Vergi Dairelerince Sermaye Şirketlerine Uygulanan Resen Terk İşlemleri ve Sonuçları

Sermaye şirketleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim şirket, limited ve sermayesi paylara bölünmüş koman­dit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlardan oluşan ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurumlar vergisi mükellefi kabul edilerek vergilendirme yönünden bu kanun hükümlerine tabi tutulan şirketlerdir.

 GİRİŞ

Türk Ticaret Kanununa göre kurulan sermaye şirketleri işletme merkezi­nin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan tarihinden itibaren tüzel kişilik kazanırlar. Ticaret sicili, şirketler hakkında alınacak bilgilerin ve kurulan şirketlerin bazı hakları elde etmeleri açısından ilk kaynaktır.

 RESEN TERKİN İŞLEMLERİ

Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre işi bırakma, vergiye tabi olmayı ger­ektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona erdirilmesini ifade eder. Tasfiye ve iflas hallerinde mükellefiyetin vergi ile ilgili muamelelerinin tama­men sona erdirilmesine kadar devam etmesi ve bu hallerde tasfiye memurları veya iflas dairesi tarafından tasfiye ve iflas kararlarını ve tasfiyenin veya iflasın kapandığını vergi dairesine ayrı ayrı bildirmeleri gerekmektedir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunun da öngörülen işlemler yerine getirilmeden ve tasfiye veya iflasın sona erdiği tescil ve ilan edilmeden tasfiyenin sona erdiğinin kabul edilmesi ve şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması mümkün değildir.

 Genel kural tüzel kişi mükellefiyetliğinin Türk Ticaret Kanunu ve İcra İflas Kanunu’nun tasfiye veya iflas ile ilgili hükümlerine göre son bulması olmakla birlikte faaliyetlerini uzun süreden beri bırakmış, ortakları dağılmış, ortaklığın feshine ve tasfiyesine tevelsül edilmemiş, sorumlu ve muhatap tutu­lacak kanuni temsilci veya tasfiye memuru da bulunmayan, işlerini tamamen terk ettiği belirlenen ve vergiye tabi bir faaliyeti de tespit edilemeyen mükelle­flerin işi bırakma bildirimini vergi dairesine bildirmemiş olmaları nedeniyle gereksiz tarhiyatlar yapılmasının ve ihtilaflar yaratılmasının ortaya çıkardığı sakıncaları gidermek ve münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlerin, mükellefiyet kayıtlarının terkini suretiyle idarenin ve diğer mükelleflerin mağduriyetini önlemek amacıyla mükellefiyet kayıtlarının terkin edilme imkanı getirilmiştir.

 Bu sebeplerden dolayı Vergi Usul Kanunu’nun 160.maddesine 5228 sayılı kanunun 6.maddesiyle eklenen fıkralarla 31.07.2004 tarihinden itibaren gayri faal duruma düşmüş mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının terkin edilmesi yetkisi ilgili vergi dairelerine verilerek 21.12.2004 tarih ve 2004/13 Seri No’lu Uygulama İç Genelgesi ile de uygulamaya yön verilmiştir.

 Maddede belirtilen hükme göre terk işlemleri iki kısımda değerlendirilmiştir.

1. İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi,

2. Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi ince­lemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi, hallerinde mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış kabul edilerek mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir.

İşi Bırakma Bildiriminde Bulunmayan Bir Mükellefin İşi Bıraktığının Tespit Edilmesi

İşini terk eden ancak işi terk keyfiyetini vergi dairesine bildirmeyen ve dosyasında işine devam ettiğine dair herhangi bir bilgi bulunmayan mükellefle­rin mükellefiyet kayıtları vergi dairelerince aşağıdaki araştırmalar yapıldıktan sonra terkin edilir.

1. Mükellefin tarh dosyasından birbirini izleyen iki döneme ait katma değer vergisi beyannamesi vermeyenlerin işyeri adreslerinde,

2. Mükellefin kanuni temsilcilerinin ikametgâh adreslerinde veya ulaşılan şirket ortağı veya kanuni temsilci nezdinde, yoklama işlemi yapılarak mükellefin işlerini ne zaman terk ettikleri tespit edilir.

3. İlk yoklamanın düzenlenmesini takip eden otuz gün içinde mükellefin bilinen adreslerinde bulunmadığını teyit eden ikinci bir yoklama daha yapılır.

Yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda işini terk ettiği tespit edilen, bilinen adreslerinde bulunamayan ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilemeyen mükelleflerin mükellefiyet kayıtları terkin edilir.

4. Vergi inceleme elemanlarınca yapılan inceleme, araştırma ve yokla­malar sonucunda işini terk ettiği tespit edilen, bilinen adreslerinde buluna­mayan ve başka bir adreste faaliyete devam ettiğine dair bilgi edinilemeyen mükelleflerin mükellefiyet kayıtları vergi inceleme elamanının bu hususları içeren raporuna istinaden,

- İnceleme elemanı tarafından tespit edilen terk tarihi,

-Terk tarihi tespit edilmemiş ise rapor düzenleme tarihi, itibariyle terkin edilir.

Mükelleflerin farklı vergi daireleri yetki alanında şubelerinin bulunması halinde şubelerin bulunduğu vergi dairelerince de yapılacak yoklama sonucu­na göre;

- Şubenin de gayri faal duruma düşmesi durumunda şubenin mükellefiyet kaydının terkini ile eş zamanlı olarak merkezin bulunduğu vergi dairesince mükellefiyet kaydı terkin edilecektir.

- Şubenin aktif olarak çalışıyor olması durumunda ise mükellefiyet kaydının terkin edilmesi mümkün değildir. Bu durumda mükellef tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde şubenin merkeze çevrilmesi de mümkündür.

 Mükellefiyet Kaydının Terkin Edileceği Tarihin Belirlenmesi

 Mükellefiyet kayıtları terkin edilecek mükelleflerden,

- İşini terk ettiği tarih devlet veya devlet güvencesinde tutulan kayıt ve siciller ile veya diğer kanaat getirici vesikalarla tevsik edilebilenlerin kayıtları bu olayın meydana geldiği tarihten itibaren,

- İşini terk ettiği tarih kanaat getirici vesikalarla tespit edilemeyenlerin mükellefiyet kayıtları ilk yoklamanın yapıldığı tarihten itibaren (1998/6 veya 2000/12 Seri No’lu Uygulama İç Genelgeleri kapsamında yapılmış olan yoklamalar da terkin işlemi kapsamında yapılmış ilk yoklama olarak değerlendirilir)

- Mahkeme kararı, vergi inceleme raporu veya vergi daireleri tarafından resmi makamlarla yapılan yazışmalar sonucunda sahte veya çalıntı ya da tahrif edilmiş nüfus cüzdanı ile bilgileri dışında adlarına mükellefiyet tesis ettirildiği tespit edilenlerin tesis tarihi itibariyle, mükellefiyet kayıtları terkin edilir.

 Faaliyetine Devam Ettiği Tespit Edilenlerin Kayıtlarının Tekrar Açılması

 Mükellefiyet kaydı terkin edilen mükelleflerden, faaliyetine başka bir adreste devam ettikleri veya yeniden faaliyete geçtikleri ya da tasfiyeye tabi tutuldukları tespit edilenlerin mükellefiyet kaydı yeniden açılır.

 Söz konusu mükelleflerden faaliyetlerine başka bir adreste devam ettiği tespit edilenlerin mükellefiyet kaydı mükellefiyetin terkin edildiği tarihten, tasfiyeye girdiği öğrenilenlerin tasfiyeye girdiği tarihten, yeniden faaliyete geçtiği belirlenenlerin mükellefiyet kaydı ise yeniden faaliyete geçtikleri tarihten itibaren yapılır.

 Mükellefiyet terkininden sonra posta ile beyanname gönderilmesi duru­munda beyannamede bildirilen adres tarh dosyasındaki adreslerden farklı ise ilgili adreste de yoklama tutularak mükellefin faaliyetinin olup olmadığının tespiti yapılır.

Sahte Belge düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirdiği Vergi İncelemesine Yetkili Olanlarca Düzenlenen Rapor ile Tespit Edilen ve Mükellefiyet Kaydının Devamına Gerek Görülmediği Raporda Belirtilen Mükellefler

 Bu çerçevede ki mükelleflerin mükellefiyet kayıtları bunların matrahlı ya da matrahsız beyanname verilip verilmediğine bakılmaksızın vergi inceleme raporunda mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin belirtilmiş olması şartı ile raporda belirtilen tarih itibariyle terkin edilir.

 Yapılan terk işlemi mükellefin işi bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı gibi bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu dönemlere ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulanmasına da engel teşkil etmez.

 Kurumlar vergisi mükellefleri beyannamelerini elektronik ortamda ver­mek mecburiyetindedirler. Mükellefiyet terkini yapılan mükelleflerin terk tarihinden sonraki dönemlere ait beyannamelerini elektronik ortamda gönder­meleri mümkün değildir. Ancak mükellefler tarafından posta ile gönderilen beyannameler ise işleme tabi tutulmadan dosyalarında muhafaza edilir.

 Mükellefiyetleri Terkin Edilen Mükellefler İçin Vergi Dairelerinde Yapılacak Diğer İşlemler

 Vergi dairelerince mükellefiyetleri resen terkin edilen mükelleflerin bastırmış ve iptal ettirmedikleri belgelere ilişkin bilgiler ile ödeme kaydedici cihazlara ait bilgiler Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezine gönder­ilir. Ayrıca ibraz edilmeyen belge kapsamında ilgili dönemler takdir komisyo­nuna sevk edilir.

 Mükelleflerin vergi borçlarından dolayı şirket tüzel kişiliğine ait mal varlığına, şirketin kanuni temsilcilerine ya da ortaklarının şahsi mal varlıklarına haciz tatbik edilmiş olması mükellefiyet kaydının terkinine engel olmadığından terkin işlemleri yapılarak haciz edilmiş malların paraya çevrilme işlemleri ile kayıtlarının terkin edildiği tarihten önceki dönemlere ait borçların, 6183 sayılı A.A.T.U.H.K hükümlerine göre takip ve tahsiline devam edilir.

UYGULAMADA YAŞANAN SORUNLAR

Vergi dairelerince uygulanan resen terk uygulaması Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde ifade edilen vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ilkesine dayanmaktadır.

 Ancak uygulamada ağırlıklı olarak sermaye şirketleri ortaklarını aile bi­reylerinin oluşturduğu limited şirketlerden oluşmakta bu tür şirketlerde bir çok hukuki işlem usulen yerine getirilmekte esasen kararlar bireysel alınmaktadır. Kişilerin yaşadıkları ekonomik veya özel sorunlar veya iş değişikliği, işlerin bir süre askıya alınması ya da mevsimlik iş yapılması gibi sebepler sonucunda mükellefler tarafından vergisel ödevleri yerine getirmemek adına resen terk işlemleri vergi dairelerinden talep edilebilmektedir.

 Ayrıca Tapu Kanunun 35 ve 36. maddeleri ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yabancı İşler Dairesi Başkanlığının 2008/12 Sayılı Genelgesine göre yabancı uyruklu gerçek kişilerin Türkiye de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere mülk edinmesi karşılıklılık esasına dayandırılmıştır. Kendi ülkeleri ile karşılıklılığı olmayan yabancı uyruklu kişiler ancak Türkiye’de yabancı yatırımcı olarak kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketler adına ve bu şirketlerin ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek için taşınmaz alabilirler. Belirtilen kanunun ve uygulamanın sonucu olarak Türkiye de mesken edinme hakkına sahip olmayan yabancı uyruklu kişiler Türkiye de kurdukları şirketler adına gayrimenkul alma imkânına sa­hip olabiliyorlar ancak bu şirketlerin daha kuruluş aşaması Vergi Usul Ka­nunumuzdaki gerçek mahiyet ilkesine ters düşmekle birlikte ticari bir amaç taşımayan ve bütün hukuki prosedürlerin usulen yerine getirildiği bir şirket olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun sonucu olarak da vergilendirme ve tahsi­lat ile ilgili işlemlerin sağlıklı yürütülmemesine sebep olunmaktadır.

 Mükellefiyeti terkin edilenlerin ellerinde bulunan kullanılmamış belgeler­in vergi dairelerince iptal işlemi yapılamadığından, mükellefler tarafından bilerek veya bilmeyerek terk tarihinden sonra kullanılan belgeler hem mükellefiyetin tekrar başlama tarihi hem de vergilendirme yönünden sakınca doğurmaktadır.

 Ticaret Kanununa göre kurulan şirketlerin bu kanun hükümlerine göre yaptıkları belirli işlemler ticaret siciline tescil ve ilan olunur. Örneğin: Tahsil edilecek belli bir harç karşılığında adres değişikliğinin tescil ve ilanı zorunlu­dur. Sermaye şirketi olmakla birlikte güçlü bir sermaye yapısına sahip olma­yan şirketler bu tür işlemleri maddi anlamda külfet kabul ettikleri için yerine getirmemekte veya getirememektedirler. Ticaret sicilinde mükellefiyetle ilgili yapılması gereken bu değişikliklerin bir ay içinde vergi dairesine de bildirilm­esi gerekmektedir. Her iki işleminde yapılmaması sonucu aslında faaliyetini sürdüren mükelleflerin vergi dairelerince resen terkin edilmesi vergilendirme hatası olarak zaman ve iş kaybına neden olmakla birlikte mükellefler vergi kanunları ve ticaret kanunu hükümlerine göre ceza ve yaptırımlarla da karşı karşıya gelmektedirler.

 SONUÇ

Sermaye şirketlerinin vergi dairelerince resen terk edilmesi hukuki açıdan sona ermesi anlamına gelmemektedir. Bu şirketlerin sona ermesi ancak Ti­caret Sicilinden kaydının silinmesi ile hüküm ifade etmektedir. Bu nedenle de yapılacak resen terkin işlemlerinin sonucunun Türk Ticaret Kanunu ile uyum sağlanarak aynı hükümleri ifade etmesi yerinde olacaktır.

 Farklı kurumları ilgilendirmesine rağmen uygulanması halinde dolaylı veya dolaysız birbirine etkileyen kanunların ve genelgelerin birbiriyle örtüşmesi bu konularla ilgili uygulama da yaşanan sorunların en aza indirilmesine olanak sağlayacaktır.  Ayşe GINALI *

 KAYNAKÇA

* Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü Vergi Dairesi Müdürü Yardımcısı

Maliye Bakanlığı (21.12.2004) 2004/13 Sayılı Uygulama İç Genelgesi

Maliye Bakanlığı (17.04.2009) 2009/3 Sayılı Uygulama İç Genelgesi

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü (17.07.2008) 2008/12 Sayılı Genelge

T.C.Yasalar(04.01.1961)213sayılı Vergi Usul Kanunu. Ankara:Resmi Gazete(10703 sayılı)

T.C.Yasalar(29.06.1956)6762sayılıTürkTicaretKanunu.Ankara: Resmi Gazete (9353 sayılı)

T.C.Yasalar(22.12.1934)2644 sayılı Tapu Kanunu Ankara:Resmi Gazete (2892 sayılı)

http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/102malicozum/15%20ayse%20ginali.pdf

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 502 Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları Hesabının Sermayeye İlavesi Sonrası Ortaklara Dağıtımı ve Kurumlar Vergisi/ Kar Dağıtım Stopajı Öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş…
  • Kimler Emlak Vergisi Ödemez? Değerli okurlar 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na göre, Türkiye Cumhuriyeti…
  • Telif Kazançlarında İstisna Ve Sınırı-GVK’nın 18’inci Maddesi Eser ve buluş sahiplerinin teşviki amacıyla vergi kanunlarımızda çeşitli düzenlemeler…
Top