Çarşamba, 12 Aralık 2018 17:49

Konkordato Süreci

1. Giriş

Son günlerde en çok konuşulan konulardan biri olan konkordato, borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmesi veya indirim yapılması suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için kullanabileceği bir yöntemdir.

7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la (“7101 sayılı Kanun”) iflasın ertelenmesine ilişkin düzenlemeler Türk Ticaret Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu’ndan (“Kanun”) çıkartılmış ve konkordato hükümleri yeniden düzenlenmiştir. Bu itibarla 15.03.2018 tarihi itibariyle iflasın ertelenmesi yerine konkordato talep edilebilecektir.

Kanun ile getirilen yeni konkordato düzenlemeleri ile borçlunun borcunun uzatılması, borcundan indirim yapılması veya muhtemel bir iflastan kurtulması amacı güdülmektedir.

İşbu yazımızda, öncelikle konkordato başvurusunun kimler tarafından, hangi mahkemeye, hangi belgeler ile yapılabileceği değerlendirilmiştir. Ardından başvuru sonrasındaki süreç; geçici mühlet kararı, geçici mühlet kararının sonuçları, kesin mühlet kararı başlıkları altında incelenecek, konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması süreçleri irdelenecektir. Son kısımda ise konkordato projesinin tasdiki sürecine, konkordatonun feshine ve konkordatoda mevcut harç ve vergi istisnaları ve teşvik belgelerine dair bilgi yer alacaktır.

2. Konkordato Başvurusunda Bulunabilecek Kişiler

Kanun çerçevesinde borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların konkordato talebinde bulunabilecekleri ifade edilmiştir. Bu da tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerin de konkordatoya başvurabilecekleri anlamına gelmektedir.

Ayrıca iflas talebinde bulunabilecek her alacaklının da borçlu hakkında konkordato talebinde bulunabileceği öngörülmektedir.

3. Konkordato Başvurusunun Yapılacağı Mahkeme

Konkordato başvuruları bakımından görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olarak belirlenmiş bulunmaktadır.

Yetki bakımından ise ikili bir ayrıma gidilmiştir. İflasa tabi olan borçlular bakımından yetkili mahkeme; borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. İflasa tabi olmayan borçlular bakımından yetkili mahkeme ise yerleşim yeri mahkemesidir.

Ayrıca konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını mahkeme veznesine yatırmaya mecburdur. Adalet Bakanlığı, 02.06.2018 tarihinde konuya ilişkin olarak Konkordato Gider Avansı Tarifesi’ni yayınlamış olup ödenmesi gereken gider avansı bu tarifede belirtilmiştir[1].

4. Konkordato Başvurusu Esnasında Sunulması Gereken Belgeler

Konkordato talebi ile birlikte mahkemeye sunulması gereken belgeler, Kanun’un 286’ncı maddesinde detaylı olarak sayılmıştır. Bu belgeler aşağıda sayılacak ve sunulması gereken bazı belgelerin içeriklerine  değinilecektir.

i. Konkordato ön projesi: Ön projede borçlu, borçlarını hangi oranda, hangi vadede ve nasıl ödemeyi planladığını, ekonomik durumunu iyileştirebilmek için alacağı önlemleri belirtecektir.

ii. Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler: Bu belgeler, son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri, e-defter berat bilgileri, mali duruma ilişkin bilgi ve belgeler, alacak ve borçlara ilişkin liste ve belgeler gibi belgelerdir.

iii. Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste: Borçlu ilgili listede, alacaklıların yanında alacak miktarlarını ve Kanun’un 206’ncı maddesi çerçevesinde alacaklıların imtiyaz durumlarını da göstermelidir.

iv. Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.

v. Bağımsız denetim kuruluşları tarafından hazırlanan finansal analiz raporları ile dayanakları: 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 28’inci maddesi[2]kapsamında küçük işletmeler bu belgeleri sunmaktan istisna tutulmuştur.[3]

Ayrıca belirtmek gerekir ki, sunulacak mali tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olmalıdır.

5. Mahkeme Süreci

5.1. Geçici Mühlet Kararı

Yukarıda anılan belgelerin eksiksiz olarak mahkemeye sunulması halinde mahkeme geçici mühlet kararı verebilmektedir[4]. Geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirilmektedir. Borçlunun mali durumunun iyileşmesi[5]halinde ise geçici mühlet kaldırılmaktadır.

Geçici mühlet süresi esas itibariyle üç ay olup, mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilmektedir. Bu anlamda geçici mühletin süresi en fazla beş ay olabilmektedir.

Geçici mühlet kararının yanında mahkeme borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü tedbirleri alabilmektedir.

Mahkemece verilen geçici mühlet kararı ticaret sicil gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmi ilan portalında ilan olunmakta ve Kanun’un 288’inci maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen yerlere bildirilmektedir. Alacaklıların ilandan itibaren yedi gün içinde mahkemeden konkordato talebinin reddini istemeleri mümkündür.

5.2. Kesin Mühlet Kararı

Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması durumunda mahkeme, geçici mühlet içinde kesin mühlete ilişkin kararını vermektedir. Mahkeme kesin mühlete ilişkin kararını vermeden önce yapacağı değerlendirmede, geçici konkordato komiseri tarafından sunulacak yazılı raporu inceleyebileceği gibi duruşmada bulunmasına da karar verebilir. Ayrıca alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itirazlar da dikkate alınabilir. Bunun yanında, kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamamaktadır. Benzer şekilde, mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı da kanun yoluna başvurulamamaktadır.

Kesin müddete ilişkin kararla birlikte mahkeme, kesin mühlet içinde yedi alacaklıyı geçmemek kaydıyla bir alacaklılar kurulu da oluşturabilmektedir.

Kesin mühlet süresi Kanun’da bir yıl olarak belirtilmiştir. Bunun yanında güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, konkordato komiserinin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine en fazla altı ay daha uzatılabilmektedir. Bu uzatma konkordato komiserinin görüşü alınarak borçlunun talebi halinde de yapılabilmektedir. Bunun yanında her halükarda, uzatma kararından önce alacaklılar kurulunun da görüşü alınmaktadır.  

5.3. Kesin Mühlet ve Geçici Mühlet Kararının Sonuçları

Kesin mühlet kararının alacaklılar, rehinli alacaklılar, sözleşmeler ve borçlular bakımından sonuçları sırasıyla Kanun’un 294, 295, 296 ve 297’nci maddelerinde sayılmış olup, bu sonuçlardan yalnızca kritik önem arz ettiği düşünülenler aşağıda sayılacaktır. Geçici mühlet kararının doğurduğu sonuçlar, kesin mühletin doğurduğu sonuçlar ile aynı olduğundan aşağıda sayılan sonuçlar geçici mühlet kararı bakımından da uygulanacaktır.

i. Alacaklılar bakımından: Mühlet içerisinde borçlu aleyhine Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamamakta ve önceden başlamış olan takipler durmakta, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmamakta, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlememektedir. Bunun yanında imtiyazlı alacaklar bakımından istisna mevcuttur.

Ayrıca, konkordato projesinde aksine hüküm olmadığı sürece kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durmaktadır.

ii. Rehinli alacaklılar bakımından: Mühlet içerisinde rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir. Ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınması ve rehinli malın satışının gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

iii. Sözleşmeler bakımından: Sözleşmeler, borçlunun konkordatoya başvurması gerekçesiyle sona erdirilemez. Sözleşmelerde, borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine veya haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hale getireceğine ilişkin hükümler bulunsa dahi bu hükümler borçlunun konkordatoya başvurması durumunda uygulanmamaktadır.

iv. Borçlular bakımından: Borçlu, konkordato komiserinin nezareti altında işlerine devam edebilir. Mahkemece bazı işlemlerin ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verilebilmektedir.

Borçlu, mahkemenin izni olmaksızın mühlet kararından itibaren rehin tesis edememekte, kefil olamamakta, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredememekte, takyit edememekte ve ivazsız tasarruflarda bulunamamaktadır. Aksi halde yapılan işlemlerin hükümsüz olacağı belirtilmiştir.

5.4. Konkordato Talebinin Reddi ile İflasın Açılması

Kanun’un 292’nci maddesinde iflasa tabi borçlular bakımından bazı durumların gerçekleşmesi halinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkemenin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Bu haller aşağıda sayılacak olup, hem geçici mühlet hem de kesin mühlet bakımından ortaktırlar.

i. Borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa,

ii. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,

iii. Borçlu, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa,

iv. Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.

Ayrıca konkordato projesinin mahkeme tarafından tasdik edilmemesi halinde de mahkeme konkordatonun reddine karar vermektedir.

5.5. Konkordato Projesinin Tasdiki Süreci

i. Alacaklılar toplantısının yapılması ve gerekli çoğunluğun sağlanması: Alacaklılar konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla, ilan tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunmaktadır. Ardından konkordato komiseri, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet etmektedir.

Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser yeni bir ilanla alacaklıları konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet etmektedir.

Borçlunun da bulunacağı ve konkordato komiserinin başkanlık edeceği toplantıda konkordato projesi,

  • Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
  • Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini

aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılmaktadır.

Konkordato projesinin kabul edilmesini takiben Kanun’da belirtilen sürelerin geçmesini takiben konkordato komiseri, konkortatoya ilişkin belgeleri ve gerekçeli raporunu mahkemeye sunmaktadır.

ii. Konkordato projesinin tasdiki: Mahkeme, konkordato komiserinin gerekçeli raporunu ve dosyayı inceleyerek konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlamaktadır. Her ne kadar kararın kesin mühlet içinde verilmesi gerekmekteyse de, kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa,  en fazla altı ay boyunca kesin mühlet hükümlerinin devamına karar verilebilmektedir.

Mahkeme, Kanun’un 305[6]’inci maddesinde düzenlenen, adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması gibi tasdik şartlarını dikkate alarak konkordato projesinin tasdikine karar verebilmektedir. Konkordatonun tasdikine karar verilmesi durumunda, konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilmektedir. Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hale gelmektedir.

6. Konkordatonun Feshi

Alacaklılara belli hallerde konkordatonun kısmen veya tamamen feshini mahkemeden talep etme imkanı verilmiştir. Kanun’da kısmen fesih sebebi alacaklıya konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmaması, tamamen fesih sebebi ise konkordatonun kötü niyetle sakatlanmış olması olarak belirtilmiştir. 

7. Konkordatoda Harç, Vergi İstisnaları ve Teşvik Belgeleri

Kanun’un 308/g maddesi çerçevesinde, tasdik edilen konkordato projesinde belirtilen işlemler bakımından borçlu ile proje kapsamındaki alacaklılar;

a) Yapılacak işlemler, 492 sayılı Harçlar Kanununa tabi harçlardan; bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kağıtlar damga vergisinden,

b) Alacaklılar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden,

c) Borçluya kullandırılacak krediler, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan,

istisna edilmiştir.

8. Sonuç

Bilgilendirmemiz çerçevesinde, 7101 sayılı Kanun’la getirilen konkordato düzenlemeleri ve konkordato süreci ana hatlarıyla izah edilmeye çalışılmıştır.

7101 sayılı Kanun’dan önceki dönemde mevcut iflasın ertelenmesi hükümlerine kıyasla konkordato hükümlerinin uygulama alanının, başvurabilecek kişiler değerlendirildiğinde daha geniş olduğu, sürecin konkordato komiserinin de desteğiyle borçlular ve alacaklılar arasındaki müzakereler ışığında yürütülmesi itibariyle de taraflara daha fazla söz hakkı verildiği görülmektedir.

Bu anlamda, 7101 sayılı Kanun’la getirilen düzenlemelerin pozitif sonuçlar doğurabileceği değerlendirilse de, ağırlıklı olarak İsviçre İcra ve İflas Kanunu’ndan iktibas edilmiş olmaları sebebiyle Türkiye için nispeten yeni ve bir adaptasyon sürecine açık oldukları da tartışmasızdır. Uygulamanın, yasamanın değişiklikleri ve yargıtay içtihatlarıyla nasıl şekilleneceğini zaman gösterecektir.


[1]Konkordato gider avansı miktarı

MADDE 4 – (1) Talep eden;

a) Konkordato talep edilirken bildirilen alacaklı sayısının üç katı tutarında tebligat gideri,

b) Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanacak yedi adet ilan bedelinin asgari tutarı olan 550,00 Türk Lirası,

c) Resmi İlan Fiyat Tarifesinde belirlenen Basın-İlan Kurumu resmi ilan portalında yapılacak yedi adet ilan bedelinin asgari tutarı,

ç) İlgili kurum ve kuruluşlara yapılacak bildirim için 50 adet iadeli taahhütlü posta ücreti,

d) Bir bilirkişi için Bilirkişi Ücret Tarifesinde belirlenen ücretin üç katı tutarı,

e) Mahkemece belirlenecek ücreti sonradan tamamlanmak üzere konkordato komiseri olarak görevlendirilecek kişi için asgari 1.000,00 Türk Lirası üzerinden hesaplanan beş aylık ücret tutarı,

f) Diğer iş ve işlemler için 300,00 Türk Lirası,

g) İflasa tabi olanlar yönünden 15.000,00 Türk Lirası iflas gideri,

toplamını avans olarak öder.

(2) İflasa tabi olmayan borçlular yönünden yukarıda sayılan gider avansı miktarından indirim yapılmasına mahkemece karar verilebilir.

[2]“Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler

MADDE 28 – (1) Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler kısaca "KOBİ" olarak adlandırılır. KOBİ'lerin tanımlanmasına, niteliklerine, sınıflandırılmasına ve uygulamalarına ilişkin esaslar; net satış hasılatları, malî bilanço tutarları ve çalışan sayıları dikkate alınarak Bakanlıkça hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Kurum ve kuruluşların KOBİ'lere ilişkin uygulamalarında bu yönetmelik hükümleri esas alınır.”

Ayrıca, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkkında Yönetmelik çerçevesinde KOBİ’ler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır:

“MADDE 5 – KOBİ’ler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır.

a) Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri "üç" milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.

b) Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri "yirmibeş" milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.

c) Orta büyüklükteki işletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri "yüzyirmibeş" milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.”

[3]Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi’nin 13’üncü maddesi çerçevesinde, Kanun’un bu konuyu düzenleyen 286’ncı maddesinin (e) bendinde değişiklik öngörülmektedir. (e) bendinin bu yazının yazıldığı 11.12.2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu tarafından kabul edilmiş hali “e) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimi için yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.” şeklindedir. İlgili bendin mevcut haliyle kanunlaşması durumunda, konkordato talebi halinde, finansal analiz raporu ve dayanakları yerine düzenlemede belirtilen kurumlardan bağımsız denetim raporu alınması aranacaktır. Ayrıca küçük işletmeler bakımından halihazırda mevcut olan istisnanın da kaldırıldığı görülmektedir.

[4]Şekil denetiminin ötesinde konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının da incelenmesi gerektiği görüşünde olan yazarlar mevcuttur.

Geçici mühlet kararı Kanun’un 288’inci maddesinin 2’nci fıkrası çerçevesinde; ticaret sicil gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmi ilan portalıonda ilan olunmakta ve tapu müdürlüğüne, ticaret sicil müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilmektedir.

[5]Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’nın gerekçesinde “iyileşme” kavramına lişkin; “...İyileşme kavramı, borçlunun alacaklılara tam ve zamanında ödeme yapabilecek şekilde ödeme gücünü kazanması şeklinde anlaşılabilir ise de bu madde çerçevesinde özellikle açıklanmamakta, konu kazai içtihatlara bırakılmaktadır.” denilmiştir.

[6]“Konkordatonun tasdiki şartları:

MADDE 305 - 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:

a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.

b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).

c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.

d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).

e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.

Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” Umut Saraç, Avukat https://www.verginet.net/

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, Adana da 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Hazine ve Maliye Bakanlığı, KDV'ye Zam Yok Vergi İstismarının Önüne Geçiliyor Hazine ve Maliye Bakanlığı, lokanta ve kafelerde KDV oranlarında artışa…
  • GİB, Yiyecek ve İçecek Hizmeti Sunan Yerlerde KDV Oran Uygulamasına İlişkin KDV Tebliğ Taslağı Yayınladı Gelir İdaresi Başkanlığınca, yiyecek ve içecek hizmeti sunan yerlerde KDV…
  • Kurum Kazancının Tespitinde Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler Nelerdir? Ticari kazancın doğru saptanması, gelir ve giderlerinizin hatasız belirlenmesi bakımından,…
Top