Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Kıymetli okurlar, Enflasyon Düzeltmesi uygulamasında SÜRPRİZ durumları keşfetmeye devam ediyoruz.

Bugünkü yazımızda esasen gayri faal duruma düşmüş ve 31.12.2023 tarihli düzeltme öncesi bilançolarının aktif tarafında PARASAL OLMAYAN varlığı bulunmamakla birlikte, pasif tarafında sadece sermaye hesabı olarak PARASAL OLMAYAN kaynağı bulunan ancak ayrıca hem geçmiş yılları hem de cari dönemi ZARAR ile kapatmış olan işletmelerimizde; 2024 ve devamındaki Enflasyon Düzeltmesi işlemlerinin doğurabileceği ilave vergi etkisinden bahsetmeye çalışacağım.

Zararlı olan, aktifinde parasal olmayan varlığı bulunmayan bir işletmede enflasyon düzeltmesi nasıl olur da ilave vergi etkisi yaratacaktır diye düşünebilirsiniz…

Size farklı bir bakış açısı vermek açısından; “Bilançonun pasifinde yer alan ancak pasif tarafı düzenleyici nitelikte olan hesapların aktifteki parasal olmayan hesaplardan bir farkı yoktur ve bu nedenle cari dönem veya geçmiş yılları zararlı olan işletmeler esasen; enflasyon düzeltmelerinde aktif tarafındaki parasal olmayan kıymeti olan işletmelerle aynı sonuca maruz kalacaklardır.” desem ne düşünürsünüz?

Gelin size bir örnekle bu durumu aktarmaya çalışayım:

A işletmemizin 31.12.2023 tarihli bilançosu aşağıdaki şekildedir:

Parasal Olmayan Aktif Hesaplar Toplamı: Sıfır

Parasal Olmayan Pasif Hesaplar Toplamı: -1.250.000

Sermaye: 200.000

Geçmiş Yıllar Zararları: -1.000.000

Cari Dönem Zararı: -450.000

31.12.02023 tarihli Bilançonun Düzeltilmesi Sonucunda; Enflasyon Düzeltme Hesabı aşağıdaki şekilde oluşmuştur:

A işletmemizin 31.12.2023 (ve 01.01.2024) tarihli bilançosu (Enflasyon Düzeltmesi Sonrasında) aşağıdaki duruma gelmiştir:

İşletmemiz; Sermaye Olumlu Farklarını (502), ilgili mevzuatın kendisine verdiği imkân çerçevesinde; Enflasyon Düzeltmesinden kaynaklanan Geçmiş Yıllar Zararları hesabına (3.050.000,00 TL) mahsup etmeyi tercih ederek en son bilançosunu aşağıdaki hale getirmiştir:

 2024 yılı 1. geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesinin uygulanmayacağına ilişkin gerek işletmelerimiz tarafının gerekse bu çalışmaları bayram tatili, gece-gündüz demeden yerine getirmeye çalışan muhasebe meslek camiası tarafını yoğun bir beklenti içinde olduğunu da bu arada belirtip, 2024 yılı sonu itibariyle işletmenin yıllık enflasyon oranının % 60 olacağı varsayımı altında; 2024 yılı sonu bilançosunun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması durumunda; oluşacak vergi etkisini ortaya koymak adına aşağıda yer verilen 2024 yılı sonu itibariyle 698-Enflasyon Düzeltme Hesabının ve bunun da sonucunda 648-Enflasyon Düzeltme Gelirleri hesabına bakarak anlamaya çalışalım:

 

 Bu işletme 2024 yılı boyunca hiçbir ticari faaliyette bulunmamasına ve 2023 öncesinde ve 2023 yılında zararlı bir işletme olmasına rağmen, enflasyon düzeltmesi sonucunda 630.000 TL dönem ticari kârı elde etmiş duruma gelmiştir.  Bu durum kanaatimizce belirtilen durumda olan işletmelerimiz açısından SÜRPRİZ olarak değerlendirilebilecek niteliktedir.

Bu işletmemiz Öz Kaynağını güçlendirmek adına; Ortaklarından olan alacağını 2024 yılı içinde sermayeye ilave etmiş olursa; Düzeltme Öncesi Bilanço, 698- Enflasyon Düzeltmesi Hesabı ve Düzeltme Sonrası bilanço aşağıdaki durumlara dönüşecektir.

 

Geçmiş yazılarımda da belirttiğim üzere; “ÖZ KAYNAĞI güçlü olan firmalar enflasyon düzeltmesinde daha az vergi yükü ile karşılaşacaklardır”, değerlendirmemizi yapılan bu analizlerimiz de haklı çıkarmaktadır. Zira, işletmemiz Ortaklardan olan alacağını sermayeye ekleyerek Öz kaynağını artırmış ve böylece kar etkisi yerine zarar artırıcı etkisinden yararlanmıştır.

Bir kaz daha vurgu yapmak gerekirse; enflasyon düzeltmesi uygulanacak dönemlerde, işletmelerimizin Öz Kaynağının güçlü olması, stok ve yatırım mallarının borçlanmalar yerine öz kaynak ile temini önem kazanmıştır.

Yazımızın tüm ilgililere faydalı olmuş olması dileklerimle, bir sonraki yazımız için araştırmalara devam…

Abdullah KİRAZ

Yeminli Mali Müşavir

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/gayri-faal-ve-zararli-isletmelerde-enflasyon-duzeltmesi-etkisi/739478

Kurumlar vergisi beyan dönemi, uzatma olmaması durumunda 30 Nisan akşamı sona erecek. Dolayısıyla beyan döneminin bitmesine bugün hariç dört işgünü kalmış durumda. Bayram tatilleri ve enflasyon düzelmesi yoğunluğu dikkate alınarak beyan döneminin uzatılması büyük bir olasılık olmakla birlikte, bu durumda da beyan döneminin bitmesine çok bir zaman kalmadı.

Beyan döneminde en yaygın uygulama alanı olan konuların başında bağış ve yardımların matrahtan indirimi geliyor. 2023 yılında yaşanan deprem felaketi nedeniyle bu yıl konu daha da önemli hale geldi. Ben de bu nedenle, beyan döneminin son makalesi olarak bu konuda hatırlatmalar yapmak istedim. 

Beyannamede yer alan doldurulması gereken alanlar

Kurumlar beyannamesinde bağışlarla ilgili doldurulması gereken çok sayıda satır var.

Yaptığı bağışı kurum kazancından indirecek kurumların öncelikle toplam bağış tutarını matraha eklemeleri, sonra da indirebilecekleri kadar tutarı, bağışın nereye yapıldığına bağlı olarak ilgili satırlara yazmaları gerekiyor.

Bağış ve yardım tutarının doğru satıra yazılması sonuçları itibariyle önemli. Dikkat edilmeli. 

Bağış ve yardımların matrahtan indiriminde sınır

Bağışın yapıldığı alan veya kuruma bağlı olarak, bağış ve yardımların kurum kazancından indiriminde çeşitli sınırlar var. Yaygın bazı bağış ve yardılar için kısa hatırlatmalar yapmak gerekirse şunları söyleyebilirim:

- Yardıma ihtiyacı olan kişilere doğrudan yapılan bağış ve yardımların kurum kazancından indirilmesi mümkün değil. Ancak ihtiyacı olanlara yardım etmek üzere kurulan ve faaliyet gösteren, vergiden muaf vakıflara veya kamuya yararlı derneklere yapılan bağışların, kurum kazancının yüzde beşine kadar olan kısmı matrahtan indirilebilir.

- Kızılay ve Yeşilay’a yapılan nakdi bağışlar, gelirin veya kurum kazancının yüzde beşi sınırlamasına tabi olmaksızın matrahtan indirilebilir.

- Vergiden muaf vakıflara ve kamuya yararlı derneklere yapılan bağışlar, kurum kazancının yüzde 5’i sınırı çerçevesinde matrahtan indirilebilir. Bu statülere sahip olmayan vakıf ve derneklere yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi matrahından indirimi, kural olarak mümkün değil. Ancak, kamuya yararlı dernek statüsü olmayan bir derneğe yapılan şartlı bağışın (bağış bir kamu kurumunun mal alımında kullanılmak üzere yapılmış), belirli koşullara uyulması halinde, kurum kazancının yüzde 5’ini aşmamak şartıyla beyanname üzerinden indirim konusu yapılmasının mümkün bulunduğu yönünde verilmiş bir özelge var. (İlgilenenler için 05.12.2023 tarih ve 270852 sayılı özelge.)

- Mülki idare amirinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın denetimine tabi olan yaygın din eğitimi veren kuruluşlara yapılacak bağışların tamamı, matrahtan indirilebilir.

- Belediyelere yapılan bağışların, gelirin veya kazancın yüzde 5’ine kadar olan kısmı matrahtan indirilebilir.

- Gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek, yiyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı matrahtan indirilebilir.

- Kamu kurum ve kuruluşlarına; okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu gibi kanunda sayılan tesislerin yapılıp bağışlanması ya da bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirmeleri için yapılacak her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı matrahtan indirilebilir. 

Bağışın kurum kazancından indirimi için beyannamede ayrıca gösterilmesi şart mı?

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun bağışlarla ilgili düzenlemesinde açıkça, bağışların kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmış.

Vergiden muaf bir vakfa bağış yapan bir kuruma, bu bağışı beyannamede göstermediği için yapılan tarhiyatı dava konusu yapması sonucu konuyu inceleyen vergi mahkemesi, bağış yapılan Vakfın Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıflar arasında yer aldığı, bu vakfa yapılan bağışın sadece, kurumlar vergisi beyannamesinde ayrı bir sütunda gösterilmediğinden bahisle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca bağış tutarının indirim konusu olarak kabul edilmemesinde hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varmış ve davanın kabulüne karar vermiş. Temyiz talebini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi de Vergi Mahkemesi kararının onamış. (Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 16.09.2020 tarih ve E:2016/19328 K:2020/2984 sayılı kararı)

Evet, oy çokluğuyla alınmış böyle bir karar var. Kanun lafzının açık olması nedeniyle, bu kararı bilin ama karara bakarak hareket etmeyin derim. Telafi edilemez sonuçları olabilir. 

Kurum kazancının yüzde 5’i sınırının olduğu durumda kurum kazancı nedir?

Kurum kazancının belli bir yüzdesiyle sınırlı olan bağışlarda hesaplamaya esas olacak kurum kazancı, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’ne göre, [Ticari Bilanço Karı – (İştirak Kazançları + Geçmiş Yıl Zararları)] formülüyle hesaplanıyor.

Formülde kanunen kabul edilmeyen giderlere yer verilmemiş. Gelir İdaresinin, indirilecek bağış ve yardımların bazının belirlenmesinde esas alınan kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen giderlerin kurum kazancına eklenmeyeceği görüşünde olduğu anlaşılıyor.

Yargı kararları Gelir İdaresi görüşüyle paralel değil. Bir Danıştay kararında özetle, mali bilanço kârına göre üzerinden kurumlar vergisi hesaplanan kurum kazancı içinde kanunen kabul edilmeyen giderlerin de yer aldığı, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda, yapılacak bağışın, kurum kazancından indirilmesinin öngörülmesi karşısında, yapılan bağış ve yardımın tespitinde mali bilanço karına göre, üzerinden kurumlar vergisi hesaplanan kurum kazancının esas alınması gerektiği sonucuna ulaşılmış. (Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 04.02.2021 tarih ve E:2016/14325 K:2021/753 sayılı kararı.)

Danıştay kararına ben de katılıyorum. Genel Tebliğ’de yapılan tanımın kanuna uygun olmadığını düşünüyorum. 

Sınırsız indirimde de bir sınır var

Kurum kazancının belli bir oranı ile sınırlandırılmayan bağış ve yardımların indiriminde de bir sınır var. Bu sınır bağış ve yardımın yapıldığı yılın kurum kazancı. Bu tutarı geçen bağış ve yardımlar sonraki yıllara devretmiyor.

Sınırın tespitinde esas alınması gereken kurum kazancı, ticari bilanço kârı değil, mali bilanço kârı. Bu çerçevede, kanunen kabul edilmeyen gideri bulunan kurumlar için, bağış ve yardım indirimine esas tutar, kanunen kabul edilmeyen gider tutarı dahil, mali bilanço kârıdır ((Danıştay Dördüncü Dairesinin; 29.05.2003 tarih ve E:2022/1267 K:2003/1527 sayılı, 08.12.199 tarih ve E:1999/1723 K:1999/4373 sayılı kararları.) 

Genel olarak bağışların indirim zamanı

Bağış veya yardım tutarı, bağış veya yardımın yapıldığı hesap döneminde kurum kazancından indirilebiliyor. Aşağıda bahsedeceğim bazı özel durumlar dışında, indirim zamanıyla ilgili bir özellik yok.

Okul ve sağlık tesisi inşası dolayısıyla yapılan harcamaların indirme zamanı

Kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu ve huzurevi inşası dolaysıyla yapılan harcamaların indirim zamanı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş değil. Gelir İdaresi’nce öteden beri hukuken bağışın yapıldığı, bağışa konu değerin mülkiyetinin bağış yapılan kurum veya kuruluşa geçtiği tarih esas alınıyor. Bu çerçevede;

- Tesislerin kamu kurum ve kuruluşlarına ait arsa üzerine inşa ettirilmesi halinde, inşaat için yapılan harcamaların, harcamanın yapıldığı yılın kazancından,

- Tesislerin mükellefin kendi arsası üzerine inşa ettirilmesi halinde ise, bu tesislerin inşası için yapılan harcamaların, tesisin tamamlanarak bağışlandığı yılın kazancından,

indirim konusu yapılması gerektiği kabul ediliyor. 

Vadeli çekle yapılan bağışların indirim zamanı

Çek bir ödeme aracı. Dolayısıyla, keşide edildiği tarih itibariyle bağışın yapıldığının kabul edilmesi ve bu dönem kazancından indirilmesi gerekiyor.

Ancak, 2009 yılında yapılan bir geçici düzenlemeyle, çekin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul edileceği hükme bağlandı. Geçici düzenlemenin süresi birkaç defa uzatıldı. En son 27 Aralık 2023 tarihli ve 7491 sayılı Kanun’la yapılan düzenleme çerçevesinde süre 2025 sonunda bitecek. Bu dönem içinde çek, ödeme aracı olmaktan çok vadeli senet niteliğine dönüştü. Böyle olunca, ileri tarihli olarak düzenlenen çek bedelinin, vade tarihinde indirim konusu yapılması gerekir.

Gelir İdaresi’nin görüşü de bu şekilde. Verilen bir özelgede, özetlediğim geçici düzenlemeden hareketle, geçici düzenleme süresi sonuna kadar çeklerin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ödenmek üzere muhatap bankaya ibrazı ve tahsili mümkün olmadığından, bir üniversiteye çekle yapılan bağış ve yardım, söz konusu çekin üzerinde yazılı tarih esas alınarak kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği, ancak üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının ödenmiş olması halinde kurum kazancının tespitinde ödemenin gerçekleştiği tarihin esas alınacağı belirtilmiş. (21.06.2012 tarih ve 611 sayılı özelge.) Recep BIYIK YMM

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/bagis-ve-yardimlarin-kurum-kazancindan-indirimine-iliskin-notlar/739490

KDV Kanunu Hükümleri

KDV Kanunu'nun 1/1 inci maddesine göre, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV'ye tabidir. Aynı kanunun 13/d maddesine göre ise, yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki makine ve teçhizat teslimlerinin KDV'den istisna olduğu belirtilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Hükümleri

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 32/A maddesine göre, yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur. Bakanlar Kurulu, yatırıma katkı oranını, kurumlar vergisi oranını ve yatırım harcamaları içindeki bazı kalemlerin oranlarını belirleme yetkisine sahiptir.

Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamında KDV İstisnası

İthal Edilen Makine ve Teçhizat

Yatırım teşvik belgesi sahibi mükellefler, belge kapsamındaki makine ve teçhizatın ithalatında KDV istisnasından yararlanabilirler.

Bunun için vergi dairesinden alınan istisna belgesini gümrük idaresine ibraz etmeleri gerekmektedir.

Yurt İçinden Temin Edilen Makine ve Teçhizat

Yurt içinden temin edilen makine ve teçhizat için de vergi dairesinden alınacak istisna belgesinin satıcılara ibraz edilmesi gerekmektedir.

KDV Ödenerek Makine ve Teçhizat Temini

Mümkün

Teşvik belgesinde KDV istisnası öngörülmesine rağmen, KDV ödenmek suretiyle makine ve teçhizat temin edilmesi mümkündür.

Yatırım Harcaması

Makine ve teçhizatın KDV ödenerek temini, harcamayı yatırım harcaması dışına çıkarmaz.

Kurumlar Vergisi İndirimi

Bu durum, teşvik belgesinde yer alan indirimli kurumlar vergisi uygulamasına engel teşkil etmemektedir.

Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki Harcamalar

1 - Makine ve Teçhizat Alımı

Yatırım teşvik belgesi kapsamında makine ve teçhizat alımı yapılabilir.

2 - KDV Ödenerek Temin

Makine ve teçhizat YTB kapsamında olsa da KDV ödenerek temin edilebilir.

3 - İndirimli Kurumlar Vergisi

Bu durum, indirimli kurumlar vergisi uygulamasına engel teşkil etmez.

Sonuç

1 - KDV İstisnası Uygulanmadan Temin

Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki makine ve teçhizat, KDV istisnası uygulanmadan temin edilebilir.

2 - Yatırım Harcaması Kapsamında

Makine ve teçhizatın KDV ödenerek temini, harcamayı yatırım harcaması dışına çıkarmaz

3 - İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulaması

Bu durum, teşvik belgesinde yer alan indirimli kurumlar vergisi uygulamasına engel teşkil etmez.

 

Uzmanı

Örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı vergi güvenlik müessesesi olarak nitelendirilir. Bunların temel amacı vergi matrahının haksız yere azaltılmasını engellemek ve hazinenin kayba uğramasının önlemektir. 

Örtülü sermaye, şirketler arasında borç para alış verişinde, örtülü kazanç dağıtımı da şirketler arasındaki mal veya hizmet alım satımında söz konusu oluyor. Ancak kanun koyucu bazı işlemlerin mal veya hizmet alım satımı olarak değerlendirileceğini açıkça belirtmiştir.

Her ikisinde de önemli olan ilişkili kişi veya şirket varlığıdır.

Örtülü Sermaye Kavramı

➢Kurumun, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borcun, her türlü hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun sermayesinin üç katını aşan kısmı öz , ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır (KVK md.12/1),

➢İşletmede kullanılan borçların örtülü sermaye sayılabilmesi için;

✓Doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilmesi,

✓İşletmede kullanılması,

✓Borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşması (KVK md.12/1).

ÖRTÜLÜ SERMAYE

 Örtülü sermaye müessesesi KVK m. 12’de düzenlenmiştir. Buna göre «Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır».

 KVK m. 11/1-b hükmü gereğince de örtülü sermaye üzerinde ödenen veya hesaplanan faiz kur farkı ve benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde indirilebilmesi mümkün değildir.

 Örnek 1: ÖRTÜLÜ SERMAYE

 A.B.C.’ nin 1.1.2024 tarihindeki öz sermayesi 200.000.-TL.dir. 2024 yılındaki borçlarının bir ortağına (Z) ait tutarı 900.000.TL dır. 90.000.-TL. Faiz tahakkuk ettirilerek gider yazılmıştır. Başka ortak veya ilişkili kişiye borcu yoktur.

 Borç öz sermaye oranlamasında:

- Öz sermayenin 3 katı   : 600.000TL

- Toplam borç miktarı     : 900.000TL

- Örtülü sermaye miktarı: 300.000TL

KKEG ve dağıtılmış kar payı sayılacak olan tutar

- Örtülü Sermaye/Toplam Borç x Faiz Tutarı 300.000/900.000 x 90.000= 30.000TL

Örtülü sermaye nitelendirmesi için dikkat edilecek noktalar:

 Borçlanmanın tarafı : Ortakla ilişkili kişi/kişiler,

 Borçlanmanın nispeti: Borç / Öz sermaye oranı,

 Öz sermaye miktarı,

 Borcun kullanılacağı yer: işletmede kullanılma şart

Ortak ve Ortaklık İlişkisi

 Ortak gerçek veya tüzel kişi olabilir.

 Ortaklık ilişkisi, bir kurumun hem kendisinin ortak olduğu kurumlarla olan ilişkisini, hem de kendisine ortak olan gerçek kişi ve kurumlar ile olan ilişkisini kapsamaktadır.

 Ortaklık ilişkisinde bir ortaklık payı sınırı yoktur . %01 payı olan ortak da olsa, diğer şartlar gerçekleşmişse örtülü sermaye söz konusu olabilir.

Tek istisnası : Borsada işlem gören hisselerin elde bulundurulması halindedir. Bu hisselerin ait olduğu kurumlardan yapılan borçlanmalarda örtülü sermayenin oluşabilmesi için hisselerin sağladığı ortaklık payının > %10 olması gerekir

Ortakla İlişkili Kişi

 Ortağın doğrudan veya dolaylı olarak en az % 10 oranında ortağı olduğu veya

 En az bu oranda oy veya kar payı hakkına sahip olduğu bir kurumu ya da

 Doğrudan veya dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin, oy veya kar payı hakkına sahip hisselerinin % 10’unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurumu ifade etmektedi

 Şirketin dönem başı öz sermayesi sıfır veya negatif olması durumunda, şirketin ortak veya ortaklarla ilişkili kişilerden yapmış olduğu borçlanmanın tamamı örtülü sermaye sayılır.

 Bu konu ile alakalı olarak dikkat edilmesi gereken husus iştirak kazançları istisnasından yararlanıp yararlanamama durumudur.

Borcun İşletmede Kullanılması

 Örtülü sermayeden söz edilebilmesi için borcu alan kurumun bu borcu işletme veya yatırım harcamalarında kullanması gerekmektedir.

Örtülü Sermaye Faizinde KDV’nin Durumu

 Maliye Bakanlığı 2011 yılına kadar örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin kar payı niteliğinde olması nedeniyle KDV’nin konusuna girmediği görüşündeydi.

 Örtülü sermaye dolayısıyla düzenlenecek faturanın KDV ye tabi olmamasına yönelik Büyük Mükellefler Ver. D. Bşk. 09.06.2008 tarih ve B.07.GİB.0.04.99.16.01./01/KVK-12-2008-MUK-30 sayılı özelgesine göre «örtülü sermaye sayılan ödemeler için hesaplanan faizler katma değer vergisine tabi olmayıp, yapılan işlemin örtülü sermaye olduğu daha sonradan anlaşıldığı durumlar da ise daha önceden yapılmış olan katma değer vergisi hesaplamalarının Katma Değer Vergisi Kanununun 35. maddesine göre ilgili oldukları dönemler itibariyle düzeltilmesi gerekmektedir»

 Borcun aynı şartlarla diğer başka bir kuruma aktarılması halinde, işletmede kullanılan bir borçtan söz etmek mümkün olmayacak ve bu borçlanma nedeniyle örtülü sermaye oluşmayacaktır.

 Örtülü sermaye dolayısıyla elde edilen faiz için düzenlenecek faturada KDV hesaplaması yapılmayacaktır.

 İstanbul Vergi Mahkemesi'nin 18.06.2010 tarih ve E. 2009/2268, K. 2010/1502 sayılı kararı bu yöndedir «…Kurumlar Vergisi Kanunu'nda açıkça belirtilen kâr payı dağıtımının Katma Değer Vergisi Kanunu'nda sayılan türde bir teslim veya hizmet olarak nitelendirilemeyeceği, KDV Kanunu'nun 1. maddesinde kâr payı ve iştirak kazançlarının KDV konusu olarak sayılmadığı…»

 Daha sonra Maliye Bakanlığı görüşünü değiştirmiştir.

 GİB’in 18.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.55-130-14sayılı özelgesinde örtülü sermaye sayılan borçlanmalar üzerinden hesaplanan faizlerin KDV mevzuatı karşısındaki durumu ile ilgili olarak:

 Ana ortak veya ilişkilifirmalar arasındaki borç verme işlemleri, KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre finansman hizmeti olarak değerlendirilmekte ve bu işlemler nedeniyle hesaplanacakfaiz tutarları KDV ye tabi bulunmaktadır. Kurumlarla ilişkili kişiler arasında gerçekleşen ticari faaliyetlerin sonradan KVK ve GVK uygulanmasında örtülü sermaye olarak değerlendirilerek dağıtılmış kar payı sayılması, KDV açısından işlemin finansman temin hizmeti olmasını etkilememektedir.

 KVK m.12 çerçevesinde yapılan giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması kabul edilmediğinden bu giderler dolayısıyla ödenen KDV nin de, KDV Kanununun30/d maddesi uyarıncaindirimkonusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLU İLE ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI

 5422 sayılı kanunda «örtülü kazanç» olarak düzenlenmiş olan bu müesses 2006 yılında yapılan 5520 sayılı kanun ile «Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı» olarak değiştirilmiştir.

 Değiştirilme amaçları :

 Uluslararası gelişmeler

 Çok uluslu şirketlerin artması

 OECD üyesi ülke sistemleri ile uyum, vs.

Kapsamı

 KVK m. 13 ‘te düzenlenmiş olan transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtım müessesi bir vergi güvenlik önlemi olup, kurum kazancının dağıtılmayıp örtülü yollardan ortak veya ilişkili kişilere aktarımını önleme amacı gütmektedir.

 Bu düzenleme kapsamında örtülü yoldan kazanç dağıtımı için kurumun kar elde etmiş olması şart olmayıp, cari dönem sonucu zararla sonuçlansa da örtülü kazanç dağıtımı söz konusu olabilir.

 Kurum mal varlığı ile ortak veya sahiplerinin mal varlığının ayrılığı ilkesine dayanır.

 KVK m. 13/1 ‘e göre «Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.»

 Transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımında ilişkili kişilerin aralarında yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerindeki fiyat veya bedeli, emsallerinden farklı tespit etmek suretiyle vergi matrahını aşındırmaları ve kurum kazancının vergilendirilmeden ortaklara veya diğer ilişkili kişilere aktarılması sonucunu doğurmaktadır.

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için;

 Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının yapılmış olması,

 Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili kişilerle yapmış olması,

 Bu mal veya hizmet alım ya da satımında “emsallere uygunluk ilkesi”ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması

İlişkili kişi

 Bir kurum açısından ilişkili kişi;

 Kurumların kendi ortaklarını,

 Kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurumları,

 Kurumların veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu gerçek kişi veya kurumları,

 Kurumların veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları,

 Ortakların eşlerini,

 Ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımlarını ifade etmektedir.

Emsallere Uygunluk İlkesi

 Emsallere uygunluk ilkesi ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder.

 Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır.

Emsallere Uygun Fiyat Tespit Yöntemleri

 Geleneksel İşlem Yöntemleri

Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi

 Maliyet Artı Yöntemi

 Yeniden SatışFiyatı Yönteminden oluşur

 Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir

 Doğrudan karşılaştırma yapılmasına olanak veren bu yöntem, uygulamada en sık kullanılan yöntemdir.

Maliyet artı yöntemi, emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.

 Bu yöntem özellikle hammadde ve yarı mamuller ile imal edilen mallara ilişkin işlemlerde ve fason imalatlarda uygulama alanı bulmaktadır

Makul brüt kâr oranı, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı brüt kâr oranı olacaktır . Böyle bir brüt kâr oranı mevcut değilse ya da karşılaştırma için gerekli işlem sayısı yetersizse, karşılaştırılabilir işlemler arasında belirlenen fiyat ya da bedeli etkileyen bir farklılık bulunmaması veya var olan farklılıkların düzeltilebilir nitelikte olması şartıyla ilişkisiz kişilerin karşılaştırılabilir işlemlerine ait brüt kâr oranları da bu yöntemin uygulamasında kullanılabilecektir.

 Mükellefin kendi belirleyeceği yöntem: emsallere uygunluk ilkesine göre tespit edilmesi şartıyla mükellefler başka bir yöntem de tercih edebilirler.

 “kar bölüşümü yöntemi” yada “işleme dayalı net kar marjı yöntemi” uygulanacaktır.

 Yöntem seçimi mükellefin isteğine bağlı değildir. Emsallere uygun fiyatın belirlenmesinde en doğru sonucu veren yöntemin uygulanması zorunludur. Aksi taktirde, daha sonra yapılacak vergi incelemelerinde olması gereken yönteme göre oluşacak fiyat farklılığı nedeniyle cezalı vergi tarhiyatı yapılabilir.

 Bu yöntemler dışında mükelleflerin bir hakkı daha vardır. O da mükelleflerin GİB ile anlaşmaya varması halidir. Bu durum aynı zamanda mükelleflerin korunmasına da imkan tanıyan bir fiyat tespit yöntemidir.

 Peşin Fiyatlandırma Anlaşması :

 İlişkili kişilerle yapılan işlemlere ilişkin transfer fiyatlandırmasının tespit edilmesinde belli bir süre için uygulanacak yöntemin mükellef ile İdare (Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından anlaşılarak belirlenmesini ifade etmektedir.

Finansman Gider Kısıtlaması Uygulaması ve Özellik Arz Eden Hususlar

 6322 Sayılı Kanunla, KVK 11/1-i ve GVK 41/1-9 maddeleriyle, 1/1/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere mevzuatımıza eklenmiştir.

 Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın

 maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı,

 kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere

 Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınacaktır

 Cumhurbaşkanı bu yetkisini 4/2/2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3490 sayılı Kararıyla

 kullanmış olup bu Kararda; 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına

 uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının %10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.

Kapsama Giren Mükellefler

 Kısıtlama, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri hakkında uygulanacaktır.

 Bilanço esasına tabi mükellefler için geçerli olup işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler finansman gider kısıtlamasına tabi değildir.

Kısıtlamanın Uygulanacağı Dönem

 Gider kısıtlaması kapsamında kurumlar vergisi mükellefleri, her bir geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla finansman gider kısıtlaması öncesi VUK’a göre çıkaracakları bilanço esas alınmak suretiyle öz kaynak ve yabancı kaynak mukayesesi yaparak finansman gider kısıtlamasına tabi olup olmayacaklarını tespit edeceklerdir

Uygulama

 Örnek: Öz kaynakları toplamı 800.000 TL olan (A) A.Ş.’nin aynı dönemde yabancı kaynakları toplamı 1.000.000 TL’dir. Bu döneme ilişkin toplam finansman gideri ise 100.000 TL’dir. Dönem sonu itibarıyla (A) A.Ş.’nin yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aştığı için aşan kısma münhasır olmak üzere yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderinin %10’luk kısmı, kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir.

 Finansman gider kısıtlamasına tabi tutarın hesabı:

 Aşan kısım: Yabancı kaynak toplamı

– Öz kaynak toplamı :

 1.000.000 TL – 800.000 TL = 200.000 TL

 Aşan kısma isabet eden finansman gideri: Finansman gideri x (Aşan kısım / Toplam yabancı kaynak): 100.000 TL x

 (200.000 TL / 1.000.000 TL):  100.000 TL x %20: 20.000 TL

 Yabancı kaynağın öz kaynak tutarını aşan kısmına isabet eden finansman giderinin %10’luk kısmı olan (20.000 TL x

 %10=) 2.000 TL kurum kazancının tespitinde KKEG olarak dikkate alınacaktır.

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler 

GİDERLER, 

İndirilecek Giderler,

- GVK Md. 40

- KVK Md. 8

- Diğer Kanunlar

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler,

- KVK Md. 11

- Diğer Kanunlar

GVK’YA GÖRE İNDİRİLECEK GİDERLER - Md.40

• Kazancı elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler.

• Çalışanların yiyecek, giyecek, sigorta prim vb. giderleri.

• İşle ilgili zarar-ziyan ve tazminatlar.

• Seyahat ve ikamet giderleri.

• Taşıt giderleri.

• Ayni vergi, resim ve harçlar.

• Amortismanlar.

• İşveren sendikalarına ödenen aidatlar.

• Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları.

• Gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda maddeleri.

• Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından faydalananlara, programı yürüten işverenlerce fiilen ödenen tutarlar.

KVK’YA GÖRE İNDİRİLECEK GİDERLER - Md.8

• Menkul kıymet ihraç giderleri, • Kuruluş ve örgütlenme giderleri,

• Genel kurul toplantıları için yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderleri,

• Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortağın kâr payı,

• Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları,

• Sigorta ve reasürans şirketlerince ayrılan teknik karşılıklar.

KVK. GÖRE KABUL EDİLMEYEN İNDİRİMLER - (Md.11)

• Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler,

• Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler,

• Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar,

• Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan yedek akçeler,

• Hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları ile vergi cezaları ve gecikme zamları,

KVK. GÖRE KABUL EDİLMEYEN İNDİRİMLER II

• Menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında ihracından doğan zararlar,

• İşletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayan deniz ve hava taşıtlarına ilişkin giderler ve amortismanlar,

• Kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan tazminat giderleri,

• Basın yoluyla işlenen fiillerden dolayı ödenen tazminatlar,

• Alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderleri.

• G.V.K 40.Mad. gereği binek otomobil gider, amortisman ve kiralarının gider yazılışına ilişkin sınırlandırma kapsamında olan KKEG

• Bağış ve Yardımlar Bellirli kısmı

 G.V.K 40.Mad. gereği binek otomobil gider, amortisman ve kiralarının gider yazılışına ilişkin sınırlandırma kapsamında olan KKEG

 Binek araçlarla ilgili her türlü masraf (benzin, geçiş ücreti, tamir bakım, vs giderlerin %30’luk kısmı ile bu digerlere ait KDV’lerin %30’luk kısmı KKEG

 Binek otolara ait kiralama giderlerinin Her yıl belirlenen sınırın üzerinde olan kısmının tamamı KKEG (2024 yılı için KDV hariç tutar 26.000 TL) aşan kısma ait olan KDV’nin tamamı KKEG olarak dikkate alınır.

BAĞIŞ VE YARDIMLAR

KVK’nın 10. maddesinin birinci fıkrasının (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerine göre, kurumlar vergisi mükellefleri hesap dönemi içerisinde yapmış oldukları belli bağış ve yardımların bir kısmını veya tamamını ilgili dönem kurum kazancından beyannamede göstererek indirebileceklerdir.

Ticari kar ve zararın tespitinde gider olarak dikkate alınan bağış ve yardımların yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER satırında dikkate alındıktan sonra kurum kazancından indirim konusu yapılması gerekmektedir.

%5’lik Sınıra Tabi Bağış ve Yardımlar

• Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine,

• İl özel idareleri ve belediyelere, • Köylere,

• Kamu yararına çalışan derneklere,

• Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara,

• Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara

makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5'ine kadar olan kısmı. 

Tamamı İndirilebilecek Bağış ve Yardımlar

• Okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtlarına yapılan bağışlar

• Çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezlerine yapılan bağış ve yardımlar

• İbadethanelere, Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislere yapılan bağışlar

• Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının yapılan bağışlar

• Kültür ve tabiat varlıklarının korumasına yönelik olarak yapılan bağışlar

• Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulunca Başlatılan Yardım Kampanyalarına Yapılan Bağış ve Yardımlar

• Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar 

TEKNİK İFLAS KAVRAMI

 Teknik iflasa yol açan nedenler ile yapılması gereken işlemler Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 376. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddede;

 1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar

 (2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer

 (3) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur

 hükmü yer almaktadır. 

 Özetle, şirketin son yıllık bilançosuna göre sermaye ve kanuni yedek akçeler tutarının 2/3'ünün zarar nedeniyle karşılıksız kalması halinde, yönetim kurulunun çağrısı üzerine genel kurul, sermayenin tamamlanması veya 1/3'ü ile yetinme kararlarını almazsa şirket sona ermektedir.

 31.12.2023 tarihi itibariyle özkaynak durumuna ilişkin aşağıda detayı verilen X A.Ş.’nin teknik iflas durumunda bulunup bulunmadığının analizini yapalım.

Sermaye............................9.600.000,00 TL

Yasal Yedekler....................    825.000,00 TL

Geçmiş Yıllar Zararları........ -7.000.000,00 TL

Dönem Zararı ................... - 1.750.000,00 TL

Toplam Özkaynak Tutarı......   1.675.000,00 TL

 Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının 2/3’ü ((9.600.000 + 825.000) * 2/3) olan 6.950.000 TL’nin karşılıksız kalma durumu söz konusudur. Özkaynak toplamı olan 1.675.000 TL ile sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının 2/3 ü karşılanamamaktadır.

 Kurumun özkaynak toplamı olan 1.675.000 TL sermaye ve yasal yedekler toplamının 1/3’ü olan ((9.600.000 + 825.000)*1/3) 3.475.000 TL’den 1.800.000 TL kadar daha eksiktir.

 TTK’nın 376. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği üzere, şirkette borca batıklık şüphesini uyandıran belirtiler olması durumunda yani şirket öz varlığının şirketin borçlarını karşılamaya yeterli olmayacağı şüphesini uyandıran, bunu gösteren işaretler mevcutsa, yönetim kurulu emsal satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu çıkartılan bilançoda aktiflerin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamadığı anlaşılırsa, yönetim kurulu bu durumu asliye ticaret mahkemesine bildirerek şirketin iflasını istemek zorundadır.

ŞIRKETIN BORCA BATIK HALDE BULUNDUĞU KANAATINE VARDIRAN BELIRTILER NELERDIR • • • • •

 Şirketin seri icra ve iflas takiplerine maruz kalması

- Çalışanların ücretlerinin zamanında ödenmemesi,

- Banka ve finans kurumlarından kredi temin edilememesi,

- Vergi, sigorta, ticari borçlar gibi şirket borçlarının ödenmemesi

- Protestolu çek ve senetlerin fazlalığı.

 TTK’nın 378. maddesinde sermaye kaybı ve borca batıklık konusuna ek bir tedbir olarak pay senetleri borsada işlem gören şirketlerde, yönetim kurulu, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite kurmak, sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlü tutulmuştur.

Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması, Finansman Gider Kısıtlaması, KKEG ve Teknik İflas slayt olarak indirmek için Tıklayınız

Kaynak Ve Emek Veren

ÖZKAN YILDIRIM

FINANCIAL AFFAIRS DIRECTOR

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Linkedin Paylaşımından Alıntı Yapılmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı Kutlar,

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Yüce Meclisimizin Kahraman Üyelerini ve Kurtuluş Mücadelesinde Ve Ülkemizin İlelebet Yaşaması Uğrunda Emeği Geçen Tüm Şehitlerimizi Saygı, Minnet ve Rahmetle Anıyoruz.

Pazartesi, 22 Nisan 2024 13:51

SGK TEŞVİKLERİ KARŞILAŞTIRMA TABLOSU

SGK TEŞVİKLERİ KARŞILAŞTIRMA TABLOSU

ŞART \ TEŞVİK 5 PUANLIK PRİM İNDİRİMİ YURTDIŞINA GÖNDERİLEN SİGORTALILAR İLAVE 6 PUANLIK İNDİ RİM YATIRIM TEŞVİKİ İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALANLAR GENÇ VE KADIN TEŞVİKİ İŞBAŞI EĞİTİMİNE KATILANLAR ENGELLİ İSTİHDAMI AR-GE/TASARIM TEŞVİKİ KÜLTÜR YATIRIM/GİRİŞİM TEŞVİKİ SOSYAL HİZMETLERDEN YARARLANAN ÇOCUKLAR İLAVE İSTİHDAM DESTEĞİ ÜCRET DESTEĞİ GENÇ GİRİŞİMCİ TEŞVİKİ
KANUN NO 5510 6486 46486 / 56486 / 66486 25510 / 16322 / 26322 15921 6111 6645 14857 05746 / 15746 25225 / 55225 2828 17103 / 27013 17103 / 27103
YARARLANANILAN KİŞİ ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI ÇALIŞAN SİGORTALI İŞVERENİN KENDİSİ
5 PUAN İNDİRİMİ İLE UYGULANMA EVET EVET HAYIR EVET EVET EVET EVET EVET EVET HAYIR HAYIR
BORCA BAKILMA EVET (İŞYERİ BAZLI) EVET (İŞYERİ BAZLI) EVET (TÜRKİYE GENELİ) EVET (TÜRKİYE GENELİ) EVET (İŞYERİ BAZLI) EVET (İŞYERİ BAZLI) EVET (İŞYERİ BAZLI) HAYIR EVET (TÜRKİYE GENELİ) EVET (TÜRKİYE GENELİ) EVET (İŞYERİ BAZLI) EVET (İŞYERİ BAZLI) EVET (İŞYERİ BAZLI) HAYIR
PRİMLERİ SÜRESİNDE ÖDEME EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR
BELGELERİ SÜRESİNDE VERME EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET EVET HAYIR
5335/30. MD. KAPSAMINA GİREN KURUMLAR YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANIR YARARLANIR YARARLANIR YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ
SİGORTALININ ORTALAMAYA İLAVE OLMA ŞARTI YOK YOK YOK YOK VAR VAR VAR YOK YOK YOK YOK VAR VAR (EN AZ BİLDİRİME İLAVE)
SİGORTALI İÇİN İŞSİZLİK ŞARTI YOK YOK YOK YOK İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALIYOR OLMAK SON 6 AY YOK YOK YOK YOK YOK SON 3 AY SON 3 AY
İHALE KONUSU İŞLER YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANIR YARARLANAMAZ (2828 SY.KN.HARİÇ) YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANIR YARARLANAMAZ (İSTİSNAİ İHALELER HARİÇ) YARARLANIR YARARLANIR YARARLANAMAZ YARARLANAMAZ YARARLANIR
(ULUSLARARASI ANT. HARİÇ)
KAYITDIŞI SİGORTALI YASAKLAMA EVET EVET EVET EVET HAYIR EVET EVET HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR
SAHTE SİGORTALI YASAKLAMA EVET EVET EVET EVET HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR EVET EVET HAYIR
YARARLANILACAK TUTAR 5 PUAN SPEK 5 PUAN SPEK 5 PUAN SPEK 5 PUAN SPEK 33,5 A.Ü. 20,5 PUAN SPEK 5 PUAN SPEK BORCU YOKSA 5 PUAN SPEK 15,5 PUAN A.Ü. 5 PUAN DAHİL 12,75 PUAN SPEK KÜLTÜR YATIRIMI 12,75 PUAN SPEK 37,5 PUAN A.Ü. İMALAT-BİLİŞİM SEK. 2.558,40 TL ÜST SINIR OLMAK ÜZERE 37,5 PUAN GÜNLÜK 67,36 TL 34,5 PUAN A.Ü.
6 PUAN A.Ü. 15,5 PUAN A.Ü. 15,5 PUAN A.Ü. BORCU VARSA 20,5 A.Ü. 5 PUAN HARİÇ 10,25 PUAN SPEK KÜLTÜR GİRİŞİMİ 8,87 PUAN SPEK DİĞER SEKTÖRLER 37,5 PUAN A.Ü
DEVLET PAYI (ALT SINIR) 127,92 127,92 281,42 524,47 857,06 524,47 524,47 524,47 BEŞ PUAN DAHİL 326,20 KÜLTÜR YATIRIMI 326,20 959,4 959,4 2020,8 882,65
BEŞ PUAN HARİÇ 198,24 KÜLTÜR GİRİŞİMİ 227,06
DEVLET PAYI (ÜST SINIR) 959,4 383,76 1112,9 1355,95 857,06 3933,54 1355,95 BORCU YOKSA 1.355,95 BEŞ PUAN DAHİL 2.446,47 KÜLTÜR YATIRIMI 2.446,47 1790,88 İMALAT-BİLİŞİM SEK. 2.558,40 2020,8 882,65
BORCU VARSA 524,47 BEŞ PUAN HARİÇ 1.486 KÜLTÜR GİRİŞİMİ 1.702,94 DİĞER SEKTÖR/959,4
SÜRE DEVAMLI DEVAMLI 31/12/2019 TARİHİNE KADAR YATIRIMIN YAPILDIĞI BÖLGEYE GÖRE DEĞİŞMEKTEDİR. İŞSİZLİK ÖDENEĞİ SÜRESİNCE SİGORTALININ YAŞINA BELGELİ VEYA BELGESİZ OLMA DURUMUNA GÖRE DEĞİŞMEKTEDİR. İMALAT SANAYİ SEKTÖRÜ 42 AY DEVAMLI 31/12/2023 TARİHİNE KADAR KÜLTÜR YATIRIMI 3 YIL DEVAMLI 12 AY/18 AY 1/2/2019- 30/4/2019 tarihleri arasında işe alınmış olanlar için 3 ay süreyle YARARLANMA SÜRESİ 1 YIL TEŞVİK DÖNEMİ DEVAMLI
(2 İLA 12 YIL ARASINDA) (6, 8, 10 AY) (6 İLA 54 AY ARASINDA) DİĞER SEKTÖRLER 30 AY KÜLTÜR GİRİŞİMİ 7 YIL

SGK Teşvikleri Karşılaştırma Tablosunu Excel Olarak İndirmek İçin Tıklayınız

https://www.smmmtesvik.com/sgk-tesvikleri-karsilastirma-tablosu/

2023 yılı enflasyon düzeltmesi işlemleri ile 2024 yılı enflasyon düzeltmesi işlemleri, aşağıda belirtilen birkaç istisna dışında farklı değildir. Hatta 2024 yılı düzeltme işlemleri, 2023 yılı düzeltme işlemlerine göre (geçmiş tarihlere gidilmeyip sadece bir yıllık dönem esas alındığı için) çok daha kolaydır.

Kısaca bu farkları şu şekilde sıralayabiliriz :

1) Stokların düzeltilmesinde kullanılan toplulaştırılmış yöntemlerde 2024 yılında değişiklik yapılmıştır. 2023 yılı için kullanılan iki yöntemden biri olan Basit Ortalama Yöntemi uygulaması devam etmektedir. Diğer yöntem (Stok Devir Hızı Yöntemi) yerine 2024 yılında Hareketli Ağırlıklı Ortalama Yöntemi kullanılacaktır. Bu arada, 2024 yılında bu yöntemlerden birini seçen mükellefler, üç hesap dönemi geçmeden bir başka yönteme geçemezler.

2) 2023 yılı düzeltmesi sonucunda oluşan ve gider ve maliyet kalemlerini etkileyen fark tutarlarının 2024 yılı açılış fiş kaydından sonra Ocak ayında maliyet ve gider hesaplarına aktarılması işlemi unutulmamalıdır.

3) Birikmiş amortismanlar 2023 yılından farklı olarak, 2024 yılında tüm diğer parasal olmayan kalemler gibi düzeltilecektir.

4) Önceki dönemle ilgili 570/580 kar veya zarar tutarları 2023 yılında olduğu gibi 698 numaralı hesaba sıfırlanmayacak, diğer parasal olmayan kalemler gibi düzeltmeye tabi tutulacaktır.

5) 2023 yılı enflasyon düzeltmesi sonucunda “698- Enflasyon Düzeltme Hesabın' da oluşan borç kalıntısı “580- Geçmiş Yıllar Zararları” hesabına, alacak kalıntısı ise “570- Geçmiş Yıllar Karları” hesabına alınır. 2024 yılında ise, aynı hesabın borç kalıntısı “658- Enflasyon Düzeltmesi Zararları” hesabına, alacak kalıntısı ise “648- Enflasyon Düzeltmesi Karları” hesabına aktarılır. Bu yolla, 2023 yılı düzeltme sonuçları vergisel sonuç doğurmadığı halde, 2024 yılı sonuçlarının vergi matrahını etkilemesi sağlanmakta, gelir tablosunda da dolaylı yoldan bir sonuç düzeltmesi yapılmaktadır.

6) Şayet uzamazsa 2024 yılı 1.geçici vergi döneminde düzeltmelerinin muhasebe kayıtları, 698 hesap kalanının devredileceği hesap dışında 2023 yılı kayıtları ile aynıdır. (Sonuçta da oluşan “648” ya da “658” hesap, diğer gelir tablosu hesapları gibi “690” hesaba gidecektir.) örneğin 2024 dönem sonunda, “698” Hesap borç bakiyesinin (Enflasyon düzeltmesi sonucunda çıkan zarar tutarı olsaydı ) “658- Enflasyon Düzeltmesi Zararları” hesabına devri;

—————- 31.03.2024 ———————–
658  ENLASYON DÜZELTMESİ ZARARLARI         XXX
698 ENFLASYON DÜZELTME HESABI          XXX
—————————————————

7)2023 yılının düzeltme sonuçları doğrudan her hangi bir biçimde raporlanmamaktadır. 2024 yılı düzeltme sonuçları ise, doğrudan raporlanmaktadır. 2023 yılı düzeltilmiş bilançosu, 2024 yılı düzeltilmiş bilançosunun önceki dönem sütununa taşınmakta, böylece dolaylı yoldan raporlanmaktadır.


Kynk: Nusret KURDOĞLU (Merhum, Mekanı Cennet Olsun)

2018/01-12. Dönemi ve Önceki Dönemler Sahte Fatura Kullanma Tespiti/ Vergi İncelemesi Açısından 2024/01. Döneminden Sonra Ortaya Çıkan Sonraki Döneme Devreden KDV Yönünden Tarhiyat Yapılması Tarh Zamanaşımı Hükümleri Doğrultusunda Hukuka Uygun Olmadığı Düşünülmektedir.

9.6.2021 Tarih ve 2019/1199 Esas Sayılı Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararına göre Katma Değer Vergisi açısından vergi alacağı, katma değer vergisinin konusunu oluşturan teslim ve hizmetin yapıldığı tarihte doğacaktır. Ancak teslim ve hizmetin yapıldığı tarihte ödenecek KDV’nin ortaya çıkmaması, vergi alacağının henüz doğmadığı anlamına gelmemektedir.

Önceki yıldan devreden KDV’nin azaltılmasına bağlı olarak, devreden KDV tutarlarının düzeltilmesi durumunda, sonraki dönemlere ait KDV beyan tablolarında ortaya çıkan zincirleme etki sonucunda, takip eden yılda ödenecek KDV bulunması halini, vergi alacağının bu yılda ortaya çıktığı ve bu nedenle zamanaşımının bu yılı takip eden yıldan itibaren başlayacağı şeklinde yorumlamak, mükelleflerin katma değer vergisi beyan tablosuna göre değişken ve süresi belirli olmayan bir zamanaşımı süresine tabi olması sonucunu doğuracaktır.

İncelenen dosyada davacının, 2009 yılında kayıt ve beyanlarına dahil ettiği sahte olduğu belirtilen faturalar üzerinden hesaplayarak Aralık döneminde beyan ettiği tutarın azaltılmasından kaynaklanan sonraki yıl beyan tablosunun düzeltilmesi sonucu 2010 yılının muhtelif dönemleri için tarh edilen vergi ziyaı cezalı KDV içeren ihbarnameler için dikkate alınacak zamanaşımı süresinin de, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yılı takip eden yılın başından itibaren hesaplanması hukuka uygun olacaktır. Bu durumda, uyuşmazlığa konu vergi/ceza ihbarnamelerinin vergi alacağının doğduğu takvim yılı olan 2009 yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve tebliğ edilmesi gerekirken, 08/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden, ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların zamanaşımına uğramıştır.

ERCAN KARACA YMM

Linkedin paylaşımından Alıntı Yapılmıştır

1-Yargıtay ilke kararlarında sık sık vurgulandığı üzere, işçinin Sosyal Güvenlik primlerinin hiç ya da gerçek ücretten yatırılmaması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesinin işçiye iş akdini haklı nedenle fesih imkanı verir.

2-Sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.

3-Yargıtay, ücret alacaklarının ödenmemesini gerekçe göstererek yapılan fesihte, temel ücret yerine fazla çalışma ücretlerinin ödenmemiş olmasını yeterli saymıştır. (Yargıtay 22. HD. 28.12.2015 gün, 2014/21324 E, 2015/36057 K.)

4-Gecikmenin yirmi günü geçmesi işçinin çalışmaktan kaçınma hakkının oluşması için gerekse de, haklı fesih açısından böyle bir süre yoktur. Geniş anlamda ücretleri ödenmeyen işçinin bir günlük gecikme halinde dahi haklı fesih imkanı vardır.

5-Fesih anında işçinin ödenmemiş ücret alacağı olmasa da, ücretlerin düzenli ödenmemesi halinde de işçinin haklı fesih şartlarının oluşması mümkündür.

6-Fesih anında ödenmemiş işçi ücreti olsa dahi işyerinde sürekli olarak ücretlerin geç ödenmesi halinde işçinin haklı fesih hakkı bulunmaktadır. (Yargıtay 22. HD. 03.12.2015 gün, 2014/20553 E, 2015/33548 K.)

7-İşçiye ait ücretin bir kere dahi geç ödenmesi halinde dahi Yargıtay bu durumun işçi açısından haklı fesih nedeni olduğunu kabul etmiştir. (Yargıtay 9. HD, E. 2022/17003, K. 2023/341, T. 12.01.2023)

8-Ödenmeyen ücret çok düşük de olsa işçiye haklı fesih imkanı verir. (Yargıtay 22. HD, 2017/28871 E, 2020/6290 K, 10.06.2020 T.)

9-Ücretin her ayın değişik günlerinde ve düzensiz şekilde ödenmesi işçiye haklı fesih hakkı verir. (Yargıtay 22. HD, 2016/31954 E, 2020/3540 K.)

10-İşveren tarafından işçiye parça parça yapılan ücret ödemesinde işçinin haklı fesih hakkı vardır. (Yargıtay 9. HD, 2011/31117 E, 2013/22583 K.)

Linkedin paylaşımından Alıntı yapılmıştır.

Pazartesi, 22 Nisan 2024 08:03

Geride Kalanlara Aylık Bağlanması

Ölüm aylığı bağlanması için sigortalının belirli bir süre prim ödemiş olması gerekir. Ölen eşten dolayı maaş alan dul eş yeniden evleninceye kadar aylık almaya devam edebilir. Ancak bir eş iki eşinden birden ölüm aylığı alamaz.

Sigortalı bir kişinin vefatı halinde geride kalanlara ölüm aylığı bağlanabilmesi için en temel şart prim ödeme süresidir. Buna göre vefat eden kişi adına ölüm tarihi itibarıyla en az 5 yıl prim ödenmiş ise geride kalanlara ölüm aylığı bağlanır. 5 yıldan az primi olan kişinin vefatı halinde ise geride kalanlara aylık bağlanmaz. Diğer yandan vefat eden kişi 4/a’lı yani eski adıyla SSK’lı ise, bu durumda borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı olup toplam 900 gün uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmiş olması halinde de geride kalanlara ölüm aylığı bağlanabilir.

Kimler alabilir?

Ölüm aylığı geride kalan eş, çocuk, anne babaya bağlanabilir. Ancak bu kişilerin bazı şartları taşıması gerekir. Vefat eden kişi ile ölüm tarihinde yasal evlilik bağı bulunan eşe aylık bağlanır. Sigortalının eşinin çalışması veya kendi sigortalılığı nedeniyle aylık veya gelir alıyor olması bu durumu değiştirmez. Dolayısıyla vefat eden kişinin eşi çalışsa da, emekli olsa da ölüm aylığı alabilir.

Vefat eden kişinin çocuklarında ise farklı kriterler söz konusudur. Vefat eden kişinin kız çocuklarına evli olmamaları şartıyla yaşa bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır. Evlenen kız çocuğunun ise aylığı kesilir. Kız çocuk boşanırsa yeniden hak sahibi konumuna gelir ve aylık alabilir. Kız çocuk evlenirken çeyiz parası almış ise, boşanır boşanmaz yeniden hak sahibi olmaz.

Erkek çocuklarında ise yaş şartı söz konusudur. Erkek çocukları ise 18 yaşına kadar ölüm aylığı alabilirler. Orta öğretime devam eden erkek çocuk 20, yüksek öğrenime devam eden erkek çocuk ise en fazla 25 yaşına kadar ölüm aylığı alabilir. Yaş şartını geçen erkek çocukların aylıkları kesilir.

Erkeğe de ödenir

Vefat eden eşinden dolayı ölüm aylığı alan eş, çalışırsa aylığını kaybetmez. Ancak yeniden evlenirse ölüm aylığı kesilir. Bu noktada akıllara gelen husus, kişinin ikinci evliliğinde de eşinin vefat etmesi halinde ikinci ölüm aylığını alıp alamayacağıdır. Kişi ilk evliliğinden ölüm aylığı alırken, ikinci kez evlendiği anda ilk evliliğinden hak etmiş olduğu ölüm aylığı kesilir. Dolayısıyla yeniden evlenen eş, evliyken eski eşinden dolayı ölüm aylığı alamaz.

Fakat ilk eşinden ölüm aylığı kesilen ve ikinci kez evlenen eş, ikinci evliliğinde de eşinin vefatı halinde bu eşinden dolayı da ölüm aylığına hak kazanmış ise bu durumda iki ölüm aylığını birlikte alamaz, yalnızca tercih ettiği aylığı alabilir. Dolayısıyla bir eşe iki eşinden dolayı ölüm aylığı birlikte ödenmez.

Vefat eden eşten dolayı geride kalan eşe bağlanan aylık halk arasında dul aylığı olarak isimlendiriliyor. Böyle olunca da, sanki yalnızca kadınlar ölüm aylığı alabilir gibi bir algı oluşuyor. Kanun erkek kadın ayrımı yapmıyor, Sigortalının eşi olarak hak sahibi kişiyi tanımlıyor. Bu nedenle eşini kaybetmiş erkekler de ölüm aylığı alabilirler. Eşini kaybetmiş erkeğin çalışması veya emekli olması ölüm aylığı almasına engel olmadığı için evlenmediği sürece ölüm aylığının alınması mümkündür.

Geriye dönük talep

SGK’dan ölüm aylığı alabilmek için hem gerekli şartları sağlamak, hem de yazılı olarak SGK’ya başvurmak gerekiyor. Gerekli şartları sağladığı halde SGK’ya başvurmayanlara otomatik olarak aylık bağlanmıyor. Hem anne baba ve kocadan birlikte aylık kazandığını bilmeyenler, hem de dul kalan erkeklere ölüm aylığı bağlandığını bilmeyenlerin SGK’ya başvuru yaparak hak sahibi olduklarını almaları çok önemli.

Eğer kişi ölüm aylığı hak etmesine rağmen SGK’ya başvuru yapmadıysa, 5 yıl geriye dönük olarak ölüm aylıklarını talep edebiliyor. Ancak 5 yıldan eski süreler için ölüm aylığı talep edilemiyor. Bu nedenle eşini kaybeden erkeklerin hak sahibi olup olmadıklarını değerlendirmeleri ve bir an önce SGK’ya başvurmaları çok önemli. Aksi taktirde 5 yıldan eski ölüm aylıklarını almaları mümkün değil.

Cem Kılıç

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/tunca-bengin/fbi-daesi-ciae-sor-7115809

Page 4 of 1195

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • DEVAMSIZLIK SAATLERİNİN TOPLANMASI VE HAKLI FESİH Çalışan ve işveren ilişkisi iş akdinin feshine kadar devam eder,…
  • YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞINDA ZAMAN AŞIMI 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlığını…
  • Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 51) Resmi Gazetede Yayımlandı Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde…
Top