Son yıllarda Midas benzeri uygulamalar veya banka uygulamaları üzerinden tam mükellef gerçek kişiler, başta ABD borsaları olan NASDAQ ve New York Stock Exchange (NYSE) borsaları olmak üzere yurtdışı borsalarında işlem yapabilmekte ve hisse senedi alım satım işlemlerinden Gelir Vergisi Kanunu’na (GVK’ya) göre değer artış kazancı, dağıtılan temettülerden de menkul sermaye iradı geliri elde edilebilmektedir. Bunların yanı sıra bazı platformlarda boşta “ABD Doları” veya başka yabancı para bulunduranlardan talep edenlere yıllık belli bir oranda getiri kazanç sağlanmaktadır. Bu işlemler tevkifata tabi tutulmamakta ve kanunda yer alan diğer koşullar sağlandığı takdirde geliri elde eden mükellefler tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.

Bunun yanında, Borsa İstanbul’da yapılan işlemler, GVK Geçici 67. madde kapsamında kesintiye tabi olduğundan nihai olarak vergilendirilmiş olmakta ve beyan edilme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Tam mükellef gerçek kişilerin yurtdışı borsalarda yaptıkları hisse senedi alım satım işlemlerinden elde ettikleri gelirler, GVK’ya göre değer artış kazancı olup herhangi bir istisnaya konu olmadan beyan edilmesi, elde tuttukları hisse senetleri nedeniyle dağıtılan temettülerden elde edilen gelirler ve boşta duran yabancı paraları için elde ettikleri nemalar da menkul sermaye iradı olup bu gelirler GVK 94. madde veya Geçici 67. madde kapsamında tevkifata tabi olmayıp GVK 86/1-d kapsamında 2023 yılı için 8.400 TL’yi aşması durumunda beyan edilmesi gerekmektedir. Yazımızın devamında konuyu kanuni düzlemde ele alacağız.

Menkul Sermaye İradı Yönünden

Tam mükellef gerçek kişiler, yurtdışı borsalarda satın aldıkları hisse senetleri nedeniyle ödenen temettüler (kar payı) ve boşta duran yabacı paralarına ödenen nemalar (faiz) nedeniyle menkul sermaye iradı da elde edebilmektedirler. İlgili GVK hükümleri aşağıdaki gibidir:

“Madde 75 –Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.

Kaynağı ne olursa olsun aşağıda yazılı iratlar menkul sermaye iradı sayılır:

1. Her nevi hisse senetlerinin kâr payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları ile konut finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ve varlık finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlere ödenen faiz, kâr payı veya benzeri gelirler dahil.);

7. Mevduat faizleri (Bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına, tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler ile bunlar dışında kalan kişi ve kuruluşlardan devamlı olarak para toplama işi ile uğraşanların her ne şekil ve ad altında olursa olsun toplanan paralara sağladıkları gelirler ve menfaatler de mevduat faizi sayılır.);”

Yabancı para cinsinden ödenen faiz ve temettülerle ilgili yabancı kurdan Türk Lirasına çevrilirken dikkate alınması gereken GVK hükümleri aşağıdaki gibidir:

“Yabancı parası ile ödenen faiz ve temettüler:

Madde 79 – Menkul sermaye iratları, yabancı parası ile tahsil edildiği veya yabancı parası olarak kayıtlara intikal ettirildiği veya bu iratlara yabancı parası olarak tasarruf edildiği takdirde, mezkür iratlar, tahsil edildikleri veya kayıtlara intikal ettirildikleri veya tasarruf olundukları günün borsa rayici üzerinden, borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığınca tayin olunacak kur üzerinden Türk Parasına çevrilir.”

Bu hükümlere göre hesaplanan ve 2023 yılında elde edilmiş olan temettü gelirleri ve nema (faiz) gelirleri toplamı 8.400 TL’yi aşması durumunda beyannameye Menkul Sermaye İradı olarak eklenmesi gerekmektedir.

Değer Artış Kazancı Yönünden

Tam mükellef gerçek kişilerin hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde ettikleri gelirler GVK Mükerrer Madde 80. maddesindeki aşağıda yer alan hükümler gereği gelir vergisine tabidir:

“Mükerrer Madde 80 – Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır. 1. İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.”

Safi değer artış kazancı aşağıdaki hükümlere göre hesaplanacaktır. Döviz cinsinden yapılan işlemlerde işlemin yapıldığı tarihteki döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılıkları esas alınacaktır. Safi değer artış kazancının hesaplanmasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için Yİ-ÜFE farkının %10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır.

Mükerrer Madde 81 –Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hâsılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.

Kur farkından doğan kazançların hesabında, menkul kıymet veya iştirak hisselerinin iktisabına tahsis edilen yabancı sermayenin bu kıymet veya hisselerin iktisap tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı ile bu kıymet veya hisselerin elden çıkarılması tarihindeki aynı miktar yabancı sermayenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı arasındaki fark esas alınır.

Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.”

Hisse senedi alım satımlarından elde edilen gelirlerin hesaplanmasında 257 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan açıklamaların da dikkate alınması gerekmektedir. Bu tebliğe göre, değişik tarihlerde alımların yapıldığı hisse senetlerinin elden çıkarılmasında FİFO (İlk Giren İlk Çıkar) yönteminin kullanılması gerekmekte, aynı gün içinde yapılan alım satım işlemlerinde Ağırlıklı Ortalama Fiyat Yöntemi kullanılmaktadır.

Örnek vermek gerekirse, NASDAQ borsasında bir hisse senedinden 01.03.2023 tarihinde 5 dolar fiyatla 1.000 lot alım yaptınız. Sonrasında, 01.05.2023 tarihinde aynı hisse senedinden 6 dolar fiyatla 500 lot daha alım yaptınız. Elinizde bulunan 1.500 lot hisse senedinin 1.250 lotunu 01.09.2023’te 10 dolardan elden çıkardınız diyelim. Bu durumda kazanç hesaplanırken, FİFO kuralı gereği, öncelikle ilk alım yaptığınız 1.000 lotun maliyetini, kalan 250 lot için ise sonraki alımda katlandığınız maliyeti ekleyerek, satış tutarınızdan çıkarmalısınız.

Alış Bedeli = (1.000x5) + (250x6) = 6.500 USD

Satış Bedeli = 1.250x10 = 12.500 USD

Kazanç = 12.500 – 6.500 = 6.000 USD

Burada örneği dolar cinsinden vermiş olmakla birlikte, bu tutarların işlem tarihlerindeki döviz kurlarıyla Türk Lirasına çevrilmesi gerektiği ve %10’un üzerinde bir enflasyon farkı oluşması durumunda maliyet bedellerini enflasyon oranında endekslenebileceği malumdur.

Aynı gün içinde aynı hisse senedinden birden fazla alım yapılması durumuna da bir örnek vermek gerekirse, 01.03.2023 günü 4 dolardan 100 lot hisse senedi, 3 saat sonra aynı hisse senedinden 5 dolara 100 lot daha satın aldığınızı varsayalım. Bu hisselerin o günkü maliyet bedelini belirlemek için Ağırlıklı Ortalama Fiyat Yöntemi kullanılacaktır.

100x4 = 400 USD

100x5 = 500 USD

Hisse Başı Ağırlıklı Ortalama Fiyat = 900/200 = 4,5 USD

Konu ile ilgili tebliğ metni aşağıdaki gibidir:

“257 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

2.4.1.2. Aynı menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracından değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması

Aynı menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracından değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması durumunda ilk giren ilk çıkar yöntemi kullanılmak suretiyle, tevkifat matrahının tespitinde dikkate alınacak alış bedeli belirlenecektir. Aynı gün içinde yapılan alım-satım işlemlerinde ağırlıklı ortalama fiyat bilgisi dikkate alınabilecek, ancak tevkifat matrahı ilk giren ilk çıkar yöntemine göre belirlenecektir.”

Elde Edilen Gelirlerin Beyan Edilmesi

Yukarıda açıklanan değer artış kazancı ve menkul sermaye iratları aşağıdaki hükümlerde yer alan koşullara göre beyan edilmesi gerekmektedir.

Menkul sermaye iratları için; 2023 takvim yılı için 8.400-TL’yi aşan tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul sermaye iratlarının beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.

Değer artış kazançlarının da safi tutarlarının herhangi bir istisna uygulanmadan beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.

“Madde 86 -Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

1. Tam mükellefiyette;

a) Gerçek usulde vergilendirilmeyen ziraî kazançlar, bu Kanunun 75 inci maddesinin (15) ve (16) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratları, kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı,

d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (8.400 TL) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.”

Bununla birlikte, yapılan işlemler nedeniyle oluşan zararlar konusunda GVK 88. madde hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.

“Madde 88 – Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar (80 inci maddede yazılı diğer kazanç ve iratlardan doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir.

Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında, gider fazlalığından doğanlar hariç, sermayede vukua gelen eksilmeler zarar addolunmaz."

Buna göre, diğer kazanç ve iratlardan doğan zararların, diğer gelir unsurlarından elde edilen kazanç ve iratlardan mahsubu mümkün bulunmamaktadır. Ancak, değer artışı kazancı kapsamında ticari bir organizasyon olmaksızın aynı yıl içerisinde birden fazla alım-satım işlemi yapılması ve bu işlemlerin bir kısmından zarar elde edilmesi diğer bir kısmından ise kar elde edilmesi durumunda beyan edilecek kazancın hesabında zararın kardan mahsup edilmesi mümkündür. 29.03.2024

https://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/fatihkaya/005/

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • DEVAMSIZLIK SAATLERİNİN TOPLANMASI VE HAKLI FESİH Çalışan ve işveren ilişkisi iş akdinin feshine kadar devam eder,…
  • YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞINDA ZAMAN AŞIMI 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlığını…
  • Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 51) Resmi Gazetede Yayımlandı Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde…
Top