Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Yıllara sâri inşaat ve onarma işlerine ilişkin maliyetleri ile hakedişler deftere kayıt tarihi esas alınarak düzeltme işlemine tabi tutulacaktır.  Mahsuben verilen veya alınan avanslar, ödeme veya tahsil tarihinden mahsup tarihine kadar düzeltilir. 2023 hesap dönemi sonu itibarıyla düzeltme sonucu oluşan düzeltme farkları işin bitiminde mali kâr/zarar tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

* 697 Yıllara Yaygın İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabı: Yıllara sâri inşaat işlerine ilişkin maliyetlerin ve hakediş bedellerinin düzeltmesinden ortaya çıkan farklar bu hesapta izlenir.

* 178 Yıllara Yaygın İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabı: 697 Yıllara Yaygın İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabı borç kalanı vermesi durumunda bu hesaba devredilerek kapatılır.

* 358 Yıllara Yaygın İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabı: 697 Yıllara Yaygın İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabı alacak kalanı vermesi durumunda bu hesaba devredilerek kapatılır.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı: E-24010506-206.99-94232282

Konu: 7440 sayılı Yapılandırma Yıl Sonu Taksit İhlali

Tarih: 02.05.2024

GENEL YAZI

Bilindiği üzere, 2023/14 sayılı Genelgenin “Taksitle ödeme yolunu tercih eden borçlular yönünden” başlıklı 12.1.2. maddesinde;

“Yapılandırmadan yararlanmak isteyen ve borçlarını taksitler halinde ödeme talebinde bulunan borçluların;

-Birinci taksitini ilk taksit son ödeme tarihine kadar (bu tarih dahil), ikinci taksiti 31/7/2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar, tam olarak ödememesi,

-İlk iki taksit süresinde ve tam olarak ödenmekle birlikte bir takvim yılında 3’den fazla taksitini ödememesi,

-İlk iki taksit süresinde ve tam olarak ödenmekle birlikte bir takvim yılında en fazla üç taksit ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının yapılandırmanın son taksitini takip eden ay sonuna kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödememesi,

halinde yapılandırma hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecektir.

(…)

Öte yandan yıl sonuna denk gelen taksit ödemelerinin son ödeme tarihlerinin resmî tatile denk gelmesi veya ilgili merciler tarafından ödeme sürelerinin uzatılması halinde taksitler ait olduğu yıl için ihlal nedeni olarak değerlendirilecektir.”

Açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, Genelge ekinde yayımlanan Ek.1/a “5510 Sayılı Kanunun 4’üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamında Sigortalı Çalıştıran İşverenlerin Borçlarının 7440 Sayılı Kanun Kapsamında Yapılandırılma Başvuru Formu” nun açıklamalar başlıkı 18 inci maddesinde;

“Yıl sonuna denk gelen taksit ödemelerinin ilgili yıla ait son ödeme tarihlerinin resmî tatile denk gelmesi veya ilgili merciler tarafından ödeme süresinin uzatılması halinde taksitlerin yeni son ödeme tarihinin ait olduğu yıl için ihlal nedeni sayılacaktır.”

ibaresi yer almaktadır.

Bu itibarla, 02.01.2024 tarihine denk gelen 7440 sayılı Kanun kapsamındaki 7. taksit ödeme yükümlülüğü bakımından 2024 yılına ait olarak kabul edilmektedir.

Hal böyle olmakla birlikte, gerek işverenlerden Genel Müdürlüğümüze intikal eden dilekçelerden gerekse ünitelerimizden alınan yazılardan, 5510 Sayılı Kanun’un 4’üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamında Sigortalı Çalıştıran İşverenlerin 7. Taksit ödemesini genelgede yer alan hüküm uyarınca 2023 yılına ait taksit ihlali olarak değerlendirdikleri ve bu nedenle 2024 yılı için 3’ten fazla taksitin ödenmemesi sebebiyle yapılandırma anlaşmalarının bozulması durumuyla karşı karşıya kaldıkları anlaşılmıştır.

Bu bağlamda, işverenlerimizin mağduriyetlerinin giderilerek 7440 sayılı Kanundan yararlanmaya devam etmelerini teminen ünitelerimize başvuran işverenlerimizin 2023 yılında ödemiş oldukları taksitlerden 1. ve 2. taksit hariç herhangi birinin 2/1/2024 son ödeme tarihli 7. taksite mahsup edilmesi ve bu şekilde mahsup işleminin yapılması suretiyle işverenlerin yapılandırma anlaşmalarının devamının sağlanması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 2023 yılında ödenmiş taksitlerden herhangi birinin (1. ve 2. taksit hariç) çıkılarak 2/1/2024 son ödeme tarihli 7. taksite mahsup edilebilmesi için çıkış işlemi sonrasında 7440 sayılı Kanun kapsamında ki yapılandırma anlaşmasının 2023 yılı için bozma koşuluna girmemesi gerekmektedir.

Ayrıca, bu genel yazı uyarınca talebi uygun bulunan işverenlerden son ödeme tarihi 30.04.2024 olan 11. taksiti yapılandırmasının bozulması nedeniyle ödeyemeyenler bakımından da 11. taksitin son ödeme süresi yeniden belirlenecek olup; belirlenen son ödeme tarihine kadar 11. taksitin ödenmesi halinde yapılandırma anlaşmalarının devamı sağlanacak olup, bu kapsamda ki işyerlerinin 11. taksit son ödeme tarihinin güncellenebilmesi amacıyla durumun Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü, İşverenler Daire Başkanlığına resmi yazı ile bildirilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Savaş ALIÇ

Genel Müdür V.

“ 21/3/2024 ve 3/4/2024 tarihlerinde yapılan duyuru ile Hizmet Vergisi Beyannamesi (Banka Muameleleri Vergisi)’nin canlı sistemlere yüklenmeden önce son kullanıcı testlerinin yapılması amacıyla “Preprod e-Beyan” ortamının hazırlanarak kullanıma açıldığı, sistemin “Hizmet Vergisi Beyannamesi (Banka Muameleleri Vergisi)” gönderme yetkisine sahip kullanıcılar tarafından erişilebilir durumda olduğu ve 1/5/2024 tarihinden itibaren Hizmet Vergisi Beyannamesinin (Banka Muameleleri Vergisi) Nisan/2024 vergilendirme dönemine ilişkin beyannamelerden başlamak üzere Türkiye genelinde yeni e-Beyan sisteminden (e-Beyan Prod) alınacağı duyurulmuştur.
“Preprod e-Beyan” ortamında mükelleflerle birlikte yapılan çalışmalar başarı ile sonuçlanmış olup, Nisan/2024 vergilendirme döneminden itibaren Hizmet Vergisi Beyannamelerinin (Banka Muameleleri Vergisi) yeni e-Beyan sisteminden düzenlenmesi gerekmektedir.
Nisan/2024 öncesine ait beyannameler eski sistemden (BDP üzerinden) alınmaya devam edilecektir.” Boğaziçi YMM
 
Kaynak, GİB
  
Perşembe, 02 Mayıs 2024 08:45

Transfer Fiyatlandırması Formunu Unutmayın

Kurumlar Vergisi beyannamesinde son günlere yaklaşırken, “Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form” un kurumlar vergisi beyannamesi ekinde verilmesi gerektiğini hatırlatmış olalım. 4 Seri No.’lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğe göre, kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle bir hesap dönemi içinde yaptıkları işlemler ile ilgili olarak “Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form”u doldurmaları ve kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Her bir ilişkili kişi bazında yıllık toplam net tutarı 30.000 TL’nin altında olan mal veya hizmet alım ya da satım işlem bilgileri ile söz konusu ilişkili kişi bilgilerine yer verilmesine gerek bulunmamaktadır.

Form kapsamındaki işlemler nelerdir?

 Form, kurumlar vergisi mükelleflerince bir hesap döneminde transfer fiyatlandırmasına ilişkin işlemler, kontrol edilen yabancı kurum ve ortak veya ortakla ilişkili kişilerden temin edilen borç bulunması halinde doldurulacaktır. İlişkili kişilerle alım satım işlemi ve her hangi bir borç alış verişi olmayan kurumların formu doldurmaları zorunlu değildir. Söz konusu form kurumlar vergisi beyannamesi ekinde verilmelidir. Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar vergisi mükelleflerinin de, ilişkili kişilerle yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri ile ilgili olarak formu doldurmaları ve kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.

Beyanname elektronik ortamda verilmesi gerektiğinden formun da elektronik ortamda verilmesi gerekmektedir. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir. Formla sadece ilişkili kişilerle yapılan işlemler (transfer fiyatlandırması ) değil, “kontrol edilen yabancı kurum” ve “örtülü sermayeye ilişkin işlemler”e ait bilgiler de beyan kapsamındadır.

Formda yer alan transfer fiyatlandırması, kontrol edilen kurum kazancı ve örtülü sermayeye ilişkin işlemlerin bir veya birkaçının bulunması durumunda sadece bu işleme ilişkin kısım doldurulacak olup, formda belirtilen söz konusu işlemlerin hiç birisinin bulunmaması durumunda form doldurulmayacak ve beyanname ekinde de gönderilmeyecektir.

Formun verilmemesi veya eksik doldurulması

Formun hatalı düzenlenmesi halinde VUK 352. Madde “vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil ve muhteviyatı ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması” uyarınca II. Derecede usulsüzlük cezası kesilebilecektir. Ayrıca, formu vermeyen kurumlar vergisi mükellefleri VUK Mükerrer Madde 355’in birinci fıkrasına göre özel usulsüzlük cezasına muhatap olabileceklerdir.

Transfer fiyatlandırmasına ilişkin belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında yerine getirilmiş olması kaydıyla, örtülü olarak dağıtılan kazanç nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş veya eksik tahakkuk ettirilmiş vergiler için vergi ziyaı cezası %50 indirimli olarak uygulanır. Dolayısıyla ceza indirimlerinden yararlanmak için Formun tam ve eksiksiz bir şekilde doldurularak kurumlar vergisi beyannamesi ekinde vergi dairesi verilmesi gerekmektedir.

Mahmut Bülent YILDIRIM

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/transfer-fiyatlandirmasi-formunu-unutmayin/725070

Önceki yazımda kurumlar vergisinin örtülü sermaye müessesesinden bahsederek uygulanmasında dikkat edilmesi gereken hususlarına değinmiş, ancak bu müessesenin kanunun kabulünden bu yana ortaya çıkan sorunları da dikkate alınarak gözden geçirilmesi gerektiğini yazmıştım. Bu yazımda da örtülü sermaye müessesesinde değişiklik ihyacı gösteren konuları aktarmaya çalışacağım.

Örtülü sermaye müessesesinin amacı, sermaye şirketine sermaye olarak konulması gereken değerlerin borç maskesi ile şirkete sokularak sermayeye faiz yürütme yasağının dolanılmasının önüne geçmektir. Nitekim bu husus mülga Kurumlar Vergisi Kanununda borcun “teşebbüste  devamlı olarak kullanılması” koşulu ile vurgulanmıştı. Ancak mer’i Kanun bu koşulu aramamakla, müesseseyi örtülü sermayeyi önleme amacından uzaklaştırmış, şirketlerin borçlanma maliyetlerinin matrahın tespitinde dikkate alınmasını sınırlayarak şirketleri özkaynakla çalışmaya sevk amacını taşıyan bir müesseseye dönüştürmüştür. Ancak müessese bu amaç değişikliğine rağmen “örtülü sermaye” adını muhafaza etmiştir. Bu defa çok kısa süreli borçların da örtülü sermaye olarak kabul edilmesi şeklinde, müessesenin adı ile uyuşmayan bir sonuç ortaya çıkmıştır. Örneğin bir şirketin müşterilerinden birinin önemli tutardaki çekinin tahsilindeki veya bir ihracat alacağının gelmesindeki kısa süreli gecikmenin yarattığı sorunların ortak kurumdan veya iştirakten 15 – 20 gün için alınan borçla giderilmesi halinde, bu 15 – 20 günlük borç dahi örtülü sermaye olarak kabul edilmektedir. Bu şekildeki kısa süreli bir borcun, muvazaalı sermaye olarak kabul edilmesi, mantığa dahi aykırıdır. Bu nedenle kısa süreli borçlanmaların, örneğin bir geçici vergi döneminde alınıp aynı geçici vergi döneminde kapatılan borçların örtülü sermaye olarak kabul edilmemesi gerekir. Burada borç sayısına / miktarına (örneğin ödenmiş sermaye tutarını aşmama vb) bir sınırlama da getirilerek kötü niyetli / muvazaalı uygulamaların önüne de geçilebilir.

Bundan öte düzeltme müessesesinin açık / net yazılmayışı, adeta yoruma mütehammil şekilde kaleme alınmış olması da pek sorunu birlikte getirmektedir.

Bilindiği üzere örtülü sermaye olarak kabul edilen borçların faizleri, borcu alan şirket nezdinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmakta, borcu veren kurumda ise kâr payı olarak nitelendirilmektedir. Dolayısıyla elde ettiği kâr payı addedilen -borç veren- kurum açısından, diğer kurumda KKEG yapılmak suretiyle vergilendirilmiş gelirin, mükerrer olarak kurumlar vergisine konu olmaması için iştirak kazançları istisnasından yararlandırılması gerekmektedir. Zaten uygulama da bu yöndedir. Ancak iştirak kazançları istisnası açısından konuya bakıldığında ise durum bu kadar basit değildir. Zira bir kazancın bu istisnadan yararlanması için kurumun kâr payını, “başka bir kurumun sermayesine katılımlarından” veya “başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde etmesi gerekmektedir. Bu durumda borcu veren kurumun borcu alan kurumun ortağı olmaması, bir başka deyişle borç alan kurumun kâr dağıtması halinde ondan kâr payı alamayacak durumda olan borç veren kurumun, kâr payı addedilen faiz gelirini iştirak kazançları istisnasından yararlandırma olanağı bulunmamakta ve bu da aynı miktarın mükerrer olarak kurumlar vergisine tabi tutulması sonucu doğurmaktadır. Aynı sorun transfer fiyatlandırmasında düzeltme için de söz konusudur. Bu sorunun yasal düzenleme bazında giderilmesi gerekmektedir.

Düzeltme kurumuna ilişkin bir başka sorunda md. 12/7’de birinci ve sonraki cümlelerindeki ayırımın kanunda yeterince vurgulanmış olmasından kaynaklanmaktadır. Birinci cümlede “Örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarların, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayı”lacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle borç verenin borcun yüklerini KKEG yapması, yine aynı dönemde borcu alanın faiz gelirini  kâr payı addederek istisnadan yararlandırmasını  ise “Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, tam mükellef kurumlar nezdinde yapılacak düzeltmede örtülü sermayeye ilişkin kur farklarını da kapsayacak şekilde, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.” Bu ikinci cümlede ise baştan kanuna uygun davranmayan veya uyumlu hareket etmeyen kurumlarda, borç veren kurumun düzeltme talep etmesi veya  borç alan nezdinde yapılacak cezalı tarhiyata dayalı olarak borç veren nezdinde re’sen yapılacak düzeltme işlemi düzenlenmiş ve burada düzeltme yapılabilmesi örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması koşuluna bağlanmıştır. İkinci cümlede düzenlenen durum için aranan bu koşul, birinci cümlenin içerdiği durum için öngörülmemiştir. Ancak buna rağmen bazı incelemelerde, -hem idari hem yargı anlayışının da tersine olarak-, ikinci cümledeki ödenme koşulunun, birinci cümlede düzenlenen uyumlu hareket haline de uygulanmaya çalışıldığı, borç alan kurumun mutlaka matrahlı ve vergi ödeyen kurum olması koşulunun arandığı görülmektedir. Bu konunun da fıkranın, yanlış uygulamaları ortadan kaldıracak şekilde yeniden kaleme alınması ile giderilmesi gerekmektedir.

Nihayet düzeltmede açıklığa kavuşturulması gereken bir diğer sorun da, KDV  konusundadır. Uygulamada borç veren kurum nezdinde kâr payı olarak kabul edilen gelirin, bazı inceleme elemanlarınca, finansman hizmetinin bedeli olduğu görüşü ile ve yargı anlayışının da tersine, KDV’ye tabi tutulmak istendiği görülmektedir. Bir ödemenin veya bir bedelin, adı bir kanuna göre başka, bir diğer kanuna göre başka olamaz. Özellikle hukuk dalları itibariyle hukukun bütünlüğü ve tekliği ilkesi buna engeldir. Kurumlar vergisinin “kâr payı” dediği ödemenin, KDV açısından farklı nitelendirilmesi ve bu yolla kâr paylarını KDV’den istisna eden KDVK hükmünün devre dışı bırakılması mümkün değildir. Uygulamada karşılaşılan ve gereksiz ihtilaflara veya ihtirazi kayıtla beyanlara yol açan bu konunun da kanun bazında açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.  Bumin DOĞRUSÖZ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/ortulu-sermaye-muessesesinde-degisim-geregi/740667

Bilindiği üzere; KDV oranlarının belirlendiği ve güncellenmiş 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli I Sayılı Liste’nin “A-Gıda Maddeleri” bölümünde yer alan malların teslimi (özel tüketim vergisine tabi olanlar hariç) %1 oranında katma değer vergisine tabidir. Anılan Kararın eki II nolu Liste’nin 24 nolu bendi hükmünde yer alan “gazino, açık hava gazinosu, bar, dans salonu, diskotek, pavyon, taverna, birahane, kokteyl salonu ve benzeri yerler hariç olmak üzere kahvehane, kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, kıraathane, kafeterya, pastane, ayakta yemek yenilen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerler, lokanta, içkili lokanta, kebapçı ve benzeri yerlerde verilen hizmetler (bu yerlerde verilen hizmetlerin alkollü içeceklere isabet eden kısmı hariçise %10 oranında katma değer vergisine tabidir.

KDV Uygulama Genel Tebliği’nin “2.4. Yiyecek ve İçecek Sunulan Yerlerde KDV Oran Uygulaması”-“2.4.1. Kapsam” başlığı altında açıklandığı üzere; 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli (II) sayılı listenin 24’üncü sırasında yer alan; kahvehane, kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, kıraathane, kafeterya, pastane, ayakta yemek yenilen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerler (hazır yemek şirketleri dâhil), lokanta, içkili lokanta, kebapçı ve benzeri yerlerde verilen hizmetlerde KDV oranı 1/1/2008 tarihinden itibaren (% 8) (10 Temmuz 2023 tarihinden itibaren ise %10) olarak uygulanmaktadır.

İndirimli oran uygulanan yerlerde verilen hizmetler içinde alkollü içecek servisinin de bulunması halinde, hizmetin alkollü içeceklere ilişkin kısmına (%18) (10 Temmuz 2023 tarihinden itibaren ise %20) KDV oranı uygulanır.

Alkollü içecekler, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan içecekleri (kolalı gazozlar hariç) ifade etmektedir. Yukarıda sayılan işletmeler toplam hizmet bedeli içinde alkollü içeceklere ilişkin olan ve olmayan kısmı hesaplayarak faturada ayrıca gösterirler ve alkollü içeceklere isabet eden kısım üzerinden (%18) (10 Temmuz 2023 tarihinden itibaren ise %20), diğer kısım üzerinden (%8) (10 Temmuz 2023 tarihinden itibaren ise %10) KDV hesaplayarak KDV tutarını ayrı ayrı ve toplam olarak faturada gösterirler.

27 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazete’de yeme içme hizmetlerinde KDV oranlarının uygulanmasına ilişkin açıklamaların yer aldığı ve 1 Mayıs 2024 tarihinden itibaren yürürlüğe giren, 51 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ yayınlanmıştır. Anılan tebliğle, yukarıdaki açıklamaların peşine şu açıklama eklenmiştir:

“Bu işletmeler prensip olarak hizmet işletmesi mahiyetinde olduklarından buralarda imal edilen veya dışarıdan temin edilen gıda maddelerinin buralarda veya dışarıda tüketilmek üzere müşterilere satışında %10 (alkollü içeceklerde %20) oranında KDV hesaplanır.”

Konuya ilişkin verilen örnekler ise şöyledir:

Örnek 1: (K) Kahvecisi, kendi hazırladığı kahvelerin yanında (T) işletmesinden temin ettiği keklerin de satışını yapmaktadır. Self-servis olarak hizmet veren işletmeye gelen müşteri sipariş ettiği kahvenin yanında ıslak kek satın almış ve işletmeye ait alanda oturmak yerine siparişlerinin paketlenmesini istemiştir. Ayrıca 100 gr Türk kahvesi çektirmiştir. Kafeterya ruhsatına sahip olan (K)’nın yaptığı bu satışların tamamında %10 oranında KDV hesaplanacaktır.

Örnek 2: (G) Lokantasında yemek yiyen müşteri (D), lokantadan ayrılırken 1 kg baklava satın almıştır. Lokanta, müşteriye vermiş olduğu yemek hizmeti ile baklava satışında %10 oranında KDV hesaplayacaktır.

Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı mahiyettedir.

Örnek 3: (A) Pastanesi, telefonla verilen sipariş üzerine imalathanesinde 8 kişilik doğum günü pastası hazırlamıştır. Müşteri pastanın ev adresine gönderilmesi yerine iş çıkışı pastaneye gelerek pastayı alacağını bildirmiştir. İş çıkışında sipariş pastanın yanında 1 kg kuru pasta ve 2 şişe limonata satın almıştır. Pastane işletme ruhsatına sahip (A)’nın sipariş suretiyle hazırladığı pasta ve yanındaki gıda satışlarında %10 oranında KDV hesaplanacaktır.

Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgâh gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları gıda maddeleri satışları da 2007/13033 sayılı BKK eki (II) sayılı listenin 24’üncü sırası kapsamındadır.

Örnek 4: Sahilde faaliyet gösteren (B) Büfe İşletmesi, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı halde büfesinin önüne yerleştirdiği masa ve taburelerde oturan müşterileri ile sahilde bulunan şezlonglarda denize girenlere tost, çay ve meşrubat satışı yapmaktadır. (B) Büfe İşletmesi, fiilen yiyecek ve içecek hizmetleri sunduğundan büfede hazırladığı tost ve çayın yanında dışarıdan hazır temin ettiği gıda maddelerinin satışında %10 oranında KDV hesaplayacaktır.”

Yapılan ilave açıklamalar ve verilen örneklerden görüleceği üzere; yiyecek ve içecek hizmetlerinin verildiği yerlerdeki tüm satışların (bu yerlerde yenilip içilmeden alınan mal niteliğindeki teslimler dahil) hizmet ifası olduğu kabul edilmekte, bu yerlerde ve bunlar için uygulanması gereken katma değer vergisi oranının %10 (alkollü içkilerde %20) olması gerektiği belirtilmektedir.

Anılan tebliğin yayımından önce, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde aynı içerikle Taslağı yayınlanmış olup, taslakta yer alan düzenlemelerin “KDV oran artışı” şeklinde haber yapılması üzerine de sitede mevcut 16 Nisan 2024 tarihli basın açıklamasında;

- Tebliğ ile KDV oranlarında herhangi bir artış yapılmadığı,

- Tebliğin uygulamada görülen yanlışların düzeltilmesi ve suistimallerin önlenmesine yönelik hazırlandığı,

- Esasen KDV oran artışlarının sadece Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılabileceği,

belirtilmiştir.  

Anılan tebliğle ilgili açıklamalarda, düzenlemenin yeni bir durum yaratmadığı, sadece yanlış uygulamalara ve suistimallere engel olunması amacıyla, mevcut uygulamanın açıklığa kavuşturulduğu belirtilmekte birlikte; anılan yerlerde mal teslimi olarak kabul edilebilecek işlemlerde de, hizmet kabul edilerek, %10 oranının uygulanması tartışmalara açık olup, sık sık ihtilaflara yol açabilecektir. Tebliğin yürürlük tarihinin 1 Mayıs 2024 olarak belirlenmesi de yapılan düzenlemenin eski uygulamaya açıklık getirmek değil, bu yerlerdeki mal teslimlerinde uygulama değişikliğine gidildiği ve oran artırıldığı eleştirilerini güçlendirmektedir. Kanımızca, oran artırma yetkisinin Bakanlıkta olmadığı, Cumhurbaşkanı’nda olduğu da dikkate alınarak, konu yeniden değerlendirilmeli ve mal teslimi sayılacak işlemlerin neler olabileceği daha ayrıntılı açıklanarakbu teslimlerde %1 oranının uygulanmasına imkân verilmelidir. Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/yeme-icme-hizmeti-veren-yerlerde-kdv-uygulamasina-iliskin-yeni-teblig-duzenlemesi/740666

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

DUYURU

Kahramanmaraş’ta Meydana Gelen Depremlerden Etkilenen Bazı Yerler İçin Mücbir Sebep Halinin Uzatılmasına İlişkin Duyuru

Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde 30/4/2024 günü sonu itibarıyla sona erecek olan mücbir sebep hali 31/8/2024 tarihine kadar uzatılmıştır.

Belirtilen illerde yaşanan deprem felaketi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı çalıştıran işyerleri, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile diğer sigortalılar ve genel sağlık sigortalıları açısından 5510 sayılı Kanunun 91 inci maddesi kapsamında gerekli işlemlerin tesis edilmesi Kurum Yönetim Kurulumuzun 29/4/2024 tarihli ve 2024/123 sayılı Kararı ile uygun görülmüştür.

Bu doğrultuda meydana gelen deprem felaketi tarihi itibarıyla Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde faaliyet gösteren 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı çalıştıran işyerleri, 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile diğer sigortalılar ve genel sağlık sigortalılarının;

-06/02/2023 ila 31/8/2024 tarihleri arasında, 5510 sayılı Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları her türlü bilgi, belge ve beyannamelerin, işyeri kayıt ve belgelerinin (işyeri tescil bildirgesi, iş kazaları ile meslek hastalıkları bildirimleri dahil) 16/9/2024 (15/9/2024 tarihi resmî tatil olduğundan) tarihine kadar (bu tarih dahil), Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri/Aylık Prim ve Hizmet Bildirgeleri yönüyle ise (2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2024 Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz dönemine ilişkin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri/Aylık Prim Hizmet Belgeleri) 31/10/2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) Kuruma verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş sayılacaktır.

-06/02/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları 30/9/2024 tarihine (bu tarih dahil) kadar, 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarına ait prim borçları ise (Ayların 15 ila 14 döneminde işlem gören işyerleri için 2022 Aralık ayı, 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ,2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları) 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 28/2/2025 tarihine (bu tarih dahil) kadar ertelenecektir.

– 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalıların 06/02/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile 2023 yılı Ocak ila Aralık dönemine ait primleri ile 2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarına ait primlerinin 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 28/2/2025 tarihine (bu tarih dahil) kadar ertelenecektir.

– 06/02/2023 ila 26/8/2024 tarihleri arasında verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin/aylık prim ve hizmet belgelerinin 31/10/2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) verilmesi ve muhteviyatı prim borçlarının 28/02/2025 tarihine, 06/02/2023 tarihi öncesi yasal ödeme süresi geçmiş borçlarının 30/09/2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödenmesi kaydıyla işyerleri teşviklerden yararlandırılacaktır.

– Ödeme vadesi geçmiş borçları çeşitli kanunlar uyarınca yeniden yapılandırılmış veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca tecil ve taksitlendirilmiş olup, 06/02/2023 tarihi itibarıyla yapılandırma/taksitlendirme işlemleri bozma koşuluna girmemiş işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin ödeme vadesi 06/02/2023 ila 31/8/2024 tarihleri arasında sona eren taksitlerini 30/9/2024 tarihine kadar ödemeleri halinde yasal süresi içinde ödenmiş sayılacaktır.

– Erteleme kapsamındaki borçlar, 28/02/2025 tarihine kadar (bu tarih dahil) başvuru yapılması ve ilgili mevzuat kapsamında belirtilen diğer şartların sağlanması kaydıyla 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında azami 24 ay süre ile tecil faizi alınmaksızın tecil ve taksitlendirilecektir.

– Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde faaliyet gösteren meslek mensuplarıyla 6/2/2023 tarihi itibarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan ve Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri dışında işyeri bulunan işverenlerin 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin “SGK Bildirimleri” kısmının 31/10/2024 tarihine kadar verilmesi ve tahakkuk edecek prim borçlarının 28/2/2025 tarihine kadar ödenmesi halinde söz konusu yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş sayılacaktır.

– Borçlanma ve ihya kapsamındaki borçlarından 06/02/2023 ila 30/9/2024 olanlar için son ödeme tarihi 30/9/2024 olarak dikkate alınacaktır.

– Kontrol muayenesine tabi olup kontrol muayene tarihleri 01/02/2023 ila 30/09/2024 olanların kontrol muayene tarihleri 30/09/2024 olarak kabul edilecektir.

– Fazla veya yersiz ödemeler ve kamu zararlarından kaynaklanan kurum alacaklarından 06/02/2023 tarihi itibarıyla yapılandırma/taksitlendirme işlemleri bozma koşuluna girmemiş ve ödeme süresi dolmuş mevcut alacaklar ile 31/8/2024 tarihine kadar tahakkuk edecek olan alacakların son ödeme tarihinin 30/9/2024 tarihine (bu tarih dahil) ilgili mevzuatı gereği gecikme zammı uygulanmaksızın ertelenecektir.

– Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili Islahiye ve Nurdağı ilçelerinde afet kapsamında yer alan işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamındaki başvurularını 2/12/2024 tarihine kadar (30/11/2024 tarihi resmi tatile denk geldiğinden) yapılabilmesine ve bu borçluların borçlarının ilk taksitini başvuruyu takip eden ay sonuna kadar (31/12/2024 tarihi), diğer taksitlerini ise bu taksiti takip eden aylık dönemler hâlinde ödeyebilmesine imkan sağlanacaktır.

Ayrıca Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde mücbir sebep hali 31/8/2024 tarihine kadar uzatıldığından 2024 yılı Ağustos ayı ve sonrasına ait aylık prim ve hizmet belgeleri/muhtasar ve prim hizmet beyannameleri yasal süreleri içerisinde verilecek ve söz konusu aylık prim ve hizmet belgeleri/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerine ait primler de yine yasal süresi içerisinde ödenecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Kaynak: SGK

SGK’ya olan prim ve diğer borçlar www.sgk.gov.tr web sayfasında yer alan “Kart ile Prim Ödeme” Uygulaması üzerinden kredi kartı veya banka kartları aracılığıyla haftanın 7 günü 00:15 - 23:00 saatleri arasında ödenebilecektir.

SGK’YA OLAN BORÇLARIN KREDİ KARTI VEYA BANKA KARTIYLA ÖDENMESİ:

SGK, internet sitesinde yaptığı duyuru ile prim ve diğer borçların kredi kartı veya banka kartıyla ödenmesine ilişkin açıklama yaptı. Yapılan açıklamaya göre;

SGK’ ya olan prim ve diğer borçların www.sgk.gov.tr web sayfasında yer alan “Kart ile Prim Ödeme” Uygulaması üzerinden kredi kartı veya banka kartları aracılığıyla haftanın 7 günü ödenebilmektedir.

Söz konusu ödemeler her gün 00:15 - 22:00 saatleri arasında yapılabiliyorken, saat 22:00’den sonra da uygulama üzerinden prim ödeme başvurusunda bulunulduğu görülmüştür. Prim ödeme başvurularının kabul edilebilmesi için ödeme süresi 00:15 - 23:00 olarak yenilenmiştir.

Bu kapsamda SGK’ ya olan prim ve diğer borçların, www.sgk.gov.tr web sayfası üzerinden haftanın 7 günü 00:15 - 23:00 saatleri arasında ödenebilecektir.

https://e.sgk.gov.tr/Uygulamalar/Detay/Kart-ile-Prim-Odeme-2022-10-31-09-58-15 bağlantısı üzerinden “Uygulamaya Giriş İçin Tıklayınız” butonu ile ödeme ekranına ulaşılabilir.

Kredi Kartı veya Banka Kartıyla Prim Ödeme Süresinin Uzatılması Hakkında Basın Duyurusu…>>>

1️⃣✅️Danıştay 4. D., E. 2016/20983 K. 2020/3399 T. 30.9.2020 sayılı kararı:

Mükellef adına yapılan vergi ve ceza tahakkuku kesinleşmesinden SMMM adına ödeme emri düzenlenemez.

2️⃣✅️Adana BİM, 2. VDD, E. 2020/245 K. 2020/532 sayılı kararı:

SMMM'lerin inceleme yapmamaktan sorumlu tutulması ve bu durumu vergi dairelerine bildirmemekten dolayı vergi ve cezaların kendilerinden tahsil edilmesini gerektiren yasal düzenleme bulunmamaktadır.

3️⃣✅️İzmir 4. Vergi Mahkemesi ESAS NO : 2020/502 KARAR NO : 2020/1277 sayılı kararı:

SMMM'nin üzerine düşen sorumlulukları tam ve eksiksiz olarak yerine getirmeyerek vergi kayıp ve kaçagına sebebiyet verdiği idarece her türlü şüpheden uzak somut tespitlerle ortaya konulmalıdır.

4️⃣✅️İstanbul BİM, 6. VDD, E. 2019/2264 K. 2020/841 T. 17.6.2020 sayılı kararı:

Görüş ve öneri raporu tebliğ edilmeyen SMMM hakkında düzenlenen ödeme emri hukuka aykırıdır.

5️⃣✅️Danıştay 3. D., E. 2016/14017 K. 2019/6191 T. 12.11.2019 sayılı kararı:

SMMM'nin bağlı olmadığı vergi dairesince müteselsil sorumluluk ödeme emri düzenlenemez.

6️⃣✅️Danıştay VDDK., E. 2020/1315 K. 2020/1271 T. 18.11.2020 sayılı kararı:

Mali müşavirler sahip olmadıkları yetkinin kullanılmamasından dolayı sorumlu tutulamaz.

7️⃣✅️Danıştay 9. Dairesi’nin E: 2020/593, K: 2020/4949 sayılı kararı:

Mali müşavirlerin müteselsil sorumluluğu fatura ve defterlerin beyannamelere uygun olmamasıyla sınırlıdır.

8️⃣✅️Ankara BİM 3. Vergi Dava Dairesi’nin E: 2017/481, K: 2017/1162 sayılı kararı:

Mali müşavirlerin vergi incelemesi yapma yetkileri bulunmadığından sahip olmadıkları yetkileri kullanmadıklarından bahisle müteselsil sorumlu tutulması düşünülemez.

9️⃣✅️Gaziantep BİM, 2. VDD, E. 2020/1244 K. 2020/1480 sayılı kararı:

Vergi ziyaının muhasebecilik faaliyeti ile ilgili hususlardan kaynaklanmadığının açık olması karşısında meslek mensubunun müteselsilen sorumlu tutulması için gerekli yasal şartların oluştuğu söylenemez.

?✅️İzmir BİM 2. Vergi Dava Dairesi’nin E: 2021/81 YD İtiraz nolu kararı:

Mali müşavirlerin müteselsil sorumluğunun sınırları belirlenmeden çeşitli resen tarh nedenlerine dayanarak salınan tüm vergi ve cezalardan sorumlu olduğu söylenemez.

 

İhracat Bedelinin Yurda Getirilmesinde Gümrük Beyannamesinde Yer Alan Tutarın Yüzde Ellisinin (%50) Tasarrufunun Serbest Bırakıldığı Ülkeler (EK:3)

1- Azerbaycan
2- Cezayir
3- Fas
4- Kazakistan
5- Libya
6- Özbekistan
7- Tunus
8- Türkmenistan
9- Ukrayna’ya

yapılan ihracat işlemlerinde, bedellerin yüzde ellisinin (%50) tasarrufu serbesttir.

Yarı istisna tanınan ülkeler için gümrük beyannamesi tutarının önce yarısının hesaplanması, kalan bedelin terkin limitleri altında olması durumunda Aracı Banka ya da Vergi İdare tarafından terkin işlemlerinin yapılması gerekmektedir.

Terkin limitlerinin sadece hesapların kapatılmasında göz önünde bulundurulacağı tabiidir. Gümrük beyannamesi tutarından düşülmemesi gerekir.

Yarı istisna kapsamındaki ülkelere yapılan ihracat bedellerinin yüzde ellisinin tasarrufu serbest bırakıldığından;

Bu ülkelere yapılan ihracat bedellerinin yurda getirilmemesi durumunda gümrük beyannamesi tutarının yüzde ellisinin, gelen bedel var ise gümrük beyannamesi tutarının yarısından gelen bedel düşüldükten sonra kalan bedelin, yurda getirilmediği belirtilmelidir.

ÖRNEK 1

GB Tutarı : 29.000.-USD
% 50'si : 14.500.-USD
Gelen Tutar : 0,00.-USD
Kalan Tutar : 14.500.-USD
Sonuç : Banka/Vergi İdaresi hesabı kapatır.

ÖRNEK 2

GB Tutarı : 50.000.-USD
% 50'si : 25.000.-USD
Gelen Tutar : 12.000.-USD
Kalan Tutar : 13.000.-USD
Sonuç : Banka/Vergi İdaresi hesabı kapatır.

ÖRNEK 3

GB Tutarı : 100.000.-USD
% 50'si : 50.000.-USD
Gelen Tutar : 20.000.-USD
Kalan Tutar : 30.000.-USD
Sonuç : 30.000.-USD Üzerinden İdari Para Cezası Hesaplanır.

Linked Paylaşımından alıntı yapılmıştır

Page 3 of 1200

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Müjde! Birinci Geçicide Enflasyon Düzeltmesi Uygulanmayacak! İsteyen Mükellefler Enflasyon Düzeltmesi Uygulayabilir Mi? 2023 yılı kurumlar vergisi beyannameleri epeyce zaman aldı, 2023 kasım…
  • Reklam Harcaması Sponsorluk Harcaması Farkı * Reklam Harcaması: Şirketin pazarlama ve tanıtımı kapsamında ticari kazancın…
  • Mal Teslimi veya Hizmet İfası Gerçekleşmeden Fatura Düzenlenmesinin Vergisel Sonuçları ve Muhasebe Kayıtları I. GİRİŞ Ticari ilişkilerde normalde mal tesliminden veya hizmet ifasından…
Top