Yazdır

Anonim Şirketin Feshini Talep Ederek Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarma

I- GİRİŞ

Anonim şirketin pay sahipleri arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar ve menfaat çatışmaları, çoğu zaman şirketi kavga alanına dönüştürmekte, hatta şirketin ticari faaliyetlerini dahi yürütemez hale düşmesine neden olmaktadır. Bu gibi hallerde, azınlık pay sahipleri şirket içerisinde sahip olduğu hakları, şirket menfaatine ve dolayısıyla kendi menfaatine kullanmak yerine, ortaya çıkan anlaşmazlık sonucu tamamen çoğunluk, diğer bir ifade ile şirket aleyhine kullanabilmektedir. Genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılması, oybirliği gerektiren durumlarda olumsuz tavır sergilenmesi, bilanço görüşmelerinin ertelenmesinin talep edilmesi, yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılması, özel denetçi tayininin talep edilmesi ve ana sözleşmede azınlığa tanınan sair hakların kullanımı, azınlık pay sahipleri tarafından dürüstlük kuralına aykırı şekilde kullanılacak hallere örnek olarak gösterilebilir(1). Diğer yandan, çoğunluk pay sahipleri de azınlığı mağdur edecek kararlar alabilir.

Bu hususlar gözetilerek, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(2) (TTK(3)) ile şirkette kalmayı arzu etmeyen ya da şirkette kalması diğer ortaklar tarafından arzu edilemeyen pay sahiplerine, ortaklıktan çıkma ve çıkarma müesseseleri getirilmiştir. Ortaklıktan çıkma veya çıkarma, şirket bünyesinde iç huzurun sağlanması ve bu şekilde şirket yönetiminin ticaret hayatının gereklerine uygun rasyonel kararlar almasının temini ile şirket birleşmelerinin daha kolay gerçekleşmesi gibi konularda önemli rol oynayan bir yöntemdir. Ayrıca, çoğunluk pay sahipleri ile derin görüş ayrılığına sahip azınlık pay sahiplerinin şirketten çıkarılması, şirketin iştigal alanına daha fazla zaman ve kaynak ayırmasına imkân sağlayacaktır. Ortaklıktan çıkarma diğer şirket tiplerinde var olan ve uygulaması bulunan bir müessese iken, anonim şirketler bakımından tamamen yeni bir konudur(4). TTK’da anonim şirket pay sahipleri açısından çıkma ve çıkarılma, topluca ve tek bir konu başlığı altında düzenlenmemiş, Yasa’nın muhtelif maddelerinde özellikle azınlık pay sahipleri açısından çıkma ve çıkarılmaya dair düzenlemelere yer verilmiştir. Anonim şirket ortaklığından çıkma ve çıkarılmaya dair bu düzenlemelerden birisi haklı sebeple şirketin feshini talep etmektir. İşte bu çalışmada, anonim şirket pay sahiplerinin haklı sebeple şirketin feshini talep ederek ortaklıktan çıkması ve çıkarılması üzerinde durulmaktadır.

II- ANONİM ŞİRKETİN HAKLI SEBEPLE FESHİNİ TALEP EDEREK ORTAKLIKTAN ÇIKMA VE ÇIKARMA

Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketin sona erme sebepleri sayılırken (madde 434-437) “haklı sebeple fesih” kurumuna yer verilmemiş, bunun doğal sonucu olarak bir anonim şirketin haklı sebeplerle feshinin talep edilip edilemeyeceği hususu doktrinde farklı görüşlerin oluşmasına sebep olmuştur(5). TTK ile ise ilk defa Türk hukukunda azınlık pay sahiplerine haklı nedenlere dayanarak anonim şirketin feshini isteme yetkisi verilmiştir. Böylece şahıs şirketlerine özgü kavram olan haklı nedenin sermaye şirketi olan anonim şirketlerde uygulanması gündeme gelmektedir. Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda azınlık hakları sisteminin iyi işleyememesi, formaliteler içermesi, hakların kullanımını güçleştirdiği yönünde eleştiriler bulunmaktaydı. Bu anlamda haklı nedenle fesih, çoğunluk gücüne karsı azınlık pay sahiplerini koruyucu, son derece güçlü bir silah olarak değerlendirilmektedir. Diğer yandan, TTK madde 531’deki düzenleme şekline göre haklı nedenle fesih davası açılması halinde hakime alternatif çözümler üretebilme imkanının da tanınmış olması, sisteme fesih sonucundan ziyade ortaklıktaki sıkıntıları ve çekişmeleri çözümleme fonksiyonunu da yüklenmiştir(6).

TTK’nın 531. maddesine göre, “haklı sebeplerin varlığında”, kapalı (halka açık olmayan) anonim şirketlerde sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde ise yirmide birini temsil eden payların sahipleri, yani “azlık”, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir.

Anılan hakkın kullanılabilmesi için, şirket sermayesinin onda birine, halka açık anonim ortaklıklarda ise yirmide birine sahip olmak gerekli ve yeterlidir. Bu oranda paya bir pay sahibinin sahip olması şart değildir. Birden fazla pay sahibi de bir araya gelerek söz konusu hakkı kullanabilir. Esas sözleşme ile bu hakkın kullanımı için daha düşük bir oran da öngörülebilir. Feshin talep edileceği mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesidir. Davada husumet anonim şirket tüzel kişiliğine yöneltilir(7).

Mahkeme, azlığın bu talebi üzerine şirketin feshine karar verebileceği gibi, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebilir. Mahkemece karara bağlanabilecek alternatif çözüm yollarına, sınırlı olmamak üzere, şirketin bölünmesi, davacı ortağa yönetim kurulu üyeliği hakkı verilmesi, yıllık kâr dağıtımının esaslarının belirlenmesi, dağıtılmamış kârdan belirli bir miktarın eşit taksitler halinde belirli bir sürede pay sahiplerine payları oranında ödenmesi, dağıtılmamış kârlardan sermaye artırımı yapılması örnek olarak verilebilir(8).

Bir diğer ifadeyle, mahkeme sebepleri haklı bulsa bile şirket hakkında fesih kararı vermek zorunda değildir. Hatta, mahkeme tarafından son çare prensibi karar aşamasında dikkate alınarak öncelikle diğer çözümlerin uygulanma imkanı değerlendirilmeli, diğer çözüm yolları durumun özelliklerine uygun düşmüyorsa en son aşamada ortaklığın feshine karar verilmelidir(9). Böylece, TTK madde 531’de, hem davacıların menfaatlerinin korunması hem de şirketin fesih sonucundan kurtarılması için hâkime davayı kabul veya red dışında seçenekler de tanınmaktadır. Mahkeme fesih talebini kabul veya reddetmek dışında, davacılara paylarının gerçek değerinin ödenmesi ve bunların ortaklıktan çıkarılmasına da karar verebilir. Haklı nedenle feshi istemenin bir sonucu, pay sahibini ortaklıktan çıkarılmasıdır(10).

Ancak, hemen belirtelim ki, TTK’nın anılan maddesinde “haklı sebep” tanımlanmamış, haklı sebepler örnek olarak da gösterilmemiş, bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır. Öğretide ise, anonim şirketin feshine ilişkin haklı sebeplere örnek olarak;

sayılmıştır(11).

Fakat yukarıda sayılan örneklerin tamamının anonim şirketin feshi için haklı sebep teşkil ettiğini -tek kalemde- söylemek mümkün olmayıp, her somut olayın şartları özel olarak incelenmeli ve duruma göre karar verilmelidir(12).

III- ÖZET VE SONUÇ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile şirkette kalmayı arzu etmeyen ya da şirkette kalması diğer ortaklar tarafından arzu edilemeyen pay sahiplerine, ortaklıktan çıkma ve çıkarma hakkı bahşedilmiştir. Anonim şirkette çıkma ve çıkarmaya imkân veren düzenlemelerden birisi, şirketin haklı sebeple feshinin talep edilmesidir. Haklı sebeplerin varlığında, kapalı anonim şirketlerde sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde ise yirmide birini temsil eden payların sahipleri, yani azlık, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir. Feshin talep edileceği mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesidir. Davada husumet anonim şirket tüzel kişiliğine yöneltilir.

Mahkeme, azlığın bu talebi üzerine şirketin feshine karar verebileceği gibi, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebilir. TTK’da haklı sebep tanımlanmamış, haklı sebepler örnek olarak da gösterilmemiş, bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır. Dolayısıyla, haklı sebep her bir davada mahkeme tarafından somut olayın şartları gözetilerek karara bağlanacaktır. Bununla birlikte, mahkemece bu türden fesih davalarında son çare prensibinin dikkate alınarak öncelikle pay sahibinin şirketten çıkması ve çıkarılması imkânının değerlendirilmesi, uygun bir çözüm bulunamıyor ise en son aşamada anonim şirketin feshine karar verilmesi öğretide ifade edilmekte olup, biz de bu görüşe katılmaktayız.

Soner ALTAŞ*

Yaklaşım / Aralık 2019 / Sayı: 324

*           Dr., Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

(·)         Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.

(1)         İrfan AKIN, TTK madde 208 Kapsamında Anonim Şirketlerde Azınlığın Ortaklıktan Çıkarılması, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.17, S.1-2, 2013, s.3

(2)         14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(3)         Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için TTK kısaltması kullanılmıştır.

(4)         AKIN, agm, s.2

(5)         Füsun NOMER ERTAN, “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Davası –TTK m.531 Üzerine Düşünceler”, İÜHFM, C.73, S.1, 2015, s.421-440, s.421

(6)         Ayşe SÜMER, “Anonim Ortaklıkların Haklı Nedenle Feshi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.18, S.2, 2012, s.839

(7)         Ünal TEKİNALP, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku (3.bs.), İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2013, N.14-14

(8)         Reha POROY, Ünal TEKİNALP, Ersin ÇAMOĞLU, Ortaklıklar Hukuku-II (13. bs.), İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2017, s.347

(9)         Ayşe ŞAHİN, Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2013, s. 335

(10)       SÜMER, agm, 2012, s.845

(11)       ERTAN, 2015, s.426-427

(12)       ERTAN, 2015, s.427