Danıştay Dergisinin 150. Sayısında yer alan güncel bazı yargı kararları

1. Kurumlar Vergisi Kanunu

Şirketin rızası hilafına yapılan işlem sonucu elden çıkartılan taşınmazın devrinden doğan kazanç için kurumlar vergisi istisnasından yararlanılabilir mi?

(Danıştay Üçüncü Dairesinin 11.07.2018 tarih ve E:2016/5261 K:2018/4026 sayılı kararı)

Dosyanın incelenmesinden, davacı adına kayıtlı taşınmaza İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırmasız el atılması nedeniyle, davacı tarafından adı geçen idare aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili davasında, Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla; dava konusu taşınmazın hükmedilen bedel karşılığında İSKİ Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verildiği, kamulaştırmasız el atma bedelinin icra marifetiyle tahsil edildiği ve tahsil edilen bedel üzerinden iç yüzde yoluyla hesaplanan katma değer vergisi tutarı ile taşınmazın maliyet bedeli tenzil edildikten sonra ulaşılan tutarın %75'ine isabet eden kısmının kurumlar vergisinden istisna olduğu ihtirazi kaydıyla kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği, davalı idarece, davacı şirketin ana sözleşmesindeki faaliyet konuları arasında taşınmaz alım satımına yönelik düzenlemeler bulunduğundan sözü edilen istisnadan yararlanmasının mümkün olmadığından bahisle ihtirazi kayıt kabul edilmeksizin yapılan tahakkuk nedeniyle mahsup edilebilecek geçmiş yıl zarar tutarının azaldığı ileri sürülerek söz konusu tahakkuka karşı dava açıldığı anlaşılmıştır.

Vergi mahkemesince, her ne kadar tahakkukun dava konusu edilen kısmının, davacı şirketin taşınmaz ticareti ve kiralanması faaliyeti ile uğraştığı yönünde tespit bulunmaması ve uyuşmazlık konusu taşınmazın bu amaçla elde tutulduğuna ilişkin bir saptamanın da mevcut olmaması gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmişse de İdarenin kamu gücünü kullanmak suretiyle davacı şirketin rızası hilafına tesis ettiği işlem nedeniyle uyuşmazlık konusu taşınmazın mülkiyetinin devri sözü edilen istisna hükmünü bertaraf edecek şekilde bir satış işlemi olarak değerlendirilmeyeceğinden yazılı gerekçeyle verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

2. Katma Değer Vergisi Kanunu

Garanti kapsamında ifa edilen tamir, bakım ve onarım işleri katma değer vergisine tabi midir?

(Danıştay Dördüncü Dairesinin 10.09.2018 tarih ve E:2016/1464 K:2018/7266 sayılı kararı)

Mal teslimi ve hizmet ifasının katma değer vergisinin konusuna girmesi için bu teslim ve hizmet ifasının mutlaka ticari, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Garanti kapsamında ifa edilen tamir, bakım ve onarım her ne kadar bir hizmet ifası olsa da, bedeli başlangıçta satılan emtianın satış fiyatı içinde maliyet bedeli olarak değerlendirilip, o malın satış fiyatının da buna göre belirlendiği durumlarda, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yeni bir mal teslimi ve hizmet ifası söz konusu olmadığından, bu türden hizmetlere katma değer vergisi uygulanmayacağı açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden, yurt dışından ithal edilen araçların ithalatı esnasında garanti masrafları nedeniyle arttırılmış tutar üzerinden katma değer vergisi ödendiği, garanti kapsamında verilen hizmetlerden doğan garanti alacaklarının asıl sorumlusu olan ana üretici firmaya yansıtılmasına dair fatura düzenlenirken katma değer vergisi hesaplanmaması gerektiği iddialarıyla ihtirazi kayıtla verilen katma değer vergisi beyannamesine istinaden gerçekleştirilen tahakkuk işlemi dava konusu edilmiştir.

Bilindiği üzere, ticari hayatta imalatçı ya da bayilerce satışı yapılan mallar için belli sürelerle tamir garantisi verilmekte, garanti süresi dolmadan meydana gelen arızaların onarımı hizmeti karşılığında da herhangi bir bedel söz konusu olmamaktadır. Garantili olarak satılan malın satış bedelinin içinde, ileride doğabilecek garanti giderlerini karşılayacak ortalama bir meblağ da yer aldığından, garanti kapsamında yapılacak bedelsiz teslim ve hizmetlerin garantili malın satış bedeli içinde peşinen katma değer vergisine tabi tutulduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, yedek parça teslimi veya servis hizmetlerine dair bedeller, üretim ve kalite riski göz önünde bulundurularak araçların satış fiyatına yansıtılmaktadır. Öte yandan, arıza gerçekleşip, bu arıza bedelsiz olarak giderildiğinde, yeniden katma değer vergisi hesaplanmasının mükerrer vergilendirmeye neden olacağı da açıktır.

Bu durumda, yurt dışından ithal edilen araçlara ilişkin olarak yurt içinde gerçekleştirilen yedek parça teslimleri veya servis hizmetlerinin, malın satışı esnasında verilen garanti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, verilen katma değer vergisi beyannamesindeki ihtirazi kayıt kabul edilmeksizin yapılan tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Beyan üzerine tahakkuk eden gümrük vergisine ve ithalde ödenen KDV’ye karşı idari itiraz yoluna gidebilmesi için, beyannamenin tescil edildiği tarihte dilekçe verilmesi şart mıdır?

(Danıştay Yedinci Dairesinin 09.04.2018 tarih ve E:2015/529 K:2018/2414 sayılı kararı)

Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için, ithalat kayıt belgesi ile eşyanın faturasında yer alan kıymet arasındaki farkın yurtdışı gider olarak beyan edilmesi üzerine, söz konusu kıymet farkı üzerinden yapılan gümrük vergisi, katma değer vergisi ve toplu konut fonu payı tahakkukuna vaki itirazın reddine dair işlemin iptali ile fazla ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı adına tescilli 23.10.2013 günlü serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ kapsamında İthalat kayıt belgesi uygulamasına tabi olduğu, ancak ithalat kayıt belgesi ibraz edilmeyerek, eşya kıymetinin, belgede kayıtlı tutara yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıt konulmaksızın beyan edilerek, gümrük ve katma değer vergisi ile toplu konut fonunun ödendiği, fazla ödenen gümrük ve katma değer vergisi ile toplu konut fonunun ithalat kayıt belgesi ile eşyanın faturasındaki farkına isabet eden kısmına ilişkin ihtirazi kayıt içeren dilekçesinin 24.10.2013 tarihinde iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderildiği anlaşılmıştır.

Yükümlülerin idari itiraz yoluna başvurabilmeleri için, kendi beyanlarının dışında tahakkuk işlemi yapılarak tebliğ edilmesi gerekir. Yükümlülerin kendi beyanları üzerine tahakkuk eden gümrük vergilerine karşı idari itiraz yoluna gidebilmesi için, öncelikle, beyannamenin tescil edildiği tarihte, yükümlüler tarafından, beyannameye ihtirazi kayıt konulması veya bu kaydı içeren dilekçenin anılan tarihte idarenin kaydına girmesi veya taahhütlü postaya verilmesi gerekir. İhtirazi kayıt; belli hakları kullanma konusunda serbestliğini korumak isteyen tarafın, bu konuda ön koşul ileri sürmesi, çekince koymasıdır. İhtirazi kayıt, beyanın serbest irade ile yapılmadığını ortaya koyar. Beyanlarının, yükümlüleri bağlamadığından söz edilebilmesi için, ihtirazi kaydın, beyannamenin tescil edildiği tarihte konulması gerekir. Ancak bu şekilde, beyanın, yükümlülerin iradesi dışında gerçekleştiği anlaşılabilir.

Olayda, davacı tarafından 23.10.2013 tarihli beyanname muhteviyatı eşyaya ilişkin olarak, 24.10.2013 tarihinde ihtirazi kayıt içeren dilekçenin iadeli taahhütlü olarak gönderilmek üzere postaya verildiği anlaşıldığından, bu dilekçenin yasa hükümleri uyarınca ihtirazi kayıt olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından, davacının kendisi tarafından hesaplanan vergilere itirazda bulunamayacağı sonucuna ulaşılmakta olup, davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

3. Vergi Usul Kanunu

Şirket yetkilisinin kalp krizi geçiren eşine refakat etmesi mücbir sebep kapsamında değerlendirilebilir mi?

(Danıştay Üçüncü Dairesinin 15.02.2018 tarih ve E:2014/3169 K:2018/634 sayılı kararı)

Şirket yetkilisinin, uzlaşma günü kalp krizi geçiren eşine refakat ettiğinin dosyaya sunulan belgelerle kanıtlandığı olayda, refakatin mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

4. Damga Vergisi Kanunu

Kredi sözleşmesinin damga vergisinden istisna olması için kredi veren kurumun kredi kuruluşu olması şart mıdır?

(Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 15.10.2018 tarih ve E:2014/4000 K:2018/6241 sayılı kararı)

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket ile Almanya'da mukim ... firması arasında 08.07.2013 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesine ilişkin damga vergisinin beyan edilip ödendiğine dair belgenin kredi kullanımına aracılık eden banka tarafından istenmesi üzerine 2013/Temmuz dönemi için ihtirazi kayıtla beyan edilip ödenen damga vergisinin kaldırılması ve iadesi istemiyle açılan davanın, Vergi Mahkemesince; 16.01.2014 tarihli ara kararına istinaden ibraz edilen ... firmasına ait şirket ana sözleşmesinde şirketin amacının, yönetici holding şirketi sıfatıyla hareket edilmesi, hissedarlık paylarının elde tutulması, idaresi, tek bir yönetim altında konsolide edilmesi, şirketlere sağlanacak danışmanlık hizmeti ile şirketler adına diğer ticari görevlerin üstlenilmesi, bunun yanında gıda ve gıda dışı ürünleri içeren alım satımlarla ilgili lojistik işlemlerin ve hizmetlerin devralınması olduğunun belirtildiği ve başkaca bir hüküm bulunmadığı, buna göre ... firmasının, banka veya yurt dışı kredi kuruluşu, uluslararası kurum olarak tanımlanamayacağı, herhangi bir banka veya finans kuruluşu gibi faiz geliri elde etmeye yönelik kredi verilmediği, %99,99 hissesine sahip olunan davacı şirketin kredi temininin hedeflendiği, uyuşmazlık konusu sözleşmeye taraf şirketlerin yapıları ve ilişkileri dikkate alındığında, söz konusu şirketlerin birbirleriyle ilişkili ticaret şirketleri olduğu, firmanın, uluslararası kurum yerine ancak "uluslararası şirket" kabul edilebileceği, dolayısıyla bahsedilen kredi sözleşmesinin damga vergisinden istisna tutulamayacağı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.

Damga Vergisi Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca istisnadan yararlanılabilmesi için kredilerin, bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlardan sağlanmasının yeterli olduğu, uluslararası kurumlardan kullanılan krediler için bu kurumların her hangi bir sınırlamaya ve belirlemeye tabi tutulmadığı, Kanun’da 02.01.2004 tarihinde 5035 sayılı Yasanın 30. maddesiyle yapılan değişiklikten önce borç alınan kurumların kredi kuruluşu olması şartının aranmasına rağmen, yapılan değişiklikle "uluslararası kurumlar" kelimesinin Yasa metnine eklenerek bu şartın ortadan kaldırıldığı ve istisna kapsamının genişletildiği, Yasa koyucunun yeni düzenlemedeki amacının, dış krediler üzerindeki vergi yükünün azaltılması suretiyle döviz girişinin teşvik edilmesi olduğu ve aksi yöndeki düşüncenin bu amaca aykırılık teşkil edeceği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, tüm Avrupa Ülkelerine yayılan grup şirketlerini bünyesinde barındıran, dolayısıyla uluslararası kurum niteliği tartışmasız olan ... firmasının davacı şirketin %99,99 hissedarı bulunmasının da damga vergisi istisna hükmünden yararlanılmasını engellemeyeceği dikkate alındığında davacı ile arasında imzalanan kredi sözleşmesinin istisna kapsamında yer almadığından bahisle tahakkuk ve tahsil edilen damga vergisi ile kaldırılması ve ödenen tutarın iadesi istemiyle açılan davanın Vergi Mahkemesince reddinde isabet görülmemiştir.

Yukarıda özetlenen kararlar ile diğer çok sayıda kararın tam metni, Danıştay Dergisinin 150. sayısında yer almaktadır.

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • SGK Genelgesi 2024/7 T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı …
  • İHRACAT BEDELLERİNİN YURT İÇİNE GETİRİLMESİ SÜRECİNDE;  İHRACATÇI, ARACI BANKA, VERGİ İDARESİ ARASINDA YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ İhracatçı firmalar; ihracat bedellerinin yurt içine getirilmesi sürecinde ve sonrasında…
  • YENİ YAYIMLANAN (VERGİ USUL KANUNU) ÖZELGELER 2024/05 Tarih Öğe Başlığı 06 Mayıs 2024 Z Raporlarının BS Formunda…
Top