“Sahte Belge Ticareti Yapıyorum” Diyen Kurtarıyor!

Bu nasıl oluyor diyebilirsiniz?

Kısaca anlatalım;

Örneğin bir firma her türlü mal ve hizmet satışları gerçek olmasına rağmen KDV’yi vergi dairesine ödememek için gerçek alımlarında KDV ödemiyor onun yerine sahte belge tedarik ederek sahte belge yani naylon fatura kullanıyor ve ödemediği KDV’leri indirim konusu yapıyor. Bu firma hakkında yapılacak vergi incelemesinde yapılacak olan işlem alışlarının sahte belge ile olması nedeniyle indirim KDV’lerinin reddedilmesi ve vergi dairesince bu tutarın cezalı ve gecikme faizi ile birlikte istenmesi. Çünkü firma sahte belgelerde yer alan KDV’leri indirim konusu yapıyor. Böylece müşteriden tahsil etmiş olduğu KDV’nin tamamı kendisine kalıyor. Bu durumda bu firmanın yapmış olduğu mal ve hizmet satışlarının gerçek dışı olduğunu iddia edemeyiz ve bu firmanın düzenlemiş olduğu faturalarda sahte değil.

Olayı örnekle anlatırsak;

10 milyon TL’lik mal ve hizmet satışından dolayı 1.800.000 TL KDV tahsil eden (A) A.Ş.’nin mal ve hizmet alışları dolayısıyla ödediği KDV’yi indirim konusu yapması gerekir. Ancak KDV beyanında indirim konusu yaptığı faturaların naylon olması dolayısıyla gerçekte hiçbir KDV ödemeden almış olduğu naylon faturalardaki gerçekte ödemediği KDV’yi indirim konusu yapması nedeniyle alıcı olan (C) Ticaret A.Ş. den tahsil ettiği 1.800.000 TL  KDV’yi  (A) A.Ş.nin veya ortaklarının cebine kalıyor.

Bu işlem için alıcı olan (C) Ticaret A.Ş. nin yapabileceği herhangi bir şey görünmüyor. Vergi dairesine kayıtlı, o tarihte makul bir işyeri olan, ticaret sicilde tescil edilmiş (A) A.Ş. nin alış faturalarının sahte belge olduğuna yönelik bir tespit veya sorgulama yapması mümkün değil. Hatta bunu vergi dairesinden sorgulamanız mümkün değil. Bir şekilde vergi dairesine sorsanız bile o tarihle mükellefiyeti olduğu için olumsuz bir cevap almayacaksınız.

Daha sonraki yıllarda bu firmaya yönelik vergi incelemesinde (A) A.Ş.’nin müşterilerinden tahsil ettiği ancak alışlarını naylon fatura kullanarak vergi dairesine ödemediği 1.800.000 TL’nin gecikme faizi ve cezası ile birlikte ilgili kişi veya şirketten vergi dairesince istenmesi gerekir.

Ancak bu her zaman böyle olmuyor.

Bu rakamdan kurtulmak isteyen (A) A.Ş. ortakları 1.800.000.-TL KDV ile cezası ve gecikme faizinden kurtarmak için kendisini sahte belge faaliyeti yapmış gibi gösteriyor. (A) A.Ş. ortak veya yetkilileri yasal defter ve belgelerini inceleme elemanına ibraz etmiyor veya yoklama ile işyerinde bulunamıyor, finansal açıdan zor durumda olması nedeniyle vergi dairesine olan diğer borçların takibatından kurtulmak için adres değiştiriyor ancak vergi dairesini bilgilendirmiyor, her ne kadar sahte belge kullansa bile alışlarındaki mal ve hizmetin gerçek olduğunu ispatlamak için çaba göstermiyor vs. gibi nedenlerle sahte belge faaliyeti yapmış gibi görünerek 1,8 milyon KDV aslı olmak üzere üç kat ceza ve faizleri ile birlikte 8-9 milyon TL’lik bir vergi dairesi takibatından kurtuluyor!

Şöyle ki;

Yukarıdaki örnekte sadece sahte belge kullanan ancak satışları gerçek olan firmanın cezalı olarak ödemesi gereken vergi aslı tutarı 1.800.000 TL’ydi. Oysa (A) A.Ş. nin defter ve belgelerini vergi inceleme elemanına ibraz etmeyerek veya yoklama ile işyerinde bulunmayarak mükellefiyetini resen terk olarak sonlandırılması halinde gerçekte hiçbir mal ve hizmet alım satımı olmadığını ve sahte belge faaliyetinde bulunmuş gibi bir görüntü verirse vergi dairesi bu kişiden 1.800.000 TL KDV aslı olmak üzere faiz ve cezalarıyla birlikte 8-9 milyon TL bir tutar istemeyecek. Çünkü vergi tekniği raporu ile tüm alışların ve dolayısıyla satışların da sahte olduğunu ve düzenlenen faturalarından gerçeği yansıtmadığı iddia edilecek.

Yani naylon fatura ticareti sayılacak.

Danıştay’ın kararları çerçevesinde naylon fatura faaliyetinde bulunan kişinin sadece % 2 oranında kazanç elde edeceği kabul ediliyor. Yani örneğimizde 10 milyon TL fatura düzenlemiş olan bir kişinin kendisini naylon fatura düzenleyen kişi olarak göstererek sadece 200.000 TL kazanç elde edilebileceği düşünülüyor. Bu tutar üzerinden ayrıca KDV hesaplansa bile gelir vergisi ve KDV’si toplamı ise en fazla 100.000.-TL civarında tutacaktır. Tabii bu anlattıklarımız olayın mali boyutu. Ceza davası ile ilgili kısmı ilgili kişi veya kişilerin göze almış olması gerekir.

(A) A.Ş. ve ortakları hakkında vergi tekniği raporu yerine detaylı yapılacak inceleme ile hakkında 1.800.000.-TL ile vergi ziyaı cezaı ve gecikme faizi ile birlikte 8-9 milyon TL bir mali külfet yerine sadece 100.000.- TL civarında bir tutar kadar mali boyutla karşı karşıya kalıyor. Bu işlemin bir yıl değil de 3-4 yıl sürdüğünü düşündüğünüzde hangi seçeneğin (A) A.Ş. ve ortakları açısından daha avantajlı olacağı ortada.

Olan gerçekten mal ve hizmet alan müşteriye oluyor

10 milyon TL’lik mal ve hizmet satmasına ve müşterilerinden 1,8 milyon TL KDV tahsil ederek vergi dairesine ödemeyen (A) A.Ş. bu işten sadece yüz bin civarında bir rakamla kurtuluyor. Ancak (A) A.Ş.’den gerçekten mal ve hizmet alan kişilerin başına bu süreçten sonra gelmedik kalmıyor. Nasıl mı? (A) A.Ş.’den mal ve hizmet almış KDV sini ve malın bedelini ödemiş olan dürüst firmalar sahte belge kullanmaktan dolayı vergi incelemesine alınıyor. Hakkında sahte belge faaliyeti nedeniyle vergi tekniği raporu bulunan (A) A.Ş.’den gerçekten mal ve hizmet alan onlarca, yüzlerce firma bu nedenle incelemeye tabi tutuluyor. (A) A.Ş. sahte belge faaliyetinde görünmesi ve hakkında bu şekilde rapor tutulması nedeniyle birçok firma mağdur oluyor. Oysa olayın gerçek yüzü (A) A.Ş.’nin sahte belge faaliyeti yapması değil,  tahsil ettiği KDV’leri vergi dairesine ödememek için sahte belge kullanmasından ibaret. Bu şekilde bir vergi tekniği raporu dikkate alınarak yüzlerce vergi incelemesi yapılıyor. Hatta bir kısmına kasıtlı olduğu iddiası ile 3 kat vergi ziyaı cezası ve ayrıca Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuluyor.

Yani zahmetli olsa da sapla samanı ayırmak gerekir.

İsmail KÖKBULUT
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Kaynak, https://www.alomaliye.com/2020/09/04/sahte-belge-ticaret-yapiyorum/

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • CHP'li Nalbantoğlu 'mali Müşavirleri Canından Bezdirdiniz' Dedi, Hükümete Seslendi! CHP'li Nalbantoğlu 'mali müşavirleri canından bezdirdiniz' dedi, hükümete seslendi! CHP…
  • İşverenlerin Özlük Dosyası Düzenlerken Dikkat Etmesi Gerekenler İş Kanunu'nun 75. Maddesinde işverenin özlük dosyası tutması ile ilgili…
  • 2023 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMENİZİ DOLDURURKEN YATIRIM FONLARINDAN ELDE EDİLEN KAZANÇLARI İSTİSNAYA KONU EDEBİLİRSİNİZ Bilindiği üzere, 15.07.2023 tarihinden sonra iktisap edilen Kurumlar Vergisi Kanununun…
Top