Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

Hatalı Teşvik hakkı bulunan yada hiç faydalanmayan ve dilekçe ile talep edilip hiç bildirgesi sisteme yüklenmeyen teşvikler için sisteme yükleme tarihi daha önce 31.05.2020 olarak duyurduğu girişler 31.12.2020 olarak değiştirilmiştir.

Görüntünün olası içeriği: yazı

Görüntünün olası içeriği: yazı

Halil İbrahim Can

Cumartesi, 23 Mayıs 2020 14:10

Güncellenen 2020 SMMM-YMM Sınav Tarihleri

Yeni koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen 2020/1. Dönem YMM ve SMMM Sınav tarihleri belirlenerek, 2020 Yılı Sınav Takvimi güncellenmiştir.

Bilindiği üzere, 14 – 15 Mart 2020 tarihlerinde yapılacak olan 2020/1. dönem Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Sınavı’nın ve 4 – 13 Nisan 2020 tarihlerini kapsayan günlerde yapılacak olan 2020/1. dönem Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı’nın yapılması yeni koronavirüs salgını nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmiştir.

Yapılması ertelenen sınavların, 2020 yılı içerisinde yapılabilmesini sağlamak ve mevzuatta düzenlendiği şekli ile bir yılda tüm sınavları yapabilmek üzere, Yönetim Kurulumuzun 20/05/2020 tarih ve 19 sayılı kararı ile 2020 yılı sınav takvimi ekte yer alan şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Bu çerçevede;

1. 2020/1. dönem Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Sınavı, 11-12 Temmuz 2020 tarihlerinde yapılacak ve bu sınava daha önce sınava girme hakkı kesinleşen adaylar katılabilecektir. Adaylar, başvurularında tercih ettikleri sınav konularında ya da sınav illerinde değişiklik yapamayacak ve sınav başvurularını geri çekemeyeceklerdir.

2. 2020/1. dönem Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı, 4-13 Temmuz 2020 tarihlerini kapsayan günlerde yapılacak ve bu sınava daha önce sınava girme hakkı kesinleşen adaylar katılabilecektir. Adaylar, başvurularında tercih ettikleri sınav konularında değişiklik yapamayacak ve sınav başvurularını geri çekemeyeceklerdir.

3. 18 Temmuz 2020 tarihinde yapılacak olan 2020/2. dönem Staja Giriş Sınavı başvuruları ve 26 – 27 Eylül 2020 tarihlerinde yapılacak olan 2020/2. dönem Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Sınavı başvuruları, TESMER Otomasyon Sistemi (TEOS) üzerinden online olarak alınacak, adaylardan başvuruları sırasında taahhütname istenecek ve adayların yaşamın normal akışına dönmesinden itibaren TESMER tarafından duyurulacak tarihler arasında, staj ve sınava ilişkin evraklarını kayıtlı oldukları Odalara sunacaklardır.

4. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Staja Giriş Sınavları 2020/2. dönem sınavından başlamak üzere Ankara ve İstanbul illerinin yanı sıra İzmir ilinde de yapılacaktır.

Güncel 2020 Yılı Sınav Takvimi İçin Tıklayınız

e-Belge Başvurusunu Tamamlamayan Meslek Mensupları, Haziran Ayının Sonuna Kadar Serbest Meslek Makbuzlarını Kağıt Ortamında Düzenleyebilirler.

e-SMM uygulaması, 01.06.2020 tarihinden itibaren serbest meslek faaliyeti gerçekleştirilen mükellefler için zorunlu olarak başlayacaktır. Yaşadığımız salgın sürecindeki kısıtlamalar nedeniyle özellikle e-İmza temini sürecinde bazı zorluklar yaşanmaktadır.

Ancak 509 sayılı VUK Genel Tebliğinde;

• e-Belge uygulamalarına dâhil olan mükelleflerin, uygulamaya dâhil oldukları tarihin içinde bulunduğu ayın (e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamaları için 7'nci günün) sonuna kadar, söz konusu belgeleri kâğıt ortamda da düzenlemeye devam edebilecekleri,

• Aynı işlem için e-Belge veya kâğıt ortamdaki belgelerinden sadece birinin düzenlenmesi gerektiği,

• e-Belge uygulamalarına dahil olunan tarihin ait olduğu ayın sonundan (e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamaları için 7'nci günden) itibaren, belgelerin e-Belge olarak düzenlenmesinin zorunlu olduğu ve kağıt ortamda belge düzenlenmesi halinde Kanunda yazılı cezaların tatbik edileceği,

belirtilmiştir. Buna göre serbest meslek faaliyetinde bulunan mükelleflerin 30/06/2020 tarihinde kadar serbest meslek makbuzlarını kağıt ortamında düzenlemeleri mümkündür. Halen yapmamış olanlar için Haziran ayı sonuna kadar e-SMM başvurularının tamamlanması hususunu önemle hatırlatırız. 22.05.2020

Kaynak, TÜRMOB

Fotoğraf açıklaması yok.

Cuma, 22 Mayıs 2020 15:45

Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun

Ramazan Bayramınızı Kutlar, Sağlıklı, Mutlu ve Huzurlu Nice Bayramlar dileriz.

Adana SMMM Odasının Yayınladığı Bildiri, 

81 ilimizde 23-24-25-26 Mayıs 2020 tarihlerinde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.

    Yayınlanan genelgenin 3-v maddesi uyarınca Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler, Yeminli Mali Müşavirler ve bu meslek mensuplarımız ile beraber çalışanlar sokağa çıkma kısıtlamasında istisna kapsamındadır.

    Bu kapsamda istisna uygulamasında TÜRMOB Kart, Oda Kimlik Kartı veya Oda Kayıt Belgesi kullanılacaktır. Bunlardan herhangi biri eksik olan üyelerimizden; TÜRMOB kart başvurusu sonuçlanmış olan üyelerimizin kartlarını odamızdan imza karşılığı almaları, henüz TÜRMOB kart başvurusu sonuçlanmamış ve herhangi bir oda kimlik kartı bulunmayan üyelerimizin e-birlik üzerinden oda kayıt belgesi almaları gerekmektedir.

    Ayrıca üyelerimizin yanlarında çalışmakta olan peronel için buradaki yazıyı düzenlemeleri, çalışanların bu yazı ile birlikte SGK işe giriş bildirgelerini yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.

   T.C. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 23-26 Mayıs tarihlerinde uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasında meslek mensuplarımızın istisna kapsamıyla ile ilgili genelgesine buradan ulaşabilirsiniz.

Bu genelge 65 yaş üstü üyelerimizi kapsamamaktadır.

adanasmmmo.org.tr/haber/sokaga-cikma-yasagi-duyuru#adanasmmmo.org.tr

7194 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununda yapılan düzenlemeler ile gider kısıtlamaları getirilen binek otomobilleri ile ilgili dikkat edilecek hususları tekrar hatırlatmakta yarar görüyoruz.

Binek Otomobillerin Kira Bedellerine Getirilen Kısıtlamalar;

Yapılan düzenleme uyarınca; ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’ye kadar olan kısmı vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aşan kısmın ise Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak dikkate alınması gerekir.

Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun “İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi” başlıklı 30’uncu maddesinin (d) bendi uyarınca, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen ve yüklenilen KDV, indirilecek KDV olarak dikkate alınamaz. Dolayısıyla, her bir binek otomobil için aylık 5.500 TL’yi aşan kira tutarlarına ait KDV’nin de indirime konu edilmeyerek, KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin aylık kira bedellerine ilişkin olarak getirilen kısıtlama, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren uygulanmaya başlandı. Bu nedenle, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillere ilişkin kısıtlama, 2019 yılında ödenen ve tahakkuk eden kira giderlerini kapsamamaktadır. Bununla birlikte, kiralama sözleşmesi maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış olsa dahi, bu araçların kira giderleri için de söz konusu kısıtlama 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren geçerli olacaktır.

Binek Otomobillerin Kullanım Giderlerine İlişkin Kısıtlamalar;

7194 sayılı Kanunla GVK’da yapılan düzenlemelerle getirilen bir diğer kısıtlama ise binek otomobillerin kullanım giderlerine ilişkindir. Buna göre, ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde, binek otomobillere ilişkin kullanım giderlerinin (yakıt, tamir, bakım, sigorta, kasko vs.) en fazla % 70’i vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecek olup, aşan kısmın KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

Ayrıca KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca, KKEG olarak dikkate alınan binek otomobil giderlerine ait KDV, indirilecek KDV olarak dikkate alınamayacaktır. İndirilecek KDV olarak dikkate alınamayan söz konusu tutarların da, vergi matrahının tespitinde KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

Binek otomobilleri getirilen kısıtlamaların yürürlük tarihinden önce aktife alınmış olsa dahi, bu araçların giderleri için söz konusu kısıtlama 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren geçerli olacaktır.

Binek Otomobillerinin Alımında Ödenen ÖTV ve KDV ne Getirilen Kısıtlamalar;

Vergi Usul Kanunu uyarınca, binek otomobilin alımında ödenen ÖTV ve KDV dönem kazancının tespitinde doğrudan gider olarak dikkate alınabildiği gibi, ilgili otomobilin maliyet bedeline de dâhil edilmek suretiyle amortisman yoluyla da gider yazılabilir. Mükellefler söz konusu seçim konusunda serbesttirler.

Diğer taraftan, yapılan düzenleme ile ÖTV ve KDV tutarlarının doğrudan gider olarak dikkate alınabilecek kısmı belli bir tutarla sınırlandırılmıştır. Bu düzenleme uyarınca; ticari kazancın ve serbest meslek kazançlarının tespitinde, binek otomobillerin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV’nin toplamının en fazla 140.000 TL’ye kadarlık kısmı vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aşan kısmın ise KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

Binek otomobillerin iktisabında yüklenilen ÖTV ve KDV’ye getirilen kısıtlama, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren uygulanmaya başlayacaktır. Dolayısıyla, 2019 yılında gerek Kanunun yayımından önce ve gerekse yayımından sonra iktisap edilen binek otomobillere ilişkin ÖTV ve KDV tutarlarının vergisel açıdan gider olarak dikkate alınmasıyla ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.

Binek Otomobillerin Amortisman Giderlerine Getirilen Kısıtlamalar;

7194 sayılı Kanununla getirilen bir diğer kısıtlama ise binek otomobillerin amortisman giderlerine ilişkindir. Yapılan düzenleme uyarınca, ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde;

– ÖTV ve KDV hariç ilk iktisap bedeli 160.000 TL’yi,

– ÖTV ve KDV’nin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 300.000 TL’yi,

aşan binek otomobile ait ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı, vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aşan kısmın ise KKEG olarak dikkate alınması gerekir.

Kaynak: Sistem Global Danışmanlık

213 sayılı Vergi Usul Kanununun ikinci Kitabı mükellefin ödevlerini belirlemekte olup  aynı Kitabın üçüncü kısmında ise mükelleflerin yasal kayıtlarını nasıl tevsik edecekleri belirlenmiştir. Buna göre VUK’a göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.  Mükellefler söz konusu bu tevsik işlemini, fatura ve fatura yerine geçen vesikalar ile diğer bir deyişle, fatura, sevk irsaliyesi, perakende satış vesikaları, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, ücret bordroları ve diğer bazı özel vesikalar ile yerine getirmektedir.  Dolayısıyla mükelleflerin kayıt ve işlemlerini tevsik zorunluluğu kapsamında düzenlenmesi gereken belgeler arasında “muhasebe fişleri” bulunmamaktadır.

Bununla birlikte VUK’nun Kayıt Zamanı başlıklı 219 uncu maddesinde işlemlerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin nizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesinin şart olduğu, bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesinin uygun olmadığı, ancak, kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordo gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesinin deftere işlenmesi hükmünde olacağı ve ancak bu kayıtların muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesini izin verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.  Bununla birlikte “muhasebe fişleri” bu defa 1 Sıra No.lu E-Defter Genel Tebliği’nde tanımlanmış olup buna göre; Vergi Usul Kanununun 219 uncu maddesinin (b) bendinde belirtilen ve defter kaydı yerine geçecek belgelerin (bundan sonra “Muhasebe Fişi” olarak anılacaktır), e-Defter kayıtları ile birlikte muhafaza edilmesi ve yetkili mercileri tarafından istenildiğinde ibraz edilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Muhafaza ve ibraz zorunluluğuna ilişkin açıklama ise 3 Sıra No.lu E-Defter Genel Tebliği ile 1 sıra No.lu E-Defter Genel Tebliğinin 4.4.1 bölümünde açıklanmış olup aşağıda yer almaktadır.

Yine 1 Sıra No.lu E-Defter Tebliğinin 6.2 bölümünde;  muhasebe fişlerinin muhafaza ve ibraz yükümlülüğüne ilişkin sorumluluğun belirlendiğini görüyoruz.  Ayrıca aynı Tebliğin 7.8 bölümünde, Elektronik ortamda oluşturulması, kaydedilmesi, muhafazası ve ibrazına izin verilen defterler ile defterlerle ilişkili muhasebe fişlerinin ve berat dosyalarının elektronik ortamda oluşturulmasına ilişkin standartlar, teknik ve uygulama kılavuzları ile e-Defter uygulamasına ilişkin diğer kurallar edefter.gov.tr adresinde duyurulacağı açıklanmış olup muhasebe fişlerine ilişkin kılavuz 30.04.2020 tarihinde açıklanmıştır. 1

Dolayısıyla muhasebe fişleri VUK’a göre tutulması zorunlu bir vesika olmamakla birlikte VUK 219 uncu maddesinin muhasebe fişlerinin kullanılmasına izin verilen ve 1 sıra No.lu E Defter Genel Tebliği ile de tutulan muhasebe fişlerinin muhafaza ve ibrazı zorunlu hale getirilmiştir. Muhasebe fişlerini tahsil, tediye ve mahsup fişi olarak kullanmak mümkündür. Her ne kadar kağıt ortamında muhasebe fişi düzenlenmesi mümkünse de günümüzde E-Defter sistemi uygulanmaya başladığından bilgisayar ortamında tutulan bu defterlere ilişkin kayıtlara ilişkin düzenlenen muhasebe fişlerinin de çoğunlukla elektronik ortamda tutulduğu da bir gerçek. Ancak muhasebe fişinin; hem kağıt hem de elektronik ortamda tutulmasına engel bir düzenlemeye rastlayamadığımızı da belirtmek isteriz.

Mükellefler Elektronik Muhasebe Fişlerinin Mali Mühür Onayı, Muhafaza ve İbraz Zorunluluğu Konusunda Nelere Dikkat Edilmeli?  

Bu Tebliğ kapsamında, e-Defter uygulamasına dâhil olanlar, muhafaza ve ibraz ödevlerini yerine getirirken aşağıdaki hususlara uygun hareket etmek zorundadırlar:

  • §e-Defter dosyaları ve bunlara ait berat dosyaları birbirleri ile ilişkili şekilde elektronik ortamda, muhasebe fişleri ise kağıt ve/veya elektronik ortamda, istenildiğinde ibraz edilmek üzere muhafaza edilmek zorunludur.
  • §e-Defter dosyaları, berat dosyaları ve elektronik ortamda oluşturulan muhasebe fişlerinin veri bütünlüğünün sağlanması ile kaynağının inkâr edilmezliği, NES veya Mali Mühür ile garanti altına alındığı için kağıt ortamında saklanmayacak (kağıt ortamda tutulması tercih edilen muhasebe fişleri hariç) ve elektronik ortamdaki bu dosyaların kağıt ortamdaki hali hukuken hüküm ifade etmeyecektir.
  • §Defterlerini elektronik ortamında tutanlar, e-Defter dosyaları, elektronik ortamda oluşturulan muhasebe fişleri ve ilgili berat dosyalarını vergi kanunları, Türk Ticaret Kanunu ve diğer düzenlemelerde yer alan süreler dâhilinde elektronik, manyetik veya optik ortamlarda (kağıt ortamda tutulması tercih edilen muhasebe fişleri kağıt ortamda) muhafaza ve istenildiğinde elektronik, manyetik veya optik araçlar vasıtasıyla eksiksiz ve okunabilir şekilde ibraz etmekle yükümlüdür.
  • §Muhafaza ve ibraz yükümlülüğü, e-Defter dosyalarının, elektronik ortamda oluşturulan muhasebe fişlerinin ve berat dosyalarının doğruluğuna, bütünlüğüne ve değişmezliğine ilişkin olan (elektronik imza ve mali mühür değerleri dâhil) her türlü elektronik kayıt ve veri ile doğrulama ve görüntüleme araçlarının tümünü kapsamakta olup, e-Defterlere istenildiğinde kolaylıkla erişebilmeyi, anlaşılabilir ve eksiksiz bir biçimde görüntüleyebilmeyi ve okunabilir kağıt baskılarını üretebilmeyi sağlayacak biçimde yerine getirilmelidir.”

Görüldüğü üzere muhasebe fişlerinin muhafaza ve istenildiğinde ibrazı zorunlu olup, elektronik ortamda oluşturulan muhasebe fişlerinin NES veya Mali Mühür ile garanti altına alınması gerekli olup, e-muhasebe fişleri ayrıca kağıt ortamında muhafaza edilmesi bir anlam ifade etmeyecektir. Özellikle Kılavuzda da belirtildiği üzere elektronik muhasebe fişlerinin, defter kayıtlarının mükellefle düzenlenen aracılık ve sorumluluk sözleşmelerine istinaden serbest muhasebeci mali müşavirler tarafından gerçekleştirildiği durumlarda serbest muhasebeci mali müşavire ait NES veya Mali Mühürle, mükellefin kendisi veya işletmesinde istihdam ettiği serbest muhasebeci mali müşavir unvanına haiz meslek mensubu tarafından gerçekleştirildiği durumlarda ise mükellefin kendisi veya işletme bünyesinde istihdam ettiği serbest muhasebeci mali müşavire ait NES veya Mali Mühürle zaman damgalı şekilde imzalanarak onaylanması ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi gerekmektedir

Peki Uygulama Ne Zaman Başlayacak?

Aslında uygulama başladı. 1 Sıra No.lu E-Defter Genel Tebliğinde Değişiklik Yapan 3 Sıra No.lu E-Defter Tebliği 19 Ekim 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Özellikle Tebliğ’de elektronik ortamda tutulan muhasebe fişlerini muhfaza ve ibrazı ile ilgili farklı bir yürürlük süresi bulunmuyor. Bununla birlikte yukarıda bahsettiğimiz Elektronik Ortamda Düzenlenen Muhasebe Fişlerine İlişkin Kilavuz ise 30 Nisan 2020 tarihinde yayımlanarak e-Defter uygulamasına dahil olan mükellefler tarafından elektronik ortamda oluşturulan “Muhasebe Fişleri”nin içeriğinde yer alması gereken asgari bilgiler, dosya formatları ile bu belgelerin elektronik ortamda düzenlenmesi sırasında uyulacak teknik usul ve esaslara ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Dolayısıyla 1 Sıra No.lu E-Defter Genel Tebliğindeki elektronik muhasebe fişlerine ilişkin muhafaza ve ibraz zorunluluğu her ne kadar 19 ekim 2019 tarihinde yayımlanan 3 Sıra No.lu E-Defter Tebliği ile yürürlüğe girse de uygulamaya ilişkin kılavuzun 30 Nisan 2020 tarihinde yürürlüğe yayımlanması nedeniyle bu tarihten sonra işletmelerin yürürlükle ilgili her türlü önlemi alarak elektronik ortamda tuttukları muhasebe fişleri için Tebliğ ve Kılavuzdaki açıklamalara göre işlemleri yerine getirilmesi gerekir.

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla…

Vergilendirme ve muhasebe sistemlerindeki elektronik uygulamalar son yıllarda oldukça hızlı bir şekilde gelişmiş ve bunun faydaları covid-19 un etkilerinin yaşandığı bu sıkıntılı dönemlerde daha iyi anlaşılmaktadır. Muhasebe fişlerinin düzenlenme zorunluluğu ve hatta düzenlense dahi elektronik ortamda düzenlenme zorunluluğu yoktur. Kağıt ve/veya elektronik ortamda muhasebe fişi düzenlenebilir ve hatta aynı anda hem kağıt hem de elektronik ortamda düzenlenebilir. 3 Sıra No.lu E-Defter Genel Tebliği ile mükelleflere muhasebe fişlerinin de elektronik ortamda saklanma ve ibraz zorunluluğu getirilmiştir. Haliyle bu işlem Mali Mühür veya NES ile bunların onayını da içeriyor. Söz konusu bu muhafaza ve ibraz zorunluluğu ise yürürlüğe girmiş ve 30 Nisan’da kılavuzun yayınlanmasıyla da uygulama netleşmiştir. Dolayısıyla, sistemlerinde elektronik ortamda muhasebe fişi düzenleyen işletmelerin Tebliğ ve Teknik Kılavuzdaki bu yükümlülüklere çok gecikmeden uymaları gerektiğini tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz.Timur Çakmak This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.   https://kpmgvergi.com/

1 Kılavuz için Bkz. http://edefter.gov.tr/dosyalar/kilavuzlar/Elektronik_Muhasebe_Fisi_Kilavuzu_30042020.pdf

Perşembe, 21 Mayıs 2020 11:47

Mayıs Ayı Ve Ek Yükümlülükleri

Bu konu, benim için artık geleneksel bir yazı konusu haline geldi. Çünkü mayıs ayı, muhtasar, KDV veya geçici vergi beyannamesi verilmesi gibi klasik yükümlülüklerin dışında, gerek maddi gerek şekli pek çok mali yükümlülüğün toplandığı ay. Ancak bu klasik yükümlülüklerin dışında bu yıla özgü olarak kurumlar vergisi beyannamesi eklendi, yine mücbir sebep içinde kabul edilenlerin klasik yükümlülükleri ertelendi. Bu nedenle bizde bu yazımızda bu aya özgü yükümlülükleri, bir hatırlatma olarak listeleyelim istedik.

1. Emlak vergisi taksit dönemi

Bina, arsa ve arazilerin idarelerce belirlenmiş değerleri üzerinden alınan emlak vergisinin birinci taksitinin bu ay içerisinde ödenmesi gerekiyor. İkinci taksitin ise Kasım ayı içerisinde ödenmesi gerekiyor. Öte yandan emlak vergisinin %10’u oranında hesaplanacak Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı’nın birinci taksitinin de bu ay içerisinde ödenmesi gerekmektedir. Ayrıca işyerlerine ait çevre temizlik vergilerinin de bu ay içerisinde ödenmesi gerekiyor. Çevre temizlik vergisi konutlarda su faturalarına dahil edilerek tahsil edildiğinden, konutlar için bu yükümlülük söz konusu değil.

Bu yükümlülüklerin ikinci taksiti, kasım ayı içerisinde ödenecektir.

2. Vergi levhasının tasdiki

Gelir vergisi mükelleflerinden ticari ve mesleki kazanç sahiplerinin, büro sahibi zirai kazanç sahiplerinin, adi şirketlerle kolektif ve adi komandit şirketlerin ve ayrıca sermaye şirketlerinin vergi levhalarını bu ay içerisinde, internet vergi dairesinden elektronik ortamda almaları gerekmektedir.

Vergi levhasının ihdas sebebi, vergi bilincinin oluşturulmasında kamuoyu baskısından yararlanmaktır. Ancak levhaların işyerlerine asılması yükümlülüğünün kaldırılması ile bu amaçtan uzaklaşılmıştır. O halde bu levhanın niçin alındığı ve neye hizmet ettiği sorularının yanıtları açıkta kalmıştır. Bize göre, asma yükümlülüğünün yeniden getirilmesi gerekmektedir. Asılmayan bu levhalar saklanılmak ve istenildiğin de ibraz edilmesi gerekmektedir. İbraz edilmemesi, özel usulsüzlük cezasına yol açacaktır.

3. Yabancı sermayeli şirketlerle irtibat bürolarının bildirim yükümlülükleri

Yabancı sermayeli şirket, şube ve irtibat bürolarının kuruluşu, sermaye artışı ve hisse devirleri başta olmak üzere gerçekleştirdikleri işlemlerde izin ve onay alma zorunluluğu kaldırılmış, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun Uygulama Yönetmeliği’ne göre, yabancı sermayeli şirketlerle irtibat bürolarına, söz konusu yönetmeliğin ekinde yer alan bilgi formlarını, yıllık bazda bir önceki yıla göre doldurarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’ne göndermeleri zorunluluğu getirilmiştir. Bu yükümlülüğünde bu ay yerine getirilmesi gerekmektedir.

4. Veraset ve intikal vergisi taksiti

Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu ile veraset vergisinin üç yılda ve altı taksitte ödenmesi gerekmektedir. Kanunda bu taksitlerin her yıl mayıs ve kasım aylarında ödenmesi öngörülmüştür. Dolayısıyla bu yıla düşen veraset vergisi tutarının birinci taksitinin de bu ay içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

5. Yatırım indirimi stopajı

2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde yatırım indiriminden yararlanan mükelleflerin, indirim konusu yaptıkları tutarın, Gelir Vergisi Kanunu’nun Ek 1 ila 6 no’lu mülga maddelerine göre yatırım indirimine hak kazandıkları kısmı üzerinden %19,8 oranında kesinti yaparak muhtasar beyannamelerinde beyan etmeleri gerekmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’na 4842 sayılı Kanun’la eklenmiş ancak daha sonra mülga olmuş 19. maddesine göre yatırım indiriminden yararlananlar ile 24 Nisan 2003 tarihinden önce yapılan başvurulara istinaden düzenlenen teşvik belgesi kapsamında yatırım yapan mükelleflerden bu tarihten sonraki yatırım harcamalarını anılan yeni hükme göre yatırım indiriminden yararlandırmayı tercih edenlerin yararlandıkları yatırım indirimi tutarı üzerinden, %19,8 oranında stopaj yapmaları söz konusu değildir.

Yıllık beyannamede yararlanılan yatırım indirimi tutarı üzerinden söz konusu stopajın yapılması, kar dağıtımı koşuluna bağlı değildir, bu istisna kazanç dağıtılmasa da yapılması gerekmektedir. Bu stopaj tutarının 27 Mayıs (mücbir sebep içerisinde olanlar için 27 Temmuz) akşamına kadar beyan edilmesi ve ödenmesi gerekmektedir.

6. Elektrik üretimi lisans harçları

Harçlar Kanunu’nun 113. maddesi ile getirilen hidrolik kaynaklara dayalı elektrik üretimi lisans yıllık harçları, her yıl kurumlar vergisi beyanname verme süresi içerisinde verilen bildirim üzerine elektrik üretim faaliyetlerinden elde edilen gayri safi iş hasılatı üzerinden (üreticilerin kendi ihtiyaçları için kullandıkları elektriğin bedeli hariç) tahakkuk ettirilir ve mükellefe tebliği yapılmaksızın mayıs ayı içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

7. Denetim kuruluşları yetkilendirilme harçları

Harçlar Kanunu’nun yine 113. maddesine dayanılarak alınan Denetim Kuruluşları Yetkilendirme Belgesi Harcı’nın kurumlar vergisi beyanname verme süresi içerisinde verilen bildirim üzerine, bağımsız denetim faaliyetlerinden elde edilen gayri safi iş hasılatı esas alınarak binde 5.75 oranında tahakkuk ettirilir. Bu harç da ayrıca tebliğ edilmez ve mayıs ayı içinde ödenmek durumundadır.

Ancak bu yıl kurumlar vergisi beyannamesinin 1 Hazirana kadar verilecek olması dolayısıyla, elektrik üretimi lisans harçları ile denetim kuruluşları yetkilendirme harçlarının ödeme süresinin “haziran sonuna kadar” şeklinde yorumlanması gerekir. (Ancak bu benim yorumum, idari açıklamaların izlenmesinde yarar var)

Öte yandan bu yıl mayıs ayının son gününün tatil günü olması 1 ilâ 4 numarada aktardığım yükümlülüklerin son günü 1 Haziran olarak karşımıza çıkmaktadır.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/mayis-ayi-ve-ek-yukumlulukleri/470822

Türkiye'nin corona virüsüyle mücadelesi kararlılıkla sürüyor. 11 Mayıs’ta uygulamaya konan normalleşme takviminin ardından gözler Koronavirüs Bilim Kurulu'ndaydı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada Hayat Eve Sığar uygulaması ile ilgili önemli sözler sarf etti. Türkiye'nin corona virüse karşı aldığı önlemlerle vaka sayılarındaki düşüşün devam etmesi gerektiğini belirten Bakan Koca, en önemli kısıtlamalardan biri olan şehirlerarası ulaşımla ilgili olarak Hayat Eve Sığar uygulaması üzerinden kod alınabileceğini söyledi.

Koca, seyahatlaerin artık HES kodu ile yapılacağını belirterek, ‘’Hayat Eve Sığar’’ uygulamasına gelecek bir özellikle yolcuların iç hat uçuşlarına kabulü “Hayat Eve Sığar (HES)” kodu kontrolü ile sağlanacak. İç hatlarda uçuşa 24 saat kala uçuştaki tüm yolcuların risk durumları HES kodu üzerinden sorgulanacak" dedi. 

Son dakika I HES kodu kullanıma açıldı... HES kodu nasıl alınır

HES kodu nedir?

Kişiye özel üretilecek HES kodunun bilet üzerine eklenmesi 18 Mayıs 2020 tarihi itibariyle zorunlu hale getirildi. HES kodu sorgulaması için HES kodu ile birlikte yolcu kimlik numarası (TCKN, Pasaport vb.), iletişim bilgisi (telefon ve e-mail alanlarının her ikisi de) ve doğum tarihi zorunlu alanlar olarak doğru ve eksiksiz olarak girilecek.

HES kodu nereden ve nasıl alınır?

HES kodu, Hayat Eve Sığar uygulaması üzerinden ‘HES kodu işlemleri' bölümüne girilerek alınabilecek. HES Kodu ayrıca SMS yöntemiyle de alınabilecek. Kısa mesaj ile HES kodu almak için, HES yazıp aralarında boşluk bırakılarak sırasıyla; TC kimlik numarası, TC kimlik seri numarasının son 4 hanesi ve paylaşım süresi (gün sayısı olarak) yazılır ve 2023'e SMS olarak atılır.

Hayat Eve Sığar uygulaması nedir, nasıl çalışır?

Telefonla corona virüsü vaka takibine olanak sağlayacak olan Hayat Eve Sığar Uygulaması üç operatör ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) iş birliğiyle ortaya çıktı.

Bakan basın toplantısında yeni uygulamayı şu sözlerle açıklamıştı: ”Vakalarımızı takip etmek için, izole olmalarını görmek üzere bir çalışma yaptık. Bu üç operatör ve BTK'nın (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) işbirliğiyle olan bir tablo. Önümüzdeki 1-2 gün içerisinde devreye girecek. Bir aplikasyon geliştirildi, hastalarımız indirmek zorundalar. “Hem takip, hem de kendi durumlarını anlık görebilecekleri bir sisteme geçmiş oluyoruz. Hareketliliği gördüğünde bir mesajla kendisini uyaran, evde izole olmasını hatırlatan ve devamında gerektiğinde emniyet kuvvetlerinin de devreye gireceği bir sistemden bahsediyorum. Önümüzdeki bir iki gün içerisinde İletişim Başkanlığımız da açıklamalar yapmış olacak.”

Sağlık Bakanlığı’ndan uygulama ile ilgili yapılan bilgilendirmede şöyle denildi:

* Yakın sürede çok fazla riskli alanlarda dolaşan ve fazla kişi ile temas eden kişiye risk puanı verecek ve o kişiyi gerekirse teste gönderecek, hatta arkadaşları varsa eklenmiş senin şu arkadaşının riski yükselmiş uyarısı verecek. Test yapılıp negatif çıkarsa, riski sıfırlayacak.

* Uygulama ile bulunduğunuz bölgedeki enfekte hasta yoğunluğunu görebiliyorsunuz. Aile ve yakın görüştüğünüz herkese yükletme gayretinde olunursa faydası çok olacaktır.

* Ayrıca izolasyon altında bulunanların yüklemesi kaçınılmaz. Herkesin bu uygulamayı yükleyerek kullanmaya başlaması birçok şeyin takibini, hastalık sonrasındaki temas zincirinin kolayca bulunmasını sağlayacaktır.

Yatırım ortaklıkları ile Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) düzenleme ve denetimlerine tabi fon ve bu fonlara benzer yabancı fonlar sermaye şirketi olarak kurumlar vergisi mükellefidirler.

KVK’nın 5/1-d bendine göre ise Türkiye’de kurulu girişim sermayesi yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Bununla beraber, bu istisna anılan fon ve ortaklıkların söz konusu kazançları üzerinden kesinti yoluyla vergi alınmasına engel değildir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nu 325/A maddesinde yer alan hükme göre; SPK’nın düzenleme ve denetimlerine tabi olarak kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilir. Bu fon kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10 unu ve öz sermayenin %20 sini aşamaz.

Görüldüğü gibi Vergi Usul Kanunu’na eklenen 325/A maddesiyle kurumlar vergisi mükelleflerine, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından girişim sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesine eklenen (g) bendi ile de Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilmektedir.

Girişim sermayesi fonunun ayrılması ve pasife alınması

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutar mükellefin bilançosunun pasifte geçici bir hesapta tutulur. Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırılır. Aksi halde zamanında tahakkuk ettirilemeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

Fonun kurum kazancından indirim şartları

Girişim sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için;

- İlgili yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10'unu, toplam fon tutarının ise öz sermayenin %20'sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.)

- Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,

- Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

İndirim tutarının hesaplanması, beyannamede gösterilmesi ve fon kaydı

İndirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler - geçmiş yıl zararları - tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır.

Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir.

Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir. Söz konusu yatırımın yapılmaması halinde, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi gecikme faizi ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir.

İndirim konusu yapılacak tutarın tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate alınacak, önceki yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim uygulanmayacaktır. Ancak, ayrılan toplam fon tutarı hiçbir suretle öz sermayenin %20'sini aşamayacaktır.

Fonun amacı dışında kullanılması

Bu fon, amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi, ortaklara dağıtılması, dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması veya işin terki, işletmenin tasfiyesi, devredilmesi, bölünmesi ya da girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması halinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde vergiye tabi tutulur.

Vergileme, amaç dışı kullanım veya amaca uygun kullanım için kanunda belirtilen sürenin dolmasına rağmen kullanılmadığı dönemde bu fon tutarları beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalarla ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir. Ancak önceki yıllar beyannamelerinde indirim konusu yapılan tutarlar bakımından yeniden vergileme söz konusu olmayacaktır. Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak

https://www.dunya.com/kose-yazisi/girisim-sermayesi-fonu-ve-kurum-kazancindan-indirimi/470797

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • MALİ İDARE ENFLASYON DÜZELTMESİNDEN VAZGEÇEBİLİR! DÜZELTME İŞLEMLERİ 2024 VE İZLEYEN DÖNEMLERDE VERGİ GELİRLERİNİ AZALTIYOR OLABİLİR…
  • Stok Affı ve Öz Sermaye Enflasyon Farklarının Ortaklara Dağıtımı Sorunu 7440 sayılı Kanunun 6/1 maddesi kapsamında mükellefler stoklarında bulunan ancak…
  • Yurt Dışı İştirak Kazançları İstisnası (KVK’nun 5/1-b) Şartlarının Tamamı Sağlanması Dahi İstisnadan Faydalanması Mümkün Olabilir KVK’nın “5/1-b” maddesi uyarınca kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak…
Top