Ekonomik gidişat ve mevcut konjonktürel yapı belirli kavramları ön plana çıkarmakta ve kullanılmasını yaygın hale getirmektedir. Ekonomin zora girmesi, ticaret hayatının daralması ile ülkemiz “İflas Erteleme” kavramı ile tanışmıştı ve oldukça yaygın olarak kullanılmaya başlanılmıştı.

Ancak, Olağanüstü Hal döneminde, suiistimal edildiği düşünülerek iflas ertelemesi müessesesi kaldırılmıştır. Mevcut bir uygulamayı kaldırmak ekonomik sıkıntıyı ve ticarette yaşanılan daralmayı ortadan kaldırmamaktadır. Ekonomik yavaşlamanın belirginleşmesi ile birlikte iflas erteleme müessesesini ikame edecek farklı bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuş; bu amaçla uzun zamandır var olan konkordato, yenilenerek uygulanmaya sokulmuştur.

Yani aslında konkordato ticaret hukukunda uzun zamandan beri var olan bir kavram olmasına rağmen bu dönem ekonomik gidişata bağlı olarak güncellenerek yeniden gündeme gelmiş bulunmaktadır.

Konkordato çok basit bir tanımla; “borçlunun borçlarını belli bir plana göre ödemesi konusunda alacaklıları ile kendi aralarında gerçekleştirdikleri ve mahkeme tarafından onaylanan anlaşma” şeklinde tanımlanabilir.

Bu amaçla 15.03.2018 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan İcra İflas Kanunu'nda yapılan değişikler ile konkordato müessesesi güncellenmiş ve kaldırılan iflas ertelemeyi ikame etmek üzere uygulanmaya başlanılmıştır.

Söz konusu değişiklik ile konkordato müessesi İcra Mahkemeleri'nin görev alanından çıkarılarak Asliye Ticaret Mahkemeleri'nin görev alanına dahil edilmiştir. Yani yeni düzenleme ile konkordato talepleri Asliye Ticaret Mahkemeleri'ne yapılabilecek ve kararlar bu mahkemece alınacaktır. Yine aynı şekilde yapılan yeni düzenleme ile sadece tacirler değil tacir olmayan kişiler de konkordato talep edebileceklerdir (!).

Bu düzenlemelerin bize göre en önemlisi ise konkordato projesinin mahkeme tarafından tasdik edilmesi için getirilmiş borç tutarı ve alacaklı oranıdır. Projenin tasdiki için alacaklıların adet olarak ½’si tutar olarak ise yine 1/2’si yani yarısı veya alacakların dörtte biri ile alacakların ise tutar olarak 3/4'ünü kapsayacak bir çoğunluk tarafından kabul edilmiş olması gerekmektedir. Kanunda belirtilen gerekli çoğunluğa ulaşılmadığı süre içinde mahkeme tarafından konkordato projesinin onaylanması mümkün değildir.

Bunu bir örnek ile açıklayacak olursak

Borcun tamamının 1.000.000 TL ve alacaklı sayısının da 60 gerçek ve tüzel kişiden oluştuğunu kabul edelim.

1. Şartı gerçekleştirmek için Alacaklıların ½ si ve borcun da ½ si ile anlaşmak gerekmektedir.
Örneğimizde asgari 500.000 TL borç tutarı ve 30 alacaklı ile anlaşmak gerekmektedir.

2. Şartı gerçekleştirmek için alacaklıların 1/4 ü toplam borcun ise ¾ ile anlaşmak gerekmektedir.
Yani yine örneğimiz için 750.000 TL borç tutarı ve 15 kişi için anlaşmış olmak gerekmektedir.
Bu iki seçenekten herhangi biri ile bir anlaşma sağlanamaması halinde konkordato projesi mahkeme tarafından onaylanmamaktadır.

Yine bize göre bu düzenleme ile yapılan önemli değişiklerden bir tanesi ise konkordatonun her aşaması için ve genel anlamda tamamı için sürelerin öngörülmüş olmasıdır. Yani her aşamanın ve nihayetinde konkordato sürecinin en geç hangi tarihte son bulacağının belirlenmiş olmasıdır. Buna göre konkordato tüm aşamaları ve her aşamadaki ilave ek süreler için toplam maksimum 2 yıl 5 ay gibi bir sürede sonuçlandırılması gerekmektedir.

Söz konusu süre içerisinde konkordatonun sonuçlandırılamaması halinde konkordato durumu ortadan kalkmakta ve konkordato isteyen gerçek veya tüzel kişinin iflasına karar verilmektedir. 
Yani burada bize göre esas olan konkordato süresi içinde anlaşmanın mutlaka sağlanmasıdır. Aksi takdirde maksimum sürenin dolması ile beraber iflas kararı verilmektedir. Bu nedenle konkordato talebinde geri dönüş olmadığı değerlendirilerek nihai kararın buna göre verilmiş olması büyük önem taşımaktadır.

Ekonomik şartların giderek daha ağırlaştığı günümüz Türkiye’sinde konkordato uygulamasının zamanla artan bir uygulama sahası bulacağı düşünülmektedir. Çünkü daralan ticaret hayatı kişileri ve şirketleri artan oranda yıpratmaya devam etmektedir. Bunun sonucu olarakta ticaretine devam etmek isteyen, alacaklıları ile anlaşıp borçlarını ödemek isteyen kişiler konkordato limanına sığınma ihtiyacı duymaktadırlar.

Bize göre, borç yönetiminde güçlük yaşayan firmaların konkordato seçeneğini değerlendirirken yukarıdaki anlaşma ve süre kriterlerini iyi gözetmesi, sonu iflasla sonuçlanma riski olan bir yola dikkate dikkatli çıkması önerilmektedir. Yılmaz Sezer

https://www.dunya.com/kose-yazisi/cok-konusulan-az-bilinen-konkordato-cok-konusulan-fakat-tam-bilinmeyen-konkordato/427644

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 529 HESAP ENFLASYON DÜZELTMESİNE TABİ TUTULACAK MI? “529- Diğer Sermaye Yedekleri Hesabı”nın enflasyon düzeltmesine tabi tutulup tutulmayacağı…
  • 3568 Sayılı SMMM ve YMM Kanunun da Maliye Bakanlığının Uygun Görüşü Alındıktan Sonra…” İbaresinin Kaldırılması İle İlgili Anayasa Mahkemesi Kararı Esas Sayısı : 2024/63 Karar Sayısı : 2024/75 Karar Tarihi…
  • PRİMLİ PAY ve MUHASEBE UYGULAMA Anonim şirketlerde kuruluş veya sermaye artırımı sırasında, pay senedinin üzerinde…
Top