Kayıtdışı istihdam ülkemizde gerçekten önemli bir problem. Son TÜİK verilerine göre 2018 Ekim döneminde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeden çalışanların oranı %33,7 olarak gerçekleşti. Kayıtdışı istihdam oranı tarım sektöründe % 83,4 iken kadın çalışanlarda %41,5 seviyesinde.

Hemen hatırlatalım ki bu oranlar SGK’ya hiç bildirimi yapılmayan işçileri kapsıyor. Bunun yanı sıra almış olduğu ücretin SGK’ya eksik beyan edilmesi nedeniyle kısmen kayıtdışı olan önemli bir kesim var. Nitekim SGK verilerine göre asgari ücret üzerinden bildirimi yapılanların oranı %50 civarında. Bu sebeple reelde kayıtdışı istihdam ve bunun mali etkisi de daha üst seviyelerde.

Şikayet mi Etmeli Dava mı Açmalı?
Sigortasız çalışma halinde işçilerin başvurabilecekleri bazı yöntemler var. Bunlardan birisi SGK’ya şikayet dilekçesi vermek. Verilen şikayet dilekçesi üzerine SGK denetim elemanları işyerinde tespit ve inceleme yapıyorlar ve iddianın doğruluğunu araştırıyorlar.

İşyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda yapılan tespitlerden çalıştığı belirlendiği hâlde, hizmetleri SGK’ya bildirilmediği veya eksik bildirildiği saptanan sigortalıların geriye yönelik hizmetleri veriliyor.

Denetim elemanlarının işyerinde yaptıkları durum tespiti sırasında, sigortalı, işyerinde çalışan diğer sigortalılar, işyeri mahallinde bulunanlar veya işveren beyanına dayanılarak yaptıkları ve tespit tarihinden önceki bir yıllık süreye ilişkin hizmetler de sigortalılıkta dikkate alınıyor. Bir yıllık süreyi aşan sigortalı çalışmalar ise her zaman düzenlenebilir nitelikte olmayan kanunen geçerli kayıt ve belgeler ile kanıtlanmak zorunda.

Eğer bunlardan bir sonuç alınamazsa işçilerin başvuracakları bir yol daha var: Hizmet Tespit Davası açmak. Şunu da belirtelim ki işçi isterse aynı anda hem şikayet hem de dava yolunu seçip eş zamanlı yürütebilir.

Şikayet Eden İşçi İşten Çıkartılırsa…
Ne yazık ki ülkemizde yaşanan ekonomik kriz işverenlerimizi fazlasıyla etkiliyor. Çoğu zaman da işverenler maliyetlerini azaltmak için işçilerini sigortasız çalıştırma yolunu seçiyor. Bu da kayıtdışı istihdamı artırıyor ve hem ülke ekonomisine zarar veriyor hem de işçileri sosyal güvenceden mahrum bırakıyor.

Öncelikle belirtelim ki işveren eğer işyerinde 30’dan fazla işçi çalıştırıyorsa işçilerini keyfine göre işten çıkartamaz. Bu durumda işveren işçisini işten çıkarırken mutlaka geçerli bir sebep öne sürmeli. Yoksa işçi açacağı işe iade davasıyla tekrar işine dönebilir. İşe iade davasına karşın işveren işçiyi işe başlatmazsa işçiye 8 aylık ücretine kadar tazminat ödemek zorunda kalabilir.

​İşveren Kötüniyet Tazminatı Öder…
Eğer işyerinde 30’dan az işçi çalışıyorsa işveren ihbar sürelerine uyarak işçisini geçerli bir sebep göstermeksizin işten çıkartabilir. Ancak çıkarma nedeni SGK’ya sigortalı olmak için yaptığı şikayet ise işveren kötüniyet tazminatı öder. İşçi açacağı dava ile bu durumu kanıtlarsa kötü niyet tazminatını işverenden alınır. İş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği böyle durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında kötü niyet tazminatı ödenir.

Ayrıca işveren işçiyi işten çıkaracağını önceden bildirmemişse kötüniyet tazminatının yanında ihbar tazminatı da öder. Ayrıca işçinin 1 yıldan fazla çalışması varsa bunların yanında kıdem tazminatı da alınır…

Haksız Şikâyet de İşçiyi Yakar

Tabi bahsettiğimiz hususlar işverenin kötüniyetle işçiyi işten çıkarması ile ilgili. Şayet işçi ortada herhangi bir neden yokken, sadece işvereni zor durumda bırakmak, itibarını sarsmak için bazı makamlara asılsız şikayet veya ihbarlarda bulunursa işveren işçiyi derhal işten çıkartabilir. Bu durumda işçi işverenden kıdem tazminatı dahi alamadan işten çıkartılabilir.  



04.02.2019
Dr. Mehmet BULUT 
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı


This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

http://www.sadettinorhan.net/4_2_2019_makale.html

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 529 HESAP ENFLASYON DÜZELTMESİNE TABİ TUTULACAK MI? “529- Diğer Sermaye Yedekleri Hesabı”nın enflasyon düzeltmesine tabi tutulup tutulmayacağı…
  • 3568 Sayılı SMMM ve YMM Kanunun da Maliye Bakanlığının Uygun Görüşü Alındıktan Sonra…” İbaresinin Kaldırılması İle İlgili Anayasa Mahkemesi Kararı Esas Sayısı : 2024/63 Karar Sayısı : 2024/75 Karar Tarihi…
  • PRİMLİ PAY ve MUHASEBE UYGULAMA Anonim şirketlerde kuruluş veya sermaye artırımı sırasında, pay senedinin üzerinde…
Top