Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

1 Şubat 2022 tarih ve 31737 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan “Kooperatif ve Üst Kuruluşlarının Denetimine Dair Yönetmelik” ile kooperatiflere denetleme organının yapacağı denetimin dışında şartları taşıması halinde kooperatiflere dış denetim zorunluluğu getirilmiştir.

Kooperatiflerde dış denetimin konusu; kooperatif finansal tablolarının, Kooperatifler Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve ilgili mevzuata göre hazırlanıp hazırlanmadığı; gelir ve giderlerinin dayanağını oluşturan belgelerin ilgili mevzuata uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği; gelir ve gider hesapları ile bilanço hesaplarının defter, kayıt ve belgelerle uyumlu olup olmadığıdır. Yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu içerisinde yer alan finansal bilgiler de dış denetimin kapsamı içindedir.

Aşağıdaki şartlardan birini sağlayan faal kooperatifler dış denetime tabidir: a) Tarım satış, tarım kredi, esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet, pancar ekicileri kooperatifleri.

b) Yapı ruhsatı alınmış ve ortak sayısı 100 veya daha fazla olan yapı, turizm geliştirme ve gayrimenkul işletme konularında faaliyet gösteren kooperatifler.

c) Faaliyet konusuna bakılmaksızın 30 milyon Türk lirası ve üstü net satış hasılatı olan kooperatifler.

ç) Faaliyet konusuna bakılmaksızın 2.000 ve daha fazla ortağı bulunan kooperatifler.

Kooperatiflerin (c) bendindeki şartı art arda iki hesap döneminde sağlamaları durumunda, müteakip hesap döneminden itibaren dış denetime tabidir.

Kooperatiflerin yıllık net satış hasılatı hesaplanırken vergi mevzuatı çerçevesinde kamu idarelerine sunulmak üzere hazırlanan art arda iki hesap dönemine ilişkin bilanço ve gelir tablosu dikkate alınır. Yıllık net satış hasılatının hesaplanmasında varsa kooperatiflerin bağlı ortaklıkların ve iştiraklerin yıllık net satış hasılatı da dikkate alınır. 

Kooperatiflerde dış denetim yapabilecekler;

a) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilen bağımsız denetçiler,

b) 3568 sayılı Kanuna tabi meslek mensupları,

c) İlgili Bakanlıkça dış denetimle yetkilendirilen, bağlı olunan merkez birlikleri veya merkez birliği kurulamamışsa bağlı olunan birlikler tarafından yapılabilir.

Dış denetçiler, kuruluşta ana sözleşmeyle; sonraki dönemlerde genel kurul kararıyla “görev yapacağı hesap dönemi içerisinde” seçilirler. Dış denetçinin seçimi, ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilir. 

DIŞ DENETİME TABİ OLDUĞU HALDE SÖZ KONUSU DENETİMİ YAPTIRMAYAN KOOPERATİFLERİN FİNANSAL TABLOLARI, YÖNETİM KURULU YILLIK FAALİYET RAPORU VE İBRA KONULARINDA ALINAN GENEL KURUL KARARLARI GEÇERSİZ OLACAKTIR.

Yönetmeliğin dış denetime ilişkin hükümleri 01.01.2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu sebeple, denetime tabi kooperatiflerin 2023 yılında yapacağı genel kurullarında “2023 yılı hesap dönemi için” dış denetçi seçmesi gerekmektedir

https://www.linkedin.com/pulse/kooperatiflerde-ba%C4%9Fimsiz-denetim-zorunlulu%C4%9Fu-melike-k%C3%BCll%C3%BC/?midToken=AQG2PdSeqr_hIg&midSig=1myabMzFiM7GI1&trk=eml-email_series_follow_newsletter_01-newsletter_content_preview-0-title_&trkEmail=eml-email_series_follow_newsletter_01-newsletter_content_preview-0-title_-null-1u7jlk~lfjx5cs6~va-null-null&eid=1u7jlk-lfjx5cs6-va

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : E-24010506-010.07.01-68143973

Konu : Meslek Mensuplarına İlişkin Erteleme

Tarih: 22.03.2023

GENEL YAZI

Bilindiği üzere, mücbir sebep hali ilan edilen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde faaliyet gösteren meslek mensuplarıyla 6/2/2023 tarihi itibariyle aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan ve mücbir sebep ilan edilen yerler dışında işyeri bulunan işverenler hakkında 2023-8 ve 2023-9 sayılı genelgeler yayımlanmıştır.

2023-8 sayılı genelgede “Otomatik olarak erteleme dışında kalan ancak bu genelge kapsamında iddia eden işverenlerin Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili taşra biriminden erteleme kapsamında oldukların dair alacakları belge ile Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne /Sosyal Güvenlik Merkezine başvurmaları ve bu kapsamda olduklarının anlaşılması halinde erteleme işlemleri işveren intra-işveren-terkin ve ertelemeler dönem bazında borç erteleme menüsü vasıtasıyla yapılacaktır.” ifadesi yer almaktadır.

Ancak, meydana gelen depremden etkilenen illerde vergi dairelerinin hasarlı ya da yıkılmış olması, vergi dairesi çalışanlarının yaralı ya da vefat etmiş olmaları, teknik ve fiziki altyapı yetersizliği gibi nedenlerle erteleme kapsamında olunduğuna dair Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili taşra biriminden söz konusu belgelerin verilmesinde sıkıntılar yaşandığı anlaşılmıştır.

Söz konusu durumla ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerine ilişkin mükelleflerle/işverenlerle aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan ve muhtasar ve prim hizmet beyannamesi gönderen meslek mensuplarının bilgileri alınmıştır.

Bu kapsamda; Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde faaliyet gösteren meslek mensuplarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunmasına karşın otomatik olarak erteleme işlemi yapılmadığını iddia eden işverenler tarafından genel yazı ekinde yer alan meslek mensuplarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunduğuna dair sözleşmenin ibraz edilmesi halinde, 2023-8 ve 2023-9 sayılı sayılı genelgelerde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü /Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlükleri tarafından erteleme işlemleri yapılacaktır.

Zeki ÖZDEMİR

Genel Müdür V.

EK: Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi Bulunan Meslek Mensuplarına İlişkin

Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Yedi gelir unsurundan oluşan gelir vergisi beyannamesi her yıl Mart’ta beyan edilir. Yıllık beyannameyle beyan edilecek gelirlerden biri de belli tutarı aşan ve iki ayrı işverenden alınan ücret gelirleridir…

2022 yılına ilişkin olup 2023 yılı Mart ayında beyan edilecek yıllık gelir vergisi beyannamesi; gerçek kişilerce bir takvim yılında elde edilen ticarî kazanç, ziraî kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlar olmak üzere yedi gelir unsurundan oluşmaktadır. Mart ayına girmiş olduğumuz bu süreçte, yıl içerisinde kesinti yoluyla vergisi ödendiği halde, bazı ücret gelirlerinin yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi gerekiyor. Ücret; para şeklinde olabileceği gibi ayni veya para ile temsil edilebilen menfaat şeklinde de olabilir. Ücretin; ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık ilişkisi niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması ücretin niteliğini değiştirmez.

BEYAN EDİLECEK ÜCRETLER

2022 yılında, tek işverenden alınmış ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirlerinin yıllık tutarı 880 bin lirayı aşması durumunda 2023 yılı Mart ayında yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekecektir. Yıllık tutarı 880 bin lirayı aşmazsa yıllık beyanname verilmeyecek. Ücret gelirlerinin yıllık beyannameye dâhil edilmesi halinde, beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan vergiden, yıl içinde ödenen ücret üzerinden kesilen gelir vergisinin asgari geçim indirimi düşülmeden önceki tutarı mahsup edilecek olup kalanı ödenecektir.

Ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde, tek işverenden ücret geliri elde edenler ile birden fazla işverenden ücret geliri elde edenlerin durumuna göre önem arz etmektedir. Buna göre;

— Tek işverenden kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde eden ve ücret toplamı 2022 yılında 880 bin lirayı (2023 yılı için 1.900 bin lira) aşan ücretliler,

— Birden fazla işverenden kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde eden ücretlilerden, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 2022 yılında 70 bin lirayı (2023 yılı için 150 bin lira) aşan ücretliler,

— Birden fazla işverenden kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde eden ücretlilerden, birinci işverenden aldıkları ücret geliri dâhil olmak üzere aldıkları ücretlerin toplamı 2022 yılında 880 bin lirayı aşan ücretliler,

— Tevkifata tabi ücret gelirleri 2022 yılında 880 bin lirayı aşan veya birden fazla işverenden ücret alan ve birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 70 bin lirayı aşan profesyonel spor yarışmaları ile basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerindeki yarışmaları yöneten spor hakemleri,

— Tevkifata tabi olan ücret geliri toplamı 2022 yılında 880 bin lirayı aşan sporcular ücret gelirlerinden dolayı yılık gelir vergisi beyannamesi vermek zorundadırlar.

BEYAN VE ÖDEME

Yukarıdaki izahatlar çerçevesinde 2022 yılında ücret geliri elde edenler, 2023 yılı Mart ayında (1 Mart-31 Mart) yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorundadırlar. Yıl içerisinde, işverenleri tarafından kesinti yoluyla ödenen vergileri, hesaplanan vergilerinden mahsup edildikten sonra (varsa) kalan vergileri Mart ve Temmuz ayları olmak üzere iki eşit taksitle ödenmesi gerekiyor. Bazı durumlarda ise iade çıkabiliyor, iade çıkması halinde ise ilgili tutar kişiye iade ediliyor. Beyanname vermek zorunda olacak kişiler beyannamelerini; GİB üzerinden Hazır Beyan Sistemi aracılığıyla internet ortamında beyan edebilirler.

Yüksek ücret alan veya birden çok işverenden ücret alanların ücret gelirlerinden dolayı bir sonraki yıl Mart ayında beyanname vermeleri gerektiği halde beyannamelerini ihmal ettikleri ve ciddi vergi ve cezalarıyla karşı karşıya kaldıkları biliniyor. Özellikle yıl içerisinde işyeri değiştirerek birden çok işverenden ücret alanların bu duruma dikkat etmeleri gerekiyor. Bu durumda olanların bir mali müşavire danışarak beyanlarını hatasız vermelerinde fayda bulunuyor.

Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
Öğretim Görevlisi
Alomaliye.com Yayın Kurulu Başkanı
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2023/03/22/iki-ayri-isverenden-ucret-alanlar/

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan son günlerin merak edilen konusu emekli maaşlarıyla ilgili de açıklamalar yaptı. Erdoğan en düşük emekli maaşının 7500 lira olacağını açıkladı.

Bu akşam buradan güzel müjdeyi vermiş olayım

Erdoğan "Emeklilerle ilgili çalışmamızı yaptık. Bu rakamı da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımızla belirledik. Açıklamak yine bana kaldı. Bu akşam buradan güzel müjdeyi vermiş olayım. Bunu 7 bin 500 lira olarak bu akşam buradan açıklamış oluyoruz" ifadelerini kullandı.

Milletimize, tüm emeklilerimize hayırlı ve uğurlu olsun

Konuyla ilgili Twitter adresinden de bir paylaşım yapan Erdoğan, “En düşük emekli aylığını 7 bin 500 liraya yükseltme kararı aldık. Milletimize, tüm emeklilerimize hayırlı ve uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.

https://www.dunya.com/gundem/erdogan-acikladi-en-dusuk-emekli-maasi-7-bin-500-lira-haberi-689210

ÖZET:

Emeklilik hakkı olan çalışanların emekli olmak istemeleri halinde “08-Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle” kodu ile işten çıkışı gerçekleştirilmelidir. İşten çıkışı yapılan sigortalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na bizzat başvuru yaparak veya elektronik olarak e-Devlet üzerinden emeklilik başvurusunu yaptıktan sonra yeniden çalışmaya başlaması durumunda “8- Sosyal güvenlik destek primi” sigortalılık kodu ile 4A sigortalı işe giriş bildirgesi verilmesi gerekmektedir. Ancak burada dikkate edilmesi gereken en önemli husus, çalışanın emeklilik için başvuru yaptığı tarihi takip eden gün ve sonrası için SGDP işe girişinin yapılmasıdır.

Emeklilik nedeniyle “08-Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle” kodu ile işten çıkışı yapılıp, “8- Sosyal güvenlik destek primi” sigortalılık kodu ile 4A sigortalı işe giriş bildirgesi verilen sigortalıların muhtasar ve prim hizmet beyannamesi bildirimi ise; işten çıkışı verilen tarihe kadar “1 No.lu Belge: Hizmet Akdi İle Tüm Sigorta Kollarına Tabı Çalışanlar (Yabancı Uyruklu Sigortalılar Dahil) “belge türü ile SGDP işe giriş tarihinden itibaren ise” 2 No.lu Belge: Sosyal Güvenlik Destek Primine Tabi Çalışanlar” belge türü ile yapılmalıdır. Ancak aynı ayda iki belge türünden yapılan toplam gün sayısı 30 günü geçerse, 1 gün için bu iki belge türünden birisi için 1 günlük “13 Diğer Nedenler” eksik gün kodu girilmelidir.

Emeklilik Sonrası Çalışmaya Devam Edecek Sigortalıların SGK Bildirim İşlemleri Nasıl Olmalıdır?

EYT kapsamında birçok sigortalının emeklilik hakkını elde etmesi ve bu kişilerin birçoğunun da aynı veya başka işyerinde çalışmaya devam etmeleri nedeniyle, bu kişilerin SGK bildirimlerinin nasıl olması gerektiği konusunda oluşan tereddütler SGK ile iletişime geçilerek aşağıda açıklanmıştır. Emeklilik hakkı olan çalışanların, emeklilik başvurularını yapabilmelerinin ilk koşulu, işten ayrılışlarının gerçekleştirilmesidir. Bu durumda kişinin işten ayrılışı “08-Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle” kodu kullanılarak gerçekleştirilmelidir. İşten çıkışı yapılan çalışan Sosyal Güvenlik Kurumu’na bizzat başvuru yaparak veya elektronik olarak e-Devlet üzerinden emeklilik başvurusunu yapabilmektedir. Emeklilik nedeniyle işten ayrılan sigortalıların yeniden çalışmaya başlamalarında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak burada dikkate edilmesi gereken en önemli husus, çalışanın emeklilik için başvuru yaptığı tarihi takip eden gün ve sonrasında işe girişinin tekrar yapılmasıdır.

Örnek 1: Sigortalı (A)’nın 22.03.2023 tarihinde emeklilik nedeniyle “08-Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle””, işten ayrılışı yapılmış ve aynı gün emeklilik başvurusunu yapmıştır. Sigortalı (A) ile çalışmaya devam edecek olan aynı işveren, 23.03.2023 tarihinde 8- Sosyal güvenlik destek primi” sigortalılık kodu ile 4A sigortalı işe giriş bildirgesini vermiştir. Bu durumda sigortalı emeklilik hakkını kazanmış ise 01.04.2023 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı almasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Emeklilik nedeniyle “08-Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle” kodu ile işten çıkışı yapılıp, “8- Sosyal güvenlik destek primi” sigortalılık kodu ile 4A sigortalı işe giriş bildirgesi verilen sigortalıların muhtasar ve prim hizmet beyannamesi bildirimi ise; işten çıkışı verilen tarihe kadar “1 No.lu Belge: Hizmet Akdi İle Tüm Sigorta Kollarına Tabı Çalışanlar (Yabancı Uyruklu Sigortalılar Dahil) “belge türü ile SGDP işe giriş tarihinden itibaren ise” 2 No.lu Belge: Sosyal Güvenlik Destek Primine Tabi Çalışanlar” belge türü ile yapılmalıdır. Ancak aynı ayda iki belge türünden yapılan toplam gün sayısı 30 günü geçerse, 1 gün için bu iki belge türünden birisi için 1 günlük “13 Diğer Nedenler” eksik gün kodu girilmelidir.

Örnek 2: Örnek 1 de belirtilen sigortalının Mart ayında kesintisiz çalıştığı varsayılarak 2023 yılı Mart ayı muhtasar ve prim hizmet beyannamesi şu şekilde yapılmalıdır.

Alternatif 1: (Mart ayı 31 çektiği için)

Sigortalı Bildirim Yapılan Ay Belge türü Bildirilen Gün Sayısı Eksik Gün Sayısı Eksik Gün Nedeni
Sigortalı A 2023-Mart 1 22 1 13
Sigortalı A 2023-Mart 2 9

Alternatif 1: (Mart ayı 31 çektiği için)

Sigortalı Bildirim Yapılan Ay Belge türü Bildirilen Gün Sayısı Eksik Gün Sayısı Eksik Gün Nedeni
Sigortalı A 2023-Mart 1 22
Sigortalı A 2023-Mart 2 9 1 13

Kaynak: TÜRMOB

 

Vergi ve prim borçları ile kamuya olan diğer borçların yapılandırılması için başvurular devam ediyor. Cumhurbaşkanı tarafından bir aylık uzatma yetkisinin kullanılmaması halinde başvuru süresi 31 Mayıs 2023 tarihinde sona erecek. Yapılandırma işlemi, 31 Aralık 2022 tarihine kadar olan borçlar için yapılacak. Yapılandırılan borçların gecikme cezası ve faizi silinecek, onun yerine enflasyon farkı hesaplanacak. Peşin ödeme yapanlardan, anapara ile enflasyon farkının yüzde 10’u alınacak. 48 aya kadar taksit imkânından yararlananlara ise yıllık yüzde 9 oranında vade farkı uygulanacak.

Sigortalı bir işte çalışmayanlar ile bakılmakla yükümlü olmayanların genel sağlık sigortası tescilinin yapılması zorunluğu bulunuyor. Öğrenimini tamamlayan çocuklar, (ilköğretim mezunlarında 18 yaşını, ortaöğretim mezunlarında 20 yaşını, yükseköğretim mezunlarında ise 25 yaşını aşmamak şartıyla) mezuniyeti izleyen iki yıldan sonra GSS yükümlüsü oluyorlar. GSS yükümlülerinden, hane içinde kişi başına geliri brüt asgari ücretin 3’te 1’inden (3.336 TL) az olanların primi hazineden karşılanıyor. Hane içinde kişi başına geliri 3.336 TL’yi aşanların ise yürürlükteki asgari ücretin yüzde 3’ü oranında prim ödemeleri gerekiyor. 2023 yılında ödenmesi gereken aylık GSS prim tutarı 300.24 TL.

BAŞVURU GEREKMİYOR, DOĞRUDAN ANLAŞMALI BANKAYA ÖDEME YAPILABİLECEK

2022 Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin GSS prim borçlarının 31 Ağustos 2023 tarihine kadar ödenmesi halinde, bu borçlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklar silinecek. GSS prim borçlarının yapılandırılması için başvuru şartı aranmayacak. Borç anaparası, Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı bankalara 31 Ağustos 2023 tarihine kadar ödendiği takdirde gecikme faiz ve cezaları silinecek.

Aralık 2022 tarihine kadar olan GSS prim borçlarının 31 Ağustos’a kadar ödenmemesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanacak.

Yapılandırmadan yararlanarak 2022 öncesi borcunu ödeyenlerin, 2023 Ocak ayından sonraki GSS primlerini düzenli ödemeleri gerekiyor.

ÖDEME GÜCÜ OLMAYAN GELİR TESTİNE GİREBİLİR

GSS primlerini ödeme gücü olmayanlar, prim borcundan tümüyle kurtulmak için gelir testine girebilecekler. Gelir testinin 31 Temmuz 2023 tarihine kadar yapılması gerekiyor. Yapılacak gelir testinde hane içinde kişi başına gelirin 3.336 TL’nin altında çıkması halinde başlangıçtan beri doğmuş prim borçları silinecek.

Hane içinde kişi başına gelirin 3.336 TL’nin üzerinde çıkması halinde, yukarıda anlattığımız şekilde ödeme yapılması gerekiyor.

BORCU OLANLARA YIL SONUNA KADAR SAĞLIK HİZMETİ

GSS prim borcu bulunanlar normalde SGK üzerinden sağlık hizmeti alamıyorlar. Ancak, vatandaş mağdur olmasın diye uzun süredir geçici düzenlemeler ile prim borcu olanlara da sağlık hizmetinden yararlanma hakkı tanınıyor. Bu kapsamda, GSS prim borcu bulunanlar bu yılın sonuna kadar devlete ait hastaneler ile devlet üniversitelerine ait hastanelerden sağlık hizmeti almaya devam edecekler. Özel hastanelerden ve özel üniversitelere ait hastanelerden ise sağlık hizmeti alamayacaklar.

https://www.haberturk.com/gss-prim-borcu-icin-31-agustosa-kadar-sure-3576042-ekonomi

23 Mart 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32141

Ticaret Bakanlığından:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı; 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacaklarının 9/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında yeniden yapılandırılarak tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Tebliğ, 9/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9 uncu maddesinin yirminci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3- (1) Bu Tebliğin uygulanmasında;

a) Alacak: 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gümrük idarelerince takip edilen gümrük vergileri ve bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile idari para cezalarını,

b) Geç ödeme zammı: Kanuna göre ödenmesi gereken tutarlara, ödemede gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak zammı,

c) Gümrüklenmiş değer: İthal eşyası için eşyanın Uluslararası Kıymet Sözleşmesine göre belirlenecek CIF kıymeti ile gümrük vergileri toplamını, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile gümrük vergileri toplamını,

ç) Kanun: 9/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu,

d) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık % 0,75 oranını,

ifade eder.

(2) Bu Tebliğ hükümlerine göre ödenecek alacaklara 2023 yılı Mart ayı için uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı olarak, % 0,75 oranı esas alınır.

Kesinleşmiş alacaklar

MADDE 4- (1) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve gümrük idarelerince takip edilen alacaklardan, 12/3/2023 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşen;

a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı 12/3/2023 tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,

b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle kesilmiş idari para cezalarının % 50’sinin, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan % 50’sinin,

c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının % 30’u ve varsa gümrük vergileri aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan % 70’i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,

tahsilinden vazgeçilir.

(2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki vergi aslının tamamının; Kanuna göre yapılandırılarak ödenmesi veya 12/3/2023 tarihinden önce ödenmiş olması durumunda vergi aslına bağlı olarak kesilen idari para cezalarının, 12/3/2023 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın, tahsilinden vazgeçilir.

(3) İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında birinci fıkranın (a) bendi hükmü uygulanır.

(4) Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup 12/3/2023 tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacaklar da bu madde kapsamında yapılandırılır. Bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi kabul edilir. Bu kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.

(5) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.

Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacak asılları

MADDE 5- (1) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve 12/3/2023 tarihi itibarıyla;

a) İlk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; gümrük vergilerinin % 50’si ile,

b) Bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,

Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerinin kalan % 50’si ile faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(2) 12/3/2023 tarihi itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.

İtiraz/istinaf veya temyiz aşamasında bulunan alacaklar

MADDE 6- (1) 12/3/2023 tarihi itibarıyla ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, 12/3/2023 tarihi itibarıyla tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır.

(2) 12/3/2023 tarihinden önce verilmiş en son kararın;

a) Terkine ilişkin karar olması hâlinde, ilk tahakkuka esas alınan gümrük vergilerinin % 10’u ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, gümrük vergilerinin kalan % 90’ının faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,

b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde, tasdik edilen gümrük vergilerinin tamamı, terkin edilen gümrük vergilerinin %10’u ile bu tutarlara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, terkin edilen gümrük vergilerinin kalan %90’ı, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,

tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde 5 inci madde hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için 5 inci madde hükmü uygulanır.

Kesinleşmemiş idari para cezaları

MADDE 7- (1) 12/3/2023 tarihi itibarıyla sadece gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması hâlinde;

a) Asla bağlı cezaların, gümrük vergilerinin 12/3/2023 tarihinden önce ödenmiş olması veya 4 üncü maddeye ilişkin olarak Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının,

b) Asla bağlı olmaksızın kesilen gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından 5 inci maddede belirtilen safhada olanlarda cezanın % 25’inin, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın % 10’unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının % 50’sinin, terkin edilen cezanın % 10’unun Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,

c) Asla bağlı olmaksızın kesilen gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın % 25’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde, onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması halinde tasdik edilen cezanın % 50’sinin, terkin edilen cezanın % 10’unun, bozulan kısmın % 25’inin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,

ç) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak 5 inci maddede belirtilen safhada olanlarda cezanın % 15’inin, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın % 5’inin, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının % 30’unun, terkin edilen cezanın % 5’inin, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın % 15’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın % 30’unun, terkin edilen cezanın % 5’inin, bozulan kısmın %15’inin, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,

tahsilinden vazgeçilir.

(2) 12/3/2023 tarihi itibarıyla idari itiraz süresi henüz geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal ettirilmiş veya dava açma süresi henüz geçmemiş sadece gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin;

a) Asla bağlı cezaların, gümrük vergilerinin 12/3/2023 tarihinden önce ödenmiş olması veya 4 üncü maddeye ilişkin olarak Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının,

b) Asla bağlı olmaksızın kesilen gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarının % 25’inin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,

c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezalarının %15’inin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,

tahsilinden vazgeçilir.

İnceleme ve tahakkuk safhasında olan işlemler

MADDE 8- (1) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve 12/3/2023 tarihinden önce;

a) Başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan 4458 sayılı Kanun kapsamında yapılan gümrük incelemeleri ile ek tahakkuk işlemlerine devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tahakkuk eden;

1) Vergilerin % 50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının,

2) Vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın % 25’inin,

3) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş cezalarda cezanın % 15’inin ve varsa gümrük vergileri aslının % 50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının,

kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksitin tebliği izleyen aydan başlamak üzere aylık dönemler halinde on iki eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının % 50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın % 75’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş cezalarının % 85’inin, gümrük vergilerine 12/3/2023 tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde tebliğ edilen kararlar için Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi uygulanır.

b) Tamamlandığı hâlde, 12/3/2023 tarihinde ya da bu tarihten sonra gümrük idaresine intikal eden müfettiş raporları üzerine gerekli ek tahakkuk ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tahakkuk üzerine (a) bendinde belirtilen şekilde belirlenen tutarın, aynı bentte belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılır.

(2) Birinci fıkranın (a) bendi hükümlerinden yararlanılabilmesi için incelemeye başlama tarihi olarak görevlendirmeye ilişkin Bakanlık Makamı Onay tarihi, Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü Kontrol Şubelerince yapılan incelemeler ile diğer incelemeler için görevlendirme tarihi esas alınır.

(3) Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü Kontrol Şubelerince yapılan incelemeler ile diğer incelemelerden 12/3/2023 tarihinden önce tamamlananlar için birinci fıkranın (a) bendi uygulanır.

(4) Birinci fıkranın (b) bendi hükümlerinden yararlanılabilmesi için rapor tarihinin 12/3/2023 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olması gerekir.

Kendiliğinden yapılan beyanlar

MADDE 9- (1) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği hâlde yükümlü tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların gümrük idaresinin tespitinden önce kendiliğinden bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine 12/3/2023 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra, gümrük vergi alacağının söz konusu olduğu gümrüklenmiş değere bağlı idari para cezalarını da kapsar.

(2) Birinci fıkra kapsamındaki aykırılıkların gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın gümrüklenmiş değere bağlı olanlar dâhil sadece idari para cezası gerektirmesi ve bunların gümrük idaresinin tespitinden önce Kanunda belirtilen şekilde başvurulmak suretiyle kendiliğinden bildirilmesi durumunda, söz konusu idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilir.

(3) Bu maddenin uygulanmasında 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ve 235 inci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri dikkate alınmaz.

Çeşitli hükümler

MADDE 10- (1) 5 ila 7 nci maddelere göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar, tahakkuka ilişkin verilen ve 12/3/2023 tarihinden (bu tarih dâhil) önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.

(2) 12/3/2023 tarihi itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da 5 ila 7 nci madde hükmünden yararlanır.

(3) 5 ila 7 nci madde hükmünden yararlanılması için bu maddeler kapsamına giren alacaklara karşı 12/3/2023 tarihinden sonra dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.

(4) 5 ila 7 nci madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan, ilk tahakkuka göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, 12/3/2023 tarihinden önce verilmiş olan en son yargı kararının, tahakkukun tasdikine ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir.

(5) 5 ila 9 uncu madde hükmünden yararlananlar, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma ve 5326 sayılı Kanunun peşin ödeme indirimi hükümlerinden yararlanamazlar.

(6) 8 ile 9 uncu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için madde kapsamında ödeme başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.

(7) Kanunun yayımı tarihi olan 12/3/2023 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük müdürlüklerince karar alma süreci tamamlanmış ancak henüz tebligat süreci bitmemiş alacakların Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında kesinleşmemiş alacak olarak yapılandırılması mümkündür.

(8) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca verilen idari para cezaları Kanun kapsamında bulunmamaktadır.

Başvuru şekli ve süreler

MADDE 11- (1) Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, 31/5/2023 günü mesai bitimine kadar ilgili gümrük idaresine EK-1’de belirtilen forma uygun olarak başvuruda bulunmaları şarttır.

(2) Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren alacakların yapılandırılmasına ilişkin başvurular ilgili gümrük idaresine yapılır.

(3) Alacağın birden fazla gümrük idaresini ilgilendirmesi durumunda, her idareye ayrı ayrı başvurulur.

(4) Alacak aslı ve buna bağlı idari para cezaları ve fer’i alacaklara ilişkin başvurular gümrük beyannamesi, ek tahakkuk kararı ve para cezası kararı itibarıyla yapılır. Aynı idarece takip edilen birden fazla alacağın yapılandırılmasına ilişkin talepler tek başvuru ile yapılabilir. Bu durumda, yükümlülüğe ilişkin detay bilgiler başvuruda ayrı ayrı belirtilir.

(5) Başvurunun iadeli taahhütlü posta yoluyla yapılması durumunda başvuru belgelerinin postaya verildiği tarih, normal posta ile veya şahsen yapılması hâlinde ise başvuruda bulunulan idarenin genel evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınır.

(6) Gümrük vergileri aslına bağlı olmayan idari para cezalarına ilişkin başvurular her bir para cezası kararı için ayrı ayrı yapılır. Ancak, aynı idarece takip edilen birden fazla para cezasının yapılandırılmasına ilişkin talepler tek başvuru ile yapılabilir. Bu durumda, yükümlülüğe ilişkin detaylı bilgiler başvuruda ayrı ayrı belirtilir.

Gümrük idarelerince yapılacak işlemler

MADDE 12- (1) Yapılandırma başvurusu, ilgili gümrük müdürlüğünün genel evrak kaydına alınmasını müteakip, ilgili servis tarafından başvuru sahibinin vergi numarası, ticaret unvanı, adres gibi bilgileri ile yapılandırılan alacaklara ilişkin bilgileri içerir şekilde kayda alınır.

(2) Süresi içinde yapılmadığı veya gerekli şartların sağlanmadığı anlaşılan başvurular gerekçe belirtilmek suretiyle reddedilir.

(3) Süresi içinde ilgili gümrük idaresine yapılan başvuru konusu alacakların tamamının veya bir kısmının farklı bir gümrük idaresince takip edildiğinin anlaşılması durumunda, başvuru süresi içinde yapılmış sayılır ve başvurunun yapıldığı gümrük idaresi tarafından başka gümrük idarelerince takip edilen alacaklara ilişkin başvurular ilgili gümrük idaresine gönderilir. Bu şekilde alınan başvurular ilgili gümrük idaresince, birinci fıkra uyarınca kayda alınır.

(4) Diğer koşullar sağlanmak kaydıyla, davadan vazgeçme dilekçesi veya dilekçelerinin yetkisiz kişilerce imzalanmış olduğunun anlaşılması durumunda başvuru doğrudan reddedilmez, borçluya 23 üncü maddeye uygun, davadan vazgeçme dilekçesi veya dilekçelerinin gönderilmesi için 31/5/2023 günü mesai bitimine kadar süre verilir. Bu sürenin sonunda dilekçenin veya dilekçelerin gönderilmemiş olması durumunda başvuru gerekçe belirtilmek suretiyle reddedilir.

(5) Başvuru belgelerinin tam ve eksiksiz olduğunun anlaşılması durumunda, başvuru kabul edilerek, borçlu tarafından tercih edilen taksitle ödeme seçeneğine göre 19 uncu madde de belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde taksitler hesaplanarak ödeme planı hazırlanır.

(6) Kabul edilen başvurulara ilişkin davadan vazgeçme dilekçelerinin gümrük idarelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir.

(7) Taleplerin süratle değerlendirilmesi amacıyla Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüklerince gerekli idari önlemler alınır.

(8) Kanun kapsamında yapılandırılan alacaklara ilişkin kayıtlar Tahsilat Takip Programı ve ilgili diğer programlar üzerinde güncellenir.

Ödeme süresi

MADDE 13- (1) Kanunun ilgili maddelerindeki ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanun hükümleri kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitinin 30/6/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerin ise bu tarihi takip eden aylık dönemler hâlinde azami kırk sekiz eşit taksitte ödenmesi şarttır.

(2) Ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmî tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.

Süresinde ödenmeyen taksitler

MADDE 14- (1) Kanuna göre ödenmesi gereken birinci ve ikinci taksitlerin sürelerinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında üç veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılır. Birinci ve ikinci taksitlerin ödeme sürelerinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında üçten fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Peşin veya taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi ve ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde hesaplanan tutarların tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla katsayı uygulanmaksızın Kanundan yararlanılır. İlk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların süresinde ödenmesi ve kalan taksitlerin tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde katsayı uygulanmaz. Bu fıkra hükmü taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.

(2) Kanuna göre ödenecek taksit tutarının % 10’unu aşmamak şartıyla 20 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış eksik ödemeler için Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.

(3) Kanun kapsamına giren alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçlular, ödedikleri tutarlar kadar Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Kanun kapsamında yapılandırıldığı hâlde Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam eder.

Kesinleşmiş gümrük vergileri alacağında tahsil edilecek tutarın tespiti

MADDE 15- (1) 12/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da henüz ödeme süresi geçmemiş bulunan gümrük vergilerine ilişkin olarak ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına;

a) Vade tarihinden, 12/3/2023 tarihine kadar gecikme zammı yerine,

b) Daha önce hesaplanmış gecikme zammı oranında faiz olması hâlinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme zammı oranında faiz yerine,

Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanır. Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunur.

(2) Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı 12/3/2023 tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(3) 12/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla asılları tamamen ödenmiş gümrük vergileri üzerinden;

a) Vade tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,

b) Gecikme zammı oranında faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme zammı oranında faiz yerine,

Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak alacak tutarı hesaplanır. Bu tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(4) Asılları tamamen ödenmiş gümrük vergilerine ilişkin gecikme zammı oranında faiz ve gecikme zamlarından, 12/3/2023 tarihinden (bu tarih dâhil) önce kısmen tahsil edilmesi durumunda;

a) Gümrük vergilerinin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar hesaplanan gecikme zammı yerine,

b) Gümrük vergilerine gecikme zammı oranında faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme zammı oranında faiz yerine,

Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak alacak tutarı hesaplanır.

(5) Ödenmiş gecikme zammı/gecikme zammı oranında faiz tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından fazla olması hâlinde herhangi bir tahsilat yapılmaz, kalan gecikme zammı/gecikme zammı oranında faizin tahsilinden vazgeçilir. Bununla birlikte, tahsil edilmiş gecikme zammı ve gecikme zammı oranında faizden iade yapılmaz. Ödenmiş gecikme zammı/gecikme zammı oranında faiz tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından az olması hâlinde ise, ödenecek tutar Yİ-ÜFE tutarından ödenmiş olan gecikme zammı/gecikme zammı oranında faiz düşülmek suretiyle tespit edilir. Bu şekilde belirlenen Yİ-ÜFE tutarının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan gecikme zammı/gecikme zammı oranında faizin tahsilinden vazgeçilir.

Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan gümrük vergileri alacağında tahsil edilecek tutarın tespiti

MADDE 16- (1) 12/3/2023 tarihi itibarıyla, gümrük yükümlülüğü doğmuş, idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan veya 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve 12/3/2023 tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda alacak tutarı, gümrük vergilerinin % 50’si ile bu tutar esas alınarak gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarih ile 12/3/2023 tarihi arasında kalan süre için hesaplanacak Yİ-ÜFE tutarının toplanması ile bulunur.

(2) Bu madde uyarınca yapılacak hesaplamalarda ödenecek alacak asıllarının tespitinde, 12/3/2023 tarihi itibarıyla tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır.

(3) 12/3/2023 tarihi itibarıyla, ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda ödenecek alacak asıllarının tespitinde, 12/3/2023 tarihi itibarıyla tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır.

(4) 12/3/2023 tarihinden önce verilmiş en son kararın terkin kararı olması durumunda, alacak tutarı 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen açıklamalara göre belirlenir. 12/3/2023 tarihinden önce verilmiş en son kararın tasdik veya tadilen tasdik kararı olması hâlinde ise alacak tutarı 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde yapılan açıklamalar dikkate alınarak belirlenir.

Yİ-ÜFE tutarının hesaplanması

MADDE 17- (1) Yİ-ÜFE tutarı, fer’i alacaklar için 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No:1’de ve diğer mevzuatta esas alınan hesaplama yöntemleri ve hesaplama süreleri kullanılarak hesaplanır.

(2) Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında; 4458 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme zammı oranında faiz ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılır.

(3) Bu hesaplamalarda esas alınacak ilk aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için açıklanmış olan orandır. Alacağın vade tarihlerinin ayın son günlerine rastladığı hâllerde de Yİ-ÜFE aylık değişim oranı vade tarihinin rastladığı aydan başlamak suretiyle hesaplanır.

(4) Türkiye İstatistik Kurumunca açıklanan Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile 1/11/2016 tarihinden itibaren uygulanması gereken aylık değişim oranı, EK-2 sayılı tabloda yer almaktadır. Yİ-ÜFE tutarlarının tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi (negatif) çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınır. Belli bir döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamları eksi değer olması hâlinde alacak asılları üzerinden hesaplanan fer’iler yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilir.

(5) Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanır. Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre ödenecek alacak tutarı bulunur.

Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında esas alınacak diğer hususlar

MADDE 18- (1) Gecikme zammının günlük olarak hesaplanması gerektiği hâllerde, bu sürelere uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No:1’de yapılan düzenlemeler çerçevesinde günlük olarak bulunur.

(2) 6183 sayılı Kanunun 52 nci maddesine göre gecikme zammı tatbik süresini durduran iflas ve aciz hâlleri söz konusu ise gecikme zammı uygulanmayan süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da uygulanmaz, bu hâllerin varlığı Yİ-ÜFE uygulanan süreyi de durdurur.

Ödeme ve taksitlendirmede katsayı uygulaması

MADDE 19– (1) Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.

(2) Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve;

a) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların (Kanunun 4 üncü maddesine göre hesaplanan gecikme faizi dâhil) % 90’ının tahsilinden vazgeçilir.

b) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan % 50 indirim yapılır.

(3) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi hâlinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru sırasında on iki, on sekiz, yirmi dört, otuz altı veya kırk sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.

(4) Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;

a) On iki eşit taksit için (1,09),

b) On sekiz eşit taksit için (1,135),

c) Yirmi dört eşit taksit için (1,18),

ç) Otuz altı eşit taksit için (1,27),

d) Kırk sekiz eşit taksit için (1,36),

katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.

(5) Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.

Tecil edilen alacakların yapılandırılması

MADDE 20- (1) Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren alacakların, 12/3/2023 tarihinden önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Tebliğ hükümleri uygulanır.

6736, 7020, 7143, 7256 ve 7326 sayılı Kanunlar kapsamında yapılandırılan alacaklar

MADDE 21- (1) Bu Tebliğ hükümleri, 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun hükümlerine göre 12/3/2023 tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar hakkında uygulanmaz.

(2) 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 3/6/2021 tarihli ve 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 2 nci ve 7 nci maddelerine göre yapılandırılan ve 12/3/2023 tarihi itibarıyla ödemeleri devam eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 7256 ve 7326 sayılı Kanunlar kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır, bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için anılan Kanunlara göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılır ve ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden vazgeçilir.

İade edilmeyecek alacaklar

MADDE 22- (1) Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren alacaklara karşılık;

a) 12/3/2023 tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar,

b) Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile,

c) 20 nci maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin,

Kanun hükümlerine dayanılarak iadesi yapılmaz. Ancak, Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu edilen tahakkuk ile ilk derece yargı merciinde dava konusu edilen idari para cezasına karşılık 12/3/2023 tarihinden önce ödeme yapılmış olması hâlinde, ödenen bu tutarlar, ilk derece vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile verilmiş terkin kararları üzerine iade edilebilir.

Davadan vazgeçme

MADDE 23- (1) Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.

(2) Davadan vazgeçme dilekçeleri EK-3’te yer alan forma uygun olarak ilgili gümrük idaresine verilir ve bu dilekçelerin gümrük idarelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir.

(3) Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın 12/3/2023 tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz.

(4) Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.

Ortak hükümler

MADDE 24- (1) Kanun kapsamında süresinde ödenen alacaklara, Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla 12/3/2023 tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı ile gecikme cezası gibi fer’i amme alacakları hesaplanmaz.

(2) Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir. Kanuna göre ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir. Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmez.

(3) Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılan borçların, borç durumunu gösterir belgede yer almaması için bu borçların en az % 10’unun ödenmiş olması şarttır.

(4) Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulan borçlara ilişkin dava açılamaz ve hiçbir mercie başvurulamaz.

Yetki

MADDE 25- (1) Bu Tebliğde hüküm bulunmayan özel ve istisnai durumları inceleyip sonuçlandırmaya Ticaret Bakanlığı yetkilidir.

Yürürlük

MADDE 26- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 27- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Ticaret Bakanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız

Yine bir beyanname verme dönemi geldi. Kira kazançlarına ilişkin beyannamelerin Mart 2023 döneminde verilmesi gerekiyor. Konut ve işyeri kira geliri elde eden kişilere ve uygulamacılara katkısı olması dileği ile geçmiş yıllardan bu yana sizlerle paylaştığımız ve geleneksel hale gelen çalışmamızı güncelleyerek istifadenize sunuyoruz.

I- KİRA GELİRİNİN ELDE EDİLDİĞİ DÖNEM

Mükelleflerce bir takvim yılı içinde o yıla ait olarak nakdî veya aynî tahsil edilen kira bedelleri, o yılda elde edilmiş geliri kabul edilmektedir. Diğer yandan gelecek yıllara ait olup peşin tahsil edilen kira bedelleri ise ilgili yılın geliri olarak kabul edilerek beyan edilecektir (GVK.m.72/3). Yabancı parayla yapılan ödemeler, ödeme gününün borsa rayici ile borsada rayici yoksa Maliye Bakanlığınca tespit edilecek kur üzerinden Türk parasına çevrilerek dikkate alınacaktır.

Örnek: Bir apartman dairesi 2022 yılında yıllığı 80.000 TL’den 2 yıl süreli olarak kiraya verilmiş ve iki yıllık kira bedeli peşin tahsil edilmiştir.

Peşin tahsil edilen (80.000 x 2) 160.000 TL 2022 yılının toplam geliri olarak dikkate alınmayacaktır. Gelecek döneme ait (yani 2023 yılı için) peşin tahsil edilen kısma ait kira, ilgili yılın geliri kabul edilecek ve o ilgili yılın beyannamesinde bildirilecektir. Dolayısıyla örneğimize göre 80.000 TL 2022 yılı geliri, diğer 80.000 TL 2023 yılı geliri olarak beyan edilmelidir.

Örnek: Kiraya verilen bir villa karşılığında kira bedeli olarak otomobil alınması durumunda otomobilin emsal bedeli o villa için tahsil edilmiş kira bedeli olarak kabul edilecektir.

Örnek: Sahip olduğu mülkünü konut olarak kiraya veren ve karşılığında yıllık 50.000 USD alan kişinin geliri, ödeme günü geçerli olan kur üzerinden TL’ye çevrilerek kazanç olarak dikkate alınacaktır. Örneğin tahsilat günü kur 18,65 TL ise, bedel 50.000×18,65=932.500 TL olarak dikkate alınacak ve beyan edilecektir.

II- KONUT VE İŞYERİ KİRA GELİRİ NEDENİYLE KİMLER BEYANNAME VERECEK?

Gayrimenkulün Cinsi Yıllık Kira Geliri Tutarı Beyan Durumu
Konut 9.500 TL ve daha az Beyanname verilmeyecek (*)
Konut 9.400 TL ve üzeri Beyanname verilecek
İşyeri (Brüt) 70.000TL ve daha az Beyanname verilmeyecek
İşyeri (Brüt) 70.000 TL ve üzeri Beyanname verilecek
Konut (İstisna Sonrası Rakam) + İşyeri (Brüt) 70.000TL ve üzeri Beyanname verilecek
(*) Başka gelirler için beyanname verilse dahi bu gelir beyannameye dahil edilmeyecek.

Yukarıdaki tablo sadece kira geliri elde eden mükellefler için geçerlidir. Başka gelirlerin de birlikte elde edilmesi durumunda özel ve farklı uygulamalar olabilir. Farklı gelirlere sahip mükelleflerin serbest muhasebeci mali müşavir ya da yeminli mali müşavirlere danışmasında fayda bulunmaktadır.

Aynı yıl içinde hem konut kirası hem de işyeri kirasının birlikte elde edilmesi durumunda, konut kira gelirinden 9.500 TL istisna tutarı düşüldükten sonra kalan tutar ile birlikte işyeri kira gelirinin toplamı 70.000 TL’yi aşıyorsa hem konut hem de işyeri kira geliri beyan edilecek, aşmıyorsa yalnızca konut kira geliri beyan edilecektir.

Örnek: Konut kira geliri toplamı 40.000 TL, işyeri kira geliri toplamı 55.000 TL olan bir kişinin konut ve işyeri kira gelirleri toplamı 70.000 TL’yi geçtiği için hem konut hem de işyeri kira gelirlerine ilişkin beyanname vermesi gerekmektedir. Beyannamede verginin hesaplanması sırasında işyeri üzerinden yapılan tevkifatlar hesaplanan vergiden mahsup edilecektir.

Örnek: Konut kira geliri toplamı 20.000 TL, işyeri kira geliri toplamı 45.000 TL olan bir kişinin konut ve işyeri kira gelirleri toplamı 70.000 TL’yi geçmediğinden sadece konut kira gelirine ilişkin beyanname vermesi gerekmektedir.

Uygulamada çoğunlukla kiralar net bedeller üzerinden akdedilmektedir. Ancak işyeri kira gelirlerinin beyan edilmesi sırasında brüt rakamlara ihtiyaç duyulmaktadır. İşyeri kira ödemelerinden yapılan stopaj oranı yüzde 20’dir. İşyeri kiralarında brüt rakamlar hesaplanırken aşağıdaki formülden yararlanmak mümkündür.

Brüt Kira = Net Kira / (1 – Stopaj Oranı)

Örnek: Aylık 18.500 TL net kira bedeli üzerinden akdedilen ve işyeri olarak kiraya verilen bir gayrimenkulün brüt kirası şöyle hesaplanacaktır:

Aylık Brüt Kira = 18.500 / (1 – 0,20)

Aylık Brüt Kira = 18.500 / 0,80

Aylık Brüt Kira = 23.125 TL

Yıllık Brüt Kira = 277.500 TL (23.125 x 12)

III- KONUT KİRA GELİRLERİNDE İSTİSNA

Gelir Vergisi Kanunu’nun 21. maddesine göre, binaların mesken olarak kiraya verilmesinde bir takvim yılı içinde elde edilen hâsılatın 2022 yılı için 9.500 TL’si gelir vergisinden müstesnadır.

İstisna haddi üzerinde hâsılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamayacaktır

İstisna konut (mesken) olarak kiraya verilen taşınmazlar için geçerli olduğundan, işyeri kira kazançlarından konut istisnasının indirilmesi mümkün değildir.

Kiraya verilen gayrimenkul kiracı tarafından hem konut hem de işyeri olarak kullanılması halinde (home-office) elde edilen kira kazancına konut istisnası uygulanmayacaktır.

Taşınmazlarını konut olarak kiraya verenlerin, sahip oldukları başka taşınmazlarını işyeri olarak kiraya vermeleri durumunda konutlardan elde ettikleri gelirlere istisna uygulanacaktır.

Binaların, konut olarak yıl içinde on iki aydan az süreyle kiraya verilmesi halinde de istisna tutarı aynı şekilde 9.500 TL olarak uygulanacaktır.

Örnek: 2022 yılı Haziran ayından bu yana (7 aylık) konut olarak kiraya verilen bir taşınmazdan elde edilen kira kazancının tamamına konut istisnası 9.500 TL olarak uygulanacaktır. Diğer deyişle 9.500 TL’lik istisna tam rakam olarak uygulanacak, altıncı aydan itibaren kiraya verdim, o zaman kalan altı aylık dönem için istisnanın da o kadarlık kısmından yararlanmalıyım, anlamı çıkarılmamalıdır. İstisna kaç ay gelir elde edilirse edilsin tam rakam olarak uygulanmalıdır.

Kiraya verilen binanın hisseli olması halinde elde edilen gelir, hisse sahiplerine hisseleri oranında bölüştürülecek ve her bir gerçek kişi için ayrı ayrı 9.500 TL’lik istisna uygulanacaktır. İstisna kişiye özgüdür.

Örnek: Eşi ile birlikte yarı yarıya hisseli ortak olduğu taşınmazını mesken olarak kiraya veren Bay (X) yıllık 120.000 TL gelir elde etmiştir. Bu durumda gelir hisseli bir konut olduğundan ikiye bölünecektir. Hem Bay (X) hem de eşi 60.000 TL ayrı ayrı gelir elde etmiş kabul edilir ve her biri ayrı ayrı 9.500 TL tutarındaki konut istisnasından yararlanır.

Konut istisnasından yararlanamayacak olanlar şöyle sıralanabilir:

— Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar; yani ticari kazanç sahipleri (I.sınıf ve II.sınıf tacirler ile birlikte basit usule tabi olanlar), zirai kazanç sahipleri (defter tutan çiftçiler), serbest meslek erbapları,

— Ticari, zirai veya mesleki kazancı olmamakla birlikte istisna haddinin (9.500 TL) üzerinde hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı 250.000 TL’yi aşanlar.

286 Seri No.lu GVK Genel Tebliği uyarınca mesken kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağına yönelik tutarın tespitinde ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratların, ayrı ayrı veya birlikte elde edilmesine bakılmaksızın, elde edilen kazanç ve iratların brüt tutarlarının toplamı dikkate alınacaktır. Söz konusu tutarın tespitinde, sayılan bu kazanç ve iratların beyan edilip edilmemesinin ya da bu kazanç ve iratlara herhangi bir istisna uygulanıp uygulanmamasının önemi bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, istisna haddinin altında elde edilen mesken kira gelirleri, ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratları toplamının 250.000 TL’lik tutarı aşıp aşmadığına bakılmaksızın yıllık gelir vergisi beyannamesine dâhil edilmeyecektir. Söz konusu istisna tutarı, 9.500 TL olarak tespit edilmiştir.

Aşağıda bu durum ile ilgili 286 Seri No.lu GVK Genel Tebliği’nde yer alan güncellenmiş örnekler bulunmaktadır.

Örnek – Bay (A), 2022 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 26.500 TL kira geliri ile birlikte tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 80.000 TL işyeri kira geliri ve 40.000 TL mevduat faizi elde etmiştir.

Bay (A)’nın elde ettiği kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağı, 2022 yılında elde edilen kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması şartıyla, beyan edilip edilmeyeceklerine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte mükellefin elde etmiş olduğu varsa ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayrisafi tutarları toplamının 250.000 TL’yi aşıp aşmadığına bakılarak tespit olunacaktır.

Buna göre, Bay (A)’nın 2022 yılı içerisinde elde ettiği 26.500 TL’lik mesken kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması nedeniyle, istisnadan yararlanılıp yararlanılamayacağının tespitinde bu tutar da hesaplamaya katılacak olup, elde edilen tüm gelir (kazanç ve iratlar) toplamının da 250.000 TL’yi aşması durumunda istisnadan yararlanılması söz konusu olmayacaktır.

Dolayısıyla, 2022 yılı içerisinde elde ettiği gelir toplamı (80.000 + 40.000 + 26.500=) 146.500 TL, 2022 yılı bakımından 250.000 TL aşmadığından Bay (A)’nın elde ettiği kira geliri için konut istisnasından yararlanması mümkün olacaktır.

Örnek – Bayan (B), 2022 yılında konut olarak kiraya verdiği dairesinden 360.000 TL kira geliri elde etmiştir.

Bayan (B)’nin elde ettiği konut kira geliri (360.000 TL), 2022 yılı bakımından 250.000 TL’yi aştığından elde edilen kira geliri için konut istisnasından yararlanamayacaktır.

Örnek – Bay (C), 2022 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 130.000 TL kira geliri, tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 110.000 TL işyeri kira geliri ve 185.000 TL ücret geliri elde etmiştir.

Elde edilen gelir toplamının (130.000 + 110.000 + 185.000=) 425.000 TL, 2022 yılı bakımından 250.000 TL aşması nedeniyle, 130.000 TL’lik konut kira geliri bakımından istisna (9.500 TL) uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Örnek – Bay (D), 2022 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 7.500 TL kira geliri, tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 42.000 TL mevduat faiz geliri ve 165.000 TL ücret geliri elde etmiştir.

Bay (D)’nin elde etmiş olduğu kira geliri 2022 yılı bakımından öngörülen 9.500 TL’lik istisna haddinin altında kaldığından, bu gelirin istisnaya konu edilip edilmeyeceğinin tespiti bakımından mükellefin elde etmiş olduğu menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve ücret geliri toplamının 250.000 TL’yi aşıp aşmadığına ayrıca bakılmayacaktır. Dolayısıyla Bay (D), elde etmiş olduğu söz konusu mesken kira geliri istisna tutarının altında kaldığından, bu gelir için beyanname vermeyecektir.

Örnek – Bayan (E), 2022 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 8.900 TL kira geliri, tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 120.000 TL iş yeri kira geliri, birinci işverenden 187.000 TL, ikinci işverenden ise 40.000 TL ücret geliri elde etmiştir.

Bayan (E)’nin elde etmiş olduğu konut kira geliri 2022 yılı bakımından öngörülen 9.500 TL’lik istisna haddinin altında kaldığından, konut kirası geliri yıllık gelir vergisi beyannamesine dahil edilmeyecektir.

Örnek – Bay (F), 2022 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 98.000 TL kira geliri, ortağı olduğu anonim şirketten tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş 210.000 TL kâr payı elde etmiştir.

Her ne kadar anonim şirketlerden elde edilen kâr payının yarısı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22 nci maddesine göre gelir vergisinden istisna olsa da bu tutarın tamamı mesken kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağına yönelik kıyaslamaya esas tutarın tespitinde dikkate alınacaktır. Buna göre elde edilen gelir toplamının, (210.000+98.000=) 308.000 TL, 2022 yılı bakımından 250.000 TL’yi aşması nedeniyle, 98.000 TL’lik konut kira geliri bakımından istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Örnek – Bayan (G), 2022 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 75.000 TL kira geliri, birinci işverenden 235.000 TL, ikinci işverenden ise 40.000 TL ücret geliri ve gayrimenkul satışından kaynaklı net 80.000 TL değer artış kazancı elde etmiştir.

Her ne kadar 2022 yılı bakımından gayrimenkul satışından elde edilen değer artış kazancının 25.000 TL’si Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80 inci maddesine göre gelir vergisinden istisna olsa da, mesken kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağına yönelik kıyaslamaya esas tutarın tespitinde istisna düşülmeden önceki tutarın tamamı dikkate alınacaktır. Buna göre elde edilen gelir toplamının, (75.000 + 235.000 + 40.000 + 80.000 =) 430.000 TL, 2022 yılı bakımından 250.000 TL’yi aşması nedeniyle, 75.000 TL’lik konut kira geliri bakımından konut istisnası (9.500 TL) uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Örnek – Kamu kurumunda aylık brüt 15.900 TL maaşla çalışan Bay (H), 1/7/2022 tarihinde emekli olup, 280.140 TL emekli ikramiyesi almış ve kendisine 9.300 TL emekli aylığı bağlanmıştır. Ayrıca 2022 yılında, konut olarak kiraya verdiği dairesinden 112.500 TL kira geliri elde etmiştir.

Bay (H)’nın elde ettiği kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağı, 2022 yılında elde edilen kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması şartıyla, beyan edilip edilmeyeceklerine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte mükellefin elde etmiş olduğu varsa ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayrisafi tutarları toplamının 250.000 TL’yi aşıp aşmadığına bakılarak tespit olunacaktır.

Bay (H)’nın 2022 yılı içerisinde elde ettiği 112.500 TL’lik mesken kira gelirinin istisna haddi üzerinde olması nedeniyle, istisnadan yararlanılıp yararlanılamayacağının tespitinde bu tutar da hesaplamaya katılacak olup, elde edilen tüm gelir (kazanç ve iratlar) toplamının da 250.000 TL’yi aşması durumunda istisnadan yararlanılması söz konusu olmayacaktır.

Buna göre, 2022 yılı içerisinde elde ettiği gelir toplamı [(6 x 15.900) + 280.140 + (6 x 9.300) + 112.500 =] 543.840 TL, 2022 yılı bakımından 250.000 TL’yi aşması nedeniyle, 112.500 TL’lik konut kira geliri bakımından istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır.

IV- KİRA GELİRLERİNDEN İNDİRİLECEK GİDERLER

Yıllık konut veya işyeri kira geliri hâsılatından indirilecek olan giderler;

– Gerçek gider usulü veya
– Götürü gider usulü olmak üzere iki şekilde tespit edilmektedir.

DİKKAT: Mükellef bu usullerden istediğini seçebilir. Ancak götürü usulü seçenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler. (GVK.m.74).

Kira kazançlarının tespitinde gider usulünün seçiminde bütünlük esastır. Diğer deyişle bir gayrimenkulden elde edilen kira kazancına aşağıda açıklanan yöntemlerden biri, diğer bir kira kazancına başka bir gider usulü seçilmesi mümkün değildir. Elde edilen kira gelirlerinin toplamına ya götürü usul ya da gerçek gider usulünden biri seçilmelidir.

Ancak bu bütünlük kuralının iki istisnai durumu vardır. Birincisi tam mükellefiyete tabi bir mükellef, isterse, yurtiçindeki ve yurtdışındaki gayrimenkullerinden elde ettiği kiraları için farklı usulleri seçebilir. İkincisi VUK 112 No’lu tebliğ uyarınca kiraya verilen gayrimenkuller arasında ne maliyet bedeli ve ne de vergi değeri belli olmayan bina ve arazi bulunduğu takdirde, diğerleri için gerçek gider usulü seçilmiş olsa da bu bina veya arazi için götürü gider usulü uygulanabilir.

A- GERÇEK GİDER USULÜ

Bu usulde, fiilen yapılmış olan ve belgelerle (fatura, makbuz, fiş, poliçe vb.) ispatlanan giderler gerçek tutarlarıyla yıllık kira geliri toplamından indirilecektir.

Bu usulde konut kira gelirinden istisna edilen 9.500 TL’ye isabet edenler hariç olmak üzere yıllık kira tutarından aşağıda yazılı giderler indirilir:

1. Kiraya veren tarafından ödenen aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri,.

2. Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün önemi ile uygun derecede idare giderleri,

3. Kiraya verilen mal ve haklara özgü sigorta giderleri,

4. Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap (edinme) yılından itibaren beş yıl süre ile iktisap bedelinin % 5’i, (bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hasılata uygulanır. Ancak, indirilmeyen kısım gider fazlalığı sayılmaz).

5. Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları,

6. Kiraya veren tarafından yapılan ve gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar,

7. Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar,

8. Kiraya verenin yaptığı onarım giderleri,

9. Kiraya verilen mal ve haklara ait bakım ve idame giderleri,

10. Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler,

11. Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli, (kira indirimi gayri safi hasılattan burada sayılan yazılı giderler düşüldükten sonra, kalan miktar üzerinden yapılır; kiranın indirilemeyen kısmı gider fazlalığı sayılmaz).

12. Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak mukavelenameye kanuna veya ilama istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar.

Gayrimenkul sermaye mahiyetindeki mal ve hakların kısmen kiraya verilmesi halinde, yukarıda yazılı giderlerden yalnız bu kısma isabet edenler hasılattan indirilebilir.

Para cezaları ve vergi cezaları hâsılattan gider olarak indirilemez.

Örnek: Bankadan kredi alınmak suretiyle bir apartman dairesi satın alan kişi söz konusu daireyi kiraya vererek irat elde etmekte ise gerçek gider usulünü seçmesi halinde o yıla ait kira gelirinden bankaya yıl içinde ödediği kredi faizlerini indirebilecektir.

Örnek: Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen ve gider olarak kazançtan indirilebilecek vergi, resim, harçlara örnek olarak; emlak vergisi, temizletme ve aydınlatma harcı, çevre temizlik vergisi (çöp vergisi), arama, işletme, imtiyaz, telif, patent vb. haklar için ödenen resim ve harçlar örnek olarak verilebilir.

Örnek: Bir binanın kapı ve pencerelerinin tamiri, boyanması, otomatın, elektrik tesisatının, banyo kazanı ve lavaboların tamiri veya yenilenmesi gibi giderler, gayrisafi hâsılattan gider olarak indirilir. Bu harcamaların mülk sahibi tarafından yapılması şarttır.

Örnek: Bir binanın üzerine kat ilavesi, asansör ve kalorifer tesisatı olmayan binaya sonradan bu tesislerin yapılması nedeniyle yapılan giderler normal onarım gideri olmadığından hâsılattan düşülemez. Bu giderler gayrimenkulün maliyet bedeline eklenmek ve bu gayrimenkullerle birlikte amortismana tabi tutulmak kaydıyla, amortismanların gider olarak hâsılattan indirilmesi gerekir.

Örnek: Bir gerçek kişi sahibi bulunduğu apartman dairesinde öteden beri oturmakta iken, bu dairenin şehir merkezinde kalması ve yüksek kira getirmesi sebebiyle işyeri olarak yıllığı 50.000 TL’den kiraya vermiştir. Kendisi de yıllığı 30.000 TL’den kira ile tuttuğu başka bir apartman dairesinde ikamet ettiği varsayılırsa, ödediği bu kira bedelini elde ettiği işyeri kira gelirinden gider olarak indiremez. Çünkü ikamet ettiği konuta ait kirayı indirim konusu yapabilmesi için sahibi olduğu binayı da konut olarak kiraya vermesi gerekmektedir.

Örnek: Bay (Z) 2021 yılında 250.000 TL’ye satın aldığı bir apartman dairesini, 01.01.2022’da konut olarak kiraya vermiş ve yıllık 86.800 TL gelir elde etmiştir. Satın aldığı konutun % 5’i 12.500 TL (250.000 x % 5)’dir. Gerçek gider yönteminin seçilmesi ve istisnaya isabet eden tutarın ayrıştırılması ile kazançtan indirim konusu yapılabilir.

GERÇEK GİDER YÖNTEMİNİ SEÇENLER DİKKAT!

Gerçek gider yöntemini seçen mükellefler, yapıkları harcamaların konut kira gelirinden istisna edilen 9.500 TL’ye isabet eden kısmını gider olarak indiremezler. Dolayısıyla istisnaya isabet eden kısmın hesaplanması gerekir. Şöyle ki;

Örnek: Sahibi olduğu konutu 2022 yılında kiraya veren ve 39.000 TL kira geliri elde eden bir mükellefin başka geliri bulunmamaktadır. Mükellef gayrimenkulü ile ilgili olarak, 13.000 TL harcama yapmış olup, gerçek gider yöntemini seçmiştir.

Gerçek gider yöntemi seçildiğinden 13.000 TL’lik harcamanın 9.500 TL’lik istisnaya isabet eden kısmının hesaplanması ve toplam gider içinden ayrıştırılması gerekir. Buna göre;

Vergiye Tabi Hasılat = 39.000 – 9.500 = 29.500 TL

İndirilebilecek Gider = (29.500 x 13.500) / 39.000 = 10.211,53 TL

Dolayısıyla gider olarak 13.000 TL değil, 10.211,53 TL indirilebilecektir. İstisnaya isabet eden kısım bu şekilde ayrıştırılmış olmaktadır.

B- GÖTÜRÜ GİDER USULÜ

Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesinde, isteyen yükümlülerin, bir önceki bölümde açıklanan gerçek giderlere karşılık olmak üzere hâsılatlarının %15’ini götürü olarak indirebilecekleri kabul edilmiştir. Bu usulü seçen mükelleflerin götürü gidere ilişkin orana (%15) isabet eden tutar dışında, maddede bahsi geçen gerçek giderlerden herhangi birisini ayrıca indirmeleri söz konusu olmayacaktır. Çalışmanın sonunda götürü gider usulü ile ilgili örneklere yer verilmiştir.

Götürü gider usulü ve gerçek gider usulünün seçilmesinde mükelleflere seçimlik hak tanınmıştır. Ancak götürü gider usulünü seçenler iki yıl geçmedikçe gerçek usule dönemeyeceklerdir (GVK.m.74).

V- KİRA GELİRLERİNE UYGULANACAK İNDİRİMLER NELERDİR?

Konut veya işyeri kira geliri elde eden mükellefler yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden istisna ve giderler düşüldükten sonra kalan kira tutarı üzerinden ayrıca aşağıda sayılan giderleri indirim konusu yapabileceklerdir

1. Beyan edilen gelirin %15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri. Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim kendi gelirlerinden indirilir.

2. Beyan edilen gelirin %10’unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları.

3.Serbest meslek faaliyetinde bulunan engellilerin beyan edilen gelirlerine, Gelir Vergisi Kanunu’nun 31 inci maddesinde yer alan esaslara göre hesaplanan yıllık (engelli) indirim(i).

4. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin %5’i (kalkınmada öncelikli yöreler için %10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.

5. Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.

6. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı.

7. Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen;

a) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,

b) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,

c) Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,

d) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,

e) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,

f) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirtilmesi çalışmalarına,

g) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,

h) 2863 sayılı Kanun kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,

i) Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve etkinlikler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatın tedariki ile film yapımına,

j) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına,

İlişkin harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların tamamı.

8. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50’si.

9. Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına (deprem vb.) makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdî bağışların tamamı.

10. İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı.

11. Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10’unu aşmayan kısmı.

12. Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si. Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.

13. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanuna göre kurulan korumalı işyerlerinde istihdam edilen ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engelli çalışanlar için diğer kişi ve kurumlarca karşılanan tutar dâhil yapılan ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının yüzde 100’ü oranında korumalı işyeri indirimi. (İndirim, her bir engelli çalışan için azami beş yıl süre ile uygulanır ve yıllık olarak indirilecek tutar, her bir engelli çalışan için asgari ücretin yıllık brüt tutarının yüzde 150’sini aşamaz.).

14. Tam mükellef gerçek kişilerin, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 225 inci maddesi kapsamında dolaylı temsilci olarak yetkili kılınan Posta İdaresi ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler tarafından düzenlenen elektronik ticaret gümrük beyannamesiyle gerçekleştirdikleri mal ihracatı kapsamında elde ettikleri kazancın %50’si.

VI- GİDER FAZLASI VE ZARAR DURUMU

Gayrimenkul sermaye iradına konu olan sermayenin kendisinde meydana gelen eksilmeler zarar sayılmaz ve iradın gayri safi miktarının tespitinde gider olarak kabul edilmezler.

Gayrimenkul sermaye iradının safi tutarının hesabında giderlerin fazlalığı dolayısıyla doğan zararlar, beş yılı geçmemek üzere gelecek yıllarda elde edilen kira gelirlerinden gider olarak düşülebilir. Bu durumun iki istisnası vardır:

1- Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konut veya lojmanların kira bedellerini indirim konusu yapmaları durumunda bir zarar doğması halinde, bu zararın gelecek yıllarda elde edilen gayrimenkul sermaye iradından indirim konusu yapılması söz konusu değildir.

2– Konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkule ait hasılattan indirim konusu yapılan iktisap bedelinin %5’i oranındaki tutarın indirilemeyen kısmı gider fazlalığı olarak dikkate alınamaz.

VII- EMSAL KİRA BEDELİ ESASI

A- EMSAL KİRA BEDELİNİN TESPİTİ

Emsal kira bedeli uygulaması gayrimenkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde kullanılan bir vergi güvenlik müessesesidir. Emsal kira bedeli gayrimenkulün kira ücreti almadan başkasının kullanımına bırakılması durumunda ya da kira ücretinin emsal kira bedelinden düşük olması durumunda devreye giren bir düzenlemedir. Bu tip durumlarda gayrimenkulün emsal kira bedeli, gayrimenkulün kirası sayılmaktadır.

Emsal kira bedeli bina, arazi, mal ve haklarda ayrı ayrı tespit edilmektedir. Bina ve arazilerde emsal kira bedeli, yetkili özel makamlarca veya mahkemelerce saptanmış kiradır. Kira mevzuatına göre kira takdir veya tespit etmeye yetkili makamlar, mahkeme veya yetkili özel makamlardır. Böyle bir makam yoksa veya söz konusu bina ve arazi için kira takdir veya tespiti yapılmamış ise, emsal kira bedeli, Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen vergi değerinin %5’idir.

Vergi değeri bina ve arazinin rayiç bedelidir. Rayiç bedel ise, Emlak Vergisi Kanunu’nun 29. maddesi ve aynı maddede sözü edilen “emlak vergisine matrah olacak vergi değerinin takdirine ilişkin tüzük” hükümlerine göre saptanmaktadır.

Örnek: Bay (Y) emlak vergisi değeri 1.000.000 TL olan konutlarından birini bedelsiz olarak arkadaşının kullanımına bırakması halinde kira bedeli tahsil etmemiş olmasına rağmen 1.000.000 TL x %5 = 50.000 TL emsal kira bedeli üzerinden yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek suretiyle vergi ödeyecektir.

B- EMSAL KİRA BEDELİNİN HANGİ DURUMLARDA UYGULANACAĞI VE UYGULANMAYACAĞI

Emsal kira bedeli kiraya verilen mal ve haklara ait kiranın, emsal kira bedelinden düşük olması, mal ve hakların bedelsiz olarak başkalarının kullanımına bırakılması durumunda uygulanacaktır.

Emsal kira bedeli esası aşağıdaki durumlarda ise uygulanmayacaktır:

– Boş kalan gayrimenkullerin muhafazası amacıyla bedelsiz olarak başkalarının kullanımına bırakılması durumunda. Örneğin, bir yazlığın kışın korunması suretiyle münasip bir kısmının bekçiye tahsis edilerek bırakılması gibi.

– Binaların mal sahiplerinin usul (anne, baba, anneanne, babaanne, nine, dede), füru (çocuk, torun) veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi durumunda, (Usul, füru veya kardeşlerden her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmişse bu konutların yalnızca birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz, kardeşler evli ise eşlerinden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz),

Örnek: Bay (A) evlidir ve babası tarafından kendisine bedelsiz olarak bir ev tahsis edilmiş olup bu evde ikamet etmektedir. Bay (A)’nın eşi Bayan (B)’nin babası da kendilerine bedelsiz olarak başka bir konut tahsis etmiştir. Bu durumda evli eşlere babaları tarafından iki tane bedelsiz konut tahsisi söz konusudur. Sadece bir konut için emsal kira bedeli uygulanmayacak, diğer konut için ise emsal kira bedeli hesaplanacaktır.

– Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet etmesi durumunda,

– Genel bütçeye dâhil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalarda,

emsal kira bedeli uygulanamaz (GVK madde 73/2).

VIII- BEYANNAME NE ZAMAN VE NEREYE VERİLECEK?

– 2022 yılı kazançlarına ilişkin beyanname 1-31 Mart 2023 tarihi mesai saati sonuna (internet üzerinden verilen beyanlarda 23:59’a) kadar verilecektir.

– Türkiye’yi terk edenler yurtdışına çıkma tarihinden önceki 15 gün içinde vereceklerdir.

– Ölüm halinde mirasçılar ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde vereceklerdir.

Beyanname, kayıtlı bulunulan vergi dairesine verilecektir. Beyanname, elden verilebileceği gibi posta ile de gönderilebilecektir. Bunun yanında 26 Sıra No.lu VUK Sirkülerine göre internet yoluyla da (elektronik beyanname) beyanda bulunmak mümkündür.

Beyanname taahhütlü olarak posta ile gönderildiğinde, postaya veriliş tarihi beyannamenin verildiği tarih olarak kabul edilecektir. Beyanname normal (adi) posta ile gönderilirse, beyannamenin vergi dairesine ulaştığı tarih beyannamenin verildiği tarih olarak kabul edilecektir.

252 Sıra No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği açıklamaları çerçevesinde, işyeri kira gelirleri ile ilgili olarak, tevkif yolu ile kesilen vergilerin mahsubunda; mükelleflerin kendilerinden vergi tevkifatı yapan vergi sorumlularının (kiracının) adı soyadı, unvanı, vergi dairesi ve vergi kimlik numaralarını, kesintiye esas alınan brüt tutarları, kesilen vergileri ve kesinti yapılan dönemleri gösteren tabloyu yıllık beyanlarına eklemeleri gerekir.

Maliye Bakanlığı tarafından VUK’nun mükerrer 257 nci maddesine dayanılarak yayınlanan 470 Sıra VUK No.lu Genel Tebliği uyarınca ücret, kira, menkul sermaye iradı veya diğer kazanç ve iratlar elde edenler için “Hazır Beyan Sistemi” getirilmiştir. Bu sistem Gelir Vergisi Beyannamelerinin Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak internet ortamında mükelleflerin onayına sunulduğu bir sistemdir.

Kira geliri elde eden mükellefler;

  • Kimlik bilgilerini girip özel güvenlik sorularını cevaplayarak
  • İnternet vergi dairesi şifrelerini kullanarak (şifre yoksa herhangi bir vergi dairesine kimlikle başvurarak ücretsiz alabilir) sisteme giriş yapabilirler.

Kira geliri yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar da bu sistemden yararlanabilmektedir. Bu bakımdan, vergi dairesinde mükellefiyet kaydı bulunmadığında, internet vergi dairesinde hazırlanan kira beyannamesi elektronik ortamda onaylandığı anda, şahıs adına vergi dairesinde mükellefiyet tesisi ve vergi tahakkuku işlemleri otomatik olarak gerçekleştirilmektedir.

Onaylanan kira beyanına ilişkin ödemeler;

  • Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesi üzerinden anlaşmalı bankaların kredi kartları ile
  • Anlaşmalı bankaların internet bankacılığını kullanarak
  • Anlaşmalı bankalardan
  • Tüm vergi dairelerinden

yapılabilir.

Sistemi kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Beyannameler vergi dairesine gidilerek elden veya internet ortamında (E-Beyanname Düzenleme Programı) da verilebilir.

IX- BEYANNAME VERİLMEMESİ HALİNDE YAPILACAK İŞLEMLER

Kira gelirini beyan etmeyenlerden, ödemedikleri vergi, cezalı olarak alınmaktadır. Beyanda bulunmayanlar;

– 9.500 TL’lik konut kira geliri istisnasından yararlandırılmamakta,

– Vergi dairesi, durumu tespit ettiğinde; iki kat birinci derece usulsüzlük cezası kesmektedir. Kira gelirini takdir komisyonu takdir etmekte, bunun üzerinden de vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte vergi alınmaktadır.

X- KİRA ÖDEMELERİNİN BANKADAN YAPILMA ZORUNLULUĞU

Gayrimenkul sermaye iratlarının izlenebilirliğini ve denetimini kolaylaştırmak, özellikle konut ve işyeri kira gelirlerinde oluşan kayıt dışılığı azaltmak amacıyla kira ödemelerinin banka kanalı ile yapılmasına yönelik bazı düzenlemeler yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. 268 ve 298 Seri No.lu GVK Genel Tebliğlerine göre;

– Konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenler;

– İşyerlerinde ise herhangi bir miktar ile sınırlı olmaksızın işyerini kiraya verenler ile kiracıların,

– 01.07.2017 tarihinden itibaren tutarı ne olursa olsun haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli konut kiralamalarının

kiraya ilişkin tahsilât ve ödemelerini banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunlu hale getirilmiştir.

Mükelleflerce her bir konut için aylık tutarı 500 TL’nin altındaki konut kira geliri ile mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilâtlar tebliğle getirilen zorunluluk kapsamında değildir. Öte yandan mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilatlar ile aynî olarak yapılan ödemeler bankadan ödeme zorunluluğu kapsamında değildir.

Konutlarda tevsik zorunluluğu sadece kiraya vereni kapsamaktadır (mülk sahibi). İşyerlerinde ise hem kiraya veren hem de kiracıları kapsamaktadır.

XI- KİRA KAZANÇLARINDA DEFTER, KAYIT VE BELGELERİN SAKLANMASI

VUK 208’e göre defter tutmaya mecbur olan gerçek kişiler gelir vergisine tabi menkul ve gayrimenkul sermayelerle bunlardan elde edilen iratları ve bunlara ilişkin giderleri defteri kebir veya işletme hesabının veya serbest meslek erbabı kazanç defterinin ayrı bir sayfasına veya ayrı bir deftere veyahut bir cetvele ayrı ayrı kaydetmeye mecburdurlar. Ancak bu hesap mükellefin diğer kazançlarını tespit için tuttuğu hesaplara karıştırılmaz ve onlar ile birleştirilmez.

Defter tutmak zorunda olmayan mükellefler ise sadece kiralama işlemi ile ilgili belgeleri aklamakla yükümlüdürler. Kira kontratı, banka dekontları, makbuzlar, gider belgeleri vb. tüm dokümanlar muhafaza edilmek durumundadır. Olası vergi incelemelerinde mükellefler bu belgeleri ibraz edeceklerdir.

XII- ÖZELLİKLİ HUSUSLAR

– Depozito ödemeleri kira geliri sayılmaz.

– Bir işletmenin ya da şirketin aktifinde yer alan gayrimenkullerin kiralanması durumunda ticari kazanç (ya da zirai kazanç) hükümleri uygulanmaktadır.

– Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarını kazancınızdan indirim konusu yapamazsınız.

– Boş olan ve kira geliri elde etmediğiniz gayrimenkuller için beyanname vermenize gerek yoktur. Sadece bağlı olduğunuz vergi dairesini bilgilendirmeniz yeterlidir.

– Tapu sahibi başka kişi, kirayı elde eden başka biri olması durumunda tapu sahibinin beyanname vermesi gerekmektedir. Ancak ödemelerin akıbeti hakkında vergi dairenizi bilgilendiriniz.

– Sadece işyeri kira geliri elde ediyorsanız ve elde ettiğiniz kazanç 70.000 TL’yi aşmıyorsa beyanname vermenize gerek bulunmamaktadır.

– Emekli de olsanız konut kiranız 9.500 TL’yi aştığı sürece beyanname vermeniz gerekmektedir.

–  Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında belediyeler tarafından verilen kira yardımlarının gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Kira yardımlarını kazanç olarak kabul edip beyanname vermenize gerek yoktur. (B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-70-19-68 sayılı ve 09/02/2011 tarihli Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı özelgesi).

– İşyeri kiracılarının kesmekle yükümlü oldukları stopajları vergi dairesine yatırmamasından dolayı, işyeri sahibinin sorumluluğu yoktur.

– Mantolama gibi giderler, gerçek gider usulü seçilmesi durumunda kira kazancında gider olarak kabul edilmemektedir. Söz konusu harcamalar maliyet bedeline eklenecek ve Gelir Vergisi Kanunun 74/6 maddesi uyarınca amortisman yoluyla hasılattan indirim konusu yapılacaktır (11.08.2012 tarihli ve 38418978-120[74-12/2]-825 sayılı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı özelgesi).

– Dar mükellef konumundaki mükellefler işyeri kira kazançları için beyanname vermeyeceklerdir. Ancak 9.500 TL’yi aşan konut kiraları için beyanname vermek zorundadır.

– İşyeri kira kazançlarında, kiracı konumundaki kişi stopaj yapmakla sorumlu değilse (örneğin basit usul mükellef), bu durumda kira kazancının yıllık miktarı 3.800 TL ile karşılaştırılmalıdır. Aşıyorsa beyanname verilmek zorundadır.

– Kiraya veren tarafından kiraya verilen gayrimenkul için yapılan onarım giderleri ile bakım ve idame giderlerinin kira kazançlarından gider olarak düşülmesi mümkündür.

XIII- KONUT VEYA İŞYERİ KİRA GELİRLERİNİN BEYANINA İLİŞKİN ÖRNEKLER

2022 yılında elde edilen kira gelirlerine aşağıdaki tarife esas alınacaktır.

GELİR VERGİSİ TARİFESİ
32.000 TL’ye kadar %15
70.000 TL’nin 32.000 TL’si için 4.800 TL, fazlası %20
170.000 TL’nin 70.000 TL’si için 12.400 TL, fazlası %27
880.000 TL’nin 170.000 TL’si için 39.400 TL, fazlası %35
880.000 TL’den fazlasının 880.000 TL’si için 287.900 TL, fazlası %40

ÖRNEK-1: Mükellef Bayan (Z), İstanbul’da bulunan dairesini konut olarak kiraya vermesi sonucu, 2022 takvim yılında 40.000 TL kira geliri elde etmiştir.  Beyana tabi başka geliri bulunmayan mükellef, götürü gider yöntemini seçmiştir.

Mükellefin kira gelirine ilişkin gelir vergisi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Gayrisafi İrat Toplamı 40.000 TL
  Vergiden İstisna Tutar 9.500 TL  
  Kalan (40.000 – 9.500) 30.500 TL
  % 15 Götürü Gider (30.500 x % 15) 4.575 TL  
  Vergiye Tabi Gelir (30.500-4.575) 25.925 TL
  Hesaplanan Gelir Vergisi 3.888,75 TL
  Ödenecek Gelir Vergisi 3.888,75 TL

ÖRNEK-2: Mükellef Bay (S), Bursa’da bulunan dairesini konut olarak kiraya vermesi sonucu, 2022 yılında 35.000 TL, işyeri olarak kiraya verdiği dairesinden ise 43.000 TL brüt kira geliri elde etmiştir. İşyeri için ödenen kira bedelleri üzerinden 8.600 TL tevkifat yapılmıştır.

Başka geliri olmayan mükellef, götürü gider yöntemini seçmiştir.

Söz konusu mükellefin mesken kirası gelirinin istisna haddini aşan kısmı ile tevkifata tabi tutulan işyeri kirasının toplamı (25.500+43.000) 70.000 TL’yi aşmadığından işyeri kira gelirini beyan etmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak konut kira gelirini beyan edecektir.

Gayrisafi İrat Toplamı 35.000 TL
 Vergiden İstisna Tutar 9.500 TL  
 Kalan (35.000-9.500) 25.500 TL
 % 15 Götürü Gider (25.500 x % 15) 3.825 TL
 Vergiye Tabi Gelir (25.500-3.825) 21.675 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi 3.251,25 TL
 Kesinti Yoluyla Ödenen Vergiler – TL  
 Ödenecek Gelir Vergisi 3.251,25 TL

ÖRNEK-3: Mükellef Bay (F), İzmir’de bulunan dairesini konut olarak kiraya vermesi sonucu, 2022 yılında 89.500 TL kira geliri elde etmiştir. Mükellef 2022 yılı için yaptırdığı hayat sigortası kapsamında 7.000 TL prim ödemiş ve Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen kampanya kapsamında depremzedelere 1.500 TL makbuz karşılığı bağışta bulunmuştur.

Başka geliri bulunmayan mükellef, götürü gider yöntemini seçmiştir. Mükellefin kira gelirine ilişkin gelir vergisi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Gayrisafi İrat Toplamı 89.500 TL
 Vergiden İstisna Tutar 9.500 TL  
 Kalan (89.500 TL-9.500 TL) 80.000 TL
 %15 Götürü Gider (80.000 TL X %15) 12.000 TL  
 Safi İrat (80.000 TL – 12.000 TL) 68.000 TL
 Hayat Sigortasına Ödenen Katkı Payı (*) 3.500 TL  
 Depremzedeler İçin Yapılan Bağış ve Yardımlar (**) 1.500 TL  
 Vergiye Tabi Gelir (68.000 – (3.500 + 1.500)) 63.000 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi
(32.000 TL için 4.800 TL)
(Kalan= 31.000 TL için 6.200 TL)
11.000 TL
 Ödenecek Gelir Vergisi 11.000 TL
 * Hayat sigortalarında ödenen primlerde indirilecek miktar beyan edilen gelirin % 15’ini geçemeyeceği gibi ödenen primlerin % 50’si olarak dikkate alınacaktır.

** Tamamı indirilebilir.

ÖRNEK-4: Mükellef Bayan (V), Samsun’da bulunan ve işyeri olarak kiraya verdiği mülkünden 155.000 TL brüt kira geliri elde etmiştir. İşyeri için ödenen kira bedelleri üzerinden 31.000 TL tevkifat yapılmıştır. Başka geliri olmayan mükellef, götürü gider yöntemini seçmiştir.

Tevkifata tabi tutulan işyeri kirasının bedeli 70.000 TL’yi aştığından elde edilen kira gelirinin beyan edilmesi gerekmektedir. Bu durumda gelir vergisi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Gayrisafi İrat Toplamı 155.000 TL
 % 15 Götürü Gider (155.000 x % 15) 23.250 TL  
 Vergiye Tabi Gelir (155.000-23.250) 131.750 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi
(70.000 TL için 12.400 TL)
(Kalan  = 61.750 TL için 16.672,50 TL)
29.072,50 TL
 Kesinti Yoluyla Ödenen Vergiler 31.000 TL  
 Ödenecek Gelir Vergisi 0 TL
 İade Alınacak Gelir Vergisi 1.927,50 TL

ÖRNEK-5: Mükellef Bay (F), işyeri olarak kiraya verdiği gayrimenkulünden yıllık 380.000 TL brüt kira geliri elde etmiştir. İşyeri için ödenen kira bedelleri üzerinden 76.000 TL tevkifat yapılmıştır. Başka geliri olmayan mükellef, götürü gider yöntemini seçmiştir.

Tevkifata tabi tutulan işyeri kirasının bedeli 70.000 Türk Lirasını aştığından elde edilen kira gelirinin beyan edilmesi gerekmektedir. Bu durumda gelir vergisi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Gayrisafi İrat Toplamı 380.000 TL
 % 15 Götürü Gider (380.000 x % 15) 57.000 TL
 Vergiye Tabi Gelir (380.000-57.000) 323.000 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi
(170.000 TL için 39.400 TL)
(Kalan  = 153.000 TL için 53.550 TL)
92.950 TL
  Kesinti Yoluyla Ödenen Vergiler 76.000 TL 
 Ödenecek Gelir Vergisi

16.950 TL

ÖRNEK-6: Mükellef Bay (K), 1.750.000 TL değerinde olan kredi ile aldığı ve işyeri olarak kiraya verdiği gayrimenkulünden yıllık 355.000 TL brüt kira geliri elde etmiştir. İşyeri için ödenen kira bedelleri üzerinden 71.000 TL tevkifat yapılmıştır. Başka geliri olmayan mükellef, gerçek gider yöntemini seçmiştir.

Yıl içerisinde gayrimenkul alımı için kullandığı kredi borcu nedeniyle 75.000 faiz ödemiştir. Ayrıca 9.500 TL sigorta harcaması yapmıştır. 1.750.000 TL değerindeki gayrimenkulün iktisap bedelinin % 5’i oranında indirimden yararlanılacaktır.

Tevkifata tabi tutulan işyeri kirasının bedeli 70.000 Türk Lirasını aştığından elde edilen kira gelirinin beyan edilmesi gerekmektedir. Bu durumda gelir vergisi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Gayrisafi İrat Toplamı 355.000 TL
 Gerçek Giderler
– Faiz ödemesi: 75.000 TL
– Sigorta harcaması: 9.500 TL
– İktisap bedelinin % 5’i (1.750.000x%5) 87.500 TL
172.000 TL  
 Vergiye Tabi Gelir (355.000-172.000) 183.000 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi
(170.000 TL için 39.400 TL)
(Kalan  = 13.000 TL için 4.550 TL)
43.950 TL
 Kesinti Yoluyla Ödenen Vergiler 71.000 TL  
 Ödenecek Gelir Vergisi – TL
İade Alınacak Gelir Vergisi 27.050 TL

ÖRNEK-7: Bayan (Y) 2022 yılı içinde 95.000 TL emekli maaşı dışında konut olarak kiraya verdiği taşınmazından 83.000 TL gelir elde etmiştir. Götürü gider yöntemini tercih eden Bayan (Y)’nin başka bir geliri bulunmamaktadır.

Bu durumda Bayan (Y)’nin kazancı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Emekli maaşı GVK 23/11 hükmü uyarınca vergiden istisnadır ve beyannameye dahil edilmeyecektir.

Toplam 83.000 TL konut kirası gelirine konut istisnası uygulanacak ve ödenmesi gereken vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Gayrisafi İrat Toplamı 83.000 TL
 Vergiden İstisna Tutar 9.500 TL  
 Kalan (83.000-9.500) 73.500 TL
 % 15 Götürü Gider (73.500 x % 15) 11.025 TL  
 Vergiye Tabi Gelir (73.500-11.025) 62.475 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi

(32.000 TL için 4.800 TL)
(Kalan  = 30.475 TL için 6.095 TL)

 10.895 TL
 Ödenecek Gelir Vergisi

 10.895 TL

ÖRNEK-8: Doktor olarak bir hastanede ücretli çalışan Bay (D) 2022 yılı içinde brüt 285.000 TL ücret geliri elde etmiştir. Sahip olduğu taşınmazlarından birini konut olarak kiraya vermiş 135.000 TL kazanç elde etmiştir. Diğerini ise işyeri olarak kiraya vermiş net 92.000 TL (brüt 115.000 TL) gelir sağlamıştır. Bankadaki mevduat hesabına 10.000 TL faiz tahakkuk etmiştir. İşyeri kazancından 23.000 TL stopaj yapılmıştır. Götürü gider yöntemini seçen Bay (D)’nin kazancı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Tevkifata tabi tutulan ve tek işverenden alınan ücret ve banka mevduat faizi Gelir Vergisi Kanunu düzenlemeleri gereği beyan edilmeyecektir. Kira kazançları toplamı ise 70.000 TL’yi aştığından beyan edilecektir. Konut kira geliri 135.000 TL, işyeri kira geliri ise brüt 115.000 TL olarak beyan edilecektir.

Diğer yandan Bay (D)’nin elde ettiği kazançların toplamı 250.000 TL’yi aştığından konut istisnasından yararlanması mümkün değildir. İşyeri kazançları üzerinden yapılan stopajlar ise mahsup edilecektir.

Buna göre hesaplama şu şekilde olacaktır.

 Gayrisafi İrat Toplamı 250.000 TL
 % 15 Götürü Gider (250.000 x % 15) 37.500 TL  
 Vergiye Tabi Gelir (250.000-37.500) 212.500 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi
(170.000 TL için 39.400 TL)
(Kalan  = 42.500 TL için 14.875 TL)
54.275 TL
 Kesinti Yoluyla Ödenen Vergiler 23.000 TL  
 Ödenecek Gelir Vergisi 31.275 TL

ÖRNEK-9: Mükellef Bayan (A), Trabzon’da bulunan dairesini konut olarak kiraya vermesi sonucu, 2022 takvim yılında 82.000 TL kira geliri elde etmiştir. Aynı zamanda ücretli olarak çalışan Bayan (A)’nın yıllık brüt ücret geliri 216.000 TL’dir.  Başka geliri bulunmayan mükellef, götürü gider yöntemini seçmiştir.

Bayan (A)’nın elde ettiği kazançların toplamı 250.000 TL’yi aştığından konut istisnasından yararlanması mümkün değildir. Tek işverenden alınan ve tamamı tevkif suretiyle vergilenen ücret geliri beyan edilmeyecektir. Mükellefin kira gelirine ilişkin gelir vergisi ise aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Gayrisafi İrat Toplamı 82.000 TL
 % 15 Götürü Gider (82.000 x % 15) 12.300 TL
 Vergiye Tabi Gelir (82.000-12.300) 69.700 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi
(32.000 TL için 4.800 TL)
(Kalan  = 37.700 TL için 7.540 TL)
12.340 TL
Ödenecek Gelir Vergisi 12.340 TL

ÖRNEK-10: Mükellef Bay (S), İzmir’de bulunan dairesini konut olarak kiraya vermesi sonucu, 2022 yılında 225.000 TL kira geliri elde etmiştir. Söz konusu konut için 30.000 TL bakım ve onarım masrafı, 8.000 TL sigorta harcaması, 3.200 TL emlak vergisi ödemesi gerçekleştirmiştir. Başka geliri olmayan mükellef, gerçek gider yöntemini seçmiştir.

Mükellefin geliri 250.000 TL’yi aşmadığından konut istisnasından yararlanacaktır. Gerçek gider yöntemini seçtiği için, istisnaya isabet eden tutarı dikkate alarak indirebileceği giderini hesaplamalıdır.

Gayrisafi İrat Toplamı 225.000 TL
Vergiden İstisna Tutar 9.500 TL  
Kalan 215.500 TL
İndirilebilecek Gider (*)

Toplam Gider (30.000 + 8.000 + 3.200)

39.460,44 TL 
 Vergiye Tabi Gelir (215.500 – 39.460,44) 176.039,56 TL
 Hesaplanan Gelir Vergisi
(170.000 TL için 39.400 TL)
(Kalan= 6.039,56 TL için 2.113,84 TL)
41.513,84 TL
Ödenecek Gelir Vergisi 41.513,84  TL
(*) İstisnaya isabet eden kısma ilişkin hesaplama sonrası rakam yazılmıştır.

Prof. Dr. Özgür BİYAN
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2023/03/07/2022-konut-ile-isyeri-kira-gelirlerinin-vergilendirilmesi

Bilindiği üzere, 6322 sayılı Kanunun 37’nci maddesiyle 1.1.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 5520 sayılı Kanunun 11’ inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendiyle; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmının kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacağı hüküm altına alınmış, Cumhurbaşkanı bu yetkisini 4/2/2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış ve 1.1.2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının %10’unun kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.

Finansman Gider Kısıtlaması Uygulamasının 1.1.2021 tarihinden İtibaren Yürürlüğe Girmesi Birçok Tartışmalı Hususu Beraberinde Getirmiştir

Cumhurbaşkanı Kararının yürürlüğe girmesi birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Tartışmaların en önemlilerinden birisi 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı öncesi kullanılan kredilerden kaynaklı gider ve maliyet unsurlarının gider kısıtlaması kapsama dahil edilip edilmemesi ile ilgilidir. Diğer bir tartışma konusu ise yabancı kaynağın kapsamına getirilen haklı itirazdır. Kısa ve uzun vadeli yabancı kaynakların içerisinde yer alan bazı hesaplarının yabancı kaynak kavramı içerisinde değerlendirilmemesi gerektiği ve öz kaynak karşılaştırmasında dikkate alınmaması düşüncesi tartışmaların en keskinlerinden biridir. Bu duruma paralel olarak yabancı kaynak kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğine iddia edilen hesaplara bağlı olarak ortaya çıkan kredi faiz ve kur farkı giderlerinin gider kısıtlamasına tabi tutulup tutulmayacağı hususu başkaca bir sorundur.

Maliye Finansman Gider Kısıtlamasının Tebliğde Yapılan Düzenleme Işığında Uygulanmasını İstiyor

Maliye yasa ve tebliğde yaptığı düzenlemeye istinaden, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynak toplamının öz kaynaklarla karşılaştırılmasını ve yabancı kaynak toplamın özkaynağı aşması durumunda  kurumlar vergisi mükelleflerinin, aşan kısımla sınırlı olmak üzere, yabancı kaynaklara (kısa ve uzun vadeli) ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’luk kısmının, kurum kazancının tespitinde KKEG olarak dikkate almalarını, yatırımın maliyetine eklenmiş olan yabancı kaynaklardan doğan gider ve maliyet unsurların ise %10’luk kısıtlamanın dışında bırakılmasına istiyor.

Maliye bu konuda keskin. Tabi maliyenin bu keskin yaklaşımına karşı gider kısıtlaması uygulamasıyla karşı karşıya kalan mükellefler ihtirazı kayıtla beyanname vermek suretiyle soluğu mahkemelerde alıyor.

Vergi Yargısı Maliyenin Tebliğ Düzenlemesiyle Finansman Gider Kısıtlamasındaki Yetkisini Genişleterek Kullandığını Söylüyor

İzleyen bölümlerde yargı kararları ışığında konuya ayrıntılı değineceğiz. Vergi yargısı şunu söylüyor; her ne kadar Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 11. maddesinde Maliye Bakanlığı’na finansman gider kısıtlamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu kuralına yer verilmişse de söz konusu yetki ile maliye finansman gider kısıtlamasının kapsamını genişletmiş, tebliğ ile finansman gider kısıtlaması uygulamasının özüne dokunmuştur. Yasa koyucunun Kanunla düzenlemesi gereken konuları tebliğ ile düzenlemesi, idari düzenlemeler ile yasama yetkisinin kullanılması anlamına geliyor. Bu durum vergi yargısında hiç sıcak bakılmayan bir durum.

Mükellefler Maliyeye En Çok Hangi Konuda İtiraz Ediyor?

Düzenlemede en çok finansman gider kısıtlamasının temelini oluşturan yabancı kaynak kavramına itiraz ediliyor. Bundan dolayı mükellefler finansman teminine yönelik olan ve gerçekten yabancı kaynak olarak değerlendirilebilecek olan hesapların dikkate alınarak yabancı kaynak hesaplanması gerektiğini savunuyorlar, mal ve hizmet alım satımından doğan, ticari faaliyetin takibi için kullanılan ve/veya benzeri maksatlarla kullanılması hasebiyle finansman teminine ilişkin olmayan hesapların, yabancı kaynak hesaplamasına dahil edilmemesini istiyorlar.

Özellikle yabancı kaynak tanımının "bilançonun kısa vadeli yabancı kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamı” seklinde yapılması, bunun sonucu olarak 320- Satıcılar335- Personele Borçlar340-Alınan Sipariş Avansları360- Ödenecek Vergi ve Fonlar361-Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri370-Dönem Kârı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülük Karşılıkları ve 371-Dönem Kârının Pesin Ödenen Vergi ve Diğer Yükümlülükleri gibi hesapların işletmenin finansman teminine yönelik bir borcuymuş gibi nitelendirilerek yabancı kaynak sayılması en büyük itiraz konusu.

İtirazın haklılık tarafı var. Zira idare düzenleyici işlemle yabancı kaynak tanımını Kanun hükmünün lafzı ve amacı hilafına genişletmekte ve mükellefleri ilave vergi yükü ile karsı karsıya bırakmaktadır. Bu durumda verginin yasallığı ilkesine ve normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil ediyor.

“Yabancı Kaynaklar" başlığı altında yer alan tüm hesapların finansman giderine ilişkin olduğunun kabulü hukuken mümkün gözükmemekte, finansman gider kısıtlamasına temel oluşturacak yabancı kaynaklar konusunda kanuna aykırı bir tanımlama getiren Tebliğe istinaden, finansman gider kısıtlaması tutarının hesabında, gerçekte finansman teminine ilişkin olmayan hesapların yabancı kaynak değerlendirilmemesi gerekmektedir.

Öte yandan, finansman gider kısıtlaması uygulamasına ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 11. maddesinde yer alan düzenlemede "işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu asmamak üzere" ibaresinden, yasa koyucunun yapılan gider ve maliyet unsurlarına vurgu yaptığı gözden kaçırılmamalıdır. Dolayısıyla söz konusu gider kısıtlaması değerlendirilirken, muhasebe kayıt sisteminde yer alan 3 No'lu (Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar) ve 4 No'lu (Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar) hesapların tamamının finansman gider kısıtlamasına esas alınacak yabancı kaynak olarak kabulü mümkün gözükmemekte, bu hesaplarda yer alan sadece finansman teminine ilişkin hesaplardan kaynaklı gider ve maliyet unsurlarının finansman gider kısıtlamasında dikkate alınması aşağıda yer alan yargı kararlarında da kabul gördüğü üzere daha uygun gözükmektedir.

Vergi yargısı yabancı kaynak kavramını, Kanun hükmü ve gerekçesi doğrultusunda finansman teminine yönelik borçlarla sınırlandırılması gerektiğini savunuyor. Konuya ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyeti Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin 2022/499 Esas, 2022/1633 sayılı Kararında; yabancı kaynak kavramının, yukarıda belirtilen Kanun hükmü ve gerekçesi doğrultusunda finansman teminine yönelik borçlarla sınırlandırılması gerektiği anlaşılmakta olup, 320 Satıcılar Hesabı, 335 Personele Borçlar Hesabı, 360 Ödenecek Vergi ve Fonlar Hesabı, 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri Hesabı, 370 Dönem Kârı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülük Karşılıkları Hesabı, 371 Dönem Kârının Pesin Ödenen Vergi Ve Diğer Yükümlülükleri Hesabı, 373 Maliyet Giderleri Karşılığı Hesabı, 381 Gider Tahakkukları Hesabı gibi finansman gideri oluşturmayan ve herhangi bir faiz, kur farkı, vade farkı gibi finansman giderine yol açmayan söz konusu hesapların, salt 26.12.1992 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No'lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde yabancı kaynaklar baslığı altında yer aldığından hareketle, Tebliğ’in "3. Yabancı Kaynaklar" baslığı altında yer alan tüm hesapların finansman giderine ilişkin olduğunun kabulü hukuken mümkün olmadığından, finansman gider kısıtlamasına temel oluşturacak yabancı kaynaklar konusunda kanuna aykırı bir tanımlama getiren Tebliğe istinaden, finansman gider kısıtlaması tutarının hesabında, gerçekte finansman teminine ilişkin olmayan hesapların yabancı kaynak hesaplamasına dahil edilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır.”

04.02.2021 Tarihinden Önce Kullanılan Kredilerin Finansman Gider Kısıtlamasına Tabi Tutulması Mükelleflerce İtiraz Edilen Başka Bir Konudur

3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararından önce kullanılan kredilerinin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması Hukuki belirlilik ve Kanunların geriye yürümezliği ilkeleri açısından değerlendirildiğinde mükelleflerin itirazın haklılık payı tescilleniyor. Bilindiği üzere, hukuki güvenlik ile belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin ön koşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önleme içermesini ifade etmektedir (Anayasa Mahkemesi E.2013/64, K.2013/142, K.T.28/11/2013).

Vergilendirmede hukuki güvenliğin sağlanması için gerçekleşmesi gerekli koşullardan biri de vergi normlarının geriye yürümemesidir. Vergi normlarının geçmişte meydana gelen olaylara uygulanması hukuki güveni zedeler. Çünkü bireyler yaşamlarını sürdürürken ekonomik yönden alacakları kararları, yürürlükteki vergi normlarına göre alırlar.

Bu bağlamda, vergi hukukunda geriye yürümezlik ilkesi, verginin yasallığı ilkesinin bir sonucudur. Dolayısıyla, verginin ana unsurlarından bir veya birkaçında değişiklik yapan yeni bir vergi kanununun, yürürlüğe girmeden önceki bir dönemi de kapsayacak şekilde uygulanması, o dönemde yasal olmayan ana unsurların uygulanması sonucunu doğurur ki bu durum da verginin yasallığı ilkesine aykırı olacaktır.

Finansal gider kısıtlaması uygulamasının Cumhurbaşkanı Kararının yayım tarihinden önce ve 01.01.2013 tarihinden itibaren kullanılan finansman giderlerine uygulanması gerektiğinin kabulüne ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyeti Manisa Vergi Mahkemesinin 2022/845 Esas, 2022/1214 sayılı Kararında; “Vergilendirme dönemi sona ermeden 03.02.2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile gider kısıtlamasına ilişkin belirlenen oranın 2021 vergilendirme dönemlerine uygulanmak üzere yürürlüğe girdiği, buna göre de, Kanunda belirtilen ve 2021 vergilendirme döneminde kesinleşen finansman giderlerinin %10’unun, kurum kazancından indirimi konusu yapılamayacağının belirlendiği, dolayısıyla finansman gider kısıtlamasının ilk defa 2021 yılının birinci geçici vergilendirme dönemi itibariyle dikkate alınacağı, 03.02.2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının yürürlük tarihinin 01.01.2021 tarihli olmasına karşın 25.05.2021 tarih ve 31491 sayılı Resmi Gazetede yayımlanana Kurumlar Vergisi 18 Nolu Tebliği ile yürürlüğünün 1.1.2013 tarihine çekildiği, bu durumda finansman gider kısıtlaması kapsamının Cumhurbaşkanı Kararının yayım tarihinden önce kullanılan kredilerin dahil edilmesinin hukuki belirlilik ve kanunların geriye yürümezliği ilkelerine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.”

Soner ÜLGEN
Yeminli Mali Müşavir

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/finansman-gider-kisitlamasi-uygulamasina-yargi-freni-devam-ediyor/687582

Çarşamba, 22 Mart 2023 11:28

Ek Vergiyle İlgili Değerlendirmeler

12 Mart 2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7440 sayılı Kanun’la, kurumlar vergisi mükelleflerinin, 2022 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yaptıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi ödemeleri öngörüldü. Vergi indirim ve istisnalar üzerinden ödenecek ama ek vergiye tabi olmayan indirim ve istisnalar da var.

Aşağıda önce yeni gelen ek vergiye ilişkin kısa bir özet yapıp, vergiye ilişkin kişisel değerlendirmelerimi yapacağım.

Ek verginin mükellefi

Kurumlar vergisi mükellefleri, ek verginin de mükellefi. Gelir vergisi mükellefleri ek vergi ödemeyecek.

Ek verginin konusu

Ek vergi, kurumların, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde, Kurumlar Vergisi Kanunu ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanun’un 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden hesaplanacak.

Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerde vergi, 2023 yılı içinde sona eren hesap dönemi için verilmesi gereken beyannamelerde yer alan indirim ve istisnalar üzerinden hesaplanacak.

Ek vergiye tabi indirimlerin niteliği

Ek vergiye konu indirimler, başta Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde sayılan indirimlerden oluşuyor. Başka Kanunlarda yer alan, örneğin Ar-Ge indirimi gibi benzer nitelikli indirimler de bu kapsamda vergiye tabi.

Farklı muhasebe uygulamalarından kaynaklanan düzeltmeler kapsamında yapılan indirimlerin, dönemsellikten kaynaklanan düzeltme niteliğindeki indirimlerin, geç gelen faturalardan kaynaklanan indirimlerin, iptal edilen kıdem tazminatı karşılıklarından kaynaklanan indirimlerin ve benzeri nitelikli indirimlerin bu kapsamda olmadığını değerlendiriyorum.

Ek vergiden muaf olanlar

06.02.2023 tarihi itibarıyla, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaf.

İstisnalar

Yapılan düzenlemeyle, çok sayıda indirim ve istisna ek vergiden müstesna tutuldu. Yaygın bazı istisnaları söylemek gerekirse, kurumlar vergisinden müstesna tutulan; yatırım fon ve ortaklık kazançları, sat-kirala-geri al işlemlerinden doğan kazançlar, kur korumalı mevduat kaynaklı kazançlar sayılabilir.

Bunun yanında; kurumlar vergisi matrahından indirilen bağış ve yardımlar ile girişim sermayesi fonu, mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri istisnaya ve indirime konu kazançları ek vergiden müstesna.

Ek verginin oranı

Ek vergi;

·      Kurumlar Vergisi Kanunu ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanun’un 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden %10,

·      Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen iştirak kazançları istisnası ile yurtdışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna kazançlar üzerinden ise %5, oranında hesaplanacak.

Beyan ve ödeme zamanı

Ek vergi;

·      2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde yer alan indirim ve istisnalar üzerinden hesaplanacak ve

·      İlk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içinde (30.04.2023 tarihine kadar), ikinci taksiti bu süreyi takip eden dördüncü ayda (31.08.2023 tarihine kadar) ödenecek.

Diğer konular

·      Ek vergi, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin hesaplanacak ve ödenecek.

·      Vergi gider ve indirim olarak dikkate alınamayacak ve hiçbir vergiden mahsup edilemeyecek.

·      2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması, ödenecek ek vergi için bu döneme ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmeyecek.

·      Ek vergi, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksin ödeneceği öngörüldüğünden, beyannamede zarar çıksa veya geçmiş yıl zararının mahsubu nedeniyle matrah oluşmasa da bu verginin ödenmesi gerekecek.

Ek vergiye ilişkin kişisel değerlendirmelerim

Ek vergi, gerekçesinde de belirtildiği gibi, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremin oluşturduğu etkilerin giderilmesi amacıyla ihdas edilmiş, bir defalık bir vergi. Dolayısıyla, bir defalık, olağanüstü koşulların zorladığı, hızlı vergi geliri elde etmeyi amaçlayan benzer vergilerin zaaflarını taşıyor. Buna bir de ek vergiyi ihdas eden düzenlemenin, TBMM Genel Kurulunda Kanun’un yasalaşmasından bir gün önce verilen bir önergeyle, kamuoyunda ve Mecliste ilgili komisyonlarda tartışılma olanağının olmadan yasalaşmasının getirdiği zaaflar da eklenmiş durumda. Verilen önerge Genel Kurulda da hiç tartışılmamış. Kabul edildikten bir gün sonra ilgili madde yeniden görüşmeye açılarak, açık hata olduğunu düşündüğüm bir hüküm değiştirilmiş olsa da, düzenlemenin hala sorunları olduğu bence açık.

Ek vergi Anayasaya aykırı mı?

Ek verginin Anayasaya aykırı olup olmadığıyla ilgili olarak şimdiden birçok makale yazıldı. Uzun bir konu ancak birkaç cümleyle kişisel değerlendirmemi yapmak isterim.

Ek vergi esas olarak kurumların, 2022 yılı istisna kazançları veya indirimli oranla vergilenen bazı kazançları üzerinden ödenecek. Yani gelir üzerinden alınan bir vergi. Gelir üzerinden ödenen vergilerde de vergiyi doğuran olay gelirin elde edilmesi.

Kapanan bir yıla ilişkin gelir üzerine yeni bir vergi konması, kişisel değerlendirmeme göre yasanın geriye yürütülmesi anlamına geliyor. Ancak bu durum Anayasa Mahkemesinin bilinen yaklaşımı çerçevesinde her zaman Anayasaya aykırılık oluşturmuyor. Anayasa Mahkemesi, kamu yararının ve kamusal ihtiyacın büyüklüğünü dikkate alarak bazı durumlarda yasanın kapanan dönem kazancını vergilemesini gerçek geriye yürüme olarak görmüyor ve Anayasaya aykırı bulmayabiliyor. Yüksek Mahkeme ayrıca, yeni ihdas edilen vergide vergiyi doğran olayı gelirin elde edilmesi değil, ek vergiye esas beyannamenin verilmesi olarak görebiliyor.

Ek vergi esas olarak 1993 yılı kazançları üzerinden alınan ekonomik denge vergisi ile 1998 yılı kazançları üzerinden alınan ek gelir/kurumlar vergisiyle aynı nitelikte. Söz konusu vergilerle ilgili düzenlemeler geçmişte iptal davasına konu oldu ancak Anayasa Mahkemesi iptal istemlerini reddetti. Birincisinde oy birliğiyle, diğerinde oy çokluğuyla. Bu deneyimler yeni gelen ek vergiyle ilgili zannediyorum bize bir fikir verebilir. Ancak belli de olmaz, koşullar tamamen aynı değil.  

Mükellefler zamanında ödemekte zorlanabilir

Yukarıda da belirttiğim gibi ek vergi, Nisan ve Ağustos aylarında iki eşit taksitte ödenecek. Başta büyük ölçekli yatırım yapan ve indirimli kurumlar vergisi teşvikinden yararlanan kurumlar olmak üzere birçok mükellefin, ek vergiyi zamanında ödemekte zorlanacağını tahmin ediyorum. Daha uygun bir taksitlendirme düşünülebilirdi.

İştirak kazançları için mükerrer vergileme

İştirak kazançları istisnasından yararlanan kazançlar üzerinden %5 ek vergi ödenecek. İştirak kazançlarının üzerinde esas olarak, standart kurumlar vergisi oranında bir vergi yükü zaten olduğu dikkate alınırsa, ek vergi mükerrer vergilemeye neden olacaktır.

Emisyon priminin vergilenmesi anlamlı değil

Vergi mevzuatımız emisyon primini vergiye tabi kazanç olarak görüyor ancak kurumlar vergisinden müstesna tutuyor. Kazanç niteliği tartışmaya açık, işletmeye konan sermayenin parçası olduğu iddia edilebilir. Niteliği ne olursa olsun, ortağın şirkete koyduğu sermayenin bir kısmının vergi olarak Hazineye gitmesi anlamlı değil. İstisna tutulmasında yarar vardı diye düşünüyorum.

İndirimli kurumlar vergisi matrahı üzerinden vergi almak iyi bir seçenek değil

Koşullara uygun bir yatırım projesi için, fizibilitesini yaparak proje bazlı süper teşvik için başvuran yatırımcıya, yatırıma özgü Cumhurbaşkanı kararı çıkartılıyor ve teşvik belgesi veriliyor.

Bu aşamadan sonra Cumhurbaşkanı kararı çerçevesinde yatırımcıya verilen teşvik belgesindeki desteklere dokunmamak gerektiğini, teşvikin cömert olmasının, yatırımcının kazanılmış hakkını kısmen geri almaya gerekçe olamayacağını, bu çerçevede indirimli vergi oranına tabi kazançların ek vergiye tabi tutulmasının iyi bir seçenek olmadığını değerlendiriyorum.

Bol teşvik ver, uygulamayla kısıtla, sonra vergile

Aslında konu bütün teşvikler için geçerli. Yasayla oldukça cömert teşvikler getiriliyor, uygulamada bir kısmı geri alınmaya çalışılıyor, plan ve programlarda teşviklerin elden geçirileceği ve etkili olmayanların kaldırılacağına yer veriliyor, sağlıklı bir çalışma yapılıp hayata geçirilemiyor ama kazanılmış hakları da yok ederek istisnalar kaldırılabiliyor veya şimdi olduğu gibi vergi getiriliyor.

Kişisel değerlendirmem, vergi sisteminde bu denli yaygın ve cömert teşviklere gerek yok, uygulamayla teşvikleri yok etmeye veya aşındırmaya çalışmak yanlış, ek vergi getirmek de özünde doğru değil.Recep BIYIK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/ek-vergiyle-ilgili-degerlendirmelerim/687526

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • SERMAYE TAAHHÜDÜNÜN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ Türk Ticaret Kanununun 332. Maddesi Uyarınca Anonim Şirketler Asgari 250.000,00…
  • 2023 Yılında Yapılan Enflasyon Düzeltmesi, 2024 Yılında Ortaya Çıkacak "ENFLASYON DÜZELTMESİ KARINI" Etkiler Mi? CEVAP : HAYIR 2- 2023 yılında yapılan enflasyon düzeltmesi, 2024…
  • İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ 32/A MADDESİ KAPSAMINDA VERGİ ZİYAI CEZASI İndirimli Kurumlar Vergisi uygulamasında; KVK 32/A maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen…
Top