Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Perşembe, 16 Mart 2023 09:10

Yeni Ek Vergi Uygulaması

Kıymetli okurlarım, bugün sizlerle son bir haftanın vergi dünyasında en çok tartışılan ve iş dünyası açısından da sürpriz vergi yüküne yol açacak olan yeni EK VERGİ uygulaması hakkında değerlendirmelerimize, sahada oluşabilecek soru işaretlerine değinmeye çalışacağım.

Yazımın biraz uzun olduğunun farkındayım. Ancak uygulamanın yeni olması hasebiyle barındırdığı soru işaretlerini giderebilmek ve yapılacak idari vb. düzenlemelerde farklı bir açılım ve yorum getirebilmek adına acizane görüşlerime yer vermeye çalıştım. Sabırla okuyacaklar okusun derim.

1-Ek Vergi uygulaması 12.03.2023 günü yürürlüğe girdi

Bilindiği üzere, son dönemin en kapsamlı yapılandırma ve matrah-vergi artırımı düzenlemesi olarak TBMM’de önce Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanılan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Teklifi” 08.03.2023 günü TBMM Genel Kurulunda görüşülmesine başlanmış ve tamamının Genel Kurulda 09.03.2023 günü görüşülmesi bitmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen ve Genel Kurul’a sevk edilen teklif metninde yer almayan fakat Genel Kurul Görüşmelerinde ilave bir önerge ile Kurumlar Vergisi Mükelleflerinden EK VERGİ alınmasına yönelik yeni bir madde hükmü önerilmiş ve Genel Kurulda kabul edilmiştir. Genel Kurulda kabul edilen bu metin Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanlığı Onayına sunulmuş ve Sn. Cumhurbaşkanımızın da onayı ile ilgili Kanun 12.03.2023 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

2- Ek Vergi düzenlemesinde cevap bekleyen bazı sorular var gibi

Bu kanunun vergi mükellefleri başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren ve borçların yapılandırılması (uygun faiz oranları ile yeniden taksitlendirilmesi),  bir kısım vergi veya ceza alacaklarından belli koşullar ile vazgeçilmesi, vergi incelemelerinden ari tutulmak için matrah veya vergi artırımı imkanının getirilmesi gibi önemli kolaylıkları getiren ve toplumun geniş kesimlerince de olumlu karşılanan pek çok düzenlemeyi içerdiğini öncelikle ve önemle belirtmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Bu olumlu yanları ile birlikte ilgili Kanuni düzenlemede yer verilen EK VERGİ düzenlemesine ilişkin olarak çok sayıda telefon, mail ve sorularla muhatap olduğumuzu ve bazı sorulara ilgili Kanun metninin yeterli açıklıkta cevaplar vermemize imkân sunmadığını, bu nedenle muhtemel bu sorulara yakın zamanda yayımlanması beklenen Uygulama Genel Tebliği ile aydınlatıcı cevaplar verilmesinde büyük yararlar gördüğümüzü belirtmek isterim.

Bu yazımız ile genel olarak Ek Vergi uygulamasına ilişkin bir takım tespit ve değerlendirmelerimize yer vermeye ve potansiyel sorular ile bu sorulara ilişkin kendi cevaplarımıza yer vermeye çalışacağım.

3- Ek Vergi hangi unsurlar üzerinden alınacaktır?

Ek Vergi, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin 2022 yılına ilişkin verecekleri kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilecek 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve diğer kanunlarda yer alan BAZI indirim ve istisna tutarları ile aynı Kanunun 32/A  maddesi kapsamında İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ’ne tabi MATRAHLARI üzerinden % 5 ila % 10 oranında ek vergi getirilmiştir.

4- % 5 oranında Ek Vergi alınacak unsurlar hangileridir?

Kanun metninde; “Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, 5520 sayılı Kanun ile diğer kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin %10 oranında, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen istisna ile yurt dışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna kazançlar üzerinden ise %5 oranında ek vergi hesaplanır ve bu verginin ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içinde, ikinci taksiti bu süreyi takip eden dördüncü ayda ödenir.” ifadesine yer verilmiştir.

Bu ifadeye göre iki grup İSTİSNA kazanç üzerinden % 5 oranında Ek vergi alınacağı, diğer İSTİSNA, İNDİRİM veya İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ MATRAHI üzerinden ise % 10 Ek Vergi alınacağı anlaşılmaktadır.

4-a) % 5 oranına tabi birinci grup İSTİSNALAR

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen İSTİSNA esasen birden fazla kazanç unsurlarını ihtiva etmektedir. Vergi literatüründe İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI olarak da bilinen bu bent hükmüne baktığımızda esasen 5 tane farklı istisna kazancın bu bent altında yer verildiğini görüyoruz.

Bu nedenle burada TEKİL manada İSTİSNA ifadesine yer verilmiş olmakla birlikte “İSTİSNALAR” olarak konunun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

KVK 5/1-a da yer alan İSTİSNA kazanç(lar) aşağıdaki şekildedir:

a) Kurumların;

1) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar,

2) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,

3) Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları ile katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler,

4) Tam mükellefiyete tabi diğer yatırım fonu katılma paylarından elde ettikleri  kâr payları ile katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler  (portföyünde yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulunan yatırım fonlarından elde edilen kazançlar hariç).

5 (3) ve (4) numaralı alt bentlerde yer alan istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları.

4-b) % 5 Oranına tabi ikinci grup İSTİSNALAR

Kanun metninde “…yurt dışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna kazançlar üzerinden ise %5 oranında ek vergi hesaplanır.” şeklinde yer alan cümleden elde edilen istisna kazanç yurtdışından elde edilmesi gerektiği ancak bu kazancın türüne ilişkin bir sınırlama yapılmamış olduğunu anlamaktayız.

Bir başka ifade ile burada belirtilen İSTİSNA kazanç, yurtdışında bulunan kurumlardan elde edilen İŞTİRAK KAZANCI ile sınırlı olmayıp, faaliyeti ve/veya kaynağı yurtdışı olan ancak vergiden istisna tutulan ve de en az % 15 oranında vergi yükü taşıdığı TEVSİK EDİLEN DİĞER kazançları da içerdiği görüşündeyim.

Bu yönüyle örneğin,

  • Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan iştirak kazançları (5/1-b),
  • Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla aralıksız en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının % 75 veya daha fazlası, kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin her birinin sermayesine en az % 10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tâbi anonim şirketlerin, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kurum kazançları              (KVK 5/1-c),
  • Kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimî temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri belli şartları taşıyan kurum kazançları, (KVK 5/1-g)
  • Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlar (KVK 5/1-h),

üzerinde % 15 vergi yükü tevsik edildiğinde bu İSTİSNA kazançtan % 10 yerine % 5 Ek Vergi alınması gerekecektir.

Ayrıca maddede İSTİSNA kazançlar ifadesi ile İNDİRİMLERİN kapsamda olmadığı, bu kapsamda Türkiye’de verilmekle birlikte yurtdışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi gibi hizmet işletmelerinin kazancının % 50 sinin beyan edilen kazançtan İNDİRİMİNE veren 10/1-ğ bendindeki İNDİRİM tutarının YURTDIŞINDAN ELDE EDİLEN KAZANÇ olmayacağı ve % 10 Ek Vergiye Tabi olacağını değerlendirmekteyim.  Ancak bu konunun tartışmaya da açık olabileceğini belirtmek isterim. Bu yönüyle hangi İSTİSNA ve İNDİRİM unsurlarının hangi oranda Ek Vergiye tabi tutulacağının daha açık bir şekilde yayımlanacak Genel Tebliğde belirtilmesinde yarar görülmektedir.

5- % 10 oranında Ek Vergi alınacak unsurlar hangileridir?

4 no.lu başlıkta yer verdiğimiz kanun metninde yer aldığı üzere, % 5 oranı dışında kalan diğer İSTİSNA ve İNDİRİMLER ile Kurumlar Vergisi Kanunun 32/A maddesinde yer verilen İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ MATRAHI üzerinden   % 10 oranında Ek Vergi alınacaktır.

Yukarıda da belirttiğim üzere, her bir istisna kalemi bazında detaylı olarak tabi olunan Ek Vergi oranın yayımlanacak Genel Tebliğ’de belirtilmesinde yarar görülmektedir.

6- Gelir Vergisi mükellefleri ek vergiye tabi bulunmamaktadır

Ek Vergi düzenlemesi sadece Kurumlar Vergisi mükelleflerini kapsamakta olup Gelir Vergisi mükelleflerini kapsamamaktadır.

7- Ek Vergiye tabi olmayacak istisna ve indirim unsurları hangileridir?

İlgili Kanun metninde yer alan hüküm şu şekildedir:

“ Şu kadar ki 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının; (d), (i), (j) ve (k) bentleri ile geçici 14 üncü maddesi kapsamındaki istisnalar, aynı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının; (b), (c), (ç), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentleri kapsamındaki indirimler, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi yatırım indirimi istisnası, ilgili kanunları uyarınca kurum kazancından indirilebilen bağış ve yardımlar ile 10/7/2018 tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407 nci maddesi kapsamında tanımlanan mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri istisnaya ve indirime konu kazançları üzerinden bu vergi hesaplanmaz.”

Yer verilen hükmün temas ettiği her bir istisna veya indirim unsurlarını aşağıdaki şekilde açabiliriz. Bu belirtilen istisna ve indirim unsurları Ek Vergiye tabi tutulmayacaktır.

  • Yatırım fonları ve ortaklıklarının kazanç istisnası (KVK. Mad. 5/1-d)
  • Kooperatiflerde risturn istisnası (KVK. Mad. 5/1-i),
  • Sat - Kirala - Geri Al işlemlerinden doğan kazanç istisnası (KVK Mad. 5/1-j),
  • Kira sertifikası ihracı amacıyla varlık ve hakların satışından doğan kazanç istisnası (KVK. Mad. 5/1-k),
  • Kur Koruma Hesapları (KKM) hesaplarından sağlanan kazançlara ilişkin istisna (KVK. Mad. Geçici 14),
  • Sponsorluk harcamalarına ilişkin indirim (KVK. Mad. 10/1-b),
  • Makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardım indirimi (KVK. Mad. 10/1-c),
  • Okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi yapımı veya bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardım indirim (KVK. Mad. 10/1-ç),
  • Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardım indirimi (KVK. Mad.10/1-d),
  • Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına yapılan bağış ve yardım indirimi (KVK. Mad. 10/1-e),
  • Türkiye Kızılay Derneğine ve Yeşilay Cemiyetine yapılan nakdi bağış ve yardımlara ilişkin indirim (KVK. Mad. 10/1-f),
  • Girişim sermayesi fonu indirimi (KVK. Mad. 10/1-g),
  • Korumalı işyeri indirimi (KVK. Mad. 10/1-h),
  • Yatırım indirimi istisnası (GVK. Mad. Geçici 61),
  • İlgili özel Kanunları uyarınca kurum kazancından indirilebilen bağış ve yardımlar,
  • Mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri istisnaya ve indirime konu kazançları.

8- Ek Vergiye tabi olan istisna veya indirim unsurlarından 2022 yılı Geçici Vergi dönemlerinde verilen beyannamelerde yararlanılmış olmakla birlikte 2022 Yılı YILLIK KURUMLAR VERGİSİ Beyannamesinde yararlanılmaması mümkün müdür? Bu durumda Ek Vergi alınacak mıdır?

Bu sorunun uzun tartışmaları bünyesinde barındırmakla birlikte, kısaca vereceğimiz cevap: İstisna uygulamasından yararlanmak bir hak olup bu hakkın kullanımı mükellefin ihtiyarına bırakılmıştır. Bir istisna uygulamasından mükellefler geçici vergi beyannamelerinde yararlanmamakla birlikte yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde yararlanmasının önünde bir engelin bulunmadığını, ayrıca aksi yönde de geçici vergi beyannamelerinde istisna uygulamasından yararlanmakla birlikte yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde bu istisna uygulanmasından yararlanmak zorunda olunmadığını, geçici vergi beyanlarının adından da anlaşılacağı üzere “GEÇİCİ BEYAN” olduğu “NİHAİ BEYAN” durumun ise yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ile mükellefler tarafından vergi idaresine bildirilmekte olduğu, bu nedenle nihai beyan olan yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde istisna veya indirimlerden yararlanılmaması halinde Ek Verginin alınamayacağı şeklindedir.

Ancak bizlerin bireysel görüşlerinden ziyade, vergi idaresinin konuya ilişkin değerlendirmelerini yayımlanacak Genel Tebliğde açıklığa kavuşturmasında yarar görmekteyiz.

9- Ek Vergi dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin kapsama alınan istisna ve indirim unsurlarından alınacaktır.

4 no.lu başlıkta yer verdiğimiz kanun metninde görüleceği üzere “ … dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin…” ifadesine yer verilmiştir. Bu ifadenin bana göre “ilgili yıl beyannamesinde mükellef ister kazanç beyan etsin ister zarar beyan etsin Ek Vergi’ye tabi olan unsurdan yararlanmış ise bu unsur üzerinden Ek Vergi alınacaktır” şeklinde yorumlamaktayım.

Ancak farklı uygulayıcılar tarafından farklı yorumların yapılması da muhtemeldir.

Farklı bir yoruma örnek olarak:

Mükellefin ek vergiye tabi olan istisna veya indirim unsurundan yararlanmadığı (bir başka ifade ile kazancından tenzil etmediği) durumda dahi ister kâr ister zarar olsun ilgili kazanç üzerinden Ek Vergi alınacaktır.

Bu yoruma katılamadığımı öncelikle belirtmek isterim. Zira, EK VERGİ, mükellefin İSTİSNA veya İNDİRİM olarak Kurumlar Vergisi Beyannamesinde bildirdiği ve bu yolla VERGİYE TABİ MATRAHI’nı azalttığı durumda ancak Ek Vergi alınabileceğini düşünüyorum. Aksi halde kazanç olarak beyan edilen (istisnaya veya indirime tabi tutulmayan) unsur üzerinden hem Kurumlar Vergisi hem de Ek Verginin ayrı ayrı alınması sonucunu doğuracaktır ki, yapılan düzenleme ile bunun amaçlanmadığını düşünmekteyim.

İşte bu noktada farklı yorumların yol açabileceği farklı uygulamaların ortadan kaldırılması amacıyla, vergi idaresi tarafından yayımlanacak Genel Tebliğde doyurucu açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

10- Depremden etkilen 11 il ve 1 ilçe Ek Vergiden muaf tutulmuştur

Ek Vergiye ilişkin kanun metninde “6/2/2023 tarihi itibarıyla, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illeri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır.” açıklamasına yer verilerek 6/2/2023 tarihi itibariyle belirtilen illerde ve ilçede bulunan kurumlar vergisi mükellefleri Ek Vergiden muaf tutulmuşlardır.

Bu yönüyle, ilgili yerlerde bulunan Kurumlar Vergisi mükellefleri herhangi bir Ek Vergiye tabi tutulmadan 2022 yılı Kurumlar Vergisi beyannamelerinde İSTİSNA ve İNDİRİM unsurlarından ve 32/A İndirimli Kurumlar Vergisi Matrahı uygulamasından yararlanabileceklerdir.

11- Özel hesap dönemine sahip mükellefler de ek vergi ödeyecektir

Özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerde ek vergi, 2023 yılı içinde sona eren hesap dönemi için verilmesi gereken beyannamelerde gösterilmek suretiyle uygulanacaktır.

12- Ek Vergi 2022 yılı kurumlar vergisi beyanı ile birlikte mi tahakkuk edecektir? Ayrı bir beyanname verilecek midir?

Ek Vergi’nin ayrı bir vergi türü kodu ile vergi gelirleri arasında izleneceğini değerlendirmekteyim. Bu yönüyle aynı beyannamede iki farklı temel vergi türü yönünden tahakkukun verilmesine teknik ve mevzuat açısından bir engel olmadığında, 2022 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile Ek Verginin aynı tahakkuk fişinde belirtilmesinin vergi beyanının kavranması bakımından gerekli olduğunu, keza düzenlemenin metnine de baktığımızda; “…2022 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle,…” ifadesi yer aldığından, Ek Vergi beyanının da Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile birlikte yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Ayrı bir beyanname ile alınması hem vergi mükellefleri açısından ilave bir yük oluşturacak hem de Ek Vergiye tabi tutulması beklenen indirim veya istisna unsurlarının beyan edilmeyerek Ek Vergi dışında tutulmasına yol açabileceğini değerlendiriyorum.

13- Ek Vergi iki taksitle ödenecektir

Kurumlar Vergisi, beyannamenin verildiği ayın sonuna kadar ödenecek olmakla birlikte, Ek Vergi için iki taksit uygulaması getirilmiştir. Kanun metnine göre, ek verginin ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içinde (kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği ayın son gününe kadar) ikinci taksitinin ise bu süreyi takip eden dördüncü ayın sonuna kadar ödenebilecektir.

14- Ek Vergi gider yazılması veya başka bir vergiden mahsup edilmesi mümkün olmayacak

Kanuni düzenlemede açıkça belirtildiği üzere; ek vergi gider ve indirim olarak dikkate alınamayacak ve hiçbir vergiden mahsup edilemeyecektir.

Abdullah KİRAZ
YMM

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/yeni-ek-vergi-uygulamasi/686758

6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız depremin acısını hala yaşıyoruz. Yaşanan acıların telafisi mümkün olmasa da yaraların bir nebze sarılabilmesi için depremin ilk gününden itibaren başta iş dünyası olmak üzere vatandaşlarımız tarafından milyarlarca lira yardım ve bağış yapıldı.

Diğer taraftan yaşanan felaketin getirdiği yaraların sarılabilmesi için ilave vergi gündeme geldi. Kısaca deprem vergisi olarak adlandırılan ek vergi 12 Mart 2023 tarihli Resmî Gazete’de 7440 sayılı Kanunun 10/27. maddesi olarak yürürlüğe girdi.

Söz konusu düzenlemeden anlaşılacağı üzere, bugüne kadar vergi kanunlarında istisna ve indirimler nedeniyle tamamen veya kısmen vergiden istisna ve indirime tabi kazançlar üzerinden bir defaya mahsus ek vergi getirilmektedir. Yani bugüne kadar bu indirim ve istisnalardan faydalanan imtiyazlı mükelleflerden bu defa devlet destek beklemektedir.

Deprem vergisine ilişkin yapılan düzenlemede birden fazla istisna ve indirim kaleminden ilave vergi alınması söz konusudur. Ancak bizim yazımızda bahsedeceğimiz konu teşvik belgeli yatırımlar dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahı, yani kazancı olanlardan alınacak ek vergiye ilişkindir.

Yapılan düzenleme uyarınca, afetten etkilenen bölgede 6/2/2023 tarihi itibarıyla, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaf tutulmaktadır.

Bölgede bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin yaşadığı maddi ve manevi kayıplar dikkate alındığında bu kurumların deprem vergisinden muaf tutulması yerinde bir düzenlemedir. Ancak şirketlerin yatırımları bu bölgelerde olmasına rağmen kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin bu bölgede olup olmaları konusu muafiyet açısından önem arz etmektedir.

Faaliyetleri deprem bölgesinde, vergi dairesi bir başka ilde olanların durumu ne olacak?

Bilindiği üzere bir şirketin mükellefiyeti üretim faaliyetinin yapıldığı tesis, fabrika veya yatırımın yapıldığı ildeki vergi dairesinde olabileceği gibi bir başka yerde de olabilir. Örneğin, idari merkezi İstanbul’da bulunan bir şirket yatırımlarını bu sayılan illerde yapmış olabilir. Bu durumda, yatırım veya fabrikaları Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde bulunmasına rağmen şirketin idari merkezi İstanbul olması dolayısıyla kurumlar vergisi bakımından bağlı olduğu vergi dairesi İstanbul’da bulunmaktadır.

Kanunda sayılan illerde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaf tutulmaktadır. Sadece bağlı olunan vergi dairesinin bu illerde bulunması şeklinde anlaşılması halinde yatırım veya fabrikaları sayılan illerde bulunan ve ancak vergi daireleri bu sayılan iller dışında bulunan kurumlar vergisi mükellefleri ise muafiyetten faydalanamayacağı için bir mağduriyet ve haksızlık gündeme gelecektir.

Bu durumda olan birçok şirket bulunmaktadır. Şirket merkezleri ve vergi daireleri başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde bulunan şirketlerin bölgesel teşviklerden faydalanmak için yatırımlarının bir kısmını bu illerde yaptığı görülmektedir. Söz konusu bölgelerin gelişimine ve istihdamına katkı sağlamak amacıyla yatırımların teşvik edildiği bölgede ilave deprem vergisinin alınması düzenlemenin amacına aykırı düşecektir.

Yatırımları deprem bölgesinde bulunmakla birlikte vergi dairesi deprem bölgesi dışında bulunanlara da (deprem bölgesindeki yatırımlar dolayısıyla sağlanan indirimli kurumlar vergisi uygulaması için) ek vergi muafiyeti uygulanması gerekmektedir. Aksi halde aynı durumda olan iki şirketin birisinin vergi dairesi deprem bölgesindeyken diğerinin deprem bölgesi dışında bulunması farklı bir vergileme sonucunu doğurmaktadır.

Genel olarak, 2022 yılı beyanları üzerinden hesaplanacak olan ek verginin 2022 yılı geçtikten sonra yapılan bir düzenleme ile getirilmiş olması Anayasanın belirlilik ve hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği gerekçeleri ile de itirazda bulunulabilecektir. Ancak bu genel durum dışında bizce itiraz konusu edilebilecek en önemli konulardan birisi ek vergi muafiyetine konu edilenlerin aynı durumda olmasına rağmen sadece vergi dairelerinin farklı olmasından kaynaklı olarak farklı vergilendirilme durumlarıdır.

Ne Yapmalı?

Bu durumda olanlar için haksız bir vergilemenin olduğu düşünülmekle birlikte risk almamak adına ek deprem verginin beyan edilmesi halinde bu beyanın ihtirazi kayıtla yapılması doğru olacaktır.

İhtirazi kayıtla beyanname verilmesi ve süresi içerisinde dava açılması halinde, haklı çıkılmaları durumunda ödenen vergilerin iadesi gündeme gelmektedir.

Bu durumda dava açabilmek için;

– Beyannamenin ihtirazi kaydı içeren dilekçe ile verilmesi veya beyanname üzerine ihtirazi kayıt şerhinin düşülmesi gerekmektedir,

– Beyannamenin elektronik ortamda verilmesinde ise, ihtirazi kayıtla ilgili kutucuğun işaretlenmesi gerekmektedir. (Tahakkuk işleminden sonraki ihtirazi kayıt talebi kabul edilmez)

– Yapılan tahakkuka karşı otuz gün içinde dava açılmalıdır.

İhtirazi kayıt dilekçeleri ancak Vergi Mahkemelerine dava açılması durumunda hukuksal nitelik kazanır. İhtirazi kayıtla beyanda bulunulmasına rağmen süresi içerisinde dava açılmaması halinde ihtirazi kayıtla beyanın bir önemi kalmayacaktır.

Yapılmış olan düzenlemede, yukarıda açıkladığımız durumda olanlara ek deprem vergisi beyanlarını ihtirazi kayıtla yapmalarını önermekteyiz.

Mehmet Göktuğ KÖKBULUT
Avukat
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2023/03/15/deprem-vergisinde-hangi-vergi-dairesine-kayitli-oldugunuzun-onemi-artti/

Çarşamba, 15 Mart 2023 12:36

Vergi Ve Varlık Barışında Takvim

Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin 7440 sayılı Kanun, 12 Mart 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kanun’la, diğer düzenlemeler yanında;

- Kesinleşmiş alacaklar yeniden yapılandırılıyor,

- İhtilaflı alacaklar tasfiye edilmek isteniyor,

- Matrah/Vergi artırımı ve matrah/vergi artırımı yapılan yılların incelenmemesi ve bu yıllara tarhiyat yapılmaması öngörülüyor,

- Kayıt ve muhasebe düzeltmeleri yapılarak gerçek durumla kayıtların eşitlenmesi amaçlanıyor.

Bu arada, 5 Temmuz 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7417 sayılı Kanun’la yapılan varlık barışı uygulaması da devam ediyor. Uygulamanın sonlanmasına sayılı günler kaldı.

7440 sayılı Kanun’un vergi affı ve yapılandırma düzenlemelerine ilişkin çok konu var. Onları daha sonraki makalelere bırakıp, izlemekte zorlananlar için, her iki kanun kapsamında yararlanılabilecek uygulamalara ilişkin takvimi aşağıda özetledim.

  1. Kesinleşmiş borçların yapılandırılması

Başvuru süresi sonu

31 Mayıs 2023

Peşin ödemede son ödeme tarihi

30 Haziran 2023

Taksitle ödemede, ödeme dönemleri

12, 18, 24, 36 ve 48 taksitte ödeme seçeneği.

İlk taksit Haziran 2023 olmak üzere aylık dönemler halinde.

  1. Kesinleşmemiş veya dava aşamasında olan borçların yapılandırılması

Başvuru süresi sonu

31 Mayıs 2023

Peşin ödemede son ödeme tarihi

30 Haziran 2023

Taksitle ödemede, ödeme dönemleri

12, 18, 24, 36 ve 48 taksitte ödeme seçeneği.

İlk taksit Haziran 2023 olmak üzere aylık dönemler halinde.

  1. İnceleme sonucu salınan vergiler

Başvuru süresi

İhbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün.

Ödeme süresi

İlk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere aylık dönemler halinde 12 eşit taksit.

  1. Matrah artırımı

Başvuru süresi sonu

31 Mayıs 2023

Peşin ödemede son ödeme tarihi

30 Haziran 2023

Taksitle ödemede, ödeme dönemleri

İlk taksit Haziran 2023 olmak üzere, aylık dönemler halinde, azami 12 eşit taksitte ödeme seçeneği

  1. Pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyannameler

Başvuru süresi sonu

31 Mayıs 2023

Peşin ödemede son ödeme tarihi

30 Haziran 2023

Taksitle ödemede, ödeme dönemleri

12, 18, 24, 36 ve 48 taksitte ödeme seçeneği.

İlk taksit Haziran 2023 olmak üzere aylık dönemler halinde.

  1. Muhasebe düzeltmeleri

a) İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayda alınması

Bildirim ve kayıt süresi sonu

31 Mayıs 2023

Sorumlu sıfatıyla KDV hesaplanması ve beyanı

Bildirimin verildiği ay.

Hesaplanan KDV’nin ödeme süresi

Beyanname verme süresi içinde ödenir.

b) İşletmede mevcut olmadığı halde kayıtlarda yer alan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlardan çıkartılması

Fatura düzenleme süresi sonu

31 Mayıs 2023

Hesaplanan KDV ödeme süresi

Hesaplanan vergi üç eşit taksitte ödenir. Taksit dönemleri: İlk taksit beyanname verme süresi içinde, diğer taksitler izleyen birinci ve ikinci ayda.

c)   Kasa hesabının düzeltilmesi

Beyan süresi sonu

31 Mayıs 2023

Ödeme süresi sonu

% 3 vergi beyanname verme süresi içinde ödenir.

d)  Ortaklardan alacaklar hesabının düzeltilmesi

Beyan süresi sonu

31 Mayıs 2023

Ödeme süresi sonu

% 3 vergi beyanname verme süresi içinde ödenir.

  1. Varlık barışı

İşlem

Tarih

Yurt dışı varlıklar

Banka veya aracı kurumlara bildirim süresi sonu

31 Mart 2023

Türkiye’ye getirme veya banka veya aracı kurumdaki bir hesaba transfer süresi sonu

Bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay

Varlığın yurt dışındaki kredilerin kapatılmasında kullanılması süresi sonu

31 Mart 2023

Banka ve aracı kurumların beyan ve vergi ödeme süresi sonu

Bildirimi izleyen ayın on beşinci günü sonuna kadar

Yurt içi varlıklar

Vergi dairesine beyan süresi sonu

31 Mart 2023

Ödeme zamanı

Tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ay sonu

Yasal defterlere kayıt süresi sonu

31 Mart 2023

Recep Bıyık 

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/vergi-ve-varlik-barisinda-takvim/686514

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da içinde bulunduğumuz Mart ayı itibariyle sporcular belirli şartlar dahilinde beyannamelerini vermeye başladılar. 08.03.2022 tarihinde yayımlanan “Sporcu Ücretlerinde Vergi Sorunu: “Mükerrer Vergi” başlıklı makalemizde sporcu ücretlerindeki vergileme rejimi değişikliğinin yol açacağı sorunları detaylı olarak yazmıştık. Bugün itibariyle yazımızda belirttiğimiz sorunların tamamının ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

Konuyu yeniden hatırlamakta fayda var!  

Bilindiği üzere 7194 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 72. maddesinde yapılan değişiklik ile “en üst liglerde” faaliyet gösteren sporcular için gelir vergisi stopaj oranı % 15’ten % 20’ ye çıkarılmış ve ayrıca ödenen ücret toplamının belirli tutarı (2022 yılı için 880.000-TL) aşması durumunda sporcular için yıllık gelir vergisi beyannamesi verme yükümlülüğü getirilmiştir. Yıllık beyanname verilmesi durumunda ise beyan edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kulüplerce vergi dairesine ödenmiş olması şartıyla, kesilen vergilerin mahsup edileceği hüküm altına alınmıştır.

Yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu olan sporcular, takvim yılı bazında elde ettikleri brüt ücretleri üzerinden, kulüpleri tarafından tahakkuk anında kesilerek vergi dairesine ödenen % 20 stopaj tutarını mahsup edecekler ve kalan tutarı vergi dairesine ödeyeceklerdir.

Türkiye’de başta futbol olmak üzere, basketbol, voleybol ve diğer branşlarda faaliyet gösteren sporcuların neredeyse tamamı “net ücret” üzerinden sözleşme imzalamakta ve ücret gelirleri üzerindeki tüm vergi yükünü kulüplerin üzerinde bırakmaktadır. Kanun değişikliği öncesinde “en üst ligler” için belirlenen tevkifat oranı % 15 ve nihai vergileme iken bu husus çok fazla sorun gibi görünmemekteydi. Örneğin, profesyonel bir futbolcu ile net 10.000.000 TL üzerinden sözleşme imzalanmışsa kulüplerin üzerindeki vergi yükü (10.000.000 / 0,85 * 0,15) 1.764.705-TL ve toplam sözleşme yükümlülüğü 11.764.705 TL olmaktaydı.

Ancak yeni düzenlemede stopaj oranındaki artış ve sporculara getirilen beyanname verme yükümlülüğü sebebiyle, yine sporcuların vergiler hariç “net ücret” üzerinden anlaştığı kabulüyle spor kulüplerine ciddi bir maliyet getirmiştir. Yukarıdaki örneği devam ettirdiğimizde “net 10.000.000 TL” üzerinden sözleşme düzenlenen bir futbolcu için kulüp net ücreti brüte iblağ ederek  % 20 gelir vergisi tevkifatı yapacak, ayrıca sporcu beyanname vereceğinden GVK 103. madde dördüncü diliminde yer alan yaklaşık % 40 oranında vergi tahakkuk ettirilecek ve kulüp tarafından ödenen % 20 tevkifat tutarı mahsup edilecektir. Dolayısıyla sözleşme gereği tüm vergi yükünün kulüplerin üzerinde kaldığı gerçeğiyle, kulüp üzerindeki vergi yükü toplamda 6.666.666 TL ve toplam sözleşme yükümlülüğü 16.666.666 TL olacaktır. Görüleceği üzere Kanun değişikliğinden sonra kulüplerin sporcuya ödeyeceği aynı “net 10.000.000 TL ücret” üzerinden katlanacağı vergi farkı 4.901.961 TL artmış olacaktır.

Sporcular tarafından verilen Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile tahakkuk eden vergiden, kulüp tarafından kesilen stopaj tutarının mahsup edilebilmesi için stopajın ödenmiş olması şartı bulunmaktadır. Bu husus, Kanun maddesinde açık olarak belirtilmiştir.

Ancak, Türkiye’de 4 büyük spor kulübü de dahil neredeyse bütün kulüpler sporcu ücretlerinden kesmiş oldukları stopajları vadesinde öde/yememektedir. Kulüpler tarafından kesilen ancak süresinde ödenmeyen bu borçlar, 7143, 7256, 7326 ve son çıkan 7440 sayılı genel yapılandırma kanunları ile yapılandırılarak 120 taksit / 10 yıl süresince vadelendirilmekte ve bu sürelerde ödenmektedir. Ve hatta bazıları yeni yapılandırma kanunu ile bozulup yeniden yapılandırılarak vadeleri daha da uzunca bir süreye ötelenebilmektedir.

Ancak, GVK Geçici 72. maddesinde sporcular tarafından verilecek Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde tahakkuk eden vergiden kulüp tarafından kesilerek ödenmiş olan verginin mahsubunun yapılacağı açık olarak belirtilmiştir.

İşte sorun tam da burada ortaya çıkmaktadır; 

  • Sporcu tarafından beyanname üzerinde tahakkuk eden vergiden kulüp tarafından kesilen ancak vadesinde ödenmeyerek 10 yıl süresince taksitlendirilen stopaj tutarları mahsup edilemeyecek ve sporcular yıllık gelir vergisi beyannamesi ile tahakkuk eden verginin (en üst dilim - %40) tamamını ödemek zorunda kalacaktır. Yukarıdaki örnekte tahakkuk eden 6.666.666 TL’nin tamamı sporcu tarafından ödenecektir.
  • Sporcunun ücretinden kesilen stopaj tutarı, kulüp tarafından tecil ve taksitlendirme süreleri içerisinde ayrıca ödenmiş olacaktır. Başka bir deyişle, kulüp tarafından kesilen stopaj tutarı taksit süreleri içerisinde, sporcu tarafından verilecek gelir vergisi beyannamesinde mahsup edilemeyeceği için sporcu tarafından da ayrıca beyanname ile ödenecektir. Özetle aynı tutar hem kulüp hem de sporcu tarafından mükerrer olarak ödenmiş olacaktır.
  • Sporcu mahsup imkanı olmadığından ödemek zorunda kaldığı stopaj tutarını kulüpten isteyecektir.(Sözleşme ve Kanun hükmü gereği) Kulüp bu tutarı sporcuya ödemek zorunda kalacaktır. Bu suretle kulüp, aynı tutarı hem tecil ve taksitlendirme süreleri içerisinde vergi dairesine, hem de sporcuya ödemek zorunda kalacaktır. Bu nedenle kulüp üzerindeki vergi yükü % 40’ ın çok daha üzerinde olabilecektir.
  • Mükerrer olarak (hem sporcu hem de kulüp tarafından) ödenen stopaj tutarı vergi dairesinden talep edilebilecek midir? Talep edildiğinde mükerrer olarak fazladan ödenen vergi kime iade edilecektir. Kulüp’e mi ? Sporcuya mı ? ve ne zaman iade edilecektir? Tecil ve taksitlendirme süresi sonunda mı? 2 yılda bir yapılandırma kanunlarının çıktığını ve mevcut borçların bozularak yeniden yapılandırıldığını düşündüğümüzde bu iş tam anlamıyla bir arapsaçına dönecektir.

Aynı matrah üzerinden iki defa vergi alınması sebebiyle yapılacak iade koşullarının oluşması için mükerrer vergilerin ödenmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, verginin Hazineye girmiş olması gerekmektedir. Kulüpler tarafından yapılandırma kanunları çerçevesinde taksitlendirilen ve önümüzdeki dönemlerde taksitlendirilecek vergilerin ödeneceği sürenin minimum 10 yıl olabileceğini dikkate aldığımızda yapılacak iadenin, hem kulüp tarafından hem de vergi dairesi tarafından takibi pek de mümkün görünmemektedir.

Öte yandan vergi dairesi tarafından, mükerrer ödenen stopaj tutarının sporcuya iade edilebileceğini düşünürsek, hem iadenin yapılacağı süre (minimum 10 yıl) hem de sporcunun kulüpten ayrılmış olabileceği (kaldı ki yabancı sporcuysa sorun daha da büyüyecektir) varsayımıyla kulüp çok büyük bir vergi maliyetine katlanacaktır.

Son dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan vergi incelemelerinde “kulüpleri tarafından gelir vergisi stopajlarının ödenmediği” gerekçesiyle çok sayıda sporcu cezalı tarhiyata muhatap olmuş, bundan dolayı gerek kulüpleriyle ve gerekse de vergi idaresi ile ihtilaflar yaşamaya başlamıştır. Mevzuat ve uygulamanın bu yönde devam etmesi durumunda sorunun kangren haline gelmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.

Peki bu sorunun çözümü var mı?

Bu soruya olumlu cevap vermek mümkün! 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 72. maddesinin 2. bendinde yer alan mahsup şartının tevkifatın ödenmesine değil, tahakkuk ettirilmesine veya tahakkuk ettirilen borcun tecil ve taksitlendirilmiş olmasına bağlanması şeklinde bir yasal düzenleme sorunu çözecektir.

Kaldı ki sporcular dışında diğer ücretli çalışanların Gelir Vergisi Kanunu’nun 86. maddesi gereğince verecekleri beyannamede işverenleri tarafından kesilen gelir vergisi stopajlarını mahsup edebilmeleri için bu stopajların işverenler tarafından ödenmiş olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Benzer bir yaklaşımın sporcu ücretleri için de düşünülmesi vergi tekniği açısından daha uygun olacaktır.

Recep ÇETİN
Yeminli Mali Müşavir

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/sporcu-ucretlerinde-cozulemeyen-vergi-sorunu/686566

15 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32133

Sosyal Güvenlik Kurumundan:

MADDE 1- 12/5/2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 111 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(6) Başladığı yıl içinde bitirilmiş olan inşaat maliyetinin hesaplanmasında inşaatın bittiği tarihte yürürlükte olan; başladığı yıldan sonraki yıllarda bitirilmiş inşaat maliyetinin hesabında ise inşaatın bitirildiği yıldan önceki yıla ait yayımlanan son birim maliyet bedeli esas alınır.”

MADDE 2- Bu Yönetmelik 2/6/2022 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Yönetmelik hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.

Gerek Pandemi gerek ekonomik çalkantılar gerekse de depremin etkisiyle esnafların, şirket ortaklarının Bağ-Kur borçları birikmiş durumda. Ne yazık ki bu Bağ-Kur’lular yapılandırmada unutuldu! Önceki yapılandırmaların hepsinde hem BağKur prim borçlarına af gelirdi hem de 12 aydan fazla ödenmeyen primlere silinme hakkı getirilirdi. Şimdi ise bu unutuldu! Yazımızda Bağ-Kur mağdurlarının sesi olduk!

7440 sayılı Yapılandırma Kanunu Resmî Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdi.

Peki, yapılandırma kanunu ile hangi düzenlemeler getirildi? Hangi borçlar yapılandırma kapsamında girdi?

Vatandaşların devlete olan hangi vergi, ceza ve prim borçlarına düzenleme yapıldı?

Kimlerin ne zaman ve nereye başvurması lazım...

Öncelikle bu konuya bakalım:

***

Yapılandırma Kanunu oldukça kapsamlı çıkartıldı.

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yapılandırma paketi olduğunu söylemek lazım. Vergi, sigorta primi borçlarıyla cezalar için yapılandırma imkânı sunuldu.

31 Aralık 2022'ye kadar oluşan prim, vergi, idari para cezası gibi borçların tümü yapılandırılabiliyor.

Kesinleşmiş tüm kamu alacakları kapsama alınmış bulunuyor.

Borçlara gecikme cezası/zammı yerine Yi-ÜFE aylık değişim oranı hesaplanacak, böylece borçlar düşecek.

Peşin ödemede Yi-ÜFE'nin yüzde 90'ı silinecek böylece peşinde avantajlı ödeme imkanı var (30/06/2023 tarihine kadar).

***

Cebinde borcunu kapatacak nakit parası olmayan için taksit imkânı da getirildi.

İstenirse belli katsayılar ile 12-18-24-36-48 eşit taksitlerle de her ay olarak ödenebilecek.

İdari para cezalarına ana para da yüzde 50 indirim uygulanacak.

Yapılandırmaya şuan için son başvuru tarihi 31 Mayıs. Ancak başvuru süresinin bir ay uzatılmasının mümkün olduğunu da belirtelim.

Taksitle ödenecek borçlar için ilk taksit ödeme süresi 30 Haziran 2023. İlk taksit ödeme süresi de başvuru süresine paralel olarak bir ay daha uzatılabilir.

***

7256 sayılı Kanun veya 7326 sayılı Kanuna göre devam eden yapılandırma istenirse bu yapılandırmadan faydalanabilecek.

Keza, 6183 Sayılı Kanun’a göre taksitlendirme yapanlar da bu yeni kanuna dahil olabilecek.

6736, 7020 ve 7143 sayılı Kanunlara göre borç ödemeye devam edenlerse bu yapılandırmadan faydalanamayacak.

Yapılandırmadan faydalanmak için açılan davalardan vazgeçme şartı var.

Genel Sağlık Sigortası gelir testine başvurmayanlar 30 Temmuz 2023 tarihine kadar gelir testine başvurursa gelir testi sonucuna göre genel sağlık sigortası borçları silinebilecek.

Genel sağlık sigortası borçları 31 Ağustos 2023 tarihine kadar tamamen faizsiz ödenebilecek.

***

SGK’nın iş kazası ve meslek hastalığı rücu borçları da son yapılandırma kapsamında.

Yersiz ödeme borçları da yapılandırılabilecek.

Tarımsal kesinti yapanların borçları da yapılandırılacak ilk iki taksit ödenmesi zorunlu aksi halde yapılandırma bozulacak.

İlk iki taksit ödenip bir takvim yılında üçten fazla taksit ödenmezse yapılandırma yine bozulacak.

***

Belediyelere olan borçlar, su ve öğrenim kredisi borçları yapılandırma kapsamında bulunuyor.

Keza kamu kurum ve kuruluşlarınca uygulanan idari para cezaları da yapılandırma kanunu kapsamında.

Yapılandırma kanununun vergi borçları, Vergi Dairelerine olan tüm vergi borçları, henüz kesinleşmemiş veya dava sürecinde olan cezalar, Kredi Yurtlar Kurumu öğrenim kredileri, motorlu taşıt vergileri, trafik cezaları, nüfus cezaları, askerlik cezaları, otoyol ve köprülerden kaçak geçiş ücretleri ve cezaları, gümrük cezaları da bu yapılandırma kanunu ile kapsama alındı.

Böylece işverenleri ve şirketleri oldukça rahatlatacak düzenlemeler getirildi.

***

Ancak yapılandırma kanununda çok önemli bir husus unutuldu!

Gerek Pandemi gerek ekonomik çalkantılar gerekse de depremin etkisiyle esnafların, şirket ortaklarının Bağ-Kur borçları birikmiş durumda.

Ne yazık ki bu Bağ-Kur’lular yapılandırmada unutuldu!

Önceki yapılandırmaların hepsinde hem BağKur prim borçlarına af gelirdi hem de 12 aydan fazla ödenmeyen primlere silinme hakkı getirildi.

Sayıları bir milyona yaklaşan Bağ-Kur tescil mağdurlarının da unutulduğunu söyleyelim. Bu kişiler de yeni bir yapılandırma kanunu kapsamında Bağ-Kur tescil mağdurlarına af ve borçlanma hakkı getirilmesini bekliyor.

Özellikle 2008 ve 2002 reformları öncesinde gelir vergisi mükellefi, şirket ortağı, esnaf veya zanaatkar olanların zamanında bildirimleri kamu kurumlarınca SGK’ya yapılmadığı için şuan hizmetleri görünmüyor.

Yeni bir ilave düzenleme ile Bağ-Kur prim borcu olanlara af getirildiği gibi geriye dönük hizmetleri borçlanma hakkı da getirilmeli…

Böylece esnafımızın önemli bir kesimini mağdur eden bir sorun çözülmüş olur.

Yoksa bu yapılandırma kanunu kadük kalmış olur…

Bünyamin Esen

https://www.internethaber.com/yapilandirmada-bag-kurlular-unutuldu-2292675y.htm

Resmi Gazetenin 12.03.2023 tarihli sayısında yayımlanan 7440 Sayılı Yasa ile sosyal güvenlik prim borçlarına yapılandırma imkanı getirilmiştir. Torba yasa ile getirilen sigorta prim borç yapılandırması ile ilgili olarak:

֎ Yapılandırma kapsamına giren borçlar şunlardır:

♦ 2022 Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin olup kanun yayım tarihinden önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan; 5510/4-a (Ssk), 5510/4-b (Bağkur), 5510/4-c (Emekli Sandığı) sigortalılık statülerinden kaynaklı sigorta primi, emeklilik keseneği, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,

♦ 2022 Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin olup kanun yayım tarihinden önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan; başvuru tarihi itibariyle ödenme imkanı ortadan kalkmamış olan isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,

♦ 2022 Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin olup kanun yayım tarihinden önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan; SGK tarafından takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,

♦ 31.12.2022 tarihine kadar bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup kanunun yayım tarihinden önce tebliğ edildiği halde yayım tarihi itibariye ödenmemiş olan fark işçilik primi,

♦ 31.12.2022 tarihinden önce işlenen fiillere ilişkin olup kanunun yayım tarihinden önce kesinleştiği halde yayım tarihi itibariyle ödenmemiş olan idari para cezaları,

 5510/4-b (Bağkur) kapsamındaki sigortalılar ile 5510/Ek-5 ve 5510/Ek-6 kapsamındaki sigortalıların 2022 Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin ödenmemiş sigorta primi,

 2022 Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin olup kanun yayım tarihinden önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan; 5510/60-g kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının(GSS) ödenmemiş sigorta primi,

 İşverenlerin ve üçüncü şahısların; iş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısı ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçlar,

 SGK tarafından fazla ve yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve ilgiliden geri tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borçlar,

֎ Yapılandırma kapsamında borç tutarı:

 Prim borç asıllarında bir indirim söz konusu olmayacaktır.

 Borç asıllarına uygulanan gecikme zammı ve gecikme cezalarını silinerek bunun yerine Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) aylık değişim oranları uygulanarak bulunacak tutarlar borç aslına eklenecektir.

 İdari Para Cezası borçlarında borç aslının %50 si silinecektir.

 Yapılandırılan borçlar peşin ya da taksitler halinde ödenebilecektir. Peşin ödeme durumunda hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının %90 ı silinir.

֎ Yapılandırmaya ilişkin önemli hususlar:

 Yapılandırma için en geç 31/05/2023 tarihine kadar başvuru yapılmalıdır.

 Peşin ve ilk taksit ödemesinin son ödeme günü 30/06/2023 tarihidir.

 Taksitler aylık dönemler halinde ve azami 48 eşit taksit olarak ödenecektir.

 Yapılandırmanın bozulmaması için ilk iki taksitin süresinde ve tam ödenmesi zorunludur.

 Yapılandırma devam ederken bir takvim yılında 3 den fazla taksitin ödenmemesi halinde yapılandırma hakkı kaybedilecektir.

 Borçlarının 6183, 7256 veya 7326 sayılı kanunlara göre taksitlendirmiş ve ödemeye devam edenler talep etmeleri halinde bu taksitlendirmelerini bozdurarak yeni yapılandırma hükümlerinden yararlanabilir.

https://mefamusavirlik.com.tr/sosyal-guvenlik-prim-borclari-ve-bazi-alacaklarinin-yapilandirilmasina-iliskin-7440-sayili-torba-yasa-resmi-gazetede-yayimlandi/

  • Konu: Stajyer Avukatın Arabuluculuk Faaliyetinin Vergilendirilmesi

    • Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-19579043-105[2021]-362
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; stajyer bir avukatın arabuluculuk faaliyetinin vergilendirilmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, özelgeye konu arabuluculuk faaliyetinin serbest meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu faaliyetin devamlılık arz edecek şekilde yapılması halinde mükellefiyet tesis ettirilerek yapılan ödemeler için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi, faaliyetin arızi olarak yapılması halinde ise mükellefiyet tesis ettirilmemesi ve söz konusu faaliyetten elde edilen kazançların 2021 yılı için 43.000 TL'yi, 2022 yılı içinse 58.000 TL'yi aşması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Bilimsel Çıktıların Yorumlanması ve Analizi Faaliyeti İle Buna İlişkin Verilen Eğitim Hizmetlerinin Vergilendirilmesi

    • İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-62030549-120[65-2021/]-4759
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; bilimsel çıktıların yorumlanması ve analizi faaliyeti ile buna ilişkin verilen hizmetlerinin vergilendirilmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri  çerçevesinde, çeşitli yazılım programlarını kullanarak tıp, biyoloji, sosyal bilimler, fen bilimleri ve halk sağlığı konularında, araştırmacıların klinik ya da veri toplama araçlarıyla elde ettikleri verilerin, uygun istatistiksel testler kullanarak bilimsel çıktılara dönüştürülmesi ve bunların raporlanarak yorumlanması faaliyeti ile biyoistatistik alanında veri analiz yöntemleri ve bilimsel çıktıların yorumlanmasına ilişkin düzenlenilen bireysel ve yüz yüze eğitim faaliyetlerinin, serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi ve elde edilen kazançların serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde, söz konusu faaliyetlere ilişkin olarak serbest meslek kazanç defteri tutulması ve mesleki faaliyete ilişkin her türlü tahsilât karşılığında ise serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız. 

     

    Konu: Kına ve Doğum Günü Organizasyonu Faaliyetinin Basit Usulde Vergilendirilip Vergilendirilmeyeceği

    • Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
      • 17192610-120[ÖZG-20-67]-7193
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; kına ve doğum günü organizasyonu faaliyetinin basit usulde vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, emtia alım satımı yapmadan doğum günü, nişan, kına, iş partileri gibi etkinlikleri organize etme faaliyeti dolayısıyla, Gelir Vergisi Kanununun 47 ve 48 inci maddelerinde belirtilen basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlarının topluca taşınılması ve aynı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunulmaması kaydıyla, basit usulden faydalanılması mümkün bulunmaktadır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Stajyer Avukatlara Yapılan Ödemelerin Serbest Meslek Kazancından İndirim Konusu Yapılıp Yapılamayacağı Hakkında

    • İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-84098128-120[68-2021/1]-19979
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; stajyer avukatlara yapılan ödemelerin serbest meslek kazancından indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, stajyer avukatlara günlük, haftalık veya aylık olarak yapılan ödemelerin ücret olarak kabul edilmesi ve söz konusu ücret ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Öte yandan, stajyer avukatlara yapılan söz konusu ücret ödemelerinin, Gelir Vergisi Kanununun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında mesleki kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Basit Usulde Ticari Kazanç Mükellefinin Yük Taşımacılığı Faaliyetinde Kullanılmak Üzere Yük Asansörü Almasının Basit Usulde Vergilendirmeye Engel Olup Olmayacağı

    • Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığı
      • 11355271-120.01.01[46-2020/1]-3308
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; basit usulde ticari kazanç mükellefinin yük taşımacılığı faaliyetinde kullanılmak üzere yük asansörü almasının basit usulde vergilendirmeye engel olup olmayacağı hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, aynı il sınırları içinde yapılacak şehir içi yük taşımacılığı faaliyeti nedeniyle, genel ve özel şartları topluca taşımak kaydıyla basit usulden yararlanılması mümkün bulunmakta birlikte, treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticilerinin basit usulde vergilendirmeden faydalanmaları mümkün değildir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Bakırcılık Faaliyeti Nedeniyle Esnaf Muaflığından Yararlanan Mükellefin Yanında Çalışan Hizmet Erbabı Hakkında

    • İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-84098128-120.01.03.02[9-2022/1]-25693
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; bakırcılık faaliyeti nedeniyle esnaf muaflığından yararlanan mükellefin yanında çalışan hizmet erbabının ücretinin vergilendirilmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, esnaf muaflığı kapsamında kalan bakırcılık faaliyetinde hizmet erbabı çalıştırılmasının esnaf muaflığından yararlanılmasına etkisi bulunmamakta olup, çalışan hizmet erbabına ödenecek ücret, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden istisna edilecektir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Kendi Tasarladığı Posterlerin Satışından Elde Edilen Kazancın Vergilendirilmesi

    • Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
      • 38418978-120[9-18/25]-27374
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; tasarım posterlerin satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, sanayi tipi veya seri üretim yapabilen makine ve alet kullanmaksızın el emeği ile evde üretilmiş posterlerin satışından elde edilen kazancın vergilendirmesinde esnaf muaflığından faydalanılması mümkündür.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Kaportacılık Faaliyeti Yanında Okul Servisi Taşımacılığı Faaliyetine Başlanması Halinde Basit Usulde Vergilendirmeye Devam Edip Edemeyeceği

    • Düzce Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
      • 13334133-120-1691
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; kaportacılık faaliyeti yanında okul servisi taşımacılığı faaliyetine başlanması halinde basit usulde vergilendirmeye devam edip edemeyeceği hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ticari faaliyette bulunan basit usule tabi mükelleflerin bu faaliyetinin yanında taşımacılık faaliyetinde de bulunmaları, Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı "kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak" şartının ihlali anlamına geleceğinden, bu şekilde faaliyette bulunan mükelleflerin basit usulde vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Patent Danışmanlık Faaliyetinin Vergilendirilmesi ve Gelir Vergisi Tevkifatı Karşısındaki Durumu

    • İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-62030549-120[65-2021/771]-166939
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; patent danışmanlık faaliyetinin vergilendirilmesi ve gelir vergisi tevkifatı karşısındaki durumu hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre, patent danışmanlık faaliyetinin bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması halinde söz konusu faaliyetin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi ve bu kapsamda yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Katma Değer Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre ise, patent danışmanlık hizmetinde %18 oranında KDV hesaplanması gerekmekte olup, söz konusu hizmetin Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımında sayılanlara ifa edilmesi halinde KDV dahil bedeli 2.000 TL'yi aşan hizmetlere ilişkin düzenlenecek serbest meslek makbuzlarında Tebliğin (I/C-2.1.3.2.2.) bölümü kapsamında  (9/10) oranında tevkifat uygulanması gerekmektedir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Slovakya Büyükelçiliğinde Çalışan T.C. Vatandaşının Ücretinin Vergilendirilmesi

    • Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-38418978-120[15-2022/1-(İ)]-67692
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Slovakya Büyükelçiliğinde çalışan T.C. vatandaşının ücretinin vergilendirilmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti ile Slovak Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının 19 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Slovakya Büyükelçiliğinde çalışılması karşılığında yapılan ücret ödemelerinde vergileme hakkı yalnızca Slovak Cumhuriyeti'ne ait olduğundan, Büyükelçilikten elde edilen ücret gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Yurtdışı Mukimi Alman Büyükelçiliği Özel Okulu Öğretmenine Ödenen Emekli Maaşının Vergilendirilmesi

    • İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
      • 62030549-120[94-2020/732]-174297
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; yurtdışı mukimi Alman Büyükelçiliği Özel Okulu öğretmenine ödenen emekli maaşının vergilendirilmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Türkiye veya Almanya mukimi gerçek veya tüzel kişilerin Anlaşma kapsamındaki gelirlerinin bu ülkelerin iç mevzuat hükümleri uyarınca vergilendirilmiş olması durumunda, ödenen fazla verginin iadesi için, mükelleflerin mukimlik belgelerini ibraz ederek yapacakları başvurular bu ülkelerin iç mevzuat hükümlerine göre değerlendirilecek olmakla beraber, kaynakta vergilemenin iç mevzuat hükümlerine göre yapılmış olması durumunda iade başvurularının verginin kaynakta kesildiği takvim yılını takip eden dördüncü yılın sonuna kadar yapılması gerekmektedir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Şehir İçi Servis Taşımacılığı Faaliyeti Dolayısıyla Kazancı Basit Usulde Tespit Edilen Mükellefin Ücretli Olarak Çalışması

    • Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-13649056-120[2022-ÖZE-32]-10838
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şehir içi servis taşımacılığı faaliyeti dolayısıyla kazancı basit usulde tespit edilen mükellefin ücretli olarak çalışması hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, basit usule tabi olan mükelleflerin, başka bir iş yerinde ücretli olarak çalışmaları, Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan kendi işinde bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali olarak kabul edileceğinden, bu mükelleflerin basit usulden faydalanmaları mümkün olmayacaktır. Ancak, işin başında bilfiil çalışmak veya bulunmak kaydıyla, basit usulde faaliyette bulunulmadığı zamanlarda ücretli olarak çalışılması (kısmi süreli çalışma veya mevsimlik işçi olarak çalışma gibi), işin başında bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali sayılmayacaktır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Diyetisyene Ödenen Hizmet Bedelinin Serbest Meslek Kazancının Tespitinde İndirim Olarak Kabul Edilmemesi Hakkında

    • Karabük Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
      • E-35831311-010.01-2614
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; diyetisyene ödenen hizmet bedelinin serbest meslek kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilip edilmemesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, söz konusu  hizmetin, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı fıkrasında düzenlenen ve 255 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklanan "sağlık hizmeti" kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, yapılmış olan ödemenin, gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Uzlaştırmacı Olarak Elde Edilen Kazanç Üzerinden Gelir Vergisi ve Damga Vergisi Kesintisi Yapılıp Yapılmayacağı

    • Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-17192610-299[GV-22-235]-36925
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; uzlaştırmacı olarak elde edilen kazanç üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, uzlaştırmacılara yapılan ödemeler ücret ödemesi olarak değerlendirilmekte ve ücret hükümlerine göre vergilendirilmekte olup, uzlaştırmacılık faaliyetinden elde edilen ücret gelirlerine 1/1/2022 tarihinden itibaren 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde yer alan gelir vergisi istisnasının ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablosunda yer alan damga vergisi istisnasının uygulanması mümkün bulunmaktadır. Diğer taraftan, uzlaştırıcıların bir işverene bağlı olarak çalışmaları ve ücret geliri elde etmeleri halinde ise, istisnanın sadece en yüksek ücret gelirine uygulanması gerektiğinden ve bu ücretinin uzlaştırmacı ücretinden fazla olacağı değerlendirildiğinden, söz konusu istisna işverenince uygulanacak ve uzlaştırmacı ücretlerine ayrıca istisna uygulanmayacaktır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Cenaze Taşıma Faaliyetinden Elde Edilen Kazancın Basit Usulde Tespit Edilip Edilmeyeceği

    • Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-60938891-120.01.01.02[GVK: 1-2]-5540
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; cenaze taşıma faaliyetinden elde edilen kazancın basit usulde tespit edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, aynı il sınırları içerisinde yapılan cenaze taşıma işi faaliyeti dolayısıyla, Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartların topluca taşınması ve arka arkaya son iki yıl gayrisafi iş hâsılatı tutarlarının aynı Kanunun 48 inci maddesinde yazılı hadlerden düşük olması ve takip eden takvim yılının Ocak ayının başından otuz birinci günü akşamına kadar yazılı olarak bağlı bulunulan vergi dairesine bir dilekçe ile başvurulmuş olunması kaydıyla başvuru yapılan takvim yılı başından itibaren basit usulden yararlanılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, söz konusu cenaze taşıma faaliyetinin şehirlerarasında da sürdürülmesi (il sınırları dışına da yapılması) halinde ise Gelir Vergisi Kanununun 51 inci maddesi uyarınca basit usulden faydalanmanız mümkün değildir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: 4691 Sayılı Kanun Kapsamında Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Tabi Çalışanın Ar-Ge Personeli Kapsamında Değerlendirilmesi

    • Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-38418978-125[4691-2022/3]-76953
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; 4691 sayılı Kanun kapsamında Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi çalışanın Ar-Ge personeli kapsamında değerlendirilmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 657 sayılı Kanuna tabi memur unvanlı personelin, 4691 sayılı Kanun ve bu Kanuna ilişkin uygulama yönetmeliğinde belirtilen şartlar dahilinde bölgede çalıştıkları süreye isabet eden ücretlerinin gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Ücretli Olarak Çalıştığı Şirketin Personeline Mesai Saatleri Dışında Servis Taşımacılığı Yapılması Halinde Basit Usulden Yararlanıp Yaralanmayacağı

    • Konya Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-31435689-120.01.01-22925
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ücretli olarak çalıştığı şirketin personeline mesai saatleri dışında servis taşımacılığı yapılması halinde basit usulden yararlanıp yaralanmayacağı hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, basit usulde münhasıran ücretli olarak çalışılan şirkette mesai öncesi ve sonrası şirket personeline servis taşımacılığı hizmeti faaliyetinin yanı sıra aynı şirket bünyesinde ücretli olarak çalışılması, işte bilfiil çalışma veya işin başında bilfiil bulunma şartının ihlali anlamına gelmeyeceğinden, servis taşımacılığı faaliyeti dolayısıyla basit usulden faydalanılması mümkün bulunmaktadır.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: Ücret İstisnaları (Gelir ve Damga Vergisi)

    • Rize Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
      • E-85550353-120.03.05.06[2021]-4873
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ücret istisnaları hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ilk atama, aylıksız izin vb. dönüşlerinde yeni göreve atanan personele göreve başladığı aya ilişkin peşin olarak ödenmesi gereken kıst ücretinin, izleyen aya ilişkin ödenmesi gereken ücretle birlikte aynı ay içinde tahakkuk ettirilerek ödenmesi durumunda, 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde yer alan istisnanın, her iki ücret toplamına bir kez uygulanması gerekmektedir. 1/1/2022 tarihinden itibaren hizmet erbabına nakden veya hesaben yapılan ücret ödemelerinden, işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi ile varsa sendika aidatı, şahıs sigortası primi ve engellilik indirimi tutarları düşüldükten sonra bulunan gelir vergisi matrahı üzerinden, kümülatif gelir vergisi matrahı da dikkate alınarak gelir vergisi hesaplanmakta ve hesaplanan gelir vergisinden 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin (18) numaralı bendinde düzenlenen istisna uyarınca, asgari ücretin ilgili aydaki vergi tutarı indirilerek kesilecek gelir vergisi bulunmaktadır. Yine, brüt ücret tutarından brüt asgari ücret tutarı indirilmekte ve kalan tutar üzerinden kesilecek damga vergisi hesaplanmaktadır. Bu bağlamda, yönetim kurulu üyeliği nedeniyle net olarak yapılan yönetim kurulu ücretlerinin söz konusu hesaplama dikkate alınarak brüt tutarlarının hesaplanması ve bu şekilde hesaplanan brüt tutarlar üzerinden de gelir ve damga vergisi kesintilerinin belirlenmesi gerekmektedir. Toplu sözleşme gereği Ekim ila Aralık 2021 dönemlerine ait olan ve nakden/hesaben ödemesi Şubat/2022 dönemde gerçekleşen fark ödemelerinin, Şubat/2022 döneminin ücreti olarak kabul edilmesi ve bu şekilde yapılan ödemeler; Şubat/2022 dönemi maaş ödemesinden önce yapılmışsa, 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin (18) numaralı bendinde düzenlenen istisnanın önce bu ödemelere uygulanması, gelir vergisi ve damga vergisi matrahının yeterli olmaması nedeniyle varsa faydalanılamayan kalan istisna tutarlarının aynı ayın maaş ödemesine uygulanması mümkün bulunmaktadır. Aynı ay içerisinde yapılan 193 sayılı Kanunun 24 ve 25 inci maddeleri kapsamındaki ödemeler ile varsa ilgili aya ilişkin maaş ve benzeri diğer ücret ödemeleri toplamına veya sadece Kanunun 24 ve 25 inci maddeleri kapsamındaki ödemelerin yapılması durumunda bu ödemelerin toplamına, asgari ücrete ilişkin gelir ve damga vergisi istisnasının bir kez uygulanması mümkündür.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

     

    Konu: 4691 Sayılı Kanun Kapsamında Muhtasar Beyanname Üzerinden Terkin Edilen Gelir Vergisi Stopaj Teşvikinin Çalışan Ortağa Ücret Olarak Ödenmesi Hakkında

    • Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
      • E-49327596-120[KVKÖZ.2021.86]-43043
    • İlgide kayıtlı özelge talep formunda; 4691 Sayılı Kanun kapsamında muhtasar beyanname üzerinden terkin edilen gelir vergisi stopaj teşvikinin çalışan ortağa ücret olarak ödenmesi hususunda Başkanlığın görüşü talep edilmiştir. İlgili hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirket ortağının 4691 sayılı Kanunda belirtilen Ar-Ge personeli tanımına girmesi ve söz konusu Ar-Ge projesinde fiilen çalışması kaydıyla bu çalışması karşılığı elde ettiği ücreti üzerinden hesaplanan gelir vergisinin muhtasar beyannamede tahakkuktan terkin edilecek kısmının ilgili personele ödenmesi durumunda, söz konusu ödemenin de ayrıca ücret olarak değerlendirilmesi ve ücret bordrosuna dahil edilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri uyarınca tevkifata tabi tutulması gerekmektedir. Öte yandan, ücret olarak kabul edilen söz konusu tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinin de verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilebileceği tabiidir.
    • Detaylı bilgi için tıklayınız.

 

https://taxia.com.tr/blog-2023-39-gelir-vergisi-kanununa-iliskin-guncel-ozelgeler-495

 

Birden fazla işverenden alınan ücret konusu hem bu şekilde gelir elde edenler için hem de konuya ilişkin düzenlemelerde sürekli sıkıntı ve duraksama konusu olmuştur.

Bugün de geçerliliğini koruyan 7194 sayılı Kanunla yapılmış son düzenlemeye göre; “Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ve birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dâhil)” için yıllık beyanname verilmeyecek, başkaca sebeplerle beyanname verilse dahi bu ücretler beyannameye dahil edilmeyecektir.

Genel kurallar

Bu düzenlemeye ilişkin idari yorum ise, 311 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile yapılmıştır. Söz konusu düzenlemelere ve 2022 parametrelerine göre, 2023 yılının Mart ayında beyanı gereken tam mükellef gerçek kişilerin tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş ücretlerini üç duruma göre ele alabiliriz.

- Sadece bir işverenden elde edilmesi halinde ve yıllık brüt tutarının 880 bin lirayı geçmemesi

- Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda ise, birinci işverenden sonraki işverenden / işverenlerden alınan ücretlerin toplamının 70 bin lirayı aşmaması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağının belirlenmesi, mükellefin serbest takdirine bırakılmıştır. Kısaca mükelleflere, bu hesaplamada en yüksek ücreti hesaplama dışı bırakma hakkı tanınmıştır.

Bu koşullara göre bir işverenden alınan ücretin yıllık 880 bin lirayı aşması veya birden fazla işverenden ücret geliri elde edilen hallerde, birden sonraki işverenden alınan brüt ücretlerin toplamının 70 bin lirayı aşması durumunda (birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere) ücret gelirlerinin tamamı yıllık beyanname ile beyan edilecektir.

- Yukarıdaki koşullara göre yıllık beyanname verme koşulları gerçekleşmemiş olsa dahi bütün ücret gelirlerinin brüt toplamının 880 bin lirayı geçtiği hallerde, yine bütün ücret gelirlerini kapsayacak şekilde yıllık beyanname verilmesi gerekmektedir. 

Bu açıklamalarımıza göre bir anonim şirketin 850 bin lira yıllık brüt ücret alan genel müdürünün, bir başka şirketten de 40 bin lira brüt huzur hakkı alması durumunda, ikinci duruma göre yıllık beyanname vermesi gerekmemekle birlikte toplam brüt ücret gelirinin 880.000 Lirayı aşması nedeniyle üçüncü durum uyarınca yıllık beyanname vermesi gerekecektir.   

Burada dikkat edilmesi gereken, yıl içerisinde ücret alınan işveren sayısıdır. Birden fazla işverenden ücret almış olmak ibaresi, aynı anda birden fazla işverenden ücret almayı kapsadığı gibi, yıl içerisinde birden fazla işverenden (örneğin iş değiştirmeler sebebiyle) ücret almayı da kapsamaktadır. Önemli olan takvim yılı içerisinde kaç işverenden ücret alındığıdır.

Öte yandan işveren değişikliklerinde yeni işverenin kümülatif vergilendirmeye devam etmiş olması, aktardığımız koşullar oluştuğunda yıllık beyanname verme zorunluluğunu ortadan kaldıran bir durum değildir.

Grup şirketleri ve şirket devri

Birden fazla işverenden ücret geliri elde etme durumu, özellikle grup şirketlerde veya holding yapılanmalarında karşımıza çıkan iştirak ilişkilerinde, bir şirkette görev yapan bir kişinin, iştirak konumundaki şirketlerde de yönetim kurulu üyeliklerini üstlenmesi ve bu ek görevleri karşılığında ücret veya huzur hakkı gibi gelir elde etmesi durumunda karşımıza çıkmaktadır.

Oysa bu gibi hallerde, birden fazla ücreti ortadan kaldırmak için, kişinin çalıştığı şirketi diğer şirkette yönetim kurulu üyesi yapmak, bu şekilde ücretin şirket tarafından tahsilini sağlamak ve söz konusu kişiye çalıştığı şirketten aldığı ücretle birlikte tek bordro üzerinden ödeme yapmak yoluna gitmek mümkündür. Birden fazla ücretin beyanname kapsamına alınmasındaki amaç, ücret gelirlerine de artan oranlı tarifeyi uygulamak olduğundan, önerdiğimiz yolla bu amaç gerçekleştirilmiş olacak ve her hangi bir vergi ziyaına yol açılmamış olunacaktır.

Buna karşılık çalışılan şirketin bir başka şirketle birleşmesi veya bir başka şirket tarafından devralındığı hallerde ise, ücretlilere vergi oranı birleşme veya devir öncesi ödenen ücretler de nazara alınarak uygulanacağından ve ayrıca tüzel kişi işverenin tüzel kişiliği birleşilen veya devralan şirketin tüzel kişiliği içerisinde varlığını sürdüreceğinden, bize göre birden fazla işveren olgusu ve ayrıca vergi ziyaı oluşmayacaktır.

Beyanname vermenin avantajları

Birden fazla işverenden ücret alıp da beyanname vermek durumunda olanlar, Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinde yazılı indirimleri yapma olanağına kavuşmaktadırlar.  Örneğin böyle bir durumda beyanname veren ücretli kendisine eşine ve çocuğuna ait eğitim ve sağlık giderlerini veya bağışlarını yahut özel şahsi sigorta primlerini gelirinden indirerek vergi öderken, beyanname veremeyen ücretliler bu olanağa sahip değildirler. Bu da özünde aynı gelir unsuru içinde eşitsizliğe yol açmaktadır. Ancak bu eşitsizliğin giderilebilmesi, ücretle ilgili Kanun hükümlerinin gözden geçirilmesi ile mümkündür. Bumin DOĞRUSÖZ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/2022-yilinda-birden-fazla-isverenden-ucret-alanlar/686373

Vergi barışı yasasında iki ana konu var: İlki; devlete olan borçların faizlerinin silinmesi, 48 aya kadar uygun katsayılar getirilerek yeniden yapılandırılması, 48 aya kadar taksitlendirilmesi...

İkinci konu; geçmiş beş yıla (2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022) ilişkin vergi mükelleflerinin (matrah artırımı yaparak) incelenmeme güvencesi kazanması...

Vergi barışından yararlanmak isteyenler 31 Mayıs’a kadar başvuru yapabilecekler, 30 Haziran’a kadar da ilk taksiti ödemeleri gerekiyor.

12 Mart 2023 Pazar günü Resmi Gazete’de yayımlanan 7440 sayılı yasa ile vergi mükelleflerine kasa ve stok affı gibi başkaca avantajlar da sağlanıyor. Borçların yapılandırılmasında taksit sayılarına göre uygulanacak katsayıları, matrah artırımında yararlanabilecek şahıs ve şirketler için örnek hesaplamaları ve vergi barışının merak edilen diğer yönlerini sonraki yazılarımızda ayrıca ele alacağız. Bugün; matrah artırımından kimlerin yararlanamayacağını mercek altına alarak yeni vergi barışı yasasını incelemeye başlıyoruz...

MATRAH ARTIRIMINDAN KİMLER YARARLANAMAYACAK?

Geçmiş beş yılda vergiye tabi gelir elde eden şahıslar veya işletmeler için “matrah artırımı” kritik öneme sahip... Matrah artırımı yapan şahıs ve şirketlere
yasa ile “vergi incelemesine tabi olmayacakları” güvencesi veriliyor. Aslında bir sigorta poliçesi gibi de görülebilir mükellefler için, düşük sayılabilecek bir poliçe maliyetiyle geçmiş beş yıla ilişkin inceleme yapılmayacağının güvencesi kazanılmış oluyor. Maliye ise bir taraftan geçmiş beş yıla ilişkin inceleme hakkından vazgeçerken, diğer yandan barışla ek vergi geliri elde ediyor. 2018’den 2022’ye tüm beş yıl için de, yalnızca bir veya daha fazla dönem için de vergi barışından (matrah artırımından) yararlanmak mümkün. 

Naylon fatura düzenleyenler yararlanamayacak

Vergi Usul Kanunu’nda (VUK) naylon faturayı düzenleyen için de, kullanan için de aynı ceza öngörülüyor. Her iki işlem için de; üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası (VUK Md. 359/b) ve vergi kaybının üç katı tutarında parasal ceza öngörülüyor.

(VUK Md. 344) Ancak vergi barışı yasası; düzenleyeni ve kullananı aynı görmüyor, birbirinden ayırıyor. Sahte fatura kullananlara; geçmiş yıllara ilişkin
matrah artırarak- vergi ödeyerek barışma hakkı tanınıyor. Sahte fatura düzenleyenlere ise matrah artırımı yoluyla incelenmeme güvencesi verilmiyor, barışma imkânı tanınmıyor.

Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler yararlanamayacak

VUK Md. 359/b’de geçen “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar da” vergi barışından (matrah artırımından) yararlanamıyor.

Yazarkasalarda yetkisiz işlem yapanlar yararlanamayacak

Yetkisiz olarak yazarkasa (ödeme kaydedici cihaz) mührünü kaldıranlar, donanım ve yazılımını değiştiren kişiler, elektronik mali bilgileri sabote eden kişiler, kamu kurumlarına iletilmesi gereken verilerin iletilmesini önleyen veya gerçeğe aykırı olarak iletilmesine neden olanlar, elektronik kontrol ve denetim sistemlerine zarar verenler vb. de (VUK 359/ç) vergi barışından yararlanamayacak.

2022 yılında veya diğer yasanın kapsadığı dönemlerden herhangi birinde yukarıda saydığımız bu fiillerin işlendiğinin tespit edilmesi hâlinde bu mükellefler, diğer dönemler için de matrah ve vergi artırım hükümlerinden yararlanamayacaklar.

Terör suçluları yararlanamayacak

Terör suçundan hüküm giyenler ve yasada (5’inci maddesinin 9’uncu fıkrası) belirtilen; terör örgütleri ve milli güvenlikle ilgili yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler de matrah artırımı imkânından yararlanamıyor. Matrah artırımından yararlanan mükellefler için; her ne kadar vergi incelenme riski kalkmış olsa da, defter ve belgelerini saklama ve ibraz yükümlülüklerinin her durumda devam ettiğini de ayrıca belirtmemizde yarar var.

DÜZENLİ VERGİ ÖDEYENLER HAKSIZ REKABETE UĞRUYOR

2022 sonu itibariyle devlete borçlarını ödeyememiş milyonlarca vatandaşın, işletmenin alacaklıyla el sıkışıp barışması borçlu için de cazip, Maliye için de cazip. Borçlu olan vatandaş ve işletmeler, yüksek orandan işlemiş faizi sildirip, düşük oranlı ÜFE oranı dikkate alınarak 48 aya kadar yapılandırma imkânına kavuşuyor.

Hali hazırda gecikme zammı oranı (21/07/2022 tarihinden itibaren) aylık yüzde 2.5 oranında uygulanırken yapılandırma sonrası ise taksit sayısına göre değişen (12 ayda yüzde 1.09, 48 ayda yüzde 1.36) cazip oranda katsayılar dikkate alınacak.

Böylece; daha önce tahsil edilememiş yüklü kamu alacakları, yapılandırma yoluyla tahsil edilmiş olacak. Her ne kadar kamu alacağının anaparasında barış yasasıyla bir af hakkı tanınmıyor olsa da (idari para cezalarında ana parada da yüzde 25 indirim mevcut) vergi ve diğer kamu borçlarını düzenli olarak
ödemiş vatandaşlar için bu durum aynı zamanda “haksız rekabet” yaratmış oluyor. Matrah artırımında da aynı... Yasalara uygun olarak geçmiş beş yılda vergisel yükümlülüklerini yerine getirmiş mükellefler “inceleme yapılacağı varsayımı altında”

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-karabiyik/yeni-vergi-barisinin-en-kritik-noktalari-42233753

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Vakıflarda Şubeler ve Şubelerin Muhasebe Uygulamaları Vakıflar Yönetmeliğinde şube, vakıf faaliyetlerinin yürütülebilmesi için yeni vakfa bağlı olarak…
  • Kredi Kartı veya Banka Kartıyla Prim Ödeme Süresinin Uzatılması Hakkında Basın Duyurusu Vatandaşlarımız, Kurumumuza olan prim ve diğer borçlarını web sayfamızda yer…
  • 2023 hesap Dönemi Kurumlar Vergisi Beyanname Ekine Konması Gereken Tablolar ve Cezaları Aktif Toplamı 133.187.700,00 TL veya Net Satışlar Toplamı 295.970.000,00 TL’yi…
Top