Yazdır

Doğrudan Özel Esaslara Alınma İdari İşlem Olup İptal Nedenidir.(YARGI KARARI)

Danıştay, aşağıdaki kararında doğrudan özel esaslara alınan mükellefler için yapılan işlemi bir idari işlem kabul ederek,

Danıştay 3. Daire E. 2013/8368 K. 2013/4312T. 22.10.2013

KOD LİSTESİ ÖZEL ESASLARA TABİ MÜKELLEFLER LİSTESİ

KATMA DEĞER VERGİSİ İADESİ RİSK ANALİZİ PROJESİ

MÜKELLEFLERİN ÖZEL ESASLARA TABİ MÜKELLEFLER LİSTESİNE ALINARAK BU ŞEKİLDE SINIFLANDIRILMASININ YASAL VEYA ANAYASAL BİR DAYANAĞI BULUNMADIĞI GİBİ ANAYASADA GÜVENCE ALTINA ALINAN TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERE DE AYKIRI DÜŞTÜĞÜ HAKKINDA.

3065/md. 129

İstemin Özeti : Davacının özel esaslara tabi mükellefler listesine alınması işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. İzmir 2. Vergi Mahkemesi 27.2.2013 gün ve E:2012/956, K:2013/197 sayılı kararıyla;mükelleflerin bu şekilde sınıflandırılmasının yasal veya Anayasal bir dayanağı bulunmadığı gibi Anayasada güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlere de aykırı düştüğü gerekçesiyle işlemi iptal edilmiştir.

Davalı idare tarafından, iade taleplerinin sağlıklı ve hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amacıyla 84 No.lu Katma Değer Vergisi Genel tebliğine dayanılarak hazırlanan ?Katma Değer Vergisi İadesi Risk Analizi Projesi?nden kaynaklanan ve idarenin iç işlemi olan uygulamanın idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem sayılamayacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunama verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : ???????????

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 22.10.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X.KARŞI OY

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2?nci maddesinde tanımlanan iptal davaları; idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik yaratan etkili ve yürütülmesi gerekli hukuksal işlemlerini konu edilen davalardır.

Bir idari işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu olabilmesi için; bir başka merciin onayına gerek kalmaksızın, uygulanabilir ve hukuksal sonuç yaratabilir nitelikte olması gerekmektedir. Bir durum bildiren, idarelerin iç yapı ve çalışma düzenini ilgilendiren, iç işlemler iptal davasına konu yapılabilecek nitelikte işlem kabul edilemez. Aksi halde idarenin işleyişi ve etkinliği zedelenir.

Davada konu olan liste ise; incelemeye sevk edilenlerin de dahil edildiği mükelleflerin mahsup ve iade taleplerinin yerine getirilebilmesi için kurum içi işlemleri hızlandırmak amacıyla hazırlanan, aynı zamanda Maliye Bakanlığı tarafından bir takip yöntemi olarak kullanılmak üzere düzenlenen ve ilgililere duyurulmayan bir listedir.

Davacının, idarenin iç işlemi olan bu listeye dahil edilmesi; idarenin idare hukuku ilkelerine göre kurduğu bir idari işlem niteliği taşımadığı ve davacının hukuksal durumunda etki yaratmadığından, idari davaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

Kaynak,

Ali ÇAKMAKCI 
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

http://taxauditingymm.com