Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Perşembe, 22 Ekim 2020 12:34

Torba Kanunda Vergi Ve SGK Düzenlemeleri

İşsizlik Sigortası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi 16/10/2020 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmuştur. Anılan kanun teklifinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, teklif ile aşağıda belirtilen düzenlemelerin yapılması amaçlanmaktadır:

 A) Kanun telifi ile sosyal güvenlik teşvikleriyle ilgili yapılması öngörülen düzenlemeler:

Anılan kanun ile sosyal güvenlik teşvikleri olarak adlandırılabilecek düzenlemeler ile aşağıdakiler amaçlanmaktadır:

- COVID-19 kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma ve kısa çalışmanın sona ermesini takiben sağlanan normalleşme desteğine ilişkin Cumhurbaşkanı’na tanınan yetki süresinin 30/06/2021 tarihine kadar uzatılması.

- İşsizlik ödeneğinden yararlanan kişilerin işten ayrılmalarını takiben 90 gün içerisinde işe girmeleri ve bu iş yerinde 12 ay süreyle kesintisiz çalışmaları halinde uzun vadeli sigorta primlerinin tamamının İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanması.

- İşsizlikle mücadele kapsamında istihdamın korunması ve artırılması amacıyla özel sektör işverenlerine kolaylık ve başta dezavantajlı gruplar olmak üzere işsizlerin istihdam edilmelerinin sağlanması amacıyla 2020 yılı sonuna kadar uygulanacak olan destek ve teşviklerin uygulama sürelerini 31/12/2023 tarihine kadar uzatmak üzere Cumhurbaşkanı’na yetki verilmesi.

Süre uzatılması için Cumhurbaşkanı’na yetki verilmesini amaçlayan bu düzenleme şu teşviklerle ilgilidir:

i- İşsizlik Sigortası Kanunu’na 6111 sayılı Kanun’la eklenmiş olan geçici 10. madde ile kadınları, gençleri veya mesleki yeterlilik belgesi bulunanları istihdam eden özel sektör işverenlerine sağlanmakta olan prim desteği,

ii- İşsizlik Sigortası Kanunu’na 7103 sayılı Kanun’la eklenmiş olan geçici 19. madde ile 01/01/2018 ile 31/12/2020 tarihleri arasında özel sektör işverenlerince bir önceki yıl ortalamasına ilave istihdam edilen kişiler için 12 ay, bu kişinin kadın, genç veya engelli olması durumunda 18 ay süreyle sağlanan prim teşviki,

iii- İşsizlik Sigortası Kanunu’na 7103 sayılı Kanun’la eklenmiş olan geçici 21. madde ile 01/01/2018 ile 31/12/2020 tarihleri arasında özel sektör işverenlerince bir önceki yıl ortalamasına ilave istihdam edilen kişiler için sağlanan gelir vergisi stopaj teşviki ve damga vergisi desteği.

- 01/07/2020 tarihinden önce kısa çalışma başvurusunda bulunmuş olan özel sektör işyerlerinde, kısa çalışmanın sona ermesi ve haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesi durumunda sağlanan normalleşme desteğinin uygulama süresinin 30/06/2021 tarihine kadar uzatılabilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı’na yetki verilmesi.

- İş veya hizmet sözleşmesi 01/01/2019-17/04/2020 döneminde sona erenler ile SGK’ya bildirilmeksizin çalışanların en son çalıştıkları işyerlerine başvurmaları ve bu işverenler tarafından fiilen çalıştırılmaları halinde bu sigortalılar için işverenlere günlük 44.15 TL destek verilmesi, başvuruda bulunanlardan işveren tarafından işe alınıp ücretsiz izne ayrılanlar için ise günlük 39.24 TL destek verilmesi. Ayrıca, bu kapsamda olup başvurusunun kabul edilmediğini bildirenler için de hane başına günlük 34.34 TL destek verilmesi.

- 2019/Ocak-2020/Nisan döneminde en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek her bir sigortalı için bunların işe alındığı tarihten itibaren fiilen çalıştırıldıkları dönemde günlük 44,15 TL, ilave olarak işe alınanlardan işveren tarafından ücretsiz izne ayrılacak olanlara ise günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği verilmesi.

- Esnaf ve Ahilik Sandığı uygulamasının yürürlük tarihinin 31/12/2023 olarak değiştirilmesi.

- Yirmi beş yaşını doldurmayan veya elli ve üzeri yaşta olan işçilerle yapılacak belirli süreli iş sözleşmelerinin şartlarının yeniden düzenlenerek, mevcut sınırlamalara tabi olmaksızın belirli iş sözleşmesi yapılabilmesi, işçinin aynı işverenin işyerlerinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılabileceği azami süre sınırı belirlenmesi ve bu kapsama girenlerin istihdam piyasasına girişlerinin daha kolay hale getirilmesi.

- 25 yaşın altında olan gençlerin istihdama girişlerinin, esnek çalışma yöntemlerinden olan kısmi süreli çalışma ile sağlanması, gençlerin istihdamdaki oranın artırılması, genç işsizliğin azaltılması amacıyla, işveren emrinde ay içerisinde 10 günden az çalışanlar için %2 iş kazası ve meslek hastalıkları primi ile %7.5'i işveren %5'i sigortalıya ait olmak üzere %12,5 oranında genel sağlık sigortası priminin işverence ödenmesi suretiyle, yürürlükteki asgari ücret üzerinden çalışma gün sayısı dikkate alınarak % 14.5 oranında prim alınarak, prim maliyetinin, dolayısıyla işçilik maliyetinin azaltılması.

B) Kanun telifi ile vergi kanunlarında yapılması öngörülen düzenlemeler

Anılan teklif ile vergi kanunlarında da yapılacak değişikliklerle mükelleflere vergi indirimi ve vergiden muafiyet imkanı sağlanması amaçlanmış olup, bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

- Bir işyeri bulunmaksızın sanayi tipi veya seri üretim yapabilen makine ve alet kullanmaksızın oturdukları evlerde imal ettikleri malları internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanların bu faaliyetleri muaflık kapsamına alınarak, bunların elde ettikleri hasılatları üzerinden tevkif suretiyle vergilendirilmelerinin sağlanması.

- Ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiliğinin geliştirilmesi, yeni ihracat alanlarının oluşturulması, istihdam imkânlarının artırılması ve bu alanda oluşacak yeni pazarlarda ülkemizin payının artırılması amacıyla, yeni bir teşvik unsuru olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun diğer indirimleri düzenleyen 89’uncu maddesine yapılan ilave ile Ticaret Bakanlığı’nca belli edilen tutarı aşmayan mikro ihracat olarak ifade edilen mal ihracından elde edilen kazançların %50’sinin beyannamede bildirilen gelirlerden indirilmesine imkân tanınması.

- Tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini iktisap etmek suretiyle vergisiz bir şekilde kar dağıtımı yapmalarının önüne geçilmesi amacıyla, iktisap edilen payların iktisap bedeli ile İtibari değeri arasındaki fark tutarın, dağıtılmış kar payı sayılarak, %15 oranında tevkifat uygulanması.

 - Menkul kıymet gelirlerinde stopaj uygulamasını içeren ve 2006 yılından beri yürürlükte olan GVK’nın geçici 67. maddesinin uygulama süresinin 31 Aralık 2025 tarihine kadar uzatılması ve uygulamaya açıklık getirecek düzenleme yapılması.

- Banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla gerçekleştirilen kaldıraçlı alım satım (foreks) işlemlerinden elde edilen gelirlerin geçici 67. madde kapsamında kaynakta kesinti suretiyle vergilendirilmesinin sağlanması.

- Jokeyler ,jokey yamakları ve antrenörlerine ücret olarak yapılan ödemeler üzerinden 31/12/2025 tarihine kadar %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması uygulamasına devam edilmesinin sağlanması.

- Kısmi zamanlı çalışmanın teşvik edilmesi ve yeni istihdam artışı sağlanması amacıyla, kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden hizmet erbabına belli şartlar dahilinde gelir vergisi ve damga vergisi istisnası getirilmesi.

- Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ve yurt içinde bulunan ancak işletmelerin kayıtları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların bildirilmesi halinde vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmamasına ilişkin uygulamanın (varlık barışının) yeniden getirilmesi. (Bu varlıkların bildirimi için son tarih 30 Haziran 2021 olarak belirlenmiştir. Yurt dışındaki varlıkların bildirim tarihinden itibaren 3 ay içerisinde Türkiye'ye getirilmesi veya Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekmektedir. Bildirilen yurt içi ve yurt dışı varlıklar üzerinden herhangi bir vergi ödenmesi söz konusu değildir.)

- Halen %22 olarak uygulanan, ancak 2021 yılından itibaren % 20 olarak uygulanacak olan kanuni kurumlar vergisi oranını 5 puana kadar (%15’e kadar) indirme ve tekrar kanuni seviyesine çıkarma için Cumhurbaşkanı’na yetki verilmesi.

- Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal ürünlerin vergisiz temini nedeniyle, bu alanda yerli üreticiler aleyhine rekabet eşitsizliği oluşmasını önlemek üzere, dahilde işleme izin belgesine sahip mükelleflerin yurt içinden temin edecekleri maddelerde Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1 -c maddesinde düzenlenen tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesine 31/12/2025 tarihine kadar devam edilmesinin sağlanması.

- Payları Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumların (bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri hariç), paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere 5 hesap dönemine ait kurum kazançlarına kurumlar vergisi oranının 2 puan indirimli olarak uygulanması.

- Dernek veya vakıflarca elde edilen ve GVK 94/5 ile geçici 67. madde kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratları dolayısıyla iktisadi işletme oluşmuş sayılmayacağına ilişkin hükmün uygulanma süresinin 31.12.2025 tarihine kadar uzatılması.

- Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri, bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri ile bu mal ve hizmetlerin bağışı yapacak olanlara teslim ve ifasına sağlanan KDV istisnasının 31/12/2023 tarihine kadar sürdürülmesi.

- Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesinde yer alan ve dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanun’unun 94. maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67. maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı örgün ve yaygın eğitim yapan mesleki ve teknik eğitim okullarındaki atölye ve uygulama birimleri ile anaokulu, kreş, çıraklık ve halk eğitim merkezlerindeki uygulama birimlerine bağlı döner sermaye işletmelerinin elde ettikleri gelirler dolayısıyla iktisadi işletme oluşmuş sayılmayacağına ilişkin hükmün süresinin 31.12.2025 tarihine kadar uzatılması.

- İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında İstanbul Valiliğine bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon Birimi’ne yapılacak teslim ve hizmetler için, finansmanı yabancı devletler, uluslararası kurum ve kuruluşlarca karşılanmak şartıyla, sağlanan KDV istisnasının 2025 yılının sonuna kadar devam etmesi.

- 1/1/2021 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen konaklama vergisinin yürürlük tarihinin 1/1/2022 tarihine ertelenmesi. Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak

https://www.dunya.com/kose-yazisi/meclisteki-torba-yasa-teklifindeki-duzenlemeler/486232

Perşembe, 22 Ekim 2020 09:47

Matrah Artırımı Torba Yasa’ya Girdi

Yoğun talep karşılık buldu. Gelir ve Kurumlar Vergisi'nde matrah artırımı da hazırlıkları süren torba yasa kapsamına alınıyor.

COVID-19 pandemisinin ekonomide yarattığı daralmanın aşılması ve vergi gelirlerinin artırılmasına yönelik oluşturulan “yapılandırma” programı merakla bekleniyor. AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Muş’un “borç yapılandırması yapılacak” açıklamasının ardından gözler Meclis’e gelecek pakete döndü. DÜNYA Gazetesi’nin edindiği bilgiye göre merakla beklenen yapılandırma, bugün İşsizlik Sigortası ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ne (Torba Kanun) eklenecek önergelerle son şeklini alıyor.  20 Ekim tarihinde gündeme gelen“kasa affı ve matrah artışı masada” haberinin ardından beklenen düzenlemenin yapıldığı öğrenildi.

Başlangıçta sadece borç yapılandırması yapılacak denilse de, iş dünyası, vergi mükellefleri ve STK’lardan gelen yoğun talep üzerine Torba Yasa’ya; matrah ve vergi artırımı, kasa-ortaklar cari hesap düzeltmeleri, stok düzeltme gibi reel sektörün ve iş dünyasının beklediği düzenlemelerin de eklenmesi kararlaştırıldı.

Cumhurbaşkanı’na sunuldu

Kamuya olan borçların yapılandırması ile matrah ve vergi artırımı, kasa-ortaklar cari hesap düzeltmeleri, stok düzeltme gibi düzenlemeleri içeren önergelerin yer aldığı teklif, Cumhurbaşkanı’na sunuldu. Bakanların uygun görüş verdiği düzenlemelere, Ak Parti ve MHP teşkilatları ile iş dünyası ve STK’lardan gelen yoğun talepler nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın da sıcak baktığı, bu önergelerin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olan Torba Yasa’ya eklenmesi talimatını verdiği öğrenildi.

Matrah ve vergi artırımı yapılması yararlananlara çok önemli bir avantaj sağlıyor. Matrah ve vergi artırımı yapılan vergilerde, ilgili yıllar için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmasını engelliyor. Matrah veya vergi artırarak belli bir tutar ödeniyor, bunun karşılığında incelenmeme garantisi sağlanıyor. Vergi uzmanları bu maddenin eklenmesiyle şirketlerin ilgili yıla ait yapılacak vergi incelemesini ortadan kaldırdığını, bir bakıma sigorta altına aldığını belirtiyorlar.

2015-2019 yılları için yapılacak

Matrah ve vergi artırımı düzenlemesinin 2015-2019 yılları için geçerli olması ve bu artırımların 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin olarak gelir ve kurumlar vergisi ile KDV ve bazı gelir ve kurumlar vergisi stopajları için yapılması öngörülüyor.

Bu haliyle geniş bir kesimi içine alacağı belirtilen çalışmadan yaklaşık 2 milyon işletmenin yararlanması bekleniyor.

Gelir ve kurumlar vergisi için belirlenen matrah artırımı oranlarının ne şekilde uygulanacağı detaylarına da ulaştık. Buna göre; 2015 yılı için yüzde 35, 2016yılı için yüzde 30, 2017 yılı için yüzde 25, 2018 yılı için yüzde 20 ve 2019 yılı için yüzde 15 oranı uygulanacak. Matrah artırımında bulunulan yıl için daha sonra vergi incelemesi ve cezalı tarhiyat yapılmayacak. Artırımında bulunulan yıllara ait zararların yüzde 50’si siliniyor.

KDV artırımı için oranlar ise şu şekilde: 2015 yılı için yüzde 3,5, 2016 yılı için yüzde 3, 2017 yılı için yüzde 2,5, 2018 yılı için yüzde 2, 2019 yılı için de yüzde 1,5. KDV artırımı yapılan yıllar için de KDV yönünden vergi incelemesi yapılmayacak.

İşletme kayıtlarını düzeltme

Yapılacak düzenleme ile; işletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar, kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar, kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların fiili duruma uygun hale getirilmesi imkanı sağlanıyor. Kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar hesapları, yine yüzde 3 ödenerek düzeltilecek.

Ayrıca, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde mevcut olmayan emtialarını, fatura düzenlemeleri ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirmeleri ve böylece kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirmelerine olanak sağlanıyor.

İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların vergi dairesine bildirilerek KDV ödenmesi koşuluyla kayıtlara alınmasına imkan sağlanıyor. Bunun için teslimleri genel KDV oranına (yüzde 18) tabi makine, teçhizat ve demirbaşlar ile emtianın rayiç bedeli üzerinden yüzde 10, teslimleri indirimli orana (yüzde 1, yüzde 8) tabi makine, teçhizat ve demirbaşlar ile emtianın rayiç bedeli üzerinden ise tabi oldukları oranın yarısı (yüzde 0,5 veya yüzde 4) kadar KDV ödenmesi gerekiyor. Borç yapılandırması, matrah ve vergi artırımları ile diğer düzenlemelere başvurular ocak ayında başlayacak.

VERGİDEN SİGORTA VE TRAFİK CEZALARINA KADAR KAPSAMDA NELER YER ALACAK?

• VERGİ ve vergi cezaları, bazı idari para cezaları, trafik para cezaları, ecrimisil ile öğrenim ve katkı kredisi gibi bazı kamu alacakları, gümrük vergileri ve bu vergiye ilişkin idari para cezaları, sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer’i alacaklar.

• ASKERLİK KANUNU, Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahallî İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları.

• BELEDİYELERİN idari para cezaları ile su, atık su, katı atık ücreti alacakları, büyükşehir belediyelerinin katı atık ücreti alacakları ile büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i alacaklar.

500 MİLYAR CİVARINDA BORÇ YENİDEN YAPILANDIRILACAK

• BUGÜNDEN itibaren komisyonda görüşülmeye başlanacak düzenleme ile kamuya olan 500 milyar TL civarındaki borcun yeniden yapılandırılması öngörülüyor. Borç yapılandırmasından yaklaşık 4–4,5 milyon kişinin yararlanması bekleniyor. Vergi, trafik, öğrenim ve katkı kredisi gibi bazı kamu alacaklarının yanı sıra gümrük ve sigorta prim cezalarının da Torba Yasa’da geniş bir yapılandırma bulunuyor. Komisyonda verilecek önergelerle kapsamın biraz daha genişleyeceği tahmin ediliyor. Yetkililerden edindiğimiz bilgilere göre, borç yapılandırmasında ilk altı aylık bir ödemesizlik süresi ve sonrasında 60–72 aylık uzun bir taksitle ödeme imkanı da verilmesi gündemde. Buna ilişkin son karar, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda alınacak.

https://www.dunya.com/ekonomi/matrah-artisi-torbaya-girdi-haberi-486213

MATRAH ARTIRIMI MALİYE BAKANIN BASKISI İLE TASLAKTAN ÇIKARTILDI. TEKRAR KONULMASI İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR

16/10/2020 tarihli 7254 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile; 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde yürütülen faaliyetlerin Ar-Ge ve tasarım merkezleri dışında da yapılmasına; 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında Bölge sınırları içinde yürütülen faaliyetlerin Bölge dışında da yürütülmesine 11/10/2020 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle sınırlı olmak üzere, Sanayi ve Teknoloji Bakanı tarafından izin verilebilecektir.

Bu kapsamda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın söz konusu süre uzatımı ve uzaktan çalışma oranlarına yönelik ilave duyurular yapacağı beklenmektedir.

225 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

Resmi Gazete No: 23741
 
Resmi Gazete Tarihi: 30/06/1999

4369 sayılı Kanun(1) ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun(2) küçük esnafın vergilendirilmesine yönelik maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin düzenlemeler hakkında 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde(3) gerekli açıklamalar yapılmıştır. Bu açıklamalara ek olarak aşağıdaki hususların açıklanmasına gerek görülmüştür.

1 - Basit Usule Tabi Mükelleflerde Gün Sonunda Toplu Belge Düzenleme Süresi

215 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 15 numaralı paragrafında, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin yeni düzenlemeye intibak edebilmeleri ve gerekli hazırlıkları yapabilmeleri için, 1.1.1999 tarihinden 30.6.1999 tarihine kadar belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenleyebilecekleri belirtilmiştir.

Bu uygulamanın, anılan Tebliğde belirtilen esaslar çerçevesinde 31.12.1999 tarihine kadar devam etmesi Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesindeki yetkiye istinaden uygun görülmüştür.

2 - Meslek Odalarına Üye Kaydı Yapılmayan Mükelleflerin Belge Temini

Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kullanacakları belgeleri nereden ve nasıl temin edeceklerine ilişkin esaslar 215 seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, traktörle nakliyecilik yapanlar, hususi oto ile ticari faaliyette bulunanlar, biçer döver işletmecileri ile inşaat ustaları gibi basit usulde vergilendirme kapsamında yer alan bazı meslek mensuplarının odalar tarafından kendi mevzuatları gerekçe gösterilerek üye kayıtlarının yapılmadığı, bu sebeple de anılan mükelleflerin belge temin edemedikleri anlaşılmıştır.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, bu ve benzeri mükelleflerin kullanacakları belgeleri ikinci sınıf tüccarların tabi oldukları esaslar çerçevesinde temin etmeleri uygun görülmüştür. Buna göre, basit usulde vergilendirilen söz konusu mükelleflerin kullanacakları belgeleri "Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik"(4) ile 164(5) ve 274(6) sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan esaslar dahilinde anlaşmalı matbaalara bastırmaları veya noterlere tasdik ettirmeleri mümkün bulunmaktadır. Anılan mükellefler diledikleri takdirde, kullanacakları belgeleri faaliyette bulundukları yerdeki herhangi bir oda ya da birlikten de 215 seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan esaslar çerçevesinde temin edebilirler. Bu takdirde oda ya da birliğe kayıt olma şartı aranmaz. Ancak, bu mükellefler kullanacakları belgeleri temin etme konusunda oda (birlik) ile anlaşmalı matbaa (noter) konusunda yaptıkları tercihi aynı vergilendirme dönemi içerisinde değiştiremezler. Örneğin, kullanacağı belgeleri 1999 vergilendirme döneminde anlaşmalı matbaadan temin eden bir mükellef aynı vergilendirme dönemi içinde bulunduğu yerdeki oda ya da birlikten belge temin edemeyecektir.

Diğer taraftan, anılan mükelleflerin bu durumları, bu Tebliğin yayımlandığı tarihe kadar Vergi Usul Kanununun 13 üncü maddesi kapsamında mücbir sebep olarak değerlendirilecektir. Bu nedenle, tebliğin yayımlandığı tarihe kadar anılan mükelleflerin yerine getiremedikleri vergi ödevleri (belge düzenlenmesi, beyanname verilmesi vs.) hakkında mücbir sebeplere ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Bu mükelleflerden vergi dairesinde yürütülen işlemler için meslek odasına kayıt şartı aranılmayacaktır.

Tebliğ olunur.



(1) 29/07/1998 tarihli ve 23417 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

(2) 6/01/1961 tarihli ve 10700 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

(3) 6/12/1998 tarihli ve 23545 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

(4) 2/2/1985 tarihli ve 18654 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

(5) 17/2/1985 tarihli ve 18669 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

(6) 28/5/1999 tarihli ve 23708 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

2020 yılının sonuna geldiğimiz bugünlerde yeni bir varlık barışı gündemde. Yeni düzenleme, geçtiğimiz hafta cuma günü TBMM’ye verilen “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nde yer alıyor.

Varlık barışı kaç kez düzenlendi?

Şimdi “bu kaçıncı varlık barışı düzenlemesi” diye merak ediyorsunuz değil mi? Hemen cevap verelim, 2008 yılından bugüne kadar geçen 12 yılda 6 kez varlık barışı düzenlemesi yapıldı (2008 yılında 5811, 2011 yılında 6111, 2013 yılında 6486, 2016 yılında 6736, 2018 yılında 7143 ve 2019 yılında 7186 sayılı Kanunla). Kanun teklifi yasalaşırsa, 7.’si olacak.

Devlet varlık barışında ısrarlı!

Varlık barışına “Türkiye’den çeşitli nedenlerle yurt dışına veya yurt içinde sistem çıkarılan paraların vergisiz olarak Türkiye’ye geri getirileceği veya sisteme dahil edileceği” gerekçesiyle karşı çıkılıyor. Ancak, dün olduğu gibi bugün de, yurt dışından getirilecek veya yurt içinden ekonomiye kazandırılabilecek her varlığa ve ekonomik değere ihtiyacımız var. Bunlar zaten ülkemizin parası, bizim kaynağımız. Devletimiz 7. kez varlık barışını düzenleyerek, bu konuda ne kadar istekli, ısrarlı ve kararlı olduğunu gösteriyor.

Varlık barışı yararlananlara ciddi avantaj sağlıyor!

Varlık barışı, yararlananlara ciddi vergisel avantajlar sağlayan önemli bir düzenleme. Herhangi bir mali yüke katlanmadan işletmelerin mali yapısını düzeltiyor, belli başlı mali ve finansal sorunlarını çözüyor. Varlık barışı kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmıyor, bildirilen tutarların ortaklara dağıtımı kar payı dağıtımı sayılmıyor ve stopaja tabi tutulmuyor vs. Bu kadar avantajına rağmen kamuoyu bugüne kadar çıkan Varlık Barışı düzenlemelerini tam olarak anlayamadı! Çok enteresandır, kimse de tam olarak anlatmadı! Bu nedenle de, yararlananların sayısı hep sınırlı kaldı.

Yeni varlık barışında neler var?

Yeni varlık barışı düzenlemesi, yurt dışı ve yurtiçi olmak üzere iki bölümden oluşuyor.

- Yurt Dışı Varlık Barışı: Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, varlık barışı kapsamında 30 Haziran 2021 tarihine (bu tarih dahil) kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildiren gerçek ve tüzel kişiler, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirmeleri koşuluyla, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler. Türkiye’ye getirmeden kastedilen husus; para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi. Bu şekilde Türkiye’ye getirilen varlıklara yurt dışında hangi tarih itibarıyla sahip olunduğunun herhangi bir önemi bulunmuyor. Yurtdışı varlık barışı uygulamasından, Türkiye’de vergi mükellefiyeti bulunsun bulunmasın yerli ve yabancı tüm gerçek veya tüzel kişiler yararlanabiliyor.

- Yurtiçi Varlık Barışı: Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30 Haziran 2021 tarihine (bu tarih dahil) kadar vergi dairelerine bildirilebilecek. Yurtiçi varlık barışı uygulamasından sadece Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişiler yararlanabilecek. Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmayanlar bu uygulamadan yararlanamayacak. Taşınmazların yurtiçi varlık barışı kapsamında ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması da mümkün.

- Bildirilen varlıklar, 30 Haziran 2021  tarihine (bu tarih dahil) kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın yasal defterlere kaydedilebilecek, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.

- Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir ve kurumlar vergisi bakımından gider veya indirim olarak dikkate alınamayacak.

Varlık barışından yararlanmak için bir vergi ödenecek mi?

Hayır, bu defa varlık barışı vergisiz olarak düzenleniyor. Yani, hiçbir şey ödemeden varlık barışından ve sağladığı avantajlardan yararlanılabilecek.

Varlık barışı düzenlemesinde eksiklik var mı, hangi değişikliklerin yapılması lazım?

Öncelikle, varlık barışının yeniden ve bir kez daha getirilmesini doğru ve yerinde bulduğumuzu belirtmek isteriz. Sağladığı ciddi avantajlara rağmen, önceki varlık barışı düzenlemelerinden bir ikisi hariç beklenen başarı elde edilemedi. Bunun birkaç önemli nedeni var. Bunlardan birisi ve hatta en önemlisi ise, vergili olmalarıydı. Oranlar düşüktü, ancak hiç kimse parasını ve diğer varlıklarını Türkiye’ye getirmek veya ülke içindeyse sisteme dahil etmek için bir vergi ödemek istemiyordu. Yeni varlık barışı bu kez vergisiz olarak düzenlendi, bu çok büyük avantaj. Ancak, vergisiz düzenlenmiş olmasına rağmen, birçok husus eksik.Tespit ettiğimiz bu eksiklikleri şu şekilde sıralayabiliriz:

Kambiyo, bankacılık ve gümrük yönünden soruşturma - kovuşturma yapmama güvencesi

Yurt dışından ülkeye para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları getirme ve ülke içinde sisteme dahil etme konusu son derece hassas ve riskli. İnsanlara bu konuda her türlü güvence verilmeli. Ancak, son varlık barışı düzenlemelerinde vergi güvencesi dışında kambiyo, bankacılık ve gümrük mevzuatı açısından soruşturma ve kovuşturma yapmama güvencesi verilmedi. İnsanlar bu nedenle söz konusu uygulamalardan yararlanmadılar, yararlanmak isteyenler de son anda vazgeçti. Varlık barışı düzenlemesine, vergi güvencesi dışında kambiyo, bankacılık ve gümrük mevzuatı açısından soruşturma ve kovuşturma yapmama güvencesi eklenmeli. Bize göre, sadece haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler kapsam dışı bırakılmalı.

Vergi tarhiyatlarından mahsup imkanı sağlanmalı

Varlık barışı düzenlemesinde, bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir surette vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı belirtiliyor. Verilen bu vergi güvencesi yeterli kabul edilmiyor. İş dünyasının beklentisi, bildirilen tutarların 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde yapılacak vergi incelemelerinde bulunacak matrah ve vergi farklarından mahsup edilmesine imkan sağlanması.

İncelemesi devam edenlerin yararlanıp yararlanamayacağı açık değil!

Varlık barışı kapsamına giren bir konu hakkında vergi incelemesi devam ederken varlık barışından yararlanılıp yararlanılamayacağı hususu açık değil. Maliye, inceleme devam ederken, varlık barışından yararlanılamayacağı görüşünde. Ancak, bu görüş herhangi bir yasal düzenlemeye dayanmıyor, tamamen yorum. Yeni düzenlemede, bu hususunda mutlak suretle açıklığa kavuşturulmasında fayda var!

Yurtiçi varlık barışında mükellefiyet şartı kaldırılmalı!

Yurt dışı varlık barışından Türkiye’de vergi mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerin tamamı yararlanabiliyor. Buna karşılık, yurt içi varlık barışından sadece vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler yararlanıyor. Bu durum ise, varlık barışı uygulamasının başarısını olumsuz yönde etkiliyor. Yapılacak değişiklikle, vergi mükellefi olmayanların da yurtiçi varlık barışından yararlanmaları sağlanmalı. ABDULLAH TOLU

https://www.dunya.com/kose-yazisi/yeni-varlik-barisi-duzenlemesinde-degisiklik-sart/486055

Çarşamba, 21 Ekim 2020 10:11

Madde Madde Yeni İstihdam Desteği

Çalışanları ve işverenleri ilgilendiren istihdam teşviklerini kapsayan kanun tasarısı Meclis’e gönderildi. Kısa çalışma ödeneği uzuyor, işten çıkardığı çalışanını geri alana destek geliyor, 25 yaş altı ile 50 yaş üzeri olanlar süreli çalışacak. Peki, yeni desteklerden kimler, nasıl yararlanacak?

Birkaç gündür okuyuculardan, ‘yeni istihdam teşviklerinden bizim payımıza ne düşecek?’ şeklinde sorular alıyorum. Kimileri kısa çalışma ödeneğinin uzayıp uzamayacağını soruyor, kimileri ücretsiz izinde işe geri dönüp dönemeyeceğini merak ediyor. İstihdam teşviklerini içeren Kanun Tasarısı Meclis’e sunuldu. Tasarıda, salgın döneminde çalışanları ve işverenleri yakından ilgilendiren maddeler var. Bu kapsamda da hem mevcut istihdam desteklerinin süresi uzatılıyor hem de yeni teşvikler geliyor. Özellikle de yeni istihdam yaratan işverenlere önümüzdeki dönemde ciddi destek verilecek. Kanun tasarısında çalışanları ve işverenleri ilgilendiren hangi maddeler var; tasarının yasalaşması halinde kimler teşviklerden, nasıl yararlanacak madde madde anlatayım.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ UZUYOR

* Kısa çalışma ödeneği 2021’nin Haziran ayına kadar devam edecek.

* İşten ayrılıp, işsizlik ödeneği alanların, ayrıldıkları tarihten itibaren 90 gün içinde işe girmeleri ve bir yıl boyunca kesintisiz çalışmaları halinde sigorta primleri İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.

* Kanun tasarısı yasalaşırsa, işten çıkardığı kişileri işe geri alan işverenlere günlük 44.15 lira, aylık 1.324 lira destek verilecek.  

* Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanları istihdam eden işverenlere sosyal güvenlik primi işveren payı İşsizlik Sigortası Fonun’dan karşılanıyor. En düşük teşvik tutarı ise 603 lira. Bu destek 2020’nin sonunda bitiyordu. Meclis’teki tasarı yasalaşırsa teşvik 2023 yılına uzayacak.

* 2018 yılında uygulamaya giren ilave istihdam desteği ile işverenler prim teşviklerinden yararlanıyordu. Destek 2020’nin sonunda bitiyor. Bu süre 2023 yılına uzatılacak. Aynı şekilde gelir vergisi stopaj teşviki ve damga vergisi desteği de 2023’e uzatılıyor.

* 28 Temmuz’da yayınlanan yasa ile işyerlerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesi teşvik edildi. Bu kapsamda da sigortalı ve işveren paylarının tamamını 3 ay boyunca ve 2020’nin Aralık sonuna kadar devlet karşılıyor. İki ay içinde 159 bin işyeri ve 1.2 milyon çalışan, normalleşme desteğinden yararlandı. Destek süresi bu yılın sonunda bitiyor. İşte yasa tasarısı ile normalleşme desteği 2021’nin haziran ayına uzatılacak.

50 YAŞ ÜZERİNE SÜRELİ ÇALIŞMA

* Tasarıda kayıt dışı, sigortasız işçi çalıştırılanlar için de önemli düzenleme var. 2019 başından, bu yılın nisan ayında kadarki süre içinde sigortasız çalıştırılıp da işten çıkartılan kişileri, işverenin sigortalı işe alması halinde; sigortasız çalışan süreler için işverene hiçbir cezai yaptırım uygulanmayacak, geçmiş borçlar tahsil edilmeyecek. Bu durum halen çalışan sigortasız işçiler için de geçerli. Ayrıca bu kişilere yönelik prim teşviki de verilecek.

* Yeni yasa ile kısmi çalışma da teşvik ediliyor. Daha doğrusu kısmi çalışma ortamı yaratıp, yeni istihdam sağlanmaya çalışılıyor. Yasa tasarısı ile kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden hizmet erbabına gelir vergisi ve damga vergisi istisnası getiriliyor. Destekten yararlanabilmek için kısmi süreli çalışmayı kabul eden kişinin yerine yeni bir kişinin işe alınması şart. Yeni işe alınan, kısmı çalışmayı kabul eden kişinin çalışmadığı günler çalışacak ve yeni işe alınacak kişinin de en az 6 ay çalıştırılması gerekiyor. Bu durumda her bir çalışan için brüt asgari ücretin yüzde 10’u kadar destek verilecek ve kısmi süreli çalışmaya geçen çalışanların belirlenen vergi tutarına isabet eden ücretleri gelir vergisinden istisna tutulacak.

* Gelelim son günlerde çok tartışılan ve 25 yaş altı ile 50 yaş üzeri çalışanları ilgilendiren düzenlemeye. Tasarı ile işverenler isterlerse 25 yaşını doldurmamış kişiler ile 50 ve üzeri yaştakilerle belirli süreli iş sözleşmesi yapabilecek. 25 yaşını doldurmamış işçilerle yapılacak süreli iş sözleşmesinin süresi 25 yaşını doldurduğu tarihi geçmeyecek. Belirli süreli iş sözleşmesinin süresi ise 2 yılı geçmeyecek. Doğrudur, süreli iş sözleşmesi ile çalışanın ihbar ve kıdem tazminatı hakkı olmadığı gibi bu kişiler başka haklardan da yararlanamıyor. Ancak kanun tasarısında, belirli süreli iş sözleşmelerinin şartlarının yeniden düzenleneceği de belirtiliyor. Dolayısıyla, Meclis’te görüşmeler sürerken, haklar konusunun yeniden değerlendirileceğini tahmin ediyorum. Noyan Doğan

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/madde-madde-yeni-istihdam-destekleri-41641642

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı: 64597866-180[28]-E.24106                                                                                                                                                      

Tarih: 28.10.2019

Konu: Bankaya ait üye iş yeri pos cihazları üzerinden diğer banka kartları ile yapılan harcamalardan elde edilen komisyon gelirlerinde BSMV matrahı

İlgi  : … tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, bankanızın üye iş yerlerinde bulunan POS cihazları ile müşterilere ortak hizmet verildiği, bu POS cihazları üzerinden diğer banka kartları ile yapılan harcamalardan elde edilen üye iş yeri komisyonunun bir kısımının Bankalararası Kart Merkezinin (BKM) belirlediği oranlarda ve yine BKM aracılığı ile diğer bankalara aktarıldığı belirtilerek, bu işlemlerde paylaşılan komisyonların banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) matrahının hesabında ne şekilde dikkate alınacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesine göre banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabiidir.

Mezkur Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde, BSMV'yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği; matrahı belirleyen 31 inci maddesinde ise BSMV matrahının 28 inci maddede yazılı paraların tutarı olduğu ve vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, bankaların Finansal Kiralama Kanuna göre yaptığı işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış olduğu bütün muameleler sonucu nakden veya hesaben lehe aldıkları paraların üzerinden BSMV hesaplanması gerekmektedir.

Buna göre, bankanıza ait POS cihazlarının başka banka kartlarıyla kullanılması işlemine ilişkin hesaplanıp kart bankasına aktarılan komisyon tutarının, işlem anında ortaya çıkması ve tutarının işlem anı itibarıyla net bir şekilde hesaplanabilmesi kaydıyla, bankanızın üye iş yerlerinde bulunan POS cihazları üzerinden diğer banka kartları ile yapılan harcamalardan elde edilen komisyon tutarlarından, BKM'nin belirlediği oranlarda ve yine BKM aracılığı ile işlem bazlı kart bankasına aktarılan komisyon tutarları düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden BSMV hesaplanması gerekmektedir. Ayrıca, kendisine komisyon aktarılan bankanın, aktarılan komisyon tutarları üzerinden BSMV hesaplaması gerektiği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı: 64597866-180[28]-E.3374

Tarih: 30.01.2020

Konu: Belgesiz ihracat kredilerine ilişkin faiz ödemelerinde BSMV istisnası uygulanıp uygulanmayacağı

……………..

İlgi: ……….tarihli özelge talep formunuz.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; müşterileriniz tarafından 2017/4 sayılı İhracat Tebliği uyarınca kullandırılan belgesiz ihracat kredilerinin bazılarında ilgili krediye ilişkin faiz ödemesinin kredinin vadesinde tek seferde yapılabildiği, bu kredilerin vadesinin ise ihracat taahhüt sürelerinden daha uzun olabildiği, ihracat taahhüdünün, 2017/4 sayılı Tebliğ'in 14 ve 17 nci maddelerinde belirtilen süre ve diğer şartlara uygun olarak gerçekleşmesi halinde, müşteriler tarafından kredinin taahhüt süresi sonrasına denk gelen vadesinde ödenen faizler için, Tebliğ'in 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca ihracat taahhüdünün gerçekleşmesi gereken süreye isabet eden faizin kıstelyevm esasında tespit edilerek banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) istisnası uygulanıp uygulanmayacağı hususunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında, banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların BSMV'ye tabi olduğu, mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde ise, BSMV'yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği hükümleri yer almaktadır.

            Diğer taraftan, 99/13812 sayılı İhracat, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Karara istinaden çıkarılan 2017/4 sayılı İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğin:

             - "Vergi, resim ve harç istisnasının kapsamı" başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler, döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler ile transit ticaretin finansmanında kullanılmak kaydıyla kredi kuruluşlarınca kullandırılan her türlü krediler (Türk Eximbank'ın fon temini işlemleri, bu banka tarafından aracı bankalar vasıtası ile kullandırılan krediler ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nca Türk Eximbank'a açılan kısa vadeli senet reeskont kredileri ile Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkındaki mevzuat uyarınca ihracat taahhüdüne bağlı olarak kullandırılan altın kredileri dahil) ve firmaların sağladıkları prefinansmanlar ile bunların geri ödenmesinin, (b) bendinde ise; ihracatla ilgili işlem yapan bankaların (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dahil), faktöring şirketlerinin, sigorta şirketlerinin, noterlerin ve diğer kuruluşların ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerle ilgili olarak yapmış oldukları bütün hizmet ve muameleler (Türk Eximbankın ihracat kredi sigortası/garantisi ile ilgili işlemleri dahil) dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların ve kambiyo işlemlerinin BSMV'den müstesna olduğu,

            - "Vergi, resim ve harç istisnasının süresi ve ek süreler" başlıklı 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında; belgesiz ihracat kredilerinin, vergi, resim ve harç istisnasından yararlanma süresinin 24 (yirmi dört) ay olduğu, ayrıca, ilgili firma tarafından taahhüt edilen ihracatın %50'sinin gerçekleştirildiğinin tevsiki kaydıyla, krediye ilişkin taahhüt süresinin ilgili banka tarafından 6 (altı) ay uzatılacağı, gemi inşa ve ihracının finansmanı amacıyla kullanılan kredilerde (hazır gemi hariç) ise gemi inşa faaliyetinin %50'sinin tamamlandığının Deniz Ticaret Odasından alınan ekspertiz raporuyla tevsiki kaydıyla, krediye ilişkin taahhüt süresinin ilgili banka tarafından 6 (altı) ay uzatılacağı,

            - "Vergi, resim ve harç istisnasının kapsamı" başlıklı 15 inci maddesinin birinci fıkrasında; belgesiz ihracat kredilerinin kredi vadesinin 14 üncü ve 17 nci maddelerde belirtilen süreler içerisinde kalması kaydıyla, vergi, resim ve harç istisnasından yararlandırılacağı, bu sürelerin aşılması durumunda, aşılan süre içerisinde tahakkuk eden vergi, resim ve harçlara istisna uygulanmayacağı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise; kredi vadesinin, krediye ilişkin taahhüt süresine paralel olarak ilgili banka tarafından uzatılabileceği, vadenin uzatılmaması veya orijinal kredi vadesinin kısa olması sebebiyle kredi riskinin birinci fıkrada belirtilen sürelerden önce kapatılması halinde ise, bu süreler içinde yapılan işlemlerin istisnadan yararlandırılacağı ve gerçekleştirilen ihracat taahhüdüne sayılacağı,

            açıklamalarına yer verilmiştir

            Buna göre, ilgili mevzuat çerçevesinde bankanızca kullandırılan belgesiz ihracat kredileri dolayısıyla, vergi, resim ve harç istisnasından yararlanma süresi içerisinde lehe alınan paralar BSMV'den istisna olup, söz konusu sürelerin aşılması durumunda, aşılan süre içerisinde tahakkuk eden tutarlara BSMV istisnası uygulanması mümkün değildir. 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Hatay Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı  : 35672403-010.01[120-03-2020]-E.30271

Tarih: 21.04.2020

Konu  : Amerikan Doları alınıp Arabistan Riyali satılması işleminin arbitraj olup olmadığı hk

İlgi    : ………… tarihli ve ……. kayıt sayılı özelge talep formunuz

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, şirketinizin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar doğrultusunda Yetkili Müessese (Döviz Bürosu) olarak faaliyet gösterdiği ve bazı durumlarda USD (Amerikan Doları) alıp SAR (Suudi Arabistan Riyali) sattığınız belirtilerek bir dövizin diğer bir dövizle takası işleminin arbitraj veya kambiyo muamelesinden hangisi kapsamında banka ve sigorta muameleleri vergisine (BSMV) tabi tutulacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmaktadır.

            6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinde, "Banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.

            Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir.

            90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar..." hükmü yer almaktadır.

            Mezkur Kanunun istisnalara ilişkin 29 uncu maddesinin (p) bendinde, arbitraj muameleleri ile vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin muameleler ve bu muameleler sonucu lehe alınan paraların BSMV'den istisna olduğu hükmü, mükellefe ilişkin 30 uncu maddesinde, "Banka ve sigorta muameleleri vergisini banka ve bankerlerle sigorta şirketleri öder..." hükmü, matraha ilişkin 31 inci maddesinde ise "...Kambiyo alım ve satım muamelelerinde kambiyo satışlarının tutarı vergiye matrah olur..." hükmü yer almaktadır.

            Diğer taraftan, 14/5/2019 tarihli ve 1106 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde değişiklik yapılarak BSMV oranı, kambiyo muamelelerinde, satış tutarı üzerinden binde 1 olarak tespit edilmiş olup, sonrasında ise 5/12/2019 tarihli ve 7194 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 6802 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde yapılan değişiklikle kambiyo muamelelerinde BSMV oranı 7/12/2019 tarihi itibarıyla uygulanmak üzere binde 2 olarak belirlenmiştir.

            Öte yandan, BSMV uygulamasına ilişkin arbitraj tanımlaması 89 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinde yapılmış olup, bir işlemin arbitraj olarak değerlendirilebilmesi için anılan Tebliğde belirtilen şartların sağlanması gerekmektedir. Bu itibarla, anılan Tebliğ uyarınca bir işlemin arbitraj işlemi olarak değerlendirilebilmesi için, aşağıdaki unsurları ihtiva etmesi gerekmektedir:

            - Birden fazla piyasada işlem gören her kıymet, döviz veya mal gibi ürünler kural olarak arbitraja konu edilebilir.

            - İşleme konu kıymet, döviz veya mal aynı anda birden fazla piyasada alım satıma konu edilebilen bir ürün olmalıdır. Ayrıca, arbitraj yapılmak amacıyla bir piyasadan alınan ürünle fiyat farklılığı olan diğer bir piyasada satılan ürünün birebir "aynı ürün" olması gerekmektedir.

            - Piyasa, en genel anlamıyla alıcı ve satıcıların alım satıma konu mal ve hizmetleri almak ve satmak amacıyla bir araya geldikleri yer olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, aynı ürünün alım satıma konu edildiği ve aynı anda alım satım fiyatlarında farklılık olan iki farklı yer iki farklı piyasa olarak kabul edilebilir.

            - Aynı ürünün farklı piyasalarda aynı anda farklı fiyatlardan alım satıma konu edilebilmesi gerekir. Alım satımın aynı anda gerçekleşmesi ve dolayısıyla arbitrajcının risk üstlenmemesi, arbitraj işleminin temel varsayımıdır. Dolayısıyla, bir işlemin arbitraj işlemi sayılabilmesi için, kıymetin alım satım işleminin eş zamanlı, yani aynı işlem günü içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

            - Ürünün eş zamanlı olarak düşük fiyatlı olduğu piyasadan alınıp, yüksek fiyatlı olduğu piyasada satılması suretiyle vadesiz ve risksiz gelir elde edilmesi gerekmektedir. Vadesiz ve risksiz olma, arbitraja konu kıymetin aynı anda bir piyasada düşük fiyatlı, diğer bir piyasada ise yüksek fiyatlı olduğunun bilinmesi ve buna dayalı olarak düşük fiyatlı piyasadan alınacak ürünün yüksek fiyatlı piyasada satılabileceğinin bilinmesi olarak anlaşılmalıdır.

            - Elde edilen gelirin kaynağı, aynı ürünün farklı piyasalardaki fiyat farklılığı olmalı, geleceğe, tahmine ve riske dayanmamalıdır.

            Ayrıca, Mezkur Tebliğin (D/3-a) bölümünde yer alan bir örneğe ilişkin olarak yapılan açıklamada da döviz ile döviz değişimine dayalı swap işleminin arbitraj istisnası kapsamına girmediği açıkça belirtilmiştir.

            Buna göre, sadece dövizin döviz ile değişimine dayanan işlemlerin mevcut mevzuata göre arbitraj işlemi olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından söz konusu işlemlerin kambiyo muamelesi kapsamında BSMV'ye tabi tutulması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /55

Konusu : Geçici Vergi Dönemlerinde Yeniden Değerleme Oranı
Tarihi : …/…/2020
Sayısı : KVK-55 / 2020-2 / Yatırım İndirimi – 41
İlgili Olduğu Maddeler : Vergi Usul Kanunu Mükerrer Madde 298 Kurumlar Vergisi Kanunu Madde 32/A Gelir Vergisi Kanunu Geçici Madde 69
İlgili Olduğu Kazanç Türleri : Ticari Kazanç, Zirai Kazanç

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden yıllık olarak hesaplanan ve Bakanlığımızca ilan edilen yeniden değerleme oranına, vergi kanunlarından kaynaklanan nedenlerden dolayı geçici vergi dönemlerinde de ihtiyaç duyulmaktadır.

2020 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı % 5,29 (yüzde beş virgül yirmidokuz) olarak tespit edilmiştir.

Duyurulur.

Bekir BAYRAKDAR

Gelir İdaresi Başkanı

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • VERGİSİNİ ÖDEMEYENE E-HACİZ YAĞIYOR Yanlış e-haciz işlemi, mükelleflerin batmasına neden olabilir Yerel seçimlerin ardından…
  • FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI ÖZELLİKLİ HUSUSLAR *  Yabancı Kaynakları Öz Kaynakları Aşan Mükellefler Finansman Gider Kısıtlamasına Tabidir.…
  • ÖTEDEN BERİ FAALİYETTE BULUNAN SERBEST MESLEK ERBABININ, İŞLERİNDE KULLANDIKLARI HALDE ENVANTERLERİNE DAHİL ETMEDİKLERİ BİNEK OTOMOBİLLERİNE İLİŞKİN AMORTİSMANLARIN DURUMU 221 seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nin “Binek Otomobillerinin Amortismanları ve Giderleri”…
Top