Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Perşembe, 23 Ağustos 2018 00:00

Canlı Varlıklar Ve Muhasebesi Örnek Uygulama

Canlı varlık, yaşayan bitki veya hayvanlardan, benzer hayvan veya bitkilerin oluşturduğu gruplardır.

Tekdüzen Hesap Planına göre canlı varlıklar; tüketilebilir, taşıyıcı ve olgunlaşmış-olgunlaşmamış canlı varlıklar ile bir yıldan kısa sürede değerlenecek canlı varlıklar ve bir yıldan uzun sürede değerlenecek canlı varlıklar şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Tüketilebilir Canlı Varlıklar: Hasat edilen veya canlı varlık olarak satışa konu olan varlıklardır. Örnek olarak; çiftliklerde yetiştirilen balıklar, mısır, buğday gibi mahsuller ile kereste olarak kullanılması için yetiştirilen ağaçları verebiliriz.

Taşıyıcı Canlı Varlıklar: Tarımsal ürünler değil taşıyıcıdırlar. Kendi üzerlerinde tarımsal ürün hasat edilmektedir. Örnek olarak; kendisinden süt üretilen hayvanları, üzüm asmaları, meyve ağaçları verebiliriz.

Olgunlaşmış Canlı Varlıklar: Olgunlaşmış canlı varlıklar; hasat edilebilir özellik kazanmış (tüketilebilir canlı varlık) veya düzenli aralıklarla hasat edilebilmeleri mümkün olan varlıklardır.

Olgunlaşmamış Canlı Varlıklar: Olgunlaşmamış canlı varlıklar ise hasat edilebilmeleri mümkün olmayan varlıklardır. Olgunlaşmış canlı varlıklara örnek olarak; sığır, at ve meyve ağaçlarını verebiliriz. Olgunlaşmamış canlı varlıklara ise buzağı, tay, yetişen ağaçları örnek olarak verebiliriz

Bir Yıldan Kısa Sürede Değerlenecek Canlı Varlıklar: Dönen varlıklar grubunda yer alan canlı varlıklardır. En çok bir yıl içinde canlı varlık olma özelliğini yitirecek yani satılacak veya işletmede kullanılacak canlı hayvan veya bitkilerden oluşur.

Bir Yıldan Uzun Sürede Değerlenecek Canlı Varlıklar: Duran varlıklar grubunda yer alan canlı varlıklardır. Bir yıldan daha fazla sürede işletmede kalacak olan canlı hayvanlar veya bitkilerdir

Canlı varlıklar değişim kapasitesine sahiptir. Canlı varlıkların değişimleri yönetilebilir ve ölçülebilir. Canlı varlıklar bu özellikleri nedeni ile Tekdüzen hesap planında dönen varlıklar ve duran varlıklar özel bir grup oluşturması gerekir.

Canlı varlıkların, doğma, büyüme, olgunlaşma gibi değişime uğrama özelliğine sahip olmaları ve bunların değerleme ve muhasebeleştirme ilkelerinin vergi mevzuatı ve standarda göre farklı olması, muhasebeleştirilmelerini zorlaştırmaktadır. Standardın önerdiği gerçeğe uygun değer ilkesi ile vergi yasalarımızın istediği maliyet esası ile değerleme konusu, canlı varlıkların muhasebe kayıtlarında karışıklığa neden olmakta ve tekdüzen kayıt ilkesi konusunda sıkıntı yaşanmaktadır. Bu karışıklığın giderilmesi için aşağıda görüleceği üzere hesap planında yer alan dönen varlık ve duran varlık hesapları önerilmiştir.

VUK’ a göre Canlı varlıklar için yapılan tüm harcamalar maliyet esasına göre canlı varlığın maliyeti olarak düşünülüp ilgili canlı varlık için açılan hesaba borç olarak kaydedilmektedir.

TMS 41 standardına göre canlı varlıklar net gerçeğe uygun değer ile değerlendikten sonra maliyet değeri ile karşılaştırılır. Karşılaştırma sonucu ortaya çıkacak olumlu veya olumsuz farklar satış hasılatı ile ilişkilendirilerek gelir-gider tablosuna aktarılır. Canlı varlık değerleme farklarının 60 hesap grubunda boş bırakılan 603- 609 kodlu hesaplardan olan 603 Tarımsal Ürün Değerleme Azalışı, 604 Tarımsal Ürün Değerleme Artışı, 605 Canlı Varlık Değerleme Artışı ve 606 Canlı Varlık Değerleme Azalışı adı altında artış ve azalışlar için açılacak olan, alt hesaplarda izlenebilir. Üretim Giderlerinin 635 Canlı Varlık Üretim Giderleri Hesabı ile Satılan canlı varlık maliyetlerinin 624 Satılan Canlı Varlık Maliyeti Hesabı’nda izlenmesi uygun olacağı görüşü genel kabul görmüştür.

Buna göre; Dönen varlıklarda 16. grup, duran varlıklarda 21. grup kullanılabilir

Canlı varlıklardan elde edilen süt, yumurta, meyve vb. ürünler 15 Stoklar grubundaki hesaplarda izlenir.

Değer artış ve azalışlarının ertelenen vergi ve vergi varlığı kayıtları

Canlı varlıkların gerçeğe uygun değer ile değerlemesinden dolayı meydana gelen artışlar, vergi mevzuatı açısından vergiye tabi tutulmazlar. Bu açıdan, TMS12 standardına göre ertelenmiş vergi yükümlülüğü ortaya çıkmaktadır. Ertelenen Vergi Yükümlülükleri; Vergilendirilecek geçici farklar nedeniyle gelecek dönemlerde ödenecek vergi tutarıdır. Başka bir ifadeyle, gelecek dönemlerde ödenecek kurumlar vergisi rakamına ilave edilecek tutarlarıdır. Ertelenen Vergi Varlıkları ise; Gelecek dönemlerde ödenecek kurumlar vergisi rakamından indirilecek tutarlarıdır. Bu durumda canlı varlıkların değer artışlarından ortaya çıkacak farklar 484 Ertelenmiş Vergi Yükümlülükleri hesabında, azalışlar ise 284 Ertelenmiş Vergi Varlığı hesabında izlenmesi uygun olacaktır.

  1. CANLI VARLIKLAR

160 TARLA BİTKİLERİ

161 BAHÇE BİTKİLERİ

162 CANLI KÜMES HAYVANLARI

163 CANLI SU HAYVANLARI

164 CANLI BÜYÜKBAŞ HAYVANLAR

165 CANLI KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR

168 DİĞER CANLI VARLIKLAR

169 CANLI VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (-)

  1. CANLI VARLIKLAR

210 MEYVE AĞAÇLARI

211 MEYVE VERMEYEN AĞAÇLAR

212 CANLI KÜMES VARLIKLARI

213 CANLI SU VARLIKLARI

214 CANLI BÜYÜKBAŞ HAYVANLAR

215 CANLI KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR

217 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR (-)

218 YAPILMAKTA OLAN CANLI VARLIK YATIRIMLARI

219 CANLI VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (-)

220 VERİLEN AVANSLAR

284 ERTELENMİŞ VERGİ VARLIĞI

484 ERTELENMİŞ VERGİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ

6 GELİR TABLOSU HESAPLARI

600 YURTİÇİ SATIŞLAR

601 YURT DIŞI SATIŞLAR

602 İHRAÇ KAYDIYLA SATIŞLAR

603 TARIMSAL ÜRÜN DEĞERLEME AZALIŞLARI

604 TARIMSAL ÜRÜN DEĞERLEME ARTIŞLARI

605 CANLI VARLIK DEĞERLEME ARTIŞLARI

606 CANLI VARLIK DEĞERLEME AZALIŞLARI

624 SATILAN CANLI VARLIK MALİYETİ

635 CANLI VARLIK ÜRETİM GİDERLERİ

Örnek Uygulama:

 XYZ A.Ş. Tarım işletmesi süt ve süt ürünleri üretimi yapmaktadır. İşletme süt üretmek amacıyla 15.02.2016 tarihinde bir tanesi 10.000,00 TL’den bir adet düveyi peşin olarak satın almış ve düve için (Düve, yetişme çağındaki olgunlaşmamış inek) ödenen bu bedel düvenin gerçeğe uygun değeri olarak kabul edilmiştir. 31.12.2016 tarihine kadar söz konusu düve için, 3.000,00 TL direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik ve genel üretim gideri yapılmıştır.

31.12.2016 tarihi itibariyle düve süt vermeye başlamıştır.

Öte yandan 31.12.2016 tarihi itibariyle söz konusu ineğin net gerçeğe uygun değeri 14.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.

 01.01.2017- 31.12.2017 tarihleri arasında amortisman hariç olmak üzere inek için 1.600,00 TL direkt ilk madde ve malzeme, direkt işçilik ve genel üretim gideri yapılmıştır. (Amortismanlar bu tutara dahil değildir. 31.12.2017 tarihinde ineğin net gerçeğe uygun değeri 12.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. Öte yandan 31.12.2017 tarihine kadar inekten üretilen sütlerin net gerçeğe uygun değeri 1.800,00 TL olarak tespit edilmiştir. VUK’ na göre ineklere ait amortisman oranı %20’ dır.

Örnekle ilgili muhasebe kayıtları TMS 41’e göre yapılacak, ancak TMS 41 ile VUK arasında farlılıklar olduğunda, farlılıkları ortaya koymak adına hem TMS 41’e göre hem de VUK yasasına göre muhasebe kayıtlarına yer verilmiştir.

-------------------------15.02.2016 --------------

150 İLK MADDE VE MALZEME HS            10.000,00

150.15 Büyükbaş Canlı Varlıklar

                       102 BANKALAR                          10.000,00

Süt üretmek amacıyla 1 adet düve alış kaydı

----------------------------15.02.2016-------------

710 DİREKT İLK MAD. VE MALZ. GİD. HS  10.000,00

710.10.Yetişme Dönemindeki Düve

                     150 İLK MAD. VE MALZ. HS                          10.000,00

                     150.15 Büyükbaş Canlı Varlıklar

Düvenin Gider Hesabına Devri

----------------------------31.12.2016 ---------------

710 DİREKT İLK MAD. VE MALZ. GİD.HS             500,00

720 DİREKT İŞÇİLİK GİDERİ HS                      1.500,00

730 GENEL ÜRETİM GİDERLERİ HS                  1.000,00

                       102 BANKALAR                                    3.000,00

Dönem içinde düve için yapılan giderler

-----------------------------//-----------------------

Yukarıda TMS 41’e göre yapılan muhasebe kayıtları, VUK hükümlerine göre yapılması gereken muhasebe kayıtları ile aynı olduğundan; sadece TMS 41’e göre muhasebe kayıtları yapılmış VUK göre muhasebe kayıtlarına yer verilmemiştir. Ancak giderlerin yansıtılması ve ineklerin süt verecek çağa gelmesi nedeniyle yapılacak muhasebe kayıtları TMS 41 ve VUK göre farklılık arz ettiğinden aşağıda söz konusu farlılıkları göstermek adına hem TMS 41’e göre hem de VUK göre muhasebe kayıtlarına yer verilmiştir.

TMS 41’e göre muhasebe kayıtları

--------------------------31.12.2016 -------------

218 YAPILMAKTA OLAN CANLI VARLIK YATIRIMLARI   13.000,00

218.01 Yetişme Dönemindeki Düve

                     711 D. İLK MAD. MALZ. GİD. YANS. HS            10.500,00

                     721 DİREKT İŞÇİLİK GİD. YANSIT. HS             1.500,00

                     731 GENEL ÜRETİM GİD. YANSIT. HS              1.000,00

Giderlerin ilgili bilanço hesabına yansıtılması

--------------------------31.12.2016 ------------------

214 CANLİ BÜYÜKBAŞ VARLIKLAR                             14.000,00

214.01 Verim dönemindeki inek

            218 YAPILMAKTA OLAN CANLI VARLIK YATIRIMLARI        13.000,00

            218.01 Yetişme Dönemindeki Düve

            605 CANLI VARLIK DEĞERLEME ARTIŞLARI                               1.000,00

            605.01. Canlı Varlık Değer Artışı

İneğin süt verecek çağa (olgunlaşması) gelmesi

----------------------------//---------------------------

VUK yasasına göre muhasebe kayıtları

--------------------------31.12.2016 ------------------

258 YAPILMAKTA OLAN YATIRIMLAR                     13.000,00

218.01 Yetişme Dönemindeki Düve

                    711 D. İLK MAD.MALZ. GİD. YANS. HS         10.500,00

                    721 DİREKT İŞÇİLİK GİD. YANSIT. HS           1.500,00

                    731 GENEL ÜRETİM GİD. YANSIT. HS            1.000,00

Giderlerin yansıtılması

--------------------------31.12.2016 ------------------

257 DİĞER MADDİ DURAN VARLIKLAR                13.000,00

257.01 Verim dönemindeki inek

                   258 YAPILMAKTA OLAN YATIRIMLAR           13.000,00

                   218.01 Yetişme Dönemindeki Düve

İneğin süt verecek çağa (olgunlaşması) gelmesi

----------------------------//---------------------------

İnekler 31.12.2016 tarihinde olgunlaşmış olarak kabul edildiğinden, ilgili duran varlık hesabına alınmıştır. THP de duran varlık niteliğinde küçük ve büyükbaş canlı varlıkların izlenmesinde kullanılan özel bir hesap olmaması nedeniyle, uygulamada canlı varlıkların izlenmesinde 257 DİĞER MADDİ DURAN VARLIKLAR hesabı kullanılmaktadır. Bize göre, tüm duran varlıklar için, gün esasına dayalı kıst amortisman uygulaması doğru maliyet hesaplaması ve bilgi amaçlı muhasebe için en uygun yöntem olmakla birlikte, 31.12.2017 tarihinde aktife alınsa da VUK yasasına göre inekler için %20 amortisman ayrılması gerekmektedir. Bu nedenle aşağıdaki gibi bir kayıt yapılmalıdır.

----------------------------31.12.2016 ---------------

730 GENEL ÜRETİM GİDERLERİ HS                                      2.600,00

730.10. Büyükbaş Canlı Varlık Amortisman Gider.

              257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR                                          2.600,00

              257.10. Büyükbaş Canlı Varlık Amortisman Gider

Amortisman Giderleri(13.000,00x%20=2.600,00)

-----------------------------//-----------------------

Küçük ve büyükbaş canlı varlıkların VUK ve THP ile TMS 41’ e göre muhasebe kayıtları arasındaki tutar farkı, bilanço ve gelir tablosu açısından şöyledir.

 Canlı varlıkların THP ve VUK yasasına göre;

Bilançoda 256 Diğer Maddi Duran Varlıklar Hesabında amortisman işleminden dolayı (13.000,00- 2.600,00) = 10.400,00 TL olarak gözükecektir.

TMS 41’e göre;

214 Canlı Büyükbaş Varlıklar hesabında 14.000,00 TL olarak gözükecektir.

Ayrıca VUK yasasına göre hesaplanan amortisman tutarı, dönem karını, TMS 41’e göre 2.600,00 TL daha düşük gösterecektir. Bu sonuca göre VUK esas alınarak tutulan muhasebede işletme hem finansal olarak daha zayıf gözükecek, hem de o yıl 2.600,00 TL daha az kar eden bir işletme olarak değerlendirilecektir.

01.01.2017 ile 31.12.2017 tarihleri arasında gerçekleşen işlemlere ait muhasebe kayıtları; TMS 41 ve VUK yasasına göre şöyle olacaktır.

TMS 41’e göre muhasebe kayıtları

----------------------------31.12.2017 ---------------

710 DİREKT İLK MAD. VE MALZ. GİD. H S 400,00

720 DİREKT İŞÇİLİK GİDERİ HS           1.000,00

730 GENEL ÜRETİM GİDERLERİ HS          200,00

                        102 BANKALAR                              1,600,00

İnek bakımı için yapılan giderler

----------------------------31.12.2017 ---------------

151 YARI MAMUL-ÜRETİM HS                1.600,00

151.10. Süt

           711 D. İLK MAD.MALZ. GİD. YANS. H                           400,00

           721 DİREKT İŞÇİLİK GİD. YANSIT. HS                     1.000,00

           731 GENEL ÜRETİM GİD. YANSIT. HS                           200,00

Maliyetlerin bilanço hesabına aktarılması

----------------------------31.12.2017 ---------------

152 MAMULLER HS                                1.800,00

152.01. Süt                                                              1.600,00

             151 YARI MAMUL-ÜRETİM HS

             151.10. Süt

             604 TARIMSAL ÜRÜN DEĞERLEME ARTIŞLARI    200,00

             604.01. Tarımsal Ürün Değer Artışı

Sütün gerçeğe uygun değerle kaydedilmesi

----------------------------31.12.2017 ---------------

606 CANLI VARLIK DEĞERLEME AZALIŞLARI              2.000,00

606.01. Canlı Varlık Değer Azalışı

                 214 CANLİ BÜYÜKBAŞ VARLIKLAR           2.000,00

                 214.01 Verim dönemindeki inek

İneğin gerçeğe uygun değer ile değerlemesi

-----------------------------//-----------------------

VUK yasasına göre muhasebe kayıtları

----------------------------31.12.2017 ---------------

710 DİREKT İLK MAD. VE MALZ. GİD.HS      400,00

720 DİREKT İŞÇİLİK GİDERİ HS              1.000,00

730 GENEL ÜRETİM GİDERLERİ HS             200,00

                         102 BANKALAR.                             1.600,00

İneğin bakımı için yapılan giderler

----------------------------31.12.2017 ---------------

730 GENEL ÜRETİM GİDERLERİ HS       2.600,00

730.10. Büyükbaş Canlı Varlık Amortisman Gider.

257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR                        2.600,00

257.10. Büyükbaş Canlı Varlık Amortisman Gider

Amortisman Giderleri(13.000,00x%20=2.600,00)

----------------------------31.12.2017 ---------------

151 YARI MAMUL-ÜRETİM HS                 4.200,00

151.10. Süt

             711 D. İLK MAD.MALZ. GİD. YANS. HS     400,00

             721 DİREKT İŞÇİLİK GİD. YANSIT. H     1.000,00

             731 GENEL ÜRETİM GİD. YANSIT. HS    2.800,00

Maliyetlerin bilanço hesabına aktarılması

-----------------------------//-----------------------

----------------------------31.12.2017 ---------------

152 MAMULLER HS                            4.200,00

152.01. Süt

151 YARI MAMUL-ÜRETİM HS                             4.200,00

151.10. Süt

-----------------------------//-----------------------

VUK ve THP ye göre 01.01.2017 ile 31.12.2017 tarihleri arasında inekler için katlanılan giderler,152 Mamuller hesabında 4.200,00 TL olarak görülmektedir. TMS 41’e göre süt canlı varlık olmadığı için

152 Mamuller hesabında izlenmesinde bir sakınca yoktur. Ancak TMS 41’e göre sütün maliyeti 1.600,00 TL’dir. Bununla beraber, süt bu tutar üzerinden değil net gerçeğe uygun değer üzerinden kayıtlanmalıdır ki; bu tutarda 1.800,00 TL’dir. Net gerçeğe uygun değer ile TMS 41’e göre hesaplanan sütün maliyet değeri arasındaki fark, Tarımsal Ürün Değerleme Farkı olarak gelir tablosuna aktarılmaktadır. VUK yasasına göre belirlenen maliyet bedeli ile TMS 41’e göre belirlenen maliyet bedeli arasındaki farkın nedeni, VUK yasasına göre küçük ve büyükbaş canlı varlıklara %20 amortisman hesaplanıp, bu tutarın maliyete dahil edilmesidir.

ÖRNEK UYGULAMA:

ABC hayvancılık işletmesinin faaliyetlerine ilişkin bilgiler aşağıda belirtildiği gibidir:

1) 01.04.2017 tarihinde işletmede bulunan koyunlar doğum yapmış, 5 adet kuzu doğmuştur. Bu kuzuların bir tanesinin gerçeğe uygun değeri 350.-TL'dir.

2) Kuzular belli bir olgunluğa erişmiştir.

 Gerçeğe uygun değer, (2.000,00-1.750,00=250,00) değer artışı hesaplanmıştır.

3) Yıl sonundaki her biri için gerçeğe uygun değeri 400.-TL olduğu tespit edilmiştir.

4) Belli bir olgunluğa erişmiş olan kuzular satılacak duruma gelmiş “koyun olmuş” ve tanesi 450+%8 KDV'ye peşin olarak satılmıştır.

1)____________________ 01/04/2017 ____________________

218 YAPILMAKTA OLAN CANLI VARLIK YAT. 1.750.00

218 01 Kuzu

                                      605 CANLI VARLIK DEĞ. ARTIŞ. 1.750.00

5 adet*350.00= 1.750,00

Kuzuların doğması ve gerçek değere göre kaydı.

2)____________________ 31/12/2017 ____________________

218 YAPILMAKTA OLAN CANLI VARLIK YAT. 1.750.00

218 02 Koyun

                                   218 YAPIL.OLAN CANLI VAR.YAT. 1.750.00

                                   218 01 Kuzu

Kuzuların belli bir olgunluğa erişme kaydı.

……………………………………………..//……………………………………………

3)____________________ 31/12/2017 ____________________

218 YAPILMAKTA OLAN CANLI VARLIK YAT.     250.00

218 02 Koyun

                                  605 CANLI VARLIK DEĞ. ARTIŞ.    250.00

Gerçeğe uygun değer kaydı.

4)____________________ 31/12/2017 ____________________

165 KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR                              2.000.00

165 01 Koyun

                         218 YAPIL.OLAN CANLI VAR.YAT.          2.000.00

                         218 02 Koyun

Koyunların satılma aşamasına gelme kaydı.

5)____________________ 31/12/2017 ____________________

102 BANKALAR                                                    2.430.00

                600 YURT İÇİ SATIŞLAR                                   2.250

                391 HES. KDV                                                       180

Koyun satış kaydı.

6)____________________ 31/12/2015 ____________________

620 SATILAN MAMUL MALİYETİ                      2.000.00

                  163 KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR                      2.000,00

                   163 01 Koyun

Satılan mamul maliyeti kaydı

…………………………………………//………………………………………………..

23.03.2018 

YMM/BD HASAN SANCAK

KAYNAK

  • VUK
  • TMS-41
  • THP
  • Osman Tuğay
Çarşamba, 17 Nisan 2024 08:51

Emeklilik Sistemine Yeni Reform Mu Geliyor?

Okuyucular hatırlayacaktır, geçen ‘İşte sosyal güvenliğin bütçesi’ başlıklı yazımda, SGK’nın yeni yayımladığı 2023 Yılı Faaliyet Raporunu analiz etmiştim.

Kısa bir hatırlatma yaparsam; 2023’te SGK’nın toplam gelirleri 2.1 trilyon, giderleri ise 2.2 trilyon TL olmuş. Gelirler içindeki en yüksek kalemi, 1 trilyon 463 milyar TL ile prim gelirleri, giderleri içinde de en yüksek kalemi 1 trilyon 408 milyar TL ile emekli aylıkları oluşturuyor. SGK’nın 2023 yılı bütçesi yapılırken, öngörülen emekli aylığı ödemeleri 1 trilyon TL iken, bu rakam 1.4 trilyon TL olarak gerçekleşmiş. Emekli aylık artışlarının öngörülenin üzerinde gerçekleşmesinin nedeni olarak da en düşük emekli aylığının yükseltilmesi ve EYT düzenlemesi gösterilmiş. Yine yazımda, bu bilanço karşısında önümüzdeki yıllarda ne yapılacağına gelecek yazımda değineceğimi de belirtmiştim.

Dikkat çeken nokta, SGK’nın raporunda, bozulan bu dengeye yönelik önerilerde bulunuluyor olması. Raporda, sosyal güvenlik sisteminin dağıtım esaslı finansman modeline göre yürütüldüğü, aktif çalışanlar ve işverenlerden alınan prim gelirlerinin, mevcut emeklilere veya hak sahiplerine emekli aylığı ödemek ve sağlık harcamalarını karşılamak amacıyla kullanıldığı belirtiliyor. Sosyal güvenlik sistemine prim ödeyen çalışabilir nüfus ile aylık alan ileri yaş nüfusun kompozisyonunun, mali sürdürülebilirlik açısından önemine dikkat çekilen raporda, nüfus yapısıyla bağlantılı olarak sosyal güvenlik politikalarının periyodik olarak gözden geçirilmesi ve gerekli adımların atılması gerektiği vurgulanıyor.

OTOMATİK AYARLAMAYA GEÇİLECEK

Raporda, 1999 ve 2008 yıllarında sosyal güvenlik sisteminde iki defa köklü reform yapıldığı hatırlatılarak, yapılan reformların etkisi tam manasıyla görülemeden yeniden genişleyici düzenlemelerin yapılmasının sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği için tehdit oluşturduğu ifade ediliyor. Sağlıklı, adil ve sürdürülebilir sosyal güvenlik sisteminin temini için yaş, prim ödeme gün sayısı gibi daha önceki reformlarla oluşturulan parametrelere bağlı kalınması öneriliyor.

Bunlar uyarılar. Raporda, alınacak tedbire de yer verilmiş. Buna göre, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, emeklilik uygulamalarında otomatik ayarlama mekanizmalarından yararlanılması gerektiğinin altı çizilerek, doğurganlık oranı, beklenen ömür, istihdam oranı, göç gibi demografik veya ekonomik değişkenlere uyum sağlamak için emekli aylığına esas teşkil eden parametrelerin otomatik olarak
güncelleneceğine dikkat çekiliyor.

EMEKLİ AYLIKLARINA DÜZENLEME

Hemen hatırlatayım, emeklilikte otomatik ayarlama mekanizması kavramını ilk kez duymuyoruz. 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda sosyal güvenlik alanında bu yıl içinde yapılacaklar ve atılacak adımlar arasında; doğuşta beklenen yaşam süresindeki artışa uyumlu olarak hem emeklilik kriterlerinin hem de emeklilik yaşının belirlenmesi için otomatik ayarlama mekanizmalarına ilişkin çalışma yapılacağına yer verilmişti. Buna ilave olarak emekli aylığı bağlama oranında yeniden düzenleme yapılacağı da Program’da yer almıştı.

Peki, nedir, emeklilik uygulamalarında otomatik ayarlama mekanizması? Avrupa ülkelerinin bazılarında uygulanan bir yöntem ve kimi ülkelerde bu sisteme 2005 yılında geçilmiş. Amaç, emekli aylığı hesaplamalarında nüfusta yaşanan değişiklikleri dikkate alarak, sürdürülebilirliği sağlamak. Bu kapsamda da emekli sayısının, çalışan sayısına oranındaki değişikliklere göre emekli maaşlarında ayarlamalara gidiliyor; oran arttıkça emekli aylıkları azalıyor. Buna da otomatik ayarlama mekanizması deniyor. Uygulanan ülkelerde, uygulamanın kısa vadeli olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak üzere aylıklarda meydana gelebilecek düşüşleri engellemek için bazı tedbirler de alınmış ve emekli aylıklarına yapılan artışlarla telafi edilmiş.

Görünen o ki, SGK, emeklilik sisteminde yaşanacak sorunlara karşılık şimdiden önlem alınması gerektiğini ve bunun için de otomatik ayarlama sistemine geçilmesine öneriyor. Hem SGK’nın önerisinden hem de Cumhurbaşkanlığı Programı’nda anlaşılıyor ki, emeklilikte yeni bir reform ufukta gözüküyor. Noyan Doğan

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/emeklilik-sistemine-yeni-reform-mu-geliyor-42447170

- Kural olarak kıdem tazminatı için her bir yılık çalışma için 30 günlük giydirilmiş ücret üzerinden hesaplama yapılır. İşçinin bakiye kalan ay ve gün kıdemi için oranlama yapılır.

- İhbar tazminatında bakiye süre hesabı yok, örneğin işçinin 6 aydan az kıdemi varsa 2 hafta ihbar süresi bulunur. İşçinin kıdemine göre ihbar süresi belirlenir.

- Yıllık izin bakımından ise işçi çalışırken bakiye süre hesabı yapılmaz işçinin bir günlük kıdeminin bile önemi vardır. Zira işçinin bir yıllık kıdeminin dolmasına 1 gün bile kalsa izin hakkı olmayacaktır.

- İşçinin iş akdi feshedilmesi halinde kullanmadığı izinlerin ücreti ödenir. İşçinin her bir yıl kıdemine karşılık kıdemine uygun yıllık izin ücreti ödenir. Bakiye kalan ay ve günler dikkate alınmaz.

Örneğin: İşçi 2 yıl 5 gün çalışmış ve hiç izin kullanmamış ise iş akdi feshedilmesi durumunda 2 yıla denk gelen 18 yaş altı 50 yaş ve üstü ise 20x2 = 40 gün değilse 14x2= 28 gün izin ücreti ödenir. (yer altı çalışanlarında, basın iş ve deniz iş kanununda izin hak edişleri farklı) 5 gün için ücret hesaplaması yapılmaz.

Resim önizleme

.

Lokanta ve kafe gibi yerlerde satılan gıda maddeleri için yüzde 10 KDV uygulatılmak isteniyorsa, bunun yolu böyle zorlama yorumlarla değil, Cumhurbaşkanı kararı ile oranı artırmaktır. Eğer bu düzenlemede ısrar edilirse iptal edilme olasılığı çok yüksektir.

Değerli okurlar, 16 Nisan 2024 tarihinde saat 13:59’da Gelir İdaresi Başkanlığı web sayfasında kamuoyu ile paylaşılan tebliğ taslağı ile gıda maddelerinin satışında uygulanan KDV oranı hakkında bir tartışma başladı.

Konuya girmeden önce KDV oranlarına ilişkin yasal düzenlemeyi hatırlatmak isterim. 

KDV oranını artırma ve indirim yetkisi Cumhurbaşkanına aittir…

KDV Kanununun 28 inci maddesine göre KDV oranı, vergiye tabi her bir işlem için yüzde 10'dur.

Cumhurbaşkanı bu oranı, dört katına kadar artırmaya, yüzde 1'e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası ve inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkili.

Eskiden bu yetki Bakanlar Kurulundaydı ve bu yetkiye istinaden 24/12/2007 tarihli ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile KDV oranları aşağıdaki şekilde belirlenmişti:

- Karara ekli listelerde yer almayan teslim ve hizmetler için yüzde 18 (genel oran)

- Karara ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için yüzde 1 (indirimli oran)

- Karara ekli (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için yüzde 8 (indirimli oran)

Cumhurbaşkanı 10 Temmuz 2023 tarihinde yürürlüğe giren 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile;

− Yüzde 18 olan genel KDV oranını yüzde 20’ye

− Yüzde 8 olan indirimli KDV oranını ise yüzde 10’a yükseltti.

Anlayacağınız mevcut durumda iki indirimli (yüzde 1 ve 10) ve bir de genel (yüzde 20) KDV oranımız var.

Gıda maddeleri için KDV oranı yüzde 1, yeme içme hizmetlerinde ise yüzde 10 olarak uygulanıyor. Buna göre, örneğin bir fırın işletmesinden satın alınan simit için yüzde 1 KDV oranı geçerli iken bu simit işletmede servis edilerek tüketildiğinde yüzde 10 oranı geçerli oluyor. Çünkü işlem gıda tesliminden çıkıp yiyecek hizmeti sunumuna dönüşüyor. 

Hazine ve Maliye Bakanlığının KDV oranını artırma yetkisi yok!

Hatırlayacaksınız yerel seçimlerden önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KDV oranlarında artış yapılmayacağını açıklamıştı. Bu açıklama, yüzde 1 veya 10 olan indirimli orana tabi bazı mal ve hizmetlerin daha yüksek orana tabi tutulabileceği yönünde bir algıya neden olmuştu.

Çünkü 10 Temmuz 2023 tarihinde “sabun, şampuan, deterjan, dezenfektanlar, ıslak mendil (sabun, deterjan veya solüsyon emdirilmiş olsun olmasın), tuvalet kağıdı, kağıt havlu, kağıt mendil ve peçeteler” için oran değişikliği yapılmadığı halde bu mallar (II) sayılı listeden çıkarılarak bu temizlik ürünlerinin KDV oranı yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltilmişti.

Benzer bir gelişme beklenmekteydi. Özellikle yüzde 1’e tabi mal ve hizmetlere ilişkin oranın yüzde 10’a çıkarılması sürpriz olmazdı.

Ancak nedense böyle olmadı, belki de Cumhurbaşkanı ikna edilemedi!

Neticede Hazine ve Maliye Bakanlığı bir tebliğ taslağı ile yorum yoluyla gıda maddelerinde KDV oranını dolaylı bir şekilde artırmak istedi.

Tebliğ taslağında özetle, yeme içme hizmeti sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmelerin, kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içeceklere ilaveten, dışarıdan temin ederek işletmelerinde sattıkları KDV oranı yüzde 1 olan gıda ürünleri için de yüzde 10 oranında KDV hesaplayacakları açıklamasına yer verildi.

Bu açıklamanın bazı basın ve yayın organları ile sosyal medyada, bazı gıda teslimlerinde KDV oranının yüzde 1’den yüzde 10’a çıkarıldığı şeklinde duyurulması üzerine Bakan Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından, Gelir İdaresi Başkanlığı web sayfası üzerinden açıklama yapmak zorunda kaldı.

Özetle;

- Hazırlanan tebliğ taslağı ile KDV oranlarında herhangi bir artış yapılmasının söz konusu olmadığını,

- Tebliğ taslağının uygulamada görülen yanlışların düzeltilmesi ve suistimallerin önlenmesine yönelik hazırlandığını,

- Gıda maddelerinde KDV oranı yüzde 1 iken, yeme içme sektöründe KDV oranının yüzde 10 olduğunu, ancak yeme içme sektöründe bulunan bazı lokantaların oran farklılığını istismar ettiğini ve rekabet eşitliğini bozduğunun tespit edildiğini,

- Lokanta veya kafelerin, yeme içme hizmeti karşılığında yüzde 10 KDV hesaplaması gerekirken, bu hizmet yerine tıpkı bir market gibi et, su, meyve suyu gibi ürünleri satmış göstererek yüzde 1 oranında KDV hesaplayarak fiş veya fatura düzenlediğinin görüldüğünü,

- Bu istismarın önüne geçmek ve bu konudaki tereddütleri gidermek maksadıyla konuya açıklık getiren tebliğ taslağının hazırlandığını ve internet sitesinde yayınlandığını açıkladılar.

Bu açıklamalara şu nedenlerle katılmıyorum:

- Lokanta veya kafeler hizmet sunumu şeklindeki satışlarını gıda malzemeleri satışı şeklinde göstererek suistimal ediyorlarsa, bu işletmeler tespit edilir ve gereği yapılır. Bu maksatla suistimal etmeyenler için de geçerli olacak şekilde KDV oranını yorum yoluyla yükseltmek doğru değildir. 

- Tebliğ taslağında yorum yoluyla gıda maddelerinin lokanta ve kafe gibi işletmelerdeki satışlarında KDV oranı yüzde 10'a yükseltilmektedir. Lokanta ve kafelerde yeme içme hizmetlerinde oranın yüzde 10 olarak devam edeceğini, market ve benzeri işletmelerdeki gıda maddeleri satışlarında da yüzde 1 oranının değişmeyeceğini belirtmek isterim.

- Kanunda gıda maddelerinin satışında yüzde 1 oranının uygulanabilmesi için mutlaka market gibi yerlerde satış yapılması gerektiği yönünde bir hüküm yoktur.

- Lokanta ve kafe gibi yerlerde satılan gıda maddeleri için yüzde 10 uygulatılmak isteniyorsa, bunun yolu böyle zorlama yorumlar değil Cumhurbaşkanı kararı ile oranı artırmaktır.

- Eğer bu düzenlemede ısrar edilirse iptal edilme olasılığı çok yüksektir.

- Bu vesileyle KDV oran yapımızın değiştirilmesi gerektiğini, özellikle yüzde 1 ile yüzde 20 arasındaki farkın çok yüksek olduğunu belirtmek isterim. İdeal olan makul bir oranda tek bir oran uygulanmasıdır. Bakanlığın bu oranı tahsilat kaybına da neden olmayacak şekilde belirlemesi çok kolaydır.

Erdoğan Sağlam

YMM

https://t24.com.tr/yazarlar/erdogan-saglam/gida-maddelerinde-yorum-yoluyla-kdv-orani-artirilmak-isteniyor,44410

Kurumlar vergisi beyan döneminin sona ermesine sayılı günler kaldı. Beyan dönemi, uzatma olmazsa 30 Nisan akşamı sona erecek. Son günlerin yoğunluğunda atlanmaması için ben de son hatırlatmaları yapayım istedim. 

Taşınmaz ve iştirak hissesi satanlarda kazancın fona alınması unutulmamalı

Taşınmaz ve iştirak hissesi satan ve istisnadan yararlanan kurumlar, satıştan elde edilen kazancın istisnadan yararlanan kısmını, beyanname verme süresinin sonuna kadar, özel bir fon hesabına almayı unutmamalı. 

Yurt dışı iştirak ve şube kazançlarının transfer süresi bitiyor

2023 yılında yurt dışı iştirak veya şube kazancı elde eden ve bu kazançlar için istisnadan yararlanacak kurumlarda, istisna koşullarının sağlanıp sağlanamadığına bir kere daha bakılmalı, halen getirilmediyse, söz konusu kazancın beyanname verme süresinin sonuna kadar Türkiye’ye transfer edilmesi sağlanmalı. Aksi halde istisnadan yararlanmak mümkün değil. 

Yurtdışı inşaat işlerinden sağlanan kazançlar için kayıt ihmal edilmemeli

Yurt dışında inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetler yapan ve elde edilen kazanç için istisnadan yararlanacak kurumların, söz konusu kazancı Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirmesi, istisnanın tek koşulu. Yılsonu itibariyle gerekli kayıt yapılmıştır ama emin olmak için bir kere daha bakılmalı. 

Zarar mahsubunda şekil şartlarına dikkat edin

Geçmiş yıl zararlarının mahsubu, beş yıllık süre sınırlaması yanında beyannamenin tam ve doğru şekilde doldurulmasına bağlı. Şekli koşullar nedeniyle, ileride geçmiş yıllara ilişkin zararların mahsubu konusunda sorun çıkabilir. Ayrıca, kazanç varsa zarar mahsubu mutlaka yapılmalı, sonradan düzeltmek kolay değil. 

Ar-Ge indiriminden ve Teknokent istisnasından yararlanıyorsanız, fon ayırmayı atlamayın

2023 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi’nde Ar-Ge indiriminden veya Teknokent istisnasından yararlanıyorsanız, indirim veya istisna tutarı üzerinden %3 oranında fon ayırmayı unutmayın. Fon ayırma zamanına ilişkin kanunda açık bir hüküm yok, konu net değil. İndirim veya istisnanın %20’sinin kaybedilmesi riskini almayın, beyanname verme süresi içinde fon ayırın ve muhasebe kayıtlarını yapın. 

Girişim sermayesi fonu ayırıp kurum kazancından indirmeyi tercih ettiyseniz, muhasebe kayıtlarını unutmayın

Ar-Ge indirimi ve Teknokent istisnasından yararlananlarla ilgili zorunluluk yanında, bir de gönüllü girişim sermayesi fonu uygulaması var. Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesi kapsamında gönüllü olarak girişim sermayesi fonu ayırmayı tercih ediyor ve 2023 yılı beyannamesinde kurum kazancından indiriyorsanız, beyanname verme süresi içinde fon ayırmayı ve buna ilişkin kayıtları yapmayı unutmayın. 

Yenileme fonuyla ilgili iki konuya dikkat

Yenileme fonuyla ilgili iki yükümlülüğe dikkat çekmek isterim. Bu yükümlülükler yerine getirilmediyse, bunun için son günler.

Birincisi, 2023 yılında sabit kıymet satıp oluşan kârı yenileme fonuna koyacak kurumlarda, satıştan doğan kârın yenileme fonuna alınması. Hala alınmamışsa, beyanname verme süresi içinde yapılması mümkün.

İkincisi, yenileme fonuna alınmış kârın zamanında kullanılmamış olması durumunda, satışın yapıldığı yılı izleyen üçüncü yılın kâr zarar hesabına eklenmesi gerekliliği. Geçmişte ayrılmış yenileme fonu olanların konuya bakmalarında yarar var. 

Şüpheli hale gelen alacaklar için karşılık ayırmayı unutmayın

2023 yılında şüpheli hale gelen alacaklarınız için karşılık ayırmayı unutmayın.

Son yıllarda verilen bazı yargı kararlarında, alacağın şüpheli hale geldiği yıl karşılık ayrılmadıysa, şüpheli olma durumu devam ediyorsa, sonraki yıllarda da ayrılabilir diyor. Ancak hem Mali İdare’nin görüşü bu yönde değil, hem de eski de olsa tersine de çok yargı kararları var. Bu çerçevede, dava aşamasında olan alacaklarınızla ilgili dosyaları bir kere daha gözden geçirin, şüphelilik hali devam eden alacaklar için karşılık ayırın, işi mahkemeye bırakmayın. 

Değersiz alacaklara ilişkin hesaplanan KDV’yi gelir yazmayı unutmayın

Daha önce karşılık ayırdığınız bir alacağın içinde bu alacağa ilişkin KDV tutarı da var ve bu alacak 2023 yılında değersiz alacak haline gelmişse, indirim konusu yapılan KDV tutarının gelir olarak dikkate alındığından emin olun. 

Faiz indirimine ilişkin banka dekontunu göndermeyi unutmayın

Nakit sermaye artışı yapmış ve faiz indirimine hak kazanmışsanız, kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde yer alan tabloyu doldurmayı ve sermaye artışından gelen nakdin banka hesabına fiilen yatırıldığına ilişkin banka dekontunu vergi dairesine göndermeyi unutmayın.

Bu arada 2023 yılı için faiz indiriminde kullanılacak oranın %53,11 olduğunu hatırlatayım. 

Vergiye uyumlu mükellef indirimi koşulları sağlanıyor mu, bir kere daha değerlendirin

Vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indiriminin koşullarında çok değişiklik oldu. En son kapsamlı bir değişiklik 26 Ekim 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7338 sayılı Kanun’la yapıldı. Yapılan düzenlemelerle, ikmalen veya re’sen yapılmış ve kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması koşulu vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibariyle sınırlandırıldı, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki iki yılda haklarında tarhiyat yapılmamış olması koşulu, yapılan tarhiyatın kesinleşmesine bağlandı, ayrıca söz konusu süre içinde kesinleşen tarhiyatın indirim sınırının %1’inden az olması durumunda indirim koşullarının ihlal edilmemiş sayılması öngörüldü.

Yapılan değişikliklerin yanında, konuyla ilgili olarak çok sayıda yargı kararı çıktı.

Yasal değişiklikleri ve güncel yargı kararlarını dikkate alarak, koşulların sağlanıp sağlanmadığına bir kere daha bakmakta yarar var. 

Beyannamenin süresinde verilmesi birçok açıdan önemli

Beyannamenin yasal süresinde verilmemesinin usulsüzlük cezası yanında başka sonuçları da olabiliyor. Vergiye uyumlu mükellef indiriminin ve zararlı bir şirketin başka bir kuruma devredilmesi durumunda devralan kurumun devralınan zararlarının mahsubu olmak üzere birçok olanağın ortadan kalkması söz konusu olabiliyor. Beyannamenin zamanında verilmesine dikkat. 

Beyannamenin tam olarak doldurulmaması bazı hakların kullanımını riske atabilir

Beyannamenin, özellikle indirim ve istisnalar ile zararlara ilişkin satırlarının doldurulması önemli. Kullanılmayan haklar, geri getirilemez şekilde kaybedilebilir. Kaybedilmese de zaman kaybına ve önemli bir maliyete yol açabilir.

Recep BIYIK

YMM

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/kurumlar-vergisi-beyan-doneminde-sayili-gunler/738504

Çarşamba, 17 Nisan 2024 07:27

Binek Otomobillerin Vergi Yükü Tartışmalı

Başta binek otomobiller olmak üzere; kara, deniz ve hava taşıtlarından ÖTV, KDV ve MTV olmak üzere üç çeşit dolaylı vergi alınmaktadır. Bu araçların, vergisel yönden en çok tartışılanı ise binek otomobil sınıfına giren araçlardır.

Vergi çeşitleri ve vergi yükü

Vergi sistemimiz, harcama üzerinden alınan dolaylı vergi ağırlıklı olarak uygulanmaktadır. Dolaylı vergilerin başında ise, ÖTV ve KDV gelmektedir. Konumuz olan ve Türk Gümrük Tarife Cetvelinin (87.03) tarife pozisyonunda yer alan binek otomobillere uygulanan vergiler ise ÖTV, KDV ve MTV olarak sıralanabilir.

1- Özel tüketim vergisi; Her yıl oranı güncellenerek farklı silindir hacimlerine göre %80 ila %220 oranında uygulanıp aracın maliyetine ilave edilmekte.

 2-Katma değer vergisi; ÖTV sonrası oluşan maliyet üzerinden %20 KDV ödenerek satın alınıp aktife alınan binek otomobillerin alış vesikalarında gösterilen KDV indirim konusu yapılamamakta.

3-Motorlu taşıtlar vergisi; Tüm motorlu taşıtlarda olduğu gibi binek otomobiller de silindir hacimlerine göre MTV’ye tabidir. Her yıl Ocak ve Temmuz aylarında iki taksit olmak üzere ve araç sahipliği devam ettiği sürece ödenmesi gereken bir vergidir.

Gider kısıtlaması var

Ticari işletmeler faaliyetlerini sürdürmek için özel ulaşım araçlarına ihtiyaç duyarlar. Ancak, Gelir Vergisi Genel Tebliği’ne göre, işyerinde kullanılmak üzere satın alınarak aktife alınan araçlar için, amortismanları dahil yapılan harcamaların belli bir kısmı şirket masrafı olarak kabul edilmekte olup, aşan kısmı gider olarak kabul edilmemekte.

- Binek otomobillere ilişkin 2024 yılı için geçerli olan gider kısıtlaması şartları aşağıdaki gibidir.

- Binek araç kiralanmasında gider olarak indirim konusu olabilecek aylık araç kira bedeli 2024  yılı için KDV hariç 26.000 TL’dir. 26.000 TL’nin üstü kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilmekte.

-Binek araç satın alınması durumunda gider olarak indirim konusu olabilecek ÖTV ve KDV toplam tutar 690.000 TL’dir.

-Binek araç satın alınması durumunda amortisman olarak indirim konusu olabilecek tutar ÖTV ve KDV hariç 790.000 TL’dir.

-ÖTV ve KDV’nin aracın maliyetine birlikte eklenmesi durumunda kısıt rakamı 2024 yılı için 1.500.000 TL’dir.

-İkinci el araç alındığında ise, iktisap bedeli kısıt rakamı da 2024 yılı için 1.500.000 TL’dir.

Adil olmayan vergi yükü ve tartışma söz konusu

 Görüldüğü üzere; ticari işletmeler, işyerinde kullanmak üzere satın alarak aktife kaydettikleri binek otomobiller için ÖTV, KDV ve MTV adı altında üç çeşit vergi ödemekte. Vergi sistemimizde; vergi kanunları, “lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder” kavramı, objektif hüsnüniyet kuralı ve vergi adaleti dikkatte alınarak konu yıllardır eleştiri ve tartışma konusu olmakta.

-Binek otomobillerin maliyetine %80 ila %220 gibi yüksek oranda uygulanan ÖTV’den sonrası oluşan maliyete ilave %20 oranında KDV uygulanarak verginin vergisi alınmakta.

-Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerin alış vesikalarında gösterilen KDV, Kanunun 30/b maddesi gereği hesaplanan KDV tutarlarından (muvazaalı görülerek) indirilemeyerek maliyete konu edilmekte. Ancak, KDV’si indirim konusu yapılamayan aracın ikinci el olarak satışında %1 KDV’ye tabi tutulmakta.

-Ticari işletmeler adına kayıtlı olan binek otomobiller için ödenen ÖTV ile indirimi kabul edilmeyen KDV maliyet veya gider olarak yazılabilmekte, ancak söz konusu araçlara ilişkin yılda iki kez ödenmekte olan MTV hiçbir şekilde gider kabul edilmeyerek kanunen kabul edilmeyen gider olarak işleme tabi tutulmakta.

Tüm bunların yanı sıra; işyerinde kullanılmak üzere satın alınarak aktife alınan araçlar için, amortismanları dahil yapılan harcamaların  belli bir kısmı  şirket masrafı olarak kabul edilirken, aşan kısmı “gider kısıtlaması” adı altında gider olarak kabul edilmeyerek kanunen kabul edilmeyen gider olarak kayıtlara alınmakta.

Talha APAK

YMM

https://www.dunya.com/kose-yazisi/binek-otomobillerin-vergi-yuku-tartismali/723234

Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kararın Yayımlanması

Bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca Cumhurbaşkanı Kararıyla belirlenen şirketler, temel olarak ülkemizdeki yatırım ortamının daha şeffaf ve güvenilir hâle getirilmesini, ortaklar ve üçüncü kişilerin şirketler hakkında daha sağlıklı kararlar alabilmesini sağlamak amacıyla yapılan ve şirketlerin finansal tablolarının tüm önemli yönleriyle geçerli finansal raporlama çerçevesine uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda finansal tablo kullanıcılarına makul bir güvence sağlayan bağımsız denetim kapsamına alınmıştır.

Bu çerçevede, 23/01/2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2012/4213 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile hangi şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağına ilişkin ilk düzenleme yapılmış ve söz konusu Karar’da denetime tabi olmak için aktif toplamı, net satış hasılatı ve çalışan sayısı açısından esas alınan ölçütler sırasıyla 14/3/2014, 1/2/2015 ve 19/3/2016 tarihli Resmî Gazete’lerde yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararları ile kademeli olarak düşürülerek denetime tabi olacak şirketlerin kapsamı genişletilmiştir. 2018 yılında hem ölçütlerin revize edilmesi hem de gelen talepler doğrultusunda Karar’da gerekli sadeleştirmenin yapılması amacıyla “2018/11597 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararı” yayımlanmış ve 2012/4213 sayılı Karar yürürlükten kaldırılmıştır. 2022 yılında ise Avrupa Birliği düzenlemelerine uyum sağlanması ve bağımsız denetim kapsamının yeniden belirlenmesi ihtiyacı çerçevesinde “6434 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararı” yayımlanmış ve 2018/11597 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yürürlükten kaldırılmıştır.

Benzer şekilde, gerek Avrupa Birliği düzenlemelerine uyum sağlanması gerekse gelen talepler doğrultusunda Karar’da gerekli sadeleştirmelerin yapılması amacıyla 06/04/2024 tarihli ve 32512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla, 6434 sayılı  Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararı’nda önemli değişiklikler yapılmış olup söz konusu değişiklikler şirketlerin 1/1/2024 ve sonrasında başlayan hesap dönemlerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

06/04/2024 tarihli ve 32512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla, 6434 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararı’nda yapılan temel değişiklikler şu şekildedir:

A. Genel Denetim Ölçütleri Yeniden Belirlenmiştir:

Herhangi bir özellikli durumu olmayıp genel denetim ölçütlerine tabi olan şirketler için “Aktif toplamı 75 milyon Türk Lirası”, “Yıllık net satış hasılatı 150 milyon Türk Lirası” ve “Çalışan sayısı 150 kişi” olarak düzenlenen genel denetim ölçütleri aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde yeniden belirlenmiştir:

Eski Ölçüt Yeni Ölçüt
Aktif Toplamı 75 milyon TL ve üzeri 150 milyon TL ve üzeri
Yıllık Net Satış Hasılatı 150 milyon TL ve üzeri 300 milyon TL ve üzeri
Çalışan Sayısı 150 kişi ve üzeri 150 kişi ve üzeri

Söz konusu değişiklik uyarınca, herhangi bir özellikli durumu olmayıp genel denetim ölçütlerine tabi olan şirketlerden, yukarıda belirtilen yeni ölçütlerden en az ikisinin eşik değerini tek başına veya bağlı ortaklık ve iştirakleriyle birlikte art arda 2022 ve 2023 hesap dönemlerinde aşanlar 2024 hesap dönemi için bağımsız denetime tabi olacaktır.

B. Karar’a Ekli (I) Sayılı Listede Değişiklikler Yapılmıştır:

Bilindiği üzere, 6434 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına Ekli (I) sayılı liste kapsamında yer alan şirketler herhangi bir ölçüte tabi olmaksızın doğrudan denetime tabidir.  06/04/2024 tarihli ve 32512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile söz konusu listede sayılan şirketlere ilişkin bazı değişiklikler yapılmış olup bu değişiklikler şu şekildedir:

1- Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden herhangi bir ölçüte tabi olmaksızın doğrudan denetime tabi olanlar yeniden belirlenmiştir.

2- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans, sertifika veya yetki belgesi alıp bu Kurum düzenlemelerine tabi olarak faaliyet gösteren ve söz konusu düzenlemeler uyarınca bağımsız denetim yükümlülüğü bulunan şirketler, Karar’a Ekli (II) sayılı listenin 4’üncü sırasından çıkarılarak Karar’a Ekli (I) sayılı listeye 7’nci sıra olarak eklenmiştir.

3- 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının düzenleme ve denetimine tabi ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları, genel denetim ölçütlerine tabi şirketler statüsünden çıkarılarak Karar’a Ekli (I) sayılı listeye 8’inci sıra olarak eklenmiştir.

4- 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, Karar’a Ekli (II) sayılı listenin 5(b) sırasından çıkarılarak Karar’a Ekli (I) sayılı listeye 9’uncu sıra olarak eklenmiştir.

C. Karar’a Ekli (II) Sayılı Listede Değişiklikler Yapılmıştır:

Bilindiği üzere, 6434 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na Ekli (II) sayılı liste kapsamında yer alan şirketler için denetim ölçütleri “Aktif toplamı 60 milyon Türk Lirası”, “Yıllık net satış hasılatı 80 milyon Türk Lirası” ve “Çalışan sayısı 100 kişi” olarak belirlenmiştir. Söz konusu ölçütlerde herhangi bir değişiklik olmamakla birlikte 06/04/2024 tarihli ve 32512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile anılan listede sayılan şirketlere ilişkin bazı değişiklikler yapılmış olup bu değişiklikler şu şekildedir:

1- Sermayesinin en az %25’i kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, sendikalara, derneklere, vakıflara, kooperatiflere ve bunların üst kuruluşlarına doğrudan veya dolaylı olarak ait olan şirketler, Karar’a Ekli (II) sayılı listenin 1’inci sırasında ismen sayılmaktan çıkarılarak genel denetim ölçütlerine tabi şirketler statüsüne alınmıştır.

2- Yurt çapında günlük olarak gazete yayımlayan şirketler, Karar’a Ekli (II) sayılı listenin 2’nci sırasında ismen sayılmaktan çıkarılarak genel denetim ölçütlerine tabi şirketler statüsüne alınmıştır.

3- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans, sertifika veya yetki belgesi alıp bu Kurum düzenlemelerine tabi olarak faaliyet gösteren ve söz konusu düzenlemeler uyarınca bağımsız denetim yükümlülüğü bulunan şirketler, Karar’a Ekli (II) sayılı listenin 4’üncü sırasından çıkarılarak Karar’a Ekli (I) sayılı listeye 7’nci sıra olarak eklenmiştir. (Bu değişikliğe ilişkin açıklamalar Tablo-1’de yapıldığından bu kısımda tekrar ele alınmamıştır.)

4-  8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, Karar’a Ekli (II) sayılı listenin 5(b) sırasından çıkarılarak Karar’a Ekli (I) sayılı listeye 9’uncu sıra olarak eklenmiştir. (Bu değişikliğe ilişkin açıklamalar Tablo-1’de yapıldığından bu kısımda tekrar ele alınmamıştır.)

Karar’a Ekli (I) ve (II) sayılı listelerde yapılan değişiklere ilişkin bilgiler aşağıdaki tablolarda özetlenmiştir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

6434 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar’a ulaşmak için tıklayınız
6434 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararının güncel haline ulaşmak için tıklayınız

Kaynak, KGK

Salı, 16 Nisan 2024 21:24

Yiyecek İçecekte KDV Artışı Yok

Bu yayımlanan KDV, Genel Tebliğ ile de Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan "Ödeme kaydedici cihazınızı güncelleyin, yüzde 1 KDV kesiyorsanız geliyoruz, yapmayın" demek için bir uyarı mahiyetinde

Bugün yayımlanan KDV Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile yiyecek ve içecekte KDV oranlarının artacağı yönünde basında haberler yapılmaya başlandı.

Ancak hemen belirteyim böyle bir değişiklik yok ve bu yönde yapılan haberler hatalıdır.

Şöyle ki hatırlanacağı üzere 7 Temmuz 2023 tarihinde yayımlanan 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 10 Temmuz 2023’te yürürlüğe girmek üzere KDV genel oranı yüzde 18’den yüzde 20’ye ve yüzde 8 olan KDV oranı ise yüzde 10’a yükseltilmişti.

Ayrıca deterjan, temizlik ürünleri gibi bir kısım ürün (II) sayılı listeden çıkartılıp genel orana yani yüzde 20’ye tabi tutulmuştu.

Ve 10 Temmuz 2023 tarihinden bu yanadır da KDV oranları yüzde 1, yüzde 10 ve yüzde 20 olmak üzere 3 farklı şekilde uygulanmaktadır. Ancak KDV Genel Tebliği'ndeki bazı örnekler hala eski oranlara göre (yüzde 8 ve yüzde 18) düzenlenmiş olduğundan bunun güncellenmesi gerekmekteydi ki bugün yayımlanan KDV genel Tebliğ Taslağı ile bu güncellenmenin yapılması adına kamuoyuna sunuldu.

Daha da önemlisi Anayasa'nın 73’üncü maddesinin son fıkrası ve Katma Değer Vergisi Kanunu madde 28’de Cumhurbaşkanına verilen yetki gereği KDV oranlarını değiştirme yetkisi genel tebliğ ile değil cumhurbaşkanı kararı ile cumhurbaşkanına verilmiştir. Bu nedenle bu oran değişiklikleri genel tebliğle yapılamaz ancak bir cumhurbaşkanı kararı ile yapılabilir.

Bir diğer unsur ise kasap, market gibi yerlerde yiyecekler yüzde 1 KDV ile satılmakta ama restoran, lokanta, kafe gibi yerlerde ise yüzde 10 KDV ile satılmaktadır. Ancak bazı restoranlar kendini market, kasap gibi göstermekte ve sattığı yemeği temel gıda gibi göstermekte ve yüzde 1 KDV hesaplamakta. Bu yayımlanan KDV, Genel Tebliğ ile de Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan "Ödeme kaydedici cihazınızı güncelleyin, yüzde 1 KDV kesiyorsanız geliyoruz, yapmayın" demek için bir uyarı mahiyetindedir.

Neticede bu KDV Genel Tebliğ taslağıyla ne KDV oranı artmaktadır ne de başka bir şey olacaktır. Telaşa mahal yok…

Kaynak,
Prof. Dr. Murat Batı
@prof_bati
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://t24.com.tr/yazarlar/murat-bati/yiyecek-icecekte-kdv-artisi-yok,44409

HAYIR..

Enflasyon düzeltmesi sonucunda 698 hesabın borç bakiyesi vermesi durumunda bu bakiye 580 hesaba aktırılacak, bu şekilde 2023 yılı sonu düzeltilmiş bilançoda ve 2024 açılış kaydında geçmiş yıl zararı görülecektir.

Bu şekilde geçmiş yıl zararı görülmesini değişik nedenlerle tercih etmeyecek mükellefler için tebliğin de düzenlediği şekilde , 580 hesabın Özkaynak hesaplarına ait düzeltme farkları ile mahsup edilmesi mümkündür.

Örneğin 502 hesap bakiyesi ile böyle bir mahsuplaşma işlemi yapılması mümkün olup , bu kayıt sonrası oluşan bilanço yapısı baz alınarak 2024 yılı ilk geçici vergi döneminde (veya yıl sonunda ) yapılacak enflasyon düzeltmesinde, hiç mahsup işlemi yapılmamış olması durumu ile aynı vergisel sonuçlar ortaya çıkacaktır.

Zira 580 hesap varlığını korumuş olsa "taşıma katsayısı" ile çarpımı kadar "kar" etkisi yaratacaktı, ancak karşılığında mahsup öncesi 502 hesap bakiyesi de yine " taşıma katsayısı " ile çarpımı kadar " zarar" etkisi yaratacaktı.

Dolayısıyla bu mahsup işleminin ileriki dönemde yapılacak enflasyon düzeltmesi üzerinden vergisel etkisi olmayıp, yalnızca özkaynak dağılımını değiştirecek bir kayıt olarak , özellikle düzeltme öncesi dönem karı var iken düzeltme sonrası zarar oluşan mükellefler için, kar yedeklerinin dağıtıma konu edilebilmesi açısından tercih edilecek bir yöntem olacaktır.

Kaynak,

Linkedin Paylaşımından Alıntı Yapılmıştır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, lokanta ve kafelerde KDV oranlarında artışa gidildiğine ilişkin iddialar üzerine açıklama yaparak, yüzde 8 olan KDV oranın yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV oranı da yüzde 20’ye Temmuz 2023 tarihiyle gidildiğini ancak bazı işletmelerin bu oranları istismar ettiğini belirtti. Açıklamada, yeni tebliğ ile söz konusu istismarın önüne geçilmek için adım atıldığı aktarıldı.

Gelirler İdaresi Başkanlığı'nın yayımladığı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin yiyecek ve içecek sunulan yerlerde KDV oranını düzenleyen maddesinde değişiklik yapılacağı yönündeki açıklaması, bu işletmelerde KDV'ye zam yapıldığı yönünde anlaşılınca Hazine ve Maliye Bakanlığı bir açıklama yayımlayarak söz konu iddialara açıklık getirdi.

GİB'in tebliği işletmelere uyarı niteliğinde

Bakanlıktan yapılan açıklamada, yiyecek ve içecek satılan yerlerde yüzde 8 olan KDV oranının yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV oranı da yüzde 20’ye Temmuz 2023'te çıkarıldığına dikkat çekilerek, söz konusu KDV oranlarının bazı işletmelerce istismar edildiği ve GİB tarafından yayımlanan yeni tebliği ile buna karşı önlem alındığı aktarıldı. 

Bakanlığın açıklamasında şöyle denildi:

"Gıdadaki KDV oranının düşük olması, başka sektörler tarafından istismar ediliyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, gıdalarda ve yeme içme hizmetinde %8 olan KDV oranını 2022 yılında gıdalar için yüzde 1’e indirdi. O tarihten sonra bu alan suistimal edilmeye başlandı.

Gıdadaki KDV oranının yüzde 1 olması, yeme içme sektöründe KDV oranının yüzde 10 olması nedeniyle yeme içme sektöründe bulunan lokantaların bir kısmı, bu alanı istismar ediyor ve rekabet eşitliğini bozuyor.

Lokanta veya kafelerin et, su, meyve suyu gibi ürünler satılmış göstererek, yeme içme hizmeti karşılığında yüzde 10 KDV hesaplamaları gerekirken sadece gıda malzemesi satıyormuş gibi yüzde 1 KDV oranından fiş veya fatura çıkışı yaptıkları tespit edildi.

41 bin mükellef denetlendi

Hazine ve Maliye Bakanlığı bu konudaki yoklamaları ve denetimleri artırdı ve yaklaşık 41 bin mükellefi KDV oran uyumsuzluğu yönünden denetledi.

Diğer taraftan denetimler sonucunda bazı marketlerin temizlik malzemesi sattıkları halde gıda malzemesi satmış gibi göstermek suretiyle KDV oranını yüzde 20 yerine yüzde 1 olarak hesapladıkları da tespit edildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, istismarın önüne geçmek ve bu konudaki tereddütleri gidermek maksadıyla Tebliğ Taslağını internet sitesinde yayınladı.

İstismarın önüne geçilecek

Tebliğ taslağına göre, hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için %10 oranında KDV hesaplayacaklar.

Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışların da aynı mahiyette olduğu açıklanmaktadır.

Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgâh gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olduğu belirtilmektedir.

Ayrıca Tebliğ Taslağında konu hakkında açıklayıcı örnekler de yer almaktadır."

https://www.ekonomim.com/gundem/lokanta-ve-kafelerde-kdvye-zam-geliyor-haberi-738485

Page 8 of 1195

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • DEVAMSIZLIK SAATLERİNİN TOPLANMASI VE HAKLI FESİH Çalışan ve işveren ilişkisi iş akdinin feshine kadar devam eder,…
  • YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞINDA ZAMAN AŞIMI 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlığını…
  • Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 51) Resmi Gazetede Yayımlandı Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde…
Top