Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

01 Ekim 2022 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 31970

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:

MADDE 1- 28/12/2019 tarihli ve 30992 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (2019/1)’in 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“ç) Kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarı: 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesi uyarınca amortisman mevzuunu oluşturan iktisadi kıymetlerin birikmiş amortismanları düşülmeden önceki brüt tutarı,”

MADDE 2- Aynı Tebliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Nitelikli personel desteği, yatırımcının müracaatına istinaden uygun görülen nitelikli personelin yatırımcıya bildirilmesini takip eden aydan başlanılması ve her bir nitelikli personel için ilgili Destek Kararında belirlenen aylık azami destek tutarının aşılmaması kaydıyla, nitelikli personelin ilgili aya ait ücret bordrosunda gösterilen ve yatırımcı tarafından bu bordro döneminde nitelikli personele net olarak banka üzerinden yapılan ve ücret kapsamına giren ödemelere ilişkin yeminli mali müşavir tarafından banka hesap hareketleri, ücret bordrosu ve diğer belgelerin incelenmesi sonucu hazırlanacak raporda tespit edilen tutar ödenmek suretiyle Destek Kararında belirtilen süre kadar uygulanır. İlgili personelin nitelikli personel kapsamına alınmasından önceki dönemlere ait haklar, tespit edilecek tutarda dikkate alınmaz. Destek Kararında belirtilen toplam azami destek tutarına ulaşılması halinde nitelikli personel desteği ödemelerine son verilir.”

MADDE 3- Aynı Tebliğin 9 uncu maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) Enerji desteğinden faydalanması öngörülen yatırım için müstakil sayaç kullanılması gerekir. Ancak, aynı sayaçtan enerji kullanan tesislerin bir kısmının Destek Kararı kapsamı yatırımla ilgili olmaması ve enerji tüketimi yönünden ayrılmasının da mümkün olmaması durumunda aşağıdaki seçeneklerden birisi firma talebine istinaden uygulanabilir:

a) Anılan sayacın, teşvik belgesi kapsamı yatırıma başlama tarihinden önceki aydan başlamak üzere geriye doğru bir yıllık enerji tüketim miktarı ve tüketim ortalaması ilgili dağıtım şirketi aracılığıyla tevsik edilir. Mevcut tüketim olarak kabul edilen bu tüketim ortalaması üzerinde yapılan enerji tüketim miktarına isabet eden tutarın belirlenmiş oranı enerji desteği olarak ödenebilir.

b) Destek Kararı kapsamında yapılan sabit kıymet yatırım tutarının, kısmen işletmeye geçildiğinin tespit edilmesi veya tamamlama vizesinin yapılması için müracaatta bulunulan tarihte kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına, devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil, oranlanması suretiyle enerji tüketiminin bu orana isabet eden kısmı enerji desteği olarak ödenebilir. Öte yandan, bu hesaplama sırasında kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet değeri olarak, gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan değerler dikkate alınır.”

MADDE 4- Aynı Tebliğin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kısmen işletmeye geçişe istinaden sigorta primi işveren hissesi desteğinden yararlanılabilmesi için kullanıcılar tarafından E-TUYS uygulamasında yer alan tanımlı alanların doldurulması, ilave istihdam ve yatırım harcamalarına ilişkin yeminli mali müşavir raporu ile Bakanlıkça talep edilmesi halinde ilgili belgelerin sisteme yüklenmesi gerekir.”

MADDE 5- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6- Bu Tebliğ hükümlerini Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.

Cuma, 30 Eylül 2022 22:16

Vergi Kanunlarında Değişiklikler

İÇİNDEKİLER

  1. Avukatlara Ödenen Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderinin Vergilendirilmesi

  2. Bölgesel Yönetim Merkezinin Kurumlar Vergisi Muafiyeti ve Burada Çalışan Kişilere Uygulanan Ücret İstisnası Hk.

  3. Sporcu Ücretlerinin Beyan Edilmesi Durumunda Gelir Vergisinin Kulüp Tarafından Ödenmesi

  4. Taşınmaza Ait Açık Artırma İlanında Belirtilen KDV Oranının İhale Kesinleştikten Sonra Yürürlükte Olan KDV Oranından Farklı Olması Halinde Hangi Oranda İşlem Yapılacağı

  5. Hurda Ve Külçe Demirden İmal Edilen Makine Parçası, Izgara, Buhar Kazanı vb. Ürünlerde KDV Tevkifatı

  6. Finansman Gider Kısıtlaması Hk.

  7. İpotekli Gayrimenkulün Devir İşlemleri

  8. Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Kapsamında Açılan Hesaplana İlişkin Olarak Elde Edilen Kur Farkı Gelirlerinde Kurum Kazancı İstisnası.

  9. Nakdi Sermaye Artırımı.

10. Sınai Mülkiyet Haklarında İstisna Uygulanan Kazanç İçin İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulaması

11. TKDK Katkı Ödemelerinin Ödenmiş Sermayeye Eklenip Eklenemeyeceği

12. Tür Değişikliği Yapan Şirketin Yabancı Paraların Türk Lirası Mevduat Ve Katılma Hesaplarına Dönüştürülmesinden Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisnadan Yararlanma Tarihi

13. Belediye Tarafından Düzenlenen Alındı Belgesinin Fatura Gibi Tevsik Edici Belge Olarak Kullanılıp Kullanılamayacağı

14. Hisseli Araçlarda MTV Engelli İstisnası Uygulaması

İndirmek İçin Tıklayınız

Hazırlayanlar: Adem YALÇIN, Mehmet SUBAŞI, Ahmet YAVUZ, İkbal BAŞ

Kaynak, Maliye Denetim Elemanları Derneği

Cuma, 30 Eylül 2022 20:56

Dahilde İşleme Rejiminde Süreler

Giriş

Dahilde İşleme Rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyalar için süre sonu; izin ya da belgede belirtilen sürenin bitiminin rastladığı ayın son günüdür. Belge ya da izin alındıktan sonra, süresi içinde müracaat edilmesi kaydıyla ek süre, haklı sebeple ek süre ve mücbir sebeple ek süreler verilmektedir. Firmaların ek süre talep etme nedenlerine göre başvuruda bulunmaları halinde ek süre verilebilir. Rejim kapsamında getirilen eşyalar için, ek süreler dahil verilen süre içerisinde ihracat taahhütlerinin gerçekleştirilmesi ya da eşyalar diğer gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmalıdır.

Belge ya da izin sürelerinin bitimini müteakip 2 ayı aşmayan sürelerde rejimin gerektirdiği işlemlerin bitirilmesi halinde Gümrük Kanunu’nun 241. Maddesi uyarınca usulsüzlük cezası uygulanarak işlemler gerçekleştirilebilir. Şayet ek sürelerle birlikte, belge ya da izin süresinde belirtilen ayın son gününden sonra iki ayı aşmış ve rejime ilişkin işlemler bitirilmemiş ise Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca idari para cezası ile uygulanacaktır. Gümrük Kanunun 238. Maddesine göre uygulanacak cezalar ise oldukça yüksek olduğundan bu konuya çok dikkat edilmelidir. Bu yazımızda Dahilde İşleme Rejiminde süreler ele alınmış olup kısa ve öz bilgiler yer almaktadır.

Süre bitimini müteakip 1 ay içerisinde rejimin gerektirdiği işlemlerin bitirilmesi, yeninden ihracı veya gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması durumunda Gümrük Kanunu’nun 241/3-h maddesi uyarınca usulsüzlük cezası iki kat olarak uygulanır.

Yine; rejim kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesi’ne getirilen eşyanın, izin verilen sürenin bitimini takiben iki ayı aşmayan süre içerisinde, rejimin gerektirdiği işlemlerin bitirilmesi, yeniden ihracı veya gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması durumunda Gümrük Kanunu’nun 241/4-h uyarınca usulsüzlük cezası dört katı olarak uygulanır.

Dahilde İşleme Rejiminde Süreler

Belge/İzin Süresi: Sürenin başlangıcı, dahilde işleme izin belgesinin/izninin tarihidir. Süre sonu ise, belge/izin süresi bitiminin rastladığı ayın son günüdür.

Süre Kaydırımı: Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında, ilk ithalatın yapıldığı tarih esas alınmak suretiyle, belgesi süresi azami üç ay uzatılır. Bu kapsamda hiç ithalat yapılmaması halinde de belge süresi azami üç ay uzatılabilir.

Performans Ek Süresi: Dahilde İşleme İzin Belgesinde belirtilen ihracat taahhüdünün %25 oranında ihracat gerçekleştirilmiş ise, belge orijinal süresinin yarısı kadar ek süre verilebilir.

Mücbir Sebep: 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejim Tebliği 25/1 maddesinde belirtilen; deprem, sel, don, fırtına, gibi tabi afetler olması durumunda ilave süre verilir. (maddenin a-e fıkraları arasında belirtilen durumlar)

Haklı Sebep: Dahilde İşleme İzin Belgesineilgili firmanın belge kapsamındaki önceden ihracatına tekabül eden ithalatını tamamlayamaması haline mahsus olmak üzere belge süresi sonundan itibaren orijinal sürenin yarısı kadar süre verilebilir.

İlgili firmanın izin kapsamında gerçekleştirdiği üretim ve işleme faaliyeti veya taahhüt edilen üretim faaliyeti veya taahhüt edilen ihracatın tamamını ihmal veya kusur olmaksızın, gerçekleştirememesi halinde, izin kapsamında gerçekleştirilen işleme faaliyeti ve üretimin veya ihracatın izin ihracat taahhüdüne oranının en az %25 olması kaydıyla orijinal sürenin yarısı kadar haklı sebebe ilişkin ek süre verilebilir.

Dahilde İşleme İzinleri kapsamında 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 241 inci maddenin 3/h ve 4/h bentlerinde belirtilen süreler içerisinde işlem tesis edilebilmesine teminen tek pencere sisteminde Dahilde İşleme İzni için verilen orijinal sürenin sonunda, bir defaya mahsus olmak üzere gümrük idaresince herhangi bir işleme gerek olmaksızın sistem tarafından otomatik olarak 2 aylık ilave işlem süresi tanınmakta olup, Gümrük Kanunu’nun 241. Maddesinin 3/h ve 4/h bentlerinde yer alan cezai hükümler saklı kalmak kaydıyla bu ilave iki aylık süre içerisinde izin kapsamında beyanname tescil edilmesine sistem tarafından izin verilmekte, söz konusu 2 aylık sürenin bitimini müteakip beyanname tesciline izin verilmemektedir.

Bu süreler içerisinde ihracatı gerçekleştirilemeyen ürünler için ithalat esnasında alınmayan vergi tahsil edilerek Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca para cezası uygulanacak olup, rejim kapsamında ithal edilen ürünlerin işlem görmüş ürün ya da ithal edildiği şekliyle belge veya izin sahibi firmanın stoklarına bulunması zorunludur. Bununla birlikte, yukarıdaki hükümlere göre vergisi ve cezası ödenen eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasının talep edilmesi halinde, ticaret politikası önlemlerinin uygulanması ve eşyanın ithali için öngörülen dış ticarette teknik düzenlemeler ve standardizasyon mevzuatı dahil diğer işlemlerin tamamlanması şartı aranır. Aksi taktirde, bu eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimi dışındaki gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması gerekir.  İlker ÇOLAKVERMİŞ Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü (E. Gümrük ve Ticaret Müfettişi )

 T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı     

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /61

Konusu       

:

Geçici Vergi Dönemlerinde Yeniden Değerleme Oranı

Tarihi    

:

30/09/2022

Sayısı   

:

KVK-61 / 2022-3 / Yatırım İndirimi - 47

İlgili olduğu maddeler           

:

Vergi Usul Kanunu Mükerrer Madde 298

Kurumlar Vergisi Kanunu Madde 32/A

Gelir Vergisi Kanunu Geçici Madde 69

İlgili olduğu kazanç türleri   

:

Ticari Kazanç, Zirai Kazanç

                            

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve Bakanlığımızca ilan edilen yeniden değerleme oranına, vergi kanunlarından kaynaklanan nedenlerden dolayı geçici vergi dönemlerinde de ihtiyaç duyulmaktadır.

2022 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı % 92,93 (yüzde doksaniki virgül doksanüç) olarak tespit edilmiştir.

 Duyurulur.

Bekir BAYRAKDAR

Gelir İdaresi Başkanı

Özel nitelikteki inşaatlarda SGK tarafından yapılan araştırma işleminde yeterli işçilik bildiriminde bulunulmuş olup olmadığını etkileyen en önemli kalem, hiç kuşkusuz inşaatın maliyetidir.

İnşaatın maaliyeti hesaplanırken Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 111. maddesine göre;

  • Başladığı yıl içinde bitirilmiş olan inşaatlarda o yıl için tespit edilen maliyet bedeli,
  • Başladığı yıldan sonraki yıllarda bitirilmiş inşaatlarda ise bitirildiği yıldan önceki yıla ait birim maliyet bedeli

esas alınmaktadır.

Ne var ki birim maliyet bedelleri her yıl bir defa belirlenirken, 2022 yılında; 18/2/2022, 21/6/2022 ve 13/9/2022 tarihli Resmî Gazetelerde yayımlanan Tebliğ eki listelerle üç ayrı maliyet bedeli açıklandığından, 2022 yılında başlayıp 2022 yılında biten inşaatlarda hangi maliyet bedelinin esas alınacağına yönelik Yönetmelikte bir açıklamanın bulunmaması nedeniyle konu Sosyal Güvenlik Kurumunun 20/9/2022 tarihli yazısı ile açıklığa kavuşturulmuştur.

Söz konusu yazıda özetle, 2022 yılında başlayıp 2022 yılında biten inşaatlarla ilgili olarak inşaatın bitirildiği tarihte geçerli olan Tebliğ eki listedeki maliyet bedelinin esas alınacağı; ancak 13/9/2022 tarihinden önce ilişiksizlik belgesi başvurusunda bulunmuş işyerlerine münhasıran, başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tebliğdeki maliyet bedelinin esas alınacağı belirtilmiştir.

Yapımına 2022 yılı veya 2022 yılı öncesinde başlanıp 2023 yılında bitirilmesi hedeflenen inşaatlarda ise 2022 yılındaki üç farklı birim maliyetten hangisinin esas alınacağı konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadığından, sektör firmalarınca 2023 yılında bitirilecek inşaatlar için bildirilmesi gereken işçilik miktarıyla ilgili bir planlama yapılamamaktadır.

Yapımına 2022 yılı veya öncesinde başlanıp 2023 yılında bitirilecek inşaatlar için esas alınacak maliyet bedeli konusunda farklı kesimlerce, farklı görüşler ileri sürülmekle birlikte,

  • 2022 yılında başlanıp 2023 yılında bitirilen inşaatlar için;

1. Tebliğin yürürlükte olduğu 1/1/2022 ila 1/6/2022 tarihleri arasında başlanılan inşaatlarda, her üç Tebliğde yer alan maliyet bedelinin ortalamasının

2. Tebliğin yürürlükte olduğu 2/6/2022 ila 30/6/2022 tarihleri arasında başlanılan inşaatlarda, 2. ve 3. Tebliğlerde yer alan maliyet bedelinin ortalamasının

3. Tebliğin yürürlükte olduğu 1/7/2022 ila 31/12/2022 tarihleri arasında başlanılan inşaatlarda 3. Tebliğde yer alan maliyet bedelinin

  • 2022 yılından önce başlanılıp 2023 yılında bitirilen inşaatlarda her üç Tebliğde yer alan maliyet bedelinin ortalamasının

Esas alınabileceği değerlendirilmektedir.

İŞTEN AYRILDIKTAN SONRA DOĞUM YAPAN İŞÇİNİN HAKLARI

Eşim 1,5 yıl çalıştığı işyerinden 15/9/2022 tarihinde işten ayrıldıktan sonra 20/9/2022 tarihinde doğum yaptı. İşten ayrıldığı tarihe kadar rapor parasını aldı. Ama işten ayrıldığı tarihten sonra rapor parası alamayacağı söylendi, doğru mudur? Aydın B.

Hizmet akdi devam eden kadın sigortalılara, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki 8 + 8 = 16 haftalık sürede, çoğul gebelik hâlinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek (toplam 18 hafta) çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir. Kadın sigortalının isteği ve hekimin de onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması hâlinde ise doğum öncesi kullanılmayan süreler doğum sonrasına aktarılmaktadır.

Ayrıca hizmet akdi devam eden sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe; doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması ve çocuğun yaşaması şartıyla, doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden (2022 yılı için 316 TL) emzirme ödeneği verilmektedir.

Bu şartlar ve haklar, hizmet akdi devam eden sigortalılara yöneliktir. Hizmet akdi sona ermiş kadın sigortalılara geldiğimizde ise;

  • Geçici iş göremezlik ödeneği, işten ayrılış tarihini izleyen 9 günlük süreye kadar ödenmektedir.
  • Emzirme ödeneği ise doğum tarihinden önceki 15 ay içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması ve doğumun işten ayrılış tarihinden sonraki 9 + 300 = 309 gün içinde canlı olarak gerçekleşmesi halinde ödenmektedir.

Bu bakımdan okurumuz Aydın beyin eşi, 15/9/2022 tarihinde işten ayrılmış olması nedeniyle, 24/9/2022 tarihine kadar 9 gün daha geçici iş göremezlik ödeneği alabilecek, ayrıca 20/9/2022 tarihinden önceki 15 ay içinde adına 120 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş ise 316 TL tutarında emzirme ödeneği alabilecektir. Eyüp Sabri Demirci

https://www.karar.com/yazarlar/eyup-sabri-demirci/insaatlarin-asgari-iscilik-maliyet-hesabinda-neler-degisti-1594282

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

TARİH : 17.11.2011
SAYI : B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-1-2010-14024.02.1008
KONU : Tevkifata Tabi Ürünlerle İlgili Kur Farkı, Vade Farkı, Fiyat farkı ve malların iade edilmesi gibi matrahta değişikliğe yol açan işlemlerde KDV hk.

İlgide kayıtlı dilekçenizde şirketinizce tevkifat kapsamında alınan alüminyum ile ilgili olarak kur farkı, vade farkı, fiyat farkı ve malların iade edilmesi gibi matrahta değişikliğe yol açan işlemlerde katma değer vergisi uygulaması hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

  • 9. maddesinde; mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
  • 24/c maddesinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil unsurlar olduğu,
  • 35. maddesinde, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellefin bunlar içinborçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzelteceği, bu işlemlerin yapılabilmesi için iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi gerektiği,

hüküm altına alınmıştır.

95, 96, 97, 104 ve 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde, hurda metaller dışındaki bakır, çinko, alüminyum külçe teslimleri ile bakır ve alaşımlarından, çinko ve alaşımlarından, alüminyum ve alaşımlarından mamül bazı ürünlerin teslimlerinde alıcılar tarafından % 90 oranında tevkifat uygulanarak sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi uygun görülmüş ve uygulamaya ilişkin açıklama yapılmıştır.

58 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin A/2 bölümünde, tevkifata tabi malların iade edilmesi durumunda düzeltmenin, işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tevkifata tabi tutulmayan kısmı üzerinden gerçekleştirileceği açıklanmıştır.

105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin E bölümünde de vade farkı, kur farkı ve matrahta değişikliğe yol açan işlemlerde KDV uygulaması hakkında açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, tevkifata tabi tutulan alüminyumla ilgili olarak;

  • Tevkifata tabi işlem bedelinde satıcı lehine oluşan fiyat farkı, kur farkı vb. nedeniyle teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanması, asıl işlemin tevkifata tabi olması kaydıyla tutarın fatura düzenleme sınırının altında kalıp kalmadığına bakılmaksızın tevkifat yapılması gerekmektedir.
  • Satış iadeleri veya tevkifata tabi işlem bedelinde alıcı lehine oluşan fiyat farkı, kur farkı vb. nedeniyle alıcı tarafından düzenlenecek faturada iade konusu yapılan mal bedeli üzerinden hesaplanan KDV nin (ilk teslimin yapıldığı tarihte geçerli olan KDV oranı) tevkifata tabi tutulmayan kısmı üzerinden düzeltme işlemi yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

İhbar tazminatı, işverenin ihbar süresine ait ücreti peşin ödemesiyle iş ilişkisini sona erdirmesinden farklı. Peşin ödeme doğrudan ücret niteliği taşırken, ihbar tazminatı bildirim süresine uymayan tarafın karşı tarafa ödemekle yükümlü tutulduğu bir hukuki yaptırım niteliğindedir. Ancak bu tazminat ücret sayıldığı için gelir vergisine tabi.

İş hukukunda derhal fesih nedenleri bulunmadan iş sözleşmesini sona erdiren taraf tabi olduğu kanuna göre belirlenen bildirim sürelerine uymak zorundadır. Bildirim sürelerine uymaması, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğurabilecektir. Tarafların kendisini yeni döneme hazırlamaları için öngörülmüş olan bu yükümlülük, kıdem tazminatında olduğu gibi bir tavan da bulunmadığından ciddi miktarlara ulaşabilmektedir.

Önlem alma süresi

İş Kanunu’nda sayılan ağır ihlal halleri hariç işten ayrılmayı veya işten çıkarmayı düşünen taraf, önceden karşı tarafa bildirimde bulunmak zorundadır. Bu bildirimin amacı özellikle çalışanın işten çıkarılmasından bir süre önce konu hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Çalışan bu sayede yeni iş arayabilecek ve harcamalarını ona göre düzenleyebilecektir. Belki o dönem için fazla borçlanmadan kaçacak, ödemelerini planlayacaktır. İşverense aynı planı işi için yapabilecektir. Çalışanın yaptığı iş için yeni birisini bulacak, gerektiğinde o işin diğer çalışanlara dağıtılmasını sağlayacaktır. Taraflara yeni döneme hazırlanmak için vakit kazandıracaktır.

İşçi aleyhine artırım

Bildirim süreleri İş Kanunu’nda çalışanın çalıştığı süreye bağlı olarak farklı uzunluklarda belirlenmiştir. İşi altı aydan daha kısa sürmüş çalışan için iki hafta, altı ay ila bir buçuk yıl arasında çalışması olan çalışan için dört hafta, bir buçuk yıldan üç yıla kadar çalışması olanlar için altı hafta ve daha fazla çalışması olanlar içinse sekiz hafta bildirim süresi getirilmiştir. Bildirim süresine esas çalışma süresi, işçinin işe başladığı tarihle bildirimin yapılacağı tarih arasındaki süreye göre belirlenecektir.

Bu süreler işçiler ve işverenler için iş sözleşmeleriyle veya toplu iş sözleşmeleriyle artırılabilir. Örneğin, üç yıldan fazla çalışması olan işçinin bildirim süresi on hafta olarak belirlenebilecektir. Bildirim süreleri artırılırken ya hem işçi hem işveren açısından aynı oranda ya da işverenin uyması gereken bildirim süresi işçininkinden fazla olacak şekilde artırılmalıdır. Üç yıldan fazla yapılacak çalışmalar için, işverenin on hafta önceden bildirimde bulunması aranırken, işçinin on bir hafta önceden bildirimde bulunması şart koşulamayacaktır.

Her sözleşme dönemi farklı

Aynı işverenin yanında aralıklı olarak çalışmanın iş hukukunun getirdiği birçok hakka etkisi bulunmakta ve bu haklara esas çalışma süresinin nasıl hesaplanacağı tartışma konusu olmaktadır. Kıdem tazminatında aralıklı sürelerin birleştirilmesinin ve yıllık izin hakkına esas sürenin hesaplanmasının şartları büyük ölçüde belirli iken ihbar süresinin tespitine ilişkin şartlar kanunda açık hüküm bulunmaması nedeniyle soru işaretleri barındırıyordu. Yargıtay yakın tarihli bir kararında, ihbar süresi bakımından her bir çalışma süresinin ayrı değerlendirilmesi gerektiğini açıkça belirtti. İlgili karara göre; “İhbar tazminatı bakımından ise, mülga 1475 sayılı İş Kanunu 14. maddesinde kıdem tazminatı yönünden getirilen bu düzenlemeye paralel bir düzenleme mevzuatta yer almadığından, aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan sürelerin birleştirilmesi suretiyle ihbar tazminatı hesaplaması yapılması mümkün bulunmamaktadır. Her bir çalışma dönemi için ayrı değerlendirme yapılarak, iş akdinin ihbar tazminatını gerektirir biçimde sona erip ermediği belirlenmeli, ihbar tazminatına hak kazanıldığının tespiti halinde söz konusu döneme ilişkin hizmet süresi ve o dönemin son ücreti üzerinden hesaplamaya gidilmelidir.”

Peşin ödeme yapılabilir

İşveren çalışana bildirim süresi içerisinde hak kazanacağı bütün ücretleri peşin olarak ödeyerek, iş sözleşmesini bildirim anında sona erdirebilecektir. Çalışana, işten çıkarılacağının bildirilmesi üzerine odağının düşebileceği, iş güvenliğinde tehlikelere açık hale gelebileceği ve çalışma ortamında uyumun bozulabileceği düşünülerek bu hak tanınmıştır. İşverenin peşin ödemeyi tercih etmesi halinde, çalışana o dönemde çalışmış olsaydı elde edeceği bütün hakları ödemesi gerekmektedir. İşveren çalışana, “seni bildirim süresinde biraz çalıştıracağım, bir kısmının da ücretini ödeyip iş sözleşmesini sonlandıracağım” diyemez. Peşin ödeme yapmak isteyen işverenler bütün bildirim süresinin ücretini ödemek zorundadır. İşçinin iş sözleşmesini sona erdirdiği durumda, işçi ihbar süresinden önce ayrılmak ister işveren de buna onay verirse, işçi ayrılabilecek ve işverene ihbar tazminatı ödeme zorunluluğu doğmayacaktır.

İş sözleşmesini fesheden taraf, yukarıda belirtilen ya da sözleşmelerle artırıldıysa artırılan süre kadar önceden bildirimde bulunmadıysa tazminat ödemek zorunda kalacaktır. İhbar tazminatı denilen bu tazminat kişinin önceden bilgilendirilmemesine ya da usulüne uygun bildirim süresi yürütülmemesine bağlanan bir tazminattır. İhbar tazminatı, işverenin ihbar süresine ait ücreti peşin ödemesi suretiyle iş ilişkisini sona erdirmesinden farklıdır. Peşin ödeme doğrudan ücret niteliği taşırken, ihbar tazminatı bildirim süresine uymayan tarafın karşı tarafa ödemekle yükümlü tutulduğu bir hukuki yaptırım niteliğindedir. Ancak bu tazminat ücret sayıldığı için vergiye tabi. Cem Kılıç

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/ihbar-tazminati-ne-zaman-ucret-sayilir-6833103?sessionid=3

30 Eylül 2022 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 31969

Adalet Bakanlığından:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tarifenin amacı, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre tahkim yoluyla görülen dava ve işlerde, taraflarla hakem veya hakem kurulları arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaması veya tahkim anlaşmasında bir hüküm bulunmaması ya da taraflarca bu konuda yerleşmiş kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmaması hallerinde hakem veya hakem kuruluna ödenecek ücretin miktarı ile ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Tarife, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 440 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Hakem ücretinin kapsadığı işler

MADDE 3- (1) Tarifede yazılı hakem ücreti, tahkim davasının açıldığı tarihten itibaren nihaî hakem kararı verilinceye kadar yapılan dava ile ilgili iş ve işlemlerin karşılığıdır.

(2) Aksi kararlaştırılmadıkça hakem kararının düzeltilmesi, yorumlanması veya tamamlanması halleri ek ücreti gerektirmez.

Başkanın ücreti

MADDE 4- (1) Başkanın ücreti, hakemlerden her birine ödenecek hakem ücretinin yüzde on fazlası olarak hesaplanır.

Ücretin kısmen hak edilmesi ve ücret ödenmeyecek haller

MADDE 5- (1) Hakemlerden birinin veya hakem kurulunun görevinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 435 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c), (ç), (d) ve (e) bentlerinde yazılı sebeplerden biriyle sona ermesi halinde, ücret tablosunda yazılı ücretin yarısına hükmedilir.

Davanın geri alınması, konusuz kalması, feragat, kabul veya sulh halinde ücret

MADDE 6- (1) Anlaşmazlığın, davanın geri alınması, konusuz kalması, feragat, kabul veya sulh nedeniyle, hakem veya hakem kurulunca taraflara delillerin sunulması hususunda süre verilmesinden önce sona ermesi halinde ücret tablosunda belirlenen ücretin yarısına, süre verilmesinden sonra sona ermesi halinde ise tabloda belirlenen ücretin tamamına hükmolunur.

Kısmî kararda ücret

MADDE 7- (1) Hakem veya hakem kurulunca kısmî karar verilmesi halinde ücret, kısmî karar konusu uyuşmazlığın değerine göre belirlenir.

(2) Kısmî kararın, nihaî karar olarak verilmesi halinde ücret tablosunda yazılı ücretin tamamına hükmedilir.

İptal davası sonucunda hakemin davaya yeniden bakması

MADDE 8- (1) Hukuk Muhakemeleri Kanununun 439 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca tarafların eski hakemlerden birini yeniden tayin etmeleri durumunda ücret tablosunda yazılı ücretin yarısına hükmedilir.

Ücretin hak edilme zamanı

MADDE 9- (1) Hakem ücreti, tahkim yargılamasının sona ermesi ile hak edilir.

Ücretin paylaşımı

MADDE 10- (1) Ücret tablosuna göre belirlenecek ücret, 4 üncü madde hükmü de gözetilmek suretiyle hakemler arasında paylaştırılır.

Uygulanacak tarife

MADDE 11- (1) Hakem ücretinin tayininde hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan tarife esas alınır.

Ücret tablosu

MADDE 12- (1) Bu Tarifeye göre verilecek ücretler aşağıdaki ücret tablosuna göre hesaplanır:

ANLAŞMAZLIK KONUSU DEĞER ÜCRET
TEK HAKEM 3 VEYA DAHA FAZLA SAYIDA HAKEM
İlk gelen 500.000,00 TL için % 5 % 8
Sonra gelen 500.000,00 TL için % 4 % 7
Sonra gelen 1.000.000,00 TL için % 3 % 6
Sonra gelen 3.000.000,00 TL için % 2 % 4
Sonra gelen 5.000.000,00 TL için % 1 % 2
10.000.000,00 TL’den yukarısı için % 0,1 % 0,2

Yürürlükten kaldırılan tarife

MADDE 13- (1) 2/10/2021 tarihli ve 31616 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 14- (1) Bu Tarife 1/10/2022 tarihinde yürürlüğe girer.

30 Eylül 2022 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 31969

Adalet Bakanlığından:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tarifenin amacı, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince tanığa ödenecek ücret ve giderlerin miktarı ile bunların ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Tarife, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 265 inci maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Ücret

MADDE 3- (1) Tanığa, tanıklık nedeniyle kaybettiği zamanla orantılı olarak 40,00 ilâ 80,00 TL arasında ücret ödenir.

Giderler

MADDE 4- (1) Tanık, hazır olabilmek için seyahat etmek zorunda kalmışsa yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki konaklama ve beslenme giderleri de karşılanır.

Muafiyet

MADDE 5- (1) Tanığa bu Tarifeye göre ödenmesi gereken ücret ve giderler hiçbir vergi, resim ve harca tabi değildir.

Yürürlükten kaldırılan tarife

MADDE 6- (1) 2/10/2021 tarihli ve 31616 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tanık Ücret Tarifesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 7- (1) Bu Tarife 1/10/2022 tarihinde yürürlüğe girer.

Bilindiği üzere, 2022 Temmuz ayından geçerli olarak asgari ücrette yapılan iyileştirme ile birlikte işverenlerin de istihdam maliyetlerini bir miktar düşürmek için daha önceki yıllarda da uygulanan asgari ücret desteği getirilmişti.

5/7/2022 tarihli ve 31887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 64 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un geçici 88’inci maddesine yapılan ekleme ile;

“4/(a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;

a) 2021 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 179 Türk lirası ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2022 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

b) 2022 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

2022 yılı Temmuz ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 3,33 Türk Lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir ve bu tutar İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanır. Ancak (a) bendinde belirtilen prime esas günlük kazanç tutarı 6356 sayılı Kanun hükümleri uyarınca toplu iş sözleşmesine tabi özel sektör işverenlerine ait işyerleri için 358 Türk Lirası olarak esas alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bu madde kapsamında destekten yararlanılacak ayda/dönemde, 2021 yılı Ocak ilâ Aralık ayları/döneminde aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 4 /(a) bendi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulması hâlinde bu madde hükümleri uygulanmaz.

3213 sayılı Kanun’un ek 9’uncu maddesi uyarınca ücretleri asgarî ücretin iki katından az olamayacağı hükme bağlanan “Linyit” ve “Taşkömürü” çıkarılan işyerlerinde yer altında çalışan sigortalılar için birinci fıkranın uygulanmasında (a) bendi uyarınca belirlenecek günlük kazanç 477 Türk lirası olarak ve 2021 yılının aynı ayına ilişkin kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen prim ödeme gün sayısının yüzde 50’sini geçmemek üzere, 2022 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısı dikkate alınacaktır.

5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlere 2022 yılı Temmuz ayından itibaren geçerli olmak üzere asgari ücret desteği verilmektedir.

2021 yılının aynı ayına ilişkin kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 179 Türk Lirası ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2022 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının, 2022 yılı Temmuz ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 3.33 Türk Lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, 2021 yılında en az sigortalı çalıştırılan dönem sigortalı sayısına ek istihdama gidilmesi halinde, işverenlere destek olarak verilmektedir.

2022 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının, 2022 yılı Temmuz ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 3.33 Türk lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar işverenlerin borcu olmaması şartıyla destek olarak verilmektedir.

SGK tarafından yapılan işlemler neticesinde Asgari Ücret Destekleri Ağustos 2022 döneminden işverenlerin müfredat kartlarına yansımıştır. Ancak bazı işyerleri için 2022/7’nci aya ait desteklerin yanı sıra sehven 2022/6’ncı aya ait destek tutarlarının da hesaplanarak 14/9/2022 ila 20/9/2022 tarihleri arasında 2022/8 inci aya ait banka borç sorgusunda indirimli olarak gösterildiği SGK tarafından tespit edilmiştir. Bu kapsamda gerekli güncellemeler 20/9/2022 tarihinde yapılmıştır.

Eksik prim ödenerek mağdur olunmaması için işverenlerin Ağustos 2022 dönemine ait prim borçlarını öderken 30/09/2022 döneminde mutlaka borç sorgusu yapması borcunun bulunması halinde ilgili ödemeleri gerçekleştirmesi gerekmektedir. Resul KURT

https://www.dunya.com/kose-yazisi/asgari-ucret-destegi-islemlerinde-eksik-borc-gosterilen-isyerleri/670370

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Mal Teslimi veya Hizmet İfası Gerçekleşmeden Fatura Düzenlenmesinin Vergisel Sonuçları ve Muhasebe Kayıtları I. GİRİŞ Ticari ilişkilerde normalde mal tesliminden veya hizmet ifasından…
  • GİB, KOOPERATİFLERE  İLİŞKİN VERGİ DÜZENLEMELERİ REHBERİ YAYINLADI GİRİŞ 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre kooperatifler kurumlar vergisi…
  • Holding Şirketleri Tarafından Bağlı Şirketlere Tanzimi Gereken Fatura Holding şirketler tarafından bağlı şirketlere araştırma ve geliştirme, finansman temini,…
Top