Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

28 Aralık 2022 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32057

Karar Sayısı: 6615

Ekli listede yer alan ürünlerden tahsil edilecek geri kazanım katılım payı tutarlarının, 1/1/2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aynı listede belirtildiği şekilde tespit edilmesine, 2872 sayılı Çevre Kanununun ek 11 inci maddesi gereğince karar verilmiştir.

27 Aralık 2022

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

27/12/2022 TARİHLİ VE 6615 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARININ EKİ

EKİ LİSTE

Ürün Cinsi 1/1/2023-31/12/2023 Tarihleri Arasında Uygulanacak Geri Kazanım Katılım Payı Tutarı
Plastik poşet (Plastik alışveriş torbaları) 38,5 kr./adet
Ürün Cinsi Tutar
Lastik (Binek araç) 6 TL/adet
Lastik (Otobüs, kamyon, kamyonet, yükleyici ve kazıcı lastikleri ve diğerleri) 12.9 TL/adet
Lastik (İş makinası lastikleri) 32 TL/adet
Dolgu lastikler 15 TL/adet
Akümülatör (Kurşun asitli olanlar) 60 kr./kg
Akümülatör (Nikel kadmiyumlu olanlar) 150 kr./kg
Akümülatör (Diğerleri) 15 kr/kg
Çinko karbon piller 6 TL/kg
Alkali silindirik piller 6 TL/kg
Alkali düğme piller 9,5 TL/kg
Düğme piller çinko-hava ve gümüş oksitli 32 TL/kg
Lityum düğme piller 32 TL/kg
Lityum silindirik şarjlı ve primer pil çeşitleri (Araç bataryaları hariç) 15 TL/kg
Otomotiv pilleri (Kurşun içerenler hariç) 46 TL/kg
Lityum içeren araç bataryaları 46 TL/kg
Diğer şarjlı piller 15 TL/kg
Madeni yağ 150 kr./kg
Bitkisel yağ 32 kr./kg
Elektrikli ve elektronik eşya: Televizyon/Monitör 60 kr./kg
Elektrikli ve elektronik eşya: Bilişim telekomünikasyon ekipmanları (Televizyon ve monitörler hariç) 60 kr./kg
Elektrikli ve elektronik eşya: Aydınlatma ekipmanları 32 kr./adet
Elektrikli ve elektronik eşya: Küçük ev aletleri ve diğerleri 60 kr/kg
Elektrikli ve elektronik eşya: Beyaz eşyalar (Buzdolabı/Soğutucular/İklimlendirme cihazları hariç) 80 kr./kg
Elektrikli ve elektronik eşya: Buzdolabı/Soğutucular/İklimlendirme cihazları 95 kr./kg
İlaç 3,2 kr./kutu veya şişe
Ürün Cinsi Kg Başına Alınacak Tutar (kr.) Adet Başına Alınacak Tutar (kr.)
PLASTİK AMBALAJ
İçecek Ambalajları (Adet)
0,33 litreye kadar 3,2
0,3301-0,75 litre arası 6
0,7501-1,5 litre arası 9,5
1,501 litre üzeri 12,9
Diğerleri (Poşet Hariç) (kg) 129
METAL AMBALAJ
İçecek Ambalajları (Adet) 9,5
Diğerleri (kg) 150
KOMPOZİT AMBALAJ
Kâğıt-Karton Ağırlıklı Kompozit İçecek Ambalajları (Adet)
0,25 litreye kadar 3,2
0,2501-0,5 litre arası 6
0,501 litre üzeri 12,9
Diğerleri (kg) 150
KÂĞIT KARTON AMBALAJ (kg) 60
CAM AMBALAJ
İçecek Ambalajları (Adet)
0,25 litreye kadar 3,2
0,2501-0,5 litre arası 6
0,501-1 litre arası 9,5
1,01-5 litre arası 15
5,01 litre üzeri 32
Diğerleri (kg) 60
AHŞAP AMBALAJ
AHŞAP AMBALAJ (Adet) 32

Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kanunla, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a geçici madde eklendi.

Buna göre, Hazine ve Maliye Bakanlığının borçlanma yetkisine 200 milyar lira ilave edildi. Böylece 293 milyarlık olan borçlanma yetkisi 493 milyar liraya çıktı.

AA'nın haberine göre; kanunla Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait bazı limanların işletme hakkı verilmesi veya devri yöntemiyle özelleştirilmeleri neticesinde imzalanan 49 yıldan az süreli sözleşme süreleri 49 yıla kadar uzatıldı.

Ek sözleşme imzalanabilmesi için işletmeci şirketlerin işletme hakkını doğuran sözleşmeden kaynaklanan tüm mali yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş olmaları ve işletme hakkını doğuran sözleşmeden kaynaklı açılmış davalardan feragat etmeleri gerekecek.

Ayrıca işletmeci şirketler özelleştirme sözleşmelerinde yer alan yatırım şartına ilave olarak ek sözleşme bedelinin yüzde 10'u oranında limancılık faaliyetleri ile ilgili yatırım yapmak ve bu yatırımları ek sözleşmelerin imza tarihinden itibaren 5 yıl içinde gerçekleştirmek zorunda olacak. Süre sonunda işletmeci şirketlerin yatırımın gerçekleştirildiğine dair rapor ve bu durumu kanıtlayan bilgi ve belgeleri ilgisine göre Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi veya Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne kontrol edilmek üzere sunmaları şart olacak.

İlgili kuruluşça yapılan denetimde bahse konu yatırım zorunluluğunun yerine getirilmemiş olduğunun tespit edilmesi halinde ek sözleşme feshedilmiş sayılacak. Bu durumda işletmeci şirkete ek sözleşme gereği ödenen bedeller de dahil herhangi bir bedel iadesi yapılmayacak.

Maddenin gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:

"Liman yatırımcılarının gerekli olan yatırımları zamanında yapabilmesi, ülkemizin lojistik ve turizm sektörüne paralel olarak rekabet gücünün korunması, böylelikle kamu yararının sağlanması amaçlanmaktadır. Ana sözleşmelerinde işletme hakkı sürelerinin uzatılması hariç herhangi bir değişiklik yapılmaksızın sadece ek sözleşme bedelleri; adil, şeffaf, kontrol edilip denetlenebilir bir şekilde tüm yatırımcılar için aynı koşullar çerçevesinde belirlenerek ek sözleşmeler imzalanacak ve süre uzatımları yürürlüğe girecektir."

KAMU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARINA KATKI

BOTAŞ'ın ödenmemiş her türlü vergi, fon ve paylar ile idari para cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizlerinden oluşan borçları, Hazine'den görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık mahsup edilerek silinecek.

İş Kanunu'nda yapılan değişiklikle, petrol sektöründeki araştırma, arama ve sondaj faaliyetlerinde işçilerin gece çalışması yapılabilmesine yönelik düzenleme yapılıyor.

Kamu üniversitesi sağlık hizmeti sunucularının, hizmetin ifasında mali güçlükler yaşamamaları ve sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği bakımından, söz konusu sağlık hizmeti sunucularının finansal yeterliliğine katkı sağlanması ile önceki yıllara ait incelemeler sonucu cari yılda parasal bir kesintiye uğramamasına yönelik de düzenleme gerçekleştiriliyor.

1 Ocak 2013'ten önce, Türkiye'de oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişiler; başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler ile ana ve babası olmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocukların genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi feri alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

"TOPLAYICI" VE "TOPLAYICILIK" TANIMI

Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'nda yer verilen hedeflerle uyumlu olarak Elektrik Piyasası Kanunu'nda yapılan değişiklikle, "toplayıcı" ve "toplayıcılık" tanımı yapıldı.

Buna göre, "toplayıcı", "Bir veya birden fazla şebeke kullanıcısı ile söz konusu şebeke kullanıcıları adına elektrik piyasasında toplayıcılık faaliyeti yürütmek üzere anlaşma imzalamış olan toplayıcı lisansı veya tedarik lisansı sahibi tüzel kişiyi"; "toplayıcılık" ise "Toplayıcı tarafından bir veya birden fazla şebeke kullanıcısının tüketim veya üretimlerinin birleştirilerek işletilmesi kapsamında gerçekleştirilen piyasa faaliyetini" ifade edecek.

Toplayıcı, şebeke kullanıcıları tarafından anlaşma yoluyla yetkilendirilecek. Şebeke kullanıcıları, enerji tedarik etmek üzere anlaşmalı oldukları tedarik lisansı sahibi tüzel kişileri toplayıcı olarak yetkilendiremeyecek.

Toplayıcı, anlaşmalı olduğu kullanıcıların tüketim veya üretim programlarını yönetecek, söz konusu kullanıcılar adına elektrik enerjisi veya kapasitesinin alınıp satılmasına ilişkin piyasa işlemlerini yürütecek ve yan hizmetlere ilişkin tedarik süreçlerine katılabilecek.

Toplayıcılık faaliyeti, toplayıcı lisansına veya tedarik lisansına sahip tüzel kişiler tarafından yürütülebilecek.

KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI ÜYELERİNE DESTEK

Kanunla, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevlerine ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesi konusunda görevli kurum ve kuruluşlar ile uygulamaya dair usul ve esasların belirlenmesine yönelik düzenleme yapılıyor.

Kamu görevlileri sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleriyle birlikte 750 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda toplu sözleşme desteği verilecek.

Kurulu olduğu hizmet kolunda çalışan kamu görevlilerinin yüzde 2'sinden daha fazlasını üye kaydetmiş kamu görevlileri sendikalarına üye olan, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ise ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleriyle birlikte toplu sözleşme ile belirlenecek tutarda toplu sözleşme ikramiyesi yapılacak.

Kamu görevlilerine ödenecek toplu sözleşme ikramiyesi, Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme'nin yürürlük süresince 2119 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödenecek.

GEÇMİŞ DÖNEM TEDAŞ BORÇLARINA YAPILANDIRMA

Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) elektrik tüketiminden kaynaklanan ve özelleştirme devir işlemleri esnasında TEDAŞ’a devredilmiş olan alacaklarından, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla asıl alacak tutarı 2 bin Türk lirasını aşmayan alacaklar ile Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası, Vergi Kimlik Numarası tespit edilememesi nedeniyle ulaşılamayan, feshedilmiş, ticaret sicilinden terkin edilmiş ve tasfiye edilmiş aboneliklere ilişkin alacaklardan vazgeçilecek.

Bu kapsam dışında kalan abonelerin TEDAŞ'a olan geçmiş dönem elektrik tüketiminden kaynaklanan borçlarına ilişkin yapılandırma imkanı getirildi.

Bu alacaklara ilişkin taksitlendirme imkanı ile yıllara sari olmak üzere ödenmeyen elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakların tahsilinin sağlanması amaçlanıyor.

1 Ekim 2021 itibarıyla vadesi geldiği halde, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş ve yapılandırılmamış borçları olan ve yapılandırma başvurusunda bulunamayan aboneler düzenleme kapsamına alındı. A.A.

ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

28 Aralık 2022 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32057

Kanun No: 7429

Kabul Tarihi: 22 Aralık 2022

MADDE 1- 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 31- Bu maddenin yayımı tarihinden önce ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait bazı limanların işletme hakkı verilmesi/devri yöntemiyle özelleştirilmeleri neticesinde imzalanan kırk dokuz yıldan az süreli sözleşme süreleri, bu maddenin yayımlandığı tarihten itibaren en geç on beş gün içerisinde bu maddenin dördüncü fıkrasının (a) bendinde belirtilen mali bilgileri gösteren yeminli mali müşavirlerce tasdik edilmiş belgelerle birlikte başvuruda bulunulması ve bu maddede öngörülen diğer şartların yerine getirilmesi koşuluyla, hakkın başlangıç tarihinden itibaren ve bir defaya mahsus olmak üzere kırk dokuz yıla kadar uzatılır.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, başvuru ekindeki belgeler esas alınarak bu maddenin dördüncü fıkrası uyarınca on beş gün içerisinde yapılacak değerlendirmeyi müteakiben başvuruda bulunan işletmeci şirketlere, ek sözleşme imzalanmak üzere, üç ayı geçmeyecek şekilde süre verilir. Ek sözleşme imzalanabilmesi için işletmeci şirketlerin işletme hakkını doğuran sözleşmeden kaynaklanan tüm mali yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş olmaları ve işletme hakkını doğuran sözleşmeden kaynaklı olarak açılmış davalardan feragat etmeleri şarttır.

İşletme hakkı verilmesi/devri sözleşmesinin süresinin kırk dokuz yıla uzatılmasına ilişkin ek sözleşme, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ikinci fıkra uyarınca işletmeci şirketlerin sözleşmeye davet edilmesinden itibaren en geç üç ay içinde imzalanması şartıyla yürürlüğe girer. Ek sözleşmede süre uzatımı, ek sözleşme bedeli ve ödeme koşulları ile ilgili hususlar dışında özelleştirme sözleşmesini değiştirecek herhangi bir hükme yer verilemez. Özelleştirme sözleşmesinde yer alan özelleştirme bedeli ve diğer ödemelere ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur. Ek sözleşme ile ilgili olarak Danıştaydan görüş alınmaz. Ek sözleşme ile uzatılan süre yatırım süresine eklenmez.

Ek sözleşme bedeli,

a) İşletmeci şirketlerin, 1 Aralık 2021 - 30 Kasım 2022 dönemine ilişkin olarak, 26/12/1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği Sıra No: l ile belirlenen tekdüzen hesap planına göre düzenlenmiş gelir tablolarında yer alan net satışlar, iştiraklerden ve bağlı ortaklıklardan elde edilen temettü gelirleri hariç olmak üzere diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar ile olağan dışı gelir ve kârların toplamının yüzde on beşinin uzatılan yıl sayısı ile çarpılması,

b) İşletme hakkı devri/verilmesi sözleşmelerinde belirlenen işletme hakkı bedellerinin (ABD doları cinsinden işletme hakkı bedelleri sözleşme imza tarihlerindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk lirasına çevrilir), sözleşmelerin imzalandığı tarihteki Tüketici Fiyat Endeksi ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla en son açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki değişim oranı üzerinden güncellenmesi, güncel değerin işletme hakkı devri/verilmesi sözleşmelerinde belirlenen işletme hakkı süresine bölünmesi ve bu şekilde bulunan yıllık işletme hakkı bedelinin uzatılan yıl sayısı ile çarpılması

suretiyle hesaplanan bedellerden yüksek olanı esas alınarak tespit edilir.

Ayrıca işletmeci şirketler özelleştirme sözleşmelerinde yer alan yatırım şartına ilave olarak ek sözleşme bedelinin yüzde onu oranında limancılık faaliyetleri ile ilgili yatırım yapmak ve bu yatırımları ek sözleşmelerin imza tarihinden itibaren beş yıl içinde gerçekleştirmek zorundadır. Süre sonunda işletmeci şirketlerin yatırımın gerçekleştirildiğine dair rapor ve bu durumu tevsik eden bilgi ve belgeleri ilgisine göre Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi veya Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne kontrol edilmek üzere sunmaları şarttır. İlgili kuruluşça yapılan denetimde bahse konu yatırım zorunluluğunun yerine getirilmemiş olduğunun tespit edilmesi halinde ek sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu durumda işletmeci şirkete ek sözleşme gereği ödenen bedeller de dâhil herhangi bir bedel iadesi yapılmaz.

İşletmeci şirketler, ek sözleşme bedeline ilave olarak uzatılan işletme hakkı süresi içinde her yıl, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği Sıra No: l ile belirlenen tekdüzen hesap planına göre düzenlenmiş gelir tablolarında yer alan net satışlar, iştiraklerden ve bağlı ortaklıklardan elde edilen temettü gelirleri hariç olmak üzere diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar ile olağan dışı gelir ve kârların toplamının yüzde beşini hasılat payı olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığına öder.

Bu maddenin dördüncü fıkrasına göre tespit edilecek ek sözleşme bedelinin vadeli olarak ödenmesinin talep edilmesi halinde bedelin asgari yüzde yirmi beşi ek sözleşme imza tarihinde peşin, vadeye bırakılan tutarı azami on iki ayda bir ödeme yapmak kaydıyla en çok otuz altı ayda ve eşit taksitlerle, vadeye bırakılan tutar üzerinden ödeme tarihleri itibarıyla hesaplanacak vade farklarıyla birlikte ödenir. Ek sözleşme bedelinin vadeye bağlanan tutarına taksit ödeme tarihleri itibarıyla en son açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi yıllık değişim oranı ile Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi yıllık değişim oranının ortalaması alınarak bulunan vade farkı uygulanır. Taksitlerden birinin vadesinde ödenmemesi halinde ek sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu durumda işletmeci şirkete ek sözleşme gereği ödenen bedeller de dâhil herhangi bir bedel iadesi yapılmaz.”

MADDE 2- 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 7- BOTAŞ’ın, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geldiği halde ödenmemiş olan her türlü vergi, fon ve paylar, idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizi borçları BOTAŞ’ın Hazineden 31/12/2022 tarihine kadar oluşan görevlendirme bedeli alacaklarına karşılık, merkezi yönetim bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin mahsup suretiyle, Ticaret Bakanlığınca terkin edilir. Bu kapsamda mahsuba konu olacak borçlara bu maddenin yayımlandığı tarihten sonra feri alacak hesaplanmaz.

Bu madde kapsamında BOTAŞ’ın Hazineden olan görevlendirme bedeli alacağı tutarını tespit etmeye ve mahsup suretiyle yapılacak terkin işlemlerini belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanı yetkilidir.”

MADDE 3- 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 36- 5 inci maddede düzenlenen net borç kullanımı tutarı 2022 yılı için, 1/1/2022 tarihinden geçerli olmak üzere, Bakan tarafından artırılan net borç kullanım tutarına iki yüz milyar Türk lirası ilave edilerek uygulanır.”

MADDE 4- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 69 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “ve sağlık hizmeti” ibaresi “, sağlık hizmeti ve 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu uyarınca petrol araştırma, arama ve sondaj faaliyetleri kapsamında” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 5- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 90- Genel sağlık sigortası kapsamında yer alan kişilere, finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerine ilişkin olarak Kurum ile götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi imzalayan kamu üniversitesi sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeyi imzaladıkları mali yıldan önce düzenleyerek 97 nci maddenin yedinci fıkrasına göre Kuruma teslim ettikleri fatura ve eki belgelerin, belirlenen sürelerde inceleme sürecinin tamamlanamaması nedeniyle, ödenen avans tutarları bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içerisinde başkaca bir işleme gerek kalmaksızın Kurumca giderleştirilir.

Götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi imzalamış kamu üniversitesi sağlık hizmeti sunucularınca sözleşme öncesinde incelenen fatura dönemine ait oluşan kesinti tutarlarına karşı açtıkları davalardan kesinleşmemiş olanlarının tamamından bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen süre içerisinde feragat ederler.

Sağlık hizmeti sunucusu tarafından itiraza konu edilmemiş olsa da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce incelenen fatura dönemine ait oluşan tutarlardan sağlık hizmet sunucusunun mahsup edilmeyen alacakları Kurum tarafından terkin edilir.”

MADDE 6- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 91- 1/1/2013 tarihinden önce 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bendi ile yedinci fıkrası (Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu kararı ile burslandırılan uluslararası öğrenciler hariç) kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi feri alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmez.”

MADDE 7- 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ddd) bendine “tüm şarj istasyonlarının” ibaresinden önce gelmek üzere “halka açık” ibaresi ve fıkraya aşağıdaki bentler eklenmiştir.

eee) Toplayıcı: Bir veya birden fazla şebeke kullanıcısı ile söz konusu şebeke kullanıcıları adına elektrik piyasasında toplayıcılık faaliyeti yürütmek üzere anlaşma imzalamış olan toplayıcı lisansı veya tedarik lisansı sahibi tüzel kişiyi,

fff) Toplayıcılık: Toplayıcı tarafından bir veya birden fazla şebeke kullanıcısının tüketim ve/veya üretimlerinin birleştirilerek işletilmesi kapsamında gerçekleştirilen piyasa faaliyetini,”

MADDE 8- 6446 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“ğ) Toplayıcılık faaliyeti”

MADDE 9- 6446 sayılı Kanuna 12 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Toplayıcılık faaliyeti

MADDE 12/A- (1) Toplayıcı, şebeke kullanıcıları tarafından anlaşma yoluyla yetkilendirilir. Şebeke kullanıcıları, enerji tedarik etmek üzere anlaşmalı oldukları tedarik lisansı sahibi tüzel kişileri toplayıcı olarak yetkilendiremez.

(2) Toplayıcı, anlaşmalı olduğu kullanıcıların tüketim ve/veya üretim programlarını yönetir, söz konusu kullanıcılar adına elektrik enerjisi ve/veya kapasitesinin alınıp satılmasına ilişkin piyasa işlemlerini yürütür ve yan hizmetlere ilişkin tedarik süreçlerine katılabilir.

(3) Toplayıcılık faaliyeti, toplayıcı lisansına veya tedarik lisansına sahip tüzel kişiler tarafından yürütülebilir.

(4) Toplayıcılık faaliyetlerine ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 10- 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Komisyonun görev süresi sonrasına dair işlemler

GEÇİCİ MADDE 5- (1) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile belirlenen Komisyonun görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyon kararlarına ilişkin iş ve işlemler, bilgi ve belge talepleri ile sair yazışmalar;

a) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi işlemleri için ilgilinin son görev yaptığı kurum veya kuruluş,

b) Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi işlemi için Millî Eğitim Bakanlığı,

c) Emekli personelin rütbelerinin alınması işlemi için ilgisine göre İçişleri Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı,

ç) Kapatılan dernekler için İçişleri Bakanlığı,

d) Kapatılan vakıflar için Vakıflar Genel Müdürlüğü,

e) Kapatılan sendika, federasyon ve konfederasyonlar için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

f) Kapatılan özel sağlık kuruluşları için Sağlık Bakanlığı,

g) Kapatılan özel öğretim kurumları, özel öğrenci yurtları, vakıf yükseköğretim kurumları için Millî Eğitim Bakanlığı,

ğ) Kapatılan özel radyo ve televizyon kuruluşları için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu,

h) Kapatılan gazete, dergi, yayınevi, dağıtım kanalı ve haber ajansları için İletişim Başkanlığı,

ı) Diğer işlemler için ilgili kurum veya kuruluş,

tarafından yürütülür.

(2) Görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda mahkemelerce verilecek kararlar üzerine yapılması gerekli iş ve işlemler birinci fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından bu Kanun ve ilgili mevzuatta belirtilen hükümler uyarınca yürütülür.

(3) Komisyonun görev süresinin sona ermesine dair iş ve işlemler Cumhurbaşkanlığı tarafından yerine getirilir.”

MADDE 11- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 4- 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hükümleri uyarınca kamu görevlileri sendikalarına üye olup, aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte 750 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda toplu sözleşme desteği yapılır.

Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme desteği yapılmaz.

Bu madde uyarınca yapılan ödemeler, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye payı, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun benzer ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.

İkinci fıkraya göre üye sayılarının tespitinde ödeme tarihi itibarıyla 4688 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince Resmî Gazete’de yayımlanan en son tebliğ esas alınır.”

MADDE 12- 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 42- Ek 4 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre ödenecek toplu sözleşme ikramiyesi Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin yürürlük süresince 2119 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödenir.”

GEÇİCİ MADDE 1- (1) Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) özelleştirme devir işlemleri esnasında TEDAŞ’a devredilmiş olan elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla asıl alacak tutarı iki bin Türk lirasını aşmayan alacaklar ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, vergi kimlik numarası tespit edilememesi nedeniyle ulaşılamayan, feshedilmiş, ticaret sicilinden terkin edilmiş ve tasfiye edilmiş aboneliklere ilişkin alacakları tüm ferileriyle birlikte terkin edilir.

(2) Birinci fıkra kapsamında terkin edilen alacaklar için açılan dava ve icra takipleri sona erer. Bu madde kapsamında sona erdirilen icra takipleri için 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harçlar ile 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde düzenlenen harç alınmaz. Evvelce alınan harçlar iade edilmez. Bu madde kapsamında takibi sona eren dava ve icra dosyaları ile ilgili olarak yargılama gideri ve vekâlet ücreti talebinde bulunulamaz.

(3) TEDAŞ’ın elektrik tüketiminden kaynaklanan ve özelleştirme devir işlemleri esnasında TEDAŞ’a devredilmiş birinci fıkra kapsamı dışında kalan alacakları aşağıdaki hükümler uyarınca yapılandırılır.

a) Vadesi 1/10/2021 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla geldiği hâlde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş ve yapılandırılmamış olan alacaklarının asıllarının tamamının, 2023 yılının Eylül ayının son gününe kadar TEDAŞ’a yazılı başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın ilk taksitinin 2023 yılının Ekim ayının son gününe kadar ve bakiyesinin her yılın ekim ayı son gününe kadar toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla, bu alacakların ödenen kısmına isabet eden ferilerinin tahsilinden vazgeçilir. Bu bent hükümlerine uygun olarak ödeme yapıldığı takdirde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki sürelere herhangi bir faiz, zam ve katsayı uygulanmaz. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakların bu bentte belirtilen taksit ödeme zamanını, alacakların bulunduğu bölgeler, iller, ürünlerin hasat dönemleri dikkate alınarak değiştirmeye TEDAŞ Yönetim Kurulu yetkilidir.

b) Bu fıkranın (a) bendine göre ödenmesi gereken taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi hâlinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarının (a) bendine göre izleyen taksit ile birlikte gecikilen süre ve kesri için 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanmaya devam edilir.

c) Bu fıkra kapsamında belirlenen şartlara göre ödemelerin yapılmaması hâlinde bu fıkra hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir.

ç) Bu fıkra hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedilmesi hâlinde borçlular ödedikleri tutarlar ve süre kadar bu fıkra hükümlerinden yararlanırlar.

d) Bu fıkra kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak davaya konu olmuş ya da icra takibi başlatılmış tüm alacaklara 23/2/2017 tarihli ve 6824 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (i), (j), (k), (1) ve (m) bentleri gereğince işlem yapılır.

e) Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten önce kısmen tahsil edilmiş olan alacakların bakiyesinin bu fıkra hükümlerine göre yapılandırılması hâlinde tahsil edilen tutarların reddi ve iadesi yapılmaz.

f) Bu fıkra kapsamına giren tüm alacaklarla ilgili olarak 2027 yılı Ekim ayı son gününe kadar ilgili kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri işlemez.

g) Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar TEDAŞ tarafından belirlenir.

MADDE 13- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 14- (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

27/12/2022

Çarşamba, 28 Aralık 2022 07:46

Yılsonu İçin Katma Değer Vergisi Notları

Şüpheli alacaklar için karşılık ayrılması tercihe bağlı. Tercihini karşılık ayırmaktan yana kullananlar, katma değer vergisinden kaynaklanan alacakları için de diğer koşullar yerine getirilmişse şüpheli alacak karşılığı ayırabilirler.

Değersiz alacaklara ilişkin hesaplanan KDV’nin indirimi

Değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisi, alacağın zarar yazıldığı dönemde indirim konusu yapılabiliyor. Ancak şüpheli alacaklarla ilgili düzenleme çerçevesinde karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekiyor.

Daha önce karşılık ayırdığınız bir alacağın içinde bu alacağa ilişkin KDV tutarı da var ve bu alacak 2022 yılında değersiz alacak haline gelmişse, hem hesaplanan KDV’yi indirim konusu yapmayı hem de indirim konusu yapılacak KDV tutarını gelir kaydetmeyi unutmayın.

Kanunen kabul edilmeyen giderlerin KDV’si

Gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde kabul edilmeyen giderlere ilişkin KDV, istisna uygulamalar hariç, hesaplanan KDV’den indirilemiyor. Dönem sonu işlemlerini yaparken, yıl içinde yapılan giderlerin kabul edilebilir olup olmadığına son bir kere bakılmasında, kanunen kabul edilmeyen giderlere ait yüklenilen KDV’nin indirilip indirilmediğinin kontrol edilmesinde yarar var.

Yeni sayılabilecek bir uygulama olduğu için hatırlatayım, finansman gider kısıtlaması kapsamında KKEG olarak dikkate alınan tutarlara ilişkin KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün.

Binek otomobillerine ait giderler nedeniyle yüklenilen KDV

2022 yılında kiralanan binek otomobillerin her birine ait aylık kira bedelinin 8 bin lirayı aşan kısmı, binek otomobillerin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV toplamının 200 bin lirayı aşan kısmı ve binek otomobillere ilişkin giderlerin %30’luk kısmı ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınamıyor.

Bir üst başlıkta özetle ifade ettim ama ayrıca uyarmak isterim. Kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirilemeyeceği düzenlemesi nedeniyle, binek otomobillere ilişkin olarak gider olarak dikkate alınamayan giderlere ilişkin KDV tutarlarının indirim hesaplarından çıkartılması gerekiyor.

Ayni bağış ve yardımlarda KDV düzeltmesi

Bedelsiz bazı teslimler katma değer vergisinden istisna. İstisnaların çoğu da kısmi istisna niteliğinde.

Vergiden istisna edilen teslimler nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimi, istisna bazı uygulamalar dışında mümkün değil. Bu çerçevede indirilemeyen KDV tutarının gider olarak dikkate alınması gerekiyor.

Gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında yer alan bağışlarla ilgili indirim, bazı bağışlarda sınırsız, bazı bağışlarda belirli sınırlar içinde yapılıyor. Bu nedenle hem indirilecek KDV tutarının hem de gider yazılacak KDV tutarının belirlenmesinde bu konuya dikkat edilmeli.

İmha edilen malların KDV’sinin düzeltilmesi

Deprem, sel ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV indirim konusu yapılamıyor.

Bu nedenle, dönem sonlarında imha edilen mal olup olmadığına, varsa düzeltme yapılıp yapılmadığına son bir kere bakmakta yarar var.

Zayi olan sabit kıymetlerin KDV’sinin düzeltilmesi

Yukarıda belirttiğim gibi, istisnaları dışında, zayi olan malların KDV’sinin indirimi mümkün değil. Bu gibi durumlarda, indirim konusu yapılan KDV düzeltiliyor.

Zayi olan malın amortismana tabi bir varlık olması durumunda düzeltmenin nasıl yapılacağı 2018 yılında yapılan bir düzenlemeyle belirlendi. Düzenlemeye göre, zayi olan sabit kıymet faydalı ömrünü tamamlamışsa, düzeltme gereği yok. Varlık faydalı ömrünü tamamlamamışsa, yüklenilen KDV’nin kullanılan süreye isabet eden kısmı indirim konusu yapılabiliyor. Bu çerçevede, 2022 yılında zayi olan bir sabit kıymetiniz varsa, düzeltme işlemini bu düzenlemeye uygun olarak yapmalısınız.

Firelerle ilgili KDV düzeltmesi

İmalat sırasında veya sonrasında meydana gelen fireler zayi olan mal kapsamında değerlendirilmiyor. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin de düzeltilmesine de gerek yok.

Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya kurumlar vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün değil. Konunun ayrıntısına bakmakta ve bir değerlendirme yapmakta var.

Çalınan veya kaybolan malların KDV düzeltmesi

Çalınan/kaybolan malların zayi olan mal olarak değerlendirilmesi ve bu mallar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise ilgili dönemde hesaplanan KDV’ye ilave edilerek düzeltilmesi gerekiyor.

Konuyu bir cümle ile özetlemeye çalıştım ama farklı durumlar ve görüşler olabilir. Örneğin işletmeden çekilen mallar için yapılması gereken işlem farklı. İşletmeden çekilen malların emsal bedeli üzerinden KDV hesaplamak gerekir. Çalındığı düşünülen mallar işletme sahipleri veya çalışanları tarafından işletmeden çekilmiş olabilir. Konuyu incelemek ve uygun işlemi yapmak gerekir.

Henüz gelmemiş faturalar

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin üçüncü fıkrası gereği, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılını izleyen yıl ile sınırlı olduğu unutulmamalı. Düzenleme bu şekilde ama tedbirli olmakta, 2022 yılı faturalarını zamanında almakta ve bu yılın yasal defterlerine kaydederek yüklenilen KDV’yi indirmekte yarar var. Recep BIYIK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/yilsonu-icin-katma-deger-vergisi-notlari/678151

Çarşamba, 28 Aralık 2022 07:43

Danıştay’dan Maliye’ye KKM şoku!

Farkında mısınız bilmiyorum ama son dönemlerde Maliye tarafından yapılan düzenlemelerin birçoğu “yetki aşımı yapıldığı” iddiasıyla yargıya intikal ettiriliyor. Yargı ise, kanunlarda Maliye’ye tanınan yetkinin sınırlarının aşılıp aşılmadığına bakıyor, mükelleflere kanunda yer almayan bir yükümlülük yükleyen ya da kanunda olmayan yeni bir düzenleme getiren Tebliğlerin önce yürütmesini durduruyor, sonrasında ise iptaline karar veriyor. Bu tür kararlara sıkça rastlamaya başladık. İnanın biz de bu kararları izlemekte zorlanıyoruz. Hepsi birbirinden değerli, ders niteliğinde, önemli sonuçları olan kararlar.

Son olarak Danıştay’dan bu kapsamda Maliye’yi şok eden bir yürütmeyi durdurma (YD) kararı daha geldi!

Karar ne ile ilgili mi? Hemen cevap verelim: YD kararı, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı kazançlarına ilişkin kurumlar vergisi istisnasının hesaplama yöntemi ile ilgili.

YD kararına konu ne ile ilgili?

Yabancı paraların Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülmesinden elde edilen kazançlara ilişkin istisna düzenlemesi Kurumlar Vergisi Kanununun (KVK) geçici 14. Maddesinde yer alıyor. Maliye söz konusu istisnanın usul ve esaslarını 19 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile belirlemiş bulunuyor (11.02.2022 tarihli ve 31747 sayılı Resmi Gazete).

Söz konusu düzenlemede birden fazla istisna yer alıyor.

Danıştay’ın Maliye’yi şoke eden YD kararı, geçici 14. Maddenin 1. fıkrasında yer alan “Yabancı Paraların Dönem Sonu Değerlemesinden Kaynaklanan Kur Farkı Kazançlarına İlişkin İstisnanın” hesaplanma yöntemiyle ilgili.

Geçici madde 14/1’de yer alan düzenleme nasıl?

Geçici 14/1. Maddeye göre, Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların 31 Aralık 2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine (17 Şubat 2022) kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda,

1) Bu kapsamdaki yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1 Ekim 2021 ila 31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı,

2) 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine (17 Şubat 2022) kadar Türk lirasına çevrilen hesaplarla ilgili oluşan kur farkı kazançları ile söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar (Merkez Bankası’nca yapılan destek ödemeleri)

kurumlar vergisinden istisna bulunuyor.

Maliye’ye göre istisna tutarının nasıl hesaplanması gerekiyor?

Maliye, 19 No.lu Tebliğin “40.3.1.1. Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna” başlıklı bölümünde, istisna tutarının nasıl hesaplanacağını ayrıntılı olarak açıklamış bulunuyor.

Söz konusu Tebliğde; 31 Aralık 2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraların, geçici 14. madde ve 1211 sayılı Kanunun ilgili hükmünde öngörülen süre ve şekilde Türk Lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüştüren kurumlar vergisi mükelleflerinin, söz konusu yabancı paralarının dördüncü geçici vergilendirme (1 Ekim 2021-31 Aralık 2021) dönemine ilişkin dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının kurumlar vergisinden istisna olduğu, mükelleflerin gerek dönem içi gerekse dönem sonu kur farkı kazançlarını muhtelif usullere göre belirleyebildikleri, ancak, istisnaya konu edilecek kur farkı gelirinin tespitine münhasır olmak üzere, dönem içi döviz çıkışlarında ve istisna tutarının hesaplanmasında ilgili hesaba giriş sırasının (FİFO) esas alınması gerektiği, 31 Aralık 2021 tarihli bilançonun "Bankalar Hesabında" yer alan yabancı paraların birden fazla döviz tevdiat hesabından oluşması halinde KVK’nın geçici 14. maddesi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ilgili mevzuatı çerçevesinde dönüştürülebilen döviz cinslerine ilişkin döviz tevdiat hesaplarının istisna tutarının belirlenmesinde birlikte dikkate alınacağı, istisna hesabında aynı döviz cinsinden döviz tevdiat hesapları birlikte dikkate alınacağından, bu hesaplar arasında yapılan aktarma işlemlerinin giriş çıkış olarak değerlendirilemeyeceği net bir şekilde belirtiliyor.

İstisna tutarının hesaplanma yöntemi tartışmalara neden olmuştu!

19 No.lu Tebliğin yayınlanmasıyla beraber, istisna tutarının hesaplanma şekliyle ilgili tartışmalar ve itirazlar da başladı. İtirazlar genel olarak aşağıdaki iki noktada yoğunlaştı:

- Kur farkı kazançlarının hesaplanmasında ilk giren ilk çıkar (FİFO) yöntemi kullanılacak ve aynı döviz cinsinden birden fazla hesap bulunması halinde bu hesaplar tek hesapmış gibi konsolide edilerek kur farkı hesaplanacak.

- 31 Aralık 2021 tarihli bilançoda yer alan yabancı paraların birden fazla döviz tevdiat hesabından oluşması halinde, dönüşüm oranının tespitinde, dönüştürülmüş olsun veya olmasın kapsama giren tüm döviz tevdiat hesapları birlikte dikkate alınacak.

Maliye’nin yukarıda açıkladığı hesaplama yöntemi, kur farkı istisna tutarının eksik hesaplanmasına neden oldu. Bu hesaplama yöntemine göre istisna tutarını düşük hesaplayan mükelleflerin bir kısmı 2021 hesap dönemi kurumlar vergisi beyanlarını ihtirazî kayıtla verip, dava açtılar.

Hesaplama yönteminden olumsuz etkilenen bir mükellef dava açtı

Maliye’nin 19 No.lu Tebliğde açıkladığı hesaplama yöntemine göre hesaplama yapan ancak istisna tutarını olması gerekenden daha düşük hesaplayan bir mükellef YD talepli iptal davası açtı.

Söz konusu mükellefin dava açma gerekçeleri ise şu şekilde:

“Öncelikle 5520 sayılı Kanunun geçici 14. maddesinde, Hazine ve Maliye Bakanlığına istisna uygulamasının usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmemiştir. 5520 sayılı Kanunun geçici 14. maddesinde bu konuda bir düzenleme olmaması ve ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bir yetki verilmemesine rağmen, Bakanlık tarafından çıkarılan söz konusu Tebliğin “40.3.1.1. Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna” başlıklı bölümünde, gerek dönem içi gerekse dönem sonu kur farkı kazançlarının tespitine münhasır olmak üzere, dönem içi döviz çıkışlarında ve istisna tutarının hesaplanmasında ilgili hesaba giriş sırasının esas alınması gerektiği belirtilerek, istisna uygulanacak kur farkı kazançlarının ilk giren ilk çıkar (FIFO) yöntemine göre belirleneceği açıklanmıştır. FIFO yönteminde ilk giren dövizin ilk çıkacağı, bakiyede kalan dövizin en son girenler olacağı, kurların genel seyrinin artış gösterdiği dönemde FIFO yönteminin dönem sonu bakiyesinde yer alan dövizin maliyetini yükselteceği, dolayısıyla dönem sonuna isabet eden geçici vergi beyannamesinde istisna edilecek kur kazancının düşeceği ve mükellefin vergi yükünün artacağı açıktır. Ayrıca, yine gerek 5520 sayılı Kanunun geçici 14. maddesinde, gerekse Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Tebliğlerinde, 31/12/2021 tarihli bilançonun "Bankalar Hesabında” yer alan yabancı paraların birden fazla döviz tevdiat hesabından oluşması halinde dönüştürülebilen döviz cinslerine ilişkin döviz tevdiat hesaplarının kur farkı kazançlarına ilişkin istisna tutarının belirlenmesinde birlikte dikkate alınacağı şeklinde bir hüküm ve düzenleme olmadığından, yani hesap bazında dönüşüme izin verildiği halde Tebliğ'in iptali istenilen bölümünde dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna tutarının hesaplanmasında aynı döviz cinsinden farklı hesaplar tek bir havuz hesap gibi değerIendirildiğinden ve bu şekilde yapılan hesaplamalar sonucu kur farkı kazançlarına ilişkin istisna tutarı azalacağından, Tebliğdeki bu düzenleme, KVK’nın  geçici 14. Maddesine aykırıdır.”

Danıştay Tebliğin hesaplama yöntemine ilişkin kısmının yürütmesini durdurdu!

Evet, Danıştay, açılan bu dava sonucunda, 19 No.lu Tebliğin istisna tutarını hesaplama yöntemiyle ilgili açıklamaların yer aldığı “40.3.1.1. Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna” başlıklı bölümünün yürütmesini gerekçeli bir şekilde durdurdu.

Söz konusu YD kararının karar kısmının özeti önemine istinaden aşağıda yer alıyor:

“Anayasanın "Vergi Ödevi" başlıklı 73. maddesinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında, maddede belirtilen hallerde Cumhurbaşkanına devredilen yetki haricinde kamu gücüne dayanılarak getirilecek yükümlülüklerin kanunla düzenlenmesinin zorunlu olduğu açıktır. Bu zorunluluk, verginin kanuniliği ilkesi olarak tanımlanmakta olup, bu ilke uyarınca verginin yükümlüsü, konusu, vergiyi doğuran olay, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, zamanaşımı, muafiyet ve istisna gibi vergilendirmenin temel ögelerinin kanun ile belirlenmesi gerekir. Bununla birlikte, vergilendirmenin temel ögeleri ile ilgili olmaması şartıyla, ayrıntılara ve teknik konulara ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca açıklayıcı ve tamamlayıcı nitelikte düzenleyici işlem yapılabilir. Ayrıca vergilendirmeye ilişkin bir konuda kanun ile çerçevesi çizilen düzenlemeye ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenebilmesi için de ilgili kanunda Bakanlığa bu konuda bir yetki verilmesi gerekmektedir.

Nitekim, Anayasa Mahkemesi de verdiği kararlarda, Anayasa'nın 13., 35. ve 73. maddelerinin birlikte değerIendirilmesinden vergilendirme yoluyla mülkiyet hakkına müdahalede bulunulması durumunda takdire dayalı olma ve keyfîliği önlemek için müdahalenin vergiyi doğuran olay, yükümlü, sorumlu, matrah, miktar ve oranların yukarı ve aşağı sınırları, tarh, tahakkuk ve tahsil usulü, yaptırım ve zamanaşımı gibi verginin belli başlı temel ögelerinin ulaşılabilir, belirli ve öngörülebilir şekilde düzenlenmiş bir kanun hükmüne dayanması gerektiği, vergilendirmenin esaslı unsurlarının kanunda belirli ve öngörülebilir şekilde düzenlenmesi gerektiği, bir mali yükümlülüğün bu yönleriyle kanunla yeterince çerçevelenmemişse kişilerin mülkiyet hakkını etkileyecek idari ya da yargısal takdire dayanan uygulamalara yol açabilmesinin mümkün olduğuna (İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. Başvurusu, B:2015/941, 25/10/2019 ve Maliye Bakanlığının vergi kanunlarındaki belirsiz hükümleri yorumlayarak bir standart oluşturmasının, başka bir anlatımla alt ve üst sınırları belirtilmeyen bir istisnanın kapsamını belirlemesinin vergilendirmede kanunilik ilkesine aykırı olduğuna (Bilnam İşletmecilik ve Ticaret A.Ş. ((Eskj Unvanı-Bilnam İşletmecilik ve Tic. Ltd. Şti.)) Başvurusu, B:2016/3675, 03/11/2020) vurgu yapmıştır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, 7352 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 14. maddesinde, kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 01/10/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğunun belirtildiği, ancak istisna edilecek tutarların hesaplanmasında hangi yöntemin uygulanacağı konusunda veya istisna hesabında aynı döviz cinsinden döviz tevdiat hesaplarının birlikte dikkate alınıp alınmayacağı konusunda bir belirlemenin yapılmadığı, ayrıca maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenebileceğine dair davalı idareye bir yetki de verilmediği dikkate alındığında, davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ ile istisna uygulamasına ilişkin bazı usul ve esasların belirlenmesinde ve mükelleflere bu konuda bir yükümlülük getirilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu nedenle, Kanunda Hazine ve Maliye Bakanlığına bir yetki verilmemesine rağmen istisna uygulamasına ilişkin olarak çeşitli usul ve esasların belirlendiği anlaşılan dava konusu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair 19 Seri No.lu Tebliğin "40.3.1.1. Yabancı Paraların Dönem Sonu Değerlemesinden Kaynaklanan Kur Farkı Kazançlarına İlişkin İstisna” bölümünde hukuka uygunluk bulunmadığı ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğmasına yol açabileceği anlaşıldığından, söz konusu kısmın yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.”

Söz konusu Karar, oyçokluğuyla verilmiş bulunuyor.

Maliye bu karara itiraz edebilir mi?

Evet, Maliye, kararın kendisine tebliğini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nda bu karara karşı itirazda bulunabiliyor.

Peki, Maliye’nin bu itirazının kabul edilmesi mümkün mü?

Teorik olarak her şey mümkün. Ancak, kararda yer alan gerekçeler dikkate alındığında, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun bu itirazı reddetme olasılığı çok daha yüksek görünüyor.

Yürütmeyi durdurma kararı tam olarak ne zaman uygulanabilecek?

Maliye’nin, Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen YD kararını, 30 gün içerisinde uygulaması gerekiyor. Ancak, uygulamada, YD kararları, itirazın reddedilmesi halinde uygulanmaya başlanıyor.

Dava süreci devam ediyor, gelişmeleri buradan duyuracağız

Dava süreci devam ediyor, mükellefler Maliye’ye karşı şu an için bir adım önde görünüyor. Bu dava ile ilgili son gelişmeleri buradan duyurmaya çalışacağız. ABDULLAH TOLU

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/danistaydan-maliyeye-kkm-soku/678166

Salı, 27 Aralık 2022 23:10

Nakdi Sermaye Artışı Faiz İndirimi

TCMB internet sitesinde yer alan verilere göre, 2022 yılı için en son açıklanan faiz oranı %13,47 olarak revize edilmiştir. Dolayısıyla 2022 yılı faiz indirimi uygulamasında dikkate alınacak oran budur.

Kurumlar Vergisi Kanununun 10/1-ı maddesinin üçüncü paragrafında yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesiyle nakit sermaye artışı indirimindeki süresiz yararlanma hakkı sona erdi. Nakit sermaye artışı indirimi, ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin veya sermaye artırımına ilişkin kararın tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi ile sınırlandı.(1+4=5)

Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre, anonim şirketlerde nakit sermaye artışlarında, artırılan sermayenin %75’inin, Limited şirketlerde ise tamamının sermayenin düzenlendiği ana sözleşme maddesinde belirtilmesi halinde kararın tescil tarihini takip eden 24 aylık süre içinde ödenmesi imkânı bulunmaktadır. Yeni düzenlemede 5 yıllık süre sınırında dönem tescil tarihinden itibaren başladığından, taahhüt edilen nakit sermayenin belirlenen süre içinde ödenmesi halinde, bu sürenin sonu sermaye artırımına ilişkin kararın tescilin yapıldığı yılı takip eden 4 üncü yılın (hesap döneminin) sonuna olacaktır. İndirim için uygulanacak süre ödeme tarihi ile belirlenen süre sonu arasındaki dönem kapsayacaktır. Başka bir ifade ile 01.01.2022 de tescil edilen bir sermaye artırımda süre 31.12.2026 tarihinde biteceğinden 01.07.2024 tarihinde yapılan nakdi sermaye ödemesi için nakit sermaye artışı indirimindeki süre 2,5 yıl olarak 31.12.2026 tarihine kadar uygulanacaktır.

Yapılan değişiklikle Nakdi Sermaye Artışı Faiz İndirimde sadece süre 5 yıl ile sınırlanmamış. Beş yılla sınırlandırılan süre içinde Sermaye Artışı Faiz İndiriminde Hak Kaybı da Var!

Faiz oranı olarak TCMB tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan, bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınacaktır.  2021 yılı için söz konusu TCMB faiz oranı olarak 24,51% kullanılacak olup, 2022 yılı Nisan Ayında verilecek olan 2021 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde bu oran kullanılacaktır. (Bu oran dördüncü çeyrek beyannameler verilirken TCMB sitesinde %24,52 iken daha sonra %24,51 olarak güncellenmiştir.)

Kanuna göre indirimden finans, bankacılık ve sigortacılık sektöründe faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri faydalanamaz.

Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi kadar hesaplanır. Yani söz konusu indirim aşağıdaki formülle hesaplanır.

Kurum kazancından indirilebilecek tutar = Nakdi Sermaye Artışı * TCMB Ticari Krediler Faiz Oranı * İndirim Oranı * Süre

Örnek 1: 18.08.2019 tarihinde 1 Milyon TL nakdi, 8 Milyon TL ayni sermaye ile kurulan bir anonim şirkette nakdi sermayenin 1/4’ü peşin ödenmiş, kalan taahhüt ise 18.08.2021 tarihinde ödenmiştir. İlaveten 5 Milyon TL sermaye artırımı kararı 10.03.2021 tarihinde tescil edilmiş, sermayenin ¼ lük peşin kısmı 20.01.2021 tarihinde sermaye avansı olarak ödenen tutardan karşılanmış, kalan kısmı 30.12.2021 tarihinde ödenmiştir. Sonrasında ise 11.11.2021 tarihinde 2 Milyon TL sermaye azaltmıştır. Şirketin 2021 yılı Kurum Kazancı 200.000 TL olup, kullanabileceği nakit sermaye artışı faiz indirimi hesabı aşağıdadır.

Sermaye (a) Ayni /Nakdi Tescil Tarihi Ödeme Tarihi TCMB Faiz Oranı
(b)
İndirim Oranı (c) Süre
Ay
(d)
İndirim
(a*b*c*d/12)
8.000.000 Ayni 18.08.2019 18.08.2019 24,51% 50% 12 Ayni
250.000 Nakit 18.08.2019 18.08.2019 24,51% 50% 12 30.637,50
750.000 Nakit 18.08.2019 18.08.2021 24,51% 50% 5 38.296,88
1.250.000 Nakit 10.03.2021 20.01.2021 24,51% 50% 10 127.656,25
3.750.000 Nakit 10.03.2021 30.12.2021 24,51% 50% 1 38.296,88
-2.000.000 Azaltım 11.11.2021 11.11.2021 24,51% 50% 1* -20.425,00
 TOPLAM 214.462,50
 Kullanılabilecek İndirim 200.000,00
 Sonraki Yıla Devreden İndirim 14.462,50

*Ay kesri sermaye artırımında tam alındığı için azaltımda alınmamış olup, eleştiri riski olabilir..!

KAPSAM DIŞI İŞLEMLER

– Nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları,

– Birleşme, devir ve bölünme işlemlerinden kaynaklanan sermaye artışları,

– Bilanço öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi kaynaklı sermaye artışları,

– Ortaklarca veya ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

– Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

– Bilanço içi kalemlerin birbirine mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları

BORÇLA FİNANSE EDİLEN SERMAYENİN DURUMU

Kanuna göre ortaklar veya ilişkili kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

KAR DAĞITIMINDAN SONRA YAPILAN SERMAYE ARTIRIMI

Gelir İdaresi Başkanlığı 2017 yılında verdiği bir özelge ile kâr dağıtımından sonra yapılan sermaye artırımının bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi suretiyle gerçekleştirilen nakdi sermaye artırımları olması nedeniyle indirimden faydalanamayacağını belirtmiştir. Söz konusu özelgede zaman sınırı belirtilmemiştir. Yani kar dağıtımı ile aynı gün, sonraki gün, aynı yıl şeklinde bir belirleme yapılmamıştır. Bu özelgenin geniş yorumlanması halinde kar dağıtımı yapmış olan bir şirket bir daha bu indirimden faydalanamayacağı gibi Kanunun amacından çıkan bir sonuca gider. Ayrıca önce sermaye artırımı, akabinde kar dağıtılması halinde indirimden faydalanılıp faydalanılamayacağı bu özelgenin konusu olmadığı için açıklanmamış olmakla birlikte, aynı mantıkla onun da mümkün olmayacağı görüşü çıkabilir. Bu sınırlama Kanunun özünden saptığı gibi, uygulamayı kilitleyecek bir görüştür. Bir şirket ortağı kar dağıtımından sonra o paranın sahibidir ve isterse şirketine koyar, isterse şahsı için kullanır.

ORTAKLAR CARİ VE SERMAYE AVANSLARI HESAPLARI

Kanunda ortakların nakit alacaklarının sermayeye eklenmesine ilişkin bir sınırlama olmamakla birlikte, uygulamada Kanunu genişleten tebliğ, tebliği genişleten özelgeler ve özelgeleri genişleten vergi incelemeleri ile söz konusu indirimin kullanılması adeta imkansız hale gelmektedir. Zira Kanunda sadece nakit dışındaki varlık devirleri ve öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi ve ortaklar veya ilişkili kişilerce borçlanarak sermaye konulması durumunda müesseseden faydalanılamayacağı belirtilmektedir. Ancak Tebliğ ile Kanundaki sınırlamalar genişletilmiş ve bilanço içi kalemlerin birbirine mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları ifadesi eklenmiştir.

Sonraki bir tebliğ düzenlemesi ile de SERMAYE AVANSLARI konusu anlatılmış ve sermaye avanslarının uygulamadan faydalanabilmesi için iki adet şart konmuştur. İlki sermaye avansının banka hesabına yatırıldığı tarihten itibaren şirketin bilançosunda öz sermaye kalemleri arasında yer alan “Diğer Sermaye Yedekleri” hesabında izlenmesi şartıdır. İkincisi ise banka hesabına yatırıldığı tarihin içinde bulunduğu hesap döneminin sonuna kadar bu tutarlarla ilgili sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil ettirilmesidir.

Yukarıdaki ikinci şart neticesinde ise yılı içerisinde tescil edilemeyen sermaye avanslarının uygulamadan faydalanması engellenmiş olmaktadır. Kanunda konulan nakit sermayenin yıl sonuna kadar tescili şartı bulunmamaktadır. Zaten tescil gecikmesi kullanılan indirimi azaltmaktadır. Bunun ötesinde bir düzenleme hem yetki aşımıdır hem de Kanunun amacı ile çelişmektedir.

Yukarıdaki ilk şart neticesinde ise ortakların nakit alacakları 529-Diğer Sermaye Yedekleri hesabı dışında 331- Ortaklara Borçlar gibi hesaplarda izlendiği için uygulamadan faydalandırılmamaktadır. Halbuki ortağa nakit borcun bir gün ödenmesi gerektiği için, bu alacağın sermayeye eklenmesi öz kaynakları güçlendirecek olup, uygulamadan yararlandırılmamasının yanlış olduğunu değerlendiriyoruz. Zira burada öz kaynağın sermayeye ilavesi değil, nakit olarak ödenmesi gereken bir borcun sermayeye ilavesi söz konusudur. Söz konusu borç önce nakit olarak ödense sonra sermayeye ilave edilse de bu defa incelemelerde eleştiri konusu edilmektedir. Yani Kanun tebliğle, tebliğ özelgelerle, özelgeler ise incelemeler ile genişletiliyor. Hatta incelemelerde çok daha ileri safhalara gidildiği, örneğin tasfiye olan bir şirketteki payın diğer şirkete konmasının şirketler arası dolandırma yorumu ile reddedildiği veya sermayeye ilave edilen bankadaki paranın kaynağının şirket olduğundan bahisle indirimden yararlandırılmadığı gibi uygulamalara gidilmektedir. Yani indirimden faydalanma imkanı fiilen ortadan kaldırılmaktadır.

Bir diğer konu ise artırılan sermaye ile ortakların borçlarının ödenebilir ödenemeyeceğidir. Bu konuda halihazırda bir görüş bulunmamakla birlikte, borcun sermayeye eklenmesi halinde indirime izin vermeyen idarenin, aynı konan sermaye ile ortağa borç ödenmesine izin vermeme ihtimali mevcuttur.

FARKLILAŞTIRILMIŞ İNDİRİM ORANLARI

Kanuni indirim oranının %50 olduğunu yukarıda açıkladık. Ayrıca 2021 yılında 7338 sayılı Kanunla nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için indirim oranı %75 olarak belirlenmiştir.

Kanundaki bu iki oran dışında Bakanlar Kuruluna (Cumhurbaşkanına) bu oranı değiştirme yetkisi tanınmış olup, bu yetki 2015/7910 sayılı BKK ile kullanılmıştır. Bu kapsamda farklılaştırılan oranlar aşağıdaki gibidir. Bu nedenle aşağıdaki tanımlamalara uyanların %50 değil, karşısındaki oranları kullanmalıdırlar.

İNDİRİM ORANI

Genel indirim oranı

            50 %

Nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için

75 %

%50 ve daha az payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketleri

75 %

%50’nin üzerinde payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketleri

100 %

Nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu yatırımların inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarla sınırlı olmak üzere

75 %

Gelirlerinin %25 veya fazlası, faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri

0

Aktif toplamının %50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri

0

ARTIRILAN NAKDİ SERMAYENİN BAŞKA ŞİRKETLERE SERMAYE OLARAK KONULAN VEYA KREDİ OLARAK KULLANDIRILAN KISMI

0

Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden kısım

0

09.03.2015 tarihinden 01.07.2015 tarihine kadar olan dönemde sermaye azaltımına gidilmiş olması halinde, artırılan sermaye tutarının azaltılan sermaye tutarına tekabül eden kısmı.

0

Ferit TAŞ
Yeminli Mali Müşavir
VDK Başkan Yardımcısı (E)
Maliye Müfettişi (E)
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Vergi mevzuatı ve uygulamalarında kullanılan terimler esas alınarak hazırlanan Vergi Terimleri Sözlüğü yayınlanmıştır.

Sözlüğe, sitemizde (www.gib.gov.tr) yer alan ——  Yardım ve Kaynaklar bölümünden ulaşabilirsiniz.

Siz değerli kullanıcıların da katkılarıyla geliştirilmeye açık olan Vergi Terimleri Sözlüğü için görüş ve önerilerinizi This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. adresine e-posta yoluyla iletebilirsiniz.

Vergi Terimleri Sözlüğüne ulaşmak için tıklayınız

Kaynak: GİB

GV İstisna + DV İstisna + BES Yok + İşveren 5 Puan Yok
Hesaplamalar Bilgi İçindir Herhangi Bir Sorumluluk Kabul Edilmez
Asgari Ücret 10.008,00
SGK Taban Matrahı 10.008,00
SGK Tavan Matrahı 75.060,00
Gün 30
Günlük Ücret 333,60
Brüt Aylık Ücret 10.008,00
İşçi SGK Payı (%7,5) 750,60
İşçi İşsizlik Sigortası Payı (%1) Emekli Yok 0,00
Gelir Vergisi Matrahı 9.257,40
Gelir Vergisi Tutarı (%15 – Asgari Ücretlinin İstisnası: 1.388,61 – 1.276,02 TL.=112,59) 112,59
Damga Vergisi Tutarı (%0,759 – Asgari Ücret İstisnası: 75,96 TL.) 0,00
Zorunlu BES Kesintisi (%3) Emekli Yok 0,00
Kesintiler Toplamı 863,19
Net Ele Geçen Tutar 9.144,81
İŞVERENE MALİYET HESABI
Brüt Aylık Ücret 10.008,00
İşveren SGK Payı (%22,5) 2.251,80
İşveren SGK Teşvik (%5 – 5510) Emekli Yok 0,00
İşveren SGK Payı Kalan 2.251,80
İşveren SGDP KVSKP (%2) 200,16
TOPLAM İŞVERENE MALİYET 12.459,96
Salı, 27 Aralık 2022 08:54

KAPICI' nın İşverene Maliyeti (2023)

GV Yok + DV Yok + BES Yok  + 5 Puan Teşvik
Hesaplamalar Bilgi İçindir Herhangi Bir Sorumluluk Kabul Edilmez
Asgari Ücret 10.008,00
SGK Taban Matrahı 10.008,00
SGK Tavan Matrahı 75.060,00
Gün 30
Günlük Ücret 333,60
Brüt Aylık Ücret 10.008,00
İşçi SGK Payı (%14) 1.401,12
İşçi İşsizlik Sigortası Payı (%1) 100.08
Gelir Vergisi Matrahı Kapıcı Yok 8.506,80
Gelir Vergisi Tutarı (%15) Kapıcı Yok 0,00
Damga Vergisi Tutarı (%0,759) Kapıcı Yok 0,00
Zorunlu BES Kesintisi (%3) 0,00
Kesintiler Toplamı 1.501,20
Net Ele Geçen Tutar 8.506,80
İŞVERENE MALİYET HESABI
Brüt Aylık Ücret 10.008,00
İşveren SGK Payı (%20,5) 2.051,64
İşveren SGK Teşvik (%5 – 5510) 500,40
İşveren SGK Payı Kalan 1.551,24
İşveren İşsizlik Sigortası Payı (%2) 200,16
TOPLAM İŞVERENE MALİYET 11.759,40

Geçtiğimiz günlerde Kamu Gözetimi Kurumu’nun (KGK) kuruluş kanunu olan 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de bazı değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerden belki de en dikkat çekeni denetime tabi şirketlerin KGK tarafından gözetimlerinin yapılacak olması.

Bu değişiklik birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Son zamanlarda tarafıma iletilen soruların da başında bu değişiklik geliyor.

Akıllardaki soru işaretleriyle birlikte konuyu başlıklar halinde ele almaya çalışalım.

Değişikliğe Neden İhtiyaç Duyuldu?

KGK tarafından yapılan inceleme çalışmalarının muhatapları bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşları. KGK tarafından incelenmesi amacıyla dosyası seçilen bağımsız denetime tabi şirketler çoğunlukla bu incelemelerden bihaber. Ancak denetlenen finansal tablolar bizzat şirket yönetimleri tarafından hazırlanan finansal tablolar.

Üstelik yapılan incelemelerin sonucunda finansal tablolarda onlarca yanlışlığın tespit edildiğini de biliyoruz. Üstelik şirketlerin ve paydaşlarının bu yanlışlıklardan haberlerinin dahi olmaması acı bir gerçek. KGK, denetlenen şirketleri de gözetim kapsamına dahil ederek denetçiyle denetlenen şirket yönetimlerinin iletişimini, denetlenen şirketlerin bağımsız denetime olan farkındalıklarını ve temelde de denetimin kalitesini arttırmayı hedeflemekte.

Denetimin Kalitesine Nasıl Etki Edecek?

KGK’nın saha incelemeleri, tamamlanmış bir denetim dosyası üzerinden yürütülmekte olup, denetçinin uzmana sunmuş olduğu bilgi ve belgeler üzerinden gerçekleştiriliyor. Bazen sunulan bilgi ve belgelerin kasıtlı veya kasıtsız olarak, eksik veya yanlış sunulduğu durumlarda yapılan inceleme çalışmalarının kalitesi de azalabiliyor.

KGK denetime tabi tutulan şirket bünyesinde gerçekleştirilen gözetim faaliyetleriyle kendisine sunulan bilgi ve belgelerin gerçekliğini ve doğruluğunu teyit edebilecek. Bu sayede yapılan incelemelerde denetim kuruluşları ve denetimi üstlenen denetçilerden alınan bilgi ve belgelerle bağımsız denetime tabi işletmelerden alınan bilgi ve belgelerin karşılaştırılması mümkün olabilecek. Bu durumun da doğrudan denetimin kalitesine etki edecektir.

Şirketlerin Finansal Tablo Hazırlama Yükümlülüğü

Hepimizin de bildiği üzere denetime tabi tutulacak finansal tabloların hazırlanması yükümlülüğü denetime tabi tutulan şirket yönetimlerine aittir. Ancak çoğu şirketin bu yükümlülükten haberi dahi yok. Haberi olmamasının da ötesinde bu yükümlülüğü denetçinin görevi olduğunu düşünen şirket sayısı da azımsanmayacak seviyede.

Bu nedenle çoğu şirkette finansal tabloların hazırlanmasına konu olan ne bir çalışma ne de bir düzeltme kaydı mevcut değil. Bu durumu en çok denetçi değişikliği yapılan şirketlerde gözlemleyebiliyoruz. Denetlenen şirket yönetimlerinden finansal tablolara konu olan çalışma ve düzeltme kayıtlarını talep ettiğinizde çoğunlukla böyle bir çalışmanın mevcut olmadığı gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorsunuz.

Şirketlerin İstenecek Bilgi ve Belgelere Hazırlıklı Olması Lazım

Denetlenen şirket yönetimlerinin, finansal tablolara konu edilen muhasebe politikaları ve tahminler de dahil olmak üzere geçmiş yıllara ait tüm finansal bilgilerin ve düzeltme kayıtlarının şirket bünyesinde muhafaza edilmesi gerekliliğinin farkında olması lazım.

Şirketler nezdinde yapılacak gözetim faaliyetlerinde istenilmesi muhtemel ilk belgeler bunlar olacaktır. Üstelik hiçbir gerekçe göstermeksizin bizim bu bilgi, belge ve dokümanları on yıl boyunca saklama zorunluluğumuz olduğunu da göz ardı etmememiz gerek.

Asıl Amaç Denetlenen Şirketlere Ceza Değil! Rehberlik Sağlamak

KGK’nın mevcut mevzuat hükümlerine göre denetlenen şirketlere herhangi bir yaptırım uygulaması söz konusu değil. Her ne kadar kuruluş kanununa bu şirketlerin gözetimine dair bir madde eklenmiş olsa da denetime tabi şirketlerin denetlenmesi ve yaptırım uygulanması şu an için mümkün değil.

İlk etapta KGK zaten herhangi bir yaptırım ya da cezai bir müeyyideden ziyade, standartları yayımlama konusunda tek yetkili olması sebebiyle, denetlenen işletmelerle direkt bağlantı kurarak standart hükümlerinin uygulamasına yönelik rehberlik sağlamayı ve oluşan uygulama farklılıklarını ortadan kaldırabilmeyi amaçlayacaktır.

İkincil Bir Mevzuat Düzenlemesini Beklemek Lazım

KGK bu yetkiyi kuruluş kanununa ekledi ancak şu an için bu yetkiyi nasıl ve hangi çerçevede kullanacağı tamamen belirsiz. İlerleyen süreçte paydaşlarıyla da iletişim kurarak bu noktada ikincil bir mevzuat çalışması yaparak denetlenen işletmelerdeki gözetim faaliyetlerinin amacını ve kapsamını belirleyecektir.

Bekleyip görmekte fayda var.

Nusret AYYILDIZ

Bağımsız Denetçi / Kamu Gözetimi Kurumu Eski Uzmanı

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/denetime-tabi-sirketleri-bekleyen-tehlike/678052

 

Salı, 27 Aralık 2022 08:12

Çalışanlara Vergi İndirimi Geliyor

Hazine ve Maliye Bakanlığı işçi, işveren ve memur sendikalarının uzun süredir talep ettiği işçi ve memurların ücretinden kesilen vergide indirim yapılması konusunda çalışma başlattı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, HABERTÜRK TV’de Kübra Par’ın Açık ve Net Programı’nda yaptığı açıklamada, vergi dilimleri konusunda çalışma yapıldığını, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati açıkladığı zaman çok önemli etkisi olacağını söyledi. Bilgin, yapılacak düzenlemenin çalışanların ücretlerini çok rahatlatacağını, “Ocak ayında aldığımız maaşı neden temmuzda alamıyoruz” eleştirilerinin ortadan kalkacağını söyledi.

SEÇENEKLER ARASINDA İLK VERGİ DİLİMİNİN YÜZDE 10’A İNDİRİLMESİ VAR

İşçi ve memurların ücretinde birinci vergi diliminde yüzde 15, ikinci vergi diliminde yüzde 20, üçüncü vergi diliminde yüzde 27, dördüncü vergi diliminde yüzde 35 ve beşinci vergi diliminde ise yüzde 40 oranında gelir vergisi alınıyor.

HABERTÜRK’ün edindiği bilgilere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ücretten alınan vergileri indirme konusundaki teknik çalışmaları devam ediyor. Seçenekler arasında ilk vergi diliminin yüzde 15’ten 10’a indirilmesi ve sonraki vergi dilimlerinin aynı oranda bırakılması da bulunuyor.

VERGİ TARİFESİNDE YÜKSEK ORANLI ARTIŞ

Vergi tarifesi her yıl yeniden değerleme oranında (YDO) artırılıyor. Artırım sırasında yüzde 5’e kadar küsuratlar dikkate alınmıyor. Bunun sonucunda vergi tarifesi her yıl daha düşük oranda artıyor. Bundan dolayı işçi ve memur her yıl daha fazla vergi ödüyor.

Gelir vergisi tarifesinin bu yıl yüzde 122,93 olan yeniden değerleme oranında artırılması halinde yüzde 15 vergiye tabi kazançların tutarı 32 bin liradan 70 bin liraya,

yüzde 20 vergiye tabi kazançların tutarı 70 bin liradan 150 bin liraya,

yüzde 27 vergiye tabi kazançların tutarı 250 bin liradan 550 bin liraya,

yüzde 30 vergiye tabi kazançlar 880 bin liradan 1 milyon 900 bin liraya yükselecek.

Halen 880 bin lirayı aşan kazançlar için yüzde 40 oranında vergi uygulanıyor. Yeniden değerleme oranında artışla 1 milyon 900 bin lirayı aşan kazançlar yüzde 40 vergiye tabi olacak.

Gelir Vergisi Kanunu’na göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelir vergisi tarifesinde yeniden değerleme oranı ile artırılan tutarları yüzde 50’ye kadar artırabiliyor. Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanırsa yüzde 15 vergiye tabi kazanç tutarı 32 bin liradan 105 bin liraya, yüzde 20 vergiye tabi kazançların tutarı 70 bin liradan 225 bin liraya, yüzde 27 vergiye tabi kazanç tutarı da 250 bin liradan 825 bin liraya çıkacak.

ÇALIŞANLARA NASIL YANSIYACAK?

Yapılacak düzenlemelerin çalışanların ödeyeceği vergilere nasıl yansıyacağını brüt 20 bin liralık kazanç üzerinden farklı senaryolara göre hesapladım.

Vergi oranlarının değişmediği, vergi tarifesinin yeniden değerleme oranında (%122,93) arttığı senaryo:

İşçinin ocak ayında 15.650 TL olan ücreti mayıs ayından itibaren ikinci vergi dilimine girecek ve 14 bin 800 liraya, ekim ayından itibaren de 14.035 liraya düşecek. Yıllık 24 bin 164 TL gelir vergisi ödeyecek, 12 ay boyunca ele geçen net ücreti 178 bin 925 TL olacak.

İlk vergi diliminin yüzde 10’a indirildiği, vergi tarifesinin yüzde 122,93 artırıldığı senaryo:

Çalışanların eline ocak ayında 16.075 TL geçecek, mayıs ayından itibaren ikinci, eylül ayından itibaren de üçüncü vergi dilimine girecekler. Ücretleri önce 15.375 TL’ye, sonra 14.035 TL’ye gerileyecek. Böyle bir senaryoda çalışanların mevcut duruma göre kazancı olmayacak. Net ücretleri ay içinde farklı olsa da yıllık bazda toplam net ücretleri 178 bin 925 TL, ödeyecekleri gelir vergisi de 24 bin 164 TL olacak.

Mevcut vergi oranlarının değişmediği ancak Cumhurbaşkanı’nın vergi tarifesini %50 artırdığı senaryo:

Çalışanların ocak ayında 15.650 TL olan net ücretleri temmuz ayında ikinci vergi dilimine girecek ve yılın kalan döneminde aylık 14.800 TL’ye düşecek. Bu senaryoda yıllık gelir vergisi tutarı 20 bin 238 TL’ye gerileyecek, yıllık toplam net ücreti ise 182 bin 851 TL olacak.

İlk vergi diliminin %10’a indirildiği ve Cumhurbaşkanı’nın vergi tarifesini %50 artırdığı senaryo:

Çalışanlar açısından en iyi sonuç bu senaryoda elde edilecek. Aylık brüt ücreti 20 bin lira olan çalışanların ocak ayında 16.075 TL olan ücreti aralık ayında da 16.075 TL olarak ödenecek. Brüt ücreti 20 bin lira olan çalışanların ödeyeceği yıllık gelir vergisi 10 bin 191 TL’ye düşecek, ele geçen yıllık toplam ücretleri ise 192 bin 897 TL’ye çıkacak.

VERGİ ORANINDA İNDİRİM İÇİN KANUN DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR

Vergi tarifesini yeniden değerleme oranının yüzde 50 üzerine çıkarma konusunda Cumhurbaşkanı’nın yetkisi bulunuyor. Kararname ile bu düzenleme yapılabilecek. Ancak, vergi oranında indirim için kanun değişikliği yapılması gerekiyor.

İŞÇİ İŞVEREN SENDİKALARINDAN ORTAK MEKTUP

TÜRK – İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Başkanı Özgür Burak Akkol ekim ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a konuyla ilgili ortak mektup gönderdi. Mektupta gelir vergisi tarifesindeki artışların enflasyonun altında kalması nedeniyle ücretlilerin ödediği vergilerin arttığına dikkat çekildi. Bu durumun, ücretlilerin her geçen yıl daha erken tarihte yüksek vergi dilimine girmesine yol açtığı kaydedilen mektupta, “Gelir vergisi tarifesinin ilk basamağının geçmiş yıllarda olduğu gibi yıllık asgari ücret brüt tutarının (fazla mesai, yakacak yardımları gibi ek menfaatler de dikkate alınarak) belirli bir miktar üzerinde tespit edilmesi, diğer vergi tarifesi oranlarının da ilk dilim baz alınarak çalışan lehine güncellenmesi TÜRK-İŞ ve TİSK olarak talebimizdir” denildi.

HAK – İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, ücretlerden alınan vergiye ilişkin hazırladıkları raporu Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e sundu. Arslan, vergi dilimlerinin ücretlere yapılan zam oranlarına paralel olarak düzenlenmesini istedi.

https://www.haberturk.com/vergide-indirim-gundemde-3550811-ekonomi

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Yeme İçme Hizmeti Veren Yerlerde KDV Uygulamasına İlişkin Yeni Tebliğ Düzenlemesi Bilindiği üzere; KDV oranlarının belirlendiği ve güncellenmiş 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ekli I…
  • Deprem Bölgesinde Bazı Yerler İçin SGK Yönünden Mücbir Sebep Hali Uzatıldı T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü DUYURU…
  • SGK’YA OLAN PRİM VE DİĞER BORÇLAR HERGÜN 00:15-23:00 SAATLERİ ARASINDA KREDİ KARTI VEYA BANKA KARTIYLA ÖDENEBİLECEKTİR SGK’ya olan prim ve diğer borçlar www.sgk.gov.tr web sayfasında yer…
Top