Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Çalıştığı işyerinden avas talebinde bulunan işçi, 'Hayır' cevabı alınca istifa etti. Haklarını alamayınca İş Mahkemesi'nin yolunu tutan işçi, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etti.

Davalı patron davanın reddini istedi. Mahkeme; kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak ihbar tazminatı talebinin reddine, kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verdi. Kararı hem davacı hem de davalı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Daire, avans tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. 

HER İSTEDİĞİNDE AVANS ALAMAZ 

Kararda şöyle denildi:

"Davacının avans talebi karşılanmayınca iş akdini feshettiği anlaşılmakta olup mahkemenin buna ilişkin kabulü yerindedir. Mahkemece işverenin geçerli bir neden göstermeden davacının avans talebini karşılamaması davacı bakımından haklı fesih nedeni kabul edilerek kıdem tazminatı talebi hüküm altına alınmıştır. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkını düzenleyen 24. maddesinde işverenin işçiye avans vermemesi şeklinde bir sebep bulunmamaktadır. Taraflar arasında işverenin davacıya her istediğinde avans vereceğine yönelik bir sözleşme de mevcut değildir. Bu nedenlerle işçi tarafından yapılan fesih haklı nedene dayanmadığından kıdem tazminatı talebinin reddi yerine yasal olmayan gerekçe ile kabulü hatalıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verildi." 

Birçok şirketin kuruluş tarihini göz önüne aldığımızda, mevcut sermaye yapıları güncel piyasa değerlerinden oldukça uzak.

Ayrıca, günümüze kadar olan süreçte şirketler önemli miktarda taşınır ve taşınmaz sahibi olarak markalaştı.

Peki, hisse değeriniz güncel marka değeriniz ile uyumlu mu?

Şirketinize melek yatırımcı mı ortak olacak?

Bu yazımızda, şirket hisselerinizi güncel piyasa değeri üzerinden ihraç etmenize olanak sağlayan, şirketinizin mali yapısını güçlendirecek, oldukça önemli vergisel bir avantajı aktaracağız.

Evet, başlığı yanlış okumadınız; 1 TL’lik hissenizi 3 TL’ye vergi ödemeden ihraç edebilirsiniz.

Şirket hissesini, vergisiz bir şekilde güncel piyasa değerinden ihraç etmenin kısa yolu ise, EMİSYON PRİMİ.

Emisyon Primi Nedir?

Vergi mevzuatında ‘hisse senedi ihraç primi’, ticaret hukukunda ise “Agio” olarak tanımlanan emisyon primi, Anonim Şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibari (yazılı) değeri üzerinde elden çıkarılmasından doğan kazanç anlamına geliyor.

Kısaca, anonim şirkette var olan hisse senedinizi, üzerinde yazılı olan değerinden daha yüksek bedelle sermaye artırımı yolu ile ihracını gerçekleştirmenize olanak sağlayan bir uygulama.

Üstelik, aradaki olumlu fark için vergi ödemiyorsunuz!

Peki, Ama Nasıl?

Öncelikle, klasik hisse senedi devrinden bahsetmediğimizi belirtmekte fayda var. Hissenizi sermaye artırımı yolu ile dışarıdan ortak alarak ihraç ediyorsunuz.

Sıkça uyguladığımız noter aracılığıyla gerçekleştirilen standart bir hisse devrinden bahsetmiyoruz.

Bu noktada en önemli kıstas, anonim şirkete sahip olmanız. Limited veya diğer şirket türlerine sahipseniz bu avantajdan faydalanamıyorsunuz.

Ayrıca, şirketinizin ana sözleşmesinde primli pay çıkarılabileceğine dair hükmün yer alması veya genel kurul kararı alınması gerekiyor.

Halka açık bir anonim şirket olup olmamanızın ise herhangi bir önemi bulunmuyor. Borsada işlem görmeyen bir anonim şirkete sahip olsanız dahi primli pay çıkartabiliyorsunuz. Üstelik, halka açık olmayan anonim şirkette, ana sözleşme ile yönetim kuruluna primli pay çıkarma yetkisi dahi verilebiliyor.

Şirketinizin yönetim kurulu, rüçhan hakkının sınırlandırılmasının veya kaldırılmasının gerekçelerini; yeni payların primli ve primsiz çıkarılmasının sebeplerini; primin nasıl hesaplandığını bir rapor ile açıklaması gerekiyor.

Sürecin, Yasal Dayanağı Var Mı?

Emisyon primi, vergi mevzuatlarımız ve ticaret hukukunda detaylı olarak yer alıyor.

Kısaca bahsedersek;

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 347/1. maddesinde; itibari değerinden aşağı bedelle pay çıkarılamayacağı, payların itibari değerinden yüksek bir bedelle çıkarılabilmeleri için esas sözleşmede hüküm veya genel kurul kararı bulunması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-ç bendi ile, anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibari değeri aşan kısmın istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 3065 sayılı KDV Kanunu’nu 17/4-g maddesinde ise, " Külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye'de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesi, döviz, para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil(elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere tahvil satın almak suretiyle verilen finansman hizmetleri dâhil),varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıkları ile konfeksiyon kırpıntılarının teslimi,," KDV’den istisnadır.

Dolayısıyla, emisyon primi için fatura düzenlenmesine KDV hesaplanmasına da gerek bulunmuyor.

Ayrıca, KVK’nın 18, 19 ve 20. maddeleri kapsamında yapılan birleşme, devir ve bölünme işlemleri sonucunda emisyon primlerinin devralan şirket bilançosuna aktarılması kar dağıtımı sayılmadığından vergilendirilmediğini de hatırlatmak isteriz.

Hesaplama Nasıl Olacak?

Örneğin, (A) A.Ş., 100.000,00 TL sermayesi olan (B) A.Ş.’ne %20 ortak olmak amacıyla 1.000.000,00 TL ödemek istediğini iletmiş, taraflar rakam üzerinde anlaşmıştır.

Bu durum, ilk bakışta 100.000,00 TL sermayesi olan bir şirkete dışarıdan 1.000.000,00 TL ödenerek nasıl %20 ortak olunabileceği konusunda soru işareti yaratabilir.

Ancak, (B) A.Ş.’nin yönetim kurulu tarafından, 25.000,00 TL nominal bedelli 1.000.000,00 TL emisyon primli olarak primli pay ihracı yoluyla sermaye artırımı gerçekleştirilecektir.

Sermaye artırımı sonucunda, (B) A.Ş.’nin güncel sermayesi 125.000,00 TL olacak ve sermaye artırımı yolu ile şirkete ortak olan (A) A.Ş’nin pay oranı ise %20 olacaktır.

(B) A.Ş., emisyon primli sermaye ödemesi olarak (A) A.Ş’ den 1.000.000,00 TL alacak, 1.000.000,00 TL’nin 25.000,00 TL’sini sermayesine ekleyecek, kalan 975.000,00 TL’yi ise Sermaye Yedekleri grubu altında kayıt altına alacaktır.

Emisyon prim tutarı ise, aradaki olumlu farka isabet eden, 1.000.000,00 – 25.000,00 = 975.000,00 TL’dir.

Bütün bu işlemlerin kayıt altına alınarak (B) A.Ş.’nde resmileştirilmesi ise aşağıdaki şekilde olacaktır;

------------ / ---------------

102 – Bankalar 1.000.000,00 TL

                        500 – Sermaye 25.000,00 TL

                        520 – Hisse Senedi İhraç Primleri 975.000,00 TL

----------- /-----------------

Görüleceği üzere, mevcut sermaye yapınızdan çok daha yüksek bir bedelle, dışarıdan ortak alabiliyorsunuz.

Üstelik, küçük bir ortaklık oranı karşılığında!

Peki, Emisyon Primi Ortaklara Dağıtılabilir Mi?

Gelir İdaresi Başkanlığı verdiği bir özelgede şu şekilde görüş bildirmiştir:

Kurumlar vergisinden istisna edilen ve sermayeye eklenmemiş olan emisyon primlerinin Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca ortaklara dağıtılmasının mümkün olması halinde, bu işlem kar payı dağıtımı sayılacak olup, dağıtılan emisyon primi tutarları üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılacaktır.” (GİB. İstanbul VDB’nin 20.10.2015 tarihli ve 62030549-125[6-2014/105]-88462 sayılı özelgesi).

Kişisel görüşümüz, Gelir İdaresi Başkanlığı ile aynı doğrultuda olup, emisyon priminin ortaklara dağıtımı söz konusu olur ise kar dağıtımı sayılarak, vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Emisyon Priminin Sermayeye İlavesi Mümkün Mü?

Ticaret kanunumuza göre emisyon primi “genel kanuni yedek akçe” niteliğindedir.

Emisyon primi, kanuni yedek akçelere ilişkin hükümlere tâbi olduğundan, üzerinde serbestçe tasarruf edilebilmesi yasal yedek akçenin esas sermayenin yarısını geçmesi şartına bağlıdır.

TTK’nın 462/1. maddesine göre; esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilir.

Dolayısıyla, emisyon primlerinin sermayeye ilavesi TTK’nın 462. ve 519. maddeleri çerçevesinde mümkündür. Bu durumda, sermayeye ilave edilebilecek tutar ancak sermayenin/çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısım olacaktır.

Sonuç olarak;

Şirketler, mali yapılarını korumak ve güçlendirmek için çeşitli finansman yöntemlerine başvurabilmektedir.

Emisyon primi, özellikle şirketlerin mali yapılarını düzeltmesi ve daha iyi bir noktaya getirmesine olanak sağlayan bir uygulamadır. En önemli avantajı ise şirketteki oy kullanma ve kâr payı alma hakkının primli paya koyulan sermayeden bağımsız olmasıdır.

Şirketin mevcut hissedarları çok daha az sermaye taahhüdünde bulunmuş olsalar dahi, emisyon primli sermaye artırımı sonucunda, azınlık pay sahibi haline gelmekten kurtulurlar.

Berkay ÖZGÜVEN
Serbest MuhasebeciMali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/dusuk-bedelli-hissenin-yuksekten-ihracina-vergi-istisnasi/661288

Cumartesi, 18 Haziran 2022 12:08

Kurye Esnaf Olur Mu?

İnternet üzerinden alışverişin yaygınlaşması, standart dışı istihdam biçimlerine yönelişi de beraberinde getirdi. Asgari ücret, kıdem-ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, sosyal güvenlik primi gibi yükümlülüklerden kurtulmak isteyen e-ticaret platformları esnaf kurye modeli olarak adlandırılan standart dışı bir istihdam şeklini çalışma hayatına soktular.

Sistemin özü şu; Eskiden ücretle hizmet sözleşmesiyle çalıştırılan kuryeler yerine, serbest çalışan kuryeler ile istisna-eser, taşıma sözleşmesi yaparak iş ve sosyal güvenlik mevzuatının getirdiği mali külfeti e-ticaret sitelerinin üzerinden almak. Yani, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sigortalar Kanunu ile 4857 İş Kanunu’nun arkasından dolanarak, sosyal güvenlik ve iş mevzuatımızda olmayan serbest (bağımsız) işçi gibi bir ucube meydana getirmek.

Bağımlılık

İş sözleşmesinde de ayırt edici unsur bağımlılık unsurudur. Bu unsur işçinin işin yapılması sırasında işverenin talimatlarına sıkı sıkıya bağlı olması ve işverence denetlenmesi anlamındadır. Bağımlılık unsuru iş sözleşmesini eser ve vekâlet gibi diğer iş görme borcu doğuran sözleşmelerden de ayırmaktadır. Eser sözleşmesinde mütaahhit, bir bedel karşılığı olarak iş sahibine bir eser yapıp teslim eder ama işini yaparken bağımsız hareket eder. İş sahibinden işin yapılması ile ilgili talimat almaz. Burada önemli olan eserin anlaşmada belirlenen niteliklere uygun olarak ve belirtilen sürede yapılıp teslim edilmesidir. (SGK 11.12.2014 tarihli ve 2014/32 sayılı Genelge)

Gerçekte kurye e-ticaret platformuna bağlı çalışmaya devam etmektedir. Çünkü kurye teslimatı işveren konumunda olan dijital platformunun talimatıyla, belirli sürede yapmak ve yeni bir taşıma talimatı almak için aynı işverenin buyruğu altında beklemek zorundadır. 

Bu nedenle, bekleme süresi içinde kuryenin başka bir dijital platformdan iş alması pratikte mümkün değildir. Uygulamada da böyle olmaktadır. Yani, kurye adına esnaf dense de, gerçekte işverene bağımlı çalışmaktadır.

Kuryeye mali yük

 Bu itibarla, kuryeye eser veya taşıma sözleşmesi imzalatılarak, 5510 sayılı Kanun 4/1-b maddesi kapsamına -eski deyimle BAĞKUR kapsamına- sokulması suretiyle sigorta primini kendi ödemek mecburiyetinde bırakılması, bu minvalde vergi mükellefiyeti tesis ederek vergi dairesine kayıt olma ve hizmet verdiği dijital platform adına fatura kesme ve kazancından gelir vergisi ödeme külfeti altına sokulması hatalıdır.

Sonuç

Adına esnaf kurye dense de, gerçekte kurye e-ticaret platformuna bağımlı olarak çalışmaktadır. Bu nedenle, kurye 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4/1-a maddesi kapsamında (eski deyimle SSK’lı) olup, 4857 sayılı sayılı İş Kanunu’nda yer alan tüm haklardan yararlanmalıdır.

Ahmet Metin Aysoy

SGK E. Başmüfettişi

https://www.dunya.com/kose-yazisi/kurye-esnaf-olur-mu/661280

 

Şirketler topluluğu aslında ülkemizde yıllardır fiilen uygulanmaktadır. Ama ilk defa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile birtakım temel kurallara bağlanmıştır. Şirketler topluluğundan bahsedebilmek için, biri ana ikisi de yavru şirket olmak üzere en az üç ticaret şirketinin bulunması gerekir.

Eğer ana şirket bir ticaret şirketi değil de bir teşebbüs ise, bu durumda teşebbüse doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan ticaret şirketlerinin sayısının en az üç olması gerekir. Şirketler topluluğuna dair uygulamada yeterince bilinmeyen düzenlemelerden birisi ortaklıktan çıkma ve çıkarma hakkıdır.

Şirketler topluluğunda, hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. Bununla birlikte, kaybın, o faaliyet yılı içinde fiilen denkleştirilmesi veya kaybın nasıl ve ne zaman denkleştirileceği belirtilmek suretiyle en geç o faaliyet yılı sonuna kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınması halinde hâkim şirket bağlı şirketi kayba uğratacak bazı işlemler yapabilir.

Eğer denkleştirme, faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem hakkı tanınmaz ise, bağlı şirketin her ortağı, hâkim şirketten ve onun -kayba sebep olan- yönetim kurulu üyelerinden, şirket zararını tazmin etmelerini isteyebilir. Dava açan bağlı şirketin ortaklarından her birinin payları hakim şirket tarafından satın alınarak, bu kişiler şirket ortaklığından da çıkarılabilir.

Diğer yandan, bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerde, genel kurul kararına red oyu verip tutanağa geçirten veya yönetim kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz eden ortaklar; hâkim teşebbüsten, zararlarının tazminini isteyebilecekleri gibi paylarının varsa en az borsa değeriyle, böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete uygun düşmüyorsa, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın alınmasını da mahkemeden isteyebilirler.

Ayrıca, eğer hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse ve de azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri ile satın alabilir.

Böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete uygun düşmüyorsa, bu durumda, hâkim şirket, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın almak üzere mahkemeye müracaat eder. Türk Ticaret Kanunu ile getirilen bu düzenlemelerim amacı, hem topluluğu oluşturan şirketlerde hem de şirketler topluluğunun genelinde şirket içi huzursuzlukların giderilmesi ve topluluk sinerjisinin amaç ve hedeflere yönlendirilmesidir. 

Dr. Soner Altaş

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

https://www.dunya.com/kose-yazisi/sirketler-toplulugunda-ortakliktan-cikma-ve-cikarma-hakki/661274

Yeni Nesil Akaryakıt Pompa Ödeme Kaydedici Cihazlara Geçiş Zorunluluğuna Yönelik Tebliğ ile Getirilen Süreler Duyuru ile Uzatıldı

ÖZET:

527 sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile getirilen bazı düzenlemelerin yürürlük tarihleri 14.06.2022 tarihli DUYURU ile değiştirildi.

⎯ Elektronik kayıt ünitesi olmayan (EKÜ’süz ) ve akaryakıt istasyonlarında araçlara yakıt veren pompa ünitelerine bağlanma zorunluluğu bulunan ödeme kaydedici cihazların (EKÜ’süz EN Pompa ÖKC’lerin) en geç 30 Eylül 2022 tarihine kadar, değiştirilmesi gerekmektedir.

⎯ 24.3.2021 tarihinden önce Bakanlıkça onaylanan ve halihazırda kullanılmakta olan; EKÜ’süz EN Pompa ÖKC’lerin 24.3.2021 tarihinden itibaren, EKÜ’lü EN ÖKC’lerin ise 30.9.2022 tarihinden itibaren akaryakıt istasyonu işletmeleri tarafından üçüncü kişilere satışı veya devri yapılamayacaktır.

⎯ 30.9.2022 tarihinden itibaren EN Pompa ÖKC’lerin üretimi, ithali, mühürlenmesi ve satışı yapılmayacaktır.

⎯ 24.3.2021 tarihi ile 30.9.2022 tarihleri arasında yeni mükellefiyet tesis edilmesi (kül halinde devir dahil) veya şube işyeri açılması durumunda, mükellefiyetin tesis edildiği, şube işyerinin açıldığı veya devir tarihinden itibaren en geç 60 gün içerisinde bu işyerlerinde YN Pompa ÖKC’lerin kullanılması zorunlu olup, belirtilen süre içerisinde henüz onay verilmiş YN Pompa ÖKC bulunmaması halinde ise EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin kullanılması zorunludur; ancak bu süre içerisinde fiilen akaryakıt satışına başlanması durumunda ise satışa başlamadan önce bu zorunluluk başlayacaktır.

⎯ 24.3.2021 tarihi ile 30.9.2022 tarihleri arasında satın alınan EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin 31/12/2023 tarihine kadar YN Pompa ÖKC ile değiştirilmesi zorunludur.

30.9.2022 tarihi ve sonrasında mükellefiyet tesis edilmesi veya şube işyeri açılması durumunda mükellefiyetin tesis edildiği veya şube işyerinin açıldığı tarihten itibaren en geç 60 gün içerisinde bu işyerlerinde YN Pompa ÖKC’lerin kullanılmasının zorunlu olduğu, ancak bu süre içerisinde fiilen akaryakıt satışına başlanması durumunda satışa başlamadan önce bu zorunluluk başlayacaktır.

24 Mart 2021 tarihli ve 31433 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 527 sıra No’lu VUK Genel Tebliği ile;

― akaryakıt istasyonlarında araçlara yakıt veren pompa ünitelerine bağlanma zorunluluğu bulunan ödeme kaydedici cihazların (EN Pompa ÖKC), elektronik ortamda anlık veri aktarımı yapabilen, güvenlik seviyesi yükseltilmiş ve bu Tebliğle diğer özellikleri belirlenen “Yeni Nesil Akaryakıt Pompa Ödeme Kaydedici Cihazlar (YN Pompa ÖKC)” haline dönüştürülmesine,

― akaryakıt istasyonu işletmecilerinin akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihazlardan gerçekleştirilen satışlara (LPG, doğalgaz, elektrik ve benzerleri de dahil) ait mali bilgileri elektronik ortamda bildirim zorunluluğuna,

― YN Pompa ÖKC bilgilerinin (üretim, aktivasyon, hurdaya ayırma, devir, bakım ve benzeri işlemlere ait) takip edilmesi, bu cihazların üreteceği fiş veya rapor bilgilerinin Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen teknik standartlara uygun olarak gizlilik ve güvenliği sağlanarak toplanması, saklanması, işlenmesi, anlık ve/veya periyodik olarak Bakanlık/Başkanlık BİM’e iletilmesi, mükellefler ve ÖKC üreticilerine sunulması ve raporlanması hizmetlerini gerçekleştirmek üzere Başkanlıkça “Akaryakıt Pompa Ödeme Kaydedici Cihazlar Terminal Servis Merkezleri”nin yetkilendirilmesine ve çalışmalarına,

ilişkin konularda düzenlemeler yapılmış; konuyla ilgili açıklamalarımıza 25.03.2021/67 sayılı Sirkülerimizde yer verilmişti.

Yapılan düzenleme ile 30/11/2003 tarihli ve 25302 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ (Seri No: 58) ile taşıtlara perakende olarak (LPG, doğalgaz ve benzerleri de dahil) akaryakıt satışı yapan (akaryakıt istasyonu işletmeciliği faaliyetinde bulunan) birinci ve ikinci sınıf tacirlere, işletmelerindeki akaryakıt pompalarını ödeme kaydedici cihazlara bağlama mecburiyeti getirilmişti. 527 sıra No’lu VUK Genel Tebliğinde yer alan düzenlemeye göre onay işlemi 24 Mart 2021 tarihinden önce gerçekleştirilmiş ve halen kullanılmakta olan;

a) Elektronik kayıt ünitesi olmayan (EKÜ’süz) ve akaryakıt istasyonlarında araçlara yakıt veren pompa ünitelerine bağlanma zorunluluğu bulunan ödeme kaydedici cihazların (EKÜ’süz EN Pompa ÖKC’lerin) en geç 30 Haziran 2022 tarihine kadar,

b) Elektronik kayıt ünitesi olan (EKÜ’lü) ve akaryakıt istasyonlarında araçlara yakıt veren pompa ünitelerine bağlanma zorunluluğu bulunan ödeme kaydedici cihazların (EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin) en geç 31 Aralık 2023 tarihine kadar

değiştirilmesi gerekmekteydi.

24.3.2021 tarihinden önce Bakanlıkça onaylanan ve halihazırda kullanılmakta olan; EKÜ’süz EN Pompa ÖKC’lerin 24.3.2021 tarihinden itibaren, EKÜ’lü EN ÖKC’lerin ise 1/1/2022 (29/12/2021 tarihinde ynokc.gib.gov.tr adresinde yapılan duyuru ile 30/6/2022 tarihine uzatılmıştır) tarihinden itibaren akaryakıt istasyonu işletmeleri tarafından üçüncü kişilere satışı veya devrinin yapılamayacağı, (3) 1/1/2022 (29/12/2021 tarihinde ynokc.gib.gov.tr adresinde yapılan duyuru ile 30/6/2022 tarihine uzatılmıştır) tarihinden itibaren EN Pompa ÖKC’lerin üretimi, ithali, mühürlenmesi ve satışı yapılmayacağı açıklanmıştı.

Tebliğde ayrıca;

⎯ 24.3.2021 tarihi ile 1/1/2022 (29/12/2021 tarihinde ynokc.gib.gov.tr adresinde yapılan duyuru ile 30/6/2022 tarihine uzatılmıştır) tarihleri arasında yeni mükellefiyet tesis edilmesi (kül halinde devir dahil) veya şube işyeri açılması durumunda, mükellefiyetin tesis edildiği, şube işyerinin açıldığı veya devir tarihinden itibaren en geç 60 gün içerisinde bu işyerlerinde YN Pompa ÖKC’lerin kullanılması zorunlu olup, belirtilen süre içerisinde henüz onay verilmiş YN Pompa ÖKC bulunmaması halinde ise EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin kullanılmasının zorunlu olduğu; ancak bu süre içerisinde fiilen akaryakıt satışına başlanması durumunda ise satışa başlamadan önce bu zorunluluğun başlayacağı,

⎯ 24.3.2021 tarihi ile 1/1/2022 (29/12/2021 tarihinde ynokc.gib.gov.tr adresinde yapılan duyuru ile 30/6/2022 tarihine uzatılmıştır) tarihleri arasında satın alınan EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin 31/12/2023 tarihine kadar YN Pompa ÖKC ile değiştirilmesinin zorunlu olduğu,

⎯ 1/1/2022 (29/12/2021 tarihinde ynokc.gib.gov.tr adresinde yapılan duyuru ile 30/6/2022 tarihine uzatılmıştır) tarihi ve sonrasında mükellefiyet tesis edilmesi veya şube işyeri açılması durumunda mükellefiyetin tesis edildiği veya şube işyerinin açıldığı tarihten itibaren en geç 60 gün içerisinde bu işyerlerinde YN Pompa ÖKC’lerin kullanılmasının zorunlu olduğu, ancak bu süre içerisinde fiilen akaryakıt satışına başlanması durumunda satışa başlamadan önce bu zorunluluğun başlayacağı

açıklanmıştı.

GİB herhangi bir Tebliğ değişikliği yapmaksızın 14.6.2022 tarihli duyurusunda;

Genel Tebliğin;

– 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan 30/6/2022 tarihinin,

– 5 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları ile 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan ve 29/12/2021 tarihinde ynokc.gib.gov.tr adresinde yapılan duyuru ile 30/6/2022 tarihine uzatılan tarihlerin, 30/9/2022 tarihine uzatılmasının uygun bulunduğu belirtilmiştir.

Buna göre Duyuru ile değiştirilen Tebliğin ilgili maddelerinde yer alan tarihlerin aşağıdaki gibi olduğu kabul edilmelidir.

YN Pompa ÖKC’ye geçiş zorunluluğu

MADDE 5 – (1) Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlıkça onaylanan ve halihazırda kullanılmakta olan;

a) EKÜ’süz EN Pompa ÖKC’lerin en geç 30/6/2022 30/9/2022 tarihine kadar,

b) EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin en geç 31/12/2023 tarihine kadar, YN Pompa ÖKC’lerle değiştirilmesi zorunludur.

(2) Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlıkça onaylanan ve halihazırda kullanılmakta olan; EKÜ’süz EN Pompa ÖKC’lerin bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, EKÜ’lü EN ÖKC’lerin ise 1/1/2022 30/9/2022 tarihinden itibaren akaryakıt istasyonu işletmeleri tarafından üçüncü kişilere satışı veya devri yapılamaz.

(3) 1/1/2022 30/9/2022 tarihinden itibaren EN Pompa ÖKC’lerin üretimi, ithali, mühürlenmesi ve satışı yapılmayacaktır.

Yeni açılacak akaryakıt istasyonlarında YN Pompa ÖKC kullanma zorunluluğu

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğin yürürlük tarihi ile 1/1/2022 30/9/2022 tarihleri arasında yeni mükellefiyet tesis edilmesi (kül halinde devir dahil) veya şube işyeri açılması durumunda, mükellefiyetin tesis edildiği, şube işyerinin açıldığı veya devir tarihinden itibaren en geç 60 gün içerisinde bu işyerlerinde YN Pompa ÖKC’lerin kullanılması zorunlu olup, belirtilen süre içerisinde henüz onay verilmiş YN Pompa ÖKC bulunmaması halinde ise EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin kullanılması zorunludur. Ancak bu süre içerisinde fiilen akaryakıt satışına başlanması durumunda ise satışa başlamadan önce bu zorunluluk başlayacaktır.

(2) Bu Tebliğin yürürlük tarihi ile 1/1/2022 30/9/2022 tarihleri arasında satın alınan EKÜ’lü EN Pompa ÖKC’lerin 31/12/2023 tarihine kadar YN Pompa ÖKC ile değiştirilmesi zorunludur.

(3) 1/1/2022 30/9/2022 tarihi ve sonrasında mükellefiyet tesis edilmesi veya şube işyeri açılması durumunda mükellefiyetin tesis edildiği veya şube işyerinin açıldığı tarihten itibaren en geç 60 gün içerisinde bu işyerlerinde YN Pompa ÖKC’lerin kullanılması zorunludur. Ancak bu süre içerisinde fiilen akaryakıt satışına başlanması durumunda satışa başlamadan önce bu zorunluluk başlayacaktır.

Kaynak: TÜRMOB

Bilindiği üzere Yeni Nesil Akaryakıt Pompa Ödeme Kaydedici Cihazlara ilişkin 527 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 24/3/2021 tarihli ve 31433 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Genel Tebliğin 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ile Başkanlığımız, Tebliğde belirlenen süreleri ynokc.gib.gov.tr adresinde ilan ederek uzatmaya yetkili kılınmıştır.

Bu kapsamda söz konusu Genel Tebliğin;

– 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan 30/6/2022 tarihinin,

– 5 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları ile 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan ve 29/12/2021 tarihinde ynokc.gib.gov.tr adresinde yapılan duyuru ile 30/6/2022 tarihine uzatılan tarihlerin,

30/9/2022 tarihine uzatılması uygun bulunmuştur.

Duyurulur.

Kaynak: GİB

Bu Duyuru Hakkında TÜRMOB Açıklamaları İçin Tıklayınız

Bilindiği üzere 15.04.2022 tarih ve 31810 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7394 sayılı Kanunun 11 inci maddesi ile 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun Geçici 37. maddesinde yapılan değişiklikle inşaat işlerine ilişkin yüklenilen Katma Değer Vergisinin iadesine ilişkin düzenleme “inşaat işlerine ilişkin mal teslimi ve hizmet ifaları Katma Değer Vergisinden müstesnadır” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

Değişiklikten önceki düzenleme “imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle indirim yoluyla telafi edilemeyen yüklenilen Katma Değer Vergisinin iadesi”  şeklindeydi.

Yasal Düzenleme:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Geçici Madde 37; (7394 sayılı kanunun 11 inci maddesiyle değiştirilen madde: Yürürlük; 01.05.2022) İmalat sanayii ile turizme yönelik yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin mal teslimleri ve hizmet ifaları 31.12.2025 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır. Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, zamanında alınmayan vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte yatırım teşvik belgesi sahibi alıcıdan tahsil edilir. Bu vergiler ve cezalarda zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlar. Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, bu Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir. Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan süreyi üç yıla kadar uzatmaya; Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Kanunda yapılan değişikle ilgili olarak 28.05.2022 tarih ve 31849 sayılı resmi gazetede yayınlanan 42 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

İstisnanın Kapsamı

  • Bu istisnadan yararlanacak mükelleflerin, imalat sanayii ile turizme yönelik düzenlenmiş bir yatırım teşvik belgesine sahip olması gerekmektedir.
  • İstisnanın uygulama süresi 01.05.2022 tarihinde başlayıp 31.12.2025 tarihinde sona ermektedir. Bu süre içinde imalat sanayii ile turizme yönelik yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin yapılan teslim ve hizmetler KDV’den istisna edilmiştir.
  • Yatırım teşvik belgesinin 01.05.2022 tarihinden önce düzenlenmiş olması KDV istisna uygulanmasına engel değildir.
  • İmalat sanayii ile turizme yönelik inşaat işlerinin 31.12.2025 tarihini aşmamak kaydıyla yatırım teşvik belgesinde öngörülen süre içinde yapılmış olması gerekiyor.
  • KDV istisnası uygulanacak tutar imalat sanayii ile turizme yönelik inşaat harcama tutarının inşaat işlerine yönelik yatırım teşvik belgesinde yer alan yatırım tutarı ile sınırlı olup bu tutarı aşmaması gerekmektedir. (Aşması halinde YTB revize edilmesi gerekmektedir)
  • Yatırım kapsamındaki inşaat işlerinde kullanılmak üzere alınan makine, araç-gereç ve tefrişatın (yatırım teşvik belgesinde yer alsa dahi) bu istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
  • İstisna hükmünün yürürlüğe girdiği 01.5.2022 tarihinden önce veya bu tarihten itibaren başlayan inşaat işlerine ilişkin, 01/052022 tarihten önce alınan mal ve hizmetlerin istisna belgesine dâhil edilmesi mümkün değildir.
  • Devam eden yatırımlarda 01.5.2022 tarihinden sonra yapılan mal ve hizmet alımları için de 3065 sayılı Kanunun 7394 sayılı Kanun ile değişmeden önceki geçici 37 nci maddesi hükmü  uygulanmayacaktır.

İstisnanın Uygulaması

İstisnadan yararlanmak isteyen yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflerin KDV yönünden bağlı oldukları vergi dairesine elektronik ortamda başvuruda bulunarak istisna belgesi almak için talepte bulunmaları gerekmektedir.

Katma Değer Vergisi İstisna belgesi almak için başvuruda bulunan mükellefler elektronik ortamda (https://intvrg.gib.gov.tr) KDV İade İşlemleri kısmında yer alan “KDV İstisna Belgesi İşlemleri” bölümündeki “EK 30: İmalat Sanayii İle Turizme Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri İstisna Belgesi“ni seçerek inşaat işlerine ilişkin istisna kapsamında alınacak mal ve hizmet listesini, hazırlanan projeye uygun olarak sisteme giriş yapacaklar. Mükellefler tarafından elektronik ortamda sisteme girilen bilgiler vergi dairesince gerekli kontroller yapıldıktan sonra şartları sağlayan mükelleflere sisteme girilen mal ve hizmet listesinde yazılı bulunan alımlarla sınırlı olmak üzere istisna belgesi verilecektir.

Vergi dairesinden alınan istisna belgesinin alıcı tarafından onaylanmış (imza ve kaşe tatbik edilmiş) bir örneği satıcılara verilir. Kendisine teslim veya hizmetin istisna kapsamına girdiğini gösteren belge verilen satıcı mükelleflerce, başka bir şart aramaksızın istisna kapsamında işlem yapılır. İstisnaya konu yapılan mal teslimi ve hizmet ifası gerçekleştikçe alıcı ve satıcılar alım/satım bilgilerini elektronik olarak “İstisna Belgesi Satış Bilgisi Listesi” üzerinden sisteme giriş yapılacaktır. (İstisna belgesi satıcılar tarafından 213 sayılı Kanunun muhafaza ve ibraz hükümlerine uygun olarak saklanır. Bu belge olmadan istisna uygulanması halinde, ziyaa uğratılan vergi, ceza, zam ve faizlerden satıcı ile birlikte teslim ve hizmet yapılan alıcı da müteselsilen sorumludur.)

Yatırım Teşvik Belgesine uygun olarak projenin revize edilmesi, güncellenmesi veya ek proje düzenlenmesi halinde;

  • Proje kapsamındaki mal ve hizmetlere ilişkin liste de elektronik ortamda revize edilmelidir.
  • Revizeye uygun olarak listeye yeni eklenen alışlar içinde istisna belgesi de revize edilmelidir.
  • Yatırım veya projedeki sürenin revize edilmesi durumunda, istisna belgesindeki sürenin revize edilmesi gerekmektedir.

Devam eden Yatırımda İstisna Uygulaması

01.05.2022 tarihinden önce düzenlenmiş bulunan İmalat sanayii yönelik yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflerin devam eden yatırımları ile ilgili olarak 3065 sayılı Kanunun 7394 sayılı Kanun ile değişmeden önceki geçici 37 nci maddesi hükmü uygulanmayacak olması nedeniyle bu yatırımcıların 01.05.2022 tarihinden sonra gerçekleştirecekleri yatırım teşvik belgesi kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin KDV yönünden bağlı oldukları vergi dairesine elektronik ortamda başvuruda bulunarak “EK 30: İmalat Sanayii İle Turizme Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri İstisna Belgesi” almaları gerekmektedir.

Bu durumdaki mükellefler 2021 yılına ait KDV iade taleplerini en geç Kasım-2022 dönemine kadar talep edebileceklerdir. 01.Ocak.2022-30.Nisan.2022 dönemine ilişkin KDV iade taleplerini de Kasım-2023 dönemine kadar talep edebileceklerdir.

İstisna Belgesinin Kapatılması

Yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilecek olan imalat sanayii ile turizme yönelik yapılacak inşaat işleri için KDV istisna belgesi alan yatırımcılar istisna belgesinin süresinin sona erdiği tarih itibarıyla istisna belgesini ilgili vergi dairesine ibraz ederek kapattırmak zorundadır. Vergi dairesi istisna belgesinde yer alan mal ve hizmet bölümlerinin satıcılar tarafından doldurulup doldurulmadığını ve faturalarla uyumunu kontrol ederek istisna belgesini kapama işlemini yapacaktır.

İstisnaya Konu Yatırımın Tamamlanmaması

3065 sayılı Kanunun geçici 37 nci maddesine göre, yatırım teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, zamanında alınmayan vergi yatırım teşvik belgesi sahibi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecek.

İstisnanın Beyanı ve iadesi

Bu istisna kapsamında yapılan teslim ve hizmetler, teslim ve hizmetin yapıldığı döneme ait KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 339 kod numaralı “İmalat Sanayii ile Turizme Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşlerine İlişkin Teslim ve Hizmetler” satırı aracılığıyla beyan edilecektir. İade talep edilmesi halinde teslime konu mal ve hizmet ilişkin Yüklenilen KDV tutarı yazılacaktır. İade talep etmek istemeyen mükellefler, “Yüklenilen KDV” sütununa “0” yazacaklardır.

Satıcı mükellefin iade talebi, bu istisna belgesi ve sisteme yapılan alış ve satış giriş bilgileri esas alınmak suretiyle, iade için gerekli diğer belgeler de aranarak genel esaslara göre mükellefin talebine uygun olarak nakden veya mahsuben yerine getirilecektir.

Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Kaynak, https://www.alomaliye.com/2022/06/17/3065-sayili-kdv-kanunu-gecici-37-istisna/

Ekleri için tıklayınız. https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/mevzuatek/KDV/KDV_42_Teb_EK.pdf

Cuma, 17 Haziran 2022 16:45

Beyanname Verme ve Ödeme Süreleri

Beyanname Türü

Verilme Süresi

Son Ödeme Günü

Yıllık Kurumlar Vergisi

Nisan ayının son günü

Nisan ayının son günü

Yıllık Gelir Vergisi

Mart ayının son günü

Mart ve Temmuz ayının son günü

Geçici Vergi

(3 aylık dönemi izleyen 2 nci ayın 17 nci günü akşamı)

(3 aylık dönemi izleyen 2 nci ayın 17 nci günü akşamı)

1.Dönem  17 Mayıs

1.Dönem  17 Mayıs

2.Dönem  17 Ağustos

2.Dönem  17 Ağustos

3.Dönem  17 Kasım

3.Dönem  17 Kasım

4.Dönem  (26.10.2021 tarihli ve 31639 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7338 sayılı Kanunla 4. geçici vergilendirme dönemi, 2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanmak üzere kaldırıldı.)

Katma Değer Vergisi

İzleyen ayın 26’sı

Beyanname verilen ayın 26’sı

Aylık Muhtasar

İzleyen ayın 26’sı

Beyanname verilen ayın 26’sı

Üç Aylık Muhtasar

3 aylık dönemi izleyen ayın 26 ncı günü akşamına kadar verilir.

Beyanname verilen ayın 26’sı

1. Dönem 26 Nisan,

2. Dönem  26 Temmuz,

3. Dönem 26 Ekim,

4. Dönem 26 Ocak

GVK Geçici 67 nci maddeye göre verilecek beyanname

İzleyen ayın 26’sı

Beyanname verilen ayın 26’sı

KV Kanunu 15 ve 30 uncu maddeler ile ilgili muhtasar

İzleyen ayın 26’sı

Beyanname verilen ayın 26’sı

Damga Vergisi

İzleyen ayın 26’sı

Beyanname verilen ayın 26’sı

Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Beyannamesi (BSMV)

İzleyen ayın 15’i

Beyanname verme süresi içinde

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)

I Sayılı Listedeki Mallar: İlk 15 gün için aynı ayın 25'i ikinci 15 gün için ertesi ayın 10'u

Beyanname verme süresi içinde ödenir

II. Sayılı Listedeki kayıt ve tescile tabi olmayan mallar ile III ve IV sayılı listedeki malların teslimini izleyen ayın 15 inci günü akşamına kadar 

II. Sayılı Listedeki kayıt ve tescile tabi mallar için işlemlerin tamamlanmasından önce beyanname verilir.          

 

 

 

Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi

Veraset yoluyla meydana gelen intikallere ilişkin Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi;

Tahakkukundan itibaren 3 yılda ve her yıl Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere 2 eşit taksitte ödenir.

-Ölüm Türkiye’de meydana gelmiş ise ölüm tarihinden itibaren, mükelleflerin Türkiye’de bulunmaları halinde 4 ay içinde, yabancı bir ülkede bulunmaları halinde 6 ay içinde,

-Ölüm yabancı bir memlekette meydana gelmiş ise mükelleflerin Türkiye’de bulunmaları halinde 6 ay içinde, ölen kişinin bulunduğu ülkede bulunmaları halinde 4 ay içinde, murisin bulunduğu ülke dışında yabancı bir ülkede bulunmaları halinde 8 ay içinde,

-Gaiplik halinde, gaiplik kararının ölüm siciline kaydolunduğu tarihi izleyen 1 ay içinde, verilir.

İvazsız intikallere ilişkin Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi;

-Malların hukuken iktisap edildiği tarihi izleyen 1 ay içinde verilir.

Emlak Vergisi

Beyanname verme yükümlülüğü yoktur.

1. Taksit Mart, Nisan ve Mayıs aylarında,

Ancak, vergi değerini tadil eden durumların bulunması halinde (mükellefin değişmesi, arsa ve arazinin ifraz ve taksimi vs.) değişikliğin vuku bulduğu bütçe yılı içerisinde, değişiklik bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulmuş ise olayın vuku bulduğu tarihten itibaren üç ay içinde emlakın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye bildirimde bulunulması gerekir.

2. Taksit Kasım ayı içinde ödenir.

 

 

 

Motorlu Taşıtlar Vergisi

Beyanname verme yükümlülüğü yoktur. Her yıl Ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk etmiş sayılır.

1.Taksit Ocak ayı sonuna kadar,

2.Taksit Temmuz ayı sonuna kadar ödenir.

 

 

 

İlan ve Reklam Vergisi

Beyanname;

İlan ve reklam vergisi, beyanname verme süresi içinde ödenir. Ancak, belediye meclisleri yıllık ilan ve reklamlara ait vergileri, yılı içinde, iki eşit taksitte almaya yetkilidirler.

-İlan ve reklam işinin mükellefçe yapılması halinde ilan ve reklam işi yapılmadan önce mükellef tarafından,

-İlan ve reklam işinin bu işi mutad meslek olarak yapanlar tarafından yapılması halinde ise ilan ve reklam işini yapanlarca ilan ve reklamın yapıldığı ayı takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar, ilgili belediyeye verilir.

 

Çevre Temizlik Vergisi

İş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi, belediyelerce binaların tarifedeki derecelere intibak ettirilmesi üzerine her yılın Ocak ayında yıllık tutarı itibarıyla tahakkuk etmiş sayılır.

1.Taksit Mart, Nisan ve Mayıs aylarında, 
2.Taksit Kasım ayı içinde, ödenir

İlk kez mükellefiyet tesisi durumunda 30 gün içinde ilgili belediyeye bildirim verilir.

İlk kez mükellefiyet tesisi durumunda verginin ödeme süresi mükellefiyetin tesis edildiği tarih itibarıyla farklılık arz etmektedir.

Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesi gereği 01.07.2022–20.07.2022 dönemi mali tatildir.

Yasal düzenleme gereği;

  • Son günü mali tatile rastlayan kapsamdaki kanuni ve idari süreler, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamaktadır.
  • Mali tatilin sona erdiği günü izleyen beş gün içinde biten kanuni ve idari süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren beşinci günün mesai saati bitiminde sona ermektedir.

Mali tatil uygulamasına ilişkin açıklamalar, Maliye Bakanlığınca yayımlanan 1 sıra no.lu Mali Tatil Uygulaması Hakkında Genel Tebliğinde yer almaktadır.

Mali tatil uygulamasına ilişkin özet bazı hatırlatmalara aşağıda yer verilmiştir.

1. Mali tatil nedeniyle uzayan süreler

Son günü mali tatile rastlayan bazı süreler, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılmaktadır. Bu hüküm kapsamında olan süreler şunlardır:

Mali tatil süresinin sonu beklenmeden beyannamelerin verilmesi mümkündür.
  • İkmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyata ilişkin olup vadesi mali tatile rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları ve gecikme faizlerinin ödeme süresi, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılmaktadır.
  • İkmalen, re’sen veya idarece yapılmış olan tarhiyatlara karşı mükelleflerin uzlaşma talep etme veya cezada indirim talebinde bulunma süresinin son gününün mali tatile rastlaması halinde bu süre, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılmaktadır.
Mali tatil süresi içinde uzlaşma veya cezada indirim talebinde bulunulması mümkündür. 
  • Vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye Bakanlığınca veya vergi dairelerince devamlı bilgi verme çerçevesinde istenecek bilgilerin verilmesine ilişkin sürenin son gününün mali tatile rastlaması halinde bu süre, mali tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılmaktadır.

2. Mali tatil nedeniyle işlemeyen süreler

Mali tatil nedeniyle işlemeyen süreler şunlardır:

  • Muhasebe kayıt süreleri mali tatil süresince işlememektedir.
  • Vergi Usul Kanunu’nun 153-170. maddelerinde düzenlenen bildirme sürelerinin mali tatile rastlaması halinde bu süre, mali tatil süresince işlememektedir.
  • Dava açma süresinin mali tatile rastlaması halinde süre, mali tatil süresince işlememektedir.

3. Mali tatil süresince defter ve belgelerin ibrazı, vergi incelemesine başlama

Kanun’la belirlenen özel haller hariç, mali tatil süresince işyerinde incelemeye başlanılması ve inceleme amacıyla defter ve belgelerin bu süre içinde ibrazının istenmesi mümkün değildir.

Mali tatil süresinden önce başlanılmış olan incelemelerin devamı mümkündür. Ancak, bu süre içinde ilave defter, belge ve bilgi talep edilmesi ve tutanak imzalamaya davet edilmesi mümkün değildir.

4. Mali tatil süresince bilgi isteme ve tebligat işlemleri

Mali tatil süresince, vergi ve ceza ihbarnameleri ile mahsup taleplerine yönelik olanlar hariç, bilgi isteme taleplerinin mükelleflere, vergi ve ceza sorumlularına bildirilmesi mümkün değildir.

Mahsup taleplerine yönelik bilgi isteme talepleri mali tatil süresi içerisinde de bildirilebilmekte olup gerek mali tatil süresinden önce gerekse de mali tatil süresi içerisinde gerçekleşen söz konusu bilgi isteme taleplerine ilişkin tebligat işlemlerinde süre uzamamaktadır.

5. Mali tatilin sona erdiği günü izleyen beş gün içinde biten kanuni ve idari süreler

Mali tatilin sona erdiği günü izleyen beş gün içinde biten kanuni ve idari süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren beşinci günün mesai saati bitiminde sona ermektedir.

6. Beyanname verme süresi uzamış olan vergilerde ödeme süresi

Beyana dayanan ve beyanname verme süresi malî tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi (aynı ay içerisinde kalmak kaydıyla), uzayan beyanname verme süresinin son gününü izleyen günün mesai saati bitimine kadar uzamaktadır.

7. Mali tatil nedeniyle uzamayan süreler

Aşağıda sayılan süreler mali tatil nedeniyle uzamamaktadır:

  • İcra yoluyla yapılan satışlarda katma değer vergisi uygulamasına yönelik (5) no.lu Katma Değer Vergisi Beyannamesinin verilme ve ödeme süresi.
  • Noterlik Kanunu’nun 118. maddesine göre noterler tarafından tahsil edilen damga vergisi ve harç bedellerinin bu Kanun’un 119. maddesi uyarınca ilgili vergi dairesine bildirilmesine ilişkin olarak verilecek beyannameler ile süreksiz yükümlülük şeklinde değerlendirilen ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre verilen (1), (2) ve (4) no.lu Beyannamelerin verilme ve ödeme süreleri.

8. Mali tatil kapsamında olmayan süreler / vergiler

Yasal düzenleme gereği, aşağıdaki vergi, resim ve harçlar hakkında mali tatil uygulanmamaktadır.

  • Özel tüketim vergisi
  • Banka ve sigorta muameleleri vergisi
  • Özel iletişim vergisi
  • Şans oyunları vergisi
  • Gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil edilen (ithalde alınan katma değer vergisi, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi gibi) vergi, resim ve harçlar.

Öte yandan, özel kanunlarında ödeme süreleri tespit edilmemiş amme alacaklarının ödeme sürelerinin, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tayin edilmesi ve tayin edilen sürelerin de mali tatile rastlaması halinde, bu alacaklar için belirlenen ödeme süreleri, mali tatil nedeniyle uzamamaktadır.

9. 2022 Temmuz mali takvimi

29.03.2019 tarih ve 115 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile başta muhtasar ve KDV beyannamelerinin verme ve ödeme sürelerinin uzatılması nedeniyle, 2022/Temmuz Mali Takvimi çok fazla değişmemiştir. Bu aya ait Mali Takvim www.gib.gov.tr veya www.ozdogrular.com.tr internet adreslerinde yer almaktadır.

Yükümlülük

Beyan Süresi Bitimi

Ödeme Süresi Bitimi

Haziran/2022 dönemi gelir vergisi stopajı (GVK madde 94, AYLIK)

26.07.2022

26.07.2022

Nisan-Mayıs-Haziran/2022 dönemi stopajı (GVK 98/3. maddeye göre üçer aylık beyanname verenler için, ÜÇ AYLIK)

26.07.2022

26.07.2022

Nisan-Mayıs-Haziran/2022 dönemi stopajı (GVK geçici 67. madde kapsamında yapılan stopajlar)

26.07.2022

26.07.2022

Haziran/2022 dönemi kurumlar vergisi stopajı (KVK madde 15 ve 30)

26.07.2022

26.07.2022

Haziran/2022 dönemi katma değer vergisi

26.07.2022

26.07.2022

Haziran/2022 dönemi, istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen damga vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken damga vergisi

26.07.2022

26.07.2022

Haziran/2022 dönemi 5602 sayılı Kanun’da tanımlanan şans oyunlarıyla ilgili veraset ve intikal vergisi

27.07.2022

28.07.2022

16-30 Haziran 2022 Dönemine İlişkin Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi

13.07.2022

13.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait Kolalı Gazoz, Alkollü İçecekler ve Tütün Mamullerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi

18.07.2022

18.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara İlişkin Özel Tüketim Vergisi

18.07.2022

18.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait Motorlu Taşıt Araçlarına İlişkin Özel Tüketim Vergisi (Tescile Tabi Olmayanlar)

18.07.2022

18.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait Özel İletişim Vergisi

18.07.2022

18.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi

18.07.2022

18.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintisi

18.07.2022

18.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait Şans Oyunları Vergisi

26.07.2022

26.07.2022

Haziran/2022 Dönemine Ait İlan ve Reklam Vergisi

26.07.2022

26.07.2022

1-15 Temmuz 2022 Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi

26.07.2022

26.07.2022

Çocuğumuza kayınvalidem bakıyor. Emeklilik için de yaklaşık 2 yıl sigorta gününe ihtiyacı var. Ev hizmetinde çocuk bakıcısı olarak sigortalı yapsam doğru olur mu? Ayşegül D.

Ev hizmetlerinde aynı işveren yanında ay içindeki çalışma süresi 10 gün ve üzerinde olan kişiler 5510/Ek-9. madde uyarınca 4/a (SSK) statüsünde sigortalı sayılmakta, emeklilik primi de dahil olmak üzere tüm sigorta kollarından dolayı tahakkuk eden primleri işverenlerince ödenmektedir.

Ancak 5510/6. madde uyarınca ev hizmetlerinin aynı konutta oturan ve üçüncü dereceye kadar hısımlara yaptırılması halinde bu kişilerin Ek-9. madde kapsamında sigortalı sayılmaları mümkün değildir. Başka bir ifadeyle ev hizmetlisi çalıştıran kişi ile ev hizmetlerinde çalıştırılan üçüncü dereceye kadar hısım (çocuk, anne/baba, kardeş, torun, büyük anne/büyükbaba, teyze, dayı, amca, hala);

-Aynı konutta ikamet ediyorlar ise Ek-9. madde kapsamında sigortalı sayılmamakta,

-Farklı konutta ikamet ediyorlar ise Ek-9. madde kapsamında sigortalı sayılmaktadır.

Diğer taraftan, gerçekte ikamet adresleri aynı olduğu halde, farklı adreste ikamet ediyor gibi gösterilen üçüncü dereceye kadar (üçüncü derece dahil) hısımlarla ilgili olarak sonradan yapılan incelemelerde bu durumun tespiti halinde, bu bildirimlere ilişkin sigortalılık süresi iptal edildiği gibi ödenen primler de irat olarak kaydedildiğinden, bu şekilde gerçek dışı yöntemlere başvurulmamasını hatırlatmakta da fayda var.

Sosyal Güvenlik Kurumunun 2013/11 sayılı Genelgesinde ev hizmetlerinde çalıştırılan üçüncü dereceye kadar olan hısımlar hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 17. ve 18. maddelerinin esas alınacağı açıklanmıştır. Anılan Kanunun 17. maddesinde kan hısımlığı, 18. maddesinde kayın hısımlığına yer verilmiştir. Haliyle ev hizmetlerinde çalıştırılacak kişinin aynı konutta ikamet ediyor olmakla birlikte, üçüncü dereceye kadar kan hısımlığı veya kayın hısımlığının bulunması halinde Ek-9. madde kapsamında sigortalı sayılması mümkün değildir.

Ev hizmetlerinin aynı konutta ikamet etmekle birlikte üçüncü dereceye kadar hısımlar dışındaki kişilere yaptırılması halinde ise bu kişilerin Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmalarının önünde bir engel bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, okurumuz Ayşegül hanımın ikamet adresi ile kayınvalidesinin ikamet adresi farklı ise üçüncü dereceye kadar kayın hısımlığı olsa bile çocuk bakıcılığı hizmetinden dolayı Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmasında bir engel bulunmamaktadır. Buna karşın kendi adresi ile kayınvalidesinin adresi aynı ise çocuk bakıcılığı yapsa bile Ek-9. madde kapsamında sigortalı olması mümkün değildir.

İŞTEN ÇIKIŞ KODUNUN DÜZELTİLMESİNE GEREK VAR MI?

Hizmet dökümümde 16/4/2004 tarihinde ayrıldığım işyerimde işten çıkış kodum 11 olarak gösteriliyor. 11 nolu kodun açıklaması ise “iş kazası sonucu ölüm”. Sanırım işveren yanlış koddan bildirmiş, işten ayrılış kodunu düzeltmem mi gerekir? Kemal N.

İşten ayrılış nedenlerini gösteren bazı işten ayrılış kodlarının açıklaması 17/5/2005 tarihinde değiştirilmiştir.

Mevcutta 11 nolu işten ayrılış kodunun açıklaması her ne kadar “İş kazası sonucu ölüm” olsa da, 17/5/2005 tarihinden önce işten ayrılmış sigortalılar yönünden 11 nolu kodun açıklaması ” Diğer nedenler” olarak yer almakta idi.

Bu bakımdan, hizmet dökümünde 16/4/2004 tarihindeki işten ayrılma nedeni olarak gösterilen 11 kod numaralı işten ayrılış nedeninin açıklaması “Diğer nedenler“ olarak kabul edileceğinden, işten ayrılış nedeninin düzeltilmesi söz konusu olmadığı gibi, emeklilik aşamasında işten ayrılış nedeninin 11 nolu koddan bildirilmiş olması herhangi bir sorun da teşkil etmeyecektir.

MEVCUT ÇALIŞAN İÇİN HATALI BİLDİRİLMİŞ SGDPLİ BİLDİRİM NASIL DÜZELTİLİR?

2018 yılından bu yana çalıştırdığımız bir sigortalımız 2022/Mayıs ayında emeklilik talebinde bulundu. Sigorta çıkışını emeklilik nedeniyle yapıp, ertesi gün SGDP’li işe girişini verdik ve muhtasarını da gönderdik. Ancak sigortalının emeklilik talebi, günü eksik olduğundan kabul edilmedi. SGDP’li bildirimleri düzeltmek için nasıl bir yol izlememiz gerekir? Sait T.

Sigortalı adına 2022/Mayıs ayına ait MUHSGK bildiriminin verilme süresi sona ermediğinden öncelikle 2022/Mayıs ayına ilişkin 01 ve 02 nolu belge türünden yapılan bildirimler için iptal, 01 belge türünden 30 günlük ek nitelikteki düzeltme beyannamesinin üç satır olarak düzenlenerek SGK’ya gönderilmesi gerekiyor.

Sonrasında sigortalı adına düzenlenmiş işten ayrılış bildirgesi ile SGDP’li sigorta kolundan düzenlenmiş işe giriş bildirgesinin sehven verildiği, bu nedenle silinmesine yönelik bir dilekçeyle birlikte ilgili SGK Müdürlüğüne müracaat edilmesi gerekecektir. Eyüp Sabri Demirci

https://www.karar.com/yazarlar/eyup-sabri-demirci/toruna-bakan-kayinvalide-sigortali-olur-mu-1593337

Cuma, 17 Haziran 2022 08:22

Seçilmiş Özelgeler

Gelir İdaresi özelgeleri, vergi cezası ve gecikme faizine karşı koruma sağlıyor. Aynı nitelikli özelgeler sadece özelgenin verildiği değil bütün mükellefler için aynı sonuçları doğuruyor. Bu nedenle özelgeler oldukça önemli ve izlenmesi gereken kaynaklar.

Gelir İdaresince verilen özelgelerden seçilmiş bazılarının özetine, yorum yapmadan zaman zaman bu köşede yer vermeye çalışıyorum.

İşte son zamanlarda verilen özelgelerden seçtiğim bazılarının özeti. Özelgelerin tam metinlerine Gelir İdaresinin internet sitesinden ulaşmak mümkün.

Değerli konut vergisi gider olarak dikkate alınabilir mi?

(21.03.2022 tarih ve 313046 sayılı özelge)

Kira geliri elde etmek amacıyla iktisap edilen mesken nitelikli taşınmazlar için ödenen değerli konut vergisi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi uyarınca bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergiler kapsamında olduğundan, aktife kayıtlı söz konusu taşınmazlar için ödenen değerli konut vergisi tutarlarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Covid-19 nedeniyle alınan hibe destek tutarları ticari kazanca dahil edilerek vergilendirilir mi?

(18.05.2022 tarih ve 52472 sayılı özelge)

Lokanta ve restorant hizmetleri faaliyetinde bulunan kuruma, faaliyetle ilgili olarak Yiyecek ve İçecek Hizmetlerinde Bulunan İşletmelerin Koronavirüs Salgını Nedeniyle Verilecek Ciro Kaybı Desteği Programı ve Uygulama Esasları Hakkındaki Tebliğ kapsamında Ticaret Bakanlığı’nca verilen ciro kaybı desteği tutarının ticari kazanca dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

Yurtdışı şube kazancı üzerinden ödenen ve Türkiye’de hesaplanan vergiden mahsup edilemeyen vergi gider kaydedilebilir mi?

(21.04.2022 tarih ve 443107 sayılı özelge)

Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna olmamak kaydıyla, başka bir ülkede bulunan şubeden elde edilen kazançlar üzerinden ilgili ülkeyle yapılan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasına göre söz konusu ülkede ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergilerin, bu kazançlara Türkiye’deki kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak tutara kadar olan kısmının, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. maddesi gereğince beyanname üzerinde vergiden mahsup edilmesi mümkündür.

Ayrıca, şirket tarafından yurt dışında ödenen ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. maddesinde belirlenen yasal sınırı aşan vergiler ise kurumlar vergisinden mahsup edilemeyecek ve yasal sınırı aşan bu vergi Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında indirilebilecek giderler arasında sayılmadığından, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır.

İrtibat bürosunda çalıştırılan personele Türk lirası cinsinden ödenen ücretler gelir vergisinden müstesna tutulabilir mi?

(15.04.2022 tarih ve 201082 sayılı özelge)

İrtibat bürosunda çalışan personele ödenecek ücretler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin birinci fıkrasının (14/a) numaralı bendinde sayılan tüm şartların varlığı halinde gelir vergisinden istisna olup, söz konusu ücret ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi uyarınca tevkifat yapılmayacaktır.

Bu bağlamda, çalışanlara yapılan ücret ödemelerinin yurt dışından gelen dövizlerle karşılanması şart olup bu ödemelerin çalışanlara, döviz olarak veya bu dövizlerin yetkili bankalarda bozdurulmak suretiyle Türk lirası olarak yapılması mümkündür. Ödemelerin Türk lirası olarak yapıldığı durumda, döviz bozdurulması ile ilgili belgelerin ücret bordrolarına eklenmesi gerekmektedir.

Buna göre, ücret ödemelerinin yurt dışından getirilen dövizlerle karşılanması kaydıyla, çalışanlarla yapılan hizmet sözleşmelerinde ücretlerin Türk lirası cinsinden belirlenmesi ve bu ücretlerin çalışanlara Türk lirası olarak ödenmesi, anılan istisnadan faydalanılmasına engel değildir.

Motorsuz çekme karavana ait KDV indirim konusu yapılabilir mi?

(05.05.2022 tarih ve 28309 sayılı özelge)

İktisap edilen motorsuz çekme karavanın; işletmeye ilişkin faaliyetlerde kullanılması, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılının aşılmaması ve kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla, motorsuz çekme karavanın iktisabında yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Yıl sonu cari hesap bakiyesi hakkında mutabık kalındığına ilişkin kâğıt damga vergisine tabi midir?

(24.02.2022 tarih ve 89201 sayılı özelge)

Türk Ticaret Kanunu’nun 94. maddesi kapsamında, yıl sonunda şirket nezdindeki cari hesap borç bakiyesi konusunda karşı taraf ile mutabık kalınması için düzenlenen, belirli bir taahhüt içermeyen, herhangi bir sözleşmeye de atıf yapmadığı anlaşılan kâğıt, Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar mahiyetinde bulunmadığından, söz konusu kâğıt damga vergisine tabi değildir. Recep Bıyık

https://www.dunya.com/kose-yazisi/secilmis-ozelgeler/661168

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 2023 Yılında Yapılan Enflasyon Düzeltmesi, 2024 Yılında Ortaya Çıkacak "ENFLASYON DÜZELTMESİ KARINI" Etkiler Mi? CEVAP : HAYIR 2- 2023 yılında yapılan enflasyon düzeltmesi, 2024…
  • İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ 32/A MADDESİ KAPSAMINDA VERGİ ZİYAI CEZASI İndirimli Kurumlar Vergisi uygulamasında; KVK 32/A maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen…
  • MADEN İŞLETMELERİNDE İMTİYAZ BEDELLERİNİN TESPİTİ ve AMORTİSMAN TUTARLARININ HESAPLANMASI 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Madenlerde Amortisman” başlıklı 316’ncı maddesinde…
Top