Mükelleflerin adreslerinde bulunmayışı önemli vergisel ve hukuksal sorunlara sebebiyet vermektedir. Bunlardan ilki, vergi kaydının vergi dairesi tarafından re’sen sonlandırılması ile ilgilidir. Vergi kaydı re’sen sonlandırılan bir mükellefin daha sonra bu kaydı açtırması bir çok problemlere neden olabilmektedir. Ayrıca, bu mükellefler ile iş yapan bir çok mükellefler zincirlemeli olarak zarar görmektedir.

Örneğin; (A) firmasının, yapılan tespitler sonucunda adresinde bulunmayışı nedeni ile bu firmadan malzeme alan bir çok diğer firmalarda zincirlemeli olarak olumsuz yönde etkilenmektedir. BA/BS formları yönünden de her iki mükellef olumsuz şekilde etkilenerek “Özel Esaslar” diye kategorize edilen KOD ‘a alma işlemlerine maruz kalmaktadır.

213 sayılı VUK md. 160 hükmüne göre; mükelleflerin işi bırakmaları halinde bu durumu derhal vergi dairesine bildirmek zorundadırlar. Faaliyette bulunduğu adreste işi terk eden mükellefin bu durumu (30) gün içerisinde vergi dairesine bildirmesi zorunludur.

5228 sayılı yasanın md. 6 ile, 213 sayılı VUK md. 160 ‘da yapılan düzenleme ile mükelleflerin vergi kayıtlarının terkin edilmesi halinde, işi bırakma tarihinden önce ki dönemler ile ilgili vergisel yükümlülüklerini ortadan kalkmamaktadır. Keza, işi bırakmadan sonra, bir şekilde yeniden faaliyete geçmesi halinde yine vergilendirmeye ve mükellefiyete ilişkin bütün ödevleri yerine getirilecektir. Ayrıca, sahte belge düzenleme fiili nedeniyle cezai koğuşturma yapılmaktadır.

Diğer yandan, vergi daireleri vergi inceleme raporuna istinaden salt sahte fatura düzenleme amacıyla kurulan mükelleflerin (gerçek-tüzel) vergi kayıtlarını resen kapatma hakkına sahiptir. Bu gibi durumlarda mutlak surette vergi inceleme raporu bulunması zorunludur. Aksi takdirde vergi kaydının kapatılması mümkün değildir. Bu şekilde vergi kaydı kapatılan mükelleflerin vergi yargısına başvurma hakları saklıdır.

Sonuç olarak vergi kayıtları silinen mükelleflerin yeni adreslerini bildirmeleri halinde vergi kayıtları yapılacak yoklama işlemine istinaden yeniden açılabilir. Geriye doğru kapanmış kayıt dolayısıyla da vergi kayıtları yeniden ihya edilebilir. Böylece geçmişe yönelik verilemeyen beyannameler verilerek yine aynı şekilde geçmiş dönemle ilgili verilmemiş olan ba bs formları da verilmek suretiyle mükellefin durumu güncel hale getirilebilecektir. Ayrıca, şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı olan adreslerinde bulunmamaları durumunda da bu durum şirketin fesih sebebi sayılacak bir fiildir. Özellikle anonim ve limited şirketlerde tüzel kişiliğin ana sözleşmesinde yer alan adresinde bulunmaması şirketin “fesih sebebi” olarak kabul edilmektedir. Nazlı Gaye Alpaslan

https://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/vergi-mukellefinin-adresinde-olmayisi-sorunu/haber-24313

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, Adana da 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • HUZUR HAKKI ÖDEMELERİNİN PRİME TABİ OLUP OLMADIĞI Uygulamada bazı görevlerin komisyon, komite, idare heyeti gibi organların toplantılarına…
  • e-Bağımsız Denetçi Adayı Belirleme Sınavı   30 Nisan 2024 tarihli Elektronik Bağımsız Denetçi Adayı Belirleme Sınav…
  • Yıllık Gelir Vergisi, Ba-Bs ve E-Defter Beratları Yüklenme Süreleri Uzatıldı 28 Mart 2024 tarihli ve 166 Sıra No.lu Vergi Usul…
Top