Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

✅213 S. Kanununun 140. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, vergi incelemesinin incelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde en fazla altı ay, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise en fazla üç ay içinde bitirilmeleri esastır.

✅Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir, tam ve sınırlı incelemelerde altı ayı, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise iki ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.

✅Vergi incelemelerinin süresinde bitirilmemesi halinde izlenecek yol bahsekonu Kanunda düzenlenmemiştir. Peki böyle bir durumda rapor düzenlenip vergi tarhiyatı yapılabilir mi ? Ayrıca bu husus vergi incelemesini yapanın idari ve cezai sorumluğunu gerektirir mi ?

✅Sn. Dr. Adil Nas, “Türk Vergi Hukukunda Vergi İncelemesi” başlıklı makalesinde şöyle demektedir (1) : “ Vergi incelemelerin VUK’nun 140. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen süreler içerisinde bitirilmesi gerekir. Bu sürelere uyulmadan, inceleme raporu düzenlemesi halinde, zaman yönünden yetkisizlik söz konusu olacaktır. Bilindiği gibi idarenin yetkileri zaman yönünden de belirlenmiştir. Kimi durumlarda yönetime tanınan yetki zaman yönünden kısıtlanır. Yasa, yetkinin ancak belli bir süre içinde kullanılabileceğini öngörülebilir.

✅Süre sınırlamalarına uyulmadan yetki kullanılırsa, idarenin yetkisini zaman yönünden aştığı söylenebilir. Vergi incelemesi Kanunda belirtilen süre içerisinde bitirilmez ise, Kanun ile belirlenen zaman yönünden yetki aşıldığından artık rapor yazılmaması gerekir. İnceleme raporları nihai işlem olmayıp hazırlayıcı yani usule ilişkin bir işlemdir. Bunlara karşı dava açılamaz. Fakat nihai işleme karşı dava açıldığında, hazırlık aşamasındaki sakatlıklar, asıl işlemin iptaline neden olur. Bu nedenle vergi incelemesi sırasında yapılan zaman yönünden yetki aşımı, nihai işlem olan vergi tarh ve ceza kesme işlemini sakatlar, nihai işlem iptal edilir.”

✅Her ne kadar tarh zaman aşımı süresi içinde, mükellef hakkında tekrar vergi incelemesi yapılmasına engel bir durum bulunmamakla birlikte, böyle bir yöntem süresinde bitirilmemiş bir vergi incelemesini tam olarak telafi etmeyeceği tartışmasızdır.

✅Bu sebeple vergi incelemesi yapanların vergi incelemelerini süresinde bitirmeleri mükellef hakları ve Hazine açısından oldukça önemlidir.

✅Ayrıca süresinde bitirilmeyen vergi incelemesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatın, VUK'nun 140. maddesine aykırılıktan iptal edilmesi durumunda, vergi incelemesini yapan hakkında idari ve adli işlem yapılması gerektiği yönünde görüşler de bulunmaktadır.

(1) Makale için Tıklayınız

Vergi Atölyesi

Salı, 27 Haziran 2023 22:38

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun

Bayramın, Herkesinde Bayramı olması dileği ile Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.

✅Vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesinden verginin tahsiline uzanan vergilendirme sürecinde vergi idaresi vergi kanunlarında gösterilen usulleri izleyerek vergi ödevlileri hakkında idari işlemler tesis etmektedir.
✅Türk Vergi Sisteminde, vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin tarh ve tahakkuk usulleri 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nda, tahsil usulleri ise 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da düzenlenmiştir.
✅Bir kamu alacağının tahsil edilebilmesi için öncelikle 213 Sayılı Kanun'a göre verginin tarh ve tahakkukuna ilişkin kuralların, daha sonra 6183 Sayılı Kanun'a göre tahsil usullerinin sırasıyla izlenmiş olması zorunludur. Bu zorunluluğun doğal sonucu olarak vergilendirme sürecinde bir idari işlemin tesis edilebilmesi için bir önceki hukuki durumun tekemmül etmiş olması hali aranmaktadır.
✅Dolayısıyla bir önceki safha tekemmül etmeksizin bir sonraki safhaya ilişkin idari işlem tesis edilemeyeceği gibi vergilendirme sürecinde herhangi bir işleme karşı dava açılması durumunda ise önceden tamamlanmış hukuki durumların yeniden incelenmesi idari işlemlerin sürekli yargı denetimi altında tutulmalarını önlemeye yönelik idari istikrar ilkesi gereği mümkün değildir.
✅İhbarnameye konu olan cezalı vergi tarh edilmesine ilişkin işleme karşı süresi içinde dava açılmaması durumunda vergi ve ceza tahakkuk etmekte ayrıca bu işleme karşı olağan bir yargısal başvuru yolu da kalmadığından vergi ve ceza aynı zamanda kesinleşmektedir.
✅Bu nedenle ihbarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen dava açılmaması durumunda, tarh ve ceza kesme işlemindeki hukuka aykırılıkların, vergi ve cezanın tahakkuk etmesine rağmen vadesinde ödenmemesi halinde söz konusu kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan idari davada öne sürülmesine kural olarak yasal olanak bulunmamaktadır.
✅Uyuşmazlık konusu olayda davacı adına düzenlenen ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen vergi/ceza ihbarnamelerine konu vergi ve cezalara karşı davacı tarafından süresinde dava açılmadığı görülmüş olup ancak vergi ve cezalara karşı süresinde açılacak davada incelenebilecek nitelikte olan davacı iddialarının ödeme emrine karşı açılan davada incelenmesine olanak bulunmadığı gibi davacının ileri sürdüğü iddialarının 6183 Sayılı Kanun'un 58. maddesi kapsamında değerlendirilmesi de mümkün değildir.
✅Bu nedenle vergi mahkemesince, bu husus gözetilmeksizin dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezalara karşı süresinde açılmış olan davada yapılabilecek hukuka uygunluk denetiminin bu aşamada yapılarak davanın sonuçlandırılması hukuka uygun düşmemiştir. ( Danıştay VDDK 25.1.2023 Tarih, E. 2021/198 K. 2023/7 Sayılı Kararı) Vergi Atölyesi

Alınan bilgiye göre, söz konusu karara ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığının çalışmaları tamamlandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in imzaladığı karar, Cumhurbaşkanlığı'na sunuldu. Kararın yürürlüğe girmesi için Resmi Gazete'de yayımlanması bekleniyor.

Söz konusu karar ile tasarruf sahiplerinin, tasarruflarını TL cinsinden açtıkları mevduat ve katılım hesaplarında tutmalarını teşvik etmek ve TL'nin değerinin korunmasını özendirmek amacıyla KKM ve katılım hesaplarına sağlanan vergisel avantajlar devam ettirilecek.

TL mevduat hesaplarıyla yine TL cinsinden açılmış katılım hesaplarından elde edilen gelirler ile bazı menkul kıymetlere uygulanan indirimli tevkifat oranı uygulamasının süresi 31 Aralık 2023'e kadar uzatılacak.

KKM ve katılım hesaplarında vergi avantajı devam ediyor

Üretim odaklı ve ihracatı önceleyen para ve maliye politikalarının eş güdümüyle tüm araçların etkin şekilde kullanılması kapsamında devreye alınan KKM sistemi içerisinde birikimlerini değerlendiren gerçek ve tüzel kişilerin bu hesaplardan elde ettikleri gelirlerine uygulanan yüzde sıfır tevkifat uygulaması 31 Aralık 2023'e kadar sürecek.

Gerçek kişiler, yüzde sıfır tevkifata tabi KKM hesaplarından elde ettikleri gelirleri için beyanname vermiyor. Kurumlar vergisi mükellefleri ise yüzde sıfır tevkifata tabi KKM hesaplarından elde ettikleri gelirleri kurum kazancına dahil ediyor ve KVK geçici 14'üncü maddesinde yer alan istisna düzenlemesi uyarınca kurumlar vergisi ödemiyor.

TL mevduatları ve katılım hesaplarında stopaj indirimi sürüyor

Şimşek'in imzaladığı ve Cumhurbaşkanlığı'na sunulan karar ile TL mevduat hesaplarıyla yine TL cinsinden açılmış katılım hesaplarından elde edilen gelirlerde indirimli tevkifat oranı uygulamasının süresi yıl sonuna kadar uzatılacak.

Buna göre, mevduat faiz gelirleri ile katılım hesapları kar payları üzerinden yapılacak tevkifat oranlarının 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplarda yüzde 15 yerine yüzde 5, 1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplarda yüzde 12 yerine yüzde 3, 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda yüzde 10 yerine yüzde sıfır olarak uygulanmasına devam edilecek.

Kira sertifikalarından elde edilen gelirlerde stopaj oranı yüzde sıfır

Söz konusu karar ile devlet tahvili ve Hazine bonoları ile Hazine tarafından kurulan varlık kiralama şirketlerince ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler için yüzde sıfır tevkifat oranı uygulaması da 31 Aralık 2023'e kadar uzatılacak.

Buna göre, bu menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerdeki stopaj oranının yüzde 10 yerine yüzde sıfır olarak uygulanması sürecek.

Borçlanma araçlarından elde edilen gelirlerde vergi teşviki devam ediyor

Karar ile bankalar tarafından ihraç edilen tahvil ve bonolardan elde edilen gelirler ve fon kullanıcısının bu bankalar olduğu kira sertifikalarından elde edilen gelirlere indirimli stopaj uygulamasının süresi yıl sonuna kadar uzatılacak.

Bu menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere uygulanan tevkifat oranının yüzde 10 yerine 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli olanlarda yüzde 5, 1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli olanlarda yüzde 3, 1 yıldan uzun vadeli olanlarda yüzde sıfır olarak uygulanmasına devam edilecek.

Yatırım fonlarında stopaj indirimi uygulaması sürüyor

Karar ile yatırımcıların TL cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetlere yönelmelerini teşvik etmek üzere, portföyü TL ve TL cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler olan yatırım fonlarından elde edilen gelirlerde indirimli stopaj uygulamasının süresi 31 Aralık 2023'e kadar uzatılacak.

Uygulama ile yatırım fonlarından elde edilen gelirlerdeki stopaj oranının yüzde 10 yerine yüzde sıfır olarak uygulanmasına devam edilecek.

Değişken, karma, Eurobond, dış borçlanma, yabancı, serbest fonlar ve unvanında "döviz" ifadesi geçen yatırım fonları bu kapsamda bulunmuyor.

Varlığa ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerde stopaj teşvikinin süresi uzatılıyor

Düzenleme ile Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi, kaynakların gelecek ve teknoloji odaklı, verimli alanlara yönelmesi için sermaye piyasalarının geliştirilmesinin bir gereği olarak ve sermaye piyasası araçlarının çeşitliliğini artırabilmek adına Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine tabi olarak kurulan ipotek finansmanı kuruluşlarının ihraç etmiş olduğu varlığa dayalı menkul kıymet, ipoteğe dayalı menkul kıymet, varlık teminatlı menkul kıymet ve ipotek teminatlı menkul kıymetlerden elde edilen gelir ve kazançlar için geçerli olan yüzde 10 stopaj oranının yüzde 5 olarak indirimli uygulanmasının yürürlük süresi yıl sonuna kadar uzatılacak.

Döviz tevdiat hesaplarında stopaj oranı yeniden belirlendi

Karar ile TL cinsinden açılan mevduat ve katılım hesaplarının teşvik edilmesine yönelik olarak, halihazırda döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizler ve katılım bankalarınca döviz katılma hesaplarına ödenen kar payları için vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplarda yüzde 20, 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda yüzde 18 olarak uygulanan tevkifat oranı, vade ayrımı olmaksızın yüzde 25 olarak belirlendi.

Yeni tevkifat oranı, söz konusu kararın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren açılan veya vadesi yenilen hesaplar için uygulanacak.

Daha önce açılan hesaplar için vade bitimine kadar eski oranlar geçerli olacak.

https://www.ekonomim.com/ekonomi/kur-korumali-mevduatta-stopaj-destegi-uzatiliyor-haberi-699370

Salı, 27 Haziran 2023 20:25

Mayıs Ayı Özelgeleri

Gelir İdaresinin, Mayıs ayında yayınladığı gelir ve kurumlar vergisi konusundaki özelgelerinden pek çok mükellefi ilgilendirebileceğini düşündüklerimin özetlerini bir gelenek olarak aşağıda aktarıyorum  

∎ Serbest meslek erbabı olarak faaliyette bulunmanın yanı sıra ücretli olarak çalışılan Şirkete, işçi-işveren ilişkisine dayanmaksızın görev tanımı dışında serbest meslek faaliyetleri kapsamında verilen statik proje çizimi hizmeti dolayısıyla elde edilen gelirin, Gelir Vergisi Kanununun ücret hükümlerine göre değil, serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir (Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 94276 sayı ve 17.5.2023 tarihli Özelgesi).

Serbest Meslek Kazanç Mükellefiyeti Bulunan Kişinin Aynı Zamanda Ücretli Olarak Çalıştığı Şirkete Mesleki Faaliyetine İlişkin Vermiş Olduğu Hizmetten Dolayı Vergilendirme Şekli

∎ Oda yönetim ve denetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemeleri ücret niteliğinde olup, GVK uyarınca vergi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir. Ayrıca, ücret kapsamında değerlendirilen söz konusu huzur hakkı ödemelerine, GVK md. 23 /1-(18) bendinde yer alan gelir vergisi istisnası ve Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablosunda yer alan damga vergisi istisnasının uygulanması mümkündür. Diğer taraftan, Oda yönetim ve denetim kurulu üyelerinin bir işverene bağlı olarak çalışmaları ve ücret geliri elde etmeleri halinde ise, istisnanın sadece en yüksek ücret gelirine uygulanması gerekir ve bu ücretin huzur hakkı ücretinden fazla olacağı değerlendirildiğinde, söz konusu istisna işverence uygulanacak ve huzur hakkı ücretlerine ayrıca istisna uygulanmayacaktır (Bolu Defterdarlığının 94276 sayı ve 18.5.2023 tarihli Özelgesi)

Huzur Hakkı Olarak Ödenen Ücretlerden Yapılan Gelir Vergisi Kesintisi

∎ Faaliyet konusunun "Başka Yerde Sınıflandırılmamış Diğer Mesleki, Bilimsel Ve Teknik Faaliyetler (Çevre Danışmanlığı, Güvenlik Danışmanlığı, Matematikçiler, İstatistikçiler, Agronomlar vb. Tarafından Verilen Danışmanlık Hizmetleri, Patent Aracılığı vb.)" olduğu, işe başlama yoklamasında faaliyetin tarımsal konularda danışmanlık hizmeti faaliyeti olarak beyan edildiği ve yurt dışındaki şirketle yapılan sözleşmenin danışmanlık sözleşmesi olduğu, bu sözleşme ile bitki büyüme düzenleyici tipindeki ürüne ilişkin danışmanlık hizmeti verdiğiniz anlaşıldığından, söz konusu danışmanlık faaliyeti nedeniyle GVK md. 89/1- (13) bendinde yer alan indirimden faydalanmak mümkün değildir (Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 107854 sayı ve 22.5.2023 tarihli Özelgesi).

Yurt Dışı Mukimi Kişi Ya Da Şirketlere Verilen Danışmanlık Hizmetinden Elde Edilen Kazancın İndirim Konusu Yapılıp Yapılamayacağı

∎ Limitet Şirket ortaklarına SGK primi kesilmeksizin yapılan huzur hakkı ödemeleri, ücret niteliğinde olup GVK md. 61, 94, 103 ve 104 uyarınca gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir. Bu bağlamda, ücret kapsamında değerlendirilen söz konusu huzur hakkı ödemelerine, GVK md. 23/1- (18) bendinde yer alan gelir vergisi istisnasının ve Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tabloda yer alan damga vergisi istisnasının uygulanması mümkün bulunmaktadır. Ancak, huzur hakkı ödemesinin alındığı dönemde şirket ortaklarınızın birden fazla işverenden ücret geliri elde etmeleri halinde asgari ücret istisnasının sadece en yüksek ücret gelirine uygulanabileceği tabiidir (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 562790 sayı ve 22.5.2023 tarihli Özelgesi).

Limited Şirket Ortaklarına Ödenen Huzur Hakkı Ödemelerine Asgari Ücret İstisnasının Uygulanıp Uygulanamayacağı

∎ 01-12/2022 dönemleri için 01/2022 tarihinde defaten ödenen dövize endeksli ödüllü birikim hayat sigortası poliçelerine esas prim ödemelerine ilişkin belgelerin çalışılan kuruma ibraz edilmesi halinde her aya isabet edecek prim tutarının %50'sinin, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmaması koşuluyla ücret matrahından indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 224293 sayı ve 23.5.2023 tarihli Özelgesi).

Defaten Ödenen Birikimli Hayat Sigortası Primlerinin Ücret Matrahından İndirimi

∎ 2021 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde yararlanılan tasarım indirimi tutarının yüzde ikisinin pasifte geçici bir hesaba aktarılması, bu tutarın geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar Türkiye'de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da 4691 sayılı Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan girişimcilere sermaye olarak konulması şarttır. Diğer taraftan, söz konusu tutarın ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması durumunda, yıllık beyanname üzerinden indirim konusu yapılan tutarın yüzde yirmisinin tasarım indirimine konu edilmesi mümkün bulunmamakta olup, bu tutar nedeniyle zamanında alınmayan vergilerin vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edileceği tabiidir (Adana Vergi Dairesi Başkanlığının 44120 sayı ve 2.5.2023 tarihli Özelgesi).

2021 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Yararlanılan Tasarım İndirimi Tutarının Yüzde İkisinin Pasifte Geçici Bir Hesaba Aktarılması

∎ Şirket faaliyetlerinde kullanmak amacıyla kiralama yolu ile edinilen binek otomobilinin kira sözleşmesinden süresi bitmeden cayılması ve cayma bedeli ödenmesi halinde ödenen tutar, GVK’da yer alan binek otomobillere ilişkin gider kısıtlaması kapsamında değerlendirilecek olup, bu tutarın en fazla %70'inin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 198932 sayı ve 9.5.2023 tarihli Özelgesi).

Kiralanan Binek Otomobile İlişkin Tazminat Bedeli Ödemesinin Giderleştirilmesi (Finansman Gider Kısıtlaması)

∎ Şirketin, Otoyol projesini yürütmek amacıyla satın aldığı demir malzemesinin bir kısmını yapım sürecinde hurda olarak satması nedeniyle elde ettiği kazanç, KVK md. 10/I- (ı) bendi uygulaması açısından pasif nitelikli gelir olarak dikkate alınmayacaktır. (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 199185 sayı ve 9.5.2023 tarihli Özelgesi).

Nakdi Sermaye Artışında Faiz İndirimi - Otoyol Projesini Yürütmek Amacıyla Satın Alınan Demir Malzemesinin Bir Kısmının Hurda Olarak Satılması Nedeniyle Elde Edilen Kazancın Pasif Nitelikli Gelir Olarak Dikkate Alınmayacağı

∎ Gerekli koşulların topluca sağlanması kaydıyla Türkiye'de yerleşik olmayan kişilere verilen tasarım ve dizayn hizmetlerinden elde edilen kazancın % 50'si indirim konusu yapılabilmesi için şirket ana sözleşmesine "tasarım/dizayn hizmeti vermek" ibaresinin de bulunması gerekmektedir. Şirket ana sözleşmesine bu ibare eklenip bu hususun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde tescil edilip yayımlandığı tarihten önce verilen hizmetler kapsamında alınmış avans tutarlarının, şirket ana sözleşmesinin tescilinden sonra gelir hesabına intikal ettirilmesi durumunda söz konusu tutarların da kazancın oluştuğu hesap döneminde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 212590 sayı ve 12.5.2023 tarihli Özelgesi).

Türkiye'den Yurtdışı Mukimi Firmaya Verilen Tasarım/Dizayn Hizmetleri

Kurumlar Vergisi konusundaki özelgelerin hepsini köşeye sığdıramadım. Onlarda gelecek yazımda.

Tüm okurlara, güzel bir bayram tatili dilyorum. Bumin DOĞRUSÖZ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/mayis-ayi-ozelgeleri/699304

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Sayı : E-40552758-203.05.15-74507406

Konu : Türkiye’de Bulunulan Dönemdeki Sigortalılık Sürelerinin Borçlandırılması

Tarih: 06.06.2023

GENEL YAZI

Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 2022 yılı Çalışma Plan ve Programı kapsamında çeşitli il müdürlüklerindeki “Yurtdışı İşlemler Servislerinin” teftişi sonucu düzenlenen raporlarda ve il müdürlüklerimizden alınan görüş yazılarında ülkemizin dış temsilciliklerince düzenlenen hizmet belgelerindeki kayıtlı sigortalılık sürelerinden bir kısmında Türkiye’de bulunulması halinde bu sürelerin borçlandırılması ile ilgili olarak;

 28.03.2019 tarihli ve E.4882446 sayılı Genel Yazının yayım tarihi (dahil) ile 10.01.2021 tarihli ve 2021/2 sayılı Genelgenin yayım tarihi (hariç) arasında işlem yapılanlar,

 28.03.2019-10.01.2021 tarihleri arasında müracaat edilmesine rağmen işlemleri 10.01.2021 tarihinden sonra gerçekleştirilenler,

 10.01.2021 tarihinden önce işlemleri gerçekleştirilmesine rağmen 2021/2 sayılı Genelgenin yayım tarihinden sonra geçerli mevzuata göre hatalı işlem yapıldığı tespit edilenler

hakkında yapılacak işlemler hususunda tereddütler yaşandığı tespit edilmiştir.

Söz konusu tereddütlerin giderilmesi ve işlem birlikteliğinin sağlanmasını teminen “Ülkemizin dış temsilciliklerince düzenlenen hizmet belgelerindeki kayıtlı sürelerin bir kısmında Türkiye’de bulunulması halinde” yapılacak işlemler aşağıda açıklanmıştır.

Genel Müdürlüğümüzce yürütülen mevzuatların tekleştirilmesi kapsamında 3201 sayılı Kanun uygulamalarının da tek bir genelgede toplanması çalışmaları sırasında yapılan yeniden değerlendirmeler sonucunda, sözleşmeli ülke sigorta kurumlarınca düzenlenen hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılık sürelerinden Türkiye’de bulunulan süreler düşülmeden borçlanma yapıldığı hususu da göz önünde bulundurularak, ülkemizin dış temsilciliklerince gerek elektronik ortamda gerekse de ıslak imzalı olarak düzenlenen hizmet belgelerinde Türkiye’de bulunulan sürelerin borçlandırılmaması uygulamasına 10.01.2021 tarihli ve 2021/2 sayılı Genelge ile son verilerek anılan Genelgenin, “1.2.1. Sigortalılık Süreleri” başlıklı maddesinin beşinci fıkrasında “Yurt dışı sigortalılık sürelerini borçlananların, sigortalılık sürelerinin bir bölümünde Ülkemizde bulunmaları, bu sürelerin borçlandırılmasına engel teşkil etmeyecektir.” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre; 28.03.2019-10.01.2021 tarihleri arasında gerek elektronik ortamda gerekse de ıslak imzalı olarak düzenlenen belgelerle sigortalılık sürelerini borçlanma müracaatında bulunanlar arasında işlem birliğinin sağlanması amacıyla;

1) 10.01.2021 tarihinden önce yurt dışı borçlanması yapmak için müracaat eden ancak henüz işlem tesis edilmeyenlerin borçlanma işlemleri 2021/2 sayılı Genelgeye göre sonuçlandırılacaktır.

2) 10.01.2021 tarihinden önce yurt dışı borçlanması müracaatında bulunup borçlanması gerçekleştirilenlerden; 10.01.2021 tarihinden önce geçerli olan kurallara göre borçlandırılmaması gereken Türkiye’de bulunulan süreleri iptal edilenlerle ilgili her hangi bir işlem yapılmayacak olup, iptal edilen bu sürelerinin 10.01.2021 tarihinden sonra yeniden borçlanılmak istenilmesi halinde borçlanma işlemleri 2021/2 sayılı Genelgeye göre sonuçlandırılacaktır.

3) Türkiye’de bulunulan sürelerin sehven borçlandırıldığının 10.01.2021 tarihinden sonra tespit edilmesi halinde, sehven borçlandırılmış bu süreler iptal edilmeyecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

İsmail ERTÜZÜN

Genel Müdür

Pazartesi, 26 Haziran 2023 06:49

Damga Vergisi Kanunu İptal Edilmelidir!

Değerli okurlar, Devleti­mizin gelire ihtiya­cının büyük olduğu bir dönemde, gelir azaltıcı önerilerin hoş karşılanmaya­cağını tabi ki bili­yorum. Ancak, radi­kal gibi görünen bu önerimin, beklenenin aksine geliri artı­rıcı etkisi de olabileceğini dü­şünüyorum.

Şu sıralar mali idarenin çok sayıda gelir getirici düzenleme üzerinde çalıştığı söyleniyor. Bu konuya da bu düzenleme paketi içinde bir denge unsuru olarak yer verilebilir. Belki ilk etapta, verginin en fazla ve en rahat toplandığı bir kaç kalem bırakılıp geri kalanları tamamı iptal edilerek başlanır.

44 yıldır çözemediğim muamma

Efendim, hukuk fakültesi yıl­larımı da katarsam 44 yıldır ben bu damga vergisinin hangi ge­rekçe ile alındığını çözemedim. Tüm işletmelerin adeta tüm alım, satım ve işlemleri üze­rinden, hatırı sayılır bir vergi alınmaya çalışılmakta, ama do­ğal olarak başarılamamakta. Bu vergi kadar vergi direnişini kö­rükleyen vergi azdır. Kimse bu vergiye bir mantık bulamadığı için, herkes ödememek için ne yapacağını şaşırıyor.

Haksız rekabet yaratıyor

Damga vergisini kimler ödü­yor diye bir analiz yapılsa, çıka­cak sonuç büyük bir ihtimalle göz önünde olan büyük kuru­luşlar, devletle iş yapan şirket­ler şeklinde olacaktır. Bu durum başlı başına rekabet hukukuna da aykırılık teşkil etmektedir.

Gereksiz bir kanun dışılık/ suçluluk duygusu yaratıyor

Vergi, devletin vatandaş­larının bir kısım kaynakları­nı kanun gücü ile zorla alması­dır. Vergi kanunları eşitlik, gü­ce göre alınma, hukuki olma gibi temel prensiplere uyuldu­ğu müddetçe daha kolay kabul görmekte, bu ilkelerden uzak­laşıldıkça vergide uyumsuzluk artmaktadır. Damga vergisi dı­şında, gayrimenkul alım satım (tapu) harçları, veraset vergi­si, vergide yaygın direnç nok­taları yaratan konuları oluştur­maktadır. Tapuda harçlar nasıl zaman zaman azaltılıyorsa, ve­raset vergisi nasıl tartışılıyorsa vatandaş nezdinde hukuki bir gerekçesi bulunmayan dam­ga vergisinin de tadilatları bir yana bırakıp ortadan kaldırma zamanı geldi kanaatindeyim.

Kurumsallaşmanın cezası gibi

Damga vergisi Türkiye de ade­ta kurumsallaşmanın cezası ha­line geldi. Kurumsallaşmayı, kayıtlılığı teşvik etmemiz gere­kirken bu vb. uygulamalarla ka­yıtlılığı, kurumsallaşmayı daha da maliyetli hale getiriyoruz. Ya­ni damga vergisi kayıtlı çalışma­nın cezası, kayıt dışı kalma ve de­vam etmenin ödülü gibi.

Amerika bağımsızlık savaşı damga vergisinden çıkmış

Rivayet odur ki Amerika'nın İngilizlere karşı verdikleri ba­ğımsızlık savaşının gerekçele­rinden biri de İngilizler 'in koy­dukları damga vergisi benzeri bir vergiymiş.

Meclisimize açık dilekçe

Yukarıda ortaya koyduğum gerekçelerle, yüce Meclisimiz 'in değerli üyelerinden bu par­lamento döneminde konuyu ele almalarını saygılarımla arz ve talep ediyorum efendim.

Zeki GÜNDÜZ

Zeki GÜNDÜZ
VERGİ POLEMİKLERİ
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/damga-vergisi-kanunu-iptal-edilmelidir/696930

Pazartesi, 26 Haziran 2023 06:38

Fiyat Endeksi - Enflasyon Düzeltmesi

Vergi Usul Kanunu Sıra No: 537 Genel Tebliğ’inde ifade edildiği üzere “Mükerrer 298’inci maddesinde mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tabi tutulur.”

1) Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.

“Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu itibarıyla mali tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil önceki otuz altı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son on iki ay dikkate alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.”
Cumhurbaşkanı; bu maddede yer alan %100 oranını %35'e kadar indirmeye veya tekrar kanuni seviyesine kadar yükseltmeye, %10 oranını ise %25'e kadar çıkarmaya veya tekrar kanuni seviyesine kadar indirmeye yetkilidir.

Enflasyon düzeltmesi uygulanmayan bir hesap döneminden sonra enflasyon düzeltme şartlarının yeniden oluşması halinde; enflasyon düzeltmesi yapılan en son dönemden başlamak üzere enflasyon düzeltmesi yapılır. Bu şekilde belirlenen geçmiş yıl karı vergiye tabi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez. Ancak, matrahın tespitinde geçmiş yıl mali zararları mukayyet değerleri ile dikkate alınır. Birikmiş amortismanlar, ait oldukları kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya çıkan artış oranı dikkate alınarak düzeltilir.

Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmi Gazete ile ilan edilir.

Vergi kanunlarında yer alan "toptan eşya fiyatları genel endeksi" ibaresi "üretici fiyatları genel endeksi" ve "TEFE" ibaresi "ÜFE" olarak uygulanır.

Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yaparlar.
Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri (kollektif, adi komandit ve adi şirketler dahil, (A) fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamında söz konusu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç), (A) fıkrasında yer alan enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dahil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları aşağıda belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilirler. Şöyle ki;
1) İktisadi kıymetlerin maliyet bedellerine eklenmiş bulunan (iktisadi kıymetlerin aktifleştirildiği hesap dönemine ilişkin olanlar hariç) kur farkları ve kredi faizleri (bunlara isabet eden amortismanlar dahil) yeniden değerleme kapsamına girmez.

2) Yeniden değerlemede, iktisadi kıymetlerin ve bunlara ait amortismanların, bu Kanunda yer alan değerleme hükümlerine göre tespit edilen ve değerlemenin yapılacağı hesap dönemi sonu itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan değerleri dikkate alınır. Amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda, yeniden değerlemeye esas alınacak tutar bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılarak belirlenir.

3) İktisadi kıymetlerin (2) numaralı bende göre tespit edilen değerleri ve bunlara ilişkin amortismanların, yeniden değerlemenin yapılacağı yıla ait olan yeniden değerleme oranı ile çarpılması suretiyle yeniden değerleme sonrası değerleri bulunur.

Yapılacak değerlemede yeniden değerleme oranı olarak (B) fıkrasında belirtilen oran dikkate alınır. Kendilerine özel hesap dönemi tayin olunan mükellefler için, özel hesap döneminin başladığı takvim yılına ait oran esas alınır.

Geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılacak değerlemede esas alınacak yeniden değerleme oranı, bir önceki yılın Kasım ayından başlamak üzere; 3, 6 ve 9’uncu aylarda bir önceki 3, 6 ve 9 aylık dönemlere göre Türkiye İstatistik Kurumunun Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranı esas alınmak suretiyle belirlenir.

Yeniden değerleme neticesinde iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen değer artışı, yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışı ayrıntılı olarak görünecek şekilde, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilir. Değer artışı, iktisadi kıymetlerin yeniden değerleme sonrası ve yeniden değerleme öncesi net bilanço aktif değerleri arasındaki farktır. Net bilanço aktif değeri, iktisadi kıymetlerin bilançonun aktifinde yazılı değerlerinden, pasifte yazılı amortismanların tenzili suretiyle bulunan değeri ifade eder. İktisadi kıymetler için amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda söz konusu değer, bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılarak belirlenir.

İktisadi kıymetlerini bu fıkra kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam ederler. Yeniden değerlemeye tabi tutulanların her birine isabet eden değer artışları ile bunların hesap şekilleriamortisman kayıtlarında ayrıntılı olarak gösterilir.

Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulur. Sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak kabul edilir. Bu işlemler kar dağıtımı sayılmaz.

Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması (satış, devir, işletmeden çekiş, tasfiye gibi) halinde, bunlara isabet eden pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulur.

Her yılın yeniden değerleme oranı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir. Yeniden değerlemenin herhangi bir yıl yapılmamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından dolayı daha sonraki yıllarda geçmiş dönemlere ilişkin yeniden değerleme yapılamaz. Veysi Seviğ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/fiyat-endeksi-enflasyon-duzeltmesi/699234

Pazartesi, 26 Haziran 2023 06:28

Yapılandırma Başvurusunda Artık Son Günler

Kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılması, kesinleşmemiş veya inceleme aşamasındaki alacakların yapılandırılması, ihtilaflı alacakların tasfiyesi, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi gibi düzenlemelerden yararlanmak için yapılacak başvurularda artık sona yaklaşıldı. Artık son günler bile denilebilir. Çünkü, başvuru süresinde son gün, 3 Temmuz 2023 Pazartesi (bugün dahil). 7440 sayılı Kanunda yer alan bu düzenlemelerden yararlanmak isteyenlerin 3 Temmuz Pazartesi günü sonuna kadar ilgili kurum ve kuruluşlara başvuruda bulunmaları gerekiyor.

3 Temmuz hak düşürücü bir süre, aman dikkat!

Evet, başvuru süresinin son günü olan 3 Temmuz, hak düşürücü bir süre. Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyenlerin 3 Temmuz’a kadar (bugün dahil) başvuruda bulunmaları gerekiyor. 3 Temmuz günü sonuna kadar başvuruda bulunmayanların, 7440 sayılı Kanun hükümlerinden ve bu Kanunda yer alan söz konusu düzenlemelerden yararlanmaları mümkün bulunmuyor.

Tutar ve kapsam olarak bugüne kadar ki en büyük borç yapılandırması!

Hem tutar hem de kapsam olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük borç yapılandırması! 13 kurumun yaklaşık 1 trilyon 300 milyar TL’lik alacağının yapılandırılması söz konusu. Diğerlerinden farklı olarak düzenleyici ve denetleyici kurumlar (üst kurullar) tarafından verilen idari para cezaları ile adli para cezaları ilk defa yapılandırma kapsamına alındı.

Yapılandırmada aslan payı, Maliye ve SGK’nın!

Borç yapılandırmasında aslan payı, her zaman olduğu gibi Maliye ve SGK’nın.

7440 sayılı Kanunla,

- Vergi dairelerine olan toplam 837,3 milyar TL tutarındaki borçların yapılandırılması öngörülüyor. Bunun 521,2 milyar TL’si alacak aslı, 316,1 milyar TL’si ise ceza, gecikme zammı ve faizi.

- SGK’nın toplam 361 milyar TL alacağının yapılandırılması söz konusu.  Bunun 196 milyar TL’si ana borç, 165 milyar TL’si gecikme zammı, cezası ve faizi.

Vergi dairelerine borcu olanların sayısı 14 milyon!

Vergi dairelerine borcu olan mükellef sayısı, 14 milyon 156 bin! 2 bin TL’nin altındaki borçları silinecek 7 milyon 692 bin kişi de, bu 14 milyon 256 bin borçlu mükellefin içinde. Bunlar düşüldüğünde, vergi dairelerine borcu olan mükellef sayısı, 6 milyon 464 bin!

SGK’ya borçlu olanların sayısı daha fazla!

3 milyon 227 bin işyeri ve 14 milyon 614 bin sigortalının SGK’ya borcu var. 7440 sayılı Kanunla bunların borçları da yapılandırılacak.

Yapılandırmada faiz oranı çok cazip!

Yapılandırmada esas alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, aylık yüzde 0,75, yıllık yüzde 9. Şu anda yıllık gecikme zammı oranı yüzde 30, yıllık tecil faizi oranı yüzde 24, banka kredi faiz oranları tüketici kredilerinde yüzde 40 – 50.

Yapılandırmada esas alınan yıllık yüzde 9 Yİ-ÜFE oranı, diğer oranlara göre oldukça düşük. Borçlulara yapılandırma kapsamındaki borçları için ciddi bir faiz avantajı sağlanıyor. Yani, çok düşük bir faizle vergi borçlarının yapılandırılması mümkün.

Bize göre, yapılandırma yapmak isteyenler için kaçırılmaması gereken büyük bir fırsat!

Borçlar yapılandırılarak 48 ayda 48 eşit taksitte ödenebilecek!

Evet, 7440 sayılı Kanun kapsamına giren borçlar yapılandırılarak peşin veya 48 ayda 48 eşit taksitte ödenebilecek. Taksit sayısının daha az tutulması da mümkün bulunuyor.

Başvuru ve ilk taksit ödeme süresi 1 ay uzatıldı

7440 sayılı Kanuna göre, söz konusu düzenlemelerden yararlanılabilmesi için 31 Mayıs 2023 tarihine kadar başvuruda bulunulması ve ilk taksit ödemesinin ise 30 Haziran 2023 tarihine kadar yapılması gerekiyordu. Ancak, 7440 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 12 Mart 2023 tarihinden sonrasındaki süreç herkes için biraz yoğun ve sıkışıktı. Ramazan ve Ramazan Bayramı, genel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi vb.nin yaşandığı süreç sonrasında 26 Mayıs 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 7300 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri 1 ay uzatıldı.

Yeni başvuru süresi 3 Temmuz 2023 (30 Haziran’ın resmi tatile rastlaması nedeniyle), ilk taksit ödeme süresi ise, 31 Temmuz 2023 oldu.

Burada dikkate alınacak şey, sadece başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri 1 ay uzatıldı, sonraki taksitlerin ödeme sürelerinde bir değişiklik olmadı. Çünkü, Cumhurbaşkanımıza verilen yetki, sadece başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerinin uzatılmasına ilişkin bulunuyor. Yani, Temmuz ayı içinde, yapılandırmanın hem birinci hem de ikinci taksitleri birlikte ödenecek.

İlk 2 taksitin süresinde ödenmesi zorunlu!

İlk 2 taksitin yasal süresinde ödenmesi kanunen zorunlu, ödenmediği takdirde 7440 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılamıyor. Yani, Temmuz ayında, yapılandırmanın hem birinci hem de ikinci taksitlerinin birlikte ödenmesi gerekiyor.

Başvuru ve taksit ödeme süreleri yeniden uzatılabilir mi?

Son günlerde gelen soruların yoğunlaştığı bir konu da, başvuru ve taksit ödeme sürelerinin yeniden uzatılıp uzatılmayacağı ile ilgili. 7440 sayılı Kanun’da verilen yetki Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kullanıldı, başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri 1 ay uzatıldı. 7440 sayılı Kanunda, Cumhurbaşkanımızın söz konusu süreleri uzatma ile ilgili başkaca bir yetkisi bulunmuyor. Dolayısıyla, mevcut koşullarda söz konusu sürelerin yeniden uzatılması gibi bir durum söz konusu değil. Söz konusu süreler yapılacak yeni bir yasal düzenleme ile uzatılabilir ancak, şu an için böyle bir düşünce bulunmuyor.

Sadece borç yapılandırması değil, diğerleri için de son başvuru tarihi 3 Temmuz!

Sadece kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılması değil, kesinleşmemiş veya inceleme aşamasındaki alacakların yapılandırılması, ihtilaflı alacakların tasfiyesi, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi gibi düzenlemelerden yararlanmak için yapılacak başvurularda da, son gün 3 Temmuz 2023 Pazartesi (bugün dahil). Söz konusu düzenlemelerden yararlanmak isteyenlerin 3 Temmuz Pazartesi günü sonuna kadar başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Başvuruları mümkünse 3 Temmuz’a bırakmayın!

Maalesef vatandaşlarımız ve vergi mükelleflerimizin en büyük ihmali, bu tür önemli başvuruları son güne bırakmaları. 7440 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 12 Mart 2023 tarihinden bu yana, Maliye başta olmak üzere bizler ve meslek mensupları bu başvuruların son güne/günlere bırakılmaması konusunda çok defa uyarıda bulunduk. Ancak, gelinen sonuç ortada: Mükelleflerin büyük bir kısmı başvuruları yine son günlere bıraktı! Buradan son kez uyarıda bulunmakta fayda var: Bu kadar büyük fırsatlar sunan 7440 sayılı Kanundaki söz konusu düzenlemelerden yararlanmak için son gün olan 3 Temmuz’u beklemeden başvuruda bulunun, geç kalmayın, son güne bırakmayın!

Mali tatil başvuru süresini uzatır mı?

5604 sayılı Kanuna göre, her yıl Temmuz ayının 1’inden 20’sine kadar mali tatil uygulanıyor. Ancak, Haziran ayının son gününün tatile rastlaması halinde, mali tatil, Temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlıyor. Yani, mali tatil 2023 yılında 4 Temmuz’da başlıyor. 7440 sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırma ve diğer düzenlemelere ilişkin başvurularda süre, 3 Temmuz günü sonunda bitiyor. Dolayısıyla, mali tatilin başvuru ve ilk taksit ödeme süresini uzatması söz konusu değil.

Deprem bölgesinde de başvuru süresi 3 Temmuz’da bitiyor mu?

Hayır, ilan edilen mücbir sebep süresinde yeni bir uzatma yapılmadığı takdirde, deprem bölgesinde 7440 sayılı Kanuna ilişkin başvuruların 1 – 31 Ekim 2023, ilk taksit ödemelerinin ise 1 - 30 Kasım 2023 tarihleri arasında yapılması gerekiyor.

Sonuç olarak;

7440 sayılı Kanunda yer alan birbirinden avantajlı düzenlemelerden yararlanmak isteyen vatandaşlarımız ve vergi mükelleflerimizin 3 Temmuz 2023 Pazartesi günü sonuna kadar başvuruda bulunmaları ve ilk taksit ödemelerini 31 Temmuz 2023 tarihine kadar (bugün dahil) yapmaları gerekiyor.  Gerçekten yararlananlara inanılmaz fırsatlar sunan bu düzenlemeleri kaçırmamakta fayda var.

Abdullah TOLU

Abdullah TOLUVergi Kurdu

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/yapilandirma-basvurusunda-artik-son-gunler/699236

✅7440 sayılı Kanunun kesinleşmiş alacaklara ilişkin hükümlerinden, 213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle
mirasçılar,
kefiller,
şirket ortakları ve
kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabileceklerdir.

✅Borçluların birden fazla vergi dairesine olan borçları için Kanundan yararlanma talebinde bulunmaları hâlinde, her bir vergi dairesi için ayrı ayrı başvurmaları gerekmektedir.

✅213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutarlar dikkate alınarak ilgili vergi dairesine yazılı başvuru yapmaları gerekmektedir.

✅Dolayısıyla bu kişilerin Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi ve e-devlet üzerinden başvurmaları mümkün bulunmamaktadır.

✅Borçlular, madde kapsamına giren toplam borçları için madde hükmünden
yararlanabilecekleri gibi talep ettikleri dönem ve türler açısından da madde hükmünden yararlanabileceklerdir.

✅Ancak, motorlu taşıtlar vergisi mükelleflerinin, her bir taşıt itibarıyla hesaplanacak toplam borç tutarı için başvuruda bulunmaları zorunludur.

✅ Son gün 03.07.2023

Vergi Atölyesi

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • BİNEK OTOYA İLİŞKİN ENFLASYON DÜZELTMESİ SONRASI VERGİSEL AÇIDAN GİDER ANALİZİ Binek otomobil; Türk Gümrük Tarife Cetveli’nin (87.03) pozisyonunda yer alan motorlu…
  • SERMAYE TAAHHÜDÜNÜN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ Türk Ticaret Kanununun 332. Maddesi Uyarınca Anonim Şirketler Asgari 250.000,00…
  • 2023 Yılında Yapılan Enflasyon Düzeltmesi, 2024 Yılında Ortaya Çıkacak "ENFLASYON DÜZELTMESİ KARINI" Etkiler Mi? CEVAP : HAYIR 2- 2023 yılında yapılan enflasyon düzeltmesi, 2024…
Top