançları üzerinden kesinti yoluyla vergi alınmasına engel değildir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nu 325/A maddesinde yer alan hükme göre; SPK’nın düzenleme ve denetimlerine tabi olarak kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilir. Bu fon kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10 unu ve öz sermayenin %20 sini aşamaz.

Görüldüğü gibi Vergi Usul Kanunu’na eklenen 325/A maddesiyle kurumlar vergisi mükelleflerine, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından girişim sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesine eklenen (g) bendi ile de Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilmektedir.

Girişim sermayesi fonunun ayrılması ve pasife alınması

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutar mükellefin bilançosunun pasifte geçici bir hesapta tutulur. Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırılır. Aksi halde zamanında tahakkuk ettirilemeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

Fonun kurum kazancından indirim şartları

Girişim sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için;

- İlgili yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10'unu, toplam fon tutarının ise öz sermayenin %20'sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.)

- Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,

- Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

İndirim tutarının hesaplanması, beyannamede gösterilmesi ve fon kaydı

İndirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler - geçmiş yıl zararları - tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır.

Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir.

Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir. Söz konusu yatırımın yapılmaması halinde, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi gecikme faizi ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir.

İndirim konusu yapılacak tutarın tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate alınacak, önceki yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim uygulanmayacaktır. Ancak, ayrılan toplam fon tutarı hiçbir suretle öz sermayenin %20'sini aşamayacaktır.

Fonun amacı dışında kullanılması

Bu fon, amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi, ortaklara dağıtılması, dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması veya işin terki, işletmenin tasfiyesi, devredilmesi, bölünmesi ya da girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması halinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde vergiye tabi tutulur.

Vergileme, amaç dışı kullanım veya amaca uygun kullanım için kanunda belirtilen sürenin dolmasına rağmen kullanılmadığı dönemde bu fon tutarları beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalarla ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir. Ancak önceki yıllar beyannamelerinde indirim konusu yapılan tutarlar bakımından yeniden vergileme söz konusu olmayacaktır. Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak

https://www.dunya.com/kose-yazisi/girisim-sermayesi-fonu-ve-kurum-kazancindan-indirimi/470797

Perşembe, 21 Mayıs 2020 11:10

Bayram Tatilinde Çalışanların Hakları

Ramazan Bayramı’nda 4 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bayram tatilinde sokağa çıkma yasağı da olması çalışanların kafasında soru işaretleri yarattı. Kimileri bayram tatilinin yıllık izinden düşülüp düşülmeyeceğini, kimileri sokağa çıkma yasağında işverenin maaş ödeyip ödemeyeceğini soruyor. Kısa çalışma ödeneği alan çalışanlar da bayram tatilinde ödeme yapılıp yapılmayacağını merak ediyor. İşte sokağa çıkma yasağı ilan edilen bayram tatilinde çalışanların izin ve ücret hakları.

1. Çalışan yıllık izin almışsa ve bu izin bayram tatiline denk geliyorsa bayram tatili yıllık izinden düşülür mü?

Ulusal bayram, hafta tatili günleri izin süresinden sayılmaz. Bayram tatili, yıllık izin süresine dahil edilemez, yıllık izinden düşülemez.

2. Bayram tatilinde sokağa çıkma yasağı uygulanacak, bu günler yıllık izinden düşülür mü?

Sokağa çıkma yasağı uygulandığı günlerin yıllık izinden düşülüp düşülmemesi konusu net değil. Çünkü İş Kanunu yıllık izinden hangi durumların düşüleceğini belirtiyor ancak bunların içinde sokağa çıkma yasağı bulunmuyor. Ancak yıllık izin şartları da aynı kanunda belirtilmiş ve bu şartların dışında farklı bir uygulama yapılamaz. Bu kapsamda sokağa çıkma yasağı nedeniyle işe gelinemeyen günler yıllık izinden düşülemez. Sokağa çıkma yasağı olduğu günler için işveren telafi çalışması yaptırabilir. Telafi çalışmasının süresi 4 aydır.

3. Bayram tatilinde evden çalışanların haklarında farklılık olur mu?

Uzaktan çalışmanın tam olarak sınırları çizilmemiştir. Uzaktan çalışmayla ilgili çalışan ile işveren arasında yeni bir sözleşme yapılmamışsa mevcut iş sözleşmesindeki şartlar aynen devam eder; buna ücret ve izin şartları da dahil. Dolayısıyla çalışan uzaktan, bayramda da çalışıyorsa, mevcut iş sözleşmesindeki ücret uygulamasına tabidir; fazla mesai ödenir. Bu kapsamda da işverenin isteği ya da işin gereği yapılacak fazla çalışma İş Kanundaki fazla çalışma şartlarına tabidir.

4. Sokağa çıkma yasağı olduğu günler işveren ücretsiz izin verebilir mi?

İşveren isterse ve çalışan ile anlaşırsa ücretsiz izin verebilir.

5. Sokağa çıkma yasağında işveren maaşı öder mi? Sokağa çıkma yasağı bayram gününe denk gelmişse bu durum maaşı etkiler mi?

Sokağa çıkma yasağı uygulandığı dönemde ister işveren çalışanı ücretsiz izne çıkarsın isterse yasak nedeniyle çalışan işe gelemesin, işveren maaşı tam ödemek durumunda. Bu durum bayram tatiline denk gelse de bir şey değişmez.

6. Sokağa çıkma yasağında günlük çalışanlara ücret ödenir mi?

İşveren, yasak günü de günlük çalışana maaşını ödemek durumunda.

7. Çalışanın yıllık izni bitmişse ve virüs nedeniyle işveren gelecek yıla mahsuben yıllık izin kullandırabilir mi?

Kanunda böyle bir düzenleme yok. Dolayısıyla hak edilmemiş izin için önceden kullandırma yapılamaz, işveren bunu çalışandan talep edemez.

8. Kısa çalışma ödeneği alan çalışana bayram tatilinde de ödeme yapılacak mı?

İşyeri faaliyetini tamamen durdurmuş ve kısa çalışma ödeneğine müracaat etmişse, bu kapsamda da çalışan ödenek alıyorsa bayram tatili de olsa kısa çalışma ödeneği verilir.

9. İşyeri faaliyetini azaltmışsa ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmışsa çalışan bayram tatilinde maaş alabilir mi?

Eğer çalışan bayram tatilinde çalışıyorsa ücreti ödenir hem de bayram tatilinde çalıştığı için fazla ödeme alır.

10. Sokağa çıkma yasağında işveren çalışana ya ‘yıllık izin kullan’ ya da ‘ücretsiz izne ayrıl maaş alma’ diyebilir mi?

İşveren çalışana böyle bir seçenek sunamaz. Ücretsiz izin verirse de maaşını ödemek durumunda.  Noyan Doğan

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/10-soruda-bayram-tatilinde-calisanlarin-haklari-41522180

1- 509 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği uyarınca serbest meslek kazancı elde edenlerden

a) 1 Şubat 2020 tarihi itibarıyla faaliyetine devam etmekte olanlar 1 Haziran 2020 tarihinde,

b) 1 Şubat 2020 tarihinden (bu tarih dâhil) itibaren faaliyete başlamış olanlar ise işe başladıkları ayı izleyen 3’üncü ayın sonuna, kadar e-Serbest Meslek Makbuzu uygulamasına dahil olmak ve bu tarihlerden itibaren e-Serbest Meslek Makbuzu düzenlemek zorundadırlar.

Mükellefler, e-Serbest Meslek Makbuzu Uygulamasından; e-İmza araçları ya da Kamu Sertifikasyon Merkezi’nden mali mühür temin etmek suretiyle, söz konusu Tebliğde açıklanan üç yöntemden kendilerine uygun olanı seçerek faydalanabilirler.

2- 2019 hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamelerinin 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonuna kadar verilmesi ve tahakkuk eden vergilerin de aynı süre içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

3-2020 I. Geçici Vergi Dönemine (Ocak-Şubat-Mart) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin 28 Mayıs 2020 Perşembe günü sonuna kadar verilmesi ve tahakkuk eden vergilerin de aynı süre içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

4- 518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen mücbir sebepler kapsamında olmayan kurumlar vergisi mükelleflerinin;

⎯ Aralık/2019, Ocak/2020 ve Şubat/2020 dönemlerine ait e-Defterlerini 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonuna kadar,

⎯ Mart/2020 dönemlerine ait e-Defterlerini 30 Haziran 2020 Salı günü sonuna kadar, oluşturmaları ve imzalamaları gerekmektedir.

1-) e-Serbest Meslek Makbuzu Uygulaması Zorunluluğu 1 Haziran 2020 tarihinde başlıyor

19.10.2019 tarihli ve 30923 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 509 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği uyarınca serbest meslek kazancı elde edenlerden

a) 1 Şubat 2020 tarihi itibarıyla faaliyetine devam etmekte olanlar 1 Haziran 2020 tarihinde,

b) 1 Şubat 2020 tarihinden (bu tarih dâhil) itibaren faaliyete başlamış olanlar ise işe başladıkları ayı izleyen 3’üncü ayın sonuna,

kadar e-Serbest Meslek Makbuzu uygulamasına dahil olmak ve bu tarihlerden itibaren 509 Sıra No.lu Tebliğin “V.71.” ve “VIII.2” numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde, e-Serbest Meslek Makbuzu düzenlemek zorundadırlar.

1V.7. e-Belge Olarak Düzenlenme Zorunluluğu Getirilen Belgelerin Kâğıt Olarak Düzenlenebileceği Haller Elektronik belge olarak düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin;

a) Başkanlığın ve e-Belge uygulamalarına taraf olan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem sistemlerinde meydana gelen arıza, kesinti ile bu sistemlerde yapılan bakım,

b) İspat veya tevsik edilmek kaydıyla, mükellefin ya da Başkanlıktan izin almış özel entegratör kuruluşların bilgi işlem sistemlerinde meydana gelen arıza, kesinti ile bu sistemlerde yapılan planlı bakım (yazılı bildirimde belirtilen süre ile sınırlı kalmak kaydıyla),

c) İspat veya tevsik edilmek kaydıyla, kullanılmakta olan mali mührün veya elektronik imza aracının arızalanması veya çalınması (yeni mali mühür veya elektronik imza aracının temini süresince),

ç) Bakanlık veya Başkanlık tarafından e-Belge uygulamalarına ilişkin olarak yayımlanan genel tebliğ, sirküler ve teknik kılavuz ve duyurularda, belgelerin e-Belge yerine kâğıt olarak düzenlenmesine izin verilmesi,

gibi nedenlerle, kanunen düzenlenmesi gereken sürenin geçirilmemesi kaydıyla, kâğıt olarak düzenlenmesi durumunda özel usulsüzlük cezası kesilmez.

Mükelleften kaynaklanan diğer nedenlerle, e-Belge olarak düzenlenmesi gereken belgelerin kâğıt olarak düzenlenmesi yukarıda sayılan nedenler kapsamında değerlendirilmez.

Elektronik olarak düzenlenmesi gereken belgenin, Kanunun 13 üncü maddesinde yazılı mücbir sebepler nedeniyle elektronik olarak düzenlenememesi halinde, Kanunun 373 üncü maddesi gereği özel usulsüzlük cezası kesilmez.

2 VIII. Diğer Hususlar

e-Belge uygulamalarına dahil olanlar, e-Belgelere ilişkin elektronik kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi, işlem görememesi halleri ile olağanüstü durumların meydana gelmesi halinde, durumu Başkanlığa üç iş günü içinde bildirerek bu kayıtları nasıl tamamlayacağına ilişkin ayrıntılı bir plan sunmak zorundadır.

Bu Tebliğe konu uygulamaları kendi sistemi üzerinden kullananlar, bilgi işlem sistemlerini oluşturan donanımların bir kısmının veya tamamının haczedilmesi veya yetkili mercilerce el konulması halinde, durumu en geç üç iş günü içerisinde Başkanlığa bildirmek ve kayıtlarını nasıl tamamlayacağına ilişkin ayrıntılı bir plan sunmak zorundadır.

Bu Tebliğe konu uygulamaları kendi sistemi üzerinden kullananlar, bilgi işlem sistemini oluşturan yazılım, donanım, dosya, dokümantasyon ve benzeri unsurları, hiçbir şekilde kısmen veya tamamen vergi inceleme elemanlarının veya Başkanlıkça görevlendirilecek personelin erişimini ve denetlemesini engelleyecek bir sözleşme veya lisansa konu edemezler.

Buna göre mükellefler, e-Serbest Meslek Makbuzu Uygulamasından; ister e-İmza araçları ile isterse de Kamu Sertifikasyon Merkezi’nden mali mühür temin etmek suretiyle, mezkur Tebliğde açıklanan üç yöntemden kendilerine uygun olanı seçerek faydalanabilirler.

1.GİB Portal Yöntemi: GİB tarafından ücretsiz olarak sunulan portal yönteminden yararlanmak isteyen mükellefle, ebelge.gib.gov.tr adresinde yayımlanan “Elektronik Arşiv Başvuru Kılavuzu”nda açıklanan şartlara uygun olarak başvuru yaptıktan sonra, e-belgeleri gönderme ile ilgili temel işlemleri, portalda sunulan ara yüzleri kullanarak yapabilirler.

https://ebelge.gib.gov.tr/dosyalar/kilavuzlar/e-Arsiv_Portal_Basvuru.pdf

Elektronik serbest meslek makbuzu uygulamasından portal yöntemi ile yararlanmak isteyen mükelleflerin

https://portal.efatura.gov.tr/EArsivPortalBasvuru/

adresinden elektronik imza araçlarını kullanarak elektronik başvuru yapmaları gerekmektedir.

2.Özel Entegratör Yöntemi: Bu yöntemden faydalanmak isteyen mükellefler Başkanlığımızdan izin almış olan özel entegratörlerin bilgi işlem sistemleri araçlığıyla faydalanabilirler.

Bu yöntem ile e-SMM uygulamasından yararlanacak mükelleflerin, ebelge.gib.gov.tr adresinde yayımlanan “Elektronik Arşiv Başvuru Kılavuzu”nda da açıklandığı üzere ayrıca Başkanlığa Başvuru yapmalarına gerek bulunmamaktadır.

3.Doğrudan Entegrasyon Yöntemi: Mükelleflerimiz e-SMM uygulamasından, kendi bilgi işlem sistemlerini Başkanlık bilgi işlem sistemleri ile doğrudan entegre etmek suretiyle de yararlanabilirler. Mükellefler bilgi işlem sistemlerinde gerekli ön hazırlıkları tamamladıktan sonra, sistemlerini ve e-belge ile ilgili süreçlerini açıklayan dokümanlarla birlikte ebelge.gib.gov.tr adresinde yer alan “Elektronik Arşiv Başvuru Kılavuzu”nda açıklanan şartlara uygun olarak Başkanlığa başvuruda bulunacaklardır.

https://ebelge.gib.gov.tr/dosyalar/kilavuzlar/e-Arsiv_Portal_Basvuru.pdf

Elektronik serbest meslek makbuzu uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirilen mükelleflerin, mezkur Genel Tebliğ’de açıklanan süreler içerisinde ilgili başvurularını yapmamaları ve uygulamaya dâhil olarak belirtilen tarihlerden itibaren Serbest Meslek Makbuzu belgelerini kağıt (matbaa baskılı) belge yerine elektronik belge olarak e-Serbest Makbuzu olarak düzenlemeleri, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan cezai hükümlerin uygulanmaması bakımından önem arz etmektedir.

2-) 2019 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin 1/6/2020 tarihine kadar verilmesi gerekmektedir

127 No.lu VUK Sirküleri uyarınca 30 Nisan 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2019 hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi beyannamelerinin 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonuna kadar verilmesi ve tahakkuk eden vergilerin de aynı süre içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

3-) 2020 I. Geçici Vergi Dönemine (Ocak-Şubat-Mart) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme ve ödeme süreleri sonu 28 Mayıs 2020 Perşembe günüdür

Yayımlanan 130 No.lu VUK Sirküleri uyarınca 18 Mayıs 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2020 I. Geçici Vergi Dönemine (Ocak-Şubat-Mart) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin 28 Mayıs 2020 Perşembe günü sonuna kadar verilmesi ve tahakkuk eden vergilerin de aynı süre içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

Söz konusu uzatma, ilgili geçici vergi dönemi itibarıyla beyanname verme tarihi 18 Mayıs 2020 günü sonu olan özel hesap dönemine sahip mükellefleri de kapsamaktadır.

4-) Aralık/2019 ve Ocak/2020 dönemlerine ait e-Defterlerin oluşturulması ve imzalanması süresi 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonu dolmaktadır.

Yayımlanan 127 No.lu VUK Sirküleri uyarınca; 518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen mücbir sebepler kapsamında olmayan kurumlar vergisi mükelleflerinin3 30 Nisan 2020 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme süresi 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonuna kadar uzatılmıştır.

Buna göre; 518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen mücbir sebepler kapsamında olmayan kurumlar vergisi mükellefleri 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonuna kadar Aralık/2019 ve Ocak/2020 dönemlerine ait e-Defterlerini oluşturulmalı ve imzalamalıdır.

3 2) Kurumlar vergisi mükelleflerinden korona virüs salgınından doğrudan etkilenen ve ana faaliyet alanı itibarıyla; Alışveriş Merkezleri Dahil Perakende, Sağlık Hizmetleri, Mobilya İmalatı, Demir Çelik Ve Metal Sanayii, Madencilik Ve Taş Ocakçılığı, Bina İnşaat Hizmetleri, Endüstriyel Mutfak İmalatı, Otomotiv İmalatı Ve Ticareti İle Otomotiv Sanayii İçin Parça Ve Aksesuar İmalatı, Araç Kiralama, Depolama Faaliyetleri Dahil Lojistik Ve Ulaşım, Sinema Ve Tiyatro Gibi Sanatsal Hizmetler, Matbaacılık Dahil Kitap, Gazete, Dergi Ve Benzeri Basılı Ürünlerin Yayımcılık Faaliyetleri, Tur Operatörleri Ve Seyahat Acenteleri Dahil Konaklama Faaliyetleri, Lokanta, Kıraathane Dahil Yiyecek Ve İçecek Hizmetleri, Tekstil Ve Konfeksiyon İmalatı Ve Ticareti, Halkla ilişkiler dahil etkinlik ve organizasyon hizmetleri, sektörlerinde faaliyette bulunan mükellefler.

5-) Şubat/2020 dönemlerine ait e-Defterlerin oluşturulması ve imzalanması süresi 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonu dolmaktadır

518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen mücbir sebepler kapsamında olmayan kurumlar vergisi mükellefleri 1 Haziran 2020 Pazartesi günü sonuna kadar Şubat/2020 dönemine ait e-Defterlerini oluşturulmalı ve imzalamalıdır.

6-) Mart/2020 dönemlerine ait e-Defterlerin oluşturulması ve imzalanması süresi 30 Haziran 2020 Salı günü sonu dolmaktadır

518 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen mücbir sebepler kapsamında olmayan kurumlar vergisi mükellefleri 30 Haziran 2020 Salı günü sonuna kadar Mart/2020 dönemine ait e-Defterlerini oluşturulmalı ve imzalamalıdır.

7-) Vergi levhalarının 1 Haziran 2020 günü sonuna kadar internet vergi dairesinden yazdırılması gerekmektedir

Mükelleflerin internet vergi dairesinden bizzat kendileri veya 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirleri aracılığıyla, gelir vergisi mükellefleri için (kazancı basit usulde tespit edilenler dâhil) 1 Nisan 2020 ve kurumlar vergisi mükellefleri için 1 Mayıs 2020 tarihinden itibaren, vergi levhalarını 01 Haziran 2020 günü sonuna kadar yazdırmaları gerekmektedir.

Bu şekilde alınan vergi levhalarını, vergi dairesi veya meslek mensuplarımız ayrıca imzalamayacak veya tasdik etmeyeceklerdir.

Mükelleflerin vergi levhasını bulundurmak mecburiyetinde oldukları yerlerde yapılan denetimlerde bulundurma mecburiyetine uyulmadığının tespit edilmesi halinde, Vergi Usul Kanunu’nun 353’üncü maddesi uyarınca her bir tespit için uygulanacak özel usulsüzlük cezası 2020 yılı için 350 TL olarak belirlenmiştir.

Bu yıl uzayan beyanname verme süreleri dolayısıyla, kurumlar vergisi beyannamesi vermenin son günü ile vergi levhası almanın son günü aynı tarihe gelmektedir.

Kaynak: TÜRMOB

Çarşamba, 20 Mayıs 2020 11:34

Prime Tabi Olan Ve Olmayan Kazançlar

Çalışanlara, konusu iş görme olan sözleşmelere dayanarak çok farklı adlarla tahakkuk veya tediye edilen kazanç bulunmakta ve bu kazançlar, vergi hukuku açısından "matrah", sosyal güvenlik hukuku açısından ise "prime esas kazanç" kavramını oluşturmaktadır.

Bu meyanda, kazançların prime tabi tutulup tutulmayacağı hususunu "3K" formülü (Külliyen-Kısmen-Kat'iyen) ile ifade edebiliriz:

1- Külliyen tabi olanlar:

1.1) Hak edildiği ay için prime tabi tutulacak kazançlar (Yeşil liste)

1.2) Ödendiği (tahsil/tediye) ay için prime tabi tutulacak kazançlar (Mavi liste)

2- Kısmen tabi olan/olamayanlar: (Sarı Liste)

3- Kat'iyen tabi olmayanlar (Kırmızı Liste) Ek belgede uygulamada görülen tüm kazanç ve ödemelerin SGK primi karşısında durumu gösterilmiştir.

Listeyi Pdf formatı ile indirmek için tıklayınız 

Kaynak, İbrahim Turasan

Fotoğraf açıklaması yok.

Sosyal güvenlikte kural olarak sigortalıların, sigortalılık başlangıcı öncesindeki veya sonrasındaki veyahut sigortalılık süreleri arasındaki boşta geçen (çalışılmamış/prim ödenmemiş) süreleri, geriye doğru toplu ödeme/borçlanma şeklinde imkanları bulunmamaktadır.

Borçlanılabilecek süreler

Bu genel kuralın istisnasını, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41’inci maddesinde tek tek sayılmış olan süreler oluşturmaktadır.

Sosyal güvenlik mevzuatına göre aşağıda belirtilen ve belgelendirilen süreler borçlanılabilmektedir.

● Doğumdan sonraki süreler,
● Ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri,
● Er, erbaş veya yedek subay okulunda geçen süreler,
● Kamu çalışanlarının tabi olduğu personel mevzuatlarına göre aylıksız izinde geçen süreler,
● Doktora veya tıpta uzmanlık öğreniminde geçen süreler,
● Avukatlık stajında geçen süreler,
● Tutuklulukta veya gözaltında geçen süreler,
● Grev veya lokavtta geçen süreler,
● Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri,
● Seçim kanunları gereğince kamu çalışanlarının görevinden istifa edip açıkta geçirdiği süreler,

● Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanların ay içinde eksik kalan süreleri,
● 1416 Sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun kapsamında yurt dışında geçen öğrenim süreleri,
● MEB’e bağlı eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında uzman ve usta öğretici olarak çalışanların ay içinde 30 günden eksik kalan süreleri,
● 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu uyarınca gözaltında ve tutuklulukta geçen süreler,
● Sanatçıların ilgili mevzuattaki kapsama girmeleri halinde meslekleriyle ilgili çalışma süreleri,

● Fakülte veya yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra subay veya astsubaylığa naspedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler, fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra, komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların başarılı öğrenim süreleri ile fakülte veya yüksekokullarda kendi hesabına okumakta iken Türk Silahlı Kuvvetleri veya Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrencilerin, daha önce kendi hesabına okudukları normal okul süreleri,
● Polis Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrencilerden bahse konu okullarda (Polis Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda) geçen başarılı eğitim süreleri,
● 3201 sayılı Kanun uyarınca, Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri,

Borçlanmanın sağladığı avantajlar

Sosyal güvenlik sistemine prim ödenmemiş olan söz konusu sürelerin sigortalı veya hak sahipleri (eş, çocuk, anne-baba) tarafından sonradan primleri ödenerek sigortalılık hizmetine saydırılması işlemi hizmet borçlanması olarak tanımlanmaktadır.

Sigortalılar emekliliğe hak kazanabilmek için; sigortalılık süresi, prim gün sayısı ve yaş şartlarını birlikte yerine getirmeleri gerekmektedir.

Dolayısıyla, hizmet borçlanması emeklilik şartlarından olan prim gün sayısını tamamlamak veya artırmak için yapılmaktadır.

Ayrıca, borçlanılacak sürelerden bazıları, sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürdüğünden, sigortalılara daha erken emekli olma şeklinde de avantaj sağlayabilmektedir.

İşsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği süreleri borçlanma kapsamına alınmalı

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanuna göre, sigortalı sayılan kişiler belli şartla İş-Kur’dan 6, 8 ve 10 ay süreyle işsizlik ödeneği alabilmektedir.

Yine, genel ekonomik kriz, sektörel kriz, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle (COVID-19 bu kapsamda değerlendirilmektedir) iş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın iş yerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, 3 aya kadar (Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar uzatılabilmektedir) sigortalılara çalışamadıkları süreler için İş-Kur tarafından kısa çalışma ödeneği ödenmektedir.

Aynı şekilde, 4857/Geçici 10. madde ve 4447/Geçici 24. madde hükümlerine göre, 17/04/2020 tarihinden itibaren işverenleri tarafından ücretsiz izine çıkarılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan işçiler ile 15/03/2020 tarihinden sonra 4447/51. madde kapsamında iş sözleşmesi feshedilmiş olmasına rağmen işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçilere İş-Kur tarafından 3 ay süreyle (Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar uzatılabilmektedir) nakdi ücret desteği verilmektedir.

Yukarıda belirtilen işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği sürelerinde İşsizlik Sigortası Fonu tarafından ilgili kişiler adına genel sağlık sigortası primleri SGK’ya ödenmeye devam edilmesine karşın, uzun vadeli sigorta kolları (malullük, yaşlılık ve ölüm) primleri (emeklilik primleri) ödenmemektedir. Celal Özcan

https://www.dunya.com/kose-yazisi/issizlik-kisa-calisma-ve-nakdi-ucret-destegi-sureleri-borclanilabilmeli/470714

Mükelleflerin internet vergi dairesinden bizzat kendileri veya 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirleri aracılığıyla, gelir vergisi mükellefleri için (kazancı basit usulde tespit edilenler dâhil) 1 Nisan 2020 ve kurumlar vergisi mükellefleri için 1 Mayıs 2020 tarihinden itibaren, vergi levhalarını 01 Haziran 2020 günü sonuna kadar yazdırmaları gerekmektedir.

Bu şekilde alınan vergi levhalarını, vergi dairesi veya meslek mensuplarımız ayrıca imzalamayacak veya tasdik etmeyeceklerdir.

Mükelleflerin vergi levhasını bulundurmak mecburiyetinde oldukları yerlerde yapılan denetimlerde bulundurma mecburiyetine uyulmadığının tespit edilmesi halinde, Vergi Usul Kanununun 353’üncü maddesi uyarınca her bir tespit için uygulanacak özel usulsüzlük cezası 2020 yılı için 350 TL olarak belirlenmiştir.

Bu yıl uzayan beyanname verme süreleri dolayısıyla, kurumlar vergisi beyannamesi vermenin son günü ile vergi levhası almanın son günü aynı tarihe gelmektedir.

6111 sayılı Kanunun 82’nci maddesiyle, VUK’nun 5’inci maddesinde yer alan “levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar.” ibaresi “levhayı almak zorundadırlar.” şeklinde değiştirilmiş ve bu değişiklikle vergi levhasının asılma zorunluluğu kaldırılmıştır

Vergi Usul Kanunu’nun 5’inci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden 27 Mayıs 2011 tarihli ve 27946 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 408 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde vergi levhası uygulamasına ilişkin düzenleme ve açıklamalar yapılmıştır. Bu Tebliğde yer alan açıklamalara göre 2020 yılında vergi levhası bulundurma zorunluluğuna ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir.

I- VERGI LEVHASI ALMAK MECBURIYETINDE OLANLAR

1. Gelir Vergisinde

1. Ticari kazanç sahipleri,

2. Zirai kazanç sahipleri (Gelir Vergisi Kanunu’nun 52’nci maddesinin altıncı fıkrasında sözü edilen yazıhaneyi açmış olanlar1)

3. Serbest meslek erbabı,

Adi ortaklık, kolektif ve adi komandit şirket şeklindeki işletmelerde her bir ortak için ayrı ayrı vergi levhası alınması ve IV’üncü bölümde belirtilen yerlerde her bir ortak için ayrı ayrı bulundurulması gerekmektedir.

2. Kurumlar Vergisinde

1. Anonim şirketler,

2. Limited şirketler,

3. Eshamlı komandit şirketler,

1 Düzenleme aşağıdaki gibidir.

“Satışların dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde, mahsullerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri safhalar zirai faaliyet sahasında kalır. Çiftçiler tarafından doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerinin tedviri için açılan yazıhaneler, faaliyetleri bu mevzua munhasır kalmak şartiyle dükkan ve mağaza sayılmaz.”

II- VERGİ LEVHALARINDA BULUNACAK BİLGİLER

Mükellefin;

a) Adı ve soyadı,

b) Ticaret unvanı,

c) İş yeri adresi,

ç) Vergi kimlik numarası,

d) Bağlı bulunduğu vergi dairesi,

e) Vergi türü,

f) İşe başlama tarihi,

g) Ana faaliyet kodu ve faaliyet türü,

h) Faaliyet durumu (faal, terk, tasfiye halinde)

ı) Beyan edilen son üç yıla ait matrahlar ve bu matrahların ait olduğu takvim yılı için tahakkuk eden vergiler,

i) Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemi tarafından üretilecek onay kodu.

III- VERGİ LEVHASININ ALINMASI VE BULUNDURULMASI

Mükelleflerin internet vergi dairesinden bizzat kendileri veya 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirleri (meslek mensupları) aracılığıyla, gelir vergisi mükellefleri için (kazancı basit usulde tespit edilenler dâhil) 1 Nisan 2020 tarihinden, kurumlar vergisi mükellefleri için 1 Mayıs 2020 tarihinden itibaren, vergi levhalarını 1 Haziran 2020 günü sonuna kadar yazdırmaları gerekmektedir.

Bu şekilde alınan vergi levhaları ayrıca vergi dairesi veya meslek mensuplarımız imzalamayacak veya tasdik etmeyeceklerdir.

İnternet vergi dairesinden erişilebilen vergi levhası üzerinde yer alan, sistem tarafından verilmiş olan onay kodu vergi levhasının tasdiki hükmündedir. Bu kapsamda meslek mensupları da vergi levhalarının tasdikine dair herhangi bir bildirimde bulunmayacaklardır.

Yeni İşe Başlayan Mükellefler

Gelir/kurumlar vergisi mükellefi olup yıl içinde işe yeni başlayan mükelleflerin vergi levhalarının matrah kısmında “Yeni İşe Başlama” ifadesi yer alacaktır. Söz konusu mükelleflerin vergi levhaları, mükellefiyet tesisini müteakip, sistem tarafından internet vergi dairesi hesaplarına aktarılacaktır. Bu mükellefler vergi levhalarını mükellefiyet tesisinden itibaren 1 ay içinde internet vergi dairesinden yazdırmak suretiyle veya bağlı oldukları vergi dairesi aracılığıyla almaları gerekmektedir.

Beyannamelerini Süresinden Sonra Veren Mükellefler

Beyannamelerini kanuni süresinden sonra vermiş olan mükellefler, beyanname verilmesini müteakip internet vergi dairesinde bu işlem için hazırlanan menüyü kullanmak suretiyle vergi levhalarını kendileri oluşturarak yazdıracaklardır.

Basit Usulde Vergiye Tabi Mükellefler

Kazancı basit usulde tespit edilen mükellefler, vergi levhalarına yukarıda belirtildiği şekilde erişebilecekleri gibi bağlı bulundukları meslek odaları aracılığıyla da internet vergi dairesi üzerinden erişebilirler.

Özel Hesap Dönemine Tabi Mükellefler

Özel hesap dönemine tâbi mükelleflerin vergi levhalarını beyanname verme sürelerinin son gününden itibaren bir ay içinde internet vergi dairesinde bu işlem için hazırlanan menüyü kullanmak suretiyle kendilerinin oluşturarak yazdırmaları gerekmektedir.

Gelir/kurumlar vergisi mükellefi olup gelir/kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda vermeyen mükellefler vergi levhalarını beyannamelerini vermelerini müteakip bağlı oldukları vergi dairesinden temin edeceklerdir.

Vergi Levhalarında Hata Olan Mükellefler

Ayrıca, mükelleflerin vergi levhalarında yer alan bilgilerde hata olduğunu tespit etmeleri halinde derhal bağlı oldukları vergi dairesi müdürlüğüne bir dilekçeyle başvurmak suretiyle söz konusu hatanın düzeltilmesini talep etmeleri ve düzeltmeyi müteakip yeni vergi levhasını internet vergi dairesinden oluşturmaları gerekmektedir.

İşi Terk Eden Mükellefler

Mükelleflerin işlerini terk etmeleri durumunda vergi levhalarının vergi dairesine iade edilmesi gerekmemektedir.

III- VERGİ LEVHASININ İSTEYEN MÜKELLEFLER TARAFINDAN ASILMASI VE YAYIMLANMASI

Vergi levhasının asılma zorunluluğu bulunmamasına karşın isteyen mükellefler kendilerine ait vergi levhalarını işyerlerine asabilmekte veya web sitelerinde yayımlayabilmektedirler.

IV- VERGİ LEVHALARININ BULUNDURULACAĞI YERLER

Vergi levhası almak mecburiyetinde olan mükelleflerin levhalarını iş yerlerinin;

a) Merkezlerinde,

b) Şubelerinde,

c) Satış mağazalarında,

ç) Çiftçilerin doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerinin tedviri için açtıkları yazıhanelerinde,

d) Taşıt işletmeleri ayrıca taşıtlarında (taşıt işletmesi ifadesi, ücret karşılığında yolcu veya eşya taşımacılığını ifade ettiğinden, diğer iş kollarında faaliyet gösteren mükelleflerin taşıtlarında vergi levhası bulundurma mecburiyetleri bulunmamaktadır.)

yetkililerce istenildiğinde ibraz etmek üzere bulunduracaklardır.

İş yerinde birden fazla kat veya reyon olması halinde her kat veya reyon için ayrı birer levha alma ve bulundurma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Birden fazla yerde vergi levhası bulundurmak mecburiyetinde olan mükellefler ile levhalarını başka kurumlara ibraz edecek mükellefler vergi levhalarını internet vergi dairesinden ihtiyaç duydukları adet kadar çıktı alabileceklerdir.

V- VERGİ LEVHASINDA YER ALAN BİLGİLERİN DEĞİŞMESİ

Mükelleflerin, ticaret unvanı, iş yeri adresi, bağlı oldukları vergi dairesi, ana faaliyet kodu veya faaliyet türünün değişmesi hâlinde yeni vergi levhalarını internet vergi dairesinde bu işlem için hazırlanan menüyü kullanmak suretiyle kendilerinin oluşturarak yazdırmaları ve IV’üncü bölümde sayılan iş yerlerin de bulundurmaları gerekmektedir.

VI- VERGİ LEVHASI BULUNDURMA MECBURİYETİNİ YERİNE GETİRMEYENLER HAKKINDA UYGULANACAK CEZA

Vergi levhası almak ve bulundurmak mecburiyetinde olan mükelleflerin vergi levhasını bulundurmak mecburiyetinde oldukları yerlerde yapılan denetimlerde bulundurma mecburiyetine uyulmadığının tespit edilmesi halinde her bir tespit için Vergi Usul Kanununun 353’üncü maddesinin (4) numaralı bendine istinaden özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

Bu ceza tutarı 27 Aralık 2019 tarihli ve 30991 (2.Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 513 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde 2020 yılı için 350 TL olarak belirlenmiştir.

VII-VERGİ LEVHASI SORGULAMA HİZMETİ

Mükellefler internet vergi dairesini kullanarak e-vergi levhası sorgulaması yapabileceklerdir. Münferit sorgulamalar için hizmet verecek bu uygulama ile bir mükellefin vergi levhasında yer alan bilgilerine ulaşılabilecektir.

Gelir İdaresi Başkanlığı, internet vergi dairesi üzerinden vergi levhası sorgulanan mükelleflere ait bilgileri kayıt altına aldığından ve dolayısıyla sorgulama yapılmayan mükellefleri de tespit edebildiğinden 2019 yılı için vergi levhalarının bu açıklamalar çerçevesinde yazdırılmaları ve bulundurmaları gerekmektedir.

Kaynak: TÜRMOB

Sermaye şirketlerinin 30/9/2020 tarihine kadar; 2019 yılı net dönem kârının yalnızca % 25’e kadarının dağıtımına karar verilebilmesine ve geçmiş yıl kârlarının ve serbest yedek akçeleri dağıtıma konu edilememesine yönelik olarak 7244 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen Geçici 13’üncü maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında Tebliğ yayımlandı.

Tebliğ uyarınca;

a) 120.000 Türk Lirası ve altında kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler

(25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek-2’nci ve geçici 23’üncü maddesi uyarınca yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle kısa çalışma ödeneğinden ve/veya ücretsiz izne ayrılanlardan 4447 sayılı Kanunun geçici 24’üncü maddesi uyarınca nakdi ücret desteğinden yararlandırılanları istihdam edenler ile 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un geçici 20’nci maddesi ve ilgili Kararlar uyarınca Hazine destekli kredi kefaleti kullanan ve halen kapanmamış kredi borç bakiyesi bulunanlar hariç),

b) Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının yarısından fazlasının, Kanun hükümleri çerçevesinde başka bir sermaye şirketine olan sermaye taahhüt borcunun nakden ve defaten ifasında kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler,

c) Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının, imzalanan kredi sözleşmeleri veya proje finansman sözleşmeleri kapsamında 30 Eylül 2020 tarihine kadar muaccel hale gelen yükümlülüklerin ifasında nakden kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler

söz konusu düzenlemenin dışında tutulmuştur.

Bu kapsamda yapılacak kâr payı dağıtımlarının genel kurulda görüşülebilmesi için Bakanlıktan uygun görüş alınması zorunludur.

Kâr payının hesaplanmasında; finansal tablolarım Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara uygun hazırlamak zorunda olanlar tarafından Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan, bunlar dışında kalanlar tarafından ise 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre hazırlanan finansal tablolar esas alınır.

Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler söz konusu Tebliğ kapsamı dışındadırlar.

Haber Arası Reklam
17/04/2020 tarihli ve 7244 SAYILI YENİ KORONAVİRÜS (COVID-19) SALGINININ EKONOMİK VE SOSYAL HAYATA ETKİLERİNİN AZALTILMASI HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen Geçici 13’üncü maddesiyle,

“Sermaye şirketlerinin 30/9/2020 tarihine kadar; 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşine kadarının dağıtımına karar verilebileceği, geçmiş yıl kârlarının ve serbest yedek akçeleri dağıtıma konu edilemeyeceği ve genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemeyeği” düzenlemesi yapılmış ve konuyla ilgili açıklamalarımıza 17.4.2020/98 sayılı Sirkülerimizde yer verilmişti.

Söz konusu madde 17 Nisan 2020 tarihi itibariyle yürürlüğe girmişti.

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 17.5.2020 tarih ve 31130 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 13’üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ ile söz konusu geçici maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.

Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler söz konusu Tebliğ kapsamı dışındadırlar.

Tebliğde yer alan açıklamalar özetle aşağıdaki gibidir.

I-Kâr payı ve kâr payı avansı dağıtım esasları (md.4)

(l) Sermaye şirketlerinde Kanunun geçici 13’üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 17/4/2020 tarihinden 30/9/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşine kadarının nakden dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez.

Bu sınırlama, Kanunun 462’nci maddesi 1 uyarınca iç kaynaklardan yapılacak sermaye artırımında uygulanmayacaktır.

1 Söz konusu madde aşağıdaki gibidir.

MADDE 462- (1) Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilir.

(2) Sermayenin artırılan kısmını, iç kaynaklardan karşılayan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğu, onaylanmış yıllık bilanço ve yönetim kurulunun vereceği açık ve yazılı bir beyanla doğrulanır. Bilanço tarihinin üzerinden altı aydan fazla zaman geçmiş olduğu takdirde, yeni bir bilanço çıkarılması ve bunun yönetim kurulu tarafından onaylanmış olması şarttır.

(3) Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz. Hem bu fonların sermayeye dönüştürülmesi hem de aynı zamanda ve aynı oranda sermayenin taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılabilir. Artırım genel kurul veya yönetim kurulu kararının ve esas sözleşmenin ilgili maddelerinin değişik şeklinin tescili ile kesinleşir. Tescil ile o anda mevcut pay sahipleri mevcut paylarının sermayeye oranına göre bedelsiz payları paylar üzerindeki hak kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz; bu haktan vazgeçilemez.

(2) Sermaye şirketlerinde genel kurul tarafından 30/9/2020 tarihi sonuna kadar yönetim organına kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez.

(3) Kanunun geçici 13’üncü maddesinin yürürlüğe girmesinden önce genel kurulca kâr payı dağıtımı karan alınmış, ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, birinci fıkrada yer alan sınırı aşan kısma ilişkin ödemeler ile hesap döneminde zarar edilmiş olmasına karşın serbest yedek akçelerden dağıtım karan alınmışsa henüz ödenmemiş kısma ilişkin tüm ödemeler 30 Eylül 2020 tarihine kadar ertelenir. Ertelenen ödemelere ilişkin olarak faiz tahakkuk ettirilmez.

Genel kurulca yönetim organına kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilmişse, avans ödemeleri 30 Eylül 2020 tarihine kadar ertelenir.

II- Kâr payı dağıtımına ilişkin istisnalar (md.5)

(1) Aşağıda belirtilen şartları sağlayan şirketler hakkında, Tebliğin Bakanlıktan uygun görüş alınmasına yönelik düzenlemelerine ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Tebliğin 4’üncü madde hükümleri uygulanmaz:

a) 120.000 Türk Lirası ve altında kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler söz konusu düzenlemenin dışında tutulmuştur. Diğer bir ifade ile bu şirketler, kar payı dağıtımı yapabileceklerdir. Ancak aşağıdaki şirketler, 120.000 Türk Lirası ve altında kâr payı dağıtımı kararı alsalar dahi bu düzenlemenin dışında tutulmuşlardır.

⎯ 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun ek-2’nci ve geçici 23’üncü maddesi uyarınca yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle kısa çalışma ödeneğinden ve/veya ücretsiz izne ayrılanlardan 4447 sayılı Kanunun geçici 24’üncü maddesi uyarınca nakdi ücret desteğinden yararlandırılanları istihdam edenler

⎯ 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20’nci maddesi ve ilgili Kararlar uyarınca Hazine destekli kredi kefaleti kullanan ve halen kapanmamış kredi borç bakiyesi bulunanlar hariç, 120.000 Türk Lirası ve altında kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler,

Bu şirketler, 30 Eylül 2020 tarihine kadar sadece 2019 yılı dönem net karının % 25’ine kadar kar payı dağıtım kararı alabilecektir.

b) Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının yarısından fazlasının, Kanun hükümleri çerçevesinde başka bir sermaye şirketine olan sermaye taahhüt borcunun nakden ve defaten ifasında kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler,

c) Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının, imzalanan kredi sözleşmeleri veya proje finansman sözleşmeleri kapsamında 4’üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen sürenin sonuna kadar muaccel hale gelen yükümlülüklerin ifasında nakden kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler.

(2) Birinci fıkranın (c) bendi uyarınca kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketlerde, pay sahiplerinin ifa yükümlülüklerini aşan tutara ilişkin ödemeler 30/9/2020 tarihi sonuna kadar ertelenir.

III- Bakanlıktan uygun görüş alınması (md.6)

(l) Tebliğin 5’inci maddesi uyarınca yapılacak kâr payı dağıtımlarının genel kurulda görüşülebilmesi için Bakanlıktan uygun görüş alınması zorunludur. Başvurularda genel kurul yapılmasına ilişkin yönetim organı kararının noter onaylı örneği, şirketin hesap dönemine ilişkin finansal durum tablosu ile kâr veya zarar tablosuna ek olarak aşağıdaki belgeler Genel Müdürlüğe sunulur:

a) Tebliğ 5’inci maddenin (a) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; anılan bentte belirtilen desteklerden yararlanılmadığına ilişkin ilgili kurumlardan alınacak tevsik edici belge,

b) Tebliğ 5’inci maddenin (b) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; dağıtılacak kâr payının yarısından fazlasını alma hakkı olanların başka bir sermaye şirketine olan sermaye taahhüt yükümlülüğünü tevsik edici belge,

c) Tebliğ 5’inci maddenin (c) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; kredi sözleşmeleri ve proje finansman sözleşmeleri kapsamında ifa yükümlülüklerini tevsik edici belge.

IV- Esas alınacak finansal tablolar (md.7)

(1) Kâr payının hesaplanmasında; finansal tablolarım Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara uygun hazırlamak zorunda olanlar tarafından Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan, bunlar dışında kalanlar tarafından ise 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre hazırlanan finansal tablolar esas alınır.

(2) Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamaz.

Söz konusu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Kaynak: TÜRMOB

Milli Mücadeleyi başlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde istiklal mücadelesi için ortaya konan yüksek manevi kuvveti saygı ve minnetle anıyor, Tüm Şehitlerimize Allahtan Rahmet Diliyoruz.

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) nedir?

Genel anlamda lüks tüketim mallarının yanı sıra toplumun bazı zararlı tüketimlere teşvik edilmemesi için konan bir tüketim vergisi olarak açıklanabilir. Bu vergi, farklı biçimlerde maktu ya da oransal olarak alınır. Avrupa Birliği’ne uyum yasaları çerçevesinde 2002 yılında 4760 sayılı kanunla yürürlüğe giren ÖTV hakkında bilinmesi gereken yasal mevzuatı aşağıda paylaşıyoruz.

Hangi ürünlerde ÖTV uygulanır?

  • Lüks tüketim ürünleri (motorlu taşıtlar, mücevher, kürk, beyaz/kahverengi eşya)
  • İnsan sağlığına zararlı ürünler (Alkollü içkiler ve tütün ürünleri)
  • Çevreye zarar veren ürünler (akaryakıt, yağ türevi ürünler)

ÖTV Kanunu’na ekli listelerde hangi mallar vardır?

Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli dört adet liste kapsamına giren mallar Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) numaralarıyla tanımlanmıştır.

  • I sayılı listenin A cetvelinde; akaryakıt ürünleri, doğal gaz, LPG,
  • I sayılı listenin B cetvelinde; akaryakıta katılabilen solvent türevleri, tiner, bazyağ, madeni yağlar ve yağlama müstahzarları,
  • II sayılı listede, yarı römorklar için çekiciler, binek otomobilleri ve esas itibarıyla insan taşımak üzere imal edilmiş motorlu taşıtlar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, özel amaçlı motorlu taşıtlar, motosiklet, helikopter, uçak, gemi, yat, eğlence ve spor tekneleri gibi taşıtlar,
  • III sayılı listenin A cetvelinde, kolalı gazozlar ve alkollü içkiler,
  • III sayılı listenin B cetvelinde; puro, sigarillo, sigara, nargile tütünü, enfiye veya çiğnemeye mahsus tütün gibi tütün mamulleri,
  • IV sayılı listede, genel itibariyle, havyar ve havyar yerine kullanılan ürünler, kozmetik ürünleri, kürkler ve kürkten giyim eşyası, muzır neşriyat, sofra, mutfak, tuvalet, yazıhane, ev tezyinatı ve benzeri işler için bazı cam eşyalar, manikür ve pedikür takım ve aletleri, altın veya gümüş kaplama kaşık, çatal ve kaşık-çatal takımları, klimalar, ısıtıcılar, beyaz eşyalar, elektrik motorlu araçların motorunu çalıştırmaya mahsus araç pilleri, küçük ev aletleri, cep telefonu, telsiz-telefon cihazları, mikrofon, hoparlör, kulaklık, amplifikatörler, ses kayıt ve çalma cihazları, televizyon, projektör, kamera, ses ve görüntü cihazları, infrared ile çalışan uzaktan kumanda cihazı, inci ve kıymetli taşlardan mamul saat kayışları, tabancalar ve diğer ateşli silahlar ile sürgülü silahlar, kristal avizeler, bazı oyun eşyaları, hayvansal maddelerden süs eşyaları gibi mallar yer almaktadır.

Kimler ÖTV mükellefidir?

İthal edilen veya üretilen bir malın satışında tahakkuk eden ÖTV, ilgili kanunda belirtilen mallara uygulanır. Bu mallardan kayıt ve tescile tabi olmayan malları imal inşa veya ithal edenler, bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler, kayıt ve tescile tabi olan motorlu araç ticareti yapanlar ÖTV mükellefidir.

ÖTV Kanununa ekli (I),  (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan  kayıt ve tescile tabi olmayanları imal, inşa veya ithal edenler ile bu malların  müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler, (II) sayılı listedeki  mallardan, kayıt ve tescile tabi olanlar için; motorlu araç ticareti yapanlar,  kullanmak üzere ithal edenler veya müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler.

ÖTV’de vergilendirme dönemleri nasıldır?

  • I sayılı listedeki  mallar için, her ayın ilk on beş günü birinci dönem, kalan günler ise ikinci  dönem olarak belirlenmiştir.
  • II sayılı listedeki  mallardan kayıt ve tescile tabi olanlarda vergilendirme dönemi olmayıp, ilk  iktisapla ilgili işlemlerin tamamlanmasından önce verginin beyanı ve ödenmesi  esastır.
  • II sayılı listedeki  mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ile (IV) sayılı listelerdeki mallar için, faaliyette bulunulan takvim yılının birer aylık  dönemleridir.

ÖTV beyannameleri hangi sürede verilir?

  • I sayılı listedeki  mallar için vergilendirme dönemini izleyen onuncu günü akşamına kadar KDV (Katma  Değer Vergisi) yönünden bağlı olunan vergi dairesine,
  • II sayılı listedeki  mallardan kayıt ve tescile tabi olanlar için ilk iktisap ile ilgili işlemlerin  tamamlanmasından önce bu işlemlerin yapıldığı yer vergi dairesine, birden fazla  vergi dairesi varsa motorlu taşıtlar vergisi ile görevli vergi dairesine,
  • II sayılı listedeki  mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar için vergilendirme dönemini izleyen ayın on beşinci günü  akşamına kadar KDV yönünden bağlı olunan vergi dairesine, verilir.

İlk iktisap ne demektir?

İlk iktisap, (II)  sayılı listedeki mallardan Türkiye’de kayıt ve tescil edilmemiş olanların;

  • Kullanılmak üzere  ithalini,
  • Müzayede yoluyla veyakayıt ve tescil edilmiş olsa dahi 4077 sayılı Tüketicinin Korunması HakkındaKanun hükümlerine göre iade edilenler de dahil motorlu araç ticaretiyapanlardan iktisabını,
  • Motorlu araç ticareti  yapanlar tarafından kullanılmaya başlanmasını, aktife alınmasını veya adlarına  kayıt ve tescil ettirilmesini, ifade eder.

ÖTV’de vergi indirimi nasıl uygulanır?

Özel Tüketim Vergisine tabi malların, yer aldıkları listedeki başka bir malın imalinde kullanılması halinde söz konusu mal için ödenen vergi, imal edilen mala ilişkin olarak ödenecek vergiden Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre indirilir.

ÖTV hangi oran ve/veya tutarlarda alınır?

Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli listelerde yer alan mallardan karşılarında belirtilen tutar ve/veya oranlarda ÖTV alınmaktadır.

Buna göre (I) sayılı listedeki mallar için litre, kilogram ve standart metreküp birimleri itibariyle maktu vergi tutarları, (II) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar için ise nispi vergi oranları, (III) sayılı listenin (A) Cetvelindeki mallar için nispi vergi oranları ile asgari maktu vergi tutarları, (B) Cetvelindeki mallar için nispi vergi oranları ile asgari maktu vergi ve maktu vergi tutarları belirlenmiştir.

https://blog.logo.com.tr/otv-ozel-tuketim-vergisi-hakkinda-en-sik-sorulan-sorular/

17 Mayıs 2020 tarihli ve 31130 sayılı Resmi Gazete’de “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 13 üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” yayımlandı.

Hatırlanacağı üzere, 17 Nisan 2020 tarihli R.G'de yayımlanan 7244 sayılı Kanun’un 12 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na kar dağıtım sınırlamasına ilişkin aşağıdaki geçici 13 üncü madde eklenmişti.

GEÇİCİ MADDE 13 – (1) Sermaye şirketlerinde, 30/9/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşine kadarının dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez, genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez. Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz. Bu fıkrada belirtilen süreyi üç ay uzatmaya ve kısaltmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.

(2) Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeler birinci fıkrada belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir.

(3) Bu maddenin kapsamına giren sermaye şirketlerine ilişkin istisnalar ile uygulamaya dair usul ve esasları belirlemeye, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü almak suretiyle Ticaret Bakanlığı yetkilidir.

Bu Tebliğde, kapsamına giren sermaye şirketlerine ilişkin istisnalara ve uygulamaya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Yapılan açıklamalardan öne çıkan hususlara bu sirkülerimizde yer vermekteyiz.

1) İç kaynaklardan sermaye artırımı yapılması

Tebliğde, kar payı sınırlamasının, Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 462 nci maddesi uyarınca iç kaynaklardan yapılacak sermaye artırımında uygulanmayacağı açıklanmıştır. Buna göre, esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilecektir. Diğer bir değişle karın sermayeye eklenecek olması halinde kar dağıtımı konusunda bir sınırlama söz konusu olmayacaktır.

2) Serbest yedek akçelerden dağıtım kararı alınması

17.04.2020 tarihinden önce genel kurulca kâr payı dağıtımı kararı alınmış, ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, %25’lik sınırı aşan kısma ilişkin ödemeler ile hesap döneminde zarar edilmiş olmasına karşın serbest yedek akçelerden dağıtım kararı alınmışsa henüz ödenmemiş kısma ilişkin tüm ödemeler 30.09.2020 tarihine kadar ertelenecektir. Ertelenen ödemelere ilişkin olarak faiz tahakkuk ettirilmeyecektir.

3) Kâr payı dağıtımına ilişkin istisnalar

Aşağıda belirtilen şartlan sağlayan şirketler hakkında, kar payı kısıtlaması uygulanmayacaktır:

a) Yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle kısa çalışma ödeneğinden ve/veya ücretsiz izne ayrılanlardan nakdi ücret desteğinden yararlandırılanları istihdam edenler ile 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20 nci maddesi ve ilgili Kararlar uyarınca Hazine destekli kredi kefaleti kullanan ve halen kapanmamış kredi borç bakiyesi bulunanlar hariç120.000 Türk Lirası ve altında kâr payı dağıtımı kararı alan şirketler,

b) Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının yarısından fazlasının, Kanun hükümleri çerçevesinde başka bir sermaye şirketine olan sermaye taahhüt borcunun nakden ve defaten ifasında kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler,

c) Pay sahiplerince, dağıtımına karar verilen kâr payının, imzalanan kredi sözleşmeleri veya proje finansman sözleşmeleri kapsamında 30.09.2020 tarihine kadar muaccel hale gelen yükümlülüklerin ifasında nakden kullanılması şartıyla, kâr payı dağıtımı kararı alınan şirketler. Bu şirketlerde, pay sahiplerinin ifa yükümlülüklerini aşan tutara ilişkin ödemeler 30.09.2020 tarihine kadar ertelenmektedir.

Yukarıda sayılan istisna kapsamında yapılacak kâr payı dağıtımlarının genel kurulda görüşülebilmesi için Ticaret Bakanlığından uygun görüş alınması zorunludur. Başvurularda genel kurul yapılmasına ilişkin yönetim organı kararının noter onaylı örneği, şirketin hesap dönemine ilişkin finansal durum tablosu ile kâr veya zarar tablosuna ek olarak aşağıdaki belgeler Genel Müdürlüğe sunulacaktır:

a) 5 inci maddenin (a) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; anılan bentte belirtilen desteklerden yararlanılmadığına ilişkin ilgili kuramlardan alınacak tevsik edici belge,

b) 5 inci maddenin (b) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; dağıtılacak kâr payının yarısından fazlasını alma hakkı olanların başka bir sermaye şirketine olan sermaye taahhüt yükümlülüğünü tevsik edici belge,

c) 5 inci maddenin (c) bendinde öngörülen istisna uyarınca kâr payı dağıtımı yapılacak şirketlerde; kredi sözleşmeleri ve proje finansman sözleşmeleri kapsamında ifa yükümlülüklerini tevsik edici belge.

4) Esas alınacak finansal tablolar

Kâr payının hesaplanmasında; finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara uygun hazırlamak zorunda olanlar tarafından Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan, bunlar dışında kalanlar tarafından ise Vergi Usul Kanununa göre hazırlanan finansal tablolar esas alınacaktır.

Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, Vergi Usul Kanununa göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamayacaktır.

Söz konusu Tebliğe aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 13 üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • İşçinin Hatırlatıldığı Halde Görevini Yapmaması Halinde İşveren Haklı Nedenle Fesih Yapabilir Mi? İş Kanunu'nun 25 maddesinde işverenin haklı fesih yapabileceği durumlar belirtilmiştir.…
  • MALİ İDARE ENFLASYON DÜZELTMESİNDEN VAZGEÇEBİLİR! DÜZELTME İŞLEMLERİ 2024 VE İZLEYEN DÖNEMLERDE VERGİ GELİRLERİNİ AZALTIYOR OLABİLİR…
  • Stok Affı ve Öz Sermaye Enflasyon Farklarının Ortaklara Dağıtımı Sorunu 7440 sayılı Kanunun 6/1 maddesi kapsamında mükellefler stoklarında bulunan ancak…
Top