I- GİRİŞ

Günümüzde çoğu firma, faaliyetine ilişkin ihtiyaçlarını karşılamak üzere araç satın almakta ve buna ilişkin vergisel işlemlerini yürürlükteki mevzuat kapsamında gerçekleştirmektedir. Satın alma usulünde söz konusu araçlar şirket aktifine kaydedilmekte ve yaşanabilecek kaza, arıza, kayıp veya çalınma ihtimaline karşı sigorta yapılarak bu kapsamda korunmaktadırlar. Özellikle hırsızlık olaylarına karşı en koruyucu yöntem aracın kasko yaptırılmasıdır. Bu kapsamda Katma Değer Vergisi (KDV) ödenerek alınan sıfır araçlar ile KDV ödemeksizin satın alınan ikinci el araçların çalınması halinde söz konusu araçların firma aktifinden düşürülmesinde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenmesi durumunda kimin adına düzenleneceği, KDV beyan edilip edilmeyeceği, edilmesi halinde hangi bedel üzerinden beyan edilmesi gerektiğine yönelik sorulara, makalemiz içerisinde cevap aranacaktır.

II- AKTİFE KAYITLI ARACIN ÇALINMASI DURUMUNDA VERGİLENDİRME

Aktife kayıtlı aracın çalınması durumunda sigortalı araçlarda, aracın çalındığı tarihten itibaren 5 iş günü içerisinde sigorta şirketi ile iletişime geçilmesi gerekmektedir. Ardından aracın çalındığına dair çalıntı tutanağı, ilgili emniyet birimlerince düzenlendikten sonra bir ay beklenmesi gerekir. Bir aylık süre içerisinde çalınan aracın bulunamaması durumunda işletme yetkilileri tarafından vergi dairesi müdürlüğüne müracaat edilerek Motorlu Taşıtlar Vergisi yönünden borcu olmadığını gösterir ”Motorlu Taşıtların Satış veya Devrine Ait İlişik Kesme Belgesi” alınır. Çalınma durumunda yapılacak vergisel işlemler aşağıda ilgili mevzuatıyla beraber açıklanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun;

- 37. maddesinde, “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.”,

- 38. maddesinde, “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır.

Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1.İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2.İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur.,

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, işletmelerin aktifinde kayıtlı bulunan araçların çalınması sonucunda, trafik tescil kayıtlarından düşürülerek işletmeden çekilen araç bedelinin gider veya maliyet olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, çalınan araç ile ilgili olarak işletme tarafından sigortadan tazminat alınmış olması durumunda ise sigortadan alınan tazminatın gelir olarak dikkate alınması gerektiği hususu tabiidir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;

  1. maddesinin birinci fıkrasında,“Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”,
  2. maddesinde“Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen vesikadır.”

hükümleri yer almaktadır.

Mezkûr Kanun’un 278. maddesinde, kıymeti düşen malların maliyet bedeli yerine emsal bedeli ile değerlendirileceği hüküm altına alınmış, aynı Kanun’un 317. maddesinde ise;

“Amortismana tabi olup:

  1. Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden;
  2. Yeni icatlar dolayısıyla teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen;
  3. Cebri çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan; Menkul ve gayrimenkullerle haklara, mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili Bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri uygulanır.,
  4. maddesinde de “Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerinden (Amortismanlı olanlarda ayrılmış olan amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir.

Şu kadar ki, alınan sigorta tazminatı ile ziyaa uğrayan malların yenilenmesi işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde tazminat fazlası, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Bu süre içinde kullanılmamış olan tazminat farkları kara ilave olunur.

hükümleri bulunmaktadır.

Bu hükümlere göre, vergi hukukumuz açısından sermaye ve sermayenin herhangi bir unsurunda meydana gelen değer kayıplarının düşük bedelle değerlendirilmesi veya değişik yollarla sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi, esas olarak ticari ve zirai faaliyetlerin normal bir şekilde işleyişinden veya tabii afetler yüzünden değer kaybına uğramasından doğmuş olması şartlarına bağlanmıştır.

Dolayısıyla, aktife kayıtlı olan ve çalınan araçların yukarıda yer verilen madde hükümleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, firmaların sigortadan tazminat almış olması durumunda söz konusu tazminatlar için sigorta şirketleri adına fatura düzenlemesi gerekmektedir.

Ayrıca, çalınan araçların kayıtlardan çıkarılmasında fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/1. maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

60 Seri No.lu KDV Sirküleri’nin (1.2.1.) bölümünde;

“Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV’nin konusuna girmemektedir.

Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV’nin konusuna girmemektedir.

Buna göre;

...

(3) Bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan sigorta tazminatları KDV’nin konusuna girmemektedir. Bu durumda, sigortalının hasar gören eşya için sigorta şirketinden aldığı tazminat için KDV hesaplanması söz konusu olmayacaktır.

Açıklamaları yer almaktadır.

Buna göre, çalınan araçlar KDV Kanunu’nun 30/c maddesine göre zayi olan mal kapsamında olup, buna ilişkin yüklenilen katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacağından, çalınan araçlara ilişkin olarak yüklenilen ve indirim konusu yapılan KDV’nin ilgili dönem beyannamesinde “İlave Edilecek KDV” satırına dâhil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir. Bununla birlikte, şahıs işletmeleri tarafından KDV ödemeksizin satın alınan ve işletmelerin aktifine kayıtlı olan araçların çalınması halinde bu araçların kayıtlardan çıkarılması, katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirmemektedir. Diğer taraftan, bu araçlar için sigortadan tazminat alınmış olması halinde, sigorta tazminat bedeli katma değer vergisine tabi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, sigorta şirketine düzenlenecek faturada katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.

III- SONUÇ

Yukarıda ifade edildiği üzere, vergi hukukumuz açısından sermaye ve sermayenin herhangi bir unsurunda meydana gelen değer kayıplarının düşük bedelle değerlendirilmesi veya değişik yollarla sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi, esas olarak ticari ve zirai faaliyetlerin normal bir şekilde işleyişinden veya tabii afetler yüzünden değer kaybına uğramasından doğmuş olması şartlarına bağlanmıştır.

Dolayısıyla işletmelerin aktifinde kayıtlı bulunan araçların çalınması sonucunda, trafik tescil kayıtlarından düşürülerek işletmeden çekilen araç bedelinin gider veya maliyet olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Firmaların sigortadan tazminat almış olması durumunda söz konusu tazminatlar için sigorta şirketleri adına fatura düzenlemesi gerekmektedir. Ayrıca, çalınan araçların kayıtlardan çıkarılmasında fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

Son olarak, şahıs işletmeleri tarafından katma değer vergisi ödemeksizin satın alınan ve işletmelerin aktifine kayıtlı olan araçların çalınması halinde bu araçların kayıtlardan çıkarılması, katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirmemektedir. Diğer taraftan, bu araçlar için sigortadan tazminat alınmış olması halinde, sigorta tazminat bedeli katma değer vergisine tabi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, sigorta şirketine düzenlenecek faturada katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.

Ufuk ÜNLÜ*

Yaklaşım / Ağustos 2021 / Sayı: 344

* Başbakanlık Başmüfettişi

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • BİNEK OTOYA İLİŞKİN ENFLASYON DÜZELTMESİ SONRASI VERGİSEL AÇIDAN GİDER ANALİZİ Binek otomobil; Türk Gümrük Tarife Cetveli’nin (87.03) pozisyonunda yer alan motorlu…
  • SERMAYE TAAHHÜDÜNÜN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ Türk Ticaret Kanununun 332. Maddesi Uyarınca Anonim Şirketler Asgari 250.000,00…
  • 2023 Yılında Yapılan Enflasyon Düzeltmesi, 2024 Yılında Ortaya Çıkacak "ENFLASYON DÜZELTMESİ KARINI" Etkiler Mi? CEVAP : HAYIR 2- 2023 yılında yapılan enflasyon düzeltmesi, 2024…
Top