Farzedin ki ülkemizin vergi politikasından birinci derecede sorumlu kişisiniz.

Biliyorsunuz ki ‘çok uluslu işletmelerin’ ülkenizde vergilendirilmeyen gelirleri ana şirketlerinin bulunduğu ülkede vergilendirilecek. Muafiyet, istisna, indirimler nedeniyle ülkenizin almadığı vergiyi başka ülke hazineleri toplayacak.

Bu durumda ne yaparsınız?

Görünen o ki, BEPS 2.0, GloBE, Pillar 2 gibi başlıklar altında uzun zamandır konuşulan ‘global asgari kurumlar vergisi’ 2024 yılında hayata geçiyor.

Düşük vergili rejimlerle, matrah aşındırma ve kazanç kaydırma uygulamalarıyla mücadelede önemli bir aşamaya gelindi.

GloBE yıllık konsolide cirosu 750 milyon avro ve üzeri olan ÇUİ gruplarının faaliyette bulundukları her ülkede en az %15 oranında vergilendirilmesini hedefliyor. Grubun her hangi bir ülkedeki şube veya iştiraki %15’den düşük vergilendiriliyorsa ana şirket bulunduğu ülkede bu gelir üzerinden ‘ek vergi’ ödemek zorunda olacak.

Ek vergi, %15 olan global asgari kurumlar vergisi oranıyla ilgili ülkedeki efektif vergi oranı arasındaki fark olarak hesaplanıyor.

Ek vergi uygulanabilmesi için grubun iştirak veya şubesinin bulunduğu ülkede efektif vergi oranının %15’den düşük olması şart.

Ek vergi hesaplamasında düşük vergili veya vergisiz kazancın tamamı değil, ‘öze dayalı olmayan’ fazla kısmı ek vergiye tabi tutuluyor.

Öze dayalı kısım ilgili ülkedeki maddi varlıklar ile personel giderleri tutarının %5’i olarak tanımlanıyor.

Ülkemizde efektif vergi oranını düşüren çok sayıda vergi teşviği bulunuyor. İndirimli kurumlar vergisi, nakdi sermaye indirimi, gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası, halka açık şirket, imalatçı ve ihracatçı vergi indirimleri, arge indirimleri, serbest bölge ve teknokent istisnaları bunların başlıcaları.

OECD kısa süre önce yayımladığı ‘Tax Incentives and the Global Minimum Corporate Tax’ başlıklı raporunda ayrıntılı olarak vergi teşviklerinin ek vergiden nasıl etkileneceğini inceliyor. Özellikle bu tür teşvikleri daha geniş ölçüde uygulayan gelişmekte olan ülkelere yönelik politika önerilerinde bulunuyor.

Türkiye’de uygulan teşviklerin önemli kısmı yatırımlarla, istihdamla ilişkili. Harcama bazlı teşviklerin gelir bazlı teşviklere nazaran GloBe’dan daha az etkilenmesi bekleniyor. Harcama bazlı teşviklerde, ek vergiye tabi gelirlerden düşülecek ‘öze dayalı kısım’ daha yüksek olacak.

OECD, ana şirket seviyesinde ödenecek ek vergiden kaçınılması için ülkelerin kendilerinin ‘yerel asgari vergi’ uygulamasını tavsiye ediyor.

Asgari vergi, mevcut indirim ve istisnaların önemli kısmının vergilendirilmesi demek.

Vergi idaresi bu günlerde GloBE’dan etkilenecek şirketleri, vergi teşviklerini, efektif vergi oranlarını, ek vergi duyarlıklarını çalışıyordur. Çalışmalar asgari vergiye gereksinim olup olmadığını da ortaya koyacak.

2024 yılında asgari kurumlar vergisi ile tanışırsak şaşırmayız. AHMET FERUDUN GÜNGÖR

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • FAKİR ŞİRKETLERİN ZENGİN PATRONLARI! Türkiye’de, sermaye yetersizliği nedeniyle bilançosu bozuk ancak sahipleri zengin olan…
  • GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARI Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, gayrimenkullere, gayrimenkul projelerine, gayrimenkule dayalı haklara ve…
  • NAKİT SERMAYE ARTIŞI FAİZ İNDİRİMİNDE PASİF GELİR TANIMI Sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımlarında faiz indirimi olanağı sağlayan düzenlemeyle…
Top