Değerli okurlar, ”Vergi uygulamaları ve yönetiminde geçmişten geleceğe sürekli bir değişim ve ilerleme halindeyiz.” düşüncesindeyken, bazen öyle bir iddia ile karşılaşıyorsunuz ki sizi, ” Az gittik, uz gittik, bir de dönüp ardımıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz.”  haleti ruhiyesine sokuyor. 

Konu bir inceleme sırasında, incelemeyi yapan arkadaşımızın yaklaşımı ile sınırlı kalsa, ”olabilir“, denilip geçilebilir. Ancak, üç kıdemli Vergi Müfettişinden müteşekkil rapor değerlendirme komisyonu da aynı yaklaşımı uygun bulduğunda, bireysel yaklaşım Vergi Denetim Kurulunun kurumsal değerlendirmesi ve yaklaşımı haline geliyor.

Konu aslında çok basit

Konunun esası bir gazete yazısı sınırları içinde anlatılamayacak kadar teknik ve sektöre has olduğu için, sadece ilkesel yönü üzerinde duracağım. Tebliğle bir vergi ihdas edilebilir veya kaldırılabilir mi? Ki bizim kabullenmekte güçlük çektiğimiz olay daha da vahim. Bir mükteza ile ihdas(!) edilen verginin bir tebliğ ile yürürlük tarihinden itibaren kaldırılmış olduğu iddiası var.

Bizi bir arpa yolu yol gidemedik mi karamsarlığına iten de, gündeme getirdiğim konunun özeti mahiyetindeki aşağıdaki can sıkıcı cümle oldu: “92 Seri No’lu  Gider Vergileri Genel Tebliği’nin yürürlük tarihi olarak 11 Ekim 2022 tarihinin dikkate alınması, bu tarihten önce yapılan işlemlere ise ilgili tarihte geçerli olan mevzuatın dikkate alınması gerekmektedir.”

Bu cümlenin anlamı ne?

 Bu cümle, ne yazık ki İdarenin tebliğle vergi konulup kaldırılabildiğini düşünmesi anlamına gelmektedir. Ancak Vergi İdaremizin artık böyle bir yaklaşımda olabileceğini tahayyül bile edemiyorum. Aslında, tartışmanın odağında olan tebliğin giriş maddesinde, çok doğru bir şekilde, tebliğin amaç ve kapsamı  ”açıklama” yapmak şeklinde ifade edilmiş.  Bu konu sadece bir akademik tartışma mahiyetinde olsa, yine sorun yok. Ancak bu yaklaşımdaki ısrar nedeniyle vergi tarhiyatı yapılıp cezalı, faizli vergi talep ediliyor.

Anayasanın 73. Maddesi: Kanunilik Prensibi

 Vergi hukukunun adeta ilk cümlesi, Anayasamızın 73.maddesinde ifadesini bulan kanunilik prensibidir. Vergi, kanunla konur, değiştirilir, kaldırılır. Cumhurbaşkanına verilebilecek yetkide dahi kanunla alt ve üst sınırları belirlenir. Şimdi yukarıdaki bu cümleyi ve bu cümleden hareketle yapılan uygulamayı, bu ilke, Anayasa maddesi varken nasıl yorumlayacağız.

Kanuna aykırı rapor düzenlemez

Vergi Usul Kanunumuzun 140/5. fıkrasında da açıkça belirtildiği gibi kanuna aykırı rapor düzenlenemez. 92 No’lu tebliğin bir kanun değişikliği olmadan bu şekilde çıkmış olması, tebliğle vergi kaldırılamayacağına göre, İdarenin bir dönem yaptığı yanlışlığın düzeltilmesidir. Dolayısıyla, bu tebliğden önce de sonra da tebliğle düzenlenen konu vergiye tabi değildi. Aksi iddia anayasal düzenin inkarı anlamına gelebilecek büyüklükte bir hata olur. Bu arada Vergi Usul Kanunun 369. maddesinin 2.fıkrası diyenler olursa, ona da bir başka yazıda değiniriz. Son söz: Hatasız “kul” olmaz. Hatayı “devlet” düzeltmeli. Zeki GÜNDÜZ

https://www.dunya.com/kose-yazisi/tebligle-vergi-koyup-kaldirmak-mumkun-mu/702227

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 2023 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Enflasyon Muhasebesi İle İlgili  Bilanço Dipnot Bilgileri Enflasyon Muhasebesi ile ilgili 2023 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Bilanço…
  • DEVAMSIZLIK SAATLERİNİN TOPLANMASI VE HAKLI FESİH Çalışan ve işveren ilişkisi iş akdinin feshine kadar devam eder,…
  • YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞINDA ZAMAN AŞIMI 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlığını…
Top