Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Danıştay’ın vergi uyuşmazlıklarına bakan daireleri, adli tatil öncesi verdikleri YD ret kararları ile hemen herkesi şok etti. Öyle ki, herkesin olumlu sonuç alacağından emin olduğu bazı davalarda bile YD ret kararı verilmesi büyük bir şaşkınlığa neden oldu!

Bu konulardan birisi de, 1 Ocak 2021 tarihinden önce kullanılan kredilere ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulup tutulmayacağı ile ilgili.

Finansman gider kısıtlaması nedir?

Finansman gider kısıtlaması, şirketler tarafından kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin belirlenen oran kadarlık kısmının kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmamasını öngören bir müessese. Yalnız bu düzenleme tüm şirketleri değil, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketleri ilgilendiriyor.

Hangi kanunlarda yer alıyor?

Finansman gider kısıtlamasına ilişkin düzenleme, GVK ve KVK’da yer alıyor (GVK. Mad. 41/9, KVK. Mad. 11/1-i). Maliye, bu kısıtlamaya ilişkin usul ve esasları çıkardığı bir Tebliğ ile belirlemiş bulunuyor (18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ)

Düzenleme nasıl?

Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının yüzde 10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanı’nca kararlaştırılan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul ediliyor.

Hangi amaçla getirildi?

Finansman gider kısıtlaması, şirketlerin finansman ihtiyaçlarını yabancı kaynaklardan ziyade kendi öz kaynaklarından karşılamalarını teşvik etmek amacıyla getirilmiş bulunuyor!

Finansman gider kısıtlaması 2013 yılında yürürlüğe girdi!

Finansman gider kısıtlamasına ilişkin düzenleme, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi (6322 sayılı Kanunun 37. maddesi). Ancak, 2021 yılına kadar uygulanmadı ve/veya uygulanamadı. Çünkü, gider kısıtlamasında uygulanacak oran Bakanlar Kurulu ve/veya Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmedi. Ta ki, 4 Nisan 2021 tarihine kadar.

Yani, 2013 yılından 2021 yılı başına kadar geçen 8 yıl boyunca oran belirlemesi yapılmaması nedeniyle finansman gider kısıtlaması düzenlemesi uygulanmadı ve/veya uygulanamadı!

Finansman gider kısıtlaması daha önce de uygulandı!

Finansman gider kısıtlaması, ilk defa 2013 yılında düzenlenmedi, bunun öncesi de var. Yani, yeni bir düzenleme değil.

Benzer düzenleme GVK ve KVK’ya 1 Ocak 1996 tarihinden geçerli olmak üzere 4008 sayılı Kanunla eklendi (4008 sayılı Kanunun 25. Maddesi, 54 ve 55 Seri No.lu KVK Genel Tebliğleri). Ancak, daha sonra VUK’a eklenen enflasyon düzeltmesine ilişkin düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle beraber yürürlükten kaldırıldı (VUK. Mükerrer Mad. 298).

Finansman gider kısıtlaması oranı 8 yıl sonra belirlendi!

Evet, tam olarak böyle oldu!

1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe giren söz konusu düzenleme, 8 yıl boyunca Bakanlar Kurulu ve/veya Cumhurbaşkanı tarafından oran belirlemesi yetkisinin kullanılmaması nedeniyle uygulamaya konulamadı.

Üzerinden tam 8 yıl geçtikten sonra 2021 yılının ilk aylarında çıkarılan 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, söz konusu oran, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, yüzde 10 olarak belirlendi (4 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete). Söz konusu Karar, 4 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe girdi.

Finansman gider kısıtlaması nasıl uygulanıyor?

Şirketler, 1 Ocak 2021 tarihinden bu yana, kullandıkları yabancı kaynakların öz kaynaklarını aşan kısmına münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine ekledikleri hariç, işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının yüzde 10'unu kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alamıyorlar. Hemen belirtelim, kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri bu kısıtlamanın kapsamı dışında bulunuyor.

Bu kısıtlama, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketlere ek bir yük getiriyor. Şirketlerin büyük bir kısmı bu nedenle finansman gider kısıtlamasına ciddi tepki gösteriyor.

Maliye 1 Ocak 2013 tarihinden önceki borçlanmaları kısıtlama dışında bıraktı!

Maliye, 1 Ocak 2013 tarihinden önce yapılan borçlanmaları finansman gider kısıtlaması dışında bıraktı. Bu son derece normal, çünkü, finansman gider kısıtlaması düzenlemesi, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi.

Buna karşılık, dönem sonu itibarıyla kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelere, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren sağladıkları yabancı kaynaklara ilişkin olarak mahiyet ve tutar itibarıyla 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren kesinleşen gider ve maliyet unsurlarını gider kısıtlamasına tabi tutma zorunluluğu getirdi.  Buradaki mantalite ise, finansman gider kısıtlaması düzenlemesinin 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlükte olması ve her an işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin ne kadarının kazançtan indirilemeyeceğine ilişkin oranın belirleneceğinin beklenmesi gerektiği düşüncesine dayanıyor. İşte, bu konuda şirketlerle Maliye arasında yaşanan ihtilafların en büyük nedeni de, bundan kaynaklanıyor!

Hemen belirtelim; 1 Ocak 2021 tarihinden önce mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleşerek tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereği 2020 ve önceki yıllarda kurum kazancının tespitinde dikkate alınmış olan finansman giderlerinin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması söz konusu değil.

2021 öncesi kredilerin kısıtlamaya tabi tutulması Danıştay’a taşındı!

Bu düzenlemeden olumsuz etkilenen bir mükellef, 2021 yılı öncesinde kullanılan banka kredilerine ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulamayacağı gerekçesiyle Maliye tarafından yayınlanan 18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “11.13. Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı kısmının “Cumhurbaşkanı bu yetkisini 4/2/2021 tarih ve 31385 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup, bu kararda 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının % 10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.” bölümünün yürütmesinin durdurulması ve iptalini talep etti.

Danıştay YD talebini reddetti!

Danıştay, davacı mükellefin iddialarını yerinde görmeyerek, YD talebini oy çokluğuyla (4’e karşılık 1) reddetti (Danıştay 4. Dairesi’nin 22.06.2023 tarihli ve E.2023/3957 sayılı Kararı).

Davacının bu karara itiraz ederek konuyu VDDK’ya taşıması bekleniyor! 

Davacı mükellefin, kararın kendisine tebliğini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nda (VDDK) bu karara karşı itirazda bulunması bekleniyor.

Danıştay henüz esastan karar vermedi!

Evet, Danıştay bu konuda henüz esastan bir karar vermedi.

Kişisel görüşümüz ve değerlendirmemiz

Finansman gider kısıtlaması ile ilgili çok tartışmalı konu var. Bunlardan birisi hatta en önemlisi, yasal düzenlemesi yapıldığı halde 2013 – 2020 yılları arasında uygulanmayan finansman gider kısıtlamasının, 2021 yılı başından itibaren önceki kredileri de kapsayacak şekilde yürürlüğe konulması.

Gerçekten de, söz konusu düzenleme 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olsa da, oran belirleninceye kadar uygulanmadı/uygulanamadı. Çünkü, bu düzenlemenin uygulanabilmesi için, KVK’nın 11/9. Maddesinde yer alan ve işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin ne kadarının kazançtan indirilemeyeceğine ilişkin oranın Bakanlar Kurulu ve/veya Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş olması gerekiyordu. Ki, söz konusu oran 8 yıl sonra çıkarılan bir Cumhurbaşkanı Kararı ile belirlendi ve 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere 4 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe konuldu.

Ancak, şirketler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2013 ile oranın belirlendiği 4 Şubat 2021 tarihleri arasında, gider kısıtlaması yapılmadığını bilerek hareket ettiler, o dönemin koşullarına göre faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurlarının tamamını kurum kazancından indirebileceklerini bilerek kredi kullandılar. Yani, şirketler bu giderlerin tamamını kurum kazancından indirmeyi beklerken, düzenlemenin geriye çekilerek, giderlerin belli bir yüzdesinin indirilmesine izin verilmemesi nedeniyle öngörmedikleri bir durumla karşılaştılar. Bu durum ise, söz konusu düzenlemenin Anayasanın 2 (hukuki güvenlik) ve 73 (verginin kanuniliği) maddelerine aykırılığını gündeme getiriyor.

Kişisel görüşümüz, finansman gider kısıtlaması düzenlemesinin, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren kullanılan yabancı kaynaklarla sınırlı tutularak uygulanmasının daha doğru ve hukuki olacağı şeklinde.

Sonuç Olarak;

Ülkemizdeki şirketlerin büyük bir kısmı, kullandıkları yabancı kaynakların öz kaynaklarını aşması nedeniyle maalesef finansman gider kısıtlaması kapsamında bulunuyor. Çoğunun kullandığı krediler uzun vadeli ve 2021 yılı öncesinden gelen krediler. Yani, bu dava şirketlerin büyük bir kısmını ilgilendiriyor.

Biz de, iş dünyası açısından son derece önemli olan bu davayı yakından izleyerek, kamuoyunu bilgilendirmeye çalışacağız.  Abdullah TOLU

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/danistaydan-finansman-gider-kisitlamasina-yd-ret/702342

Gelir İdaresi Başkanlığı, depremlerin yol açtığı ekonomik kayıpların telafisi gerekçesiyle 7456 sayılı yasayla getirilen ek motorlu taşıtlar vergisinin (MTV) tahsiline ilişkin esasları belirledi.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan tebliğe göre, ilgili yasanın yayımı tarihinde sicilde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlar ile 31 Aralık 2023 tarihine kadar ilk defa tescil edilecek olan taşıtlar, bir defaya mahsus olmak üzere, 2023 yılı için tahakkuk ettirilen MTV tutarı kadar ek MTV'ye tabi olacak.

 Ek MTV, birinci taksiti ilgili kanunun yayımlandığı ayı izleyen ayın sonuna kadar, ikinci taksiti 2023 yılının Kasım ayı sonuna kadar olmak üzere iki eşit taksitte ödenecek.

İlgili yasanın yayım tarihi ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasında sicile ilk defa kayıt edilecek olan taşıtlara ilişkin ek MTV ise bu taşıtların MTV'si ile birlikte peşin olarak tahsil edilecek.

Ödemeyen aracını satamayacak, trafikten çekemeyecek

Ek motorlu taşıtlar vergisi ödenmeden, trafikten çekme, hurdaya çıkarma ve yurt dışına çıkarma nedeniyle tescil kaydı kapatma işlemi yapılamayacak. Yasanın yayım tarihinden sonraki bir tarihte taşıtın satış veya devrinin yapılması ek MTV'nin mükellefini değiştirmeyecek.

Mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerde; deprem tarihi itibarıyla tescilli olan taşıtlar, deprem nedeniyle yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı hâle gelen binaların sahiplerine ait taşıtlar, depremlerde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ile deprem nedeniyle eşi veya birinci derece kan hısımlarından birini kaybeden mükelleflere ait taşıtlar ek motorlu taşıtlar vergisinden istisna tutulacak.

28 Temmuz 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32262

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) 15/7/2023 tarihli ve 32249 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 14/7/2023 tarihli ve 7456 sayılı 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesiyle ek motorlu taşıtlar vergisi (Ek MTV) ihdas edilmiş ve söz konusu düzenleme Kanunun yayımı tarihi olan 15/7/2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(2) Bu Tebliğin amacı, 7456 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden ek MTV uygulamasına yönelik usul ve esasları düzenlemektir.

Yasal düzenleme

MADDE 2- (1) 7456 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde,

“(1) 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 5 inci, 6 ncı ve geçici 8 inci maddelerinde yer alan (I), (I/A), (II) ve (IV) sayılı tarifelere göre vergiye tabi olan ve bu Kanunun yayımı tarihinde ilgili sicilde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlar ile bu Kanunun yayımı tarihinden 31/12/2023 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar, bir defaya mahsus olmak üzere, 2023 yılı için tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar ek motorlu taşıtlar vergisine tabidir.

(2) Ek motorlu taşıtlar vergisi, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından bu Kanunun yayımı tarihinde, bu tarihten 31/12/2023 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar için kayıt ve tescilin yapıldığı tarihte tahakkuk ettirilmiş ve tebliğ edilmiş sayılır.

(3) Ek motorlu taşıtlar vergisinin mükellefi, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 197 sayılı Kanun kapsamında motorlu taşıtlar vergisi mükellefi olanlar ile bu Kanunun yayımı tarihinden 31/12/2023 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtların sahibi olan gerçek ve tüzel kişilerdir.

(4) 197 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan istisnalar, ek motorlu taşıtlar vergisi için de uygulanır. 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş ilinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerde; deprem tarihi itibarıyla kayıt ve tescilli olan taşıtlar, deprem nedeniyle yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı hâle gelen binaların maliklerine ait taşıtlar, depremlerde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ile deprem nedeniyle eşi veya birinci derece kan hısımlarından birini kaybeden mükelleflere ait taşıtlar ek motorlu taşıtlar vergisinden müstesnadır.

(5) Bu Kanunun yayımlandığı tarihte ilgili sicillere kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlara ilişkin ek motorlu taşıtlar vergisi, birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı ayı izleyen ayın sonuna kadar, ikinci taksiti 2023 yılının Kasım ayı sonuna kadar olmak üzere iki eşit taksitte; bu Kanunun yayımı tarihi ila 31/12/2023 tarihleri arasında ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlara ilişkin ek motorlu taşıtlar vergisi ise bu taşıtların motorlu taşıtlar vergisi ile birlikte peşin olarak ödenir.

(6) 197 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi hükümleri ek motorlu taşıtlar vergisi hakkında da uygulanır. Ek motorlu taşıtlar vergisi ödenmeden, trafikten çekme, hurdaya çıkarma ve yurt dışına çıkarma nedeniyle tescil kaydı kapatma işlemi yapılamaz.

(7) Bu maddeye göre tahsil edilen ek motorlu taşıtlar vergisi genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile diğer kanunlara göre mahallî idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmaz.

(8) Ek motorlu taşıtlar vergisine ilişkin olarak bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde, 197 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

(9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

hükmü yer almaktadır.

Verginin konusu

MADDE 3- (1) Ek MTV’nin konusuna, 197 sayılı Kanunun 5 inci, 6 ncı ve geçici 8 inci maddelerinde yer alan (I), (I/A), (II) ve (IV) sayılı tarifelere göre vergiye tabi olan ve 7456 sayılı Kanunun yayımlandığı 15/7/2023 tarihinde ilgili sicilde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlar ile yine bu Kanunun yayımı tarihinden 31/12/2023 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar girmektedir.

(2) Ek MTV, söz konusu taşıtlardan bir defaya mahsus olmak üzere 2023 yılı için alınacaktır.

Verginin mükellefi

MADDE 4- (1) Ek MTV’nin mükellefi, 7456 sayılı Kanunun yayımlandığı 15/7/2023 tarihinde 197 sayılı Kanun kapsamında motorlu taşıtlar vergisi mükellefi olanlar ile bu Kanunun yayımı tarihinden 31/12/2023 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtların sahibi olan gerçek ve tüzel kişilerdir.

(2) Dolayısıyla, Kanunun yayımı tarihinde ilgili vergi dairesinde motorlu taşıtlar vergisi mükellefi olanlar ek MTV’nin mükellefi olacaktır. Kanunun yayım tarihinden sonraki bir tarihte taşıtın satış veya devir yapılmak suretiyle başka bir kişi adına kayıt ve tescil edilmesi, ek MTV’nin mükellefini değiştirmeyecektir.

Örnek 1: (A), adına kayıt ve tescilli otomobilini 15/5/2023 tarihinde (B)’ye devretmiştir. Bu durumda, 7456 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte adına kayıt ve tescilli taşıtı bulunan (B) ek MTV’nin mükellefi olacaktır.

Örnek 2: (C), adına kayıt ve tescilli otomobilini 21/8/2023 tarihinde (D)’ye devretmiştir. Bu durumda, devir işlemi 7456 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapıldığından (D) ek MTV’nin mükellefi olmayacaktır.

İstisnalar

MADDE 5- (1) 197 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan istisnalar ek MTV için de geçerlidir.

(2) Bunlara ilave olarak, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş ilinde meydana gelen depremler nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa, Elazığ illerinde ve Sivas ilinin Gürün ilçesinde;

-Deprem tarihi itibarıyla kayıt ve tescilli taşıtlar,

-Deprem nedeniyle yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı hale gelen binaların maliklerine ait taşıtlar,

-Depremlerde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar,

-Deprem nedeniyle eşini veya birinci derece kan hısımlarından birini (anne, baba, çocuk) kaybeden mükelleflere ait taşıtlar

ek MTV’den istisnadır.

(3) Deprem nedeniyle yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı hale gelen binaların malikleri ve birinci derece kan hısımlarından birini kaybedenlerden adına kayıt ve tescilli taşıtı bulunanlar ile deprem nedeniyle ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtı bulunanlar veya bunlar adına veli, vasi, kanuni temsilciler ve konuya ilişkin olarak vekâletname ile tayin edilen vekiller tarafından, bu Tebliğ ekinde yer alan “Ek MTV İstisna Talep Formu” (Ek-1) ve ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen tevsik edici belgelerle taşıta dair mükellefiyetin bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne başvurulması halinde, taşıtlara tahakkuk ettirilen ek MTV terkin edilecektir.

(4) Ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ibaresi; deprem nedeniyle, ağır hasarlı hale gelerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ile göçük altında kalarak enkaz kaldırma çalışmalarında bulunamayan veya kullanılamaz duruma gelerek bulunduğu yerden alınması/çıkarılması mümkün ya da ekonomik olmayan taşıtları ifade eder.

(5) Sivas ilinin Gürün ilçesi deprem nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerler arasında olduğundan, deprem tarihi itibarıyla; Sivas ili Gürün ilçesine kayıt ve tescilli taşıtlar ile Sivas ili Gürün ilçesinde ikamet etmekle birlikte araç tescil hizmetlerine ilişkin iş ve işlemlerin noterliklere devredildiği tarihten sonra Sivas ilinde kayıt ve tescilli bulunan mükelleflere ait taşıtlar istisnadan yararlanacaktır.

Örnek 1: 6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremlerde bu tarih itibarıyla (A) adına Gaziantep ilinde kayıt ve tescilli olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (A) adına kayıt ve tescili devam eden taşıt, deprem tarihi itibarıyla mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde kayıt ve tescilli olması nedeniyle ek MTV’den istisna olacaktır.

Örnek 2: 6/2/2023 tarihli depremler nedeniyle Malatya ilinde yıkılan binanın maliki (A) adına kayıt ve tescilli taşıtlar ek MTV’den istisna olacaktır.

Örnek 3: (A) adına Ankara ilinde kayıt ve tescilli olup, depremlerin meydana geldiği 6/2/2023 tarihinde Adıyaman ilinde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıt ek MTV’den istisna olacaktır.

Örnek 4: 6/2/2023 tarihli depremler nedeniyle babasını kaybeden ve biri Ankara diğeri Hatay ilinde kayıt ve tescilli iki adet taşıtı bulunan (A)’nın söz konusu taşıtlarına ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin mücbir sebep hali ilan edilen yerler dışında olması istisnadan yararlanmaya engel teşkil etmediğinden, her iki taşıtı da ek MTV’den istisna olacaktır.

Tahakkuk ve ödeme

MADDE 6- (1) Ek MTV, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından 7456 sayılı Kanunun yayımı tarihinde, bu tarihten 31/12/2023 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar için ise kayıt ve tescilin yapıldığı tarihte tahakkuk ettirilmiş ve tebliğ edilmiş sayılacaktır.

(2) 7456 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla motorlu taşıtlar vergisi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilere ilgili vergi dairesince, 2023 yılı için tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisinin tamamı kadar ek MTV tahakkuk edecektir. Tahakkuk eden ek MTV iki eşit taksitte olmak üzere, birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı ayı izleyen ayın sonuna kadar, ikinci taksiti ise 2023 yılının Kasım ayı sonuna kadar ödenir.

(3) Ancak, 2023 yılının son altı aylık dönemi içerisinde ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtlara tahakkuk ettirilen yıllık motorlu taşıtlar vergisi ikinci altı aylık döneme ilişkin olduğundan, bu taşıtların ek MTV’si de, altı aylık döneme isabet eden motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar olacak ve bu taşıtlara tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenecektir.

Örnek 1: (A), yıllık motorlu taşıtlar vergisi tutarı 1.626 TL olan adına kayıt ve tescilli otomobilini 3/7/2023 tarihinde (B)’ye satmıştır. Kanunun yayım tarihi itibarıyla bu taşıt (B) adına kayıt ve tescilli olduğundan söz konusu taşıta yıllık olarak tahakkuk ettirilen 1.626 TL’nin tamamı kadar ek MTV (B) adına tahakkuk edecektir. Bu verginin ilk taksitinin Ağustos ayı sonuna kadar, ikinci taksitinin ise Kasım ayı sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.

Örnek 2: 9/9/2023 tarihinde ilk defa (A) adına kayıt ve tescil edilmiş otomobil cinsi taşıta 2023 yılının ikinci altı aylık dönemine isabet eden 1.272,5 TL tutarında motorlu taşıtlar vergisi tahakkuk ettirilmiştir. Bu durumda, (A) adına bu tutar kadar (1.272,5 TL) ek MTV tahakkuk ettirilecek olup, bu vergi motorlu taşıtlar vergisiyle birlikte peşin olarak ödenecektir.

Diğer hususlar

MADDE 7- (1) 7456 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce trafikten çekilen bir taşıtın, Kanunun yayımı tarihinden 31/12/2023’e kadar (bu tarihler dahil) tescil kaydının yeniden açılması halinde, bu taşıt sahipleri ek MTV’nin mükellefi olacak ve taşıt için 2023 yılında tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar ek MTV ödeyeceklerdir.

(2) 197 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi hükümleri ek MTV hakkında da uygulanacak olup, bu kapsamda;

a) Taşıtların her türlü satış veya devir işlemleri yapılmadan önce bu taşıtlara ilişkin tahakkuk eden ek MTV’nin tamamının ödenmesi gerekecektir.

b) Ek MTV ödenmemiş veya 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesi kapsamında taksitlendirilmemiş taşıtlara ait fenni muayene yapılmayacaktır.

(3) Ayrıca, ek MTV ödenmeden, trafikten çekme, hurdaya çıkarma ve yurt dışına çıkarma nedeniyle tescil kaydı kapatma işlemi yapılmayacaktır.

(4) Ek MTV’ye ilişkin 7456 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde hüküm bulunmayan diğer hâllerde 197 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.

Tebliğ olunur.

Eki için tıklayınız (word)

Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından 24.07.2023 tarih ve 80297367 sayılı yazı ile; 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında aday çırak ve çıraklar ile işletmelerde mesleki eğitim gören, staj veya tamamlayıcı eğitime devam eden öğrencilere ödenecek ücretlere yönelik Devlet Katkısı ödemesi esaslarında değişikliğe gidilmiştir.

Bu kapsamda, 07.01.2022 tarihli "Devlet Katkısı Ödeme Usul ve Esasları" yürürlükten kaldırılmış olup, 24.07.2023 tarihinde imzalanarak yürürlüğe giren yeni "Devlet Katkısı Ödeme Usul ve Esasları" doğrultusunda işlem yapılması gerekmektedir.

Değişiklikler özetle şu şekildedir:

1- UTP (ustalık Telafi Programı ) uygulaması oldukça sınırlandırıldı.
2- Her öğrenci mesleki eğitim merkezi programlarında (ustalık telafi programı dahil) bir defa yararlandırılabilecektir.
3- İŞKUR tarafından aktif işgücü hizmetleri kapsamında düzenlenen kurs ve programlardan daha önce yararlanmış ve/veya yararlanmakta olan kişilere devlet katkısı ödemesi yapılmayacaktır.
4- Ustalık belgesi alabilecek durumda olup mesleki eğitim merkezi programlarına kayıt olanlara devlet katkısı ödenmeyecektir. Bu kapsamda aynı SGK meslek kodunda en az 5 yıl ve daha fazla çalışanlar UTP dışında kalacaktır.
5- Kayıt olmak istediği meslek/alan dalından diploması, ustalık belgesi, işyeri açma belgesi, 4 üncü seviye veya üstü MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi, 4 üncü seviye veya 756 saat kurs bitirme belgesine sahip öğrencilere devlet katkısı ödemesi yapılmayacaktır.
6- Ustalık telafi programında kayıtlı olduğu meslek dalında eğitimini yarıda bırakıp başka bir meslek dalından tekrar kayıt olan öğrenciler için toplamda ustalık telafi eğitimi süresinden fazla devlet katkısı ödemesi yapılmayacaktır.
7- Emekli olup yaşlılık aylığı bağlanmış olanlara (UTP dahil) 3308/geçici 12. madde kapsamında devlet katkısı yapılmayacaktır.
8- Sözleşme tarihi itibarıyla isteğe bağlı sigortalılık hariç olmak kaydıyla 5510 4/a-b-c, ek 6 ve ek 9 kapsamında son üç yıl içerisinde süreye bağlı olmaksızın sigortalı olup ustalık telafi programlarına kayıt olanlara devlet katkısı ödenmez.
9- Ön lisans, lisans ve lisansüstü bir programdan mezun olanlara devlet katkısı ödemesi yapılmayacaktır. UTP kapsamına sadece lise mezunları alınmıştır.
10- Ustalık telafi programı öğrencilerine sözleşmeleri gereği ödenmesi gereken ücreti, her ayın sekizinci gününe kadar öğrencinin banka hesabına yatırdığını belgeleyen evrakı bir sonraki ayın sekizine kadar beyan etmeyen işletmelere o aylara ait devlet katkısı ödemesi yapılmayacak.
11- 3308 sayılı Kanunun 18 inci maddesi gereğince on ve daha fazla öğrenciye beceri eğitimi, staj ve tamamlayıcı eğitim yaptıracak işletmelerin bu amaçla bir eğitim birimi kurması zorunludur. Ayrıca bu birimde, yapılan eğitim için alanında ustalık yeterliğine sahip ve iş pedagojisi eğitimi almış usta öğretici veya eğitici personelin görevlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda olup eğitim birimi kurmayan işletmelere devlet katkısı ödemesi yapılmayacaktır.
12- UTP programına kayıtlı öğrencilerden devlet katkısı alma şartlarını taşıyanlar için işletmelere asgari ücretin %50 si kadar devlet katkısı ödenmeye devam edecektir.
13- Ustalık telafi programına dahil olan sigortalıların devamsızlık ve (hastalık izinli) raporlu günlerine ilişkin devlet katkısı ödemesi yapılmaz.
14- UTP kapsamında haksız faydalanma tespiti halinde fazladan yapılan ödemeler işverenden geri alınır.
15- Eğitimi devam edenler hakkında eski hükümler geçerlidir. İş bu hükümler 24/07/2023 tarihinden sonra başlayacak öğrenci kayıtları için geçerlidir. www.vergidegundem.com

Söz konusu Kanun'a ulaşmak için tıklayınız...

7351 sayılı Kanun’la 2022 yılından itibaren üretim veya ihracat yapan kurumların bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranı 1 puan indirimli uygulanmaktadır. İhracat yapan ve/veya sanayi sicil belgesi alarak üretim yapan işletmelerin kazançları üzerinden 2022 yılında %23 yerine %22 vergi alındı.

7456 Sayılı Kanun’la ihracatçılara 1 puanlık vergi avantajı 5 puana çıkarıldı. Bu indirim ilk olarak 3. geçici vergi daha sonra 2023 kurumlar vergisi hesabında uygulanacak. Bu sayede kurumlar vergisi oranı marifetiyle ihracatçılara önemli bir vergi avantajı sunulmuştur. Döviz bozdurma yükümlülüğü nedeniyle zorluklar yaşayan ihracatçılar için olumlu bir gelişme.

Konuyla ilgili henüz tebliğ yayımlanmadı. 3. geçici vergi dönemi içinde olduğumuzdan kurumların kayıtlarını ihracat kazancını doğru tespit edecek şekilde tutması önemli. Ayrıca hem üretim hem ihracat faaliyeti olan işletmelerde hesaplama şekli de değişti.

Bu yazımızda bu avantajı anlatarak örneklerle yeni durumu açıklayacağız.

5 puanlık indirimden kimler yararlanabilir?

İhracat yapan tüm kurumlar yararlanabilir. Buna göre;

■ Mal ihracatı yapanlar

■ Hizmet ihracatı yapanlar

■ Yurt dışından satın aldığı malları Türkiye’ye getirmeden başka bir ülkedeki müşteriye satanlar

■ Yurt içinden serbest bölgeler ile gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara satış yapanlar

■ Yurt dışında mukim müşterilere uluslararası taşımacılık hizmeti verenler (23.05.2023 tarihli ve 49327596-125[KVKÖZ.2022.93]-97624 Sayılı Özelge)

indirimden yararlanır.

Limanlarda yabancı bayraklı gemilere verilen liman hizmetleri idarece ihracat kapsamında değerlendirilmemiştir (07.02.2023 tarihli ve 96620903-125-32576 Sayılı Özelge).

Üretim faaliyetle iştigal edenler de 5 puan indirimden yararlanabilir mi?

5 puanlık indirim sadece ihracat kazançlarına uygulanacaktır. Sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumların üretim faaliyetinden elde ettikleri kazançlarına 1 puan indirim uygulanmaktadır.

5 puan indirim hangi orana uygulanır?

2023 hesap döneminde kurumlar vergisi, kurum kazancı üzerinden %25 oranında alınacaktır. Dolayısıyla ihracatçılara uygulanacak indirimli oran (%25-%5)  %20 olacaktır.

Payları BIST’te ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumlarda kurumlar vergisi 2 puan indirimli uygulanmaktadır. Bu kurumlarda öncelikle 2 puan indirim uygulanacağından ihracat kazançlarına uygulanacak vergi oranı (25-2-5) %18 olmaktadır.

İhracat faaliyetinden zarar varsa indirim uygulanır mı?

Ticari bilanço zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi suretiyle kurumlar vergisi matrahı oluşsa da ihracat faaliyetlerinin zararla sonuçlanması durumunda 5 puan indirim uygulanamaz.

İhracat kazancının hesaplanmasında ihracat faaliyetleri bir bütün olarak değerlendirilir. Örneğin tarım ürünleri ihracatından 3 milyon TL zararı oluşan, sanayi ürünleri ihracatından 2 milyon TL kâr elde eden bir şirket ihracat faaliyetlerinden 1 milyon TL zarara uğradığından indirimden faydalanamayacaktır.

Hizmet ihracatında da indirim uygulanır mı?

Hizmet ihraçlarından elde edilen kazançlara da 5 puan indirim uygulanır. Mal ve hizmet ihracatını birlikte yapan kurumların bu faaliyetlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Hizmet ihracatı yapan kurumların kanunun 10/1-ğ maddesindeki %50 hizmet ihracatı indiriminden sonra kalan tutar üzerinden 5 puan indirim uygulaması gerekir.

Örneğin Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan yazılım hizmetinden elde edilen kazancına kanunun 10/1-ğ maddesi uyarınca %50 indirim uygulayan bir şirket, bu kazancına tekrardan 5 puan indirim uygulayamaz. Bu nedenle bu kısma tekabül eden kazanç toplam ihracat kazancından mahsup edilip kalan tutar üzerinden 5 puan indirim uygulanır.

Üretim ve ihracat birlikte yapılıyorsa uygulama nasıl olacak?

Önceki uygulamada gerek üretim gerek ihracat kazançlarına uygulanan indirim oranı %1 idi. Bu nedenle ürünler ihraç edilse bile kazanç öncelikle üretim faaliyetinden elde edilen kazanç olarak kabul edilerek 1 puan indirim uygulanmaktaydı. Bu kazancın ihracata isabet eden kısmına ikinci defa indirime yol açacak şekilde ayrıca 1 puan indirim uygulanmıyordu.

Yeni uygulamada ihracat kazançlarında indirim oranı arttığından bu kazançların ihracata isabet eden kısmı için 5 puan indirim uygulanacak, üretilip ihraç edilen bu ürünler için ayrıca 1 puan indirim uygulanmayacaktır.

Örnek 1: İhracatçı (A) A.Ş’nin tüm satışları ihracattan oluşmaktadır. Şirket 2023 yılında 3.000.000 TL kazanç elde etmiştir. Şirketin kurumlar vergisi matrahı ise 2.000.000 TL’dir. Bu durumda matrahın tamamına vergi oranı 5 puan indirimli (%25-%5) %20 uygulanacaktır.

Örnek 2: Sanayi sicil belgesini haiz (B) A.Ş. beyaz eşya üretimi yapmakta olup ürünlerin bir kısmını ihraç etmekte bir kısmını bir kısmını iç piyasada satmaktadır. Şirketin 2023 yılı faaliyet sonuçlarına ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir. 

Ticari bilanço kârı

5.000.000

İhraç edilen ürünlerden elde edilen kazanç

2.500.000

Yurt içi satıştan elde edilen kazanç

    2.000.000

Diğer kazançlar (indirim kapsamında olmayan)

500.000

KKEG

300.000

Geçmiş yıl zararları

(1.300.000)

Matrah

4.000.000

Yeni durumda öncelikle ihracata isabet eden kısım için 5 puanlık indirim uygulanacaktır.

A) İhracat kazancına ilişkin hesaplama:

İndirimli oran uygulanacak matrah: Matrah x (İhracat kazancı / Ticari Bilanço Karı)

: 4.000.000 TL x (2.500.000 / 5.000.000)

: 4.000.000 TL x %50

: 2.000.000 TL

(B) A.Ş. 4.000.000 TL’lik 2023 yılı matrahının 2.000.000 TL’lik kısmına kanunun 32. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kurumlar vergisi oranını (%25-%5) %20 olarak uygulayacak, 400.000 TL vergi hesaplayacaktır.

B) Üretim kazancına ilişkin hesaplama:

İndirimli oran uygulanacak matrah: Matrah x (Üretim kazancı / Ticari Bilanço Karı)

: 4.000.000 TL x (2.000.000 / 5.000.000)

: 4.000.000 TL x %40

: 1.600.000 TL

(B) A.Ş. 4.000.000 TL’lik 2023 yılı matrahının 1.600.000 TL’lik kısmına kanunun 32. maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kurumlar vergisi oranını (%25-%1=) %24 olarak uygulayacak, 384.000 TL vergi hesaplayacaktır.

C) Genel matrah

Matrahın kalan kısmına (4.000.000 – 3.600.000) 400.000 TL genel oran uygulanacaktır. Bu kısma isabet eden vergi 100.000 TL olmaktadır.

Toplam ödenecek kurumlar vergisi ise (400.000 + 384.000 + 100.000) 884.000 TL olup efektif vergi oranı %22,1 olmaktadır.

Örnek 3: (C) A.Ş. sanayi sicil belgesini haiz olup otomobil yedek parçası ticareti yapmakta ve hazır giyim malzemeleri üreterek yurt içi ve yurt dışı piyasalarda satışını yapmaktadır. 2023 yılı sonuçlarına ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir. 

Ticari bilanço kârı

20.000.000

Otomobil yedek parça (mal) ihracat kazancı

8.000.000

Hazır giyim malzemeleri (mamül) ihracat zararı

(10.000.000)

Hazır giyim malzemeleri (mamül) yurtiçi satışı kazancı

22.000.000

Geçmiş Yıl zararları

(10.000.000)

Matrah

10.000.000

İndirimli oran uygulanacak matrah: Matrah x (İhracat kazancı / Ticari Bilanço Karı)

İhracat faaliyeti bütün olarak değerlendirildiğinde (8.000.000 – 10.000.000) 2.000.000 TL zarar oluşuğundan 5 puan indirim uygulanamayacaktır.

Bu durumda matraha hazır giyim ürünleri yurtiçi satış kazancından dolayı 1 puan indirimli vergi oranı uygulanacaktır.

Mustafa AK
Yeminli Mali Müşavir

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/ihracatciya-5-puan-vergi-indirimi-uygulamasi-basliyor/702192

Perşembe, 27 Temmuz 2023 07:44

Defter Tutmanın Gereği Ve Önemi

Defter tutma ile ilgili esaslar esas itibariyle, ülkemizde iki ayrı kanunda düzenlenmiştir. Vergileme esasları çerçevesinde Vergi Usul Kanunu’nda, işletmecilik esasları açısından Türk Ticaret Kanununda hükümler yer almaktadır. Ulaşılmak istenen amaçların farklılığı nedeniyle iki ayrı düzenleme uygun görülmüştür. Kamu yönetiminin gereği olarak ayrı muhasebe düzenlemeleri öngörülmüştür. Bu gün vergi mükellefleri ve işletmelerce defter tutulması üzerinde duracağız.

Vergileme ve defter tutma

Bilindiği gibi dünyada ve ülkemizde vergilemeye esas matrahların mükellefçe belirlenerek beyan edilmesi esastır. Vergi sisteminin beyan esasına dayandırılmasının temelini vergiyi doğuran olayları mükelleflerin kayıtlarından izlenebilmesi oluşturur. Kayıtlar ise vergiyle ilgili işlemlerin dayanak belgelerin kanunen tutulması zorunluğu getirilen defterlere işlenmesi ile oluşturulur.

Vergi Usul Kanunu’nda kimlerin defter tutmak zorunda oldukları, tutulacak defterler, defterlerin tasdik zamanları, defter tutma esasları, temel amacın ne olduğu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Öncelikle temel amaç 171’nci maddede belirtilmiştir.

Defter tutmanın amaçları

Mükellefler bu kanuna göre tutacakları defterleri vergi uygulamaları bakımından aşağıdaki maksatları sağlayacak şekilde tutar.

1- Mükellefin vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumlarını tespit etmek,

2- Vergi ile ilgili faaliyet ve hesap sonuçlarını tespit etmek,

3- Vergi ile ilgili muameleleri belli etmek,

4- Mükellefin vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden kontrol etmek ve incelemek,

5- Mükellefin hesap ve kayıtlarının yardımıyla üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumlarını (emanet mahiyetindeki değerler dahil) kontrol etmek ve incelemek.

Defterlerin uygun şekilde tutulmaması

Mükelleflerce tutulacak defterlerin yukarıda sayılan amaçları karşılayacak şekilde tutulmamış olması halinde vergi incelemeleri sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun 30’uncu maddesi 4 numaralı bendi uyarınca re’sen takdir nedeni sayılır. Mükellef defterlerinin doğru bir vergi incelemesine imkân vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih (güvenilir) bulunmadığı kabul edilerek vergiye esas olacak matrahın vergi müfettişi veya takdir komisyonunca yeniden belirlenmesi yoluna gidilir. Ayrıca usulsüzlük cezası, takdir sonucuna göre, vergi ziyaı ortaya çıkarsa vergi ziyaı cezası kesilir.

Muhasebe usulünü seçmekte serbestlik

Mükelleflerin kayıtlarını nasıl tutacakları konusu kanunun 175’inci maddesinde hükme bağlanmıştır. Maddeye göre mükellefler yukarıda yazılı maksat ve esaslara uymak şartıyla, defterlerini ve muhasebelerini işlerinin bünyesine uygun olarak diledikleri usul v e tarzda düzenlemekte serbesttirler. Ancak, Hazine ve Maliye Bakanlığı; muhasebe standartları, tek düzen hesap planı ve mali tabloların çıkarılmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bunları mükellef, şirket ve işletme türleri itibariyle uygulatmaya ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Ticaret Kanunu’nun ticari defterler hakkındaki hükümleri mahfuzdur.

Maliye Bakanlığı, muhasebe kayıtlarını bilgisayar programları aracılığıyla izleyen mükellefler ile bu bilgisayar programlarını üreten gerçek ve tüzel kişilerce uyulması gereken kuralları ve bilgisayar programlarının içermesi gereken asgari hususlar ile standartları ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bakanlığın düzenleme yetkisi Kanun’un mükerrer 257’nci maddesinde ayrıca düzenlenmiştir.

Bakanlık bu madde ile verilen yetkileri yayınladığı genel tebliğlerle kullanmıştır. Muhasebe usulünü seçme serbestliği kanun hükümleri ve genel tebliğlerde belirtilen esaslar çerçevesinde devam etmektedir.

Ticari defterlerin tutulması

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18’inci maddesinde, tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir; ayrıca kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek, ticari işletmesini ticaret siciline tescil ettirmek ve bu kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterlerini tutmakla yükümlüdür. Denilmektedir. Ticari defterlerin tutulması ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler kanunun 64’üncü ve 65’inci maddelerinde yer almaktadır.

Ticari defterler

Ticari defterlerin tutulması ile ilgili esaslar kanunun 64’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre;

1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.

2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.

3) Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile dördüncü paragrafta sayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar notere yaptırılır. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ancak anonim ve limited şirketlerin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılış onayları ticaret sicili müdürlükleri tarafından yapılır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter veya ticaret sicili müdürlüğü onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.

4) Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler de ticari defterlerdir. Ticaret Bakanlığı, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılabilir. Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklıdır.

5) Bu kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı kanunun 175 inci ve mükerrer 257’nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Bu kanunun defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve ibraz hükümleri 213 sayılı Kanun ile diğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına, vergi kanunlarına uygun olarak vergi matrahının tespit edilmesine ve buna yönelik mali tabloların hazırlanmasına engel teşkil etmez.

Defterlerin tutulması

 Defterlerle ilgili diğer esaslar kanunun 65’inci maddesinde yer almaktadır. Defterlerin Türkçe tutulması gereği gibi.

1) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar Türkçe tutulur. Kısaltmalar, rakamlar, harfler ve semboller kullanıldığı takdirde bunların anlamları açıkça belirtilmelidir.

2) Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.

3) Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve değiştirilemez. Kayıt sırasında mı yoksa daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan değiştirmeler yasaktır.

4) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar, olgu ve işlemleri saptayan belgelerin dosyalanması şeklinde veya veri taşıyıcıları aracılığıyla tutulabilir. Defterlerin ve gerekli diğer kayıtların elektronik ortamda tutulması durumunda, bilgilerin saklanma süresince bunlara ulaşılmasının ve bu süre içinde bunların her zaman kolaylıkla okunmasının temin edilmiş olması şarttır. Elektronik ortamda tutulma hâlinde birinci ilâ üçüncü paragraf hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.

Değerlendirme

Defter tutmak, özetle, işletmelerde meydana gelen parasal ve fiziki mal ve hizmet hareketlerinin izlenmesini sağlar. Bir yönüyle devletin kamu hizmetini yerine getirmek için mükelleflerden alması gereken verginin doğruluğunun vergi denetimine yetkili kişilerce, kontrolünü sağlama aracıdır. Diğer taraftan ticari defterler işletme sahibinin işletmenin durumunu izleme ve değerlendirme aracıdır. Defterler işletme sahibi ve yöneticilerine;

■ İşletmenin kar zarar durumunu görmelerine,

■ Satacağı mal ve yapacağı hizmetlerin maliyetini ve satış fiyatını belirlemesine yardımcı olur,

■ Vergi idaresine ödeyeceği vergi tutarını hesaplar,

■ Finansal bilgilerin dönemler itibariyle karşılaştırılması v e durum değerlendirilmesine imkân verir,

■ Ticari ilişkide bulunulan kişilerle ve vergi idaresi ile anlaşmazlık çıkması durumunda defter kayıtları ve dayanağı belgeler ispat aracı olarak kullanılır. Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/defter-tutmanin-geregi-ve-onemi/702190

Perşembe, 27 Temmuz 2023 07:40

Danıştay Beleşçilerin Yolunu Kapadı

Geçtiğimiz günlerde (22.7.2023) Resmi Gazete’de “Bölge İdare Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi” başlığı altında yayımlanan Danıştay Vergi Dava Dairleri Kurulunun E.2023/2023 K.2023/4 sayılı Karar, uygulamada karşılaşılan pek çok sorunu ortadan kaldırdı.

Danıştay’ın bu yüksek Kurulunun kararının ayrıntılarına, özelliklerine girmeyeceğim. İsteyenler Resmi Gazete’den bulup okuyabilirler. Ben ortaya koyduğu sonuçlarına değineceğim.

Yüksek Kurul Kararı’nda diyor ki;

■ Anayasa Mahkemesi kararları yayınlandıkları gün yürürlüğe girer. Bu kural, kazanılmış hakların korunması kadar idari istikrarın ve hukuki kesinliğin korunmasını da amaçlar.

■ Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmedikçe kanunlar Anayasa’ya uygunluk karinesinden yararlanır. Bu sebeple kanunun yürürlüğü sırasında yapılan ve kesinleşen işlemler kanuna uygun kabul edilir, sonradan Kanun iptal edilse dahi hukuki geçerliliklerini korur.

■ Ve yine bu sebeple kesinleşmiş idari işlemlerin, kanunun Anayasa Mahkemesi’nce iptalinden sonra idari yargıda iptali talep edilemez. Bu konuda Vergi Usul Kanunu’nun “hata ve düzeltme” hükümleri de kullanılamaz. Çünkü işlem yapıldığında, hata yoktur.

■ İdarî Mahkemeler, Anayasa Mahkemesi’nin kararından önce yapılmış ve uyuşmazlık konusu yapılmamış işlemler için iptal kararından sonra Anayasa’ya aykırılık iddiası ile yaratılan uyuşmazlıklara dayalı davalarda Anayasa Mahkemesi kararını uygulayamazlar.

■ İdarî Mahkemeler, Anayasa Mahkemesi’nin kararını, ancak Anayasa Mahkemesi Kararından önce Anayasaya aykırılık iddiası ile yaratılan uyuşmazlıklara dayalı davalarda uygulayabilirler.

■ Anayasa’ya aykırılık savı, hata ve düzeltme yolunun konusuna girmez. Çünkü bu konu hukuki yorum konusudur. Bu savla hata ve düzeltme yoluna gidilemez.

Karardan benim anladıklarım kısaca ve özetle bunlar.

Peki, o halde, kişilerin kendilerine uygulanan kanun hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve haklarında Anayasa’ya aykırı vergilendirme yapıldığına inananlar ne yapacak. Bu konuda iki yol karşımıza çıkıyor. Birincisi İYUK md. 10 uyarınca idari müracaatla konuyu mahkemeye taşımak. İkinci yol ise beyanı (veya kendiliğinden tahakkuk söz konusu ise ödemeyi) ihtirazi kayıtla yaparak, doğrudan -30 gün içinde- dava açmak. Bu ikinci yol en garantili yol.

Mali yükümlülük öngören ve kamuoyunda Anayasa’ya aykırılık inancının yaygın olduğu hemen her yasal düzenlemeden, özellikle ek kurumlar vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi gibi düzenlemelerden sonra hemen onlarca soru gelir. Soru hep, “Biz dava açmasak da nasılsa biri dava açacaktır. Onların davası, Anayasa’ya aykırılık kararı ile sonuçlandıktan sonra idareye müracaatla ödediklerimizi alabilir miyiz?” şeklinde olur.

Ben bu soruları soranlara “beleşçi” diyorum. Birileri hak arayacak, yargıya gidecek, masraf yapacak, Avukat tutacak, uğraşacak, idareye karşı belki kötü kişi olma riskini alacak, diğerleri sonuca beleş tarafından konup, bir dilekçe ile paralarını alacaklar. Yok, böyle bir dünya. Herkes hakkını arayacak, hukuki yolları tüketecek. Hakkını kendi aramayıp uyanıklık yapan, başkasının mücadelesinin üstüne konmaya çalışan ise ödediği ile kalacak.

Önceki yazılarımda savunduğum görüşlerle uyumlu Danıştay kararı da işte tam bunu söylüyor. Karar, Anayasa’ya aykırılık savının “hata ve düzeltme başvurusuna konu edilemeyeceği”ni açıklığa kavuşturduktan sonra, Anayasa Mahkemesi kararını müteakip harekete geçenlerin, ihtilaf çıkartmaya çalışanların, yani beleşçilerin yolunu kapatıyor.

Karar elbette ki vergi hukukçuları tarafından tartışılacak ve belki eleştiriye uğrayacaktır. Zaten oy çokluğu ile (10/17) verilmiş bir karardır. Ne denilirse denilsin, karar benim hoşuma gitti. Bumin DOĞRUSÖZ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/danistay-belescilerin-yolunu-kapadi/702191

27 Temmuz 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32261

Cumhurbaşkanı Kararı

Karar Sayısı: 7404

Ekli “İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar”ın yürürlüğe konulmasına, 1567 sayılı Kanunun 1 inci, 474 sayılı Kanunun 2 nci, 3283 sayılı Kanunun 2 nci, 4458 sayılı Kanunun 16 ncı, 22 nci ve 55 inci maddeleri ile 2976 sayılı Kanun hükümleri gereğince karar verilmiştir.

26 Temmuz 2023

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

İTHALATTA İLAVE GÜMRÜK VERGİSİ UYGULANMASINA İLİŞKİN KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KARAR

MADDE 1– 31/12/2020 tarihli ve 3351 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin Kararın eki Ek-1 sayılı tabloda yer alan (11) numaralı dipnottaki “31/7/2023” ibaresi “31/12/2023” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2– Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3– Bu Karar hükümlerini Ticaret Bakanı yürütür.

27 Temmuz 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32261

6/2/2023 Tarihinde Kahramanmaraş İlinde Meydana Gelen Depremler Nedeniyle Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya İlleri ile Gaziantep İlinin İslahiye ve Nurdağı İlçelerinde Devam Eden Mücbir Sebebe İstinaden, 7256 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve 7326 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunda Yer Alan Taksit Ödeme Sürelerinin Yeniden Belirlenmesi Hakkında Karar (Karar Sayısı: 7405)

Cumhurbaşkanı Kararı

Karar Sayısı: 7405

6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep İlinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde devam eden mücbir sebebe istinaden, 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunda yer alan taksit ödeme sürelerinin yeniden belirlenmesine dair ekli Kararın yürürlüğe konulmasına, 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onaltıncı fıkrası ile 7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin onaltıncı fıkrası gereğince karar verilmiştir.

26 Temmuz 2023

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

26/7/2023 TARİHLİ VE 7405 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARININ EKİ KARAR

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Karar ile; 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin onaltıncı fıkrası ve 3/6/2021 tarihli ve 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 9 uncu maddesinin onaltıncı fıkrasına istinaden, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 15 inci maddesine göre, meydana gelen depremler nedeniyle ilan edilen mücbir sebep halinin devam ettiği Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep İlinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki dairelere (alacaklı idarelere) borçlu olanların mücbir sebep hallerinin devam ettiği süre içinde, 7256 sayılı Kanunun 2 nci ve 4 üncü maddeleri ile 7326 sayılı Kanunun 2 nci, 3 üncü, 4 üncü, 5 inci, 7 nci ve 8 inci maddeleri ve 10 uncu maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve onüçüncü fıkraları kapsamında alacakları yapılandırılan idarelere ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri yeniden belirlenmektedir.

Mücbir sebep hali devam eden yerler ve mücbir sebep hali nedeniyle belirlenen yeni ödeme süreleri

MADDE 2- (1) 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine istinaden 6/2/2023 tarihinden geçerli olmak üzere ilan edilen mücbir sebep halinin Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep İlinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde 30/11/2023 tarihine kadar (bu tarihler dâhil) devam ettiği ilan edilmiştir.

(2) Birinci fıkrada belirtilen yerlerdeki dairelere borçlu olanların münhasıran bu yerlerdeki dairelere (alacaklı idarelere) anılan Kanunlar kapsamında 6/2/2023 ila 30/11/2023 tarihleri arasında ödenmesi gereken taksitlerinden (ödeme süresinin son günü mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe rastlayanlar dâhil) birincisinin ödeme süresi; mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen ayda, sonraki taksitlerin ödeme süreleri de bu ayı takip eden ikişer aylık dönemler halinde, 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi ile 7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendine göre aylık taksitler halinde ödenmesi gereken taksitler ise mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen aydan başlayarak aylık taksitler halinde ödenmek üzere uzatılmıştır.

Yürürlük

MADDE 3- (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 4- (1) Bu Karar hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

ÖZET:

Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde faaliyet gösteren 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı çalıştıran işyeri işverenleri, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile diğer sigortalılar ve genel sağlık sigortalılarının

a) 06/02/2023 ila 30/11/2023 tarihleri arasında, 5510 sayılı Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları her türlü bilgi, belge ve beyannamelerin (iş kazaları ile meslek hastalıkları bildirimleri dahil) 15/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) SGK’ ya verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş sayılacaktır.

b) 06/02/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos Eylül, Ekim aylarına ait prim borçları (Ayların 15 ila 14 döneminde işlem gören işyerleri için 2022 Aralık ayı, 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları) 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 29/12/2023 tarihine (bu tarih dahil) kadar ertelenecektir.

c) Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde faaliyet gösteren meslek mensuplarıyla 6/2/2023 tarihi itibarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan ve Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri dışında işyeri bulunan işverenlerin 2023/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim aylarına ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin “SGK Bildirimleri” kısmının 15/12/2023 tarihine kadar verilmesi ve tahakkuk edecek prim borçlarının 29/12/2023 tarihine kadar ödenmesi halinde söz konusu yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş sayılacaktır. (TÜRMOB)

Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde 31/07/2023 tarihi itibarıyla sona erecek olan mücbir sebep hali 30/11/2023 tarihine kadar uzatılmıştır.

Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle prim borçlarının ödenme süreleri ile kuruma verilmekle yükümlü olunan bilgi, belge ve beyannamelerin verilme sürelerine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu tarafından 26/07/2023 tarihli ve 2023-103 sayılı karar alınmıştır.

Bu doğrultuda, meydana gelen deprem felaketi tarihi itibarıyla Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde faaliyet gösteren 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı çalıştıran işyeri işverenleri, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile diğer sigortalılar ve genel sağlık sigortalılarının;

a- 06/02/2023 ila 30/11/2023 tarihleri arasında, 5510 sayılı Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları her türlü bilgi, belge ve beyannamelerin (iş kazaları ile meslek hastalıkları bildirimleri dahil) 15/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) Kuruma verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş sayılacaktır.

b- 06/02/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos Eylül, Ekim  aylarına ait prim borçları (Ayların 15 ila 14 döneminde  işlem gören işyerleri için 2022 Aralık ayı, 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül   ayları) 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 29/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) ertelenecektir.

c- Ödeme vadesi geçmiş borçları çeşitli kanunlar uyarınca yeniden yapılandırılmış veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca tecil ve taksitlendirilmiş olup, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde yerler için 06/02/2023 tarihi itibarıyla yapılandırma/taksitlendirme işlemleri bozma koşuluna girmemiş işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin ödeme vadesi 06/02/2023 ila 30/11/2023 tarihleri arasında sona eren taksitlerini 29/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemeleri halinde yasal süresi içinde ödenmiş sayılacaktır.

d- Borçlanma ve ihya kapsamındaki borçlarından son ödeme tarihi 06/02/2023 ila 29/12/2023 olanlar için son ödeme tarihi 29/12/2023 olarak dikkate alınacaktır.

e- Kontrol muayenesine tabi olup kontrol muayene tarihleri 01/02/2023 ila 29/12/2023 olanların kontrol muayene tarihleri 29/12/2023 olarak belirlenmiştir.

f- Fazla veya yersiz ödemeler ve kamu zararlarından kaynaklanan kurum alacaklarından 06/02/2023 tarihi itibarıyla yapılandırma/taksitlendirme işlemleri bozma koşuluna girmemiş ve ödeme süresi dolmuş mevcut alacaklar ile 30/11/2023 tarihine kadar tahakkuk edecek olan alacakların son ödeme tarihi ilgili mevzuatı gereği gecikme zammı uygulanmaksızın 29/12/2023 tarihine (bu tarih dahil) ertelenecektir.

g- Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde faaliyet gösteren meslek mensuplarıyla 06/02/2023 tarihi itibarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan ve Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri dışında işyeri bulunan işverenlerin 2023/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim  aylarına  ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin “SGK Bildirimleri” kısmının 15/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) verilmesi ve tahakkuk edecek prim borçlarının 29/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödenmesi halinde söz konusu yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş sayılacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Kaynak: SGK

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

Sayı : E-60801812-205.05.99-62904

Konu : Mücbir sebep ilan edilen yerlerde 2022 yılı Tam Tasdik Raporunun verilme süresi hk.

Tarih: 26.07.2023

GAZİANTEP YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI BAŞKANLIĞINA

İncilipınar Mah. 4 No.lu Cad. Kazaz İş Merkezi B Blok Kat:2 No:2-3

Şehitkamil/GAZİANTEP

İlgi : a) 12/04/2023 tarihli ve E.65 sayılı yazınız.

b) 18/07/2023 tarihli ve 60801812-205.05.99-59136 sayılı yazımız.

İlgi (a)’da kayıtlı yazınızda, afet bölgesinde yer almakla birlikte; kanuni süresinde beyanname verme tercihinde bulunan mükellefler hakkında düzenlenmesi gereken tam tasdik ile indirim ve istisnalara ilişkin tasdik raporları ile mücbir sebep hali nedeniyle uzayan beyanname verme süresi sonunda beyanname verme tercihinde bulunan mükellefler hakkında düzenlenmesi gereken tam tasdik ile indirim ve istisnalara ilişkin tasdik raporlarının, hangi tarihlerde verilmesi gerektiği yönünde tereddüde düşüldüğünden bahisle, konu hakkında üyelerinize verilecek cevaba esas olmak üzere görüş tayin edilmesi hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiş, ilgi (b)’de kayıtlı yazımızda ise konuya ilişkin Başkanlığımız açıklamalarına yer verilmiştir.

Konu Başkanlığımızca yeniden değerlendirilmiş olup, 06/02/2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi kapsamında alınan mücbir sebep kararı gereğince 2022 yılı Gelir Vergisi Beyannameleri 01/03/2023-15/08/2023, 2022 yılı Kurumlar Vergisi Beyannameleri 01/04/2023-15/08/2023 tarihleri arasında verileceğinden, Başkanlığımızca, 2022 Yılı Gelir veya Kurumlar Vergisi Beyannamesi Tasdik Raporlarının, 24 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği çerçevesinde beyanname verme süresinin bitimini (15/08/2023) takip eden ikinci ayın son günü olan 31/10/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) verilmesi uygun görülmüştür.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Faruk GÖZÜBÜYÜK

Başkan a.

Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • SERMAYE TAAHHÜDÜNÜN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ Türk Ticaret Kanununun 332. Maddesi Uyarınca Anonim Şirketler Asgari 250.000,00…
  • 2023 Yılında Yapılan Enflasyon Düzeltmesi, 2024 Yılında Ortaya Çıkacak "ENFLASYON DÜZELTMESİ KARINI" Etkiler Mi? CEVAP : HAYIR 2- 2023 yılında yapılan enflasyon düzeltmesi, 2024…
  • İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ 32/A MADDESİ KAPSAMINDA VERGİ ZİYAI CEZASI İndirimli Kurumlar Vergisi uygulamasında; KVK 32/A maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen…
Top