Şirketler topluluğu aslında ülkemizde yıllardır fiilen uygulanmaktadır. Ama ilk defa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile birtakım temel kurallara bağlanmıştır. Şirketler topluluğundan bahsedebilmek için, biri ana ikisi de yavru şirket olmak üzere en az üç ticaret şirketinin bulunması gerekir.

Eğer ana şirket bir ticaret şirketi değil de bir teşebbüs ise, bu durumda teşebbüse doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan ticaret şirketlerinin sayısının en az üç olması gerekir. Şirketler topluluğuna dair uygulamada yeterince bilinmeyen düzenlemelerden birisi ortaklıktan çıkma ve çıkarma hakkıdır.

Şirketler topluluğunda, hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. Bununla birlikte, kaybın, o faaliyet yılı içinde fiilen denkleştirilmesi veya kaybın nasıl ve ne zaman denkleştirileceği belirtilmek suretiyle en geç o faaliyet yılı sonuna kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınması halinde hâkim şirket bağlı şirketi kayba uğratacak bazı işlemler yapabilir.

Eğer denkleştirme, faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem hakkı tanınmaz ise, bağlı şirketin her ortağı, hâkim şirketten ve onun -kayba sebep olan- yönetim kurulu üyelerinden, şirket zararını tazmin etmelerini isteyebilir. Dava açan bağlı şirketin ortaklarından her birinin payları hakim şirket tarafından satın alınarak, bu kişiler şirket ortaklığından da çıkarılabilir.

Diğer yandan, bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerde, genel kurul kararına red oyu verip tutanağa geçirten veya yönetim kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz eden ortaklar; hâkim teşebbüsten, zararlarının tazminini isteyebilecekleri gibi paylarının varsa en az borsa değeriyle, böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete uygun düşmüyorsa, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın alınmasını da mahkemeden isteyebilirler.

Ayrıca, eğer hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse ve de azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri ile satın alabilir.

Böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete uygun düşmüyorsa, bu durumda, hâkim şirket, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın almak üzere mahkemeye müracaat eder. Türk Ticaret Kanunu ile getirilen bu düzenlemelerim amacı, hem topluluğu oluşturan şirketlerde hem de şirketler topluluğunun genelinde şirket içi huzursuzlukların giderilmesi ve topluluk sinerjisinin amaç ve hedeflere yönlendirilmesidir. Soner Altaş http://www.soneraltas.net/

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • İcra Takiplerinde Faizin KDV’si Olur Mu Katma Değer Vergisi, yapılan mal ve hizmet teslimlerinde, mal ve…
  • SGK Sigorta Primi Teşviklerinden Hangi Durumlarda Geriye Doğru Yararlanılabilir? Kayıtlı istihdamın artırılması, gönüllü uyumun ve düzenli prim ödeme kültürünün…
  • GİB, Gayrimenkul Alım-Satımının Vergilendirilmesi Broşürü Yayımladı GİRİŞ Vatandaşlarımızın sahip olduğu gayrimenkullerin, ticari amaç gütmeksizin, alım satımında…
Top